15 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

15 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A Suriye Krallıgı için kan ve para garpışıyor LÜBNAN MEKTUBLARI |YAZAN: \ T. CEMtL 15 Mayıs 1939 CUMHURİYET İktısadî hareketler Esnaf işlerimizin tanzimi I§ kanunut şimdiye kadar esnaf olarak bilinen ıj erbabının bir kısmını hakikî vasfı olan «işçi» sıfatmı vererek karşıraıza çıkardı. Projesi Büyük Millet Meclisinde bulunan küçük san'atlar kanunu, esnafın büyük bir kısmını cemiyetlerile beraber san'atkâr smıfına sokuyor. Bu suretle bizde bir türlü hakikî vasfını bulamamış, mana ve mahiyetinı'n hududlan anlaşılamamış olan esnaf işleri, bir tasfiyeye uğramak yolundadır. Esnaf işlerini tanzim eden elde iki kararname var: Biri 1341 senesi eylulünde ve diğeri de buna zeyl olarak 1930 senesi nisanında çıkanlmış, bu karamamelere istinaden de bir esnaf cemiyetleri talimatnamesi hazırlanmıştır. Sonradan bazı tadillere uğrıyan bu talimatname, maalesef bugünün ihtiyaclarını karşılamaktan uzaktır. Talimatnamenin ikinci maddesinde: «Esnafın her biri ayn ayrı bir cemiyet tesis edebilir» olduğu yazılıdır. Bu edebilir tabiri bir hayli tefsire müsaiddir. İnsanın, «etmezse ne olur?» diye soracağı geliyor. Gene bu talimatnamenin üçüncü maddesinde, bütün esnafın mensub olduklan cemiyete kaydolunmağa ve senelik hüviyet varakası almağa mecbur olduklan kaydolunmuştur. Fakat bunun hiçbir müeyyidcsi yoktur. Işte esnafın, cemiyetlerine karşı alâkasızlığını ve esnaf cemiyetlerinm düştüğü vaziyeti bunda aramak lâzımdır. Dördüncü maddede, umumî kâtiblerin hükumetle cemiyet arasında vasıtai irtibat olduklan, yazıhdır. Cemiyetler kanunu ise cemiyetlerin münhasıran cemiyet reisleri tarafından temsil edileceğini bildirmektedir. Bir tezad değil mi? Talimatnamede, esnaftan haü acz ve müzayakaya düşenlere cemiyetlerin «muaveneti insaniyede» bulunabileceklerine dair bir madde daha vardır. Bu muaveneti insaniyenin hudud ve şümulü malum değildir. Evvelce esnaf cemiyetlerinde şahid olduğumuz hesab ve para dedikodularmın şu maddeden çıktığı nekadar bellidir! On beşinci maddede cemiyetler kanunile taban tabana zıd bulunan bir nokta daha var: Esnaf cemiyetlerini teavün maksadile para toplamağa mezun kılan bu madde, cemiyetler kammunun ve cem'i ianat kanununun hükümlerini unutmuş görünüyor. îşte bu ve bunun gibi maddeler bu talimatnamede yer bulmuş. Bizce, esnaf işlerimizin bozuk düzen gitmesinde amil olan bu talimatnamenin değiştirilmesi ihmal edilmese iyi olacak! ı ŞEHRİN İÇİNDEN I İHTİRALAR. KESİFLER Büyük meteoritler Neredesin, Belediye? Serinletici içkilerin kontrolu lâzımdır! paraya limonata... Var mı buzdan ıçen!.. Yanhş duyduğumu sanarak bir daha kulak kabafttım: Hayret! Limonun tanesi yüz paraya satıldığı bir şehirde bu adam, en az yarım lımondan çıkması lâzım gelen bir bardak lımonatayı, şekerını ve suyunu da hesaba katmıyarak hatta buzlu olmak şartile kırk paraya acaba nesıl satabilıyordu?. Elinde tuttuğu bakraca şöyle bir baktım: Içine sıra sıra şişeleri dizmiştı. Rengini kolaylıkla tarif edemiyeceğim bir mayile dolu olan bu şişelerın evvelâ, bu tozlu topraklı yerde temizliğinden şüphe ettım. Şişelerin temız olduğunu kabul etsek bile, ağızları kapanmadığı için temiz kalabilmelerine imkân yoktu. Satıcı oralarda mı ya... Kim, elini uzatırsa, hemen şişeyi kaldırıp, tepeden inme bir hareketle barJağa yan köpüklü bir bulanık su boşaltıyor ve arada bir, müşteri kızıştırmak gayretile haykırmağı ihmal etmiyor: Haniya buzdan içen! Kırk paraya limonata... Asfalt yol inşaahnda çalışan amele; ahnlarında boncuklanan ter damlalarile bakraçın etrafına toplandılar. Bir içen bir daha içiyor. Ne yapsın zavallı bağn yanıklar?.. Sudan ucuz dıye işte buna derler: Kırk paraya limonata... Fakat ben ayıb değil ya... bu buianık su ile ucuz etin yahnisi arasında bir beıızerlik sezmekten kendimi alamıyordum. Satıcıya sordum: Bu limonatayı neyle yaparsın?.. Hiddetli hiddeth yüzüme baktı ve ezberlediği bir rolü yüzlerce defa tekrarhyan bir aktör heyecansızhğile cevab verdi: Limon, şeker, su.... Aksini iddia edecek mevkide olmadığım için sustum. Eğer, dediğı doğru ise bu limonatamsı maddenin uzviyetine dahil olan limon, şeker ve su nispetleri üzerinde kendisile münakaşa etmek zaiddir. Ben şu bardağa, limonun suyunun suyunun suyu girse, gene razıyım. Fakat ne yalan söyleyim, bunun böyle olduğuna bir türlü inanamıyorum ve bu inanma mazlığın sevkile kendi kendime düşünüyorum. Fakir bir satıcımn bardağmı kırk paraya verdiği limonataya gelinciyc kadar dış görünüşlerile içindekıleri ifşa etmiyen daha neler içiyoruz?.. Meselâ, en başta; şu gazozların hanki sulardan yapıldığını biliyor muyuz?.. Çoğunun, içildikten sonra, ağızda acımtîrak ve kekremsi bir tad bırakmalarına sebeb nedir acaba? Rakınm, şişede durduğu gîbi durmadığmı söylerler. Bu ispirtosuz içkilerden hepsinin şişedeki gibi midede de uslu uslu oturduklarım iddia edebilir miyiz?... Ya o, her sokak başında bir tanesine rasladığımız seyyar şerbetçüer?... Bunlar, hazırladıkları şerbetlere, ne katıyorlar ki, yanılıp da bir bardak içenler, saatlerce bulantı çekmekten kurtulamıyoı lar. Dünyada nekadar renk varsa, bızde o kadar şerbet vardır. Fakat bu renk renk şerbetlerin çoğu birkaç istisnasıncian maada kaynatılıp şurub haline geimiş meyvaların suyudur. Geçen ve hatta evvelki senelerden kalmış şurublardan yapılanı da aralannda bulunsa gerek... Yolda hararet basmış yolcular, gözlerini kapayıp, bunlardan bardak bardak Vatanî partisi de parçalanıyor Yeni bir birlik faaliyeti Suriyede Krallık kurır~~ak mı ? Kan mi, para mı ? Bir limonun yüz paraya satıldığı şu memlekette bir bardak limonata kırk paraya satılamaz Suriye Krallıgı Emir Abdul İlâh Beyrut, 10 mayıs Nihayet, Suriyenin siyasî ve idarî parçalanmasından sonra, şimdi de Vatanî kiitlesinin parçalanması hâdiselerine şa hid olduk. Bugün bu kütle ismen henüz mevcuddur. Fakat, filen, artık vücudüne inanılamaz. Çünkü en mühim azalarından birçoğu istifalannı verip şimdiden çekil miş bulunduklan gibi bunlardan bir kısmı da çekilmek üzere hazırianıyorlar. Çekilenler arasında Sam politika ve aristokrasi âleminin en mühim simalan vardır. Meselâ, Faiz El Hurî, Lutfi Haf far, Necib El Ris gibi muhtelif aile ve muhitlere mensub, reis, nazır, gazete sahibi gibi insanlar bu arada bulunuyor. Bilhassa Necib El Risin istifasile bunun sahib olduğu El Kabes gazetesi de ki Vatanilerin başlıca organlanndan bi riydi kütleden ayrılmış bulunuyor. Şimdi Suriyede nisbî bir sükunet var. Vatanî kiitlesinin parçalanması, yeni hükumetin Fransadan aldığı bazı vaidlere istinaden Suriyede yeni bir siyasî hava yaratmayı gaye edinen faaliyetleri ve nihayet vukuatın yeni bir kalıba dökülmek üzere bulunuşu bu sükunette başlıca amildir. Bu sükunet içinde Suriye için yeni bir idare şekli hazırlanmakta olduğu şüphesiz görünüyor. Paristen gelen muhtelif haberler, orada son müzakerelerin yapılmakta olduğunu göstermektedir. Bu müzakereler arasında, Fransanın Ingiltere ile yaptığı konuşmalar da vardır. Akdeniz ahvalindeki gerginlik her iki memleketi de Arab âlemile dost olmaya sevketmekte bulunduğundan Fransa ile Ingiltere bu taraflara aid siyasetlerini telif et meğe çalışmaktadırlar. Suriyede de bu yeni şartlara göre yeni bir millî birlik teşkili için yeni bir cereyan başlamıştır. Vatanî kütlesinin dağılma sından sonra onun yerini tutacak ve bütün fırkalan bir araya tophyacak bir millî birlik vücude getirilmesi lüzumunda adeta ittifak vardır. Yeni birliğin teşkili için de şimdiye kadar kendisini fırka ihtilâfları haricinde tutmuş olan Cumhur Reisi Haşim El Atasî gösteriliyor. Cumhur Reisinin bir fırka veya birlik başına geçmesi burada şeklen olsun mer'î bulunan siyaset rejimine uymazsa da, mevcud alâmetlere bakılırsa yakında burada cumhuriyet rejimi de nihayet bulacak, bunun yerine bir Suriye krallıgı teşekkül edecektir. ** * namzedlerinden Haşim Ataşî diğer taraftan Mısır hanedanı arasında, eski Mısır Hidivi Abbas Hilmi Paşanm oğlu Emir Abdul Mün'imi Suriye kralı yapmak üzere büyük bir hareket vardır. Bizzat Abbas Hilmi Paşa iki ay kadar evvel Beyruta gelmiş, orada birçok Suriye ve Lübnan ricalile konuşmuş, oradan yatına binerek Mısıra gitmişti. Vaki olan davet üzerine oğlu Abdül Mün'im tayyare ile Kahireye giderek babasile uzun uzadıya görüşmüştür. Abbas Hilmi Paşa, Mısırda hüküm süren Mehmed Ali oğullarınm tabiî surette Mısır tahtına varis yaptığı bir zatken Cihan Harbinde Osmanh devletine sadakat göstermesi yüzünden İngilizler, Mısıra Mehmed Ali oğlunun başka bir kolunu Mısır tahtına geçirmişlerdir. Bundan dolayı iki kol arasmda uzun zaman büyük bir rekabet ve hatta husumet hüküm sürmüştü. Şimdi bu kollar barışmış bir halde olmakla beraber, bu kola Suriyede bir tac temin etmek Mısırdaki uyuyan rekabetleri büsbütün ortadan kaldırmak bakımından faydalı görülmekte ve binaenaleyh Kahire Abdül Mün'imin namzedlığini ehemmiyetle müdafaa eylemektedir. Bu müdafaada mühim rol oynıyan bir kuvvet de paradır. Mısırm mühim para sahiblerinden mürekkeb bir grup ki bunun başında dünyanın baş zenginlerinden biri olan Abbas Hilmi Paşa da vardır Emir Abdül'münimin Suriye tacına namzedliğile beraber Suriyelilere 40,000,000 Mısır liralık bir istikraz teklif ediyorlar. Bu para ile Suriye, hem tabiî servetlerini işletmeğe, hem de millî bir ordu vücude getirmeğe imkân bulacaktır. 40,000,000 Mısır lirasının Suriye gibi küçük bir memleket için güzel bir' para olduğunu söylemeğe lüzum yoktur. Bu para şimdiden Suriyelilerin gözlerini kamaştırı yor. Berrak gecelerde göke bakanlar bir alay şehabın düştüğunü görurler. Büyüklerine meteorit denilen bu cisimlerden her gün müyonlarca düşer. Amerika, Kanada ve Japonyadaki amatörlerın tuttukları kayıdlar meteoroloji sahasında uğraşan âlımlere çok yardım etmektedir. Bunlardan biri 1908 senesinde S'beryaya düşüp binlerce kilometre murabbaı sahasındakı ormanları tahrib eden büyük Sıberya meteorit'ine a ddir. Düşmesi üzerinden 20 sene geçtikten sonra alâka uyandıran bu meteorit birtakım yeni hakikatlerın meydana Yazan: SALÂHADDÎN GÜNGÖR gelmesıne yardım etmiştır. İngılterede meteoroloji işlerinde en salâhiyet sah'bi olan Six N. Shaw 1908 senesinde bir ilim cemiyetinde vermış olduğu dalga hareketine aıd bir konferansta diğer bir arkadaşile b'rlikte keşfetmiş oldukları mikrobarograf adlı cihaz kayıdlarınm gösterdiği garib hava dalgalarından bahsetmışti. Pek hassas olan bu cihaz hava tazyikmdaki en küçük değişıkliklerden bile (meselâ ses dalgalanndan) müteessir olmakta ve bunları kaydetmektedir. 1908 senesi haziranmın 30 unda fngilteredeki meteoroloji rasadhanelerinden altısında bulunan bu cihazlar 20 dakika fasıla ile gelen hava dalgalarmı kaydetmişler. Bu kayıdlarda dört azamî nokta görülmüş. Bu kayıdlan gören Shaw arz atmosferin:n bir yerinde büyük bir teşevvüşün meydana geldiğıne hükmetmişti. Bu kayıdlar üzerınde yapılan ilmî münakaşalar bittikten sonra mesele meteoroloji ilminin anlaşılmıyan garibeleri sınıfına atılarak unutulmuştu. 1928 senesindenberi Rusyadan gelen içiyorlar. Ben, birjeye daha dikkat et malumat, Siberyaya 1908 senesi haziratim: nınm 30 unda büyük bir meteorit'in düşŞerbet olsun, gazoz olsun, cinsleri art tüğünü göstenyor. İngiliz meteorolojisttıkça, kaliteleri bozuluyor. Halbuki, ara lerinden Cove isminde bir âlim 1930 selarında rekabetin çoğalmasile bunun ta nesinde Rusyadan gelen malumat ve kamamen aksi bir netice hasıl olması bekle yıdlarla 22 sene evvel yapılan ve unutulan bir ilmî münakaşayı birbirine bağnirdi. Bu münesebetle, aklıma bir fıkra gel lamış ve hava ilmine aid olan bir meseleyi canlandırmıştır. di: Gerçi meteorit'in düştüğü sabah SiBudalanın biri fena halde susamış. beryadaki İrkutsuk zelzeje rasadhanesi Mahmudpaşa yokuşunu, kan ter içinde küçük bir şarsıntıyı kaydetmiş ve sukut çıkarken, kaldırımın bir kenannda, bak mevkiınden 500 kilometre kadar uzakta mış bir adam oturuyor. Zavallı, bunun olan Kirensk şehrinde büyük infilâk seseskici olduğunu ne bilsin! Önündeki te leri duyulmuşsa da bu kayıdlar o sıranekeye, köselelerini ıslatmak üzere koy larda Rus âlimlerinin dikkat nazarlarını duğu suyu, rengine bakarak limonataya celbetmemişti. On senedenberi yapılan benzetmiş. Ve hemen on parayı toka ede araştırmalar bu meteorit'in ağzının genişbği 15 kilometre olan bir kuyuyu açrek: tığını ve kutru 120 kilometre olan daire Ver arkadaş demiş, şurdan bana şeklindeki bir sahaya giren ormanları bir maşraba! tamamen tahrib ettiğ:ni göstermektedir. Eskicinin hazır tarafı... Kösele »uyun Bu araştırmalar, anlaşıldığına göre küdan bir maşraba doldurup sunmuş. Içi çük mikrobarograf cihazının kayıdlarile, bağn yanan herif, bunu yarı yanya bo bu kayıdlara mana veren ilim adamlan şalttıktan sonra, eskicinin kulağına iğil haklı imişler. Prf. SAL1H MURAT miş: Birşey söyliyeceğim ama, sakm darılma.. demiş, senin şerbet biraz bozul mağa başlamış. Çabuk elinden çıkarma^a bak! Fıkra, eski devre aiddir. Bugün, ne kösele suyunu şerbet niyetine yutturacak eskici, ne de ağzmın tadından bu derece gafil insan, aramızda kalmadı. Fakat sıcakların artması üzerine, hergün piyasaya bir yenisi çıkan gazozların, ve açıkta satılmağa başlanan şerbet, ayran ve emsali serinletici içkilerin daha ciddî bir kontroldan geçirilmesi de zaruret halindedir. F. G. Dilenciler, yeni yeni usuller bulmuşlar! Vali, tedbir almması için kat'î emirler verdi VÎLÂYETTE Yaz mesai saati Yaz mesai saatinin tatbıkına hazıran ayından itibaren başlanacaktır. Malum olduğu üzere yaz mesai vakti, Vekiller Heyeti kararile 6 saat olmak üzere tespit edilmiştır. Şehrimizde nakıl vasıtalarüe devam ve irtıbatın güç temin edılmesi dolayısıle karann İstanbulda devamlı surette tatbıkına imkân görülmemiştir. Bu ıtıbarla memurlar, sabah saat dokuzda iş başına gelecek, öğle üzeri bir saat tatili müteakıb tekrar işe başlayarak saat 16 da tatil yapacaklardır. * * * Suriyede ve bilhassa Lübnanda harb hazırlıkları hararetli bir halde devam etmektedir. Bütün eşya, bilhassa başlıca Son zamanlarda birçok dilenciler topihtiyac maddeleri sür'atle pahalanıyor. lanarak, bir kısmı Adliyeye, bir k'smı da Meselâ, benzin 125 kuruştan 180 kuru Düşkünlerevine sevkedildiği için bu işi Şehrin sıhhat ve temizlik davalarma şa kadar fırladı. Bundan dolayı taksi şo kendilerine meslek edinenlerin yeni çareEVKAFTA karsı titiz bir alâka gösteren sayın dokförleri grev yaptılar. Diğer taraftan yi lere başvurmakta oldukları görülmüştür. tor Lutfi Kırdann bu işle de, hiçbir hayecek maddeleri, konserve fiatları, kö Evkafın yaptıracağı han Bazı kimseler oldukça temiz giyinetırlatmaya ihtiyac görmeksizin esaslı sumür, bilhassa şeker mütemadiyen yüksel rek kendisine gün görmüş bir zavalh, barette meşgul olduğuna şüphe etmiyo Evkaf, Eminönünde yıktınlan Vabde mektedir. Buna karşı aîınan zecrî tedbir zılan da hastaneden çıkarak memleketihanı binasının parasile Yeni Postahane ruz. lerin faydası olmadığ1. için ticaretın nok ne gidecek çare bulmaktan âciz süsünü binası karşısmda büyük bir han inşasma Salâhaddİn GÜNGÖR karar vermişti. Önce bu binanın inşasma san olan stoklannın ikmali için müstacel vermektedir. Esasen Fransa tarafından Suriyeye siparişler verilmektedir. müsaade edilmemişse de bilâhare ınşaaVali ve Belediye Reisî, bunun önüne veriJeceği anlaşılan yeni devlet rejimi Ormanda dikilen ağaclar ta izin verilmiştir. Son günlerde Hatay meselesi etrafın geçilmek maksadile tedbirler al'nması ı eğer buna devlet demek caizse bu Karaman, (Hususî muhabirimizden) krallık esasına istinad edecektir. Nitekim, da hayli dedikodu oldu. Türkiyenin ma çin Polis Müdürlüğüne kat'î emirler verzaheretini kazanmaya ehemmiyet veren miştir. Karamanda yapılan ağac bayrammda Filistinde de Ingilizlerin yapmak istedikBelediye fidanlığına 700 alay garnizonu Diğer taraftan, birtakım aç&gözler de leri şey bunun aynidir. Paristen gelmekte demokrasi memleketlerine, Hatayı hatta bahçesine 1000 kavak ağacı çarşı ve cadolan haberler bu noktada ittifak ediyor. Haleble birlikte Türkiyeye vermek mu mezarlık başlarında hâfızlık yapmak sukabilinde onu kendilerile anlaşmaya çek retile cenaze sahiblerine musallat olmakdelere 2000 diş budak ağacı dikilmiş, ayŞimdiden dillerde birçok namzed ismi nca da d.kilmek üzere halka muhtelif dolaşıyor. Bu isimlerin etrafında hatta, mek maksadlan atfediliyor. Umumî su tadırlar. Bu gibiler de takib ec^ecektir. cinslerde birçok ağac fidanları dağıtılbir nevi mücadele havası bile teşekkül et rette Suriyeliler Hatayı kaybetmiş olmaya alışmıştırlar. Yalnız Haleb sözü onAşk uğuruna hırsız! mıştır. miş, Suriye krallığınm muhtelif talibîeri Iarın hoşlarına gitmiyor. Fakat, Halebin Bursa, (Hususî) Burada garib bir kendi lehlerine her tarafta propaganda bu müzakerelerle alâkadar olduğuna iddia üzerine Asliye cezada bir muhayaptırmakla meşguldürler. Birinci nam kemeye başlanmıştır. Üstübaşı düzgün, zed, halen Irakta Kral naibi olan Abdul dair de ortada zaten hiçbir ciddî alâmet ortayaşlı bir bayan karakola giderek eİlahhr. Onun yanıbaşmda Şerif Hüsey yoktur. Siz ba satırlart okayup bitirvinde bir hırsız bulunduğunu haber verT. Cemil mıştir. Zabıta memurlan bu kadının enin oğullarından Emir Zeyd bulunuyor. diğiniz anda: Yunanistan elli kilo sahun imal Hatta, namzedler arasında, eski Osmanh vinde ve karyolasının altında filhakika etmiştir. hanedanına mensub biri de var: Damad Kocaeli Vilâyetinde köylüye bir şahıs bulmuşlardır. Fakat bu şahıs Hindistanda dokuz yüz kilo suilk verdiği ifadede: (Yoldan iki sarhoş Ahmed Nami Bey. Abdülhamidin Su sam yetişmiştir. toprak dağıtılıyor geliyordu. Onlardan korkup bu eve giriye ve Arablık âlemi için yapmış olduğu Milletler Cemiyeti, yirmi iki İsİzmit (Hususî) Son defaki toprak rerek saklandım). demiştir. Asl.ye ceza«büyük hizmetlerden» bahse<lerek Suri viçre frangı sarfetmiştir. tevzi talimatnamesi mucibince devlete da başlanan muhakemesinde ise: Amerika, Japonyaya dokuz bin yede Osmanh sülâlesi ve bu arada kenaid toprakların topraksız çiftçilere da Hayır! Ben bu kadının vaziyetini litre petrol satnuştır. disi için bir hayli propaganda yaptırmış ğılmasma başlanmış ve bu hususta Vı kurtarmak için böyle söyledim. HakikatJaponya, Çini istilâ etmek içîn olan bu zat, başını Suriye tacile süslemek lâyet Ziraat müdürü Hikmetin riyasete onunla senelerdenberi tanışıyor ve yaptığı masraflara 3000 dolar dafıkrindedir. ha eklemiştir. tinde maliye ve tapu memurlarmdan görüşüyorum. Her vakit dükkâna geleFakat, bu tac etrafında en ciddî mü müteşekkil komisyon Yeniköy, Bahçe rek beni evme çağınyordu. Son ziyareKüreiarz, bir dakika evvelkine nazaran 335,000 kilometre mes^fe cadele, «kan» la «para» arasında cere cik, Döngel, Liracık, Karatepe, Aslan timde üstümüze annesi geldiği için kardaha aşmıştır. yan ediyor. Kan, en eski Arab kanını, bey köylerindeki vazifelerinı ikmal e yolanm altına saklandım. Ben polise anKalbinizden 18 litre kan geçeski Arab asılzadeliğini temsil eden Ha derek bu kısımda 4000 dekar arazi tespit nesinin haber verdiğini zannederek Bamiştir. yanm müşkül vaziyetini kurtarmak issimiler lehindedir. Para da Mısır hane etmişlerdir. Ukranya topraklarından 135 danı lehinde çalışıyor. Şerif Hüseynin Badehu Eşme ve Akmeşe havalisin tedim. demiştir. ton kömür çıkarılmıştır. Aynca kendisini dükkândan bu BayaDün Dağcılık kulübünde bir müsamere verilmiş, 9 yaşındaki Lilyan MoGüneş, bir dakika evvelkine nanesli ki bunlar şimdi Iraktaki emirîer deki arazi tespit edüdikten sonra tev nın çağırdığmı muhtelif şahidlerle ispat renfonun piyanoda çaldığı muhtelif parçalarla Bayan Sanel'in talebeleri zaran, 300 milyon ton cevher dir eski Kureyş Hesimiliğini temsil et zıata başlanacaktır. Köylüler kendile tarafından bale dansları yapılmıştır. Yukarıdaki resim, küçük talebeleri mukaybetmiştir. tiği icin Suriye bunlann tarafmı iltizam rine tevzi edilen topraktan çok mem edeceğini söylemiş, bunun içm muhake vaffakiyetli danslardaki kıyafetlerile göstermektedir, ime talik edilmiştir. etmeğe mütemayil görünüyor. Ancak nundurlar. ( Dağcılık kulübünde küçüklerin bale dansları j

Bu sayıdan diğer sayfalar: