15 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8

15 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUF.îni'RlYET 15 Mayıs 1939 KAYSERİ MEKTUBLARl: Kayseride halkm îngilterede garib bir Mürefte bağlarmda sıhhati| temayüi başiadı mahsul vaziyeti Kocalar, karılarına vesi Bu sene üzüm rekoltesi, iki misli fazla olacak kaya müstenid hesab Ebedî Şefin ekserisi hiçbir yerde intişar etmemiş yüzler* Mürefte, (Hususî) Mürefte ve hava Memleket hastanesi, bugüne kadar harab bir bina vereceklermiş! ce tarihî fotoğrafindan mürekkeb büyük albüm. lisinde henüz flokseranm tahribat yapa İngüterede, kocalann kanlanna ka madığı bağlarda bu seneki mahsul va içinde, dar bir kadro ile çahştığı halde halk Memleketin her tarafında lâyık olduğu emsalsiz rağbeti zancları hususunda vesikaya müstenid ziyeti bağcılann yüzünü güldürecek bir olmak üzere hesab vermelermin kanun durumdadır. Müreftenin 1938 yılı üzüm gören bu kıymetli eserin mevcudu tükenmek üzeredir. için mühim hizmetler ifa etti laştırılması temayülünden bahsediliyor Bu temayülü gösteren kadınlar arasmda bilhassa meb'us Edit Sammerskilin ism geçiyor. Avam Kamarasmdaki bütün kadm meb'uslar da kendisile beraber dir. Kadın meb'uslann besledikleri ye nı cereyana göre, koca, kansma «cicim zaman kötü, işler yolunda gitmiyor. Tasarrufa riayet etmek lâzım» diyerek, eline geçen paranın bir kısmım saklayıp da bu par.a ile bekâr hayatı süremiye cek, karısından esirgediği parayı başka kadınlara yediremiyecektir. Kocalar karılarına kazanclan hususunda vesi kaya müstenid olmak üzere hesab vermek zorunda kalınca, meselâ maaşları artarsa, bunu gizlfyemiyecek, her maaş artışta karılannm ceb harclıklan da artacaktır. Gizledikleri takdirde, bu, aılabilecek boşanma davasmda boşanma sebebi olmakla kalmıyacak, ayni za manda bu yüzden kocaya cezaî mes'uliyet de teveccüh edecektir. Kanun lâyihasınm müzakerede kanun şeklini al ması yolunda uğraşmağa karar veren kadın lann, parlamentoda ekseriyetin erkeklerde olması itibarile, tekliflerinin reddedilmesi gayetle kolay olduğunu da hesaba kattıklan sanılıyor. Ve bunu hesaba katmalan, kendi aleyhlerine de olsa, kadınlar lehine rey verecek erkekler bulunduğuna, kadm meb'uslann onlara güvendikler.ne delil sayıhyor. Müzakere ve müzakere neticesi, Büyük Britanyada merakla beklenmektedir. rekoltesi 1936 1937 seneler.ne nazaran daha kabarık bir yekun teşkil ettiği halde bu seneki doğum vaziyeti 1939 yılı üzüm rekoltesini 1938 den de yüksek olacağı kanaatini hasıl etmektedir. Bu münasebetle dikkat ve merakla çalışan Mürefte bağcıları bağlannm geçırmekte olduğu devreleri, hastalıklan çok yakından takib etmektedirler. Kendilerine uzun senelerin verdiği tecrübelerle bağcılıkta mütehassıs demek yerinde bir ifade olan ekserî bağcılan. bugünkü fikir ve kanaatlerine ve tahmmlerine nazaran ayni bağ kütükleri bazı kısır seneler bir filizde bir salkım üzümü kıskanarak verirken bu yıl tabiat onlara cömerdliğini vermiş olduğundan her filizde 2 3 , yani bir kütükte 15 20 salkım; yeni yetiştirilmekte olan Amerikan bağlarmda ise bu salkım adedi 20 30 kadar sayılmaktadır. Bu itibarla memnuniyet hâsıl eden bu vaziyetten başka filiz ve salkımlann sıhhatli oluşu da bağ cıların neş'esini arttırmaktadır. Bundan başka bazı seneler bu mevsLmlerde sık sık yağan yağmurlar ve yağmur yağdıkça ziyadeleşen hastalıklar bağcılanmızı tehdid etmekte idi. Halbuki, bu sene yağmursuzluk Mürefte bağcılarmı tamamen değilse bile kısmen olsun kurarmıştır. Bağcılar bağların bir müddet daha yağmura ihtiyacı olmadığını söylemektedirler. Yeni yetiştirilmekte olan Amerikan bağlanna gelince; bundan 34 sene evvel mıntakamızda tahribatı görülen filoksera hastalığile mücadeleye başlanmıştır. Bazı bağcılar ilk seneler bu mücadelede Amerikan bağı yetiştirmekteki bütün şerait ve usullere riayete ağmen mühim masraflar ihtiyar ederek meydana getirmek üzere oldukları aşı bağları kurduğundan, onları sökmek ve ferler:ne yenilerini dikmek mecburiyeinde'kalmışlardır. Bütün bu çalışmalaa, masraflara ve bazı muvaffakiyetsiziklere rağmen bugünkü netice memnuıiyet verici Ve Amerikan bağlannın yeri bağlardan daha verimli olacağını gösermektedir. ile uğraşan müessese Fotografla Atatürk Kayseri Memleket hastanesi Kayseri (Hususî) 350 bine yakın Bunlardan başka bütün kuduz hastalar nüfusu bulunan Vilâyetimizde, Kalkm burada tedavi görmekte olduğu gibi Vesıhhatile yakından alâkadar o!an tek bir kâletin emirlerile cüzzamlılar üzerinde de müessese var; o da elli yatakh Memle muayyen bir ilâcm tesiri dahiliyeci Hayket hastanesidir. Bundan başka resmî o dar Gaspralı tarafından tetkik edılmekte]arak merkez ve kazalarda hiçbir teşki dir. Ayrıca Kayseri için bir afet olan lâtımız yoktur. Bu hesaba göre Vilâyeti «yıllık ç&an» ın 20 30 günde tedavi miz nüfusundan her 7000 kişiye hasta edilebilmesi için gene Dr. Haydar taranede bir yatak isabet etmektedır. Sıhhat fından etüdler yapılmakta ve bakteriyoteşkilâtımızın nekadar yoksul olduğunu loji işleri de idare edilmektedir. Hastane şeklen ve resmen elli yataklı ispat için bundan daha belâgath r<ıkam olduğu halde mevcud hasta adedi hiçolmadığı gibi, bu hastanenin de nekadar mühim vazife ve ağır işlerle karşı karşı bir zaman 6 0 7 0 ten aşağ: inmiyor. ya bulunduğunu takdir etmek pek kolay Buna sebeb yatak adedinin az ve doktorolur. Bu hastane Kayseri hastanesi değil, lanmızın teshilâtıdır. Beş doktorun î>u Vilâyet hastanesidir. Beş kaza halkı da harab ve köhne bina içindeki humnıah sıhhat itibarile hükumetten beklediği yar faaliyetleri şayanı şükrandır. Şu mnhakdımı burada görür ve bu binanın sef kak ki, bu kadro yeni hastaneye taş'.ndıkkati altında şifa bulur. Bu sebebden tan sonra daha fazla ibrazı faalivet edo'ayıdır ki Kayseri hastanesi mühim va decektir. Bu çalışkan ve feragatli dck»orzifeler yüklenmiş ve bu vazifeleri de mu larımıza memleket namına tesekkür etmek Vilâyetimiz halkı için bir borcdur. vaffakiyetle başarmıştır. ^ Sahir Üzel Kucağını bütün bir Vilâyet halkına her gün ve her saat açık bulunduran bu Vagonu zorla açan hırsızlar şefkat yuvası ne haldedir? Bir kere hasDün sabah Sirkeci gannda duran vatanenin bugün içinde barındıği bina, her gonlardan birinde hırsızlık yapılmış, vacihetten hastane olmaktan çok uzak bir gonun kilidi kırılmak suretile Devlet yerdir, harabedir; teşkilât ve tesisatı i Demıryollan ışçilerinden Mustafa, Açinde cemedecek derecede geniş değüdir, dem, Hamid ve tsmaile aid elbise, çagayrisıhhidir velhasıl yürekler acısıdır. Bu maşır, yorgan v.s. aşınlmıştır. Sabah sabina, bugünkü vaziyetile memieket ihli at yedide oradan geçen polis Mehmed, yacına cevab veremiyecek bir halde ol iki kişiyi bir çuvalla geçerken görmüş, duğu içindir ki yeniden bir hastane inşa çevirmış, çuvaldan çalınan mallar çıksma başlanm'.ş ve inşaat yarıyı geçmistir. mıştır. Yakalananlar. Yusufla Sadıktır. Bunlar akşam saat yedide meşhudsuç Buçünkü hastanenin insana verdiği hunöbetçisi İstanbul Asliye Üçuncü Ceza dudsuz teessürü, bereket versin ki yeni mahkemesinde muhakeme edilmişlerdir. insaatın faaliyet ve azameti izale etraek Her ikisi de itirafta bulunmuş, polis tedir. Mustafa şahid olarak dinlenilmiş, vukuf Hastane, genc ve çalışkan bîr kadro ile ehli sıfatile de tesviyeci Hakkıya vaişe bu harab binanın içinde 350 bin nüfu gon kilidi gösterilmiştir. Hakkı, kilidin sun sıhhati için geniş bir feragatle gcceli elle kırılamıyacağmı, herhalde bir âletgündüzlü çahşmaktadır. Doktorlanmızm le açılmış olacağını söylemiş, lâkin k:lidin ne dereceye kadar muhkem olduğu polikliniklerinde muayene olmak için bekhususunda kat'î bir şey diyememiştir. İiyenlere günün her saatinde hasUnenin Mahkemede Müddeiumumiliğı temsil egeniş bahçesinde rastlanabilir. den Kemal, Kilidin ne dereceye kadar Mesleklerınde ayrı ayrı birer kıymet muhkem olduğunun tespitine lüzum gör olan dahiliyeci, operatör, nisaiyeci, göz müş, mahkeme heyeti, bu isteği kabul cü ve röntgenci olmak üzere beş doktoru ederek, muhakemenin devamım on sekiz olan bu hastane elele veren ve omuz om mayıs perşembe saat on sekize bırakza dayanan genc ve yorulmaz enerjilerî mıştır. Yusufla Sadık haklarında derhal tevkıf müzekkereleri kesilmiştir. İe memleketin hayaö ihtiyacldrma cevab vermektedirler. Bıçak çekmiş ! Her günün faaliyeti geçen senejer ve Sanyerde Yenimahalle caddesinde ogünlerle kıyas kabul etmiyecek derecede farklıdır. Hastane yıllardır ayni kadro i turan Nazif ile Şakir, kavga etmişler, le çahştığı halde aradaki mütebariz fark Nazif Şakire sövmüş, ayni zamanda bıçak çekmiştır. Tahkikat yapılmaktadır. lar bugünkü kadronun nasıl bir gayretle çalıştığına delildir. 926 da hastanede yaKavgacı kadınlar tmlıp tedavi edilen hastalar adedi 546 Halıcıoğlunda Dere sokağmda iki nuiken 936 da bu yekun 1639 a fırlamıştır. marah evde oturan Sultana ile Anna Dahiliyeye aid poliklinikte 1925 se kavga etmişler, her ikisi de polis çağırnesi içinde 828 hastaya bakıldıgı hdlde mış, birbirleri aleyhinde dövmek :ddiaj 938 de bu yekun 4899 a fırİamıstır. smda bulunmuşlardır. ÜNlVERStTEDE Profesör Fuad Köprülü Bir müddet evvel Üniversite Profesörüğünün 25 inci yıldönümü kutlulanan Kars meb'usu Prof. Fuad Köprülünün bu uzun tedris hayatmdaki muvaffakiyetleAvrupanın muhtelif ılim mehafilinde îuvvetli akisler yapmış ve bu akisler neticesinde Fransanın Sorbon Üniverf esi kendisine fahrî doktor unvanını vermişti. Haber aldığımıza göre bu defa da Vlacar Ulum Akademısi tarafından kıymetli profesörümüze azalık sıfat ve unva Burada yalnız düşünülen bir cihet varıı tevcih olunmuştur. Tebrik ederiz. :a, o da yeni yeti|tirilmekte olan üzümerin tatlılık derecelerinin de yerli bağ 400 liralık elmas zümlerinin derecelerinden aşağı olmaiğne kayıb... masıdır. Geçen sene tatlılık derecesi üBüyükadrada iki hâdise olmuştur: erinde yapılan tecrübeler beklemlen Vlaçkada Teşvikiye caddesinde Varon a eticeyî vermiş ise de bu cihet bu sene lartımamnda oturan manifatura taciri saslı olarak anlaşılacaktır. Bu maksadVlarkon Varonun kansı Klera, Büyüka i yabani çubuk yetiştirmekte, aşıda eldada oturan kızkardeşini zıyarete git e edilen neticelerde olduğu gibi yüksek miş, gezmeğe çıkmışlar, çamlıkta dolaş dereceli şarab yapmak için yerli bağlarmışlar, hava almışlardır. Klera Varon, aki şekeri de Amerikan bağları verdikönüşte göğsündeki kıymetli iğnenin ye eri gün Mürefte bağcdığına bir mücainde yeller estiğini görmüş, telâşla ka elede muvaffak olunmuş nazarile bakıla akola koşmuş, <düşürdüm» diyerek ilir. Diğer taraftan floksera hastalığmm ört yüz lıra değerinde olduğunu söyle iahası genişlemektedir. Bağcılar hastaiği bu elmas iğnenin bulunmasıru iste ığın bağları tamamen harab etmeden enilermi yetiştirerek müstahsil vazimiştir. İğne aranmaktadır. Diğer hâdiseye gelince, Taksimde Ye etlerinde esash sarsıntılara meydan veişehırde oturan Yani, Feriköyünde otu ilmemesi için müşterek bir azimle çalış an İstemat, Kurtuluşta oturan Vasil, maktadırlar. Bu çalışma tabü bağcılarm irlikte Büyükadaya gitmişler, orada do malî vaziyetine ve fidanlıklarm çubuk aşırlarken aralarında kavga çıkmış, bu evziatına göre cereyan etmektedır. Bunralık Vasil, Yaninin sol kulağmı ısırmış, an birkaç gün evvel buraya gelen mü:oparmıştLr. Vasil muayeneye gönderil ettişi umumîmiz General Kâzım Dirik ıiş, tedavi edilmiş, tahkikata başlanılValimiz Sakıb bizim çubuk ihmıştır. iyacımızı gözönünde bulundurduklannı nümüzdekı senelerde halka istedikleri Bir iplik fabrikasında yangın adar Amerikan çubuğu verilebilmesi Dün sabah saat sekizde Balat vapur is çin şimdiden Tekırdağ fidanlığmda haelesinde Saminin iplik fabrikasında zırlıklara başlanıldığını söylemişlepdir. angın çıkmış, fabrika işçileri yetişmiş, tu suretle de hayatî ihtıyaçlarımızdan üyümeden söndürmüşlerdir. Ateşm e irinin halledilmek üzere olması bağcıektrik kontaktmdan çıktığı anlaşılmıştır anmızı memnun etmiştir. gözlerini siliyor: Ben gidiyorum Ferhad! Nereye gidiyorsunuz? Nevine gidiyorum. Aman Ferid Bey; sizi bu perişan halde görürse büsbütün şüphelenir. İdare etmeye çahşınm. Başka çare yok. Annesinin ölümünü polis bu gece olmazsa yarm behemehal haber verecektir. PolisJ idare etsek bile gazeteler yazacak. Duymasına mâni olamıyacağ'.z! Onu şimdiden bu büyük acıya hazırlamak lâzım. Hakkmız var; birdenbire anî bir darbe karşısında kalmamalıdır. Haydi, sen bana biraz yardım et de, hiç olmazsa şu elbiselerimi değiştireyim. Sırsıklamım. Akşama kadar yağmur altmda kaldım bugün! Siz evvelâ bol ve soğuk bir su ile şu yüzünüzü yıkaym bir kere! Gözlerinizin içi kıpkırmızı! Bu perişan manzaranız sonra onu büsbütün şaşırtacak, büsbütün şüpheye düşürecektir. Büyük satış merkezieri ANKARADA Akba Kitabevi. İZMIRDE Esad, Küçük Salepçi hamnda. SAMSUNDA Halk Kütübhanesi KONYADA Mustafa Naci, Yeni Kitabevi. ve İSTANBULDA Bütün büyük kütübhanelei Fotografla Atatürk Birçok vilâyetlerde kalmamıştır. Buralardan vaki olacak talebler doğrudan doğruya matbaamıza yapılmabdır. CUMHURİYET TABI MÜESSESELERİNDE titiz bir itina ile basılmış olaı FOTOGRAFLA ATATÜRK'ün Fiatı 125 kuruştur. Güzel ambalâj içinde ve başka hiçbir zam istenmeksizin derhal irsal olunur. KADIN SEVERSE ... Yazan: ESAD MAHMUD KARAKURD 68 Allah rahmet eylesin! Çok içli, çok hisli bir kadındı... Diyor ve sonra, yeniden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyan Feridi omuzlarından tutarak silkiyor: Ferid Bey; biraz da kendi derdimizi bırakahm da, başkalarını düşünelım. Şimdi derin ıstırab ve heyecanlar içinde çırpınan bedbaht, genc bir kadın var. Onun da imdadına koşmak, onu da kurtarmak vazifemizdir! Nevini hiç düşünmüyorsunuz Ferid Bey?.. Ferid birdenbire elektriklenmiş gibi başını sarsarak kaldırıyor: Sahi, Nevin ne âlemde, o ne yapıyor Ferhad? Ne yapacak, perişan bir halde «anne, anne» diye avazı çıktığı kadar bağırarak iki gözü iki çeşme ağlayıp duruyor. Duydu mu? Yok canım, nereden duyacak? Yalnız garib bir endişe içindedir. Galiba vaziyetten şüpheleniyor. Size belki on defa telefon ettik. Her telefon edişte eve gelmediğiniz cevabını almca, zavalh kız «anne, anne, anneciğim» diye kuş gibi haykınyordu. Onu zor teskin edebiliyordum. Harab oldu; bitti biçare yavrucuk! Ferhad, bir an gözlerini açarak Feridin gözlerinin içine bakıyor: Ne yalan söyliyeyim Ferid Bey; bayağı endişe ediyorum bu çocuğun hayatmdan! Çok perişan, çok şaşırmış bir haldedir. Eğer bu feci haberi de bir duyarsa, bilmem ama... Her halde onu bu arada yalnız bırakmamak lâzım! Halbuki evde de çok yalnız şimdi... Aksi gibi babası da Bursaya gitmiş... Bir hafta gelmiyecekmiş. Bir hizmetçi kızla, bir dadısı, bir de aşçı var! Onlardan da sinirleniyor. Bilmiyorum ne yapmalı, bilmiyorum! Dediğim gibi her halde bu aralık yalnız kalmaması lâzımdır! Ferid birdenbire yerinden fırlıyor. Masanın üzerinde duran mendilini alarak Diye heyecanlı adımlarla yürüyerek firhyor. Telâşlı, heyecanlı adımlarla kokapıyı açıyor ve dışarı çıkıyor. şarak kapıdan çıkıyor. Bekliyorlar... Her saniye bir yıl, bir Ayni gece... asır, bir ömür kadar uzayor. Saat on bir... Gene koridorda birtakım ayak sesleNevin bir şezlongun üzerindedir. Ba n... Ayşe kapıdan içeri giriyor: şucunda dadısı oturuyor. Öbür yanında Doktor Ferid Bey ıgeldi, küçük küçük hizmetçi kız Ayşe... Tek bir kıhanım; sizinle görüşmek isriyor. mıldama, tek bir ses yok. Doktor Ferid Bey mi? Nevin vücudünü koyu kırmızı bir ipek Nevin sözünü tamamlıyamıyor. Fekimonoya sarmış hareketsiz yanyor. Büküle büküle şakaklarının üstüne dökülen rid kapıdan içeri girmiştir. Gözgöze gelialtm sarreı saçlarının uclannda, sönmüş yorlar hemen... Bir an duruyorlar öyle. bir yangının son kıvılcımlan gibi, birta Şimdi ne o birşey söyliyebiliyor, ne öbükım küçük ınce kırmızı ısık parçalannm rü... pırıltılar yaptığını görüyoruz. Nihayet Nevin, kırmızı ipek kimonoAğlıyor. İkide bir parmaklarını gözle sunu vücudüne biraz daha sararak, ağır rine götürerek, kirpiklerinin ucunda titri ağır şezlongtan kalkıyor. Ona doğru yüyen gözyaşı damlalarını siliyor. Dakika rüyor. Soluk dudaklannda inilder gibi bir lar durmadan ilerlemektedir. Çıt çıkmı ses: yor. Bir mezar kapağı gibi loş ve sessiz Ne oldu? Buldunuz mu annemi bir oda. Ferid Bey; nerede imiş? Ferid büyük bir metanetle mümkün Sokak kaptsı birdenbire acı acı çalınıyor. Herkeste büyük bir heyecan ve telâş. olduğu kadar soğukkanlı görünmeye çalışıyor: Doğru. Hakkın var. Evvelâ gidip Bu saarte kim gelebilir? yüzümü yıkıyayım. Ben gelene kadar Dur Nevin, telâş etme, söyliyeceNevinin o sırada yattığı yerden doğrulsen de şu dolabdaki elbisemi çıkar, hazır duğunu görüyoruz: ğim. Merak edecek birşey yok. la; olur mu? Koş, Ayşe, bak, kimdir? Nerede imiş, nereye gitmiş diyo Hay hay... size! Küçük hizmetçi kız hemen yerinden rum me! Söyliyeceğim yavrum, acele et Ferid d« ona doğru yürümeye başlıyor: Biraz hastalanmış annen, Nevinî Ama dediğim gibi öyle merak edileceTc birşe ydeğil! Hastalanmış mı? Evet Yatıyor. Nerede yatryor? Nerede olacak? Tabiî, evinde! Kız bir an duraklryor, dudaklan birdenbire moranyor. Yüzü bir ölü yüzü gibi sapsan kesiliyor: Yalan söylüyorsunuz; beni aldatyorsunuz! diye bağırarak kapıya doğru koşuyor. Fakat Ferid yakahyor hemen onu omuzlarmdan. Deli misin Nevin; niçin yalan söyliyeyim, niçin aldatayım seni; şimdi yanmdan geliyorum. Peki neden; daha iki saat olmadı size telefon edeli, evde yok dediler? Tabiî evde yoktum. Annenle beraberdim. Nerede annemle beraberdiniz? Nerede olacak canım? Annenin aparhmanında! (Arkast var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: