17 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

17 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17 Mayıs 1939 CUMHURİYET Jübileleri münasebetile: Yarım asırlık hekimlerimiz Yazan: Dr. KÂZIM İSMAİL GÜRKAN Türk ingiliz anlaşması Balkan paktına muhalif mi Eski Romanya Hariciye Nazırı, bu iddianın varic olamıyacâğını söylüyor Cumhuriyet'in bir anketi: 5 İLİMKÖSESİ İHTİRALAR KESİFLER sularımız var» «Fakat bizde su kürü yapılmıyor, suyun içim şartlarını hekime sormahdır» Kilosikl nedir ? Radyonun taammümile ağızlarda çokça dolaşan tabirlerden biri de kilosikl'dir. Birçok kimseler bana bu kelimenin manasını soruyorlar. işte cevabı: Radyo istasyonlannın neşrettikleri hâmil dalgalar birbirinden dalga uzunluğu veya frenkansile ayırd edilirler. Bir istasyonun neşrettiği hâmil dalganın uzunluğu umumıyetle metre yönünden ifade edılır. Bu istasyondan intişar eden radyo dalgasının uzunluğunu gösteren bu rakam dalganın iki müteakıb tümseği veya çukuru arasındaki mesafe olarak kabul edilebilir. Bir de dalganın frekansı var. Bu da anteninizden radyo makınenıze bir sanıyede giren dalga adedidir. Tabiî bu adede radyo verici merkezindeki antenden bir saniyede çıkan dalga adedine müsavidir. Frekanslar saniyede sikl veya bunun bin misli olan kilosikl ile ifade edilir. Ziya nın saniyedeki sür'ati olan 300,000 kilometreyi metre yönünden dalga uzunluğuna taksim edersek netice, istasyonun kilosikl yönünden frekansı olur. Eskiden radyo merkezleri dalga uzunluğunu verirdı, şimdi kilosikl olarak frekansını veriyor. Tabiî bu daha doğru. Meselâ Ankara radyosunun dalga uzunluğu 1639 metredir. Ziyanın sür'atini bu adede taksim edersek 183 ü buluruz. Bu halde Ankara Radyosundan çıkan dalganın frekansı yani bir saniyede Ankara merkezi anteninden çıkan dalga adedi 183 kilosikldir. Ayni suretle, bir istasyon dalgasının frekansını biliyorsanız 300,000 i bu kilosikl adedine taksim etmekle metre yönünden dalga uzunluğunu bulabılırsınız. f ( Ankara Kız Enstitüsü talebeleri Türkkuşunda J Uzun seneler Sarıyerde oturmuş bir hekim sıfatıle, Istanbul memba sularının Paris Soir gazetesi, eski Rumen Haşifa hassalarını, kendi hastaları üzerinde riciye Nazırı Titulesko'nun, Türk İ liz anlaşmasına dair olarak, bir muhar tecrübe etmiş olacağını tahmin ettiğim Doktor Süreyya Hidayet Serteri, ankeririne verdiği beyanatı neşrediyor. M. Titulesko, muharririn, Türk İn timin mevzuuna çekmek, hiç de güç olgiliz anlaşmasile Balkan Pakh arasında madı: « Doktor Nihad Reşadin verdiğı bir tehalüf buiunup bulunmadığı yoluncevabı, çok vâkıfane buldum, diye söze daki sualine «hayır» cevabım verdikten başladı. İstanbulun memba suları, memsonra demiştir ki: « Türk İngiliz anlaşmasmin Bal balardan daha derin bahislere kadar yol kan Paktına muhalif olduğu yolundaki açan bir derdleşme vesilesidir. Derdleşyanlış mütaleaya itibar etmek beynelmi me diyorum; çünkü, bu kadar güzel sulel vifaka öyle zarar verir ki, Paris Soır ları olan bir şehrin içinde, «iyi su içtim» için bir istisna yaparak, mütaleamı ale demek pek az kişiye nasib olabiliyor. Sözün daha açıkçası şu: Sularımızdan nen söyliyeceğim. Türk İngiliz paktile Balkan Paktı hakkile istifade edemiyoruz. «İyi sulanarasında tezad mevcud olmas: şöyle dur mız var!» evet ama, bu iyi sularm çosun, Türk İngiliz paktı, onun mütem ğu yalnız membalarında iyidirler. Hatta bazıları, membalarında bile tamamile mimidir. Doktor Süreyya Hidayet Filhakika, Balkan Paktı mumzüeri, «iyi» değildirler. « Elbette vardır. Mademki sözü açSize burada birhayli su ismi sayabilitekbaşına veya bir başka devletle müşleTaşdelen, Kocataş, Karakulak, tınız, size, gencliğime aid bir hatıradan reken hareket eden bir Balkan devletinin rim: taarruzuna uğradıkları takdirde, birbirîe Kanlıkavak, Tomruk, Çubuklu, Gözte bahsedeyim: O tarihlerde, mektebden rine karşılıkh yardımda bulunmaya mec pe, Hünkâr, Kestane, Sustansuyu, Çam henüz çıkmıştım. Eski hekimlerden Feburdurlar. O başka devletin, büyük veya lıca suyu... filân! Hepsi arka arkaya sı nerde oturan bir Pavlaki Paşa vardı. Kaküçük bir devlft olmasının ehemmiyeti ralansa, belki de elliyi aşan bu, birbirin raciğerinden ve mesanesinden mustarib den nefis sulanmız içinde, emniyetle içi olan bütün hastalarını Sarıyer sularına Elli yıl... Belki kısa bir zaman ifade kurtulduk. Siz o günleri bilmezsiniz, biz yoktur. Bir Balkan devletile müştereken tecavüz haregetine teşebbüs etmesi, pak lebilecek olanları, ancak parmakla gös gönderirdi: Bilhassa Çırçır suyuna... Birsidir; fakat onu önünde göıenlerin gö den sorun!» terebiliriz: Taşdelen ve Kocataş... Son kaç defalar, Pavlaki Paşanın hastalarına, zünde koskoca bir devir, bir ömür ve başGeneral Cemilin bu memlekette mo tın mekanizmasını otomatik o'.arak harezamanlarda, bunlar arasına Hünkâr su)ru Sarıyerde rastlamıştım. Bir gün, içlerinlıbaşına bir tarih yığınıdır. dern cerrahiyi nasıl bir havari gibi kurdu kete getirmeye kâfidir. Bu, öyle aşikâr bir hakikattir ki, taar da karıştı. Pekâlâ ama, koca İstanbulun; den binne gencliğin verdiği heyecanla, Hayatı baştanbaşa ıstırabla karşı kar £unu anlatmaya ise bu sütunlar yetmez. yalnız bu üç su membaı mı, aranılan karaciğer ve mesane hastalıklarını adi bir şıya olan bir hekimi elii yılın içine koyun Ondan evvel, karnı ağrıyanm ölüverdıği ruz, îtalya ile müştereken hareket eden memba suyile tedavi etmeye kalkışmanın ca, yukarıki isimlerin önünde eğilmek bu memlekette bugün Kafkastan Egeye bir Balkan devleti tarafından vaki olduğu sıhhî teminatı bize vermeliydi?.. yersiz bir iş olduğunu açıkça söylemiş buGülhane hastanesinde staj gören genc borcunu hissetmek gerektir. kadar istediğiniz herhangi bir vatan köşe akdirde Yunanistanm bu teahhüdü yerine getirmekten vareste bırakılabilmesi, meslekdaşlarımızı, her sene Taşdelen ve lundum. Her manasile müreffeh, mes'ud ve sinde karnmızı yarabilecek bir cerrah Hasta, yememiş içmemiş, bu sözü gidağdağasız bir cemiyetin içinde bile he bulunduğunu ve bunlann nesil, nesil hep Balkan Antantı Konseyinin hususî bir Kocataş membalarına göndeririz. Halkın istifadesine arzedilen içme sularının dip Pavlaki Paşaya yetiştirmiş. onun talebesi veya talcbesinin talebesi ol cararile mümkün plabilmiştir. kim, daima endişeli, küskün, cemiyelın Yunanistanm coğrafî vaziyeti, bu is hangi vasıflan haiz olması lâzım geldisaadetinden çok ıstırabından hisse alan duğunu göze alınca hizmetini teoarüz etihtiyar doktor, birgün beni yanına çağini ve membalarında ne gibi tesisata ih ğırarak: isnayı izaha kâfidir. ve mutlaka mustarıb olan bir mahluktur. tirmiş oluruz. Onun bunu görmesi de faŞu halde, Balkan Antantı, Bulgaristan tiyac bulunduğunu orada gözlerile görürKaldı ki onların hekimlik ettikleri elli yıî, nilerin erişebilecekleri mazhariyetlerin en Oğlum, dedi, bizim birtakım techarb, muhaceret, istilâ gibi tabioi daima büyüğüdür. O neslin ilim sahasında fer aleyhine müteveccih olmak şöyle dursun, ler. Bu iki suyun İstanbul halkı tarafın rübelerimiz vardır. Bu tecrübelere istinaseferber tutan felâketlerle doludur. İşte dî, vatan ve memleket sahasında toplu Balkan devletlerinin emniyetini, herkese dan tereddüd etmeden içilebileceğini size den söyliyeyim ki, bazı sular, karaciğer Tsalya, işte Yemen, işte Balkan... Ha haldeki hizmetlerinin yanıbaşma güç ka karşı, açık söyliyelim Balkan memle söyliyebilirim. Çünkü, gerek Kocataş, ve mesane ârızalannda müessir bir rol yatlarını kısaca gözden geçirdiğimiz za zanılmış ve en parlak olan bir zaferlerini ketlerini birbirinden ayırmak ve onlan gerek Taşdelen, sıhhî şartları haiz vası oynuyorlar. İleride, bu ihtiyacı sen de hisman, yukarıdaki isimleri kâh Tsalyada de ilâve etmeliyiz ki o da tıb tedrisatmm «Balkanlar Balkanlılarmdır» düsluru ha talarla mambalarında hapsedilmiş ve bu sedeceksin! bir siperin içinde, kâh Makedonyada bir fransızcadan türkçeye intikaüni müteakıb ricine çıkarmak maksadile, Balkan dev radan fabrikalarına kadar kısmen emayPavlaki Paşanın dediği çok geçmeden çadırın altında ve kâh Yemsnde bir kum Ik devreyi muvaffakiyetle yapmîş olma tlerinden birini alet etmek istiyen her ye ve kısmen galvanize borularla nakleçıktı. Bazı muannid karaciğer şişkinliklan ve yurdda aded ve kıymet itibarile hangi büyük devjete karşı muhafazayı dilerek, haricî âlemle münasebetleri kesilçukurunda görüyoruz. miş sulardır. Membaından kaynıyan her lerinde, haâtalarıma Çırçır suyunu tavsiistihdaf eder. ........ Trablus, Balkan ve Büyiik Harb ka Türk hekimini yerleştirmiş olmalandır. yeye başladım. Her gönderdiğim hasta Diploçıatik bir vesika, Balkan devlet hangi bir suyun sodalı kaynar sularla yıdar bu neslin uzanan faaliyetlerini elle Bugün elli yılı doldurmuş olan hekim sulardan ıstırabı azalmış olarak dönüyortutmak mümkündür. Onlar, bugünlfü neslinin, millî bakımdan saymakla tü erine bu derece ağır yükler tahmi! edin kanan şişelere el değmeden doldurulması du. zihniyet ve teşkilâtla mukayesesine hiç kenmiyen hizmetleri arasında beynelmilel e, girişilen taahhüdlerin yerine getirüe çin icabeden tertibat alınmadıkça, içilŞurasmı da hemen kaydedeyim ki: icnkân bulunmıyan şartlar altında hekim sahada Türk ismini tanıtmak hususunda lilmesi için, Balkan devletlerinin temsi! mesinde sıhhî mahzur vardır. istanbulun bütün iyi sularında derece deKarakulak, Kanlıkavak, Çubuklu sulik ederek vatanî vazifelerini yaptılar. ki sâyleri de millî birer şereftir. Unutmı ttikleri kuvvetlere, mütemmim kuvveter bulmak imkânlarına da yer vermesi an da, evsaf itibarile birinci derecede su rece idrar verici hassalar vardır. İçlerinSon yıllar artık onların istirahat devrele alım ki, onların arasında çahşmalari'e, ardandır. Fakat membaları yıllarca ev den bazısı, böbrek ve mesane taşlarmı rini teşkıl edıyor. tekniğile bütün şarkı kendine çeken bir ormal olur. bile düşürür. Yalnız bizde su kürü yapAksi takdirde, kapalı kapı «iyaseti ta vel, jhatta birçoklan keşfedildikleri zaElliliklerimiz, hekimlik bayrağını ar operatör Cemil, Paris faküitesinde oir ne halde ise öyledirler. Bu mem manın hiçbir usule tâbi olmadığını da kalarından gelen hekim ordusuna şerefle hastahğın admı ve teşhisini değiştiren bir ib edilirse, Balkan Paktı, mumzilerine mansöylemeliyim. Suyun içim şartlarını, zatevdi etmenin zevkini tattılar, biz de dür Celâl Muhtar, Bahrisefid havzası nebat 'üyük bir devletle harbetmek tehlikesini balarda da sıhhî zaruretlerin icabettirdiği manmı ve miktarını mutlaka bir hekimin onların şahsında kökü asırlara uzanan larını en doğru tanıyan ve tanıtan bir tahmil ettikten sonra, diğer bir büyük tesisata bir an evvel başlanmahdır.» İstanbul sularının devaî hassalan takdirine bırakmalıdır.» Türk hekimliğini temmessül etmiş göve Esad Şerefeddin vardır. devletle elbirliği yapmayı menetmiş ovar mıdır?.. rek candan alkışladık. Ne mut'lu onlara S.G. Onların saadetlerinin hududsuz vüs'ati lur ki, bu da abestir. ve ne mutlu bizlere...önünde onlara gıpta ile bakarken biz de Binaenaleyh, Balkan Antantı, vücude Onlar mes'uddurlar, çünkii didindiler, kendimizi mes'ud addedebiliriz. getirildiği tarihi takib eden bütün devre çırpmdılar, fakat eserlerini seyrediyor Doktor operatör zarfında, bu yolları takib ederek, yani lar. Kâzım tsmail Giirkan kendi hegemonyasını temin maksadile harbetmeyip, Balkanların münhasıran Balkanlılara aid olduğunu kabul ederek kendisine muzahir olabilecek büyük devleti aramıştır. Bugün, Türkiye, o devleti bulmuştur. Bu devlet, Büyük Britanyadır. Türkiye, Büyük Britanya ile bir anlaşma imzalamak suretile yalnız kendi menafiine değil, bütün Balkan devletlerinin menafiine de hizmet etmiştir ve bundan dolayı, Balkan devletleri kendisine minnettar olmalıdırlar. Esasen, Çemberlayn'in Avam Kamarasmdaki beyanatında tebarüz ettirilmesi icab eden bir nokta vardır. Evvelâ, Akdeniz mintakasında bir harb vukuu meselesi var. Balkan devletlerinden biri tarafından Türkiyeye karşı harb açılması faraziyesi, Balkan memleketlerinEminönü meydanmda yıkılan büyük handan sonra istimlâk formalitesi dolaYugoslavya Başvekili M. Tzvetkoviç'm refıkasile kızı, dun şehriımze den hiç birisinin, Türkiye ile bir deniz yısile geri kalan iki binanın da hedmine başlanmıştır. muvasalat etmişlerdir. Sureti hususiyede ve sırf tenezzüh maksadile seya harbine girişmesine imkân verecek kudYukandaki resim, meydanın şimdiki vaziyetine aid bir görünüştür. hat etmekte olan misafirler dün müzeleri ve camileri gezmişlerdir. rette donanmaya sahib olmamasından Yukarıdaki resim, misafirleri istasyondan çıkarken gösterivor. dolayı maddeten kabul edilemiyeceğine Kontakt yüzünden... Yere yarı çıplak halde göre, Türkiye, bu sahada, kendi menafiDün öğle üzeri Yen:köyde İskele cadinen Mis ine uygun gelen herhangi anlaşmayı yapdesinde barsak tüccarı Şişmanyana aid makta muhtardır. Kaldı ki Balkan Paktı Amerikada Mis King isminde bir genc binada yapılan elektrik tesisatmdaki bu hususta kendisini hıçbir suretle takyid kontakt yüzünden yangın çıkmış, ateş, kızm başmdan gayet garib bir macera etmez. vaktinde yetişen îtfaiye tarafından sön geçmiştir. Mis King, hususî tayyaresüe bir uçuş yaptığı esnada, soyunup güneş Sonra, gene Çemberlayn'in nutkunda, dürülmüştür. Dikkatsiz işçı yakalan banyosu almak istemiş ve bu fikrini Balkanlarda emniyetin teessüsü sadedin mıştır. derhal tatbik etmiştir. Fakat, tam, çıpde Türkiye ile istişare mecburiyeti meseEli bıçaklı sarhoş lak olarak güneşin altma uzandığı sıralesi vardır. Türkiye ve Büyük Britanya Sabıkalılardan Mustafa oğlu Salih, da, motör birdenbire durmuştur. Genc ile diplomatik sahada çalışmış olan ve bu sarhoşluk neticesinde Beyoğlunda De kız, tayyaresmi ve kendisini tehlikeden iki memleketin, muahedeleri tatbik etmek ğirmen sokağmda tesadüf ettiği arka kurtarmak için, bir elile dümeni idare ederken, bir elile de giyinmeğe mecbur ve verilen sözü tutmak hususundaki düdaşı hamal Fethi ile Turhanı bıçakla ba olmuş, ve yan çıplak bir halde, Los Anrüstlüklerini bilen herkes, bu istişarenin, caklanndan yaralamıştır. celes'te bir meydana inmiştır. Balkan paktını ihlâl fikrile değil, pakt Suçlu Salih yakalanmış, yaralılar hasMis King, bu maceradan, bir parma hükümlerinin harfiyen tatbikı maksadile taneye kaldınlmıştır. ğının hafifçe yaralanmasile kurtulmuşyapılacağma asla şüphe edemezler. Butur. nun sebebi de gayet basittir. Türkiye, arasında asla tezad yoktur; belki, Balkan Balkan Paktını imzalamıştır. Ve Büyük Paktı, onu vücude getirenlerin, daha ilk îzmir limanında batan motör Ankara (Hususî) Kız Enstitüsü talebeleri, Türkkuşuna giderek askerî Britanya, beynelmilel bir taahhüdün ihlâ anda vazıhan gördükleri tam hedefin taIzmir limanında evvelki gün bir bora ders tatbikatında bulunmuşlardır. li hareketine asla iştirak etmiş değildir. hakkukuna doğru tedricî bir tekâmül ile çıkmış ve limanda bağlı bulunan Çeşme Gönderdiğim resim, genc kızları toplu bir halde göstermektedir. Türk îngiliz Paktile Balkan Paktı yürümektedir.» motörü batmıştır. Türk Hekimleri Dostluk ve Yardım cemiyeti; 13 mayıs cumartesi günü hekimlik hayatında yarım asrı dolduran meslektaşlar için tertib ettiği jübile i ihtiyar hekimlerimıze Dİr mükâfat uzat mış oldu. Türk hekimleri arasında mev cudiyetinden çok memnun ve müftehi olduğumuz samimiyet ve tesanüdün bi başka şekilde teceilis'' olan bu harekı ayni zamanda tarihe ve eslâfa bağlıhğın samimî bir ifadesi olduğu içindir ki, üze rinde durmaya değer. Yarım asırlık tababet hayatmı doldu ran meslektaşlarımızın en yaşiısı, opera tör Hazım (Paşa) d:r. Kendisinin do ğum tarihi 1859 ve mektebden çıkma ta rihi de 1883 olduğuna göre bugün sek sen yaşındadır. Elli altı yıldanberi he kim bulunuyor. Onu takib eden Salih Konuralp, General Besim Ömer, Nur: Canbakan, General Cemil, Kemal Çul ha, General Şükrü, Hasan Duran, Esad General Besim Ömer Şerefeddin, Hüseyin Suad Yalçın, General Ömer Fuad, Mazlum, Tahsin OzBana büyüklerimden biri şunu söylemutlu, Celâl Muhtar gibi yasjılantnız h di: «Yarım asır evvel mahallede bir löhep bu yaşa yakın ve hepsi de yarnn asr ğusanın günü gelınce halkı matem ve entamamlamış hekimlerimizdir. Bütün ince dişe sarardı. Vakıt ve saat gelince de ekaraştırmalara rağmen memleketin uzak seriya görülen manzara, önde küçük, arköşelerinde bu müddeti tamamlamış da kada büyük bir tabutun mezarhk yolunu ha birkaç hekimin bulunması ihtimaiın tutması olurdu. Bu cııemlekette Besim nazan dikkate alarak diyebiliriz ki, bu Ömer çalışmaya başladıktan sonradır ki, aded herhalde yirmiye yaklaşmaktadır. sokak başında raslanan bu manzaradan Prf. SAUH MURAT İzmitte şiddetli fırtma ve dolu Limanda tahribat yaptı, mahsule zarar verdi İzmit, (Hususî) Cuma günü saat 5 te, İzmit, müthiş bir tehlike atlattı. Anî olarak kopan bir lodos fırtınası, şehri ve limanı altüst etti. Evvelâ müthiş bir rüzgâr, arkasmdan yağmur ve yağmurla beraber fmdık büyüklüğünde dolu j^ağmağa başladı. Dolu 10 dakika devam etti. Bu zaman zarfında ağaclar devril. di. Meyvalar harab oldu. Çiçek halinde bulunan arpa ve buğdaylar da büyük zararlara uğradı. Bereket ki fırtmanm merkezi sikleti münhasıran İzmit olduğundan, bu mahdud bir sahaya intikal etti. Diğer taraftan limanda az kalsın facialar oluyordu. Liman idaresinin vesaitsizliği karşısında deniz komutanlığı ve Antalya Nakliyat Şirketi vasıtaları lâhzada harekete geçtiler. Kâğıd fabrikasma aid olan iki şarpi battı. Yusuf kaptanm idaresindeki motör hemen kaza mahalline giderek fabrika muhasebe memurlanndan Müruf ve Lutfi isminde. ki zatları muhakkak bir ölümle pençeleşırken kurtardı. Diğer vasıtalar da diğer şarp'dekileri kurtardılar. Açıkta bulunan sandallara da yardımlar oldu. Vilâyet azasmdan alınan haberlere göre, fırtma yalnız İzmitte olmuş, diğer taraflara bol ve vergili yağmurlar yağmıştır. Bu suretle kuraklık endişesi de hamdolsun zail olmuştur. Fırtmadan sonra şehrimize de bol yağmur yağmağa baş. lamıştır. Eminönünde yıkılmasma başlanılan binaîar j Yugoslav Başvekilinin eşi ve kızı J Siz bu satırları okuyup bitirdiğiniz anda: Karalardan denizlere altı bin tonu mütecaviz toprak akmıştır. Amerikada, yabancı dillerden yirmi beş bin nüsha gazete satışa çıkarılmıştır. Bütün dünyada yüz altmış bin kilo pirinc istihsal ediUniştir. İngiltere yirmi ton çelik imal etmiştir. Şarab müstahsili Avrupa memleketleri, asmalara ârız olan böcekleri imha etmek icin yüz seksen kilo kükürt sarfetmişlerdir. Almanyada bira ve sieara istihlâki dakikada yirmi bin markı bulmuştur. Rusya, millî müdaf%ası için, elli bin ruble sarfetmiştir. Amerikalı otomobil sahihleri durdukları yerde motörlerini hareket ettirmek yüzünden takriben iki bin yedi yüz litre benzin ziyan etmişlerdir. Ganj nehri, Bingal körfeîine yedi yüz tonu mütecaviz çamur dökmüstür. IMIIII llllll IIIIIIIIMIIIIIIIllllllllllllnınnı

Bu sayıdan diğer sayfalar: