2 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

2 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Hazîran 1939 CUMHURÎYET u s a J Serbest SUtun Tetkikler ve denemeler Burun ve şekilleri Âlimler, bu uzvun biçimlerile karakterler arasında münasebet olduğunu söylüyorlar Cevad Emreye bir armağan * Tarihî vesikalar mutalea dercedilmeden bülten halinde neşrolunmalıdır Bir yurd kapand Yazan: SAFAEDDİN KARANAKÇl Birkaç gün evvelki istanbul gazetelerinde, «Kocaeli Talebe Yurdu kapatıldı» başlığı altında şöyle bir haber intişar etti: «Kocaeli Talebe Yurdunun kapatılarak oradaki çocukların açıkta kaldıklan haberalınmıştır. Imtihan sırasmda bu halin genclere zarar vermesi muhakkak olduğundan maarif idaresi tarafından ted birler almacaktır.» Memlekete ve düynyaya aid mühim ve gürültülü hâdiseler arasında bu havadisçiği belki hiç okumamış, okudunuzsa bile üzerinde durmamışsınızdır. Istanbulda yüksek tahsil yapmanın ne demek olduğunu bilmiyenler için bu hâdise çok basit ve hatta manasızdır bile... Bilhassa maarif idaresi tedbirler alacak olduktan sonra.! Fakat işi memleket kültürü ve cemiyetin teskilât kudreti bakımlarından tetkik ve muhakeme edecek olursak hâdisemiz basitliğini ve manasızlığını kaybederek bizim için büyük ehemmiyeti haiz ve manalı bir mesele halini alır.. Tetkik edelim.. Istanbulda yüksek tahsil, talebenin ıstanbullu ve yahud taşralı oluşuna göre değişir. Istanbullu ve geliri vasattan yukan olan talebe üzerinde duracak değiliz; bunlann tahsil jekli ve yaşama şartlan mevzuu muzun haricinde kalır. Ortahalli talebe çok müşkülâtla tahsil etmektedir. Evvelâ fakültelerimizin tahsil ücretleri yüksektir. Şehir büyük ve dağınıktır. Bu itibarla muhtelif semtlerden gelmekte olan talebe bir hayli vapur, tren, ramvay parası vermektedir. Filhakika nakliye vasıtalarında talebe lehinde tenzilât vardır. Fakat bu, ne de olsa mahdud bütçeli genclerimizi gene müteessir etmekedir. Seminer mecburiyeti, yüzü astanndan pahalıya mal olan lisan dersleri, üniversiteden uzakta oturan talebenin öğle yemeklerini evlerinde yemelerine mâni lmaktadır. Bu itibarla talebe herhangi bir lokantada yemek mecburiyetindedir. Beyazıd civarındaki lokantalann hali maumdur. Tam sıhhatli, genc bir talebenin bu lokantalarda kırk, kırk beş kuruştan aşağı para ile doymasına imkân yoktur. Yemeğini yiyen talebe seminer vaktine e yahud lisan dersi zamanına kadar orada burada dolaşmak veya oturmak mecburiyetindedir. Akla ilk gelen yer, Be azıddaki kahvelerdir. Müsaid bir zamamızda o kahvelerden içeri başmızı sokunuz. Binlerce talebe vardır. Kadıköy ve Üsküdar gibi uzak semt erde oturan bir talebemizin bir günlük masraflarmı hulâsa edecek olursak altmış, etmiş kurusa vardığını görürüz. Taşralı talebehin vaziyeti daha başkadır. Istanbula yüksek tahsil yapmak icin ;elen Anadolulu genclerimiz bütün bu masraflardan maada bir de oda kirası vermek mecburiyetindedirler. Universite olmadan evvel Darülfünunda bir tesamüh vardı. Talebenin mühim bir kısmı hem çalışır, hem de okurdu. Ecnebi ve azlık mekteblerinde hocalık, bazı dairelerde memurluk talebenin bir çok masraflarını telâfi ediyordu. Aramızda hem okuyan, hem çalışan ve hem de ailesine bakan arkadaşlar vardı. Diğer tarafan Darülfünun son senelerinde ayni binada bir de talebe yemekhanesi açılm;ştı, ki bu, mühim bir ihtiyacı karsılamakta idi. Bugünkü Üniversitede talebe buna mkân bulamamaktadır. Geliri mahdud olan talebemizin yattıklan yerler şayanı, dikkattir. Bunlardan mühim bir kısmı bekâr odalannda, bazılan eski medrese köşelerinde yatmakta dırlar. îstanbulda Maarif cemiyeti tarafından idare olunan yer, Sıhhat ve îçtimaî Muavenet Vekâleti tarafından idare edilen on iki talebe yurdu vardır. Sıhhat ve îçtimaî Muavenet Vek'âetinin bu on iki talebe yurdu, Vekâlete memur yetiştirmek için tesis ve küşad edilmiş olduklarına göre bizim anladığımız manadaki talebe yurdlarile alâkaları yoktur. Bir müddet evvel bazı vilâyetlerimizin güzel teşebbüslerine şahid olmuştuk. Her vilâyet hususî muhasebe bütçesinin yardımile Istanbulda talebe yurdları açılmıştı. Kocaeli talebe yurdunun kapandığını gazetelerde okuduğumuz zaman yüreğimiz sızladı. Memleketimizin yüksek tahsil vaziyetini ileri kültürlü Avrupa memleketlerile mukayese edecek değiliz. Yurdumuzun yüksek tahsile olan ihtiyacı çok şiddetlidır. 933934 senelerinde yapılan beynelmilel bir istatistiğe nazaran Bulgaristanda 947, Yunanistanda 774, Lehistanda 636 nüfusa karşı bir yüksek tahsilli talebe isabet etmektedir. Bu nisbet memleketimizde 2314 tür. *** Yüksek tahsil gören talebeyi bugünkü iyi olmıyan vaziyetinden kurtarmak, ona rahat, temiz ve ucuz lokanta ve yurd temin etmek mecburiyetindeyiz. Bu hususta Fransayı, Almanyayı örnek almağa lüzum yoktur. Bulgaristan ve Romanya bize mükemmel birer nümune olabilirler. Birkaç gün evvel ellinci yıldönümünü kutlulayan Sofya Üniversitesindeki talebe teşkilâü bizim için şayanı dikkattir. Bulgaristanda birçok talebe yurdu ve talebe lokantaları vardır. Bütün bu müesseselerden başka kooperatifçilik talebe arasında taammüm etmiş ve bu teşekküllerden birçok müspet neticeler alınmıştır. Romanyaya gelince devletin talebe yurdlanna, talebe lokantalanna yapmış olduğu yardımlar el ile tutulacak kadar müspet ve şe'nidir. Rumen üniversiteleri merkezlerinde hükumet tarafından idare olunan on talebe yurdu bir hayli de talebe lokantası vardır. Bu resmî talebe yurdlanndan başka vilâyetlerin hususî bütçelerile idare olunan talebe yurdlarının adedi yirmi birdir. İLiMKOSESi Pluto'nun keşfi İHTiRALAR KESİFLERJ Gözler gibi mizac, ahlâk ve karakte rin müşahhas bir ifadesi olan burun da tetkike değer bir uzuvdur. Halk arasm da çok kullanılan bazı tabirler. burnun hissiyatımıza tercüman olduğuna bariz bir delildir. Meselâ çok mağrur, azametfüruş kimseler için: «Burnu kaf dağm da», kendini beğenmiş züppelere: «Burnu havada», çabuk kızan, çabuk parla yanlar için: «Burnundan kıl ahnmıyor», daima kaşlan çatık, surah asık olanlara: «Burnundan geçılmiyor», dik başlı olanlar için: «Burnunun doğrusuna gidiyor», nihayet iktidar mevkiindeyken herkesi rencide eden ve talih yıldızı sönüp de bir köşeye sinenlere: «Burnu kırıldı» deriz. Hiç şüphe yok ki, burun medenî in sanların çehrelerinin bir hususiyetidir. Çünkü hayvanlardan hiçbirinin burnu bizimki gibi tümsek değildir. Bütün hayvanlann, maymun da dahil olduğu halde, burunlan yassıdır. Iptidaî kavimlerin hemen hepsinin burunlan bir yumrukla ezilmiş gibidir. Yeni doğan çocuklara dikkat ederse niz onlann da burnu zencilerin burnu gibi adeta kemiksizdir. Vücudü inkişaf buldukça o da yavaş yavaş mensub ol duğu cemiyetin burnunun farik şeklini ahr. Bazı fiziyoloji üleması, «Burun içti maî ve medenî seviye ile mütenasib olarak yükselirmiş, umumiyetle mütefekkirlerin burunlan büyükmüş, bir köy kahvesinde toplanan insanlarla ilmî bir kongreye iştirak edenlerin burunlan tetkik edilirse bu sonrakilerin burunlannın yüksekliği derhal göze çarparmış.» diyor. Burun, şahsiyeti ifade eden bir uzuvdur. Medeniyet âleminde tebarüz eden fikir adamlarının burunlan ekseriya büyücektir. Güzel teşekkül etmiş bir başta küçücük bir burun nadiren görülür. Tarihte büyük burunlara daima bir ehemmiyet atfedilmiştir. Iranilerde pek makbul olan büyük burunlar için «şahane burun» tabiri kullanıhrmış. Eflâtun, îskenderikebire yolladıgı bir mektubda büyücek bir burnu hayliden hayliye methüsena etmiştir. Romalılar bir adamın basit olduğunu ifade için burunsuzun biri derlermiş. Maarif Nezareti tarafından idare oluElicnizde Universite kütübhanesindeki nan yurdlarda, talebe, herhangi bir taahîzmit (Hususî) Izmite yağan rnüttetkiklerimiz esnasında bugünlerde nehüde girişmeksizin, yemek, yatak ve hiş yağmur ve dolu mahsulâta tekrar zareden çıktığını ve nereye aid olduğunu kahvealtı masraflan olmak üzere ayda bi rarlar vermi§tir. Eşme köyüne dü^en bir bilemediğimiz bh* vesika geçmiştifr ( 1 ) . zim paramızla on lira verir. yıldırımdan Emine isminde bir kadın öl1936 1937 senesi maarif istatistikle müş, 2 kişi ağır, 3 kışı de hafıf surette O da Hataylıların kullandıklan yazıdır. rine nazaran Ankara Gazi Muallim mek yaralanmıştır. Davulcular köyünde OmeÜstünde tahrirli yaldız ve nesih yazı ile tebin, Yüksek Deniz Ticaret ve Orman rin samanlığına da yıldırım düşmüş, sayazılmış arabca bir kitabe vardır. Ter mektebi de dahil olmak üzere Universite manlık yanmış, 2 manda ölmüştür. cümesi budur: (Bu yazı Hatayda yazıve fakültelerimizle yüksek mekteblerde oYağmur dolayısile şehrin bütün so lan ve Kaan tarafından kullanılan yazıkuyan talebemizin mevcudu 7049 dur. kaklannı sel basmıştır. dır ki ona Durbilcin adını verirler.) Muhakkaktır ki, büyük burun, bir zeBunlardan mühim bir kısmmın leylî mekYangında yanan zavallılar kâ alâmetidir. (Edmond Rostand) ın Bundan öğreniyoruz ki bu yazı Ha teblerde, bir kısnvnm da kendi gelirlerile Suadiye köyünde çıkan bir yangında bir zekâ timsali olan (Sirano) su bur tayda ve Kaan tarafından kullanılan yaokuduklarını kabul edecek olursak yurda Zenfin isminde 70 yaşında ihtiyar bir nunun büyüklüğile meşhurdur. Büyük zıdır. ve lokantaya muhtac talebe adedi iki bine kadınla 10 yaşında Ahmed isminde bir burunlara her millette tesadüf edilir, faYazının sağdan itibaren sola doğru çocuk diri diri yanarak kül olmuşlardır. bile varmaz. kat çehre ile mütenasib düzgün, biçimli, yazıldığım satır başlarının hizalarından Seİim Sırrt TARCAN süzel burunlar azdır. Burun yaşla tegayMaarif Vekâleti bütçesinden aynlacak anlıyabiliyoruz. Çin yazısı karekterini birkaç yüz bın lıra.. Emvali metrukeden havi mi bilmiyorum. Fakat onlann yazış birkaç bina, Evkaftan ve hususî muhaseHAVA YOLLARI DEMtR YOLLARINDA ve tersim tarzlarından başka bir yazıdır. belerden biraz para.. Ve nihayet arzu ile Şimdi Hatayda kullanılan bu yazıyı tetBeynelmilel şimendifer bu işin başarılacağına kaniim. îstanbul Berlin hava îzmir (Hususî) kik ihtısasımızın haricindedir. Altında da SAFAEDDtN KARANAKÇl Yeni vali Ethem konferansı seferleri Uygur hattile gittikçe kısalan 8 satır yazı Aykut, dün sabah Eeynelmilel şimendifer konferansı vardır. Her ikisi de yazı örnekleridir. Aİstanbul Berlin hava seferleri dün kimseye haber verden itibaren başlamış, ilk posta tayya eylulde şehrimizde toplanacaktır. Bu caba ayni metin mi tekerrür etmektedir? Takib edilmiyen davalar resi, dün sabah Yeşilköyden 7.55 te ha toplar da Avrupa şimend fer tarifeleri Beledıyede teftışte bulunan mülkıye m e d e n otomobille Uygurca okunduktan ve okutulduktan reket ettiği gibi Berl nden kalkan tay yeniden tetkik olunacaktır. Seyrüsefer müfettişleri, hukuk işlerine aid tetkik Balıkesirden şehri sonra meydana çıkabilir. Belki de ayrı yaxe de akşam saat altıda Yeşilköye gel tîrifesinin yanmda ücret tarifeleri d = < lerinı ikmal ederek bu kısma aid rapor mize gelmiş ve vilâmetinlerdir. Eger ayni metin ise kolay miştir. lannı Dahiliye Vekâletme göndermiş yet makamına gidegözden geçirilecek, ucuzluk imkânlan anlaşılır. Bu yazının AhmeJ Cevad Emlerditr. Aldığımız malumata nazaran, rek vazifesjne başlaSeferlere her gün muntazaman devam araştırılacaktır. re tezi için kıymeti olup olmryacağmı kesBelediyede senelerdenberi takib edilme mıştır. Biraz sonra olunacaktır. Luft Hanza müessesesin'iı /*. T. TELEFONDA tiremem. Belki mühimdir, belki de degilmiş icar ve isticar davalan bulunduğu mektubcudan vilâyet bu hattm açılış resmi münasebetüe evgörülmüştür. Bu davalann takib ed lme işleri etrafmda madir. Onu da bilmem. Yalnız şunu söylevelki gün gelen üç motörlü tayyaresı Şişli telefon santralı mesi yüzünden birçok alacak da tahsil lumat almış, vali komek isterim: Ethem Aykut bugün tekrar Berline gidecek, bu tay Şişlide tesis edilen yeni santral bina edılememistir. Bizde ilmî tetkikler yapanların meşgul yare ıle şehrimize gelen Berlin sefarenağını, Partiyi gezmiş, tebrikleri kabul ^ I • I ^ sınm montajı başlamıştır. Montajın eytimiz müsteşarı Galib de Berline avdet olduklan sahaya aid müteferrik yerlerde etmiş, mukabil ziyaretlerde bulunmuştur. Kaleye tırmanırken.. lulün 26 sma kadar ikmali ve yeni sanedecektir. İstanbul Bükreş hattınm amalumat vardır. Bunları çalışanlara her Vali diyor ki: Fatıhte Hafızpaşa caddesinde oturan tralın o tarihlerde faaliyete geçmesi taçılması etrafındaki hazırlıklar tamam vakit haber vermek kabil degildir. Zira Kadır, evvelki akşam Çöp iskelesindeki « îzmire 338 senesinin 24 mayısmkarrür etmiştir. îstanbul tarafile Şişli lanmak üzeredir. harab kaleye çıkmak istemiş, tırmanır da «sir olarak gelmiş ve 9 temmuz 338 birçok etüdlerin neşrinden evvel mahiyetarasına irtibat hattı cekilmektedir. ken duvardan düşen taşla başmdan ya de de Abbasiye vapurüe, nevmid bir hal lerini öğrenmek kabil degildir. Bunu belÜNİVERSİTEDE MÜZELERDE ki de gizli tutmalarında haklan vardır. ralanmıstır. de, buradan İstanbula sevkolunmuştum. Bugünkü konferans \ İzmiri ancak bu kadar gördüm. Bu defa Neşrinden sonra bittabi insan bunlara Uydurma haber B^rkaç gün evvel şehrimize gelen Pamuttali olur. Işte şu vesika dediğim gibi gelirken, Bornovada Izmirin ihtişamını Dün, bir sabah gazetesi, Müzeler uris Üniversitesi hukuku düvel profesörü belki maksada yarayabilirdi. O halde seyrettim. İşittiğim gibi, CumKurıyet devmum müdürlüğünün lâğvedildiğini. buDe Lapradelle buşün saat 17 de Üniverbizde etüd yapacak olanlara bir kolayrinin en ücra yerlerde bile neler başardısite Hukuk Fakültesi salonunda bir kon na mukabil rnüstakil müze müdürlük lık gösterilmelidir. O da birçok vesikalar E nı, nekadar büyük eserler meydana geferans verecektLr. Konferansm mevzuu leri vücude getirildiğini yazmıştır. Bu olduklan gibi bir mütalea dermeyan o tirdiğini müşahede ederken, Izmirde çok «devletler umumî hukukunun müessese haber, uydurmadır. Maarif Vekâleti ye lunmadan neşredılmelıdır. Bunun çok çalışıldığına da kanaat getirdim.» ni bir teskilât yapmaya lüzum görmüş faydası olur. Bizim böyle işlenmiş mevhalinde inkişafı» dır. Haber aldığıma göre, valimiz, YunanYeniden alınacak profesör ve tür. Henüz faaliyete ^p^iimem^tir. zulara olduğu gibi işlenmemiş malzemelılar tarafından esir aLndığı vakit yara doçentler MAÜYEDE ye de ihtiyacımız vardır. Bunu biz tıb talıymıs, hatta Izmirde Ragıbpaşa otelınde rihi sahasında yapmağa çahşıyoruz. Bu Maarif Vekâletinin hazırladığı kad^oyatırılmış ve tedavi edJmış. Vali, dün bu Kadrolar ve maaşlar ya göre, muhtelif fakültelere yeniden, suretle birçok sahalarda meşgul olmıyanoteli de ziyaret etmiştir. 6 Türk profesör, 27 doçent, ve kâfi mıkMaliye Vekâleti, Defterdarlığa gön ların eline geçecek vesikaları toplanmış Terfian Gazianteb valiliğine tayin tarda asistan almacaktır. Bunun ıçjr derdiği bir tebliğde maaşların mayıs ayı ve istifade sahasma konmuş olur. edilen İzmir eski vali mua\ini Cavid Undört senelik b r plân hazırlanmıştır. kadrosuna göre verilmes ni bildirlmiş, Ahmed Cevad Emrenin bu eseri neşre ver de bugünlerde hareket edecektir. Bu ^ • • ^ • ^ tedivat bu suretle yapılmıştır. KadrV.agece, şerefine daire müdürleri tarafından rın bugünlerde tebliğine intizar edil muvaffak olmasmdan dolayı tebrik adeDüşen adam rim. Kendi etüdlerine yarar veya yarabir ziyafet verilecektir. mektedir. Çemberl'tasta Mehmedin hanında yamaz bilmemekle beraber kendimce mü tan Mürteza, dün Galata nhtımmda bağlı Yeni seneye devir Başından, ayagından... him gördüğüm ve Türk kültürünün eskiVarakada vapuru merdiveninden iner Yeni malî yıl dolayısile dün devair • liğini gösterir bu vesikayı kendi yaptık Şoför Mehmedin idaresmdeki kam ken ayağı kayarak düşmüş, başmdan ya de ve bilhassa malî işlerle alâkalı daireyon, dün Taşçılar caddesmden geçerkei, lan tezlerinin binasına armağan ederim. ralanmıştır. lerde heyetler teşkil edılmiş. 938 sene 40 yaşlannda Emineve çarparak kadı Prof. Dr. A. Süheyl VNVER Vak'ayı müteakıb Mürteza, Beyoğlu sinden kalan para ve kıymetli evrak tesn ı n Ingiltere «Anavatan,lilosu"manevralara baslamışt~Bu resim Nelson j başmdan ve ayagından yaralanmahastanesine kaldırılarak tedavi altma a pit ve nazbataları yapılarak yeni seneye (1) Universite kutubhanesl müzesi No. zırhlısından alınmı§tır ve kendisini takib eden di§er gemileri gösteriyor. I sına sebebiyet vermiştir. devrolunmustur. 2820/3 Murakkaat mecmuası. yür eder. Genclikte pek güzel ve pek düzgün olan burunlar ihtiyarlıkta tanınmıyacak kadar değişebilir. Burun, muhtelif milletlerde değişiklik gösterir. O kadar ki bazı kimselerin hangi millete mensub olduklan burunların dan belli olur. Burunların bellibaşlı şekilleri şunlar dır: Uzun burun, kısa burun, çekik burun, kalkık burun, pat burun, kemerli burun, gaga burun, çarpık burun... (Physiognomonie) ilmi sima ile iştigal eden meşhur Madam (De Thau) insanlarm burunlarile hayvanîarın burun lan arasında bir müşabehet bularak bu benzeyişlerin karakter üzerinde de bir rolü olduğunu idelia ediyor. Maymuna, köpeğe, öküze, deveye, aslana, kaplana, keçiye, koyuna, kurbagaya, horoza ve kartala benzeyenlerle bu benzedikleri hayvanîarın mizac ve ahlâkı arasında bir münasebet olduğunu iddia ediyor. Ondan sonra da şöyle bir mütalea yürütüyor: Uzun, sivri burunlar ince bir zekâya, san'ata istidada, hazırcevabhğa delâlet eder. Düzgün, muntazam, mütenasib burunlar, ciddiyete, dürüstlüğe, aklıselime, vazifeye baghlığa ve doğruluğa alâmettir. Burun deliklerinin genişliği hırsa, şehvanî hissiyatın coşkunluğuna delildir. Burnun uç taıah ezik ve biraz yuvarlak oluşu iyi kalbliliği, hayırhahlığı gösterir. Etli ve kartal şeklinde burun cesarete, göz pekliğine, ince küçük ve ucu aşağı dönük burun parlak zekâya, ve ınizaha meyil ve meraka delâlet eder. Ucu kalkık burun izzetinefse, vakara, aşka meyle, biraz da kibre delildir. Ağza doğru sarkan etli burun boğaz düşkünlüğünün, şikemperverliğin alâmetidir. Zamanımızda fen herşeyin çaresini bulmuş gibidir. Onun için burunlan kusurlu olanlar, hiç endişe etmemelidirler. Bediî cerrahî Avrupada o kadar ilerlemiştir ki her yaşta, herkes, istediği şeküde, bir burun sahibi olabiliyor. Adeta diyebilirim ki, iş, zevkinize uygun bir kostüm yapmak kadar kolaylaşmıştır. Burnunuzda tümsek mi var,, fazla mı uzundur, ucu çok mu basıktır; ufak bir ameliyatla Yunan burnuna, Romalı burnuna, hulâsa düzgün ve güzel bir burna sahib olabiliyorsunuz. Yalnız burnun böv4e sonradan düzelip güzelleşmesile ahlâkm veya karakterin de degişip değişmiyeceğini bilmiyorum. te* Hatayda Kaan tarafından kullanılan yazının bir örneği Bay Cevad Emrenin eski Türk yazısınm menşei nammdaki eseri Türk ya zısının tarihi noktasından haizi dikkat bir etüddür. Ortaya konan esasların muhakkak bir değeri vardır. Bu mühkn mütalealar daha çok etüd yapılmağa ve üzerinde işlenmeğe lâyıktır. Orta Asya Türk illerile Çin, Maçin arasında Hatay denilen ve eserlerde müstakillen ismi geçen büyük ve Türk harsı noktasından mühim bir ülke vardır. Buna lugatlerimiz Çin Türkistanı, jarkî Türkistan da derler. Hars itibarile Çine» bağlıhğı olduğu gibi Türkistana da bağhdır. Belki bu yoldan Türk medeniyeti Çine de tesir etmiştir, ve yahud bu medeniyetin Çinin itilâsında büyük yardunları dokunmuştur. Hatayı biz şimdi medeniyet ve onun zarurî olan ilim ve fen şubeleri hesabile Çin medeniyetine katıyoruz. Bilmem ki bu mülâhazayı yürütmek hakh olur mu? Bu medeniyeti, Türk medeniyetine bağlamak da haksızlık mıdır? Hallolunması icab eden birçok cihetler vardır. Amerika Birleşik Cumhuriyetinde yetişen maruf astronomlardan biri Lowelldir. Harvard Üniversitesi astronomi profesörü olan bu zat ömrünün uzun bir kısmını Merih üzerindeki rasadlarla geçırmiş, bu asrın başlarında (Menh ve kanalları) adlı kitabile büyük şöhret Kazanmıştı. Bu eser ilim âleminde büyük bir alâka uyandırmış ve ciddî münakaşalara sebcb olmuştu. Muharrir bu eserde Meri'ate sun'î kanalların mevcud olduğunu ve Merıhte insan bulunduğunu iddia etmisti. Esere en büyük hücumu yapan Darvvin nazariyesini kuranlardan biri oiup yakında 99 yaşında ölen İngiliz âl'mlerlnden A. R. Wallace'tır. Bu âlim (Menh meskun mudur?) adlı küçük bir eserin^e Lovvell'in nazariyelerini reddedecek dtliller vermişti. Ben burada Lowell'e öldükten sonra şöhret kazandıran diğer bir meseleden bahsedeceğim. Neptun'un keşfile Uranus hareketindeki intizamsızlığm tamamen izale edilemediğini gören bu astronom Neptun un dışmda diğer bir seyyarenin mevcudiyetini, Neptun kâşifleri gibi, riyazî tahlıllerle tahmin etmiş ve bu seyyarenin keşfi üzerinde çalışmağa başlamıştı. Harvard bu iş için hususî bir teleskop yaptırdığı gibi Lowell enstitüsünü de kurmuştu. Ne yazık ki Lowell'in ömrü vefa etmedi. Vefatmdan sonra yerine geçen oğlu babasının işinde devam etti. Nihayet, hahramda yanılmıyorsam, 1930 senesi martımn 13 üncü gecesi seyyare tahmin edilen yerde göründü. Güneş sisteminin en dışmda bulunan bu seyyareye Pluto adı verildi. Mitolojide Pluto dünyamn en alt katma hâkim olan merhametsiz bir ilâh'.n Grek dilindeki ismidir. Güneş sisteminin en dışında bulunduğu için seyyareye bu isim verilmiştir. Prf. SAUH MURAT Yıldırım faciası îzmit köylerinde 1 kişi öldü, 6 kişi yaralandı Yeni İzmir Valisi işe başladı Anavatan» filosunun manevralan

Bu sayıdan diğer sayfalar: