2 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

2 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Z Haziran 1939 CUMHURIYET Seycthat ve macera hikâyeleri merakh şeyleF| Dünyanın en büyük bileti Birçoklarınız biir ya, uzak yer ere seyahat edildiği zaman insana defter tarzmda bir bilet verirler, icab edıldikçe yaprak lar koparüır, mak sud olan menzile eriştığınız zaman eli nizde dıp koçanmdan başka bir şey kalmaz. Fakat, Amerıkadaki uzun yol biletleri böyle değilmiş. Yekd ğerine merbut muhtelif biletler bir şerid tarzında uzanıp gidiyormuş. îşte bu biletlerden en uzun ve en büyüğü geçenlerde Kanadada bir konferansçı kadma verilmiş. Yeni ve eski dünyanın burçok yerlerini dolaşacak olan bu kadın, bütün seya hati müddetince kullanacağı bileti bir den almak istemiş. Ne görse beğenirsi niz? Tam 5 metre 90 santim boyunda bir kâğıd parçası.. Güç halle dürüp katlayıp bavuluna sokmuş. Bu çeşid b'let Çocuk hayatından levhalar 1 FAYDAU Tayyare ahçıları Amerika ıle Avrupa arasmda hava eferlen yapmaya başlıyan YankeeChp)er ismindeki yenı dünyanın büyük ha/& gemisinden tabiî haberiniz var.. 30 işiye kadar yolcu taşıyabilen bu tayarenin bu sene Avrupaya yaptığı ilk leferde ahçıbaşı büyük bir müşkül karşısında kalmış. Rafadan yumurta ist yen yolcular için kaynar suda üçer dakika durdurup çıkardığı yumurtaların iç ateş yüzü görmemişler gibi çiy çıy kaldıklannı görünce şaşırmış. Fakat Amerıkada tayyarelerle mütemadiyen tei« siz muhaberesi yapan merkezdeki memur, bir aralık c250O metre yükseklikte rafadan yapabilmek için yumurtayı kaç dakika kaynar suda durdurtmalı dır?> diye bir telgraf alınca hayretten ağzı büsbütün açık kalmış, evvelâ, ışin :iddiyetine inanmak istememiş, sonra telefonla lâzım gelen yerlerden malumat alarak şu cevabı vermiş: «12 dakıka!». Ahçı, hemen öğrendiği usulü tatbik et miş ve derhal muvaffak olmuş. Bu değişiklik neden? Malum ya, havanın tazyikt yükseklerde daha azdır. 2500 met rede adeta yerdekinin dörtte birini kaybeder. Hava tazyıkile kaynamamn ve Kum çöllerinde... [Geçen defa çıkmış olan kısımların hulâsası: Jean Fabret kimsesiz bir Fransız çocuğudur. Mekteb taülinden istifadc ederek Afrikada biiyük sahra civarında Cao'daki kıt'aların birinde zabit amcası Robert'in yanına g'ıtmek htiyor. Fakat yolda yankesiciı/e parasım ve biletlerini çaldndığı için başından binbir macera geçiyor. Cezairde Oran şehrinde arkadaşıle bahh telsizle Gao istasyonunu vaziyetten ha erin en büyük iyiliği muhakkak ki, bir tutuşan Pierre isminde bir delikanltnın o berdar etti ve iki gencin akıbetine alâka ere sıkışıp çabuk kaybolmak imkânları tomobil'me binerek büyük sahrayı geçme gösterilmesini rica eyledi. ulunmaması! Bu sırada otomobil sahrada bütiin hığe teşebbüs ediyor.] Tek isimli adam Oraya kadar seyahatleri fevkalâde bir zile ilerliyor, çılgıncasına yol alıyordu. Ingilterede Sout Hampton'da Mister hâdise cereyan etmeden geçmişti. Yalnız Yavas yavaş sükut ve boşluk bizim yol ıhackford isminde bir zat, merak et iki gencin cesareti gerek yerliler gerekse culann sinirlerini bozmaya başlamış.n. miş: Acaba dünya üzerinde ayni ismi inzıbatı temine memur kuvvetler tarafın Gözleri boşluga bakmaktan yoruluyor, taşıyan kaç kışi var? diye.. Ve bu medan hayretle karşılanıyordu. Her y«rde k sık tesadüf ettikleri serablar onlan rakla seyahate çıkmış, evvelâ tngiltereüsbütün asabileştiriyordu. Jean: onlara ayni nasihat tekrarlanıyordu: yi dolaşmış, sonra Amerikaya geçmiş, o Nihayet, dedi, yejillik ve su bulu radan Avustralyaya atlamış, velhasıl Buraya kadar geldiniz ama, daha ileriye gitmekten vazgeçiniz! nan bir köye, bir vahaya yaklajıyoruz dünya yüzünde Anglo Sakson cinsinPierre bu sözlerin hiçbirine kulak as gaÜbal mıyor, Jean'a: Heyhat bu görüş de bir serabdan baş Kalbimizde bu mctanct, ruhumuz ka birçey degildi. Biraz sonra hakikati da bu cesaret varken bize birşey olmaz! anlamakta gecikmediler. Ufukta kumdan Diye teminat vcriyordu. başka hiçbir şeye tesadüf edilmiyor, etSaora havalisini geçtlkten sonra orta rafta sıcak rüzgârdan maada ses işiülmilık gene bir kum deryası halini almıştı. yordu. Tanezruft ismini taşıyan susuz mıntakaSaatler böyle geçti. Rasgele bir kum ya girmezden evvel son vahada misafir dağının kenarında beş on dakika durup den insanların oturduğu bütün kıt'alan, kaldılar. Rahat bir gece geçirdiler. Ora alelâcele yemek yediler. Sonra nihayet memleketleri altüst etmiş. Ne dersiniz, daki karakol kuraandanı: siz deve ayakları ve autocar izlerini taki :endi aile ismıle çağınlan tek adama Bu seyahatten maksadmız nedir? be koyuldular. rasgelmemiş. Demek, üstad, cihanm yeDiye sorup da malum bahse tutuşmak Birden Pierre endişeye düştu. Çünkü o 'âne Mister Shackford'u olmakla iftihar meselesi kendisine hikâye edilince: motörden gayritabiî bir gürültü gelmekte edebilir. Bizim Alper, tfeker gibi bın Siz delisiniz yahu, dedi, kabil de olduğunun farkma vannıştı. Jean mc leri boylıyan soy adlarının tamamile zıddı bir isim! ğil ileriye gitmenize müsaade etmem! rakla arka<laşmm yüzüne baknktan sonFakat zabit boşuna çene yoruyordu. ra gözlerini sür'ati gösteren kadranın üsNe Pierre, ne de Jean onu dinliyecek vatüne çevirdi. Arabanm gidişindeki hız re, göçebe kabilelere mensub ferdlerden ziyette görünmüyorlardı. Adam: mütemadiyen düşüyor, motörden gelen birine rasgelmek ihtanali vardı. Ya bu Gerek insanî hislerim, gerekse va homurtu çoğahyordu. Jean titrek bir ses rada? zifem dolayısile mantıkî düşüncel«rim le: îki arkadaş çok tereddüdlü, ayni zanoktalarından sizin bu seyahate devam manda çok feci dakikalar geçirdiler. Jean Galiba, dedi, yolu kaybettik. Çünetmenizi muvafık görmüyorum. Adrar kü gittiğimiz hızla katettiğüniz mesafe bir daha göremiyecegi mektebini ve amdan sonra aşikâr tehhkelere maruzzusu ye nazaran şimdiye kadar gene beyaz bir casını düşünüyordu. Brçareyi baştan aşanuz.. Onun için iyisi mi, buradan döniikilometraj taşma rasgelmekliğimiz icab ğıya müthiş bir ümidsizlik kaplamıştı. nüz, tekrar Oran'a gidiniz! Etraftaki sessizlık onu büsbütün korkutuetmez miydi? Jean bu vaziyet karşısında ağlıyacak yordu. Gözyaşlarmı güçlükle zaptedebıJean onu teselli etmek istiyormuş gibi bir hale gelmişti. Buraya kadar gelmişliyordu. Pierre: cevab verdi: ken tekrar dönüp Oran'a gitaıek büyük Geceyi arabada geçirelim, dedi, ba Belki görmeden geçmişizdir!.. bir mantıksızhk olacaktı. Pierre ona göz kalım belki sabah bize hayırlar getirir!.. Pierre yere inmiş, radiyatörün kapaucile bir işaret yaptı: Afrikanın bir yangın parçasını andıran gını kaldırmış, içerisini muayene ediyorufkuna gurub tutuşmuş bir kartal kanadı Merak etme, bahsi kaybetmeğe ni du. Bir aralık başmı sallıyarak: gibi çöküyordu. Gölgeler gittikçe koyuc yetim yok.. Yalnız şimdilik sabret! Anlamıyorum, bu gürültü nereden laştı. İki delikanlı battaniyelere sannarak Demek istiyordu. Onun için zabitc hak geliyor? birer yana uzandılar. Teselliyi uykunun verir gibi göründü. Arabayı, benzin ve su Dedi. Tekrar yola düzüldüler. §imdi sakin kucagmda aramaya koyuldular. doldurduktan sonra «Beniabbas» istikaiki gencin zihninde katmerli çift endişe Aksi tesadüf!. Şimdiye kadar hep gümetine çevirdi. Bir müddet gittikten sonhâkimdi. Dakikalar, birer sene kadar uzu zel gitmiş olan hava o gece birdenbire ra anî bir dönüş hareketile yolu değiştiryor, bir taraftan kulaklan motörü dinler bozuldu. Kumlan önüne katarak taraf di. Zabitin önünden son sür'atle geçerek ken, diger taraftan gözleri beyaz kilo taraf savuran müthiş bir rüzgâr çıktı Gao istikametine doğruldu. Kum ve toz metraj taşını arıyordu. Pierre hüzünlü bir Sahra, şimdi çılgm ve kudurmuş bir debulutları içine daldı. sesle: nize dönmüştü. Yer yer kabarıp dalga^ Karakol kumandanı, alnında müthiş Yolu kaybettiğimize şüpbe yok, lanıyordu. bir endişe kıvrımı belirerek: Araba her tarafından muhtelif sesler İhtiyatsızlar, diye mırıldandı, zorla dedi, çünkü şimdiye kadar birinci değil, belki ikinci beyaz taşı bile gcçmis. olmak çıkarryor, kum ve toz dolmadık hiçbir kendilerini ölümün kucağma atıyorlar! nokta kalmıyordu. Jean ve Pierre yekdiİyi kalbli adam, odasına girer girmez lığımız icab ediyordu. Jean'ın cevab vermesine vakit kalma ğerlerine sarılmışlar, kendilerini tek baş UIIIHIIIIIIIIMIimillllMIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIMIIII dan radiyatörde müthiş bir patlama ol lanna müdafaa edemedikleri bu zalim du. Araba birdenbire durdu. Pierre'in o kuvvete sanki müştereken mukavemete tomobili tahrik için yaptığı bütün gayret çalışıyorlardı. Jean birdenbire ağlar giler boşuna gitti. Motör bozulmuştu. Si bi: tasavvur edin bir kere.. Çöl ortasında mo Zannederim ki, dedi, artık son datörün bozulmasının doğuracagı faciayı! kikalarımızı yaşıyoruz! Bir de üstüne yolu kaybetmişlerdi. Bu, Fakat, seher vaktine yakm fırtına birdenizden farkı olmıyan kum sahrasmın denbire durdu. Ihtiyatsız gencler harab içinde kervanların ve autokarların izlerive bitab kendilerinden geçtiler, derin bir ni bulmak imkânı var mıydı? Ikisi de uykuya daldılar. Uyandıklan zaman gfr susmuşlardı. Çölün sükunetine şimd ceki rüzgârın otomobilin kumlar üzerind< onların konuşmamazhğı da zammolun çizdiği izleri de bozmuş oldugunu gördü muştu. Her ikisi de kurtuluş çaresini buler. Artık onlan takiben gidip asıl yolu lacaklanndan emin değildi. Ne taraftan bulmanın da imkânı kalmamışh. $imd bir imdad gelmesi ihtimali vardı? arabayı terkedip gitmek büsbütün tehli Pierre, yaya olarak otomobilin izin keli bir şekil almıştı. îkisi de ne yapacak takiben asıl yola kadar gitmeği teklif et larını değil, hatta neye karar verecekleri ti. Bu, benzin, su ve yiyecekle dolu olan ni bilmiyorlar, elleri böğürlerinde düşü arabayı acıkta bırakrp güneşte yirtni ki nüp duruyorladı. lometre yürümek demekti. Jean bazı tay Sonu gelecek defa yareci hikâyelerinde okuduğu bir kaide yi hatırladı. Bozularak yere inen tayya Mayıs bulmacasında mükâfat karelerde pilotun makineyi terkedip gitmes zanan küçük karilerimizin isimleri ceza görmesine sebeb oluyordu. önümüzdeki pazartesi günkü sayımıza basüacaktır. Orada kalmak neye yarayacaktı? Bel Anne . evlâd muhab^eti Bilmeceyi çözenler Işmenin de birbirlerile alâkası vardır. Demek tayyare ahçılan için bütün yemeklere dair ayn bir pişirme tarzı ve hararet derecesi tespit edip bir cetvel azırlamak :cab edecek! flOYUNLAR Körler yarışi Körler yarışi, bir açık hava oyunudur. Şimdi yaz olduğu için tabiî hep bahçede, kırda oynanacak oyunlan tavs.ye ediyoruz. Bunu oynamak için oyuncu ların adedi kadar mendılle iki üç metre uzunluğunda bir sicim, bir de tek beyaz bez veya mendil ister. tntihab veya taş tutma ile bir oyun şefi seçilir. Bahçe veya kırın düz, hiçbir mania olmıyan yerine gidılir. Beyaz bez Bümeceyi doğru çözenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimlerini bas mıya devam ediyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka zananlann ismi her ayın ilk haftasmda neşrolunan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Mersin Silifke caddesi kahveci Ahmedin kızı Hayat Akyürek. 2 Bandırma Atatürk caddesi Mes çıd sokağı 22 numarada Meliha Aytürk. 3 Çapa kız orta okulu 209 Mediha Acaroğlu. 4 Yalova Kılıç nahiyesi demirci Hasan Çakır. 5 Mersin Çankaya okulu 27 Mem duha Atay. 6 Eskşiehir Köprübaşı Ahçıoğlu lokantası Küçük Hasan. 7 Kurtuluş Tepeustu Sümer palas Şerife Günay. 8 Malatya orta okul Salâhaddin Tözüm. 9 Beşiktaş Kahveci sokağı 1 numarada Muazzez TezeL 10 Feriköy Çobanoğlu sokağı 66 numarada Reşad. 11 Arabsun muhasebei hususiye memurunun oğlu Şekıb Tüzün. 12 Edizne İstıklâl ilk okulu Naci Altan. 13 Samsun orta okul 158 Orhan Bora 14 Paşabahçesi İskele caddesinde Kemal. 15 Tophane nhtımında Abdülkadir 16 Bafra orta okulu 140 Fahriye Bozan. 17 Haydarpaşa lisesi 1325 Mithat As. 18 Bozüyük Terakki caddesinde kasab Hasan Ovmak. YAZISIZ HIKAYE veya mendil münasıb bir yere serılir. Bütün oyuncularm gözleri ev^^elce hazırlanmış olan mendillerle bağlanır. Oyun şefi bu şekilde oyunculan beyaz bezden on beş, yirmi metre uzağa gö türür, sonra: Gözlerinizi açmadan beyaz bezi bulun! Diye emir verir. Her oyuncru aranır, taranır, beyaz bezin bulunduğu veya ona en yakın bir mesafe tahmin ettiği noktada durur. Herkes bu şekilde işinin bittiğine kail olduktan sonra gözler açılır. Deze en yakın mesafede durmuş olan oyuncu partiyi kazanmış olur ve oyun şefliği bu sefer ona geçer. Eğer oyunculann durduğu mesafeler gözle tahmin edilemiyecek derecede birbirlerine müsavi görünürse o vakit sıcime ihtiyac hasıl olur. Mesafeler iple ölçü lür, netice ona göre taayyün eder. | / Haziran bulmacası Çocuk portreleri II s /3 1 Küçük Suna Erten ki yola çıkarlarsa bir autocara, bir aske Yukarıki şekildekı boş hanelere I le 16 arasındaki rakamları o suretle yer leştiriniz kı, her hangi taraftan olursa olsun, toplandığı zaman yekunlan 34 çıksın. Hatta köşeleme bile.. Yalnız 1 le 16 arasındaki sayılardan buraya kon muşlan bir daha yazmamak ve kendi koyacağmız rakamlan da ancak bir defa yazmak şarttır. Bu bilmeceyi doğru çözenlerden birincıye 5 lira, ıkmciye 2 lira, uçuncüve bir lira takdim olunacak ve diğer yüz kişiye muhtelif hediyeler verılecektir. Cevablann haziran sonuna kadar «Cumhurıyet Çocuk Sahifesi> adresme gönderilmesi şarttır. Geç kalanlar mükâfat kazanamazlar.

Bu sayıdan diğer sayfalar: