25 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

25 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIVET Haziran 1939 EiRUZ Tarihî roman: 64 Yazan: Kadircan Kaflı { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Un bulmak için Vilâyet sarayının Limanlardaki devir zorluk mu çekiliyor plânı hazırlanıyor ve teslim işleri Moskovadaki müzakereler °ngiltere ile Sovyetler Birliği arasında üç aydanberi bir ittifak akdi için devam etmekte olan müzakereler; İngiltere Hariciye Nezareti şube müdürlerinden hem rusçayı, hem de vaktile uzun müddet Moskovada maslahatgüzar Denizbankın ilgası üzerine \ temmuz bulunduğundan Rusya ahvalini iyice bida faaliyete geçecek olan Denizyolları ve len Strang'm, geniş salâhiyet ve mühim Devlet Limanları Umum müdürlüklen talimatı hamilen Moskovaya gönderilne aid hazırlıklar tamamlanmış gibidir. mesile de bir türlü ilerlememiştir. Fevkalâde İngiliz murahhası; MoskoDenizyolları Umum müdürü Ibrahim vadaki Fransız Sefiri Naggiar ile birlikKemal Baybora ve Limanlar Umum müdürü Raufi Manyas son hazırlıklarla te; kendisinin Londradan getirdıği teklifmeşgul olmaktadırlar. Bugün veya ya leri, Hariciye Komiseri Molotof'a bilnn şehrimize gelmesi beklenen Müna dirmişti. Ayni zamanda Başvekil bulukale Vekili Ali Çetinkaya da bu müna nan Molotof da ingiliz tekliflerini en mühim işlere karar veren komünist partisi sebetle tetkikatta bulunacaktır. Denizbankın bütün menkul ve gayri siyasî bürosile umumî kâtibi Stalin'in reyine tevdı etmiş ve daha ilk günde So\menkul emlâk ve eşyası, binalar, ambaryetlerin ajansı «Tass» neşrettiği bir notta lar, vesait ve saire iki umum müdürlük Ingilterenin son yaptığı tekliflerin eski arasmda taksim edilmiştir. Bankanın metekliflere nazaran bir terakki teşkil etmemurlan, Büyük Millet Meclisince yeni diğıni kaydetmişti. kabul olunan bütçe ve kadroya göre iki Bu esnada Londrada; Strang'm götüridare arasında taksim olunmaktadır. düğü tekliflerin değişmez birşey olmadığı Hamid Saracoğlu geldi ve binaenaleyh Moskovadaki görüşmeleIzmirde Denizbanka aid tesisat ve verin tadil edilerek Sovyetlerin kabul edesaitin devir ve tesellümile meşgul olmak bileceği bir şekle konulabileceği cîe ihsas üzere îzmire gitmiş olan Limanlar Uedilmiştir. mum müdürü Hâmid Saracoğlu dün Müzakerelerin böylece uzayıp gitmeşehrimize dönmüştür. Denizbank müdürsinden sabırsızlık gösteren ve aradaki farlerinden Zekeriya ve Haşmet tzmirde kın çok birşey olup olmadığını cğrenmek kalmışlardır. istiyen İngiliz parlamentosuna Başvekil Diğer bütün limanlarda da devir ve Çemberlayn, zorluğun yalnız Baltık hüi^sellüm işleri yapılmaktadır. kumetlerinin vaziyeti üzerindeki anlaşVÎLÂYETTE mamazlıktan değil, daha başka ihtilâflı noktaların da bulunduğunu söylemeye lüSilivri hükumet konağı için zum görmüştü. Fransa Hariciye Nazırı tahsisat Bonnet de ayni sözleri Fransız parldSilivri hükumet konağı inşaatımn ik mentosuna tekrar etmişti. mali için 37,000 liralık bir tahsisat ilâLâkin Moskovada Fransızların tasvib vesi takarrür etmistir. ve iştirak ettikleri son İngiliz teklifleri üVali, Yalovada zerinde görüşülmeye Sovyet hükumeti Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, ihtiyac hissetmemiştir. Molotof, îngiliz dün Yaiovaya gitmiştLr. murahhasile Fransız sefirine, Rusyanın mukabil tekliflerini tevdi etmistir. Yani Şile kaymakamînîn Sovyet hükumeti, İngiliz teklifleri değil, müracaati Şile kaymakamı vilâyete müracaar, e kendi tekliflerinin üzerinde müzakerenin derek Ağva deresi civarmda 60 70 yel devam eylemesini istemiş oluyor. İngiliz murahhası Strang, Rus teklifkenlinin demirlemekte olduğunu, teh likeli havalarda birçok gemilerin bu ha lerini, Moskovadaki îngiliz Sefiri Seedsvaliye ıltica etmekte bulunduğunu bil in kâtibi Robert'e teslim ederek tayyare dirmiş ve Ağvaya bir liman reisi tayini ile Londraya göndermiştir. Mesele çok ni istemiştir. girift olduğundan ingiliz murahhası Lon' MALÎYEDE dradaki Hariciye Nezaretins şifahen de uzun izahat verilmesine lüzum görmüş ŞişKane Tahsil şubesi bulunuyor. Molotof İngiliz ve ^ransız Defterdarlığın Şışhane yokuşunda mümessillerine, ingiliz tekliflerini Sovyaptırmakta olduğu Maliye Tahsil şu yetler Birliğinin neden kabul etmediğini besi binasının inşaatı bir müddet evvel tatil edilmişti. Bunun civarmda bir ço ve neden re'sen mukabil teklıfler yapmr.cuk bahçesi yapılacağı cihetle mezkur ya lüzum gördüğünü de şifahen izah etbinanın burada inşa edilip edılmemesi mistir. hakkında Belediye reisinin mütaleası Moskovada İngiliz teklifleri üzerire sorulmuştur. anlaşmanın imza edıleceği beklenmekte înşası ihale edilen diğer bir bina iken, bu neticenin çıkmayıp da yenibaşZeynebkâmıl konağı civanndaki arsa tan müzakereleri icab eden mukabil tekda inşa edilecek olan Maliye Tahsil şu liflerle karşılanmış olması birtakı.ın inkibesi binası inşaatı, 52,000 liraya ihale e sarı hayallere sebeb olmuştur. dilmiştir. Vaziyet ümidsiz sayılmamakîa beraMaliye Vekili geldi ber müzakerenin uzun süreceği ve SovMaliye Vekili Fuad Ağralı, dün sa yetlerin ortaya büsbütün yeni şartlar koybahki trenle Ankaradan şehrimize gcl dukları tahmin edilmektedir. îngiltere, miştir. son tekliflerinde, Baltık hükumetleri meMÜTEFERRtKselesinde Sovyetlerin noktai nazarını tamamile tatmin ettiği kanaaü'nde idi. Ticaret Odası çorab raporunu Bu sırada da Almanyanm, Sovyetletenkid ediyor re on sene müddetle 750 milyon marklık Sanayi tetkik heyetinin suali üzerine kredi açarak aradaki ticarî münasebetleri ipekli kadın çorablarının standardızas fevkalâde genişletmeyi teklif etmiş olyonu hakkında İstanbul Ticaret Od^sı da ması, Londra ve Pariste yeni şüpheler umütaleasını tespit edip İktısad Vekâlet; yandırmıştır. Çünkü bu gibi iktısadî müne göndermiştir. zakerelerin siyasî anlaşmalara yol açtığı Ticaret Odası. bu raporunda çorab birçok tecrübelerle sabittir. Scvyet Rusya standardizasyonunu tetkik için memle sözünü söylemiştir. Söz sıra=ı şimdi İnketimize getirilen Alman mütehassısı gilterededir. Son İngiliz sözü ihtimal İnKarl Abe'nin verdiği raporu siddetle giliz Rus müzakerelerinin akıbetini kat'î tenkid etmistir. ojaraj: tenvir edecektir. Birinci Ahmed, Haseki Sultan çıktığı zaman Fırıncılar cemiyeti reisine Hapishane binasının yı Yeni kurulan idarelere geniş bir nefes aldı. Pencereden Deı viş Paşanın göre, hiçbir yerde ekmek kılması işi 10 bin liraya aid bütün hazırlıklar yalısında gördüğü Arab güzelini hayaline getirdi eksiltmiye konuldu tamamlanmış gibidir darlığı yoktur Mahfiruzun dairesi de birçok lıediyelerle dolmuştu. Genc kadın on'arı soyle bir gözden geçiriyor; Canfeda kadına, Dilnuvaza, dairesindeki diğ>r kadınlara ve kızlarağasına veriyordu. Derviş Paşanın birşey göndermiş olmaması pek çabuk gözüne çarptı; lâkin sesıni çıkarmadı. Mahfiruz Padişah için yeni oyunlar, yeni oyuncular, çalgıcı ve şarkıcılar edinmişti; Padişah o gün ağalar kapısında bütün devlet büyüklerinin bulunduğu bayramlasmadan sonra hareme döndüğü zaman Mahfiruz da gidecek, bayramı tebrik edecekti. Fakat bayramlaşma bittiği halde Padişahm, hünkâr sofasına yahud odasma dönmedığıni öğrendı. Belki vezirlerle bazı işler hakkında görüşmektedir. Diye bekledi. Kızlarağası da görünmüyordu. Neden sonra, Padişahın üçüncü kapıdan yalıya çıktığını, kayığa binerek Halice doğru gittiğini söylediier. Yanında kimler varmış? Kızlarağası... Onu biliyoruz. Bostancıbaşı... Hünkâr kayıkla gidince elbet o da dümende bulunacak! Bir de Derya Kaptanı Derviş Paşa. !? !?... Padişah geç vakit döndü, yanında kızlarağası yoktu. Mahfiruz onu ziyarete koştu, etek öptü. Birinci Ahmed her zamanki gibi güleryüzlü ve sokulgan görünüyordu; lâkin genc kadın bunda bir zorakilik sezmekte gecikmedi. Bununla beraber ertesi gün kendi dairesinde yapılacak eğlencelere şeref vermesini istemekten çekinmedi; Birinci Ahmed kekeledi: Mizacım hoşça değildir; yorulmuşum. Bir kayık gezintisi yapsam deyu yola çıktım, lâkin soğuk vardı. Umanm ki yarına kadar iyice olayım! Mahfiruz onun ellerini tuttu, alrını elledi, bir sıcaklık bulamackrYüzünıdeki kızanklık yalan söylediğini adeta haykırıyordu. ı m n o » «uu» ı "i >> D Padişah ellerini çekiy'or, hekim istemiyor; erkenden yatmak ihtiyacında olduğunu tekrarlıyordu. Mahfiruz oradan çekildi. llk gönül yarasını almıştı. Birinci Ahmed haseki suîtan çıktığı zaman geniş bir nefes aldı. Pencereden Halice doğru baktı. Derviş Paşanın yalısında gördüğü kara gözlü, hilâl kaşlı, esmer Arab güzelini hayaline getirdi. Henüz on üç yaşmdaki bu kızm birer «yılanı andıran saçlan» nar çiçeği renginde dudaklan vardı. Kemiksiz denilecek kadar oynak vüçudünü kızıl tül dalgalan içinde öyle kıvınyordu ki en becerikli eller ve kollar arasından bile kolaylıkla kayıp gideceğine şüphe edilemezdi. Son isyanda gösterdiği muvaffakiyet Padişaha gurur vermişti, bu yüzden, vanlmasi güç gayeler ardında koşmak ihtiyacını hissediyordu. Derviş Paşa da bir aralık demi^ti ki: Bunca yiğit ve gün görmüş kullann varken birtakım «saçı uzun aklı kısa» lann devlet işlerine el uzatmalan elbet hoş olmaz. Cennetmekân firdevsi âşiyan pederiniz Mehmed Han devrinde bu yüzden nice fenalıklar ola gelmiştir. Eğer büyük Valide Sultanm misilsiz tedbir ve tecrübesi olmasa saltanat bir büyük girdaba düşerdi. Şimdi ne mutlu ki hod kendi karihalarından gelen emirlerle devleti idare eyliyen bir Padişahımız vardır. Baskalarına karşı ne derece kurumlu ve zalimse Padişaha karşı o derece dalkavuk olan Derviş Paşanın sözleri Birinci Ahmedin her zamanki gibi hoşuna gitti. Göğsünü şişirdi ve gülümsedi. Bu sözler arasmda «Safiye Su'tan» dan bahsedilmenin geniş manasını sezecek halde değildi. Kızlarağası geç vakit geldi. Mahfüuz Sultan onu biraz solgun ve asık buldu. Sebebini sordu. O zaman öğrendi ki Padişah şu anda Derviş Paşanın hediye ettiği Arab cariye ile başbaşadır. Mahfiruz şimdi oraya gitmek, o çöl yılanını, yılana b.enzediği söylenen saçlarından yakalıyarak dolaşık koridorlarda, taş avlularda sürüklemek istiyordu. Lâkin bunu kadınlık ve Sultanlık gururuna yediremedi. Mustafa Ağaya: Bunlan duymamış olayım! Dedi. İyi edersin sultanım. Allahın iznile çok geçmeden Padişahımızı bu şeycandan kurtannz. Arab kızınm adı Dilsuz idi; Birinci Ahmedin gönlünü her yandan ateşe vermişti. Genc Padişah yeni sevgilisi için Cerrahpaşa hastanesinde cerrahî ve göz paviyonlannm inşasına muktazı tahsisat, bütçeye konmuştur. Bugünlerde inşaatın ikmali münakasaya vazedüe Bu kulunuzun oğlu, belki görür cektir. gözü, tutar elidir. Azille yanımızca gitBundan başka Belediye bütçesine kosün! nulan tahsisatla da mezkur hastanede Sadrıazamın mektubunun altında şu bir mutfak ve bir çamaşLrhane inşasına cevab okundu: başlanılacaktır. «Padişahlarda söz bir oîur!» ADLtYEDE Lala Mehmed Paşa Tırnakçının karBir terfi deşine Rumeli Beylerbeyiliğini vermek İstanbul beşinci asliye ceza mahkemeistedi; bunu da yaptıramadı. Padişah, Derviş Paşanın telkinleri üzerine hareket si reisi Atıf, terfi ederek, Temyiz mahkemesi azalığına tayin olunmuştur. Veediyordu. Adı gene Hüseyin olan Haleb Valisi rine kimin getirileceği, henüz belli deyeniçeri ağalığı için îstanbula çağrıldı. ğildir. Bir dilenci Lâkin Adana taraflarında asi Cemşidin kurduğu pusuya düşerek öldürüldü. Son zamanlarda dilencilikten üstüste Sadrıazam bezmişti; Şeyhülislâm birkaç defa mahkum olan Yakub, dün Sun'ullah Efendiye şikâyette bulundu. de dilenmekten Adliyeye getirilmiş, Zaten o da vaziyeti biliyor, canı sıkılı Sultanahmed birinci sulh ceza mah yordu. Bir Divan günü kızlarağasına bah kemesi. kendisinin tekrar on gün müddetle boğaz tokluğuna Belediye hizmesetti: tinde çalıştırılmasma karar vermiştır. lArkast var'] hünkâr sofasına en yakm daireyi hazırlatmış, Mustafa Ağaya da: Muhkem zapteyliyesin, kılına zarar gelmesın! Diye emretmişti. Mahfiruz bu sırada iki yaşına yaklaşan ve yürümeğe başlamış olan Şehzade Osmanla daha çok başbaşa kalıyor; kadınlık cephesinden aldığı yaraya analık hislerini merhem yapıyordu. Bununla beraber devlet işleri hakkında gene her gün kızlarağanndan haberler soruyor; Anadolu eşkiyasına aid olanları büyük bir dikkatle dınliyordu. Lala Mehmed Paşa îstanbula geldiktenberi 15lerde besbellı bir düzelme görülüyordu. Çünkü bu adam çok namuslu, doğru sözlü, iyi kalbli ve ce3urdu. Bütün tanıdıklarının saygısını ve sevgisini kazanmıştı. O kadar ki Mehmed Paşa vaktile Anadolu Beylerbeyisi iken Kütahyada ve hizmetinde bulunan Kalenderoğlu, gerek eskı efendısine gerek onun kethüdası Abdiye kendi elile yazdığı mektublarda şöyle diyordu: «Her kıme olsa baş kaldırırım, lâkin sultanıma kaldırmak ihtimali yoktur. Eğer şimdi bir sancakbeyliği verirseniz Celâlî olanların hepsini yanıma getirir, isyandan vaz geçiririm; kılıcımı boynuma takar tek başma karşmıza gelirim. Eğer şimdi verilmek münasib görülmezse sultanım daha iyi bilirler, ne zaman için olsa beklerim.» Uzun Halille Canbolad oğlu ayni manada mektublar yazmış, eski yerleri kendilerine verilirse devlete kılıc çekmekten vaz geçeceklerıni bildırmışlerdi. Kızlarağası, Kalenderoğlunun yazdığı mektubdan bahsettiği zaman Mahfiruz Sultan birdenbire başını kaldırdı; kaşlarını çattı; karşısındaki zencinin kara gözlerinin içine bakarak merakla sordu: Lala bunu kabul etmiş midir? Bilmiyorum, sultanım... Genc kadın Kalenderoğlunun sancakbeyliği alarak isyandan vaz geçmesini ho$ görmüyordu. istiyordu ki bu zalim adam hep asi kalsın ve bütün asüer gibi bir gün kellesinin gövdesinden ayrı olarak yerîerde yüvarlandıginı gÖrsün, yahud duysun! Mahfiruz başmı indirdi, birkaç :aniye düşündü. Kızlarağası onun arzusunu anlamıştı: Sultanım, kabul etmesi, hele buraya çağırması pek hayırlı olur. Eğer Kasım Paşa gibi aldanır ve gelirse!.. Lalaya böylece haber salasın! Macaristan ordusu serdarlığına tayin olunan Kuyucu Murad Paşa alay düze* rek îstanbuldan çıktı. Birkaç gün Halkalıda çadır kurduktan sonra yoluna devam etti. Yişı doksana yaklaşan bu vezir devletin çektiği büyük sıkıntıyı sezmij, gittiği yerde harb değil sulh yapmaya karar vermişti. Bunu becereceğine, imparatorluğun simal hududlarım kargaşalıktan ve faydasız boğuşmalardan kurtaracağma büyük ümidi vardı. Fakat Lala Mehmed Paşa hiçbir iş yapamıyordu. Burada kendisinin bir kukladan farksız olduğunu görüyordu. Çünkü Derviş Paşanın Padişah üzerindeki nüfuzu her gün artıyordu:. Şeyhülislâm, kazaskerler ve paşalarla yapılan birçok konuşmalardan sonra Nasuh Paşa İran ordusu serdarlığına, vezir Kuyucu Murad Paşa Macaristandaki ordu başkumandanlığma tayin edılmiş; Lala Mehmed Paşanın da İstanbulda kalması kabul edilmişti. Fakat Padişah birkaç gün içinde birdenbire fikrini değiştirdi: Nasuh Paşayı İrana göndermsdi. Usturgun'un alınmasında büyük yararlığı görülen ve Tırnakçı Hasan Paşanın kardeşi olan Hüseyin Ağa yeniçeri ağalığından azlolundu, Haleb Beyierbeyi yapıldı. Bu cesur adamı Lala Mehmed Paşa çok sever, oğlu yerine tutardı. Padişaha yalvardı: Dün fırıncılar cemiyetinde bir toplunt; yapılmıştır. İçtimada, bazı gezetelerin fınncıların un bulmak husu^unda müşkülâta uğradığı ve bazı semtlerde ekmek buhranı görüldüğü şeklindeki n'.şriyatı mevzuubahs olmuştur. Fırıncıîar cemiyeti reisi bu neşriyata mukabil böyle bir güçlük olmadığını, fırıncıların her zaman on beş günlük unu tedarik edecek vaziyette bulunduklarını, İstanbulun herhangi bir semtinde ekmek buhranı olamıyacağını, böyle bir şikâyetin cemiyetçe duyulduğu anda şjkâyetçi semte her taraftan ekmek gönderilmek üzere tertıbat alındığını söylemiştir. Toprak Mahsulleri ofisi tarafından verilen buğdaylann iyi olmadığı yolundaki iddianın bir faiz ve kredi meselesi olduğu, çünkü değirmencilerin unu fırıncılara veresiye verdikleri, buna mukabi! buğdayı da veresiy.e almak istedikleri ileri sürülmüştür. Değirmenciler dün kendilerile temas eden bir muharririmize en eski zamanlardanberi değirmencilerin buğdayı peşin para ile alıp unu veresiye sattıklarını, bunun iş icabı böyle yürüdüğünü, faiz ve sairenin mevzuubahs olmadığını ve veresiye buğday almayı akıllarından geçirmediklerini söylemislerdir. Hapisane binasının yıkılma?ı işi 10 bin liraya eksiltmeye konulmuştur. Müteahhid binayı 100 günde yıkacaktır. 700,000 liraya yapılacak olan yeni Adliye sarayının eski Hapisane binasının arsasında inşası için Adliye Vekâletile temaslarda bulunmak üzere Ankaraya gitmiş olan Mimar Asım Kömürcü, bugünlerde şehrimize avdet edecektir. Adliye binasının iki yüz kadar odayı ihtiva edeceği anlaşılmaktadır. Vilâyet Nafıa müdiriyeti de İstanbul \nlayet sarayının plânlarmı hazi'lamaktadır. Bu plânlara nazaran Vilâyet konağı 320 odalı olacaktır. Bunun yüz odası Defterdarlık daireleri içindir. Vilâyet saraymın inşası için bir milyon lira lâzımdır. Bu paranm Hazineye aid arsa ve emlâkten bir kısmının satılması suretile temin edilmesi muhtemeldir. Kasımpaşa yolunda devrilen kamyon Suçlu şoför, dün sabah tevkif edildi Tozkoparandan Kasımpaşaya inilen Mahmudağa yokuşunda, geçen perşembe akşamı bir kaza olmuş, yokuş agağı hızla inen bir kamyon Kasımpa$a postanesi müvezzii Ahmedin yüzünden yaralanması ve yajlıca bir Ermeni kadmı olan kapıcı Elizin ölmesile netilecelenmişti. Beşiktaşta garaj sahibi Nazmiye aid. olan bu 3544 numaralı kamyonun şoförü Yusuf Kemal kaçmış, ertesi gün meydana çıkmıştı. Beyoğlunda bir arkadaşmın evinde sabahladığı anlaşılan suçlu şoför, dün sabah Müddeiuoıumilikçe Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesine yollanmış, orada sorguya çekilmiştir. Şoför Yusuf Kemal, hâdiseyi şöyle anlatıyor: « Cihangirden kum ve toprak yükledim. Perapalas arkasındaki asfalt caddeyi geçerek Tepebaşı caddesine doğru gelirken, Mahmudağa yokuşunun üst basında kamyonun frenleri tutmadı, zorîadım, bütün gayretimi sarfettim, buna rağmen yıldırım hızile aşağıya inmenin önünü alamadım. Çünkü kamyon eski idi, toprakla kum yükü de fazla idi. Yokuşta sür'a'tlenince vitesini değiştirdim. Ayak freni, el freni yaptım, fayda vermedi. Yokuş aşağı adeta uçtum. Aşağıda ahşab bir eve rampa edince sarsıntıdan korktum, telâşla ne yapacağınu şaşırdım, kaçtım. O geceyi bir arkadaş yanında sakîanarak geçirdim, ertesi gün de ortaya çıkmağı muvafık buldum!» tmaliye üeretleri Ekmekçilerle ekmek imal edenlerin yarın Belediye. Iktısad istişare heyetinde yapacakları toplantı mühim olacaktır. Ekmekçiler imaliye ücreti olarak tayin edilen 156 kuruşu çok bulurlarken ekmek imal edenler de imaliye ücretîne ilâve edilen pişirici ücretinin fırıncılar tarafından kendilerine tam olarak verilmediğini iddia etmektedirler. ŞEHİR İŞLERİ Validebağı sanatoryomu Validebağı sanatoryomundd yeni paviyonun inşasına devam edılmektedir. Bu inşaat için 250,000 lira sarfedilecek tir. Şimdıye kadar 180.000 lıra hircan mıştır. tnşaat tamam olduktan sonra stadyomdaki yatak adedi 120 ye baliğ olacaktır. Kooperatif işleri Belediye kooperatif idare heyeti, dün reis muavini Rifatın riyasetinde bir toplantı yapmış. kooperatife aid işleri gö rüşmüştür. îşten el çektirilenler Belediye muhasebe müdürü Muhtar, Çatalca, Yalova ve Kartal kazalannda muhasebe ve tahsilât işlerını teftış et miş, vazifeleri başında bulunmıyan ve vakit ve zamanıle tahsilât yapmıyan bazı memurlara işten el çektirmiştir. Şehircilik mütehassısi Karabükün plânlarmı tanzim lşile meşgul olmak üzere mezkur mahalîe gitmiş' olan şehircilik mütehassısi Prost, Hâkim Reşid Nomer; suçlu Yusuf Keçarşamba günü îstanbula dönecektir. mal hakkında tevkif müzekkeresi kesmişBoyanacak binalar tir. Tahkikata Birinci sorgu hâkimliğince Eminönü kazası dahilinde birinci de devam edilecektir. recedeki caddelere tesadüf eden bına ların sahiblerine nahiye müdürleri vasıGÜMRÜKLERDE tasile tebligat yapılarak mezkur b'na Yeni müsteşar lann boyatılması istenilmiştir. Öğrendiğimize göre, Adil Okuldaştan Muhasebeci geliyor inhilâl eden Gümrük ve înhisarlar Ve Belediyeler Bankasmdan tstanbul B o kâleti müsteşarlığına Ticaret Vekâleti lediyesinin alacağı beş milyon lıralık teftiş heyeti reisi eski Gümrük Başmamukavelenin imzası için Ankaraya git dürü Mustafa Nuri Anılın tayini takarmiş olan Belediye muhasebecisi Muhtar rür etmistir. yann şehrimize dönecektir. Üç milyon liranın Eminönü istimlâk ı sahasının imarı için sermayei müteda vile olarak kullanılmasmdan sarfı nazar edilmiştir. Kızılay Hemşireler mektebinden mazun olanlar ı Muharrem Feyzi TOGAY Vitrine çarpan otomobil Faruk Tükmamn idaresindeki hususî otomobil, İstiklâl caddesinden ge^erken önündekı tramvaya çarpmamak için manevra yapmak istemiş, kaldırıma çıka rak bir bakkalıye dükkânınm vitrınine çarpmıştır. Çarpma neticesinde büyük vitrın camı kırılmış, bazı eşya hasara uğramışt^r. Cerhapaşa hastanesindeki inşaat için tahsisat Yaralanan küçük çocuk Fenerden Unkapanı istikametme gitmekte olan 483 numaralı hususî otomobil, caddenin bir kenarında oynıyan 5 yaşlannda İsmaile çarparak yaralamıştır. Küçük İsmail tedavi altma alınmıştır. Maşa ile..İstinye fabrikasmda kaynakçı ustası Kızılay Hastabakıcı mektebinden bu sene mezun olanlar bir arada.» Osman, bir münakaşa esnasında kan?ı Kızılay Cemiveti Hastabakıcı Hemşireler okulundan bu sene mezun olan Şükranı maşa ile başmdan yaralannştır. hemşirelerin dıplomaları dün merasimle verilmiştir. Kızılay Cemiyetine mensub erkân ile birçok davetlilerin hazır bulunduğu bu merasim, İstiklâl marşile C u m h u r i yet başlamış, mektebin hayat ve tarihi hakkında nutuklar söylendikten ve muhtelif müzik parçaları dinlendıkten sonra, mezunlarm diplomaları tevzı olunNüshası 5 knnıştuı muştur. Ti r ve Haric Mektebin bu seneki mezunları Ayşe Börün, Bedriye Yüksel, Fatma ıcın icîn Günciemir, Gülsüın Güleryüz, Hamdive Aral, Hatice Cantürk, Hayriye Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Erinç, Havrünnisa Kanten, Kadriye Mandj, Mahpevker Akşid, Meliha Gökçen. Altı ayhk 750 > 1450 » Münevver Güner, Nimet Barlas, Rahime Tuban, sabahat Dilbaş, Samime Üç ayhk 400 » 800 > Sakın, Seher Gerçekler, Vâhide Akırmak ve Zekiye Seyhanlıdır. Bit aylür 150 » Yoktur Abone seraiti! ! ^

Bu sayıdan diğer sayfalar: