8 Ağustos 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9

8 Ağustos 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Ağustos 1939 CUMHURtYET Cumhurreisimiz dün akşam Ankaraya avdet etti Bu sırada nahiye merkezindeki kadınVali Naci Kıcıman, bu elbiseîerîn lar da Bayan İnönüne gölün vaziyeti et pantalonlarının ııyır.adığından bahsetti. rafında izahat veriyorlardı Misafirlere ay« Niçin uymuyor?» Millî Şefin hareket edeceğini haber a ran, limonata, kahve ikram edildi. İnönü, « Bununla ata binmek, çalışmak an Bolulular, Vali konağı önüne erken 21 kilometre murabbaı genişliğinde ve daha rahattır.» den toplanmışlardı. İsmet inönü ve Ba 1050 rakımda olan bu eşsiz gölün kenaYaşlı bir köylü ilâve etti: yan İnönü saat 10 da konaktan çıktılar rından ayrıldığı sırada binlerce insanm « Kadıniarımız bedenimize göre biReisicumhur konağın bahçesinde toplan «her zaman bekleriz, çok yasa, varol...» çerler.» mış olan Vilâyet, Belediye ve Parti er sesleri etrafı çınlatıyordu. « Bunun üzerine kısın oalto siyer 1 kânına veda etti. îhtiram kıt'asını tefti Geredede ' i 1 misiniz?» eti. Bütün Bolu halkı, Geredeye giden Kafile öğle üzeri Geredeye vardı. Ge« Giymeyiz.» yolun üzerinde idiler. Esnaf teşekküileri redeliler fevkalâde sevinc içinde idiler. Bundan sonra Halim isminde küçük bayraklarile sıralanmıştı. Şehirlerini ansı Cumhur Reisi, Geredenin üstündeki Ebir çocuk İnönüne şu ricada bulundu: zm ziyaret ederek sevinc içinde bırakmış sentepeye çıktılar. 14 tepeden müteşekkil « Beşinci smıftan çıkbm. Ortamekolan Millî Şef, candan gelen tezahürîer olan ve çam ağaclarının sayısı beş binden tebe girrnek istiyorum. Burada bir ortale uğurlandı. fazla olan bu güzel yerde tebdılı hava için mekteb açılmasmı rica ederim.» Kafile, Gerede istikametinde ilerledi gelmiş olan aileler bulunuyordu. Bu araİnönü, köylüiere ekin vaziyetini, meyBalu Valisi Naci Kıcıman, Bolu meb'us da kadmlı erkekli bir grup da: va ağacı yetiştirip yetiştirmediklerini, ları, Bolu Belediye Reisi Millî Şefi vilâ « Paşam, biz Geredenin Ankaralı bağ kurup kurmadıklarını sordu. Şu ceyet hududuna kadar teşyi için takib et misafirleriyiz. Hoş geldiniz.» dediler. vablar verildi: mekte idiler. Köylüler, yer yer şosenin keMillî Şef, içlerinden bir kadma ne za« Erik, armud yetiştiriyoruz. F ı narına toplanmışlar, taklar kurmuşlar, su man geldiğini sordu. kat kendi sarfiyatımıza göredir. Bağ ayran, kahve hazırlamışlardı. « Ben, Anicarada berber Tahsinin yoktur. Tecrübe ettik, olmuyor. Meyva Yeni çağda refikasıyım. Kocam ve kızımla ay sonuna veriyor ama tathlanmıyor. Sadece koruk Eski adı Reşadiye olan Yeniçağ göli kadar kalmak üzere buraya geldik.» oluyor.» kenarına vanldğı zaman binlerce vatan« Ankaraya nispetle masraf nasıl?» Küçük bir çocuğun dileği daşın burada bırıkmış olduğu görüldü. Bu « Ayda 75 liraya üç kişi geçinebiliBu sırada küçük bir çocuk ağhyarak iskele, bayraklar, dallar ve halılarla süs yoruz.» lenmişti. Köylüler, İnönünden bir kahve Bu tepeye Belediye tarafından ayda o İnönünün yanına yakiaştı: « 3'ibam öldü, beni yatı mektebine içmesini rica ettiler. Cumhur Reisimiz, re nar liraya kiraya verilen küçük evcikler koyuver» dedi. fikalarile birlikte halkın arasında ilerler yapılmıştı. İnönü, kaymakam Ramiz ve ken köylü kadınlardan mürekkeb bir top Belediye Reisi İhsandan bu evlerin kaça « Baban ne iş görüyordu?» luluk, «Hoş geldin» diye bağırışıyorlar çıktığı hakkında izahat aldı. Verilen ce« Bankadaydı. Evvelâ veznedardı. dı. Eunlardan bir kısmının yüzleri kapalı vablara göre, beş yüz liraya mal edilen Sonra müdür oldu, Safranboluya gitti.» ca idi. înönü şöyle lâtife etti: binalar kısa zamanda masraflannı ç'.kar« Hangi bankada idi?» « Türk Tıcaret Bankasında idi.^> « Hoş bulduk ama sizleri göremiyo makta idiler. Gerede kaymakamı: « Nerede vefat etti?» rum ki... Hep kapanmışsmız.» « Trenyolu olsa, burası Ankaranın « Adapazannda...» Kadmlar gülüştüler ve hep birden yüzlerini açtılar. Reisicumhur, bir an te sayfiyesi haline gelir.» dedi. « Burada kiminle oturuyorsun?» İnönü: vakkuf ederek karşı sırtları gözden geçir« Annemle oturuyorum.» « Bilhassa ortahalli aileler için ucuz di. Sırtlar çıplaktı ve yakın dağlarda tek« Annen buralı mı?» tük ağadar görünüyordu. İnönü köylülere ve fevkalâde tebdilihava yeri olur» dedi. « Buralıdır.» Burada iki yataklı bir odayı ayda 10 seslendi: « Akrabalannız yok mu?» « İçinizde ağaclıklarm eskiden köye lira kira ile tutanlar yiyecek ve içecekle« Dayım var.» nekadar mesafede olduğunu bilen var rini haricden kolayhkla tedarik edebili« Sen kaçıncı sınıftasın?» yorlardı. Aynca bir lokantası da vardı. mı?» « Bu sene üçüncüye geçtim.» Ve çok güzel, bijyük bir de havuz yapıl« İyi çalışıyor musun mektebde?» Ve içlerinden en yaşlısına hitab etti: « Çok çalışıyorum.» « Senin çocukluğunda orman nere mıştı. İnönü, çamlar altında toplanmış olan halkın arasına girerek Esentepede kı« Yatı nvektebine koyarsak nasıl ye kadar geliyordu?» sa bir gezjnti yaptı. Bu sırada bir ağac di ayrılacaksın annenden?» İhtiyar elile en yakın yeri gösterdi: binde yemek yiyen bir köylü ailesinin ya« Annem de gidecek...» « Buralar ağaclıktı.» nında durdu. Köylü kadın: Reisicumhur, küçük Suadı okşadı ve « Ne zaman?» « Yaylada yetiştirdiğimiz buşday yaverlerine adresinin alınmasını emretti. « Otuz sene evvel...» dan yaptık. Yayla gömecidir» dıyerek Reisicumhur, halkın dileklerini bir İnönü daha uzaklarda köy minareleri önlerindeki pideden iki parça kopardı ve: müddet daha dinlediler ve Geredenin nin farkedildiği çıplak sırtı işaret etti: « Alın biraz...» diye înönile Baya Esentepesinden ayrıhrken intıbalarım « Minarelerin olduğu yer?» nına uzath. Her ikisi de pideden alıp tat beledıyenin hatıra defterine şu satırlarla « Ağaclıktı.» tılar. inönü fazla miktarda olan bu pide kaydetti: « Sırta kadar ağaclık mıydı?» yi gostererek: Esentepede güzel bir gün geçirdik, « Ağaclıktı.» « Bunu kaç kişi yiyeceV^'"!'7^ s diye Geredeyi çok sevdik. « Oralarda orman var mı şimdi?» sordu. Bayan Mevhibe İnönü de bu satırlarm « Garbî Aladağa kadar orman « Üç kişi...» altına imza attı. 'ok.» «Çok değil mi?» Kızdcahamama doğru... « Daha arkadaki dağda?» « P a ş a m çok yenir burada... Bu « Orayı bilmiyorum.» Esentepeden şehre inen înönü, Gerehava yedirir.» 1 de hükumet konağını ziyaret etti. Elekiilâtını bildiriyorum: [Baştaraft 1 inci sahijede] Sandal Bedesteninde faaliyet Buhran gene başladı hegemonya tesisine çalışan Almanyanın sıyasî hattı hareketi karşısinda bizim hatDanzigdeki nazi şefi Hitlerle tı hareketimizi tespit eylemiştir. Şefinin etrafında toplanmış olan bütün millet, görüşmeğe gitti Londra 7 (Hususî) Danzig'deki müttehiddir ve herşeye hazırdır.» Fransız gazetelerinin mütaleası nazilerin lideri doktor Forster refakatinde Zarski olduğu halde bugün lıususî Paris 7 (a.a.) Akşam gazeteleri tayyare ile Almanyaya gitmiştir. Doktor Mareşal Smiglyrydz'in nutkundan ve Forster'in Hitler'le mühim bir mülâkatta Polonyanın azimkârane hatb hareketinbulunacağı haber verüiyor. den sitayişle bahsetmektedırler. Berlinde otomobiller musadere İntransigeant gazetesi diyor ki: 1 ediliyor «Polonya son haftalar zarfında takBerlin 7 (a.a.) Dün Berlinde as dire şayan bir sabır göstermiş, fakat Pilkerî makamat tarafından hususî kam sudski'nin halefi olan ordusunun başkuyon ve otobüslerın musaderesine girişi! mandanının lisanile bilâmücazat aşılamıyacak olan hadler olduğunu, bugün AYmiştir. rupaya ilân etmiştir. Halk arasında çıkan rivayetler r Mareşal SmiglyRydz'in kuv\ etli sözDanzig, 7 (a.a.) (Havas) Gazeteler, Danzig gümrük memurlarının Po leri filiyat mahiyetindedir. Polonya bolonyalı gümrük müfettişlerinin emirleri yun eğmiyecektir. Almanya tarafından yapılacak herhangi bir taarruz, Varşo ne itaat etmiyeceklerini bildiriyorlar. Danziger Vorposten gazetesi, Polon vanın derhal askerî bir mukabelesini inyalı gümrük müfettişlerinin Danzigli me tac edecektir. Danzig'in Almanyaya terkedilmesile murlara emir veremiyeceklerini yazıyor. Diğer taraftan Alman halkı arasında neticelenecek bir müzakereye girişile ı muhtelif bir çok rivayetler dolaşmaktadır. mez.» ParisSoir yazıyor: Alman rüesasının İngiltereye ve Fransaya «Mareşal SmiglyRydz, askerce ko yeni garantiler vererek onlarm Danzig meselesine alâka göstermemelerini te nuşmuştur. Sözlerini tefsir etmeğe ihtiyac yoktur. Bu sözler gerek lehçe söylenmiş, min edecekleri söyleniliyor. Diğer bir rivayete göre de Hitler bir gerekse tercüme edılmiş olsun, iki manaemirname neşrederek Danzigüleri bütün ya ahnamaz.» Çemberlayn Iskoçyaya gitti Almanları Alman tabiiyetine kabul edeLondra, 7 (a.a.) Çemberlayn ile cek ve Almanyaya ilhak işini daha müsaid refikası, İskoçyaya gitmişlerdir. Başvekü, bir zamana bırakacaktır. Bu riyavetler efkârı umumiyenin müt burada sık sık balık avına çıkmak tasavtehid olmadığmı, çıkmaz bir yola girmiş %"urundadır. Mumaileyh, bu müddet zar* bulunduğunu idrake başladığını ve her fından hergün Londra ile temas halinde türlü mantıka aykın olarak ilâhî bir sure bulunacak ve Başvekâlet dairesine ağîebiihtimal ay sonundan biraz evvel dönecek^ ti hal ümid ettiğini gösterir. Lehistan notasına verilen cevap tir. Çemberlayn, bundan sonra Balmo< Varşova 7 (a.a.) Geçen pazar ral'a giderek birkaç gün hükümdariara günü Polonya tarafından Danzig âyanı misafir olacaktır. Başvekil, kabine içtimaf na verilen notaya cevab olarak bu sabah Iarına başladığı zaman yani eylulün orDanzig'in Polonya komiserine tevdi et talarından Londraya avdet edecektir. kuvvetle zannolunmaktadır. lBaitara.fi 1 inct sahifedel İskelede... inönü, iskeleye ilerledi. Harita üzerinde tetkiklere başladı ve bir köy muhtanna ormanın köyüne nekadar uzakltkta olduğunu sordu. « 4 kilometre...» « Bana söyliyebilir misiniz? Bir senede orman nekadar geri gidiyor?» « Vasatî olarak 1520 dakika gerileyor.» « Hâlâ mı gerileyor? Hâlâ kesiliyor mu?» « Hayır, eski vaziyeti söylüyorum. Şimdi kesilmiyor.» Tam bu sırada yüzlerce köylü gencin soyunup göle atladıkları görüldü. Bir anda yüze yüze iskelenin etrafına geldiler. İskeleyi kuşatarak Millî Şefi alkışladılar. İnönü köylülere sordu: « Göle girer, yüzer misiniz?» « Evet...» « Herkes girer mi?» « Bütün köylüler akşam sabah banyo vaparlar.» Bu muhavereler sırasmda yakınlann da bulunan birkaç köylünün üzerindeki elbise, İnönünün nazarı dikkatini celbetti. « Kaç sendik bu elbise?» « L ç senelik...» « Siz mi yaparsınız?» « Evet kendi koyunumuzun yününden, evde kadıniarımız dokurlar.» « Pantalonu da mı kendiniz dokursunuz?» « Hepsini kendimiz yaparız.» « Gömleği. kusaklan?» « Hepsi yerlidir.» « Fakat niçin bu kadar kirlisiniz?» « Güz işiıyoruz paşam, sonbahar larmanı kaldınvoruz.» « Demek, bu iş elbisenizdir. Çarşıya gitmek icin baska elbiseniz var mı?» « Vardır pasam » « Daha temizsıniz demek!» « Temizız paşam.» Köylüler, yanlarından ayrıldıklan s:rada inönü etrafındakilere: « DoSru söylüyorlar. Doğru .«öyleyince mesele kalmaz. Daima doğruyu jöylemelı...» dedi. Esentepede öğle yemeği > Buradan aynlan İnönü Ankaraya doğru ilerlerken yollarda gittikçe artan tezahüratla karşılanıp uğurlandı. Akdogan, Pazar, Susuz köylüleri taklar kurmuşlardı. Kurbanlar kestiler. Susuz köyünden Ankara istikametinde ilerlenirken ot yükiü bir araba, yolu kapamış olduğu için durmak mecburiyeti hasıl oldu. Arabayı Susuz köyünden Fatma ile oğlu Mehmed idare ediyordu. Cumhur Reisimiz, otomobilinden inip Fatma ile görüştü. Fatmanın « Çalışırsa 3 4 günde hazırlar.» «İyi giyinıyorsunuz? Sızden şunu arabası bütün kafilenin ihtimamlı nezareorayım: Sümerbank köylü elbisesi diye ti altında yolun kenarına cekildi. Otomo ucuz elbise çıkarıyor. Gördünüz mü? Bu billere yol açıldı. înönü Fatmanın arabasını tekrar yola indirttikten sonradır ki oalara geldi mi?» tomobiHne binerek yola devam etti. « Görmedim.» inönü, Çoğulu köyünden Osmana sordu: « Sen gördün mü?» « Görmedim.» Yağdes köyünden Süleyman da ayni cevabı verdi: « Görmedim.» Kaymakam: « Manifaturacılar getirmisti. Satış olmadığından bir daha getirmediler.» dedi. Esentepeyi şereflendiren büyük misafirler, öğle yemeğini havuzun kenarında hazırlanmış olan sofrada yediler. Yemekten sonra Cumhur Reisi, halkla konuşmalarına deyam etti. Köylülerin elbiselerini tetkik etti. Kumaşlanna baktı: « Bunlar çarşıda satılır mı?» Dikmenli köyünden Ali cevab verdi: « Satmazlar.» « K a ç sene giyersin?» « İki sene. Daha doğrusu kullanışa bağlı...» « Size kaça mal olur?» «Beş altı liraya...» « Bunları kadınlarınız mı dokur?» « Kadıniarımız dokurlar.» «Elemeği verir misiniz?» « Civarda arsını için 3 kurus alırîar.» «İpliği nereden ahrsınız?» « Kendimiz pamuktan eğiririz.» « Pamuğu nereden alıyorsunuz?» « Gyeve, Akhisar ve civarmdan...» « Çorabları da hanım mı yapıyor?» «Evet... Kendimiz yapanz» « Bir kat elbiseyi bir hanım mı dour? Yoksa yardımcı var mı?» « Bir kadın dokur.» « Bir kadın senede kaç tane elbiseik yapabliir?» «Artık lüzumuna göre...» « Bir elbiseliği kaç günde dokuya trik fabrikasını gördü ve Gcredelilerin coşkun tezahürleri arasında Kızılcaha mama doğru yola çıktı. Yol, taklarla süslü idi. Bolu valisi, Belediye reisi ve Boludan gelen diğer zevat vilâyet hududunda veda ederek aynldılar. Saat 16,30 da Kızılcahamatna muvasalat edildi. Burada da çok kesif bir halk kütlesi Millî Şefe hoş geldin dediler. Şiddetle alkışladılar. Kadınlar görüşmek üzere Bayan İnönünün yanına koştukları sırada tehacümü men için fedbir alındığını gören Reisicumhur tnönü uzaktan şöyle seslendiler: « Bırakınız, görüşsünler.» Bu sözleri, şiddetlı bir alkış tufanı karşıladı. Cumhurreisimiz, halkın arasından yürüyerek hükumet dairesine girdiler. Kaymakamlık odasında halkı kabul ettiler. Alâkadarlardan yolların vaziyeti ve yol programı hakkında izahat aldı. Ankaraya avdet edilirken... ' Londradaki akisler Ierini bitirmekte olduklarından rağbet gitLondra 7 (a.a.) Matbuat, bilhastikçe artmaktadır. Bu yüzden iki bin lira sa hafta sonunda Danzig vaziyeti ger ile kurulan sandık sermayesi busün yirmi ginleşmiş ve vaziyet sırf Polonyanın beş bin liraya kadar yükselmiştir. ayni zamanda hem kat'î hem mutedil Sandıkla en fazla iş yapanlar mütehattı hareketile kurtarılmış bulunduğunkaidin ve eytamdır Mütekaidin ve eytadan, Mareşal SmiglyRydz'in gene ayni mm üç aylık maaşları tediye edildikten zamanda hem kat'î hem de mutedil sözsonra sandıktan çıkarılan rehin adedi de Ierini alkışlamaktadır. ziyadeleşmektedir. Times diyor ki: «Danzig'in tahrikleri karşısinda Po Adlî tebligat için hazırhklar lonya hükumetinin ve mahallî Polonya Adlî tebligatın posta ile yapüması nak makamlannın gösterdiği bu kat'iyet ve kındaki kanunun tatbikma dört aylık bir bu itidal cidden takdire değer. Eğer vazaman kaldığı için bu husustaki hazır'ık ziyet ciddî ise, bugün hiç kimse bu cidlar ilerlemektedir. Bu işi idare etmek üze diyeti inkâr edemez, bunun mes'uliyeti re yeni bir teskilât kurulacak ve buraya herhalde Polonyaya raci değildir. Bu haricden memurlar alınacaktır. Alınacak vaziyette Polonyahların dünkü millî telar, murakıb, memur ve müvezzi olmak ü zahürler esnasında gösterdikleri disiplini, soğukkanlıhğı ve azimkârlığı gösternıekzere üç sınıftır. Murakıb ve memurluklar için bu ay:n te devamîan çok ehemmiyetlidir.» on beşinde ve müvezzilik için de ayın yirmi birinde şehrimizde ve diğer vilâyetlerde müsabakalar açılacaktır. Müsabakada muvaffak olan ilkmekteb mezunlan mu vezziliklere; orta, lise ve yüksek mekteb mezunlan da memur ve murakıblıklara seçilecektir. Son günlerdc Sandalbedesteninin faaliyetinde durgunluk görülmekte olduğu hakkında bazı haberler verilmişse de bu doğru değildir. Müessese mücevher, halı ve eşya satışlarına aid olmak üzere üç şubeden ibarettir. Mevsim dolayısile halı şu besinin işleri her ne kadar bir dereceye kadar azalmış olmakla beraber heyeti umumiyesi itibarile müessesedeki satış vaziyeti normal olarak devam etmektedir. Haziran ayı içinde halı kısmında 5900; eşya şubesinde 6700; mücevher şubesinde 35400; temmuz ayı içinde de halı şubesinde 2500; eşya şubesinde 7200 ve mücevher şubesinde 34700 liralık sabş yapılmıştır. Şu vaziyete nazaran mezad idaresi her ay vasatî elli bin liralık iş yapmaktadır. Bu müessese Operatör Cemilin ikinci Şehrcminliği zamanmda 336 senesinde; Çarşıiçinde müteferrik bir vaziyette ve eski Bedestende yapılan satışlann önüne geçmek ve halkın aldanmasına mâni olmak maksadile tesis edilmiştir. Satılığa çıkarılan eşyanın kıymetleri aid olduğu şubelerde resmî muhamminler tarafından tahmin edilmekte ve bu suretle eşya sahibleri de daha mallan satılmadan evvel değerleri hakkında bir fikir edinroekte olduğundan muamele tam bir emniyetle cereyan etmektedir. Son aylar içinde mücevherat kısmında satılmakta bulunan pırlanta ve renkli taşlara karşı taIeb çoğalmış olduğundan bunların da kıy metleri hissedilecek derecede yükselmiştir Sandalbdesteninde satılan eşyasınm hepsi halka aid olmayıp burada bazan esnaf eş yası da satışa çıkanlmaktadır. Fakat esnafa aid eşyanın üzerine konan etiketler de «esnaf malıdır.» ibaresi yazıh olduğu gibi satış esnasmda da münadil^r bunların esnaf mah olduğunu tasrih etmektedirler. Bu da halkın lehine kaydolunacak bir keyfiyettir. Zira herhangi bir esnafın düktiği nota hakkında Polonya mehafilinden kânında satacağı mala değerinden fazla şu tafsilât alınmıştır: fiat istemesi mümkün ise de SandalbeNe Danzig âyanınm ne de gümrük desteninde buna imkân yoktur. idaresinin Polonya müfettişlerinin vazı felerinden meneden talimat vermedikleri tkraz sandığı notada tasrih edilerek bu gibi iddialann Müesseseye merbut olup halka rehin mukabilinde ikrazatta bulunan Ikraz san hertürlü hakikatten uzak rivayetten başdığı muamelâtı da günden güne inkişaf ka birşey olmadığı beyan edilmekte ve Polonya notasının yazılış tarzı protesto etmektedir. Bu sandık memleketimizde olunmaktadır. birinci defa olarak ailesi efradı arasında 1025 kişi tevkif edildi fazilet mükâfatı ihdas eden Ali Mahir taKattoviç 7 (a.a.) Polonya polis rafından sandığın tesisine tahsis edilmek kaydile hibe olunan bin liraya Belediye idarecince bildirildiğine göre, temmuz atarafından da bin lira ilâve edilmek su yı içinde Polonya Almanya hududunu geçmeğe teşebbüs eden 1025 kişi tevkif retile kurulmuş ve işe başlamıştır. olunmuştur. Her türlü eşyayi kabul eden îkraz sandığı bidayette bir liradan on liraya ka Alman gazeteleri ateş püskürüyor Berlin 7 (a.a.) Gazeteler, Maredar borc para vermiş ve bundan biıkaç sene evvel sermayesi on beş bin liray: bu şal Smigly'nin nutkuna karşı ateş püs lunca bu miktan bir liradan yirmi beş li kürmekte ve bu hiddetlerini koydukları başlıklarda izhar eylemektedirler. raya kadar çıkarmışrjr. Alman istihbarat bürosu, Polonya hüSandığın ayrı bir memur kadrosu oîkumetini Pilsudski'nin hattı hareketine madığı icin hiçbir masrafı yoktur. Bedesten müdürünün nezareti altında idare o aykırı bir yol tutmuş olmakla itham et lunan sandığın bütün muamelâtı Bedes mektedir. Montagpost diyor ki: tendeki teskilât tarafından idare edilmek«Mareşal SmıglyRydz, eski hikâyetedir. Muamelesi de çok basit olup müracaat sahibleri çok kısa bir zamanda iş lerin ateşile ısmmağa çalışıyor.» Avusturalya İngilterenin yer alacak yanında \ Melbourne, 7 (a.a.) Harb vukuunda Avusturalyanm bitaraf kalmağa çaIışacağmı iddia etmiş olan National Zeitung'a cevab veren Basvekil Menzies, demiştir ki: « Halihazîrda takib ettiği siyaset dolayısile İngiltere bir harbe sürüklenecek olursa Avusturalya onun yanında yer alacaktır.» Ismarlanacak 11 gemiye aid şartname hazırlandt Denizyollan hesabına Almanyada Ros tonluk vapurların üçüncüsü Kadeş, Altofta inşa olunan yeni vapurlardan 3500 manyadaki heyetimizce tesellüm edilerek Rostoftan hareket etmiştir. Kadeş şimdi Kil'de bulunmakta ve kömür almaktadır. On beş güne kadar limanımıza gel» miş olacaktır. Kadeşin limanımıza gelmesinden sonra bu seri gemilerin ilki olan Etrüsk Almanyaya gönderilecek ve orada aynen Tırhanda ve Kadeşte olduğu gibi bir kazan daha koymak ve güvertesinde tadilât yapılmak suretile ıslah edilecektir. Münakale Vekili geliyor Münakale Vekili Ali Çetinkaya bu sabah Ankaradan şehrimize gelecektir. Ali Çetinkayanm şehrimizde bilhassa deniz işlerile meşgul oacağı anlaşılmaktadır. Vapurun şartnamesi Siyasî mehafilin kanaati Etimesudda karşdama Saat 19 a yaklasıyordu. Etimes'ud yakınından geçildi. AkkÖDrünün başlangıcına varıldığı sırada inönü, kendisin kar<n 'amak icin bekliven Basvekil doktor Re fik Saydam ve di$er Vekillerle görüsmek üzere otomobilinden indi. Reisicumhur içerdeki ve dı«andaki isler hakkında ki'3 •ııaller sordu. Bu arada Hariciye VeVi inden malumat istedi, kö«ke gitmek üzere otomobiline bineceği sırada Basvekil dok Londra 7 (a.a.) Siyasî mahfiüerde Mareşal SmiglyRydz'in nutkundan ve nutukta kullamlan mutedilâne lisan dan sitayişle bahsedilmektedir. Bu mahfillerde nutkun meydan oku yucu mahiyette olmadığı söylenmekte ve Polonyanın tarzı hareketini bir kere daha tasrih ettiği ilâve edilmektedir. Bu tor Refik Saydama şunlan da söyledi: tarzı hareket, Fransız Ingiliz diplomasi« Geredede Esen tepeye de uğra sinin ittihaz ettiği tarzı harekete tecabuk dık. Fevkalâde güzel bir sayfiye... Bir etmektedir. tebdili hava yeri... Orada Ankaralıları Leh matbuattnın neşriyatı gördük.» Varşova 7 (a.a.) Matbuat, KraDoktor Refik Saydam: kovi'deki tezahürlere ve Mareşal Smigly« Fakat, biz sizi Ayaş ve Beypaza Rydz'in nutkuna geniş sahifeler tahsis rından dönüyor biliyoruz.» dedi, etmektedir. Reisicumhur İnönü, çok beşus bir çehExvress Poranny, başmakalesinde dire ile cevab verdi: yor ki: « Ayaş, Beypazarı derken Nallıha«Bütün Polonya, dün Krakovi'de tam nı, oradan Mudurnuyu görelim, ded.k, bir vatanperverlik birliği halinde toplanAbad gölüne geçtik. Boluya gidelim, de mıstır. Mareşal Smie'lyRrydz, siyaseti dik, ansızın oldu. Fakat seyahatimiz çok mizi, dünya efkârıumumiyesi karşısinda iyi geçti. Çok istifade ettik.» ve Polonyanın en kutsî haklarını ve en Mekki Said hayatî menfaatlerini çiğnemek suretila bir, Yeni on bir vapurun siparişi üzerinde Denizbank tarafından yapılan şartname ve verilen kararlar Münakale Vekâletince tamamen usulsüz görüldüğünden feshedilmiş ve yerine Vekâlette mütehassıs bir komisyon tarafından yeni bir şartname hazırlanmağa baslamıştı. Bu şartname ikmal olunarak Vekâlet makamına takdim edilmiş ve tasdik olunmuştur. Münakale Vekâleti, bunun üzerine 10 birinciteşrine kadar tezgâhların tekliflerini bildirmelerini münasib görerek yeni bir münakasa açmıştır. Yeni münakasaya komisyoncuların girmelerine müsaade edilmemiştir. Doğrudan doğruya tezgâhlar girebilecektir. Her hangi memleketten olursa olsun her deniz inşaat müessesesi, bu vapurları inşa kabiliyetinde olmak şartile teklifte bulunabilecektir. Evvelce mukarrer olduğu gibi gene 11 vapur siparişi takarrür etmiştir. Yalnız vapurların tonajları değistirilmistir. Sipaiş olunacak vaourların vedisi 1800 safi tondur. Dördü 2800 safi tonluk olacakrır. Bu vapurlar, Marmara hatîan ile Körfez, Ayvslık ve Bartın hatlarında çahstınlacaktır. Vapurlar cift uskurlu olacaktır. Doktor Beneş'in konferansî Londra 7 (a.a.) Eski Çekoslovakya Reisicumhuru Beneş, Cambridge'de bir lıberal toplantısında verdıği konferansta demokrasilerin galib geleceğini ve bu zaferin Çekoslovakyanın kurtuluşunu tazammun edeceğini söyledikten sonra diktatör rejimini şiddetle tenkid etmiş ve bizzat büyük demokrasıleri kendi prensiplerine imanları olmamakla itham eylemiştir. İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: