9 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

9 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYlîT ^ Birincitesrin 1939 Satılmıyan adam Cökçe Orhan Rahml •va yorgun ve sıcak... Kubbe alçal mışşibi görünüyor. Kafam, göğdemin üs tüne ağır bir külçe haline gelmiş... Da ha ç saat gidecektim. Vakitsiz yola çık mam ezasını çekiyordum işte... Oğl vakhin dal sıcağında neredeyse güneş çarpcaktı beni... GÖzümün alabildiği ka dar ıesafenin içinde, çalışan tek adam yok.. Sığırlarile gölgeliklere çekilmiş.. Üçyü metre ilerideki boysuz, cüce kı lıklı araağacm altına sığınmağa kara verdin Altmda bir adam oturuyordu Yanıbşında da bir harman vardı. Ken dimi hraya zor attım. Oturan adam tanıdın Burada köy muallimliği yapt ğım vait onunla dost olmuştuk. Beni gö rünce hmen doğruldu ve harmanın oldu ğu taraa doğru bir bakış fırlatarak: Sizi rahatsız etmiş olmıyayım ? Dedim. Ne güldü, ne başmı salladı. Gene ayni sesle kısaca cevab verdi: Estağfurullah... Beni tanıyabildiniz mi? Bana doğru yürüdü: Ağacın altmda oturalım. Evet. Zan nediyorum; vaktile bizim köyde muallimdiniz. O kadar isteksiz ve kısa cevab veriyordu ki, insanm sual sormak ve kendisine yaklaşmak cesaretini kınyordu. Sanki bunu kasden yapıyor ve kendisile alâkadar olmaklığımı telkine çalışıyordu. Kösedayımn dediği gibi, müvazenesi hakikaten yarıbozuk olsa gerekti. *** RADYO Greta Garbo taşmd aksamki program Isveçli yıldız Holivudun gürültülü muhitinde daha fazla yaşayamıyacağmı anladığı için «Yoka Loma» ya kaçtı vadilerde çırpınan mehtablar... ilâh.. Türktye Radyodlfuzyon Postalan Nihayet köye geldik... Buradaki rea DALOA ÜZUNLUGU lite, altı senedenberi nişanlı, zevc ve zev 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. ce olarak bizi bağlıyan münasebetin ne T. A. Q. 10,74 m. 151% Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. kadar da çürük olduğunu bize gösterdi 12,30 program ve memleket saat ayan 12,35 Bizi istasyondan köye götüren otomo ajans ve meteoroloji haberleri 12,50 Türls bil, yan yolda kaldı. Yaya gidecektik müziği (PL) 13,3014 müzik (lcanşık prog ram Pl.) 18 program 18.05 memleket saYol bozuktu.... Süzanın sivri ökçeli isat ayan, ajans ve meteoroloji haberleri 13,25 karpinleri bu yolda işlemiyordu. Müte müzik (radyo caz orkestrası) 19 konuşma • Holivuddan yazıhyor: 19,15 Türk müziği. Çalanlar: Vecihe, Ruşen bessim bir mukavemetle yürümeğe çahşı Kam, Cevdet Kozan, Reşad Erer. ı Oku Greta Garbo bu yaz iptidasında Paîm yordu. Ansızın bir çobanköpeği bize sal yan: Melek Tokgöz. 1 Kürdüihicazkâr peşredırdı. Süzan, müthiş bir çığlık atarak kaç Springs plâjına gitmişti. Çok yorgun ve sivt 2 Kemanî Sahak: Kürdilihicazkâr şarla (Çılgınca sevigtik). 3 Bedriye Hoşgör: Kür mak istedi. Fakat ayaklan dolaştı ve yu nirleri de bozuk olduğu için adamakılh bir dilıhicazkar şarkı (Kararan sularda). 4 Nevarlandı. Burnunun üstünde, çakılların şekilde istirahat etmek istiyordu. Fakat fise: Kürdilihicazkâr şarkı: (Severim her güzeli). 5 Osman Nihad: Kürdilihicazkâr şaraçtığı bir yara belirdi. Ben köpeğe saldır günler geçip sıcaklar fazlalaştıkça orakı (Gözümden gitmiyor). 2 Okuyan: Sadl nm da mondain bir mesire yeri haline gelmıştım. İki gene çoban koşarak geldiler.. Hoşses. 1 Zeki Arif: Arak şarkı (Mızrabı bıdiğini görünce eşyalarını topladı, dünyaBir kahkaha attılar: rak). 2 Salâhaddın Pınar: Hüzzam şarkı (Bilmem niye sinemdeki yâre). 3 Udi Hasan: Bir harta sonra aynı noktada onu yal Bizim Kösedayımn Mehmed gel nm en sıcak mıntakası meşhur «Ölüm vaHüzzam şarkı (Akşam uyuyorken). 4 Saded H«ş geldin evlâd dedi Hang nız buldum. Biraz hasta ve teselliye muh miş... Yanında bir de gan (kadın) var! disi» nin cenubu garbisinde «Victor Vildin Kaynak: Hüzzam şarkı (Erzurumda bağ tac gibi idi. Elimi sıkan ellerinde, fazlarüzgâr hmlara getirdi seni! olmaz). 3 Okuyan: Radife Erten. 1 Haşim Süzan burnunu silerek hiddetle on •le» e kadar uzandı. Burası çölde bir vaBey: Bestenigâr şarkı (Kaçma mecbunmdan Ve, uzahğım elimi, kuru, tahtalaşmı ca bir hararet vardı. Gözlerinde bir bu lara baktı. Dişlerinin arasından: ha gibidir. Kovboy'lann merkezidir. ey ahu). 2 Hüsnü: Bestenigâr şarkı (Çok süriki avucunıi' içine aldı. Yüzüme baktı lanıklık seziliyordu. Pisler! Bütün dayanıklı delikanhlar oraya rencmedi geçti). 3 Eviç şarkı: (Şahane gözler şailâve etti: Nihayet, kısa kısa anlattı: hane). 4 Halk türküsü: (Haticem saçlannı t a Dedi. Köpekler gitmişlerdi. Ben, bi berlik etmeğe gelirler. Erkekli kadmlı geramış). 5 Halk tüsküsü: (Ekin ektim çöllere) Edebiyat Fakültesinin ikinci sınıfı zim tanıdık çobanlarla iki kelime konuş niş şapkalar giymiş, boyunlarına kırmızı Gel, ş.yle otur... Şu keçeyi altma 20,15 konıışma 20.30 Türk müzlgi (fasıl heal temizdir, korkma... na geçmiştim ki, babamın bütün serveti mak istedim. Süzan, yan ağlayarak ve mendiller dolamış insan kalabalığı onun yeti) 21,15 müzik (küçük orkestra: Şef: Necib * Aşkın) 22 ajans. ziraat, esham tahvilât, Ve kendi kendine konuşur gibi de de gitmişti. Daha doğrusu, benim talısi sert sert beni çekti. Köye vardık. Bizim çok hoşuna gitti. Kendi işlerile son derece kambiyo nukud borsası (fiat) 22,20 müzib vam etti: lime yardım edecek vaziyeti kalmamıştı. sığırlar eve giriyorlardı. Babamm hayale meşgul olan bu saf adamlar siyah bir çift (küçük orkestra yukarıdaki programın de vamı) 22,35 müzik (cazband Pl.) 23,25 11 yıl Jdu de mî (değil mi?)!. Bu hal, benim için çok ağırdı. Benim gibi ti kapıda duruyordu... gözlükle yüzünün cazibesini zâfa uğrat23,30 yannkl program ve kapanış. Oyle ya, benın san kısrak yeni doğur bir köy çocuğunun Edebiyat Fakültesin îşte dedim babam! mış, uzun boylu ince kadına dikkat etmemuştu. Çay yizündeki hamanlanm da de ne işi olabileceğini belki sorabilirler... Süzan kızgmdı. İlk intıbaları fena ol ğe vakit bile bulamamışlardı. îşte Gretao yıl yanmıştı.. Fakat meslek intihabında yaradılışımızı muştu: RAŞtD RIZA nın memnun olduğu cihet bilhassa kendiKarşıma otudu. Belindeki kuşağın a nazan ıtıbara almak mecburiyetinde degil Greta'nın YokaLomada E. SAD1 TEK sine karşı gösterilen bu lâkaydî idi. A dedi sahi mi? rahğından bir sgara paketi çıkardı. U miyiz?. Ben, köylü olduğum, topraklar Tabiî dedim işte o... çekilmiş bir resmi TÎYATROSU Yanmdakiler büyük san'atkâra biraz zattı: içinde yetiştiğim halde, meselâ Yüksek Bu gece Üsküdar Ve, babama seslendim. Babam, ne ol daha ileri gitmeği tavsiye ettiler. Bu su pe tahsis ettiği dairede oturmakta ve işi Hâle sinemasında , Ben içemnon gayri... Soluğan ol Ziraat mektebine gidemezdim. Çünkü i duğunu bilemedi: retle onu Victor Ville'den 8 kilometre şi bitince hemen «Yoka Lama» sına dönçim, istidadım, temayüllerim ve zevkim ÜVEYBABAM muşum... Ne yajarsm, ihtiyarlık... Hele şükür Mehmedim be! dedi malde «Yoka Loma» ya götürdüler. mektedir. Vodvil 3 perde buna mâniydi ve bınaenaleyh hiçbir şey Gene, ilk defad gibi harman tarafına Hele şükür gelebildin... Yolda dikenli vahşi nebatlar arabanm tebaktı. Ben de gayiihtiyarî oraya baktım olamaz, hiçbir şey yapamazdım. HalbuKanm dişlerini gıcırdattı... Yemek yeAnneiik şerkat ve aşkı ile güzel bir maceracıya karşı beslediği Döğen tahtası diljlmiş, gölgesinde boy ki edebiyat için yalnız ruhî bir zevk ve kerleklerinden daha yükseklere kadar boy medi Rahatsızlığını ve hararetini bahane dan boya biri yatı/or ve elindeki kitab kabiliyet değil, bir kafa hazırhğım bile aşk ve ihtirası arasında kalmış bir kadın ... etti, bize ayrılan odaya çekildi Yere seri uzatıyorlardı. Bu orijinal köyde bir tenis vardı. Ne çare ki, babamm vaziyeti, bekarıştınyordu. Büyük ve kibar alemin vekayii hazırasım tasvir eden bir roman len 7ataklara bakıyordu. Yanına yakla kortu ve sulannı arteziyen kuyusundan aKösedayı (muhaabım) ben sormadan ni yolun başlangıcında bırakıyordu. IstıLüks kadını mı ?... Anne ve zevcemi ?... şıp, onun hiddetini, yadırgama hislerini lan bir de yüzme havuzu vardı. îleride rabımı anlatamam. Ayni Fakültede, İsonu bana tanıttı: tatmin edecek oldum. Başmı, hakaretle tâ ufuklara kadar dümdüz bir saha uzaİşte bunlar; GEORGES OHNET'in büyük romam Benim oğlan... Hani o vakit orta tanbullu, zengin bir manifatura tüccarıçevirdi ve elinin tersile «git» der gibi bir nıyordu. mektebe giden Mehned yok mu, işte o.. mn kızile tanışıyordum. Onun bana karişaret yaptı. Greta hemen bir köy evi kiraladı. Nişı olan dostluğunda, çok derin noktalar Okudu amma, sapıttı.. Ana ve babamı begenmiyordu. Benim noşka filmine başlamazdan evvel orada Maksadını anlayanamıştım. Kösedayı da seziyordum. Benim köylü olduğumu yurdumun hayatmdan, kokusundan, her gayretleri boşa çıkmıs bir adamın yanı biliyordu. Kendime iş bulmak, hem işe, bir ay kadar kaldı. Geceleri, akşam ye( Serge Panıne ) şeyi var eden yokluğundan iğreniyordu. hem de Fakülteye devam etmek mecbuşı ve icçekışi ıle kısaca izah etti: meğinden sonra hanl harıl yanan ocağın Münakaşa büyüdü ve bana: filminin mevzuunu teşkil etmektedir. Pek yakında Biz okuyamadık. cahil kaldık. Ha riyetinde idim. İstanbullu bir talebe icin Rica ederim dedi Mazinize ve karşısma uzanıyor, sakin ve müsterih dindı barı şu oğlan adam olsun» dedım. Is kolayca başarılabilen bu şekil, benim için leniyordu. Malum ya, çöllerde gündüzletanbullara gadar (kadar) gitti. Beş yı epeyce güçlükler gösteriyordu. Süzana toprağınıza o kadar bağlı iseniz mesele rin çok sıcak olmalarına mukabil geceleri orda galdı (kaldı) kendini bir gıza kap (adı bu idi) vaziyetimi açtım, mektebi ter yoktur. Deli gibi oldum. Vereceğim cevab müthiş serinler. Isveçli artist öğleden evtırmış. E\lenmiş, çıktı, geldi. Sonra bo ketmek ıstırab ve ıztırarında bulunduğuSinemacılık tarihinin altın bir sahifesi verdim. Karşılığını bana, köpürmüş, za vel ve sonra muayyen zamanlarda oku Fransada 50 sinemada birden ve tatn bir sezon mütemadiyen gösterilen, zustular. O gitti bir yana, oglan da bura mu söyledim. Çok samimî, çok hararetli: larda saldı... Ne oldu, nettiUr bildiğim Kat'iyen dedi babama söyle lim ve kancık bir ruhun bütün ağırhğile yor, örgü örüyor, bazan da boşluğa baka Fransız sinemaâleminin bugüne kadar vücude getirdiği en büyük şaheser yok vallaha... Soramayon da... Dediklci rim, sana küçük bir iş bulur. Bu kadar verdi: rak tahayyülâta dalıyor. Hiç kimse tara Biraz da yedi senelik mazinizi düni anlıyorsam sakahm dökülnin! emeğe yazık değil mi?. Hem ben şahsan fından taciz edilmiyen gene kadın kendi Bu sırada, tâ ileriden bir «es duyuldu: da buna kat'iyen razı olamam... Çünkü... şünün... Nihayet bana ve benim aileme kendine mütemadiyen: Süzana muvafakat cevabı verdim. A olan minnet borcunuzu hesablayın... Ce Kösedayı! dayıııı!. Şehirde yaşayamam, beni ancak dam olmak, büyük fedakârlıklara bağlı binizdeki diploma, sizin kendi malınız ol Ne var Üleeeeen!.. emsalsfz fllml : böyle yerler paklar! Senin eşseği çeştiman (deştiban, kır dır. Kaldı ki, ben, fedakârlık yapmıyor, ja bile onda benim hazırladığım bir imSözünü tekrar etmektedir. Greta Hobir icabı yerine getiriyordum... Cemiyet kânm ve benim gösterdiğim bir alâkanın beVcisi) götürüp gider. livudda film çevirmeğe geldiği zaman M. Kösedayı, mihanikî bir şekilde doğrul ve aile içinde devam eden bayağıcasma, da hissesi vardır. îyilikler başıma çarpılıyordu ve ben ı. M. şirketinin stüdyo civannda kendisiakat mahirane riya oyunlarını da düşündu: diplomasile, hayatı ve her şeyi satın alm Sen otur, dedi, ben hincik (şimdi) medim... Bu Perşembe akşamından itlbaren geürim... Zaten Süzanın bendeki intıbalan da mış bir insan vaziyetine düşüyordum. SüEVLENME Ve cevab beklemeden uzaklaştı. Etra fena değildi. Babası, müthiş bir adamdı. zan, yalan da söylemiyordu. Ses çıkarAnası da beni, gözlüklerinin altından pek madım ve gün doğduktan biraz sonra, frnıa, tepemdeki ağaca baktım... Ağacın Emekli istihkâm albayı tbrahim Eralt dal'arının arasına sıkıştınlmış kitablar hoşa gidecek şekilde seyretmiyordu. Fa jandarma karakolunun telefonu vasıtasile bir otomobil getirttim. Babama, ana kermanın kızı Bedia ile Kadıköy Cumvardı. İki tanesini çektim. Birisi Andre ;at bir tanecik kızlarının saadeti namıhuriyet Müddeiumumisi Nazif Başann Jid'in fransızca bir eseri, öbürü Türk e na yüzüme gülüyorlardı. Bana verilen işi ma görünmeden çıktık, şehre geldik. Binikâhlan geçen cuma günü Kadıköy debiyatı hakkında bir etüddü... Eserlcrin dikkatle yapmağa çalışıyordum. Maaşım, letini aldım ve sonra cebimdeki diploma vlenme salonunda iki tarafın akraba muhtelif yerlerinde kurşun kalemle yapıl etmiş lira idi. Reddettim, kırk lirdsını yı sekiz parçaya yırtarak : ve dostlarmdan. birçok yüksek şahsi Alınız, dedim Şeref ve namumış çıkıntılar, şayanı dikkat mülâhazalar Jdırn. Gördüğüm işin değeri, ancak bu yetlerin huzuru ve Dahiliye Vekâleti Gözler kamaştırıcı dekorlar içinde canlandırılan :adardı. Kendimi, satmak istemiyordum. sum üzerine yemin ederim ki, onun sure müsteşan sayın Nazif Ergin ve Mersin ve tenkidler vardı. I O O I gece masallarımn en muhteşemi Süzandan memnundum. Bana karşı tini çıkartmıyacağım. Bana verdiğiniz Nüfus müdürü Rüştü Aksuyun şahid Gayriihtiyarî Kösedayımn oğluna doğyükselme imkânlanndan kat'iyen istifade iklerile kaza kaymakamı Canib tara 10000 lerce figüran ... Milyonlar sarfile vücude albile hareket ediyordu. "f*" ' ru yürüdüm... Ayak seslerimi duyunca Fakülteyi beraberce bitirdik ve evlen etmiyeceğim.' Köyüme dönüyorum. Ora 'ından icra kılmmıştır. Yeni evlilere gelmiş aşk ve ihtiraslar filmi doğruldu. Eminim ki, demindenberi benim vücudümden ve gelisimden haber dik... Babası, hayatıma istikamet *erin larda, mektebe gittiğim ilk günlerdeki gi mes'ud ve iyi günler temenni ederiz. Pek yakında TAKSIM Sinemasında :eye kadar yanında çalışmakhğımı teklif bi, sadece toprağın adamı olarak kalacadar değildi. Gözgöze geldik. DUnya sinemacılığının ŞAHESERi Güzel bir gencdi. Gözlerinin kenarla :tti. Zaruret de bunu gösteriyordu. iki se 2im. Ve, onu selâmlıyarak döndüm, geldım. rı ve kaşlarile hafif tertib bir orta Asyalı ıe, çok iyi geçindik... Babam ikide bir yı andırıyordu. Alnı geniş ve muntazam mektubunda bizi çağırıyordu. Nihayet Uç sene var ki, şehre bile gitmedim. Hürdı. Fakat bütün hissini, bütün hevecanını Süzana teklif ettim. Sevincle, ellerini çır riyetimle sefaletimi yuğurarak yaşıyorum. kavbetmiş bir insan gibi idi... Kuru b;r ıarak kabul etti. O dakikada, mes'ud ol Bana müsaade edin, çünkü sığırlara su luğumu hissettim. Süzan. vereceğim. sesle: Orhan Rahmi Gökce Anadolu diyordu köyler. dağlar, Hoş geldiniz! Ümidin üstünde bir muvaffakiyetle devam ediyor. Seanslar : 1.30 4 6.30 9 da ANA KALBİ SÜMER sinemasında j EMIL ZOLA'nın ölmez eseri: Jean Gabin ve Simone Simon'un HAYVANLASAN İNSAN L Â L E Sinemasında Türkçe Sözlü Türkçe Şarkılı I GULNAZ ŞULTAN MARIE ANTOINETTE MELEK ve ı P E K Sinemalarında adamın başınıza belâ olup günün birinde ileri gelmektedir. Tabiî maksadı sizi el zamanıdır, zannediyorum. yok demektir. Annesinin yumşaması kokannızla aranız: bozup bozmıyacağı ma den kaçırmamak. Fakat bir de nikâhı yapGene adam bu seter telâşını gizleme lay. Size Nurun yakın bir dostu olduğulum değil. Belki de izdivacdan sonra sizi tı mı? Ondan sjnra değişip değişmiyece di. Yerinde duramıyarak ayağa kalktı. mu söylemiştim. Bütün arzum ikinizin biralıp memleketlerine götürmek isteyecek ğini Allah bilir. Hem ben sizin dostça ku Ellerini uğuşturayordu: leşip mes'ud olmanızdır. Şimdi beni iyî lerdir. Düşünün yabancı bir muhit, tanı lağmızı da bükeyim: Evet, şimdi Nur si Size nasıl teşekkür edeceğimi bilmi dinleyiniz. İzdivac için tekrar Nurla komadığmız, sizden olmıyan insanlar... Evet, zi çok seviyor, üstünüze düşüyor ama, yorum hanımefendi. Beni ikaz ettiniz. Yazan : Peride Celâl Edebi roman : 4 3 nuşup, fikir almaya, beklemeye hiç lüzum belki muazzam saraylar, konfor, servet, nihayet onun da sabrının bir derecesi var Nasihatlerinizden istifade edeceğim. Zayok. Nurun sizi sevdiğine mademki emin Bunu lâf olsun diye, söyledim. Ta saydı, şimdiye kadar bu kızla muhakkak her şey, fakat bütün bunlann içinde bir dır. Bir gün bakarsınız «aman sen de» de ten bu meseleyi böyle açık, ilk konuştusiniz. Bu size hareketlerinizde en büyük biidir ki ben Nuru severim, tercih ederim. çoktan evlenmiş Lulunacaktım. Bu izdivac köşede sığıntı bir mahluk gibi kalacaksı miş, sırtını size çevirivermiş. O zaman piş ğum kimse sizsiniz. Simdiye kadar en yaO kadar samimî, dost bir haliniz var ki, belki büyük bir aşk izdivacı olmıyacaktır. nız. Daima kayinpederinizin eline baka man olsanız bilf iş işten geçmiş bulunur. km arkadaşlanma bile açılamamıştım. İn salâhiyeti verrnek için kâfidir. Yapacağısizinle hiçbir düjüncemi saklamadan a Fakat bana bir çok maddî imkânlar ver caksınız. Bu *;lin sonradan kapanıp, cö Hele şu sıralardı gene bir aile doktoru sanlar kolay an'.aşılmıyor. Düşmanîarım nız şey şu olmahdır: Derhal Nurun annesine gideceksiniz. Kızile birbirinizi çıkça konuşacağım. Emin olunuz hanıme mektedir. Muırlı kız muazzam bir serve merdliğini kaybelmiv eceğini size kım te da onların evine pek sık girip çıkmaya öyle çok ki... nasıl sevdiğinizi söyleyeceksiniz. «Bu alâfendi, o kıza karşı çok başka hisler bes te maliktir. Açık söylemek lâzımdır ki he mın edebılır? başladı. Ben bu adamı tanınm. Hiç de Durdu. Bir en düşündü. Sonra gözleri kayı daima böyle pizli devam ettirmeye lemekteyim. Onu gördüğüm zaman dün nüz istikbalini yapmamış gene bir adam Çenc adam birdenbire düşünceîi bir yabana atılacak bir insan değildir. Onun hafif bir endise bulutu içinde, gene kadına artık ikimizin de tahammülü kalmamısyavı unutuyorum. Derhal beni teshir e için bu oldukça ca?ib bir şeydir. hal almıştı. Bu sözlerin tesirinde kaldiğı için size gözünüzü açmanızı tavsiye ede yaklaşarak tereddüdle şoyle dedi: tır. Kızınızla evlenmek istiyorum, bize diyor, adeta büyülüyor. Yoksa başka türBu son sözlen söylerken gözleri parla belli idi. Dalgın dalgın: rim. Yalnız bir mesele var. Nur herhal mâni olmayınız» diyeceksiniz. Belki evlü bütün bana yaptıklarına tahammül et mıştı. Sahende Hanım mahzun bir tavır Hakkmız var, diye mmldandı. Mehmed Münifin yüzü buruşmuştu. de size evvelce bahsetmiştir. Annesi bir velâ kadıncağız biraz köpürüp kızar. Fameme imkârı mı vardı? Meselâ bakın, o alarak dudaklarını büktü: Şahende Hanım hararetle devam etti: Öfkeyle burnu kısılarak, zoraki bir tebes zamanlar, Nurun beni sevdiğini duyduşu kat çabuk yumşayacağına eminim. Bütün aramızda geçen son hâdiseden sonra ken Ama Nur, onun aşkı... Ben sizin yerinizde olsam, öbür ta sümle: zaman çok kızır.ış ve kızma derhal benim analar böyledir. Evlâdlarının bazı küçük disini ilk defa evvelki gece bir yerde görVe birdenbire canlaıııp doğrularak: rafta Nur gibi şüzel, zengin, her cihetten E\"velki gece Gülistanda yanında le alâkasmı kesmesini söylemişti. Son za hatalan onlar için en büyük ıstırablara yol düm. Nasıl heyecanlandığımı anlatamam. Hem Nur fakir bir kız değildir ki mükemmel, üstelik de alâka duyduğum, gördüğüm adam olacak, dedi. Yanağın manlara kadar Nurla hep korka korka açar, fakat o kadar cabuk da affederler Mısırlı kızı ve babasmı adeta başımdan dedi. Sonra emin Lir servete malik. Ansevdiğim bir kız olmasa bile gene evlen da bir yara izi vardı. Uzun boylu, kav buluşurduk. Tabiidir ki Naciye Hamm ki! sepetledim. Bin dereden su getirdim, ni nesi herşeyi olduğu gibi muhafaza etrriş. mek için elimi o Mısırlı kıza, Leylâya gacı tavırlı bir şey... , şimdi izdivaca da rnâni olmak için elinhayet kalkıp gitiler, ne yaptığımı bilmı Eğer onunla evlenir.'eniz. tek başınıza bir Mehmed Münif garib bir heyecan için* uzatmazdım. Hem sonra onlar ne kadar Şahende Hanım başînî salladı: den geleni yapacaktır. yordum ki... Yalniî bir şey istiyordum: evin hâkimi, de hemen derhal gidecekmiş gibi kapıya aile reisi olacaksınız kıskanc olurlar biliyor musunuz? Size göz Her halde o olacak. Nuru elde etŞahende Hanım çok şeyler bildiğini baktı. Şahende Hanım derin bir nefes alNura yaklaşmak, onunla konuşmak... Mı demektir. Bütün salâhiyet sizde olacak. açtırmıyacağına eminim. Hele babası na mek için yapmadîğını bırakmıyormuş. anlatmak ister gibi güîdü: sırlı kıza, Leylâya gelince o zavallıya da Halbuki öbür t^rafta öyle mi? Yalnız dı. Onun bu kadar çabuk yola geîeceğini tahakküme, üstelik sizi ha Eğer Nuru hakikaten seviyor, menfaatle Hayır, her şeyin bir zamanı vardır. tasavvur etmemişti. Sarkı söyler gibi nesacımıyor değüdim. Bana şimdiden kocası Nuru düşünerek değil, ben kendi hesabı sıl nazarile bakıyor. Oyle seviyor ki.. Emin ma da bu izdivacı size tavsiye etmezdim. kir görmeye başlayacaktır kimbilir. Şimdi rinize biraz ehemmiyet veriyorsanız, ar Şimdi Nurun snnesinin eskisi gibi bu iz eli, tatlı bir sesle devam etti: olun, eger hayat:mdan Nur geçmemij ol Bir kere Mısırh kızın bir babası var. Bu iltifat ediyor, yüzünüze gülüyorsa bu kı tık şu Mısırlı kız hikâyesine bir nihayet divaca muhalofet etmiyeceğine eminim. İArkası var) zının bir kere size tutulmuş olmasından verip derhal Nura avdet etmenizin tam Hem Nur sizi sevdikten sonra, mesele

Bu sayıdan diğer sayfalar: