10 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

10 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r TAR1H1 ROMAN CUMHURtYET 10 Birinciieşrin 1939 Buhafa Güneşi Yazan: ORHAN RAHMt ( Şehir ve Memleket Haberlerrj Siyasî icmal Ekmek meselesi Et fiatlan iniyor Kahve satışı Fakat kasablar, bugünkü teFabrika tesisi hakkındaki nezzülün muvakkat olduğunu İhtikârla Mücadele KoMisafir muharibin Aybeyden bahsetmesi, Hatun iddia ediyorlar düşünceler, şimdilik misyonu dünden itibaren Sulh meselesi ve Tuna bloku Imanyanın garbda geniş mikyasta harb başlamazdan evvel, nasılsa giriştiği badireden yakasını kurtarmak maksadüe yaptığı sulh teklifine sarih ve müdellel cevab vermek için İngiltere hükumeti bir taraftan müttefiki Fransa ve diğer taraftan dominyon hükumetlerile istişarede bulanmaktadır. Uzun ve kanlı bir harbe girişmezden evvel Çemberlayn'in parlamentoya Hitler'in teklifleri üzerinde esaslı tetkik ve münakaşada bulunmağa fırsat vermeksizin harbin devamı hakkında kat'î bir karar vermiyeceği de temin ediliyor. Hanı perişan etti ve hıçkırıklarla a*ğlattı! mevzuubahs değil! Ekmekçiler cemiyeti reisi Ahmed Rıza dün Belediyeye davet edilerek kendisile yeni cins undan yapılacak ekmek hakkında görüşülmüştür. Yeni yapılacak ekmeğin kuvvei gıdaiyesi daha artmış olacak tır. Sert buğday miktan evvelkine nazaran daha az, yumuşak buğday daha çok konulacaktır. Her sene eylul ayında yeni çeşni tayini icab edecektir. Un çeşnileri bundan sonra yalnız dört büyük değir mende yapılarak fınnlara verilecektir. Bu suretle ekmek ve un cinsinde birlik temin edilmiş olacaktır. Şehrin bazı semtlerinde fazla sabştan istifade suretile has ekmek imal eden fınnlar eski şekilde ekmek çıkarmağa devam edebileceklerdir. Belediye fınnlann teftiş şekillerini de değiştinnek tasavvurundadır. Fınnlann dahilî tesisatı tadil olunacaktır. Muhtelif yerlerde ekmek fabrikalan tesisi için Belediyenin giriştiği teşebbüsler, harb vaziyeti dolayısile tehir edilmiştir. Hazırlanan yeni çeşni yakında gazetelerle ilân olunacaktır. Fırıncılar Cemiyeti reitinin »özleri Fınncılar cemiyeti reisi dün kendisile görüşen bir muharririmize yeni çeşni hakkında demiştir ki: « Bize nasıl bir un verilirse o undan ekmek yapanz. Biz nihayet İstanbul halkma elimizde olmıyan şartlar içinde nefis ekmek yedirmekle mükellef değiliz. Hangi çeşni verilirse öyle ekmek çıkannz. Fırıncılar ellerinde on beş günlük un bulundurmağa mecburdurlar. Bu un bittikten ve değirmenler de ellerinde bulu nan unu çıkardıktan sonra yeni çeşnimn tbik edilmemesine sebeb yoktur. Yeni çeşni ile ekmek fiatlarında bir değişme olmıyacaktır. Çeşni bize gösterildiği zaman bu çeşninin ayni zamanda fiatı da yükseltmiyeceğini söyledik. Fakat un fiatlan simdi yükselmeğe başladı; çuval başma 20 kuruş bindi. Bundan sonra ne olacağını bilemeyiz!» Karaboğa sustu. Söyleyin... Fakat... Bir Han gibi emrediyorum, söyleyin! Ne söyliyeyim. O genc sîzi seviyor ve eğer, o buralara gelmedi ve hiç birşey yapmadı ise, şunu iyi bilin ki, onlarda da fevkalâdelikler olmuştur. Onlann da Çinlilerle boy ölçüşmedikleri, kabilelerin birbirine girmedikleri nereden belli? Bütün Türk illeri altüst oldu Han! Çok yanlış yollarda yürüdük... Hatun Han sarardı: Sus Karaboğa. Içimde bir ruhaf ürperiş var... Bak, gece çok korkunc... Sanki dağlar homurdanıyor. Tam bu sırada kapı açıldı, bir baş göziiktü. Bu adam, mahud îranlı idi. îçeriye girdi ve iğilerek Hanı selâmladı... İyi ettin de geldin. Var mı birşeyler? îranlının yüzü gülüyordu: Evet Hanımız!.. Hem de iyi şeyler var... Karaboğa fırladı: Kuteybeyi öldürdüler mi yoksa? Hayır, fakat onun kadar mühim... Gültekin ordulan bu illere doğru geliyorlarmış... Hatun Han sendeledi, bir mermer direğe dayandı. Gözlerini kapadı. Kalbi şiddetle çarpıyordu. Hafif bir sesle: Söyle, diye mırıldandı, ne duydunsa, kimden duydunsa, çabuk, hepsini de söyle!.. İranlı, Hatun Hana yaklaştı: Şehir yakmındaki kervansarayda, bir yabancıya rastgeldim... Uzaklardan gelmişti. Yabancı olduğunun farkına vardım. Düşünceliydi. Yeis içinde idi. Yanına yaklaştun, bir vesile bulup konuşmağa başladım. Fakat kendisini çok söyletemedim. Kendisi Türkeşlerdenmiş. Gültekinin ordusu bunlan bozmuşlar, dağıtmışlar ve şiradi Gültekin buralara doğru akın ediyormuş. Başka? Başka bir haber daha var, fakat bu haber fena. Söyle, onu da söyle! Ben zaten başımızda bir felâketin uçtuğunu görüyorum. Arablar bu taraflara saldırdılar. Her tarafı yakıp yıkıyorlarmış. Hatun Han gene ilk habere döndü: Sana Gültekin hakkındaki haberi veren nasıl bir insandı? Genc bir yiğit. Ve anlaşılıyor ki, kendi yurdunda ağır kıratta bir taşmış. Acaba burada mı, yoksa gitti mi? Bilmiyorum. Birşey mi var? Onunla bizzat ben konuşmak isterdim. Yanına bir müfreze asker al, bütün şehri ve civannı araştır; ne yaparsan yap, onu bul ve benim adıma onu çağır! Emredersiniz! îranlı, saraydan çıktığı vakit saat epeyce ilerlemişti. Biraz sonra sarayın muhafızlar kapısından bir bölük atlı çıkıyordu. Hatun Han pencereden onlara bakıyordu Ne olur ne olmaz, belki daha fazla malumat alabiliriz, değil mi Karaboğa? Dedi ve Karaboğaya baktı. Evet, Hanım, belki de... Bulabilseler bari... Tam bu sırada bahçenin ilerisinden gürültüler gelmeğe başladı. Karaboğa ve Hatun Han pencereye koştular. Bir zabit içeriye girdi. Ne var, ne oluyor? Buradan geçecek yabancılan iyi gözetleyin dememiş miydiniz? Hatun Han heyecanla sordu: Yani bir yabancı veya birkaç yabancı mı yakaladınız? Kısa kes, bunu söyle! Evet Hanımız! Birkaç değil, bir tane! Ters bir adam... Bundan başka bir arkadaşımızı yumrukla öldürüyordu... Çabuk huzuruma getirin, fakat kendisine en küçük bir fenalık yapmayın! Zabit dışarı çıktı. Eğer arattığı yabancı değilse müthiş surette hayal sukuluna uğrıyacaktı. Pencereden yan beline kadar sarkmıştı. Bütün dikkatile karanlıkta yaklaşan gölgelere bakıyordu. Nekadar heyecanlı idi? Sonra başım çevirdi, tahta doğru yaklaştı ve hafifçe sendeliyerek oturdu. Kapı açılmış ve yedi sekiz muhafızın nezareti altında kolları bağlı biri getirilmişti. Muhakkak arattığı yabancı bu olmalıydı. Kollarını çözünüz! Anlayıp dinlfmeden bir insanın kollarını nasıl bağlıyorsunuz? Meçhul yabancı ona bakıyordu. Bu, yakısıkh bir erkekti. tri gözlerinde derin, esrarlı bir güzellik vardı. Zırhı biraz eskimiş gibiydi. Zırhınm üstünde yeşil bir gömlek vardı ki sağdan düğümlenmiş ve beli kemerli idi. Kemerinde de âdi bir hançer sarkıyordu. Ellerinin baglan çözülünce etrafına bakındı. Ne şaşırmış, ne de korkmuşa benziyordu... Tabiî bir hali vardı. Hanm karşısında bulunuyorum sanırım! Dedi. Evet yiğit; şöyle yaklaş da otur! Meçhul cengâver, ağır, vakur adamlarla ilerledi. Selâm verdi. Bu selâm verişte öyle bir tarz vardı ki, onu ancak Han ve Hakanlann evlâdları, yakın ak rabaları yaparlardı. Bu vaziyet Hatun Hanm da, Karaboğanın da gözünden kaçmamıştı. Hatun Han hemen: Şöyle tahtımın yanındaki sedire olur v . Hanlann, Şadlann, Han kanı taşıyanlann yerleri burasıdır. Dedi. Meçhul bahadır, dikkatle Hatun Hana baktı: Ben, dedi, onlardan değilim. Izin verin de şurada oturayım. Nekadar gizleseniz nafile! Selâro verişiniz herşeyi meydana verdi. Delikanlı içini çekti ve bir köşeye oturdu. Çok meyus görünüyordu: Adın ne yiğit ? Biraz düşündü: Adımı sormayın Han, onu sormayın. Kimlerdensin? Türkeşlerden!.. Nereden geliyor, nereye gidiyor sun? Doğudan geliyorum. Fakat nereye gideceâimi de bilmiyorum. Bıze doğudan haber verir misin? Bu sual hiç hoşuna gitmemiş gibiydi. Başını önüne eğdi.. Haber mi? Gültckin kan içiyor. Anladım!.. Aktürkeşleri de, Karatürkeşleri de çiğnedi, gitti. Kan gövdeyi götürdü. Buralara doğru gelecek mi dersin? Bilmem! Ben onlardan bir deli kanlı ile konuştum. Fakat birşey açmadı. Bu delikanlmın sağ kalıp kalmadığını da Lümem. Adı Aybeydi.. Hatun Han, yerinden sıçradı ve tahtının merdivenlerinden inerek bu bahadınn karşısına dikildi. Gözleri dönmüştü: Ne dedin, ne dedin, Aybey mi, söyle çabuk, söyle Aybey mi? Diye bağırdı. Evet, Aybey! Gültekinin tuğcusu imiş.. Hatun Han çok perişan ve mustaribdi. Ellerini yüzüne kapadı: Onu tanıyor muydunuz, sizin ya kınlarınızdan mıydı? Hatun Han cevab vermedi. Ağlama mak için kendini tutuyordu. Fakat boğulmak üzere idi. Pencereye koştu. Şimdi ileride mermer havuzun dibinde onun uzun boyunu, merd duruşunu gö rüyor gibiydi. Sesini duyuyordu. Sanki gözlerinin içine bakıyordu. Geriye döndü. İçinde, derin, keskin bir acı vardı. Onu seviyordu. Onunla geçen o bir iki günün tertemiz hatıraları şimdi içinde yaşıyordu. Karaboğa onunla konuşuyordu. Bir aralık Karaboğa kalktı. Hana yaklaştı: Bu yiğit, Aybeyi ölümden kurtarmış, Aybeyi kendi ordularından bir başka arkadaşı öldürüyormuş. Nihayet kendisi de gebermiş amma, Aybey yaralan mış ve bu delikanlı sarmış yarasını. Acaba kurtuldu mu, dersin? Ona kalırsa fazla tehlikeli değil miş, amma ne olur, ne olmaz, diyor. Bu gejıc, herhalde bir han oğlu olacak. Ben de öyle zannediyorum. Bize misafir olsun. Söyledim. Kabul etmedi. Handan yalvarıyorum. Beni serbest bıraksınlar, benim derdimi dağlar, taşlar dinlendire bilir. Dedi. O d a zavallı! Kimbilir, yann, öbürgün belki biz de tahtsız. tacsız, bayraksız kalacağız! Korkunc şeyler düşünüyorsun Hanımız ! Fakat gerçek gibi görünen şeyler!. (Arkast »ar> Et fiatlarında son günlerde biraz tenezzül görülmektedir. Eylulün ilk nısfmda görülen ve ay sonuna kadar devam eden yükselişe mukabil bu ay başından itibaren fiatlarda bir düşme vardır. Bu sukutun başlıca sebebi, son günlerde bühassa Karadeniz lımanlarından fazlaca kasablık hayvan gelmesidir. Toptancı ve celebler, toptan et fiatlannda görülen bu sukutun perakende et fiatlarına tesir yapmadığına işaret etmektedirler. Çünkü et narkı kalktıktan sonra, kasablar, gene eski şekilde azamî kâr yolunu tutturmuşlardır. Toptancılar, şarkî ve şimalî Anadoluda kış bastırmasından evvel davar sa hiblerinin sürülerini ihrac iskelelerine almakta istical göstermelerinden dolayı fazla kasablık muvaredatınm bugünkü vaziyeti doğı;rduğunu, Ramazanda et istihlâki birdenbire arttığı için o vakit stokların da azalmağa bashvacağından et fiatlarının yükselmesî tabiî bulunduğunu ve esasen bunun her sene böyle olduğunu söylemektedirler. Bundan dolayı bugünkü fiat düşüşü geçici telâkki edilmektedir. ' filî bir kontrola başladı Dolmabahçe stadyomu Mimar Viyoti Villi'nin gelmesi, bazı sebeblerden dolayı teahhur ediyor îtalyan miman Viyoti Villi ile birlikte Romada, Dolmabahçe stadyomunun plânını hazırlamış olan genc mühendislerimizden Fazıl ve Şinasi, plânın teferrüatını da tespit etmişlerdir. Plân, Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdara verilmistir. îtalyan mimarı Viyoti Villi bugünlerde şehrimizde beklenilroekte idi. Fakat, İtalya hükumeti îtalyan tebaasının harice çıkmasını menettiği için mimarın Türkiyeye gelmesi teahhur etmiştir. îtalyan miman gr' " | i takdirde beraberinde 3'eni stadyomun keşifnamesile inşaat şartnamesini de getirecektir. Aksi takdirde bu şartname ve keşifnameler burada yaptırılacaktır. Belediye müfettişleri, dün Fatih kaKaçak yedek malzeme <: zası dahilindeki fınnlardan 850, Bey' 'tahkikatı koz ve Arnavudköyündeki fnnnlardan Gümrükler idaresi, Ford Motör Kom400 ekmek müsadere etmişlerdir. Bu ekpani'nin İstanbul fabrikasmdan bir tamekler, mevcud çeşniye nazaran bozuk kım malzemeyi gümrük resmi vermeve vezinleri noksandır. den kaçırmak ve yeni malzemeyi hurAçılacak sebze satış yerleri da gibi göstererek şehre çıkartmak ve Şehrin muhtelif semtlerinde dört ta sonra satmaktan snçlu görülenlerin tahne satış yeri açan sebze kooperatifi, bu kikat fezlekesini 1918 numaralı kaçakçısatış mahallerini on beşe iblâğ edecek lık kanunu mucibince kaçakçılık davatir. Maksad, hem kabzımalı ortadan kal lanna bakan beşinci Asliye Ceza mahdırmak, hem de halka ucuz sebze ve kemesi müddeiumumiliğine tevdi etmişmeyva satabilmektir. tir. Bu mühim kaçakçılık meselesinin Kooperatif, müstahsilin vaziyetini de suclusu olarak gümrüğün irae ettiği şagözönünde tutaralc kendilerine istihsal hıslar Salamon, Ara Aramşer ve îlya den evvel avans vermek suretile yardım isminde üç tüccar ile Garbis isminde bir edecektir. komisyoncu ve bir arkadaşıdır. Gümrük dava Yeniden açılacak satış mahallerinin idaresi tahkikat fezlekesinde yerlerini Blediye tespit edecektir. Bu mevzuu olarak iki kısım göstermekte suretle sarfiyatm da artacağı umulu dir: Hiç gümrük muamelesi görmed^ doğrudan doğruya kaçak olarak getiriyor. Kapanan oteller meselesi len malzeme ve sağlam iken hurda gibi gösterilerek az gümrük resmi verilerek Şehrimizde bazı otellerin kapanması ithal olunan j^edek parçalar... Kaçak olve diğerlerinin de kapanmağa mahkum duğu gümrükçe tespit olunan malzeme, bir vaziyete düşmeleri dolayısile Vali gümrük ambarlarında muhafaza altınve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, otel sada bulunmaktadır. hiblerini çağırmış, kendilerile görüşmüştür. Vali neticeyi hükumet merkeBeykozdaki Cumhuriyet zine bildirmiştir. ŞEHtR İŞLERİ Müsadere edilen ekmekler GÜMRÜKLERDE ihtikârla mücadele komisyonu dün öğleden sonra bir toplantı yapmış ve bu toplantıda Brezilya Kahve Limited şirketi mümessillerile şehrimizdeki bütün foptancı kahve tacirleri de bulunmustur. Toplantıda; komisyonca, evvelce hasıl olan mutabakat mucibince Kahve Limitedin, piyasanın ihtiyacı olan kahveyi muntazaman ve eski fiatla vereceSi toptancı tacirlere bildirilmiş ve kendilerinin a de eski fiatlarla, ellerinde m 1ı fazla tutBinaenaleyh îngiliz Başvekilinin ya madan, piyasanın ihtiyacı kadar, fakat muhtekirlerin stok yapmalanna meydan çarşamba yahud daha sonra yapacağı bevermiyecek nispette satışta bulunmaları yanat ve parlamentoda cereyan edecek münakaşa mühim olacaktır. bildirilmiştir. O zamana kadar cihan politikasmı en Bir tedbir olarak, komisyon, badema ziyade işgal eden mesele küçük hükumether hafta sonunda toptancıların ellerinde lerin harbin devamı takdirinde alacaklan nekadar stok bulunduğunu, o hafta zarvaziyet olacakbr. Bu devletler birlikte fındaki sabşlann kimlere yapıldığını bilhareket edebilmek için büyük veya küdirmelerini tacirlerden istemistir. Bu su çük gruplar teşkil etmişler yahud etmekretle dünden itibaren ihtikârla mücadele tedirler. îskandinavya grupu çok kuvkomisyonu toptarf kahve satışmı fi'en kon vetli olduğundan bunun şarktaki azası trol altma almış bulunmaktadır. Bu ted Finlandiya Sovyetlere karşı daha metin bir kâfi gelmezse daha bazı tedbirlerin hareket etmektedir. alınmasına zaruret hasıl olacağı da tacirCenubî Baltık bloku zayıf bulundulere bildirilmistir. ğundan azaları birer birer Moskovaya KÜLTÜR IŞLERt gönderdikleri Hariciye Nazırlarile Sovyetlerin siyasî, iktısadî ve askerî dilekKöy mekteblerinin yeni lerine uygun anlaşmalar yapıyorlar. Bu arada Avrupanın cenubu şarkisinde, daha müfredat programı Yeni köy mektebleri müfredat progra doğrusu Tuna havzası devletleri arasında mı bu ders yıh başmdan itibaren tatbik hedefi gerek Almanyaya gerek Rusyaya edilecektir. Yeni açılan bir sımflı köy karşı bitaraflığı ve tamamiyetlerini muhamekteblerinde her gün üç saat kültür faza ve müdafaa etmek üzere bir blok dersi, bir saat de ziraat ve iş olmak üze teşebbüsü belirmiştir. re haftada 24 saat ders okutulacaktır. Bu hareketin başlangıcı Yugoslavya tki sımflı ve tek muallimli mekteblerile Macaristan arasında yakınlaşmanın de, iki sınıftan biri öğleden evvel, diğeri de öğleden sonra ders yapacaktır. meydana gelmiş olmasıdır. Yugoslavya; Bu iki sınıfta her gün üç saat kültür 4 teşrinievvel tarihli Vreme gazetesile neşdersinden başka birinci sınıfta haftada rettiği bir makalede, kendisile Macaristan iki gün, ikinci sınıfta üç gün birer saat arasındaki dostluk münasebatımn inkişaf ziraat ve iş dersi okutulacaktır. eylediğini ilân etmiş ve bu hareket MacaTalebe adedi fazla değilse birinci sı ristan matbuatı tarafından da çok iyi nıf ayn, ikinci ve üçüncü sınıflar bir karşılanmıştır. Bu münasebetle Yugoslavarada ders yapacaklar, birinci sınıf öğ ya devlet şefile Belgraddaki Macar sefiri leden evvel, ikinci ve üçüncü sınıflar arasında mühim bir müâklat yapılmıştır. ise öğleden sonra ders göreceklerdir. Bu neşriyat Tuna havzasında birbirine komşu olan Macaristanla Yugoslavyanın Liselerde Jeoloji tekrar harbden kenarda kalarak iş ve güçlerile okutulacak meşgul olmak üzere anlaşüklanna şüphe Maarif Vekâleti liselerin onuncu sınıflannda okutulan jeoloji dersini ev bırakmamıştır. Bu anlaşmaya şimdi Ruvelki sene kaldırmıştı. Vekâlet bu der manya dahi ithal edilmektedir. Şöyle ki tavassutile Rumanya; sin liselerin son sınıf edebiyat ve fen Yugoslavyanın kollannda tekrar oSkutulmasma karar Macaristan hududundaki ve Macaristan verdiğinden bu ktiabı yeniden yazdır dahi Rumanya hududundaki fazla kuvmıştır. vetleri geri almışlardır. Askerî tedbirlerden neşet eden gerginlik zail olmakla Müdür Alibey köyüne Rumanya ile Macaristanm anlaşmalangidiyor na bir mâni kalmamıştır. Şimdi YugoslavMaarif Müdürü Tevfik Kut, yeni açıla ya Bulgaristanla Rumanyanm arasmı cak köy mektebi üzerinde tetkikatta bu bulmağa çalışıyor. Bunlar dahi anlaştıklunmak üzere bugün Alibey köyüne gitan sonra Tuna havzasındaki dört devlet decektir. yani Yugoslavya, Macaristan, RumanAskerlik dersleri ya ve Bulgaristan hem statükoyu hem de Maarif Vekâleti, askerlik muallimle bitaraflıklarını muhafaza için bir blok rinin esas vazifelerine engel olmaması kurmuş olacaklardır. Bu zümreye ayni için askerlik derslerinin haftanm mu gayeyi güden diğer komşu devletlerin de ayyen günlerde ve toplu bir şekild*? iştirak ettirilmesine çalışılacağı anlaşılıyor. konulmasını bildirmiştir. Maharrem Feyzi TOGAY Ankaraya gidecek izciler Cumhuriyet bayramı merasiminde buBoğaz halkı için... lunmak üzere bu sene de her mektebden Ankaraya 48 kişilik bir izci takımı gidecektir. Maarif Vekâleti izcilerin ha Şirketi Hayriye, sabah postazırlanması için bir talimatname hazır ları tarifelerinde yerinde talayarak mekteblere göndermiştir. Vazidil ât yapmış bulunuyor fedar muallimler her gün saat 16 dan çiftliğinin kadastrosu Takdiri kıymet komisyonları Beykozdaki Cumhuriyet çiftliğinin itibaren bu talebelerle birlikte mekteb Şirketi Hayriye, Boğazın muhtelif yerBulgaristandan gelen muhacirlere veril lerde çalışmaya ba^layacaklardır. nın faaliyetleri lerinde oturup da sabahleyin saat sekizde Takdiri kaymet komisyonlarından Be mek üzere kadastrosu tanzim edilmekDENÎZ İŞLERÎ mekteblerinde bulunmağa mecbur olan yazıd, Koska ve civarmda faaliyette bu tedir. talebe ile İstinye, Emirgân, Rumelihisan lunanlar, 110 parça emlâkin kıymetini Dün 675 ton benzin geldi ve Arnavudköyde ikamet eden yoku 3000 muhacir geliyor takdir etmişlerdir. Bebek İstinye yoTeodora isimli vapurla dün 675 ton lann vaktinde Köprüye gelmelerini temin Bu hafta zarfmda Rumanya ve Bulgalunda istimlâki lâzım gelen binalardan ristandan üç bin muhacir gelecektir. benzin gelmiştir. için sonbahar tarifesinde bazı tadilât yap30 parça emlâkin kıymetlerinin takdiri mış ve dünden itibaren bu tadilâtın tatbigeri kalmıştır. Diğer bir komisyon da f tsmaîl Müştakın ölüm yıldönümü kuıa başlamıştır. Bu yeni tadılâta göre, Yerebatan sarayı karşısındaki adada bulunan binalann kıymetlerini takdir etsabahları 6,45 te Vaniköyden, 6,30 da mekle meşguldür. ve 6,50 de Beykozdan, 6,17 de Anadolukavağından kalkan postalar beşer ve 6 îhaleleri yapılan çocuk da Anadolukavağından kalkan posta 10 bahçeleri inşaatı dakika ileri alınmıştır. Evvelce saat 8 de Şişhane yokuşile Vali konağı karşıKöprüye gelen posta, 7,25 te Beykoz smda yapılacak iki çocuk bahçesinin indan kalkacak ve 8,40 ta Köprüye geleşaatı 29,000 liraya müteahhide ihale ecektir. dilmiştir. Köprüden 7,35 te kalkan posta fazla Camlıköşkün bulunduğu ada olarak Üsküdara da uğrayacaktır. 7,45 yıktırılıyor te kalkan posta da doğru Arnavudköye Taksim meydanında Camlıköşkün bugittikten sonra Çengelköye geçecektir. lunduğu ada yıkılmaktadır. Belediye Çengelköyden 8,12 de kalkan posta, kendi amelesinden de bir çoğunu bu işe tahsis etmiştir. Saha, Cumhuriyet bay8,05 te Arnavudköyden kalkacaktır. ramına kadar tamamile açılmış olacakŞirketin tarifede yaptığı bu tadilât tır. Boğaz halkını çok memnun etmiştir. Nafıa Vekâleti Karabük fabrikasmda istihsal olunan katranlann İstanbul asBeyazıddaki İnkılâb müzesinde Tarih Kurumu tarafından hazırlanıp da neş falt ameliyelerinde kullanılması için tetredilemiyen eserleri ihtiva etmek üzere kikat yaptırmaktadır. çok zengin ve faydalı bir neşriyat kö Tramvay müdür muavinliği şesi açılmıştır. Sergi, dün matbuat erTramvay idaresi müdür muavinliklekânına gezdirilmiştir. Bugünden itiba rinden birine İşletme müdürü Celâledren de halka acılacaktır. düı tayin edilmiştir. Inkılâb müzesinde açılan neşriyat sergisi Karabük fabrikasmda istihsal edilen asfalt Cumhuriyet İsmail Müştak Mayakon için dün Kıymetli arkadaşımız îsmail Müştak Mayakonun vefatıoın yıldönümü münasebetile dün merhumun Zincirlikuyuda, metfun bulunduğu Asrî mezarlıktaki kabri başında bir ihtifal yapılmıştır. yapılan ihtifalde bulunanlar NSshası S kurnstıır İhtifalde raerhumun refikası Sadiye, ailesi efradı; kendisini seven dostlarından ve tanmmış ilim ve fikir erbabından birçok kimseler hazır bulunmustur. Aboneşeraiti}™*" Senelik Alb avlık Üç avlık BU aykk 150 » 14M Kr. 750 » 400 • 27(10 Kr. 1450 • 800 • Yoktta

Bu sayıdan diğer sayfalar: