13 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

13 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 13 Birîncitefcrîn 193i» TARlHl ROMAN Buhara Güneşi Yazan: ORHAN RAHM1 şını bırakarak atıldı. Bozuk yoldaki taş parçalan, sağa, sola sıçrayordu. Karşıdaki yolcu gittikçe yaklaşıyordu. Aybey bir aralık hayretle durdu: Bu da kim?. O mu yoksa? Atlı da ayni şekilde bir tereddüd göst°rdı ve sonra karşıhklı gene atlannı sürdüler. Karşısmdaki bağırdı, külâhını fırlattı: Aybey, yiğitim, sensin ha, sen ha? Aybey de heyecanla üzengilerin üstünde doğruldu: Benim, benim ya adsız kahraman!. Seni bir daha göremiyeceğimi umarken, bahtım karşmıa çıkardı. Ve atlar yanyana gelince, iki genc bahadır karşılaştılar. Aybeyin karşısındaki, kendisini kurtaran meçhul süvari idi. Kurtuldun, iyi oldun demek? Evet, iyileştim. Hayatımı sana borcIuyum!. Bunları bırak Aybey!. Böyle borcları tanimam ben!. Evvelâ bana söyle, ordudan nasıl ayrıldın, nereye gidiyorsun?.. Ondan sonra da benim sana anlatacaklarım var. Aybey hafif bir sesle: Ordudan, arkadaşlardan izin ak dım da öyle ayrıldım. Fakat nereye gittiğimi, ne yapmak istediğimi ben de bilmiyorum! Diye mırıldandı. Bana baksana Aybey! Sende bir değişiklik var. tnsanoğlu, tasasını içinde tutmamalıdır. Kısaca söylemek istemez misin? Korkma, karsında yabancı'da olsa... Yabancı değil! Vakrile bir düşmandık, şimdi bir dost, bir yürek arkada?• » Söyle öyleyseî. O kadına gidiyorum. Ona yardım etmek istiyorum. Söz verdim, geç kaldım. Anlıyorum ki o simdi tehlikeler içindedir. Bu kadın Söğd illerinin Hatun Hanı değil mi?. Aybeyin gözleri açıldı. Yüzü sapsarı oldu. Arkadasmı omuzlarından yakaladı. Gırtlağını yırtan garib bir sesle bağırdı: Sen onu nereden anladın? • Arkadaşı gülüyordu. Dostça, merdçe bir gülüşle ona bakıyordu. Aybey onu sarstı: Söyle, çabuk söyle!.. En sevdiklerinin başı için söyle! ! Fakat bu son cümleyi ağzmdan çıkarır çıkarmaz pişman oldu. Beni affet, düşünemedim. Hakkın var, çok heyecandasın... Benim sevdiklerim, sizin kılıclannızm altında parçalandılar Aybey... Şimdi en sevdiğin insanın başına diye and verirken, kendi başımı koymuş oldun. Sana gönlüm çok yakın arkadaş! Aybey, bu asil ve yüksek insanlık karşısında tüylerinin ürperdiğini duydu. Gözleri yaş içinde idi. Onu bir daha kucakladı ve birbirini öptüler. Şuracığa otursak Aybey î Hayır, belki daha iyi bir yer buluruz! Geldiğim istikamette mi, gittiğin yolda mı? Istersen benim gittiğim istikamette olsun? Peki nasıl istersen... Zaten ben muayyen bir yere gitmiyordum. Eğer arzu edersen kılıcmın yanma başka bir kıîıc, yüreğinin yanma başka bir yürek, bileğinin yanma başka bir bilek daha gelsin. Olur mu Aybey! Aybey sulanmış gözlerile ona baktı: Bana kuyvet ve dirlik verirsin bahadırım!. (Arkast { Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî icmal Yeni bir mes'ele İthalât işlerinde bir sahtekârlık mı? Bazı kimseler hakkında rrrahim ihbarlar yapıldı Aybey, tüyleri ürpererek ve gözleri yaşararak hayatını kurtaran düşman bahadırı kucakladı öptü Siz kâğıd da yaparmışsmız, öyle mi? Evet, zenginlerimizin kâğıd yaptıklan yerler de vardır. Bu zenginlerden bir kısmı da büyük çiftlik sahıbidirler. Yazın çiftliklerinde, kışm şehirlerde oturuılaı. Arab serdan hayret içinde idi. Bütün bunlar kendisine masal gibi geliyordu. Başka, dedi, başka neler yaparlar sizde? Herşey... Bizde ipekli dokuma tezgâhları vardır. Buharanın ipek dokuınalan meşhurdur, ya Emir! Sonra, gıimüş, altm süs eşyası da her yerde aranır. Arab serdar; kadehi boşaltırken: Yaaa!.. Dedi ve yutkundu: Demek öyle ha?.. Ne dersiniz, bizi kılıcla mı karşılıyacaklar ? Orasını biz bilmeyiz... Çünkü biz, köylerde yaşıyan ihtiyar insanlarız. Hakkınız var, hakkınız var. Ve muhafızlara emretti: Sahverin gitsinlerl Emir çadırda yapayalnız kalmıstı. Hanm kadın oluşu, kafasınm içine yerleşmişti. Bu, nasıl bir kadın olsa gerekti? Güzelmiş, diyordu. Hem de çok güzel! Arabm muhayyilesi işlemeğe başlanıştı. Bu hatunu görebilecek miydi? Acaba kendisini nasıl karşıhyacaktı? Nekadar olsa bir kadındı. Bir aralık dışanya çıktı. Geniş geniş nefes aldı. Ordugâh sükunet içinde idi. Gene çadırına döndü. Genc bir süvari Demirkapıdan Semerkande gelen yol üzerinde sür'atle ılerliyordu. Bu, Aybeydi... Gültekinden izin almış, Salağı bırakmış, yola çıkmıştı. Ordudan ayrıldığı gece bir rüya görmüştü. lşte bu rüya, onu herşeyden ayırmıştı. Gültekin bile Aybeyin alnından öpmüş: Git yiğitim, git, demişti. Belki bir gün Buharada buluşuruz... Salak ise, Aybeyin yüzüne bakmış: Beni götürmediğine darılmıyorum. fakat unutma ki anayurdda bir kıı seni bekliyor! Demişti. N^e acı sözdü bu? " l f ^ "" ' ' Fakat o, bir rüyanın sihrine kapılmıştı. Hatun Hanı görmüştü. Düşmanlann ortasında kalmıs, yaralı, bitab bir halde idi. Guya ona bir dağ yolunda rasgelmişti. Atı devrilmiş, ölmüştü. Yanmda kimsesi yoktu. Gördün mü Aybey, demişti, ben çoktan bedbaht oldum. Beni sen bile aramadıktan sonra başkalan mı düşlnecek? Yüzü solgundu. Güzel gözleri yaş içinde idi. Delikanlı, bir deli gibi, yattığı yerden sıçramış ve karannı vermiştı: Gidip bulacağım! Ölüm karşuna bile çıksa durmıyacağım! Fakat, içindeki hissi bir türlü anlıyamıyordu. Bu, aşk mıydı, bir insanlık, bir merdlik miydi, neydi, bilmiyordu. Bu, kendisinin bile anlıyamadığı bir duyguya benziyordu. Birdenbire Yakan hatırladı. Atının gemini çekti. İki korkunc yamaç arasında idi. Ve bu yamaçlar, baştan başa yüksek, ayak basmadık meşelerle örtülü idi. Içini çekti: Nekadar uzaklarda kaldı? Diye mırıldandı. Karsıdan bir atlı geliyordu. Bu kimdi? Bir düsman olabilir miydi? Yad, yabancı illerden geçiyordu. Kılıcını, hançerini düzeltti: Adam sen de, dedi, nasıl olsa tehlikeye atılmıyor muyum? Ve atının üzengisine dokundu. Bu atı, son Türkeşler kavgasında ele geçirmişti. Kestane renginde, sevimli, çevik ve genc bir attı. Aybeye çabuk alışmıştı. Ba Ihtikârla mücadele Komisyon, dün bazı tacirleri dinledi, bugün tekrar toplanarak kararlar verecek Litvanya ovyetler Birliği kendisinin eski merkezi Leningrad'la bunun önündeki Kronştad müstahkem adasının bulunduğu Fin körfezinin cenub sahillerini, bunun ağzmdaki adaları ve sevkulceyş noktalannı ellerinde bulunduran Estonya ve Letonya ile akdettiği misakldnla deniz üsleri ve tayyare meydanları temin etmiş ve iktısadî menfaatler kazanmıştır. Şimdi, bu memleketlerin hinterlandlan Sovyet arazisi olduğundan bu arazi tabiî mahreclerini ve iki küçük sahil devleti de transit ticareti yapmak imkânını bulmuş oluyorlar. Fakat, zâhirde hükümranlık haklannı muhafaza etmekle beraber hakikatte Sovyet Rusya nm nüfuzu altına girmişlerdir. îngiltere ile Fransa, Sovyetler Birliğile harbe girmek istemediklerinden raez kur iki Baltık hükumetinin Versay muahedesile bozulmuş vaziyetlerini protesto etmemişlerdir. Sovyet hükumeti Almanya ile hemhudud olup Umumî Harbin sonunda Almanyadan almış olduğu Memel arazisini ahiren Almanyaya iade ederek Niyemen nehri ağzmdaki eski köprübaşını iyilikle almasına rıza gösteren Litvanya dahi Sovyetler Birliğıle bir misak akdetmiştir. Fakat Estonya ile Letonya askerî ve siyasî cihetten büyük zıyaa uğradıkları halde, Litvanya şimdilik mühim bir menfaat temin etmiştir. Sovyet devleti Le histanı dördüncü defa Almanya ile paylaşırken kendi hissesine düşen garbi Ak Rusyanın şimalindeki Litvanyalılarla meskun Vilna şehrini ve etrafındaki araziyi Litvanyaya terketmiştir. Bu şehrin sekenesi 200,000 ve etrafının halkı 500,000 kişi olduğuna nazaran Litvanyanın nüfusu 700,000 kişinin iltihakile üç milyonu geçmiş ve arazisi de bu nispette genlşlemiştir. Vilna eski Litvanyanın payitahtı idi. Umumî Harbin sonunda gerek Sovyet Rusya gerek galib garb devletleri bu şehrin ve etrafının Litvanyada kalmasını kabul etmişlerdi. Fakat Lehli bir general buraya baskın yaparak Lehistana ilhak etmek suretile bir emrivaki yapmış olduğundan ve garb devletleri de bunu kabul ettiklerinden Vilna, Lehistanın bir eyaleti olmuştu. Lâkin Litvanya bu emrivakii asla kabul etmemişti. Lehistanla siyasî münasebatını kesmiş ve aradaki demiryolu, telgraf ve posta münakalâtını da hududdaki bütün yolları tahrib ederek battal etmişti. Litvanyanın bütün ümıdi, Sovyetlerin muhtemel yardımında oldu ğundan bu devletle hemhudud bulunmadığı halde dahi, Avrupada Sovyetlerin yegâne dostu olmuştu. Vilna'nm tekrar Litvanya ile birleş mesinden şimdi bu memlekette büyük bayram yapılıyor. Lâkin îngiltere bu emrivakii tanımadığını şimdiden tebliğ et miştir. Vilna'yı almasına mukabil istik lâlini kaybeden Litvanyada bayram yapılırken Fin körfezinin şimal sevahilini elinde bulunduran Finlandiyada da Sovyetlerin araziye taalluk edecek yahud memleketin istiklâl ve tamamiyetine uygun olmayacak muhtemel taleblerine silâhla mukavemet için fe\kalâde harb hazırlığı yapıyor. Tahkikat başladı Alâkadar makamlara, kendilerine tüccar ve komisyoncu süsü veren bazı şahısların bazı memleketlerden gelen ithalât eşyasımn ithalinde ve bunlara aid müsaadeler üzerinden suiistimallerde bulunduklan ve gayriahlâkî ve gayrikanunî bir ticaret oyunu oynadıklan ihbar olunmuştur. Dün yapılan bu ihbar üzerine alâkalı makamlar meseleye büyük bir ehemmiyet atfederek derhal harekete geçmişlerdir. Bu hususta yapılmış olan şikâyetlerden bazı anasırın hükumelin yerinde bir kararıle gösterilmiş olan hassasiyet ve alâkayı çok fena bir şekilde bir kazanc vasıtası ittihaz ettikleri ve bu işteki bazı muvaffakiyetlerini de öne sürerek bu nevi işlerin kendilerine münhasır bir muvaffakiyet olduîhına Di'vasavı ikna yoluna gittikleri anlaşılmaktadır. Maamaf.h yapılan tetkiklerin bu şayanı dikkat meseleyi daha ziyade ay'dınlatacağına ve bu çirkin misallerin sür'atle örleneceîîinf saphe edilmemektedir. îlk tetkikler bu isi yapanların bir kaç şahıs olduğunu göstermiştir. Ihtikârla mücadele komisyonu dünkü içtimada... İhtikârla mücadele komisyonu, dün de isnad edilen ihtikârın vaki olup olmadıöğleden sonra mühim bir toplantı yap ğmı sormuştur. Bazılan ikna edici ce mıs, birçok tüccarı davet ederek dınle vablar vermişse de diğer bir kısmı, kanaat husulüne imkân verecek malumat vemiştir. Komisyona Ticaret müdürlüğü teşki rememişlerdir. lâtı ve Ticaret Odası tarafından bazı ihKomisyon dün vakit geç olduğundan tikâr mevzuları verilmişli. Bunlar, bir fa dağılmıştır. Tetkiklere devam edilecck ve yans taciri, banyo levazımatı satan bir bugün öğleden evvel komisyonu tenvir müessese sahibi ve bazı kalay tacirlcrile edecek vaziyet hasıl olursa Öğleden sonbir kâğıdcı hakkında idi. Komisyon, bu ra tekrar toplanılarak bu işlere aid ka tacirleri birer birer dinleyerek kendilerine rarlar imzalanacaktır. Ekmek buhranmm Belediye «Âşiyan))i Karısını öldürmeğe yeltenen adam satın alıyor içyüzü anlaşıldı Birkaç fırıncı, ansızın ve Vali, dün bu hususta «Kasdim olsaydı, onu resiye hesablarını kesmiş! alâkadarlara emir verdi silâhla arardım» diyor Evvelki akşam Beşiktaş fırınlarında ekmek bulunmadığı, halkın fırınlann önüne birikerek ekmek beklediği yazılmıştı. Belediyenin dün yaptırdığı tetkikata nazaran işin mahiyeti şudur: Beşiktaştaki fırınlar ekmeksizlikten şikâyet edilen günden bir gün evvelisi, yani 10 teşrinievvelde 3693 ekmek imal etmişlerdir. Halbuki şikâyet edilen günde, yani 11 teşrinievvelde ayni fınnlarda ekmeğin miktarı 4428 dir. Arada iki bin ekmek fazla bir fark vardır. Böyle olduğu hafde ayni gün halkın ekmeksiz kalması hayret uyandırmış, fakat yapılan tahkikatta bunun sebebi anlaşılmıştır. Fı'hakika ayni günde limanımızdan birkaç vapurun birden kalktığı ve bunların komanya olmak üzere mühim miktarda ekmek aldıkları, ayni zamanda o civardaki leylî mekteblerden bazılarının müteahhidin taahhüdünü vaktinde ifa etmemesinden dolayı ekmeklerini haricden mübayaa ettikleri, bu taleblerin buhrana sebsbiyet verdiği tahakkuk etmiştir. Belediye, Amerikalılar tarafından satıc alınmasına teşebbüs edilen Tevfik Fikretin Rumelihisarındaki Aşiyanını satın alarak bir müze haline koyacaktır. Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, dün, bu istimlâkin yapılması için emir venniştir. Yeni Istimlâk kanunu bu binanın nad dî ve manevî kıymetini takdirle değeri m'ypetinde satın almağa alâkadarları mezun kılmakta olduğundan on bin lirayı Belediye vererek binayı satın alacak, buraya yalnız Fikretin değil, Serveti Fünun devsi şairlerinden diğerlerinin de eşya ve eserlerini getirterek muhafaza edecektir. Esasen, bina henüz Amerikalılara satılmış değildir. Malum olduğu üzere ecnebilerin memleketimizden bina satın alabilmeleri müsaadeye mütevakkıftır. Bu müsaade henüz verilmemiştir. Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar bu hususta şunları söylemiştir: « Tevfik Fikretin Aşiyanını satın alarak, müze halinde muhafaza edeceğiz. Lâzım gelen formalitenin yapılması için alâkadarlara emir verdim.» m ı Ftrmctlar cemiyeti reisi izahat veriyor Dün Fırıncılar Cemiyeti idare heyeti de toplanarak bu mesele ile meşgul olmuştur. Cemiyet reisi Ahmed Rıza, kendisile görüşen bir muharririmize şu izahatı venniştir: « Bizim tetkikatımıza göre Beşiktaştaki fınnların önü dün akşam kalabalık olmakla beraber, bir ekmek buhrani görülmemiştir. Çünkü saat 21 e kadar fınnlarda ekmek bulunmazsa Belediye ceza yazar. Halbuki bir tek ceza zaptı dahı yazılmamıştır. Mesele şudur: Beşiktaş fırınları veresiye hesablannın açıldıkça açıldığım ve tablakârlann evlere veresiye ekmek vermesi usulünü kaldırmışlardır. Bu vaziyet karşısmda evvelce evlerinde ekmeği kapıdan alan yüzlerce aile, fınnlara gelmeğe mecbur olmuştur. Bunlann hepsi is güç sahibi olduklarından akşam üzeri fmnlara gelmiş ve bir tehacüm husule gelmiştir.» DENÎZ İŞLERİ «Kadeş» Izmire gidiyor Odesa seyahatinden dönen ve bir müddettenberi limanda bulunan Kadeş vapuru, pazar günü Izmir sür'at postasmı yapacaktır. Beykozda, karısı Sabahati balta ile öldürmeğe teşebbüsten, Istanbul Ağirc'za mahkemesinde gayrimevkuf olarak muhakeme edilen kahveci Izzetin dünkü muhakeme celsesinde, m'jddeiumumiliğin esastan mütaleası alınmıştır. tddiaya göre, İzzet, Sabahati dövmüş, bunun üzerine Sabahat Beykozda Ziyanın evinJe oturan annesi Haticenin yanma gitmiş, kocası da peşi sıra gidip kansile kaynanannı kendi evine gelmeğe ikna etmiştir. Eve gelir gelmez de kansını saçlanndan çc^erek sürüklemiş, sonra da elinden kurrulan Sabahati balta ile kovalamış, hafifçe yaralamıştır. Hâdisenin Hatice, Bmnaz, tbrahim, Halilin şahidliklerile bu şekilde sabit olduğunu söyleyfn Müddeiumumî Muavini Ubeyd, Sabahatin yaralan tehlikeli uzuvlarda açılmamış ve ehemmiyetsız yaralar olmasına göre vak'a da katıl kasdi görmemiş, sadece yaralamaktan ceza istemiştir. Bununla beraoer suçun balta ile ve koca tarafından kansma karşı işlenmiş olmasmm gözönünde rutulması isteğinde bulunmuştur. Suçlu, «eğer öldürmek kasdim olsaydı, karımı eÜnıde silâhla arardım. Böyle bir kasıd yoktur.s demiş, muhakeme karar verilmek üzere 25 teşrinievvel çarşambaya kalmiftır. Ellerini makineye kaptıran ameleler Muharrem Feyzi TOGAY Ç Cumhuriyet Bayramı için Program hazırlanıyor Büyükderede kıbrit fabrikasında ameIe Hüseyinle Ali Rıza kızı Ayşe, dik Dün Salıpazarı önünde iki motör arakatsizlik neticesinde ellerini makineye kaosında bir deniz kazası olmuştur. Şark motırarak yaralanmışlardır. Y a r a ^ a r ^ a n '" törile Allahkerim motorü Sahpazarile kisi de tedavi altına alınmıştır. Fındıklı arasında yekdiğerile karşılaşmış Hırsız hizmetçi ve bu karşılaşma sahile pek yakın bir yerde olduğundan musademenin önü alıAyaspaşada Sarayarkası caddesinde namamıştır. Çarpışmada her iki motör de oturan Sadullah Oransın yanında hizbüyük yaralar almıştır. metçilik yapan Selma, evdekilerin sokağa çıkmasından istifade ederek 12 lira Galata şilepi dagıtılıyor Geçen kış Ereğlide bir batı karayel fır kıymetinde bir yüzük ile 10 lira kıymetınasmda on kadar vapur karaya otur tinde bir kolye çalarak kaçmıştır. Vak'?muş, bunlardan yalnız Galata şilepi kur dan haberdar edilen polis, kısa bir müdtarılamamışb. Bu şilepin sökülerek dağı det zarfında Selmayı yakalayarak üzetılmasına ve limanın bu kısmmm temizlen rinde bulduğu mesruk eşyayı sahibine iade etmiştir. mesine karar verilmistir. Çarpışan motörler MÜTEFERRtK Ramazan için Galata ve Beyazıd kulelerinde yeni tertibat Bu geceden itibaren iftar ve imsak vakitleri, Galata ve Beyazıd kulelerinde yaptınlan hususî tertibatla halka bildiri lecektir. Rasadhane ile Galata kulesi arasına hususî telefon hattı çekilmiştir. Iftar ve imsak vakitlerinde, Rasadhanenin telefonu üzerine Galata kulesinde bir projektör yakılacak, bu anda Beyazıd ku lesinde üç renkli lâmba yanacaktır. Top gene eskisi gibi atılacaktır. Yeni ekmek çeşnisi Belediye, yeni ekmek çeşnisinin son vc kat'î şeklini tespit etmiştir. Bu son şekille çeşnide yeniden bazı tadilât yapılmıştır. Ekmek çeşnisinin yeni bir esas dahilinde ihzarı yapıldığı zaman sırf yumuşak buğday unundan mürekkeb bir çeşni tululmuştu. Fakat mesele daimî encümende müzakere edilirken «sert ve yumuşak buğdaydan» kaydı konulmuştur. Fakat encümen bu sert ve yumuşak buğdayın cispetini tayın etmemiştir. Matbuat Umum Müdürü şerefine verilen çay Tatili faaliyet edecek acentalar Avrupa vaziyeti dolayısile şehrimiv.deki bazı seyahat acentaları da tatili faaliyet etmişlerdir. Prost ve Lava'nın tetkikleri Şehircilik mütehassısı Prost, dün beraberinde Nafıa Vekâleti bahçeler mütehassısı Lava olduğu halde Koska Beyazıd mıntakasında dolaşarak bahce ittihaz edilecek yeşillık sahalarda tetkikat yapmışlardır. Sığınak olacak binalar Belediye kazalarda sığınak itt'h^'na eîverişli yerleri tetkik ettirmektedir. Bunlardan tamiri ıktıza eden bazı eski b'nalar tamirden sonra bu işe tahsis olunacak tır. Cumhuriyet bayramı için program hazırlamakta olan komisyon, dünkü içtimada Dün akşam Parrj merkezinde Beledi pılmış, Cumhuriyet bayramı hazırhkları ye Reis muavini, Emnivet ve Maarif mü görüşülmüştür. Geçen sene tatbik edilen dürleri, Istanbul Kumandanhğı murah program okunmuş, bu program esas tu Kası, Cumhuriyet Halk Partisi kaza baş tularak yeni bir program müsveddesi hakanları, Halkevf reisleri ve alâkadar di 7irlanmıştır. Bu, diğer bir toplanhda tetger zevattan mürekkeb bir toplanü ya kik edilerek kat'î seklıni alacaktır. Bu şekilde halitanyı tutulmasma imkân olmadığından değirmenci ve fırıncılar yeniden bir toplantıya çağırılmış ve ekmek halitasındaki sert buğday ununun nispeti yüzde 15 olarak tayin olunmuştur. Bunun üzerine mesele tekrar daimî encümene gitmiş ve encüırren de bu şekli Matbuat Umum müdürü (X), Vali, Parti müfettişi ve gazeteciler arasında... tasvıb etmiştir. Matbuat Umum Müdürü Salim, dün tur. Matbuat Umum Müdürü, toplantıda Yeni çeşni, Belediyece bugün ilân o îstanbul Basın Kurumunu ziyaret etmiş Vali ve Belediye Reisi, Partı müfettişi ve lunacaktır. ve şerefine verilen çayda hazır bulunmuş gazetecilerle görüşıjıüştür. Pasif korunma îçin içtima Dün Vilâyette Vali ve Beldive ^pisi Lutfi Kırdarın başkanlığında Vali muavini Hüdai ve Seferberlik Müdürü toplanarak pasif korunma tedbirleri etrafır«da yeni gelen tebliğleri tetkik etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: