15 Ekim 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

15 Ekim 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUOTHUKIYET 15 Birracîtesrfn 1939 TARÎHl \ ROMAN \ 37 İ Buharş Güneşi Yazan: ORHAN RAHM1 f Şehir ve Memleket Haberleri ) îthalât eşyası ve Meyva fiatlarında Şehrin imarında ye iç pazarlarımız yükselme görülüyor ni tetkik mevzuları Bazı yemişler fiat sukutundan kurtuldu Geçen ay içinde bilhassa umumî dünya vaziyeti dolayısile gerek istihsalin azalması, gerekse ihracat ümidlerinin kalmaması dolayısile çok düşmüş olan meyva fiatlarında son günlerde bir yükselme görülmektedir. Bu suretle bir kısım meyvaların ve kuru yemişlerin fiatlan normal hadlere de vâsıl olmuştur. Meyva haline yurdun muhtelif yerlerinden gene meyva çok olarak gelmekle beraber bu kıymetlenış devam etmektedir. Bu sene elma fidtlarının bir havü ıvi olduğu görülmektedir. Piyasava henü? iyi cins elmalar gelmemistir. Buna rağmen toptan fiatlan 7 9 kuruş ara.=ındadır. Ayva bu sene cok olduğundan o kadar revacda değildir. Üzüm mevsimi geçmekte olduğundan fiatlar da yükselmeSe başlamıştır. Bir müddet evvel iki üç kurusa kadar düşmüş olan kestanenin toDtan kilosu 8 kurusa kadar yükselmiştir. Bu suretle kestaneler normal fiat seviyesini bulmuştur. Kuru yemislerden en büyük fiat sukııtuna uğravanlarm piyasası yükselmektedır Fmd'k ihracatı son zamanlarda hararetlidir. Isveçe, Amerikava. îtalvava fazla ihracat vardır. lc fin^'k r O. B. İstanhu! 60 ve kabuklu 40 kn n gitmektedir. Kuru üzüm fiatları da Hurgun halinden kurtulmaktadır. Siyasî icmal Finlândiya ovyetler Birliği Almanya ile yaptığı anlaşma neticesinde yalnız Ruslarla kan kardeş olduklarını sebeb göstererek Lehistanın bir kısmını ilhak etmekle iktifa etmiştir. Bu ilhak işi garbî Ukrayna ve garbî Ak Rusya merkezîerinde toplanmakta olan kongrelerin kararlarile tahakkuk ettirilecektir. Garbî Ak Rusyanm şimalinde Litvanyalıla. bulunduğundan Vilnayı ve ayni namdaki eyaleti Sovyetler Birliği Litvanya Cumhuriyetine terketmiş olduğundan bir haftaya kadar bu eyalet Kızılordu ve Sovyet idaresi tarafmdan tahliye edile cektir. Sovyetler Birliği Moskova etrafında yaşıyan altmış beş milyonluk büyük Rusarh kankardeşi olan Ukraynalılaruı yani küçük Ruslann ve Ak Ruslann yaşadıklan yerler haricin deki unsurları ilhaka taraftar bulunmuyor. Fakat bu memleketleri muhtelif misaklarla askerî, siyasî ve iktısadî nüfuz mmtakalan halinde kendisine bağlamaktadır. Sovyet Rusya şimdiye kadar Baltık denizinin cenub sahilindeki küçük hükumetlerle bu gibi muahedeler akdetmişti. Bu muahedelerin hepsi tasdik edilmiş ve muamelesi bitmiş olduğundan Sovyetler Birliği Finlândiya ile dc bir muahede akdetmek istemiştir. Moskovaya müzakere icin Finlândiya Hariciye Nazın davet edilmişti. Sovyetlerin meçhul bulunan taleb ve dilekleri karşısmda kalmaması için Finandiya hükumeti Hariciye Nazınnı aöndermemişti. Buna mukabil sırf müşahid sıfatile Rusyamn ötedenberi işlerine vukuf ve ihtısasile meşhur Stokholm sefirini göndermisti. Ayni zamanda Finlândiya hü kumeti Estonya gibi Fin arazisinde Rus deniz ve hava üsleri vücude ^etirmek ve bu gibi noktalarda Kızılordu kıt'aları bulundurmak gibi askerî hakimiyeti ve siyasî hükümranlık hukukile telif edilemiyecek talebler ve bunları teyid edecek tehdidler karşısmda kalması ihtimaline karşı fevkalâde tedbirler almıştır. Leningrada ve Kronştad'a yakın olan büyük Fin şehirleri devletin merkezi Helsinki dahil olduğu halde çoluk çocuktan .ahliye etmiş ve bütün harb ve ticaret gemilerini Aland adalan ve karşıdaki İsveç sevahilile mâhfu2 Butni körfezi" limanlarına göndermiş ve umumî seferberilkre topladıgı efradla üç yüz bin kişiye çıkardığı ordusunu da evvelce tahkim edilmiş olan Sovyet Rusyası hududuna yığmıstır. Firlandiyanın tamamyet ve istiklâlinin ehlikede kalması hancdeki medeniyet âemini Lehistanın akıbetinden ziyade alâkadar etmiştir. Şimdiye kadar Avrupa iş.jrinden kenarda kalmış olan Amerika Müttehid Hükumetleri devleti Moskovada Finlandiyanm hukuk ve istiklâline dokunulmaması için siyasî teşebbüs yapmıştır. Ayni zamanda Amerika baska tedbirler alacağını da ihsas etmiştir. Bu tedbirler ^merikanın Sovyetlerle münasebatını keserek sefirini geri alması olacaktır. Finlandiyanm tehlikede kalmasını kendisi için de bir tehdid sayan İsveç, bütün kuvveti vebahusus Baltıkta Almanyanınkinc'en sonra en kuvvetli ve modern olan donanmasile Finlandiyaya yardıma hazır bulunuyor. Diğer îskandinavya devletleri de Hnİandiya ile mütesanid bulunuyorlar. Şimdi bütün nazarlar ahiren müzakere için de salâhiyet alan Fin hevetinin yapacağl tem»«lann netice<ini bek'ivor. Doyamıyorum sana Yakar. Dinle ormanda kuşlar şakıyor, herşey bizim sevgimize baş eğmiş Hükumet, yeni tedbirler almaya lüzum görüyor gibi Içimde yeni doğmuş dünyalar var!.. Said sayıklıyordu: Uzansam, kollarında uzansam!.. Evet, uzanmalıyım, Gebermek için uzanmalıymı. Kendimi kaybedip onu biraz unutmak için uzanmalıyım!.. Ve Emir, böyle söylene söylene sızdı, kaldı. Dostu çadırdan dışanya çıktı. Çadırın etrafındaki muhafızlara bir işaret yaptı: Susunuz, Emir uyudu. Ve yavaş yavaş Arab ordugâhı, derin bir sükuta daldı. Emir sabahleyin gözünü açar açmaz sordu: Bir cevab var mı? Evet ya Emir!.. Dışarıda bekliyor! Haberi getiren bir Acem neferi idi. Söyle, serdarımız Kuteybe ne emir buyurdular! Efendimizin bu Hatun Hanla müzakereye geçmesini istediler ve olmadığı takdirde hiicum etmekliğimizi söylediler ve selâmlannı bildirdiler. Arab lcumandanı; bir taraftan: Aleyküm selâm! Demekle beraber, sevincinden az kalsın ayağa fırlayıp Acem neferinin kulağını ısıracaktı. Biraz sonra diger kumandanlar da toplanmışlardı. Said kabma sığmıyordu. Hatun Hana hitaben oldukça kibarane bir mektub yazıldı. Sulh yolile iki kuvvet arasında kan dökülmemesinin temini isteniyordu ve sonunda şöyle deniliyordu: «Serdarlann serdan, cihanın en büyük bahadın Emir Kuteybe namına ben ordu kumandanı Said ibni Osman, istediğiniz yerde konuşmaya hazırım. Dilerim ki islâmın askerî satvetile beraber dininden de istifade ediniz, vesselâm!» Mektub katlandı, büküldü. mühürlenerek dört süvari ile yola çıkarıldı. Zaten Buhara çok yakmda idi. Beş saat sonra süvariler dönmüşlerdi. Yanlarında bir de Buharalı ve atlı saray adamı vardı. Hatun Han sadece şu cevabı vermışti: «Bunu benim, Buharadan bir aaat mesafedeki köşkümde konuşabiliriz. Kumandana yol göstermek için bir adamımı gönderdim. Kendi toprağım içinde her türlü emniyetleri için tertibat aldırıyorum.» Bu, mükemmeldi! Said ibni Osman, bir tuzağa düşürülmesi ihtimalini hatırından bile gecirmiyordu. Sevdası, bir bulut gibi gözleri kapamıştı. Yanına üç maruf kumandanla on iki kişilik bir beyaz atlılar müfrezesi aldı ve gelen adamm ardı sıra yürüdü. Yaklaşıyorlardı. Tercümanlardan biri uzakta yeşil agaclar arasında sütunları ağaran bir mermer sarayı gösterdi: Işte orası! Hatun Han, efendimizi orada bekliyor! Onun Buharadaki sarayı da böyle midir? Hayır, o daha güzeldir. Han, senenin birkaç ayında buraya gelir, avlaBuraya gelinciye kadar yollarda birçok müfrezelere rasgelmişlerdi. Bunlar, Hatun Hanın askerleri idi; baştan aşağı zırh içinde idiler. Put gibi duruyor ve hiç ses çıkarmıyorlardı. Yalnız Arab kumandanı yaklaşınca selâm veriyorlardı. Iç bahçeye varmışlardı ki, baştan aşağı ipekler giyinmiş, sırmalı ceketleri ve başlıklarile etraflarım uşaklar sardı. Said ibni Osman, biraz şaşırmıştı: Bu ne saraydı, bu ne süs, ne intizam, ne temizlikti! Bir aralık gözü sarayın taraçasına ilişti ve baştan aşağı titredi. Hatun Han bakıyordu. Kılıcma dayanmış, kederli, fakat zoraki bir gülüşle misafirlerine iltifatkâr bir vaziyet takındı. Said ibni Osman, elile Hanı selâmladı. O da nır. küçük bir işaretle cevab verdi. Arab Emirinin kalbi şiddetle çarpıyordu. Mermer merdivenlerde uşakîar dizilmişlerdi. En yukanda bir uşak da baş iğmişti ki, kıyafetinden, bunun, teşrifatçı olduğu anlaşılıyordu. Ve nitekim onlar yaklaşınca geri döndü ve dik adımlarla sarayın koridorlannda yürüdü. Said ibni Osman, saadetinden sersemlemiş gibiydi. Kendisine bir çeki düzen vardi. O da baştan aşağı zengin bir Arab Beyi kıyafetinde idi. Fakat bu kıyafetinde ve bütün hareketlerinde bir yapmacık eda, kıvrıla kıvrüa eteklerinden dökülüyordu. Arab kumandanı Said ibni Osman, Hatun Hana, deva kabul etmez şekilde âşık olmuş, her ne suretle olursa olsun bu emeline muvaffak olmayı kararlaştırmıştı. Hatun Hanın saraymda yapılan ilk mülâkattan sonra onu, binbir desiseye müracaat ederek kendi çadırına davet etti. Bu davet, Buhara Hükümdarının felâketile neticelendi. *** Aybey, bu felâketten sonra Buharaya gelebildi. Hatun Han ile Aybeyin karşı karşıya gelmeleri çok hazin bir tablo teşkıl etmıştı. Hatun Han, başından geçen felâketi, Aybeye, kısa kısa cümleler ve kapalı kelimelerle anlattı. Genc kadın: Sevgilim, sen buralarda artık duramazsın, git, kendi yurduna git. Seni orada da bekliyen vardır. Bana gelince; dünya benim için artık kalmamıştır. Aybeyin, Buhara sarayından aynlışı çok acıklı oldu. Genc adam, kendi yurduna yetiştiği zaman, Gültekinin Arab serdan Kuteybe'yi bozduğunu ve Arab ordusunu darmadağın ettiğini öğrendi. Bu arada, sadık arkadaşı, uşağı Salağın da öldüğünü haber aldı. Yalnız Salak değil, Karaboğa da ölmüştü. Fakat bunlann ikisinin de erkekçe ölmüş olmalan, Aybeyin hüznünü biraz teskin ediyordu. *#* İki yıl sonra idi. Bir orman dibinde genc bir atlı karşı tepeye doğru bağırdı: Yakar!.. Yakar!.. Buradayım. Biraz sonra ona yaklaşmıştı. Seni arayordum Yakar! I Dur Aybey, yetişir! Doyamıyorum sana Yakar. Dinle, ormanda kuşlar şakıyor, herşey bizim sevgimize baş iğmiş gibi. Içimde yeni doğmuş dünyalar var. Yakar; kocasınm yüzüne sevgi ve şefkat dolu bir bakışla baktı. Birşey söylemek istiyordu. Ne var Yakar? Batı illerinden bir haber geldi de... Aybey derhal anladı: Söyle sevdiğim söyle. O, benim için kapanmış bir yaradan başka birşey değildir. Arablar Buharayı almışlar, her tarafı yakıp yıkmışlar. Hatun Han aleyhine bir fesad tuzağı kurmuşlar, halkı kışkırtmışlar, çocuğunun bir piç olduğunu uydurmuşlar, halk bunu duyunca sarayı basmış: Biz, namussuz Han istemiyoruz; diyerek zavallı kadını koğmuşlar. Aybey vücudünün sızladığını duydu: Bedbaht kadın; diye mmldandı. Çok bedbaht hakikaten, Aybey! Sonra ne olmuş? Kadıncağız, çocuğunu bağrına baiarak saraydan ve Buharadan çıkmış. Ne olduğunu kimse bilmiyormuş... Desene o zavallı da koca Asyanın ucsuz bucaksız illerinde kaybolup gitti. Zavallı Hatun Han, zavallı kadın, zavallı ana!.. Son Prostla bahçeler mütehassısı beraber çalışıyor Şehircilik mütehassısı Prost, şehrin iki büyük sahası üzerinde etüd yapmaktadır. Bunlardan birisi şehrin İstanbul, diğeri de Beyoğlu kısmmdadır. İstanbul cihetinde etüd edilen kısım, Sarayburnu parkından itibaren arkeolojik mahal olan Gülhane hastanesi ve civarı ile Ayasofya ve Sultanahmedi de ihtiva eden geniş sahadır. Mütehassıs buranm alacağı müstakbel şekli maket üzerinde tespit edecektir. Ayasofya ile Sultanahmed camii arasından sahıle inen sahanm ağaclık ve ormanhk olmak üzere tespit ediîeceği, Kumkapıdan ileri kısımda denize nazır bahçeler içinde, kademe, kademe binalar inşa olunacağı anlaşılmaktadır. Ayni şekilde Beyoğlunda Harbıye arkasından başlamak, Sürp Agob mezarlığile Küçük ÇiftÜk parkını da ihtiva etmek üzere olan geniş saha yeşıllık bir hale konacaktır. Ankaradan şehrimize gelmiş olan Nafıa Vekâleti bahçeler mütehassısı Lavo da M. Prost ile birlikte tetkikat yapmaktadır. Di^er taraftan Şehircilik mütehassısı Beledivenin hemen imarına başlamak istedıpi Eminönü Unkapanı arasındaki sahada acılacak volları tesDİt etmektedir. Hükumetimiz, Avrupanın şimalindeki harbden ve denizlerde seyrüseferin tehlike arzetmesinden sonra ithalât eşyası fiatlarında calibi dikkat bir şekil alan yüksekliği gözönünde tutarak yeni bazı tedbirler almak üzere bulunuyor. Alâkadar makamlar şimdi bu tedbirlerin üzerinde mesgul oluyorlar. Tedbirler, ticaretin ve bilhassa haricî ticaretin normal ve yerleşmiş seyrine uyarak buna uygun esaslar dahilinde alınacaktır. Bunlann daha ziyade muhtelif memleketlerle olan ticaret anlaşmalarından istifade edilerek ve yeni anlaşmalar yaparak iç pazarlan tamamen tatmin etmeic şeklinde olacağı anlaşılmaktadır. Bu hususta bazı tetkik ve hazırhklar yapılmaktadır. Türk Rumen ticareti Mıntaka Ticaret Müdürü Mehmed AIi, dün şehrimizdeki Rumen .makamlarile temaslarda bulunmuştur. Bu temasların, müzakereleri bir müddet teahhur etmiş olan Türk Rum^n ticaret anlaşması ısıle alâkadar bulunduğu anlaşılıyor. MÜTEFERRİK Ticaret Odaları kongresi tehir edildi Bu aym 23 ünde Ankarada toplana cak olan Türkiye Ticaret ve Sanayi Odalan ve Borsalar kongresi içtimaı tehir edilmiştır. Kongrenin tehirine se beb, bu kongrenin başlıca mevzuunu teşkil eden Sanayi Odaları teşkili hak kındaki projenin henüz ikmal olunma ması, ve yeni Odalar ve Borsalar ni zamnameleri projelerinin tebellür et memiş bulunmasıdır. Şeker istihsali Rekoltenin 100 bin ton olacağı anlaşılıyor Bu sene fevkalâde bir istihsal mevsîmi geçirmekte olan şeker fabrikalanmn kampanya devresinin tahmin edildiğinden daha uzun süreceği anlaşılmıştır. Havalar, pancarın neşvüneması için fevkalâde müsaid gittiğinden dört fabrikanın istihsal mıntakasmda da her türlü tahminin fevkinde bir bereket olmuştur. Bunun için bilhassa AIpullu, Eskişehir ve Tırhal fabrikaları bütün dünyaca kabul edilmiş olan kampanya mevsiminden daha uzun süren bir çalışma devresi yapacaklardır. İki buçuk ay evvel faaliyete geçen AIpullu fabrikası ancak gelecek ayın ortalannda istihsalâtını ikmal edecektir. Mıntaka itibarile de en sonra AIpullu fabrikası kampanya devresini bitirecektir. Bu seneki şeker rekoltemizin kat'î neticesi hakkında henüz bir tahmin yaoılamamakla beraber rekolte miktannın 100,000 tona yakın olacağı anlaşılmaktadır. Geçen seneki rekolte ise ancak 42,000 ton idi. Memleketimizin çok artmış olan senelik şeker istihlâkâtı da yüz bin tondan biraz fazla olduğundan istihsalin istihlâke yakın bir hadde olacağı eörülmektedir. ADLIYEDE Ihtilâsı, evrak imhası suretile yaptığı söyleniyor Eminönü Malmüdürlüğü muhasebe mu temedi Kâzım aleyhinde bir müddetten beri adliyece yapılan tahkikat devam etmektedir. Son safhada, ihtilâs ve zimmet nıiktan 28,174 lira olmak üzere hesablanmış bulunmaktadır. Bu ihtilâs ve zimmetin kısmen evrak imhası suretile vukuu •ddiası vardır. Son safhada hakikî vaziyetin esaslı tetkikatla tespiti, vukuf ehline havale olunmuştur. Maliye Vekili şehrimizde Maliye Vekili Fuad Ağralı, dün, Ankaradan şehrimize gelmiştir. Maliye Vekili, yann Ankaraya dönecektir. Trakya ziraatinin kalkınması Yarın saat 10 da Yeşilköydeki Tohum Islah istasyonunda Trakya Ziraat müdürleri ve memurlarınm huzurile Trakya ziraatinin kalkınması işini müzakere için büyük bir toplantı yapılacaktır. Toplantıda Trakya Umumî Müfettişi General Kâzım Dirik de bulunacaktır. Devlet Demiryollan umum müdür lüğüne, vekâletinde bulunan Cemal Hidayet Sertel tayin olunmuştux. Baltadaki kan insan kanı mı? Kemerburgazda Şabanm çobanı Mazlumu, başmı balta ile parçalıyarak öl dürmekten suçlu Hamdi ile kardeşi Bahanm muhakemelerine, dün sabah tstanbul ikinci Ağırceza mahkemesinde başlanmıştır. Muhakemenin devamı, şahidlerin çağmlmasına ve ayni zamanda balta daki kan lekelerinin insan kanı olup olmadığının Adlî Tıb kimyahanesinde tahlille tayinine karar verilerek, baş ka bir güne bırakılmıştır. Yeni umum müdür ÜNİVERSİTEDE Kimya Enstitüsünün vaziyeti Tevkif edildiler Beyoğlunda Behiye isminde bir ka dım, yüzüne jilet atmak suretile yaralıyan Muhsin, Adliyeye verilmiştir. Dördüncü sorgu hâkimi, suçlunun tevkifine karar venniştir. Çarşı içinde bir kişinin ölümüne ve iki kişinin yaralanmasına sebeb olan Hamza da dün akşam sorgu hâkimliği tarafmdan sorguya çekilmiştir. Hâkim, suçlunun tevkifine karar vermiştir. Üniversitede kayıd ve kabul muameleleri devam etmektedir. îdare, kayıd müddetini ay sonuna kadar temdid etmiştir. Muhtelif fakültelere yazılan talebe adedi 100 ü bulmuştur. Talebe mevcudunun 1000 i geçeceği anlaşıl maktadır. En fazla müracaat yapılan fakülteler, Tıb Fakültesile Fen Fakültesi kimya enstitüsüdür. ŞEHtR ÎŞLERÎ Kımya Enstitüsünün vaziyeti çok müşkülleşmıştir. Geçen sene birinci sıSeyrüsefer işlerini tanzim nıftaki talebe mevcudu 180 i bulmuştu. için hazırlanan lâyiha Halbuki enstitünün lâboratuarlan an Dahiliye Vekâleti seyrüsefer işlerini cak 30 kişinin çalışmasma yetecek katanzim için bir kanun lâyihası hazırladardır. mıştır. Bu lâyiha, Sıddık Saminin rahatsızlığı leası alınmaik üzereVilâyetin de müta Istanbula gönderüHukuk Fakültesi idare hukuku promiştir. Emniyet müdürlüğünde topla fesörü Sıddık Saminin bir müddet danan bir komisyon tetkiklerde bulun ha istirahate ihtiyacı olduğundan bu muştur. seneukinci sınıfa idare hukuku yerine, Kazalann önüne geçilmesine çalışıladevletler hukuku okutulması kararlaşcak. kaza yapanlar için ağır hükümler tırılmıştır. konacaktır. Bursa Itfaiyesi takviye ediliyor Bursa (Hususî) İtfaiyemiz, halka zehirli gazlere karşı korunma, gaz te mizleme ve maske kullanmayı öğretmek üzere bir kurs açmıştır. Bu kursta haftada bir gün ders verilmektedır. Diğer taraftan son büyük yangında nok sanlan görülen İtfaiyemizin takviyesine ve ıslahına karar verilmiş bulun maktadır. Bu maksadla bir heyet, İtfaiyenin noksanlarını tetkik ve tespit et meğe başlamıştır. Avrupadan dönen talebeler Yol kesen bir haydud Bursa (Hususî) Bozüyükle Bilecik arasında bulunan Karasu boğazmda bir vak'a olmuştur. Bozüyükten hareket eden bir yolcu kamyonu Karasu boğazına vardığı sırada yolun ortasında ve kamyonun geçmesine mâni olacak su rette bir taş yığınile karşılaşmıştır. Yolcular arasında bulunan jandarma onbaşısı Vezir, vaziyetten şüphe ede rek otobüsü durdutmuş ve etrafı aramaya çıkmıştır. Fakat bu esnada çok yakından bir çahlık arasında patlıyan silâh, onbaşıyı yaralamıştır. Vezir on başı karnından yaralanmasına rağmen derhal bu çalının içine atılmış, elinde büyük çaplı bir Yunan gra tüfeği bulunan şakinin yakasına yapışmıştır. Vâhid ve Şefik adında iki jandarma daha yetişerek mütecavizi kollannı bağla mak suretile Bilecik Vilâyetine bağlı Pazarcık nahiyesine götürmüşlerdir. Yalnız başına bir yol bağı yapmak is tediği söylenen bu adam, Afyonkarahisarh olup Bozüyükte oturan sabıkalı Akif oğlu Mehmeddir. Avrupadan dönen talebelerimizin kayıdlanna devam edilmektedir. Komis yona müracaat eden talebenin sayısı 300 ü bulmuştur. Bunlardan 117 si Yüksek Mühendis mektebine, 90 ı Üniver site fakültelerine, 7 si Yüksek Ticaret ve İktısad mektebine, mütebakisi de muhtelif mekteblere kaydolunmuşlar dır. Avrupada tahsilde bulunan talebeler arasında lise olgunluk imtihanı verAğır yaralandı miyenler de vardır. Bunlann bu imtiKadıköy temizlik işlerine aid şoför hanlara tâbi olup olmıyacakları Maarif Şekibin idaresindeki 144 numaralı çöp Vekâletine sorulmuştur. kamyonu. Üsküdar caddesinden geç mekte iken kamyonun basamağmda asılı olarak giden Yusuf, bir sarsmtı nePalamut akını ticesinde muvazenesini kaybederek Son iki gündenberi Karadenizden düşmüş, başından ağır surette yaralan Boğaza kuvvetli bir palamut akmı başmıştır. lamıştır. Boğaz bahkçıları bu akmdan çok memnundurlar. Balığın fazla olmaÇocuğun bacağını kırdı sma rağmen fiatlar düşmüş değildir. Bursa (Hususî) Mudanyadan Bur Çünkü, taleb, buistihsalin fevkindedir. saya gelmekte olan (18 Bursa) plâkalı Gebzenin istasyon yolu taksi otomobili, Bademli köyünden 5 yaşGebze (Hususî) Gebzeden, istas larında ve Ahmed isminde bir çocuğa yona giden yolun güzergâhı değiştirileçarparak zavalhnın sol bacağını kırmışcektir. Yol, daha kısa bir istikametten tır. Yaralı hastaneye kaldınlmış, şoför tayin edilmiştir. tstasyondan şehre ilk Ismail müddeiumumiliğe verilmiştir. girenler, Gebzenin tarihî eserlerile karsılasacaklardır. ı Rumen turizm ofisi dün açıldı j Muharrem Feyzi TOGAY Halk siğaraları DENİZ tŞLERl Kuduz bir köpeğin marifeti Bursa (Hususî) M. Kemalpaşanm Karacalar köyünden Emineye aid bir av köpeği kudurarak ayni köyden beş kişiyi ısırmıştır. Kuduz köpek tarafmdan ısınlan köylüler tedavi içüı şehrimize gönderilmişlerdir. Ramazan 2 Pazar Ofrle Ezam Zevalî kindi Aksarr Yatsı tmsak S. D. S. D. 1 n 1102 19 02 04 33 S. D. S. D. S. D. 6 30 35 12 12 15 OS 17 30 İnhisarlar idaresinin Malatyada yaptırdığı yeni ve büyük tütün ve sigara fabrikası faaliyete geçmiş ve bu fabrikfrın çalışmasile beraber inhisann hazırlaaığı yeni harmanlardan fevkalâda ucuz fıatlı yeni tip halk sigara ve tütünlerınin de imaline başlanmıştır. Yeni çesidlerin başından Şark vilâyetlerimize mahsus olan vc sırf şark vilâyetlerinde yetisen tü'ünlerin harmanından yapılan «Doğu» sigarası gelmektedir. 20 kalın sigarayı ihtiva eden Doğu'nun paketi beş kuruştur, «Köylü 2» tipindeki yeni bir tip 20 gramlık tütünün paketi de 4 kurusa sahlaraktır. Bundan maada 25 gramı beş kuruş, dördüncü tipte 25 gramı 7 kuruş ve tatlı sert 25 gramı 8 kuruş olm o1 ' ">zere tütünDün açılan Rirtnen turizm ofisinde Rumen sefiri nutkunu söylüyoı ler de imal olunmaktadır. Bu yeni tipleRumen turizm ofisi dün sabah açıl sonra davetliler hazırlanan büfede izaz rin harmanları bilhassa bunları icerek mıştır. Bu münasebetle saat onda ofis ve ikram edilmişlerdir. halkın alışkınlık ve zevklerine uyg'in bir için merkez ittihaz edilen binada bir Bilâhare Sümer sinemasına götürülşekilde tertib ol merasim yapılmış, bina Türk ve Ru müş davetlilere Rumanyanm muh men bayraklarile donatılmıştır. Mera telif manzaralarile Rumen ordusunun simde, Rumen sefiri Stoyka, Rumen bir geçid resmine aid filim gösteril Propaganda Nezareti müdürleri, kon mşitir. solos, Şehir Meclisi azalan, Beyoğlu NGshası 5 kurustnr Tokatlıyandaki ziyafet kaymakamı, gazeteciler bulunmuşlar Öğleden sonra Tokatlıyanda bir ziyadır. Rumen sefiri Stoyka bir nutuk irad fet verilmiş, Vali bir nutuk söylemiş, Senelik 1400 Kr »700 Kr. Rumen sefiri de mukabelede bulun Alh aylıh etmiştir. 750 » 1450 > 400 • 800 > Beyoğlu kaymakamı da ofisin hiz muştur. Ziyafet, samimî bir hava için Vc avlık 150 • Yoktuı Bir aylık metlerini tebarüz ettirmiştir. Bundan de devarn etmiştir. Cumhuriyet Atone r

Bu sayıdan diğer sayfalar: