16 Kasım 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

16 Kasım 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 16 İkindteşrîn 1939 Macera Romanı: 5 f Şehir ve Memleket Haberleri Yazan : Siyasî icmal Holanda ve Finlandiya ve sulh on günlerin en mühim hâdiselerinden biri Holandaya karşı Almanya tarafmdan bir tecavüz vuku bulmıyacağına dair teminat verilmiş olmasıdır. Diğeri de Finlandiyanm Sovyetlere Ladoga gölü ile Fin körfezi arasındaki şark Majino hattmın bulunduğu berzahm terki ve Baltık denizine şimalden hâkim olan bazı limanların Kızıl donanmaya üs olmak üzere teslimi talebleri hakkında Moskovada ikinci defa cereyan eden müzakerelerin neticesiz kalmasıdır. Üçüncü mühim hâdise Holanda ve Belçika hükümdarlarınm Norveç ve Rumanya Krallarile Ispanya devlet şefi Franko'nun da iştirakile Almanya, İngiltere ve Fransa devlet reislerine yapılan sulh tekliflerine üç taraftan da cevabların verilmiş olmasıdır. SERVER BEDÎ Bundan evvelki tefrikalarımızın hulâsası Suzan adında bir Türk kadını İstanbuldan îtalyaya giden bir vapurdadır. Mendilini almak için kamarasına iner ve şaşırır: Orada, Walter isminde kibar ve zengin bir ecnebi, Suzanın yol çantalarım karıştırmakla meşguldür. İzahat vermeden kamarayı terkeden bu adam, kadının eşyası arasında çalınacak hiçbir mücevher, para veya siyasî evrak bulunmadığı için, ne bir hırsız, ne de bir casus olabilir. Suzan bu i§te bir yanlışlık olduğunu düşünürken, hatırlar ki, bir gün evvel, hasta bir kadın, somyesinden şikâyet ederek onunla kamarasını değiştirmişti. Belki Walter bunu bilmiyor ve hasta kadının kamarasını arayacağı yerde 17 numaralı kamaraya girmiştir. Walter, Suzanın bazı siyasî evrdk taşıdığını zannederek, ona bunları satmast için iki milyon frank teklif eder. Bu evrakın bitişik kamarada olduğunu zanneden Suzan da onu çaimağı düşünür ve bu sabit fıkrin tesiri altında, tereddüdler geçirir. Bu tecessüsünden utandı ve uyanık durmağa başka bir bahane arar gibi doğruldu, başucundaki dolabın gözünden çikolata kutusunu çıkardı, ağzına bir şeyler attıktan sonra cigarasını yaktı. Erken yattığı için uykusunu almıştı. Tekrar saate baktı. Beşi geçiyordu. Kulak verdi. Bitişik hasta kamarasından çıkmamış mıydı? Yoksa daha evvel de çıkmış da geri mi dönmemişti ? Suzan bir elini alnına götürdü. Hasta kamarasında değilse ne olacaktı? Suzanın mahud işi yapmak için ne evvelden verilmiş bir kararı, ne de belirsiz bir niyeti vardı. Hâlâ nicin ona bu kadar alâka gösteriyordu? Tekrar gözlerini kapadı ve uyumağa çahştı. Dışarıda, koridorda, bir ayak sesi koşuyordu. Suzan kapı açılmasına benzeyen bir gıcırtı duydu. Bitişik kamarada sesler vardı. Hasta şimdi uyanmış ve hizmetçiyi yeni çağırmış olacak. Suzan şimdi koridora çıksa bu kadının yüzünü göremez miydı? Fakat, saklı ümidlere bağlı bir ihtiyatla ona kendisini göstermek istemiyordu. Kapı aralığından dışarıya bakmağı düşündü. Yataktan kalktı ve bir müddet ayakta durdu. Sonra kapıya koştu ve kanadı araladı. Gözleri keskin olduğu için, koridorun hafif aydınlığında bile, ağır yürüyen bir insanm yüzünü görebileceğini umuyordu. Bekledi. Kalbinde hafif bir çarpıntı vardı. Gözetlemekten başka bir şey yapmak istemediği için bu heyecanı lüzumsuz buluyor, uyku sersemliğine veriyordu. Başını kanadın üstünde duran eline dayadı. Bayramda İstanbulda bayram, çok neş'eli geçmı*tır. Bılhassa bırıncı ve üuncı gunlerı, havanın son derecede guzel oluşu, umıunî neş'eyı artınnıştır. Şehrın muhtelıf semtlermde, her sene olduğu gıbı, bu sene de salmcaklar kurulmuş, çocuklar yaylı arabalar ıçu^de, mahalle mahalle dolaiarak kendi hesablanna bayram guıüerınde, eğlencelı saatler geçirmışlerdır. Bayram günlennde, gunduz ve gece sinemalar pek kalabalıktı. Beyoğlu caddesı, zaman zaman ığne atüsa yeıe dusmıyecek bır hal almakta ıdi. Pazartesi gunündenberi kapalı bulunan resmî danelerle Üniversıte ve dığer butun mekıebler bugunden ıtıbaren açüacaktır. % Profesor ve meb'us General Besım Ömer Akalın, 1M «j cıld kadar tutan ve zengın tıbbî eserlen ıhtiva eden kutübhanesım, Istanbul Tıb Fakultesıne hedıye etmıştır. sj: İstanbul Beledıyesi, Fakır ve kimsesızler ıçm yenıden beş halk hamamı açmağa karar \ermıştır. Hamamlar, yalnız îakır halka mahsus olacak ve hal ve vaktı yerınde kımseler, bu hamamlarda yıkanamıyacaklardır. Hamamlarda parasız yıkanacak kımselerin ısım ve adresleri, her mıntakadaki Beledıye memurlan tarafından tespıt olunacaktır. Yem hamamhnn açılacağı yerler henuz tespıt edılmış değıldır. * Bundan bırkaç gun evvel, Bukreşe gıden İstanbul Valısi Lutfı Kırdar, önumuzdekı cuma gunu şehrımıze avdet edecektır. * Şışhde, Mecıdıyekoy cıvarında kurulması takarrur eden buyuk şehır hastanesının ınşaatına aid şartnameler nazırlanmaktadır. Şartnamelerın Nafıa Vekâletınce tasdıkım muteakıt munakasa açılacaktır. Hastanenın uç sene Zirfırıda ıkmal edilebıleceğı anlaşılmaktadır. * Denız Karb okulunun kuruluşuımn 163 uncu yıldonumu, onumuzdekı cunıa gunü Heybelıde merasımle kutlanacaktır Bütün demz subayları bu merasimde bulunmak uzere, Harb okuluna davet edümışlerdır. Gülünç ve kıymetsiz iddialar Ibrahimpaşa sarayını yapan mimar kimdir? . ^ » Mimar Sedad Çetintaş, bir sabah gazetesinin garib iddialarına cevab vererek vaziyeti izah ediyor Holandanın sahnei harb olmıyacağı teminatına inanılırsa bu vaziyetin harbin bütün dünya için felâket olacak olan genişlemesine mâni olacağı tahmin olunabilir. Alman Hariciye Nazırı Berlindeki Holanda sefirine Almanyanın Holanda Suzan, epey tereddüdden sonra hizarazisine karşı hiçbir guna hücum ve tametçiye sordu: Yıkılmakta olan hapishane binasınm molozları temizleniyor arruz tasavvurunda bulunmadığını temin Her sabah beşte mi kalkacak? Eski Hapisane binasınm yıkılmasma eserin kıymetini düşürmek şöyle dur etmiştir. Holanda Başvekili de telsiz neş Evet. Bana tenbih etti. Yann sadevam ediliyor. Binanın bir Ermeni sun, tarihte Türk kültürünün kudreti riyatile yaptığı beyanatta bu memleketin bah da beşte onu kaldıracağım ve çıkakalfa tarafmdan yapılmış olduğu, tari ne yeni bir misal teşkil etmesi itibarile taarruz tehdidine maruz bulunduğuna aid racağım. hî kıymeti bulunmadığı yolunda bir sa çok değerli olurdu. Saray, İkinci Beya şayiaları muhik gösterecek bir sebeb buHizmetçi gittikten sonra, Suzan, tekbah gazetesinin verdiği haber üzerine zıdm Türk olan mimarlan tarafmdan lunmadığını beyan ve Holanda için korrar düşünmeğe başlamıştı. Bu kadının bir muharririmiz mimar Sedad Çetm yapılmıştır. kacak birşey bulunmadığını teyid etmiştir. taşla görüşmüştür. herkes uyurken kamaradan çıkması yalnız Saray tamamile yıkılmış mıdır? sakatlığını gizlemek için miydi? Yoksa Eski Hapisane binasınm tarihî kıy c Benim müşahedeme göre, saraym Böylece Holanda hiçbir tehlikeye maruz metine müteaddid defalar işaret eden yıktınlan kısmı henüz orta katını bul bulunmadıktan sonra Belçika için bir takendisini hiç kimseye göstermek istemiyor mimar, arkadaşımızın muhtelif sualle muştur. Yani Sultanahmed meydam arruz ihtimali varid değildir. Yalnız bu muydu? Belki de hasta filân değildi. Öyrine şu cevabları vermiştir: seviyesine nazaran, ilk Teras'ın tonoz iki memleket ablukanın bais bulunduğu le ise, herkesin uyuduğu bir saatte has< Bir sabah gazetesinde bu haberi ları seviyesine bile gelmemiştir. Bu se zorluklar ve bahusus bitaraflıklanm şüptalık taklidi yapmağa ne ihtiyacı vardı? Sesler yaklaşıyordu. Dikkat etti ve şuben de okudum. Hapisanenin yıkılma viyeyi bulmak için daha çok moloz nak hede bırakacak avakıbla uğraşmağa deHizmetçinin bile şüphesini uyandırmak nu gördü: Bir elile bastonuna, bir elile de sından, Adliye sarayı inşaatından bah ledilecektir. vam edeceklerdir. tan çok mu çekiniyordu? hizmetçinin omzuna dayanmış, genc bir seden ve başmda iri harflerle: (Yıkılan Üst kat tamamile yıkılmıştır. Orta Lise edebiyat dersleri programlarının kadın, sendeleyerek, çok ağır adımlarla Finlandiyaya gelince Fin heyeti SovSuzan, Pariste iken, casus teşkilâtlanbinanın bir Ermeni kalfasının yapısı katın hedmiyatı henüz devam ediyor. na dair ne kitablar görmüş, hiçbirini me yürüyordu. Suzan ilkönce onun yüzünde tanzimi için Ankarada içtimaa davet edi olduğu anlaşıldı) ibaresi yazılı bir fık Halbuki daha aşağıda sarayın bodrum yetlerin taleblerinden üçte ikisini kabule katı vardır ki, iki buçuk metre kalm ve hatta Fin körfezinin ağzında bulunan rak etmemişti. Gazetelerdeki casus tefri vazıh hiçbir renk ve şekil göremedi. Fa len komisyon işini bitirerek dağılmıştır. ra idi. kat hasta yaklaştıkça saçlarınm açık sarı Komisyon azaları, liselerde okutulmakta Bu şayani dikkat hükmü kim vermiş? lığmdaki duvarlar ve ağıı tonozlarile Hangö limanında Kızıl donanmanın dekalarını da sevmezdi. Şimdi olsa, bu kitablardan birini ne bitip tükenmez bir te sı, alnınm, burnunun ve çenesinin biçimi olan beş edebiyat kitabmın tetkiki işine Eğer bu fıkra ile sarayın şimal tarafın hedmiyatın en müşkül safhasını teşkil mirlemesine muvafakate hazır bulunducessüsle okuyacaktı. Demek ki o eserlerin farkediliyordu. Gözlerinin rengi gölgede burada devam edeceklerdir. Bunun için daki adi moloz taşmdan yapılmış ko edecektir. Bununla beraber başlanılan ğunu bildirmiş ve Finlerin gösterdikleri her birinde hakikatin az çok ilhamları kalmıştı. Yüzü tekrar görüldüğü zaman haftanın muayyen günlerinde İstanbul ğuşlar kasdediliyorsa, bu adi şeyler, ya kısım tamamile hedmedilmiş olsa bile müsaadeler sened olarak kabul edilmiş panlarm ismini ve milliyetmi öğrenme İbrahimpaşa sarayınm ancak üçte biri vardı. Bunlardan bazıları tamamile olup tanınmaya kifayet edecek kadar belirdiği Kız lisesinde toplanılacaktır. olduğu halde Moskova müzakereleri a yıkılmış olacaktır.» Vekâlet, tetkik işi bittikten sonra ede ğe hiç de lüzum hissettirmiyecek şeybitmiş, gerçek vak'alarla, itiraflarla dolu halde, yalnız biçimi seçilebilen bu sabit kim kaldığından Fin heyeti dönmüştür. lerdir. Saray hedmiyatında bir Bizans olduklarını iddia ediyorlardı. Kimbilir? bakışlı gözlerin rengıni anlamak mümkün biyat ders kitabile antoloji için bir müsaMaahaza müzakerelerin kesilmiş ol Yok, eğer bu umumî ve müphem ifa mahzeni bulunduğundan bahsediliyor! değildu Saçlaruaa hakılusa. mavjye, çajan ljA açacaktır, Ortamekteblerin gramer Suzan tekrar güverteye çıktı. Bu sefeT de altındaki hüküm, yıktırılan İbrahimc Evet, Burada Bizanslılardan.kalj masile Sovyetlçr Birliğinin şimdiden Finbir renk olacaktı. ve yazı tedrisatına aid metodlarla mual paşa sarayı kısmına teşmil edilmek is ma aşağı doğru inen ispiral bir merdiWalter, kollarını demir parmaklığa dalandiya üzerine harbedeceğİ beklenme Hasta, hep koridorun sonuna gözlerini imlere hazulık ifin yapttrılacak taliınat teniyorsa, bu hüküm garib ve jgülünç venle bir de Bizans binası çıkmıştır» yamış, ağzında bir havana, denizi seyremektedir. Sçvyet hükumeti günde kırk Bunun her ikisinin de ne olduğunu bu milyon Fin markına mal olan Finlandiyadiyordu. Arkasından Suzanın geçtiğini diktiği için, Suzan kapının aralığından çe nameyi hazırlamak üzere iki aydanberf t'ür! Saray, İkinci Beyazıd mimarları ta günkü vaziyette anlamak mümkün dekilmeğe lüzum görmedi. Son derece ağır Ankarada Maarif Vekâletinde toplan hissetmiş gibi hemen doğruldu, ona döndaki umumî seferberliğin ağır yükü altındü ve her zamankinden fazla eği'erek se yürüyen hastanın profiline de bütün dik makta olan Türk dili muallimlerinin fa rafmdan yapılmıştır. îkincı Beyazıd za ğildir. Fakat her ikisinin de ehemmi da nihayet Finlandiyanm bütün Rus tekmanında hassa mimarlan arasında hiç yetli şeyler olduğu muhakkaktır. Haf katile baktı. Onu arkasından da gözleri aliyeti bitmek üzeredir. lâm verdi. riyat ve temizleme ile meydana çıkarı liflerini kabule taraftar olacağını ümid bir Ermeni adma tesadüf edilemez. le biraz takib ettikten sonra geriye döndü, Riyaziye kitablart da Suzan durdu ve sordu: ediyor. Türk mimarisinde çalışmış ve eser lırsa anlaşılabilecektir. yatağına oturdu ve düşündü: «Güzel bir karmakarışık! Bu Bizans Binalan, İbrahimpaşa sayapmış zevatm Türk kültürile yetişmiş, Niçin çıkmadınız, Mösyö Walter? kadın.» Onun hakkında başka hiçbir intıSulh teklifine verilen cevablara gelince Edebiyat kitablarında olduğu gibi, lise Türk ruhu terennüm etmiş yurddaşlar rayı kısmile alkadar değildir. Sonradan İngiltere cevabında milletlerin tecavüz Sizin gibi düşündüm, madam: değ baı yoktu. Onun, kamarasından dışarıda ve ortamekteblerde okunan riyaziye ki olduğunda şüphemiz olamaz Bu haki yapılmış olan adi koğuşlardan birisinin den masuniyeti için kavi teminat ahnması mez. kaç dakika kalabileceğini merak ederek tablarında da birçok yanlışlıklar bulundu kat, bütün güzel san'atlar tarihimizde altından çıkmıştır. Merdivenin sarayın gibi umumî prensipleri tekrar etmiştir. Bu Benım öyle düşündüğümü ne bılı saatine de baktı. Bunun lüzumsuz bir tealtındaki büyük bodrum katile alâkalı ğu iddia edilmektedir. Ecnebi dillerinden de böyledir. yorsunuz ? cessüs olduğunu da hemen düşünmüştü. Bu hakikatlerden anlaşılır ki, eğer olup olmadığı da sonradan anlasılacak prensiplere uygun olarak Almanya taratercüme edilen bu eserlerde tercüme yan Tahmin ettîm. Beş dakika kadar yatağın kenannda o lışlıklarından başka ıstılah anarşisi de gö bizzat Ibrahimpaşa sarayınm miman tır. Asıl saraym yıkılan kısmında bod fından yapılacak teklifleri de tetkik edebilfarz bir Ermeni olsaydı bile, bu isim, ruma inen bir merdiven daha vardır. > ceğini bildirmiştir. Filhakika öyle. Biraz ök;>d.agüm de turdu, sonra tekrar kapıya gitti. Bekledi. ze çarpmaktadır. Lâkin Fransa bu umumî prensipîerden Düşünüyordu: Şimdi ben onun kamarasıvar. Öğrendiğimize göre, Maarif Vokâleti na girmiş olsaydım... Ve kendisini hep oKÜLTÜR tSLERÎ başka Lehistanın ve ÇekoSlovakyanın ve ŞEHtR tSLERt Biliyorsunuz ki beni artık hiçbir şey bu meseleyi de ele almış ve riyaziye ki nun kamarasında farzetmeğe başladı: hatta eski Avusturyanın istiklâlleri iade çekmiyor. tablarının tetkiki için bir komisyon toplaKöy mekteblerinde yeni ders edilmesi gibi müspet şartlan da ilâve etHalk hamamları Hayalen dolablan arayor, gözleri karışPiposunun ateşini kontrol eden gözlemaya karar vermiştır. Belediyenin açmak istediği halk haprogramı tırıyor, çantaları, hayır çantayı (çünkü omiştir. Almanya cevabında diğer iki devrini Suzana doğru kaldırıp çekerek ılâve mamlarmm ikisi bugünlerde açılacakMaarif Şurasının köy mekteblerinin letin ve bahusus Fransanın eski Avusturnun bir tek yol çantası varmış) açıyor, Edebiyat muallimleri dönüyorlar etti: tır. Belediye bu hamamları yediye ib beş smıfa çıkarılmasma dair verdiği kaAnkara 15 (Telefonla) Edebiyat fakat hasta gene dönmüyordu. Bu zamayaya aid talebinin sulh müzakeresine imlâğ edecektir. Bazı müstesnalarla. rar, bu ders yıh başmdan itibaren tatnın içinde bir değil, üç kamara kolayca programlarını tetkik etmek üzere Maabik edilmektedir. Maarif Vekâleti, mu kân bırakmadığmı bildirmiştir. Yeni balıkhane nerede Suzan, sesini alçaltarak: aranabilirdi. On beş dakika geçtiği halde rif Vekili Hasan Âli Yücelin riyasetinHolandadaki salâhiyettar mehafile allım ve sınıf vaziyeti değişecek olan Siz bir iş adammdan ziyade bir şai hasta görünmedi. Suzan, bu zamanı boş de toplantılar yapmakta olan komis yapılacak? köy mekteblerinde bu kararın nasıl tat göre Almanyanın cevabı sulh için yeni tere yakınsınız, Mösyö Walter, dedi. geçirmiş olmanm pişmanlığına benzer bîr yon, mesaisini bitirmiştir. Komisyon Eminönü ile Unkapanı arasmdaki sa bik edileceğine dair bir talimatname şebbüslerde bulunmağa meydan bırak mesaisine İstanbulda devam edecektir. haııın imar plânının hazırlanmasım ve hazırlamıştır. Sizin böyle söylemeğe hakkınız var. his.duyunca geri çekildi. Fakat, hastanın maktadır. Lâkin şurası muhakkaktır ki Ankaraya davet olunan edebiyat mu plânın tatbikma geçilmesini müteakib Dün de sizin için böyle düşünüyor ne zaman döneceğini merak etmekten de allimleri İstanbula dönmektedirler. Bu sene ilk defa açılan tek sınıflı köy Balıkhanenin buradan nakli icab ede mekteblerinde her gün üç saat kültür, cevablar sulh ümidini büsbütün öldürmese kendini alamıyordu. Yatağının kenarına dum. de son derecede sarsmıştır. Son söz gene cektir. Yeni MÜTEFERRİK maktadır. balikhane için yer aran bir saat ziraat, bir saat de iş olmak üze silâha bıra^'hyor demektir. Walter tekrar Suzana bakarak, hep o oturdu ve bekledi. Arada bir, nöbetleşe, re haftada yirmi dört saat ders göste iki elini de alnma götürüyor, iradesini emelânkolik erkek sesile: Mare*şal Fevzi Çakmak ve Muharrem Feyzi TOGAY VÎLÂYETTE rilecektir. Şiiri ve her güzel şeyi severim, dedi. zen bu tecessüsün nereden ve nasıl doğsene açılıp da iki sınıfı Maliye Vekili duğunu anlamak istiyordu. «Hâlâ bir şeySuzan yürüdü. îdarî teşkilâtta yeni nakil ve nanGeçen muallimli mekteblerde, bulu tek sınıf Bayram münasebetile şehrimize ge ler mi ümid ediyorum?» diye düşündü. Walter onu bir kaç adım takib etti: değişiklikler lardan biri öğleden evvel, diğeri de öğlen Genelkurmay Başkanı Mareşal Barda benimle bir kokteyl içer mi Şüphe yok. Akh hep oradaydı. Yalnız İdarî teşkilâtımızda yenıden bazı ta leden sonra ders görecektir. Her sınıfta Fevzi Çakmak, dün akşamki ekspresle Walter'in ona vadettiği serveti ele geçirsiniz? diye sordu. günde üçer saat kültür dersi, birinci sımek hayalile değil, bir tesadüfle içine gir Ankaraya dönmüştür. Şehrimizde bu yinler yapılacağı anlaşılmaktadır. Bu nıfta haftada iki gün, ikinci sınıfta da Suzan ılık bir ciddiyetle: lunmakta olan Maliye Vekili Fuad Ağ arada bazı müfettişi umumilerle vali diği vak'adan bir budala gibi ayrılmamak Şehrimizde birçok eski eserleri ihtiva e İmkânı yok, Mösyö, dedi, sizî yalralı da dün akşam Pendikten eksprese lerin de değişmeleri ihtimalınden bah haftada üç gün birer saat ziraat ve iş için, merakmı gıcıklayan bir çok teferrü binerek Ankaraya gitmiştir. den Eyüb mıntakasındaki abidelerin ıslah yaptırılacaktır. sedilmektedir. nız bırakmağa mecbur olduğum için müatı öğrenmek ihtiyacile de bunu düşünteessirim. Uzun müddettenberi rahatsız bulu ADttYEDE ve imarı için Maarif Vekâleti abideleri Millî Müdafaa Vekili mekten kendini alamıyordu. koruma bürosu merkezinde bir komisyon nan ve istirahate muhtac olduğu anlaVapurdan çıkanlar birer ikişer dönmeğe Millî Müdafaa Vekili Naci Tmaz, şehBir haylazın marifeti teşekkül etmiştir. Belediye, Evkaf, MüKoridorda ayak sesleri vardı. Hasta şılan bir umumî müfettişle gene sıhhî başlamışlardı. Suzan güvertedeki yerine rimize gelmiştir. 16 yaşlannda bir çocuğun otomobil ze ve diğer bazı devairden gönderilen sebeblerden dolayı çekilmek arzusunu uzandığı zaman Girval grupu da görün dönüyordu. Suzan yerinden kımıldamadı ve saatine baktı. Hasta kamarasından ay Bedesten müzesine gönderi izhar eden diğer bir müfettişi umumi kullanmak hevesi, 60 yaşlannda bir ih mümessillerden mürekkeb olan bu komismüştü. Walter'in yanında durdular. Bu nin yerine başkalarınm tayin edilecek tiyann ölümüne sebebiyet vermiştir. lecek yazma eserler yon, ilk içtimaında esasen abideler korukadar erken döndüklerine göre Atinaya rılalı tam 27 dakika olmuştu. Suzan düKemal adındaki bu çocuk, eniştesi Memleketin muhtelif mahallerinde leri haber verilmektedir. ma bürosu tarafmdan mevkileri mahalşündü: «Bu kadar bol bir zaman içinde kadar gitmemişlerdi. camide namaz kılmakta iken gelen bir her şey yapılabilirdi.» Arkasından: «Ya bulunan eski yazma eserlerden bir kıs Halkı müşkülâta sevkeden müşteriyi götürmek istemiş. ehliyetsiz lerinde tespit ve bir krokisi hazırlanmış *** mı, Ankarada açılacak olan Bedesten Suzan, akşam yemeğinden sonra bir kı rın!» dedi kendi kendine. Sonra, kendi Müzesine gönderilecektir. ve acemi çocuk, Fatih son tramvay du olan eserlerin bulunduklan yerleri gös memurlar içinde, sanki, benliğinin haberi olmadan rağı önünden geçerken 60 yaşmda bir terir mufassal bir cetvelin hazırlanmasına rıklık hissettiği için erken yattı. Belki sofDENİZ ÎSLERİ Dahiliye Vekâleti, vilâyetlere gön ihtiyara çarpmıştır. Zavallı ihtiyar, feci karar vermiştir. Bu cetvel komisyonca rada fazla şarab içtiği için uykusu çabuk başka bir benliğin verdiği bu kararı proderdiği bir tamimde, iş sahiblerinin vatesto etmek istiyormuş gibi silkindi ve ayaArmstrong mümessillerinin ki olan müracaatlerine cevab alamama şekilde ölmüştür. Suçlu Kemal evvelki tetkik edildikten sonra heyet azası ma gelmişti. ğa kalktı. Bitişik kamaranın kapısı kapaları yüzünden yüksek makamlara şikâ gün Adliyeye verilmiş, ikinci sulh ceza hallinde tetkikat yapacak, hazırlıyacağı teklifleri Uyandığı zaman saate baktı. Tam beş. mahkemesinde yapılan sorguyu mütea raporu Basvekâlete takdim edeceklir. nıyor ve kilidleniyordu. Devlet Denizyollarmm j aptıracağı yete mecbur kaldıklannı ve bu yüzden kib tevkif edilmiştir. Bu kadar erken uyanmak âdeti değildi! Suzan dışarı çıktı, geldi, hazırlandı. vapurlar hakkında hükumetle temas birçok uzun muamelelere yol açıldığmı Bitişik hastanın da bu saatte kamarasınHaose mahkum oldu Güğertede Akdenizin harikulâde sabah etmek üzere meşhur İngiliz Armstrong bildirerek badema cevab vermiyerek dan çıktığını düşündü. Acaba erken ufabrikası mümessillerinin şehrimize ge halkı müşkülâta sevkeden memurlar Sirkecide bir kahvede aralarında çıyanmasmda bu düşüncenin gizli bir tesiri larından birini seyretmek istiyordu. hakkında cezaî kararlar tatbik oluna kan kavga esnasında, Ali i&minde bir Kapıyı gürültüsüzce açıp kapamağa lerek Ankaraya gittikleri yazılmıştı. Nüshası 5 kurustuı var mıydı? Kulak verdi. Makinenin bocağmı beyan etmiştir. genc, Hüseyin isminde birini çakı ile 6 çahştı. Nedense, onun bu saatte uyanık Aldığımız malumata nazaran Armstrong ğuk ve derin gürültüsünden başka ses duybaşmdan yaralamıştır. olduğunu bitişikteki mahluktan gizlemeğe fabrikası mümessilleri Münakale Ve muyordu. Gözlerini kapadı ve tekrar uyuBasın Kurumu kongresi kâleti tarafmdan Halicde yaptınlması Dün Adliyeye verilen Alinin muha Senelik 1400 Kr. 270ü Kr. mağa çahştı. Fakat, bu gürültüden ayrı ihtiyacı vardı. mutasavver büyük tersanenm inşası işi İstanbul Basm Kurumu kongresi, bu kemesi yapılmış, suçu sabit görülen Alb avlık 750 • 1450 • bir ses arayan dikkati gergindi ve iradeMerdivenleri ağır ağır çıktı. hakkında da alâkadarlarla temas etmek gün saat 14,30 da Beyoğlundaki tnerkez genc, bir ay beş gün hapse mahkum e Üç avlık 400 • 800 • sine tâbi olmadan, uyanık duruyordu. tedirler. «Devam ediyor> dilmiştir,. Bix ayük 150 • Soktor binasında toplanacaktır. Çorab söküğii gibi! Şimdi de lise riyaziye kitablarmın karmakarışık olduğu iddia ediliyor Tamir edilecek eski ve tarihî eserler Cumhuriyet Aboneşeraıtij^

Bu sayıdan diğer sayfalar: