24 Kasım 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

24 Kasım 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET fenciteşrîn 1939 Hergün bir tokat! D UYDUNUZMU mheylâ, arkadaşı Mevhibenin evine tuk. Ben de o gün bilmem neden çok asaTÜBKİYE BADYODİFÜZYON POSTALAEI Bediî san'atlar, öğl yemeğine gitmişti. Mevhibe ile ko bî idim.. Bir sıra geldi ki kendimi kaybetDalga nzunluğm: harbde bile yeniTurkiye Radyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. cas Ruhi devrimizin mes'ud çiftlerinden tım, sözle hırsımı alamayınca Ruhinin kalikler göstermekten Ankara » T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. birdir. Halleri, vakitleri yerinde... Bir ba etine adamakılh bir çimdik bastım. 12,30 program ve memleket saat ayarı 12,35 geri kalmıyor. ajans ve meteoroloji haberleri 12,50 Turk birmni seviyorlar ve herşeyde anlaşıyor Canı fena halde acımış olacak ki o da Geçenlerde, Pamüzıği (Pl.) 13,3014 müzik (kanşık haîıf lar bana bir tokat aşketti. Ama hafifçe.. Buris operası dansözmüzik (Pl.) 18 program 18,05 memleket saat ayan, ajans ve meteoroloji haberleri Mevhibe, şirin bir esmerdir. Gözleri, na rağmen ben yüzükoyun sedire kapanıp lerinden biri, bir 18,25 Türk müziğl (fasıl heyeti) 19.10 kokaiarı şark güzelliğinin birer nümunesi o ağlamaya başladım. O da fırlayıp kulübe gece alarmında, cinuşma (spor servisi) 19,25 Türk müziğl. Çalanlar: Vecihe, Cevdet Çagla, Refık Persan, var binalardan bilaak tarzdadır. Boyu bosu da fena de gitti. Pahlre Fersan. A Okuyan: Necmi Rıza Arinin sığmağına koş ğiL Yalnız bir kusuru var.. Üst dudağı Akşam eve döndüğü zamanki neşesini hıskan. 1 Şerif İçli: Karcığar şarkı (Mest Holivud'dan yazılıyor: oldu gönül). 2 Asaf: Karcığar şarkı (Bazan nıı üstünde ayva tüylerinden biraz daha bir görmeliydin.. Elinde bir de küçük ku muş. Kendi oturduğu binada sığınak budalarım o güzel çehreye). 3 Şevki Bey: U§Bilmem hatırlıyacak mısmız; vaktile lunmadığı için, sokaktan dolaşarak biksoaca kıllar ince bir hat çizmişlerdir. Ne tu vardı. Bana bir elmas yüzük hediye şak şarkı (Bir melek sima peri gördüuı). 4 tişik eve kadar gitmeğe mecbur olan ar gazeteler yazmıştı: William. P . Buckner Uşşak müstezad (Hasretle bu şeb). 5 Halfc. zjarı var.. Bugün kocalar bıyıklannı getirmişti. tist, önce, sığınak halkı tarafından lâa isminde bir Amerikah 1938 senesi birintürküsü (Yıldız). B Okuyan: Mefharst Sağtetemiz tıraş ettiklerine göre zevcelcrin Onu takib eden günlerde gene son d«*nak. 1 Tamburî CemU: Kürdilihicazkâr şarkı lettayin bir kimse gibi karşılanmış, Fa cikânununda Filipin şimendifer şirketıntie (Defi naliş eylerim). 2 Kürdilihicazkâr şarkı cnarın yerine bıyık salıvermeleri muvafık rece huysuz ve asabî görünüyor, bir dırıltı kat aradan birkaç dakkia geçince, kom(Cismin gibi). 3 Kürdilihicazkâr şarkı (Artık bir milyonu mütecaviz bir suiistimal yapdejil midir? çıkarmak için adeta bahane anyordu. şulardan biri dansözü tanımış. Pijamane siyah). 4 Salâhaddin Pınar: Kürdiıihıcaztığı için mahkum olmuştu. William hâlâ kâr şarkı (Akşam yine gölgende). 5 Rahml •luhi, kendi halinde sarışın bir adam Ben, hazımlı kadmım bilirsin, isi yavaş sınm üstüne, gelişigüzel bir manto atıp Bey: Kürdilihicazkâr şarkı (Yetmez mi sana)hapisanede yatmaktadır. Sevimli artist dır Uysal tabiatli ve sakin.. Biraz da ten tan alt perdeden aldım, sakinleşti. mahzene sığınan güzel artistin etrafın20,10 temsil 21,10 müzik (radyo orkestrası Loretta Young bu adamın hapsedildiği Şef: Dr. E. Praetorius) 22 memleket saat aFakat ertesi günü beni birdenbire se da, yavaş yavaş, hayran bir kalabalık bel. Avukathk etmek için açtığı yazıhayan, ajans haberleri; ziraat, esham tahrtlât, toplanmağa başlamış ve galiba, dansöz, gündenberi sonsuz bir teessür içindedir. neje haftada bir iki defa ya uğrar, ya bebsiz yere tokatlamaktan çekinmedi ve kambiyo nukud borsası (fiat) 22,20 müzik Holivud mehafili evvelâ bu endişenin (solistler Pl.) 22,45 müzik (cazband Pl.) uğnmaz, fakat azasından olduğu Beyoğ gece şarkı soyliyerekten, ıslık çalaraktan, bu hayranların huzurunda bir de dans 2^,2523,80 yarvnki program ve kapar.ış. manasmı anlıyamamışlardı. Bugün artık yapmış. lu kılübüne hergün, bir memuriyete gider fevkalâde keyifli geldi. Gene elinde küAlarm müddeti uzasm diye dua eden ortada saklanacak bir sır kalmadığı ci çük bir paket vardı. Bana hediye imış. gıbımuntazaman devam eder. edene. Şimdi, Pariste canavar düdükleri hetle herşey açığa vurulmuş bir vaziyetVmekler fevkalâde nefisti. Çünkü Bir çift inci küpe.. öttükçe müşterisi en bol olan sığınak, tedir. Sabah oldu. Tatlı tatlı konuştuk, gü dansözün girdiği o sığmakmış. Meiıibe mükememl bir ev kadınıdır da Gölcük Askerî fabrikalar heyeti fenGüzel yıldız, William'ı tevkif olun ayni zamanda.. Salonda hizmetçinin, lüştük, öğle yemeğini sonsuz bir aeşe içinBu kış moda olacak dansın Paristen mazdan iki ay evvel tanımıştı. Bu görüşniyesinde babamız mühendis emekli muthkta ahçının işlerine nezaret etmeği, de yedik. Giderken bana şefkat dolu na gelmesi, admın da sığınak dansı olması me her ikisinin kalbinde de bir sevgi y:lyarbay Nazmi Erölçer vefat etmiştir. arkalaşlarını toplayıp dedikodu yapmı zarlarla baktı. Hatta yirmi dört saat ev pek muhtemel. Cenazesi yarm Beyazıd camiinde öğle dırımı tesirini göstermiş, birbirlerine âşık ya t<rcih eyler. Sofrasında içki yerine velki münasebetsiz kabahğından dolayı namazı kılındıktan sonra Mevlânekapı olmuşlardı. Loretta sevdiği adamın o amezarlığma defnecrüecektir. Kendisini madmsuyu bulundurmakla iftihar eder. af diledi. Yüzümü, gözümü öptü. Sonra na kadar geçirdiği serseriyane hayattan sevenlerin gelmesi rica olunur. Si;aralar tellendirilip kahveler içilir da gene bir tokat vurdu, sıvıştı, gitti. Ticaret âlemini asıl canlandıranlar kat'iyyen malumattar değildi. Hatta bu Ruhi muhakkak çıldırdı! ken aat üçü çaldı. Ruhi, fincanın dibinAilesi ve çocuklan kadmlarmış. Paranm piyasada bol bol gün de cürmüne bigâne görünmekte de Diye düşündüm. Hemen anneme koş tedavülü onlarm sayesinde oluyormuş. Erölçer deki Dn yudumu da hızla dudaklarınm avam eylemektedir. tum. Meseleyi anlattım. Zavallı kadm hiç Erkeklerin, alışveriş işindeki rolü, parasınaboşalttıktan sonra ayağa kalktı. Çünkü geçen sene Noel'inde William beklemediği bu hale çok müteessir oldu. rayı kazanıp sarfedecek ele vermekten Süleylâ merakla sordu: muvakkaten hapisten çıkarıldığı vakit heLoretta Young ibaret kalıyor. Boynunu bükerek: Yazıhaneye mi Ruhi Bey? Annemiz ve büyük annemiz merhume men gidip onu bulmuş ve Kaliforniya Ne yapalım, dedi, yavrum, ayrıl! Amerikadaki kadmlar kulübü fede Hayır efendim kulübe.. daki kiliselerden birinde yanyana aliTian gayet iyi idi. Şimdi şu dakikada sonsuz Bayan Adile Erimin ölümü dolayısile Bir gün sonra veda ederken kocam be rasyonu, açtığı geniş bir anket neticebir bedbahtlık uçurumuna düşmüş bulun gerek cenazesinde bizzat hazır bulunan, Ya.. resimleri birçok mecmualara basılmıştı. ni gene tokatlamak üzere elini kaldmrken, sinde şu neticeye varmış: Mehibe vaziyeti kurtarmak için: Wi!liam iki sene mahpusluk hükmünü duğu bir sırada hiç şüphesiz kendisi daha gerekse mektub ve telgrafla taziyet lutOtomobil müşterilerinin yüzde altmış annemle, iki şahid gizlendikleri yerden Siz belki bilmezsiniz, dedi, Ruhi 1939 senesi temmuzunda giydi. Müdde ziyade teselliye muhtac bir vaziyettedir. funda bulunan akraba ve ehibbaya ayn çıktılar. Boşanmamız, artık bir emrivaki beşini kadınlar teşkil ediyormuş. Giyim Onu ihmal etmekliğim doğru olur mu?» ayrı teşekkür etmeğe teessürümüz mâni oyunu çok sever.. eşyasmın yüzde altmış altısı, gene ka tini ancak gelecek sene birincikânununda haline gelmişti. Ruhi ağlıyor, sızlıyor: Loretta Young, bu hassas ve cesur ka olduğundan gazetenizin delâletini di Avvkat, Süheylânın elini sıktıktan sondınların hissesine düşüyor. Bina alım bitirecek. Loretta bu zamanın gelmesiııi leriz. Kancığım, dinle! diye yalvarıyorra koridora doğru yürüdü. Karısı da onu satımmda gene öyle. Meselâ sayfiye sa sabırsızlıkla beklemektedir. Şirin artist dm hayatında şimdiye kadar ancak iki Kızlan: tkbal, Fatma, torunları: Zatakib etti. Misafir, mendilini mantosunun du. Yüzüm hiddetten kıpkırmızı olmuş hiblerinin yüzde yetmiş dördü kadm. son defa kendisile görüşen bir mecmua defa sevmiştir. Birinci aşkını ilk izdivahide, Nesime, Güzin Bülkat, Münevtu. Sert ve dürüşt haykırdım: Eczanelerin müşterilerini, yüzde yetmiş muharririne bu hususta şu beyanatta bu cında henüz 17 yaşında iken idrak etmiş. cebinde unuttuğunu, ancak kahveden sonver Akçin, Şehri Namık, Ali Namık Peki anlat bakalım! fakat bu izdivacda mes'ud olmamıştır. sekiz nispetinde kadm teşkil ediyor. lunmuştur: ra ağzmı silmek ihtiyacını duyduğu vakit Yavrum, bütün oyuncular gibi ben Hele kumaş ve gıda maddeleri ticaretinfarketli. Salondan çıkıp portmantonun «Benim suiistimal işinde hiçbir dahlim Ancak bir sene kadar kocasile beraber de uğura ve uğursuzluğa inanan bir.ada de kadmlar rökor kınyor. Kadm müşbulunduğu tarafa doğru yürüdü. Tam o olmadığını pekâlâ takdir edersiniz. Fakat yaşadıktan sonra ıstırab ve teessür içinde teri nispeti, bu alışverişte, yüzde yetsırada Ruhi karısını öpüyordu. Süheylâ, mım.. 15 gün evvelki berbat vazi}etimi William mahkum olmuş bulunmasına ondan ayrılmak mecburiyetinde kalmış6 birincikânun ÇAKŞAMBA biliyorsun, müthiş kaybediyordum. O gün mis sekiz. o cihete bakmamaya çalışarak: rağmen onun hakkındaki hissiyatım kat tır. İkinci defa sevdiği adam da bu Wilakşamı saat 21 de Bu istatistik, ticaret âlemindeki faatesadüfen kavga ettik. Sen beni çimdikleliam P . Buckner'dir. Bakalım, hapisane Ah, ne ideal kan koca, diye düliyetin içyüzünden ziyade, dünyadaki iyyen değişmiş değildir. O, böyle bir if den çıktıktan sonra onunla evlenecek mi? din, ben de seni tokatladım. Kulübde tiranın kurbanı olmazdan evvel aramız şündü, Allah nazardan saklasm!.. müthiş kazanmıyayım mı? Önce bunu ras ckazak erkek> sayısının azlığım gösteFakat, bu kucaklaşmayı takib eden harivor gibi gelir. gele birşey sandım.. Fakat tokatlar tea•Jf Bu sene şehrimizde yapılan türk•^ Pariste bulunan Lilian Harvey yareket kadıncağızı şaşırtü. Bir dakika evkub ettikçe kazanc da arttı.. Elimi sana kında «Miquette ve annesi» isminde bir çe filmler arasmda «Yıîmaz Ali» isminvel karısının yanaklarına hraretli buseler kaldırmadığım günler ise boyuna veriyorfilm çevirmeğe baslayacağı hakkında bir de bir zabıta kordelâsı da mevcuddur. konduran Ruhi Mevhibenip yjiZjüpe varHarb başladıktan dum. Işte, senin hergün dayak yemenin rivayet deveran etmektedir. Bu kordelâ Bu eser «Türk sinema stüdyosu» mamukuvvetile gerilip müthiş bir tokat indirmişsonra evlenenlerin sebebi! da baş erkek rollerini Andre Lafaur ile lâtındandır. Senaryosunu muharrir arkati. Ondan sonra da arkasına bakmadan azalması lâzımdı. İş , , Bem'.döyecçgjne ,kulüb,e gitm,ektpn Iiucien Baroux oynayataMardır. daşımız Vâlâ Nureddin yazmıştır. »berakis olmüş tI kafi^dan çıkıp gitmişti. '" ' " ' oyun oynamaktan vazgeç!. •^ Müteveffa Fransı? artisti Luzanne Harb halinde bulu•Jf Fransada çevrilmekte olan «3 nuMevhibe hemen yatak odasına koştu. Yapamam, yavrum, çünkü bu, be nan memleketlerde, Bianchetti'nin hâtırasına hürmeten ihdas maralı kule» ismindeki filme aid faaliyet Çehresinin pudrasını hafifçe tazeledi. Genim hayattaki yegâne zevkimdir. nikâh memurlarıyakında hitam bulacaktır. Rejisör Mar edilmiş olan bir temsil mükâfatını bu selip arkadaşının yanına oturdu. Süheylâ, Öyle ise tokatlıyacak başka birini nm, başlarmı kaşıcel L'herbier «Saadet komedisi» ismin ne Abel Gance'm «Kavbedilmiş cennet» çok sinirlenmişti. Gözleri yaşla doluydu. yacak vakitleri yok. bul ! deki filmine aid hazırlıkları ikmal etmiş filminde oynamış olan Micheline Presle itibaren programa ilâMevhibenin iki elini avuclarının içine a Askere gidiyo Pekalâ!. kazanmıştır. veten: EBEDÎ ŞEF ATATÜRK'ün tir. larak: Anneme yalvardım, yakardım. Hergün rum, nikâhımı ya•c Sessiz film zamanında pek büyük jf ölümünün birinci dönüm yılı ^ Rene Clair'in çevirmekte olduğu Vah.. Zavallı yavrucuğum! diye öğle yemeğine bize gelip kocamdan bir to pm, bekliyecek vak münasebetile Ankara ve İstanbul«Saf hava» filmi de bitmek üzeredir. Li bir şöhret kazanmış VJ sonsuz takdirlere nrnldandı. kat yemeğe razı oldu.. Oldu ama, hiçbir tim kalmadı! Yahud: da yapılan ihtifal ve ATATÜRK Mevhibe sakin ve müsterih: Askere çağınlmaklığım ihtimali lian Harvey'in vücude getirmekte olduğu mazhar olmuş olan «Kurdlar mucizesi» tesiri görülmedi. Kocama gene şanssızlık ün onuncu yıldönümünde milleeserinin senaryosunu yazmış olan muharvar. Kâğıdımı askıdan indirin. Kanunî «Serenad» kordelâsının son sahneleri çev Ya, demek gördün! dedi. musallat oldu. Anlaşılıyordu ki ancak betine hitabesL rir J. J. Frappe ölmüstür. müddetin dolmasını bekliyemiyeceğim! rilmektedir. Gördüm, kardeşim, gördüm.. Hem nim yanağımın acıması onun kazanmasmı Diyen diyene. Esasen, bazı hükumetde sana çok acıdım.. Bu kadar kaba ve temin ediyordu. Yuvamın sükuneti, zcv ler, harb hali dolayısile, evlenme kanuhain bir adama nasıl tahammül ediyorsun, cimin rahatlığı, varidatımızın artması uğ nunda tadilât yaptılar. Bekleme ve ilân bilmem? runda böyle bir fedakârlığa razı olmak müddetleri azaltıldı. I 1/ | " l | | D A U : D A N B LA v N A EL e Kaba mi, benim kocam, kanncayı tan başka çare yoktu. Şimdi yediğim tokaBunun neticesi olarak, nikâh memurbile incitmeyecek kadar naziktir.. ON V I T ED lan, evlenecek çiftlerin •nikâhım, eskisi tın sırrını anladın mı yavrum.. C Peki, ya şahid olduğum vaziyet!. gibi teker teker değil, seri halinde ak I tarafından harikulâde bir tarzda yatatılan büyük zabıta ve macera filmi. Süheylâ güldü: Anlatayım.. Ruhinin oyunu çok Benim, dedi, şaka tarafından dahi dediyorlar. 500 dansöz, 300 Rakkase, 20 Şantöz ve 2 oıkestranın iştırakile Her nikâh memurunun huzurun I sevdiğini demin söylemiştim. Saat üç de dövülmek hiç hoşuma gitmez.. Onun için, STEF1 DUNA ve C H . COLLİNS tarafından oynanmış di mi, yerinde duramaz, mutlaka kulübe senin yerinde olsam, kocama şans getirme da gününe, saatine göre, kâh yarım, kâh I Filminde tamamen renkli revü filmi bir düzine çift görülüyor. gitmelidir. Aksi gibi şansı da yoktur, mü nin başka bir çaresini arardım! Müşterek pasaportla seyahate çıkmatemadiyen kaybeder. Hele iki ay evvel Nakleden: nm ucuza mal olması gibi, müşterek nibir hafta durmadan verdiği için dehşetli NUR1 REFtK kâhla dünya evine girenler de, bu işi siniri bozulmuştu. Evde kaldığı zamanlar daha ucuza getirmiyorlarsa bile, belki yüzünden düşen bin parça oluyor, herşenikâhm kerametini arttınyorlardır. ye sinirleniyor, canım desen.. Canın çıkİnşaallah böyle olsun. Çünkü, aksi sm! cevabmı veriyordu. Şimdi, pek va Cumhuriyet gazetesinin ve diğer takdirde, bu telâşçılar harbden sonra. Türk gazete ve naecmualarımn satış SINEMASINOA zıh olarak sebebi hatırlamıyorum bile.. toptan talâk davacılan halinde soluğu ilâveten : FOKS en son dlinya havadislerl yeri Jan R. Kürdi tnağazasıdır. hâkim huzurunda alırlar. Bir gün oldukça şiddetli kavgaya tutuş Sığınak dansı aksamkî programJ Loretta Young bir mahkumu seviyor Şirin artistin âşık olduğu adam, William P. Buckner isminde iki sene hapse mahkum olmuş bir dolandırıcıdır c ÖLÜM Istatistik ( TEŞEKKÜR ) SARAY Sinemasında MUNİR NUREDDİN Konseri DİKKAT Evlenme rökoru Çemberlitaş Sinemasında fmm Bugün A S RI sinemasında I K IZ IL RAnıB Halebde maz soğukluk, uzaklık, yabancılık, bütün hiç aldırmaz, yavaş yavaş onu yumuşat citmemek için elinden geleni yapacaktı. bunların hepsi bir araya gelince, işte o manın, yatıştırmanın yollarını arar, en Bu kadar zengin bir yere damad olmana zaman ortaya, insant ürkütecek bir baş sonunda ne yapar yapar, ona hoş görün ya karşıhk nişanlısını oyalamak, yatıştırmenin, kendini sevdirmenin bir kolayını mak için Muhiddin Beyle aralarında hekalık çıkmış oluyordu. Dün gece, tanımadığı bir kadınm kar da bulurdu. Fakat Muzaffer, bunun için men hemen pazarlığı andırır sözler geçşısına çıkan herkes gibi o da sıkıntıya kendinde hiçbir istek duymuyordu; bir memiş olsa bile böyle güzel bir kadınm benzer bir heyecan duymuştu. Bu akşam, kadından sevgi dilenecek yaradılışta de için için kendini yediğini gördükten sonra tanınması, anlaşılması pek güç bir kadın ğildi. Gözü kapalı, nasılsa bir kere, bu işe onu elbet, bırakamıyacak, candan bir derd Hele bu akşam geliniz de konuşuO gün şirkette çalışırken Muhiddin la bir kere daha yüzyüze gelmenin kor girmişti; gene öyle gözü kapalı evlene ortağı olmak isteyecekti. Yoksa evleneceruz. Bey telefon etti: kusu ile kıvranıyordu. Hem bakalım, cekti. Bir tatsızlık çıkarmamak için de e ği kızın gizli gizli gözyaşı döktüğünü göDedi; telefonu kapattı. Neredesiniz, diyordu. Dün gece onu nasıl karşılıyacaklardı, en çok bunu linden geldiği kadar çalışacaktı; işte o ka rünce kim olsa kuşkulanırdı. Hele küçük Gitmemek olmıyacaktı. Şirketten çıktı. sizi bekledik. Görünmediniz. Ne yaptıdar... Bundan ötesi, hele geçinip geçin hanım, üstelik bir de öyle herkesi hiçe samerak ediyordu . nız, Şirkette işleriniz için konuştunuz mu? Pek o kadar erken gitmeyi de içi istemimemek doğrudan doğruya Satvetin elinde yan, hiç kimseyi kendine denk görmiyen Aradan kırk sekiz saat geçmişti. AcaBir iki güne kadar ayrılacağınız söyledi yordu. Şurada burada biraz oyalandı. idi. Ne yaparsa, kocasından karşıhk ge yapmacıklardan vazgeçmiyecek olursa arniz değil mi?.. Aman, bir ayak önce, o Sonra kendi apartımanına gitti. Arkasm ba Satvette hiçbir değişiklik yok muydıl, ne onun eşini görecekti. Bu akşam da işte, tık bu kadarma hiç dayanılmazdı. radan ilişiğinizi kesiniz de bari, sık sıkdaki esvabı değiştirdi. Kendini beğendire briaz olsun yatışmamış mıydı?. Onu ge biraz olsun güleryüz gösterirse nişanhsı, Hizmetçiler, bu akşam gene onu kapıyüzünüzü görelim. Bu akşam şirketten cek değildi ama ne de olsa bütün gün ne öyle, evvelki geceki gibi, insana yük elbet, bunun altında kalmıyacak, o da ona dan karşıladılar. Gene çocuğun ne için çıkınca ne yapacaksınız?.. Bir işiniz var şirkette ütüsü bozulmuş, tozlanmış bir kı sekten bakan hırçm bir eda ile mi karşı sokulacak, böylelikle birbirlerine biraz geldiğini, yarın öbür gün de bu evin içinmı?.. Bekleriz. Akşam yemeklerini, şim lıkla onlarm karşısına çıkmak da olmaz layacaktı?. daha ahşacaklar, günün birinde belki de de nasıl bir yer tutacağmı duymuşlar, Öyle ise eğer, Muzaffer de yalvaradiden sonra hep beraber yeriz, olmaz mı? dı. büsbütün bağlanıvereceklerdi. Sarvet, za yahud da kendiliklerinden seziyorlardı. Artık kendi eviniz sayılır. Hem nişanlıSaat yedi buçuğu geçiyordu; gene o cak, sırnaşacak değildi elbet; o da onun ten sevilecek bir kızdı. Keşki öyle olsay Ona karşı gösterdikleri saygıdan böyle nızı daha yakmdan tanır, anlarsınız. Hem süslü bahçeden içeriye girdi. Dün gece gibi, kendini uzak tutacaktı. Bu gidişle de dı, keşki geçinebilselerdi; Muzaffer, bu anlaşılıyordu. de o zavallınm halini gördünüz ya, sıkbelki bu kadar sinirli değildi. Bu akşam bir türlü anlaşamıyacaklar, birbirlerine na daha çok sevinecekti. Yabancı bir yere gidip gelirken oradasık buluşur, konuşursanız belki daha ça üstelik içinde anlaşılmaz bir korku, bir hiç ısınamıyacaklar, demekti. îleride, evGene kız, haniya o gece birdenbire ag ki hizmetçileri hiç gözden kaçırmamalı lendikten sonra, herkese karşı kan koca buk iyileşmesine, kendini toplamasına da çarpmtı da vardı. gibi bir dam altında yaşasalar bile, arala lamaya başlamıştı da sonra .arkasmdan imiş. Evsahibinin ne düşündüğü, hizmetyardım etmiş olursunuz. Sadvet keşke güzel olsaydı, keşke kendini toplamış: çilerin duruşundan, insanı karşılayışlarınHer akşam, yemeği onlarla beraber bir yerinde eksiği olsaydı, Muzaffer dün rındaki bağ, onlan pek yalandan birbiridan da az çok belli oluyor. Muzaffer, Bu hem ilk, hem de son olacak. yemek, Muzaffere bir tuhaf göründü. geceki kadar sarsılmıyacak, kınlmıyacak ne eklemiş olacaktı. birisi kapıyı açan, öteki paltosunu, şapDemişti. Başka bir erkek olsa, nişanhsınm buBir türlü söz vermek istemiyordu. Eski tı. Bu kadar güzelliŞin, zenginliğin yanıSözünü tutabilirse kendisi de onu in kasını, elinden alan, bir üçüncüsü de merbaşında bu kadar da azamet, o anlaşıl günlük bu kadar soğuk durujuna belki de diplomat: r PEK BUGÜN ISPANYOLİTA Tarzan ve oğlu TÜRKÇE SÖZLÜ İMPE Rl O ARGENTİNA Tefrika No. 19 Nakleden: KEMAL RAGIB divenlere doğru koşup yol gösteren bütün bu adamlan görür görmez, kendini biraz daha topladı. Bu evden içeriye, artık pek de o kadar başı yerde girmiyor, demekti. Arası çok geçmedi, yanılmadığmı da anladı. Muhiddin Bey, onun ayak sesini duyunca yerinden fırlamış: Nerelerdesiniz, diyordu, Bu saate kadar nerede kaldmız?. İçimize adeta korku girdi. Gene çocuk, hele bu kadar güleryüzle karşılandığını da gördükten sonra eni kunu sevindi? Yavaş yavaş açıldı: Ben de çok erken olmasın, diye çekiniyordum. Yabancı bir yer olsa, haydi pek geç sayılmaz, diyelim. Fakat insan kendi evine de bu saatte gelir mi?. Şirketten çıkar çıkmaz doğru buraya gelirsiniz, diye umuyorduk. Bana inanmazsanız bir de Satvete sorunuz. Ama belki, o dargındır size... Nişanlınızı, daha ilk geceden, bu kadar bekletmek olur mu?. Muzaffer, gene kıza döndü: Sahi mi hanımefendi, dedi. Beklettim mi sizi?.. Ben de daha erken gelmekten korkuyordum; büsbütün saygısızlık olacak, diyordum. {Arkası var]

Bu sayıdan diğer sayfalar: