24 Kasım 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

24 Kasım 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 İkinciteşrin 1939 CUMHURÎYET iktısadî (Ba§ tarafı 1 tnci sahtfede) harb Hayat veren kan Muharib memleketlerde, harbin ilânı tarihinden itibaren, gönüllü kan vericiler aranıyor Holanda ve Belçika İktısad Nazırlarının mülâkatı Amsterdam 23 (a.a.) Ingiltere tarafından Almanyanın denizaşırı yapacağı sevkiyatı durdurmak hususunda verilen karar üzerine bugün La Haye'e gelen Belçika İktısad Nazırı Felemenk İktısad Nazırile uzun bir mülâkat yapmıştır. Bu mülâkat ezcümle Belçika ile Holanda arasında ticaretin artırılması imkânları etrafında cereyan etmiştir. Holanda İktısad ve Hariciye Nazır ları Büyük Britanyanın kararile hâdis olan vaziyeti dikkatle mütalea etmekte dirler. Fakat nazırlar meclisi Alman ihracatını durdurmak hususunda resmen emir vermedikçe herhangi bir harekcte geçilmesi hususunda karar ittihazı ıhti mali azdır. Bu tedbirleri protesto etmek üzere Holandanın diğer bitaraf devîet lerle birleşmesi de pek az muhtemeldır. Hükumet mahfilleri halen Londrada ı bulunan ve iktısadî müzakerelere giriş mek üzere bekliyen Holandalı üç dele genin Holandaya avdeti icab ettiği rrıu taleasındadırlar. Zira halihazırdaki şartlar dahilinde bu müzakerelere devam edilemiyecektir. mürettebatından 1 1 i kurtarılmış, 16 sı kaybolmuştur, Geraldos admdaki 2500 tonluk îngiliz gemisi de bir mayine çarparak batmış(Baştarafı l tnci sahtfede) tır. 25 kişiden mürekkeb olan müretteba Servis memurunun tercümei halini bildirtı kurtarılmıştır. mektedir: Iskoçya sahillerinde de Salby admda1 Richard Henry Stevens, 1893 te ki diğer bir İngiliz gemisi bir Alman tah bir İngiliz Alman mektebine devam ettelbahri tarafından batırılmıştır. 12 kişi miş, İngilterede polis imtihanına girmiş, den mürekkeb olan mürettebattan beşi sonra 1913 te Hindistana gitmiş, 1930 da kaybolmuş, yedisi kurtarılmıştır. Avrupaya dönerek Estonyada faaliyette Holanda hududunda yakalanan ingiliz zabitleri Almanlar tayyare ile mayin atıyorlar Londra 23 (Hususî) Salâhiyettar mehafilden alman malumata nazaran, Şimal denizindeki mayinler Alman de niz tayyareleri tarafından paraşüt vası ma tasile atılmıştır. Dün 5 i l denizinde ayni şekilde mayin atmakta olan iki Alman deniz tayyaresinden biri İngiliz hava kuvvetleri tarafından denıze düşürülmüş, mürettebatı da esir edılmiştir. Bir muhrib mayine çarptı Vatan uğrunda kanını vermenin raanası değişti. Bu mana, seneler var ki, eskisi kadar mahdud ve diişman kurşununa veya düşman süngüsüne göğüs vermeğe münhasır değil. Bugün, vatan fedailerinin damarlarındaki kan, düşmanı serhadlerde boğan bir intikam seli değil, ayni zamanda vatan çocuklarını ölümden kurtaran bir eksirdir. Vatan evlâdlarının kanı, damarlardan damarlara geçerek ölüm halindeki kansızlara can, tehlikeli yarahlara şifa veriyor. Büyük Harbde, galiba 1917 senesine kadar, kan seylânlarını telâfi ederek ağır yaralıları ölümden kurtarmak için tatbik edilen tek çare, temiz kan zerketmekti. Bu da, elaltında, kanverici bulunursa kabildi. Aksi takdirde, damarlara serom zerkediliyordu. Bu usuller sayesinde bir çok askerin ölümden kurtarıldığı muhakkaktır. 1917 den sonra, bu işin pratik tarafı bulundu. Agote ve Levishon, Hustin, konserve halinde sitratlı kan bulundurmak suretile, istenildiği zaman kan tedarikini kolaylaştıran bir sistem tesis ettiler. O gün bu gün, boşalan damarlara kan doldurmak için taze kan aramağa lüzum kalmadı. Muharib memleketlerde, harbin ilânı tarihinden itibaren, gönüllü kanvericiler aranıyor. Fakat bunların vereceği kan, cep helerde dökülen kanlan telâfiye kâfi değil. Yaralıları kurtarmak için, her sıhhatli vatandaşın, kendi kanından bir miktannı hibe etmesi lâzım. Bu vazifeyi de Kızılhaç ve askerî sıhhiye teşkilâtları üzerlerine almış bulunuyorlar. Askerler dahil, bütün sivil ahali, kadınlar, fabrika işçileri, hatta işsizler, bu vatan borcunu ödemeğe davet ediliyorlar. Şarapnelin deldiği vücudünden oluk gibi kan akan vatan müdafiini kurtarmak için, kendi kanından beş on damlayı esirgemek kimin aklına gelebilir! **• Sitratla muhafaza edilen kan usulü, bilhassa İspanya harbi esnasında, teferrüatile tetkikten geçirilmiştir. Bu harbin devam ettiği seneler zarfında, damardan damara kan naklinin, modern harbde oynadığı birinci derecede rol, bütün ehemmiyetile kendini göstermiştir. Gerek nasyonalistler, gerek hükumetçiler, bu hususta müspet neticelere varan müşahedelerde bulundular. Meselâ, Salamank'ta, askerî hastanelere kan veren tam dokuz bin kişi vardı. Yaşları 16 ile 50 arasında tehalüf eden bu kanvericiler, sivil ahali arasından seçiliyordu. Kadmlardan, fabrika ve şimendifer amelelerinden mürekkeb olan bu fedailer, adam başına, ayda 400 santimetre mikâbı kan veriyorlardı. 1936 da, Barselonada tesis edilen kan stok merkezi, topladığı bu hayat eksirini, soğuk hava tertibatlı vagonlarla veya otomobillerle, cephenin en ileri hat seyyar hastanelerine kadar sevkediyordu. İspanya harbinin ilk senesinde, hükumet ordularına, bu suretle tam 1200 litre kan gönderildi. tirdi. Şimdi, o balonların yerine, boş fiziyolojik serom ampulleri kullanıhyor. Bu ampullerin bir ucuna uzun bir kauçuktan tüp, onun ucuna da 1,2 milimetrelik bir iğne merbut. Kanvericinin damarına, doğrudan doğruya bu iğne vasıtasile ponksyon yapılıyor. Kandan önce, ampule, yüzde 10 mahlullü, 10 santimetre mikâbı sitrat dö sodium dolduruluyor. Ampulün htiva edeceği 250 santimetre mikâbı kan îçin, pıhtılaşmağa mâni olacak sitrat nispeti budur. Ampulün diğer ucuna merbut kauçuk tüp vasıtasile, vericinin kanı, ampule, emierek akıtılıyor, sonra, her iki tüp, cam kaynağı usulile tıkanıyor ve böylece hazırianan ampuller, buz dolablarında, cepheye sevkediliyor. Sitratlı kanm damarlara zerki için, ampulün, evvelâ 39 derece sıcak suda ısıtılması lâzımdır. Sonra bu ılık kan, alelâde usullerle, damara verilir, Başlıca iki mahzur olan, pek ufak pıhtıların kana karışması ve cevelân ve teneffüs zorlukları, tamamen bertaraf edilmiştir. Sitratlı kan, pür sıhhat bir adamın damarından henüz alınmış taptaze bir kan gibi, biyolojik bütün kıymetlerini, on beş gün muhafaza ediyor. Kanı bu suretle muhafaza etmek usuHinün ne kadar ehemmiyetli olduğunu, sadece bu hassayı gözönüne getirirsek anlarız. Damarlarından kanı çekilmekte olan bir yaralının karşısında, fen, artık aciz içinde ellerini uğuşturmuyor. Elaltında, hemen tedariki imkânsız bir kanvericinin vazifesini, medeniyet merekzlerinin lâboratuvarlarında hazırlanan minimini tüpler, minimini karınlarına doldurulan hayat eksirini cephenin en ileri ateş hattına kadar getirmek suretile, fazla fazla ifa ediyorlar. Bundan sonra, cephelerde döğüşen serhad bekçilerinin kanını, toprak, bildiği gibi içemiyecek. Beşeriyet, kendi evlâdlannın kanını akıtmak için en vahşi çareler arayıp bulurken, bir yandan da, dökülen o kanı, damarlara kardeş kanı ilâvesile telâfi etmek imkânını bulmustur. İtalyada akisler Roma 23 (a.a.) Almanyaya karşı Fransız İngiliz ablukasının artırılması, İtalyan sivasî mahfillerinin ciddiyetle dikkatini çekmektedir. Fransız İngiliz tedbirlerinin, Alman iktısadına ve mali yesine çok ağır bir darbe vuracaktır. Birleşik Amerikanın ve efkânumumiyesinin, Almanya tarafından sabih mayinler kullanılmasına karşı şiddetle harekete geç mesi ve yeni tedbirler ittihazının zaruri görülmesi, Romada büyük bir tesir yapmış görünüyor. Gazeteler îtalyanın Fianona vapuru nun hangi şartlar dahilinde kazaya uğ radığım kaydetmektedirler. Bir Alman mayinine çarparak batan Grazia vapuru kazasından sonra vukua gelen Fianona hâdisesi, îtalyan mücehhizler mehafilinde şiddetli bir heyecan tevlid etmekte dir. Londra 23 (a.a.) Amirallık da iresi, Gipsy admdaki torpito muhribinin bir tahlisiye sandalına iltica etmiş olan üç Alman tayyarecisini karaya götürdükten sonra yeniden denize açıldığı sırada îngilterenin cenub sahillerinde bir mayine çarpmış olduğunu teyid etmektedir. Kaybolanların miktarı 40, kurtarılanların adedi 97 dir. Bunlardan 21 i ya ralıdır. Romorkörler, gemiyi plâja oturtmuşlar ve orada tahlisiye işi başlamışlır. Bir Fransız balıkçı gemisi de battı Londra 23 (a.a.) İngilterenın cenubuşarkî sahilleri açıklarında bir ma yine çarpmış olan bir Fransız balıkçı gemisinin 9 kişiden ibaret olan mürettebatının akıbetinden endişe edilmektedir. Bir Yanan vapuru battı Londra 23 (a.a.) Dün, İngilterenin cenub sahillerinde bir Yunan vapuru batmıştır. Biri kadm olmak üzere 24 yolcu bir tahlisiye vapuru tarafından kurtarılmıştır. Belçikada endişe Brüksel 23 (a.a.) Denizlerde Alman ihracatını durdurmak hakkında İngiltere tarafından verilen karar Belçika iktısadî mahfillerini çok müteesir etmiş tir. Anvers'te, Rhin üzerindeki eşya transitinin mezkur liman ticaretinin üçte birini teşkil ettiği bildirilmektedir. Salâhiyettar Alman mehafilinin Mütaleası ~. , . . H <•• Bern 23 (a.a.) Alman îstihbarat bürosu, neşretmiş olduğu bir tebliğde salâhiyettar Alman mehafilinin mayin muharebeleri hakkmdaki mütalealannm şu merkezde olduğunu beyan etmektedir. İngilizler, İngiltereye giden ticarî seyrisefain yollarını askerî tedbirlerle himaye etmektedirler. 5 U halde bu yollar, mevcud değildir ve hasmin harb gemilerine karşı icab eden tedbirleri ittihaz et mesi icab eder. Mayinler hakkında 1907 tarihinde La Haye'da akdedilmiş olan itilâfnamede askerî zaruretlerin müsaadesi halinde mayin tarlaları vücude getirilmiş olduğunun alenen haber verilmesi lâzım olduğu esası vazedilmiştir. Askerî zaruretlerin bu suretle hare ket edilmesine ne derecede müsaid olduğunu tayin etmek münhasıran Almanyaya aiddir. La Haye itilâfnamesi, ticarî seyrisefaini istihdaf eden mayinler vaz'ını menetmektedir, fakat deniz yolları üzerinde ve İngiliz sahilleri yakınında İngiliz harb gemilerinin mütemadiyen bulunması, bu mıntakalarda mayin tarlaları vücude getirilmesini meşru kılmakta ve Almanyaya askerî gaye elde edilmeden evvel bu mayin tarlalarının vaziyeti hakkında birguna malumat neşret memek hakkını bahşetmektedir. ingiliz Kralının yeni bir mesajı (Baş tarajı 1 tnci sahtfede) bir taahhüdü ihlâl ederek Polonyayı istilâ etmiştir. Almanyanın bu yeni taarruzu ve fena niyeti, bir meydan okuma demekti ve biz şerefimizi ihlâl etmeksizin ve beşeriyetin hürriyet ve terakkisi davasını tehlikeye ilka eylemeksizin bu mübarezeye daveti kabul etmemezlik edemczjiık. Biz, maddî istifadeler peşinde koşmuyoruz. *., Hürriyet ve hür^ müesseselerimiz, bizim mevrus haklarımızdır. Ve gene ecdadımızın yaptığı gibi bunları muhafaza etmeğe azmetmişizdir. Parlâmento azaları, harbin ağır masraflarına karşı koymak için ihtiyar etmemiz zarurî olan malî mükeüefiyetleri kabul ettiğinizden dolayı sizlere teşekkür ederim. Bu kadar sür'atle ve tereddüdsüzcesine yapılmış olan bu mukabele, bütün dünyada tesirini göstermiştir. Bu mukabele, milletimin zafer için bütün fedakârlıkları ihtiyar etmeğe azmetmiş olduğunu göstermiştir. Lordlarım ve Avam Kamarası azası olan sizler, mesele sarihtir. Buradaki milletlerimizle denizaşırı mmtakalardaki milletlerim ayni irade ile mücadeleye girişmişlerdir. Dominyonların cidale iştirak için kendiliklerinden vermiş oldukları karar ve onların ölçülemiyecek derecede büyük olan yardımlarının ve bun dan böyle müşterek davaya yapacnkları muavenetin kıymeti, benim için büyük bir şevk ve cesaret kaynağıdır. Sadık dostlarımız olan Fransızlar ve Polonyalılarla davamızm muzaffer olacağından şüphe etmiyoruz. Kadirimutlak olan cenabıhakkın inayetinin bizimle beraber olması için dua ediyorum.» bir esasa dayanmadığmı gösteriyor ve diyor ki: «Bu tezde iddia edildiğine göre, Münih suikasdini tertib etmiş olan bu iki zabit Almanyaya girmek istiyorlardı. Fakat zayıf bir nokta var ki, o da, bunlann infilâktan bir gün sonra tevkif edilmeleri ve Holanda topraklarından kaldırılması en habulunmuş, sonra yeniden Hindistana dön yalî bir casusluk filmine mevzu olabilir. müş ve İngiliz istihbarat servislerinde çaHâdise Venlo'da hudud hattından bir lışmıştır. kaç metre mesafede Holanda toprağmda 2 Sigismund Bayne Best, 1885 te bulunan kahvenin önünde cereyan etmişingilterede doğmuştur. Umumî Harbde, tir İngiliz Genelkurmayı istihbarat dairesinin 9 teşrinisani, öğleden sonra, iki ingiliz başında bulunmuştur. zabiti yanlarında bir Holandalı olduğu Röyterin tekzibi halde gene bir Holandalı şoför tarafınLondra, 23 (a.a.) Röyter ajansı dan idare edilen büyük bir otomobille bildiriyor: Himmler, beyanatında, Münih kahvenin önüne varmışlardır. O anda bırahanesi meselesıle Vanlo işi arasında gümrük parmaklığının kolu kalkmış ve bu bir münasebet bulunduğundan bahsetmiş mitralyözle mücehhez altı kişi bir Alman olmasına rağmen, böyle bir münasebetin otomobilinden ve Alman gümrük karakovücudüne hükmettirecek bir delil yoktur. lundan çıkmıştır. Bunlardan ikisi HolanHimmler, Entellicen Servisin, Münih sui da gümrük karakolu önünde bekliyerek kasdini teşvik ettiği ve paraca yardımda içerdeki Holanda memurlarma kıpırdanbulunduğu iddiasındadır. Ingilizlerin La mamalarını ihtar etmişlerdir. Bir diğeri hi'de bir tethiş ve ihtilâl merkezi tesis et kahveye girerek kahvenin sahibine ve bitiklerini ve bu merkezin Almanyada faa raz evvel hududu geçmiş olan iki Almaliyette bulunduğunu iddia eylemektedir. na silâhlannı çevirmişlerdir. Diğerleri ise Himmler, Entelicen Servise mensub iki Holanda otomobiline ateş ederek şoförü memurun kaldmlmasından bahşetmekte yarlamışlardır. dir. Himmler, bu hâdiseler arasında bir Bunun üzerine, otomobilin içindeki iki münasebet aramak suretile, Lahi'deki mer İngilizle beraber olan Holandalı otomokezin, Münih suikasdi mes'uliyetıni taşıdı bildn atlamış ve Holanda gümrük ka ğını ispat etme kistiyor. Fakat Himmler'in rakoluna doğru koşmuştur. Fakat daha sözleri delil teşikl edemez. Bilâkis, bizzat sokağı geçmeden mitralyöz ateşile yere onun kendi sözlerinde, suikasdi Gestapo serilmiştir. nun hazırladığı delili görülüyor. FilhakiYüzbaşı Best ve yüzbaşı Stevens a ka, Himmler, kaldınlan iki memurun rabadan dışarı çekilmiş, elleri bağlanmış «Gestapoya, projelerini ve plânlarını ifşa ve silâhla tehdid edilerek hududu geç ettiklerini» söylüyor, Eğer bu memurlar bu meğe mecbur edilmişlerdir. ifşaatta bulunmuşlarsa, demek ki GestaKahvede oturan iki Alman da elleri po proje ve plâna vakıftı ve Gestaponun bağlanmış ve Alman toprağına sevkedübir proje ve bir plâna vâkıf olması, sui mişlerdir. Müteakıben Gestapo ajanlan kasd yapıldıktan sonra, Gestaponun bu mitralyözleri kahvenin sahibine ve gar nu bizzat tertib etmiş olması demektir. sonuna ve gümrük memurlarma tevcih Zira, suikasdin vukubulacağını bildiği edilmiş olduğu halde Holanda otomobi halde mâni olmamıştır. Meğer ki Hitn linin basamağına çıkmışlardır. Bunlar ler yalan söylemiş olsun, bu takdirde En dan biri yaralı şoförü otomobilden dışan telicen Servis'in bu işte hiç dahli vol'fur. atmış, motörü çalıştırmış ve otomobili Alingiliz zabitleri nasıl yakalandı? man toprağına sevketmiştir. .... ... .• • Londra, 23 (a.a.) İki eski îngiliz zabiti, Başnes Best ve Stevens, Münih suikasdine İngiliz tebaasını kanştırmak hususundaki Nazi komplosuna kurban gitmiştir. t < Almanyadan gelen haberlere göre, bu tngilizler Leipzig'de Elten'le birlikte muhakeme edileceklerdir. Bu muhakeme Nazi harbinin ilk büyük tiyatrosu olacaktır. Daily Express, Himmler'in tezinin hic Kırmızı beyaz renkteki gümrük mâni ası tekrar inmiş ve otomobil Alman topraklan içinde sür'atle kaybolmuştur. Kahve sahibile gümrük memurları o zaman Holanda makamatına telefonla meseleyi anlatmışlardır. Holanda polisi Venlo şehrine geldikleri zaman hudud sükunet içinde idi ve yalnız Alman giimrükçüleri vardı ki, bunlar da hiçbir şey görmediklerini söylemişlerdir. Rıımen kabinesi istifa etti Bükreş 23 (a.a.) Başvekil Argetoianu bugün öğleden evvel, kabinenin istifasını takdim etmek üzere saraya gitmiştir. Saltanat Meclisi, bugün öğleden sonra saat 16 da içtimaa çağrılmıştır. Eskı kabıne azasıle Kralıyet müşavırleri bu içtimaa iştirak edeceklerdir. istifa eden Argetoianu kabinesi, 25 eylulde, Calinesko'nun katlini müteakib cıddî tenkil hareketi yapmış olan Argeceanu kabinesinin istifasından sonra teşekkül etmişti. Argetoianu kabinesi, sükun ifade eden bir teşekküldü, Bir taraftan ticaret ve sanayi mehafiline, fakat esas itibarile millî kalkmma cephesine istinat ediyordu. Terekküb ettiği genc unsurlar kısmen millî kalkmma cephesinden, kısmen Başvekilin mahremlerinden müteşekkildi. Argetoianu, daha ilk sıralarda, bilhassa haricî siyaset bakımından, Galinesko'nun siyasetini takibetmek kararında olduğunu söylemişti. Gafenko'nun kabineye dahil bulunması, bunun maddî bir delili idi. Argetoianu kabinesi, bilhassa haricî tic?ret rejimi meselesinde bazı müşküllere tesadüf etmişti. Bu rejim, öyle şartlarla tadil edilmişti ki, eski rejim ilga edildiği zaman, yenisi henüz tatbik edilmemiş bulunuyordu. Millî iktısad nazırının dün istifasma sebeb olan bu vaziyettir. Yerine gelecek olan nazırın tayini bazı müşkü!âtı mucıb bulunuyordu. Argetoianu vekâleti bizzat deruhte etmeği düşünmüştü. Fakat bu tarzı hal de pratik görülmediğinden kabinede daha geniş mikyasta bir değişiklik yapılması takarrür etmiştir ve nihayet, Başvekil, bu sabah Kralla yaptığı bir mülâkattan sonra, hükumetin müşterek istifanamesini takdim etmiştir. bir habere göre müzakereler inkıtaa uğramış ve Alman heyeti Berline döntnüştür. Tatareskonun beyanatı H. BİLGİÇ Vücudü yanan çocuk Üsküdarda İnkılâb mahallesinde Odalarçıkmazı sokağında 19 numarada oturan Alinin kızı 6 yaşlanndaki Müyesser mangalla oynarken etekleri tutuşmuş, vücudünün muhtelif yerleri yanmıştır. Bükreş 23 (a.a.) Rador ajans\ tebliğ ediyor: Tataresko, saat 18,45 te Kral tara 1 fından kabul edildikten sonra matbuata aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: « Agetopana'nın istifasından sonra Kral millî kalkınma cephesi çerçevesi içinde y. ıı kabineyi teşkile beni memur etmiştir. Bu yüksek vazifeyi muvaffaki yetle neticelendireceğimi ümid ediyo rum.» • Ticari müzakereler de çıkan zorluk Dayak atmışlar! Galatada Demirciler sokağında 49 numarada oturan Mehmed oğlu Mustafa polise müracaatle Ohannes, Emin ve Şükrü isimlerindeki şahıslarm kendisini dövdüklerini iddia etmiştir. Batırılan İngiliz gemileri Büyük faşist konseyi toplanıyor Roma 23 (a.a.) Büyük Faşist konseyi 7 kânunuevvelde Duçe'nin reisliği altında toplanacaktır. Bu içtimaı haber veren resmî tebliğde ruzname hakkında hiçbir kayıd mevcud değildir. Londra 23 (Hususî) Darino a dındaki 1400 tonluk İngiliz ticaret ge Bursa, (Hususî) Muradiye mahal misi bir Alman tahtelbahri tarafından lesinde kapısmın önünde oynayan iki bu batırılmıştır. 21 kişiden mürekkeb olan çuk yaşlannda İsmail oğlu Aziz admdaki bir yavru, bu mahallenin üst tarafından bazı çocukların yuvarladıkları bir taşla İddihar ve sevki nispeten kolay olan bu başından ağır surette yaralanarak hastasitratlı kan konservesinin bir de nasıl yaneye kaldırılmış, zavallı çocuk hastanede pıldığını gözden geçirelim: ölmüştür. Evvelâ, kan almırken, vericinin hazim Teşekkür halinde bulunmaması lâzımdır. 1938 senesine kadar, kan, iki borulu, hususî ba Üç ay kadar evvel Trakya manevralalonlar içinde toplanıyordu. Bu iki boru rından dönerken bir otomobil kazası dan bir tanesi, binde dört nispetinde sit neticesi feci şekilde kınlan kolumun rat dö sodium ithaline, diğeri kanın akıtıl tedavisinde yüksek bilgi, dirayet, hazakat ve alâkasile gösterdiği muvaffakimasına mahsustu. İçine kan dolar dolmaz, yetten dolayı Cerrahpaşa hastanesinin bu balonlar derhal tıkanır ve hararet de genc ve değerli operatörü Bay Dervişe recesi 2 de sabit tutulan dolablarda mu sonsuz minnet ve teşekkürlerimi arzehafaza edilirdi. derim. Ayni hastanede gördüğüm umumî aBöylece stok edilen kanı, on beş gün lâka ve ihtimamdan dolayı da Başhe müddetle, müessir surette zerketmek mümkündü. Zerk ameliyesi de, balonun boru kim Bay Esada, kıymetli yardımlannı larından birine kauçuktan bir boru rapte esİTgemiyen muhterem doçent Bay Hazım, Başasistan Bay Ziver, operatörlerdilerek, tıpkı fiziyolojik serom usulile yaden Bay Ata ve Bay Saidle hemşire BaAlmanyanın Ankara Büyük elçisi Von Papen şerefine Hariciye Vekılimiz pıhyordu. yan Nuriye ve Muazzeze ve diğer has Şükru Saracoğlu tarafından evvelki gün bir ziyafet verildiğini yazmıştık. Fakat, 1938 denberi, profesör Jeanne tabakıcılara a^ık teşekkürü borc bilirim Yukarıki resim öğle yemeğinden bir intıbadır ve soldan itibaren Hariciye VeMuharrir Necmi Erkmen nev'in bulduğu bir usul, işi daha basitleşkilimizi, Bayan Saracoğlunu, Alman elçisini ve Madam Von Papen'i gösteriyor. Zavallı çocuk f Hariciye Vekilimizin Alman ekisine ziyafeti ı Bükreş 23 (a.a.) Alman Rumen ticaret müzakerelerinin, Almanyaya Rumanya petrolü ithali ve leyin Alman markile mütenasib bir kıymet tenezzülüne tâbi tutulması gibi müteaddid meseleler etrafmda cereyan ettiği söylenmektedir. Royter ajansına göre Millî İktısad Nazırı Bojoiu, Almanva tarafından teklif edildiŞi ihracat ve ithalât sisteminin kabul"mü Rumanya hükumetinden istemiştir. Bu teklif kabul edilmediğinden, Bojoiu istifa etmiştir. Dr. Claudius müstesna olmak üzere, Almanya murahhas heyeti Berline gitmek üzere Bükreşten tayyare ile hareket etmiştir. Bu heyetin Rumanyayı ziyareti pek az semere vermiştir. Heyet, Rumanyadan ayrılmadan evvel gecen mayısta imzalanmış olan Wholtet anlaşmasından tabiî cihetlerini teyid eden yeni Alman Rumen anlaşmasının ikinci kısmının tatbik mevkiine konulmasına mütedair pro: Yeni kabinenin teşk line Tataresko fokolu ımzalamı=tır. Millî iktısad nazırının istifasından sonmemur edildi ra bu nezareti muvakkaten ve vekâleten Bükreş 23 (Hususî) Eski Başvekil ve sabık Paris elçisi Tataresko yeni ka Başvekil Arşetoianu deruhte etmiştir. bineyı teşkil etmiştir. İngiltere, Rumanyaya 36 tayyare Kabine değişikliği hakkında henüz gönderdi resmî tebliğ neşredilmemiştir. Bununla Londra 23 (a.a.) Hava Nezareti, beraber, eski kabinenin Rumen Alman son birkac hafta içinde Büyük Britanya iktısadî müzakereleri neticesinde istifa et hava yolile Rumanyaya 36 Bleinheim tiği haber veriliyor. bombardıman tayyaresi teslim edilmiş olRumen Alman iktısadî müzakereleri duSunun artık ifşa edilebileceğini söyle büyük zorluklarla karşılaşmıştır. Diğer miştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: