28 Kasım 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

28 Kasım 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 28 İkincîteşrin 1939 Macera Romanı: 16 f Şehir ve Memleket Haberleri] Siyasî icmal Nafıa Vekilinin dünkü tetkikleri Ortalığı haraca kesen bir hırsız Ekmeğe on para zam yapıldı Denizler ve devletler ütün dünya denizlerinde herhangi bitaraf bir memleketin ticaret vapurunda bulunacdk Alman mamulâtı eşyanın harb kaçağı sayılarak îngilizler tarafından zapt ve musadere edileceğine dair Çemberlayn kabinesinin vermiş olduğu karar artık bir cihan meselesi oldu. Bitaraf memleketler İngilterenin bu tedbirini kendilerinin deniz yollarının serbestisi ve ticaret haklarile alâkadar gördüklerinden bir prensip davası yapmak istemektedirler. İngiltere hükumeti Londrada yapılan teşebbüslere, bitaraf devletlerin mütalealarmın mümkün mertebe nazan itibara ahnacağını bildirmiştir. Yani Alman malı taşıdığından pek şüphe edilmiyen bitaraf gemileri ve bu arada Japon ve İtalyan ticaret vapurlarını yollarından uzun müddet alıkoyacak zorluklar çıkarılmıyaca ğını vadetmiştir. Lâkin bitaraf devletler meselenin esasından ve ne bugün, ne de yarın ve uzak istikbalde seyrisefain ve ticaret haklarımn sekteye uğramıyacağma emin olmak istiyorlar. siniz, Suzan. Yarın belki sizi otelde arar. Büyük zaafına dikkat ettiniz, değil mi? Çok içiyor. Alkol mesleğimizin dostudur. Bundan istifade ediniz. Fakat bana da içiriyor. Mukavemetinizin az olduğunu söyleyiniz. Çok içer gibi yapınız, az içiniz ve fazla müteessir olmuş görününüz. Bu geceki gibi. Otele girdiler ve odalarına ayrıldılar. Ertesi sabah holde buluştular. Filip gazeteleri okuyor ve defterine bazı notlarahyordu. Sonra şehirde bir gezinti yapmıya çıktılar. Fakat caddede birkaç adım atar atmaz, neş'eli bir ses Filip'in yolunu kesmişti. Uzun boylu, zayıf ve yüzü çok pembe bir adam önlerinde durdu. Filip bağırdı: Ah! Sevgili Klech, siz ha?.. Ne tesadüf!.. Onu Suzana takdim etti. Harlem'deki çocukluk arkadaşlarından biriydi. Üç senedir Berlindeyim, dedi. Burada, Holandalı dostlardan kaç kişiye rastladım da sizi göremedim. Buraya gelip gittiğinizi duyuyordum. Fakat çok seyahat ediyor ve her yerde pek az kalıyormuşsunuz. Burada, bizlerden kimleri gb'rdünüz? Beraber yürüdüler. Klech bazı isimler saydı. En sonunda: Ludwig Fuchs! demişti. Filip durdu ve Klech'in yüzüne hayretle baktı: Juliana'nın halasının oğlu, değil mi? Ya... Işte o. Hâlâ güzel çocuk. Filip, ancak Suzanın farkına varabileceğı gızlı bir heyecan içinde sordu: Peki?.. Juliana'nın adresini biliyor musunuz? Hayır, Flip. Biliyorsunuz ki, zavallı kızcağız, annesı, babası öldükten sonra fena vaziyete düştü. Filip, kaldırıma mıhlanıp kalmıştı. Uzun süren bir şaşkınlıktan sonnra: Bılmıyorum, dedi baron da, karısı da öldü mü? r* Goktnn... 'Bir buçuk sene var... Fena vaziyet dediğiniz nedir? 5 O mu, değil mi? Berlinde Wintergarten'e yakın büyük lokantalardan birinde, geceyansı, Lotte Falken, Suzan ve Filip, yemek yiyorlardı. Suzan bütün gece sahnede gördüğü bu kadını şimdi pek yakından tetkik etmek fırsatmı bulmuştu. Hâlâ karannı veremiyordu: O mu, değil mi? Saçlar, ahn, yüzün biçimi tıpkısı. Fakat vapurdaki hasta kadının burnu daha ince, ucu sivri ve yukarı kalkık gibiydi. Sabahın saat beşinde koridorun bütün ışıklan yanmadığı için, Suzan, hastanın gölgede kalan gözlerini iyice görememişti. Şimdi de, meşhur dansöze bakarken, Filip'in bir sözünü hatırlıyordu: «Bu tip Almanyada modadır ve pek çoktur» gibi birşey söylemişti. O halde? Bu benzeyiş, müşterek bir ırkm ve müşterek bir modanın birçok Alman kadınlarını bir kalıba sokmuş olmasmdan mı geliyordu, yoksa bu kadın, o kadın mıydı? Lotte Falken yemek yiyor ve şampanya içiyordu. Lokantanın arka salonunda, iki basamak merdivenle çıkılan yüksek bir seddin üstündeki bölmelerden birinde oturdukları için dansöz kendisini halkır tecessüsünden kurtarabilmişti. Sahne hayatına nasıl atıldığım anlatıyordu. Suzan onu samimî bir hayranlığa muadil büyük bir dikkatle dinledi. Arada bir, onun gururunu okşıyarak takdir jestleri yapıyordu. Filip de Lotte'nin şampanya kadehini boş bırakmamağa çalıştı. însanda her hangi bir zaafın, sırlara karşı açılması en kolay, mukavemetsiz bir kapı olduğunu biliyordu. Suzan sordu: Fransaya niçin gitmiyorsunuz? Bütün Parisi hayrette bırakırdınız. Kadın bu cemileye gözlerile teşekkür etti ve içini çekti. Cevab vermedi. Biraz düşündükten sonra: Kabil olsa bütün hayatımı seyahatlerde geçirmek isterdim, dedi, mukavelelerim buna imkân bırakmıyor. Bizimki en serbest mesleklerden zannedilir, halbuki çok bağhyız. Filip ona Almanyadan sonra hangi memjeketleri sevdiğini sprdu, ., ııv> , Lotte, gözlerinde haüra bulutlarile, cevab verdi: îspanya, İtalya, Türkiye. Birşey koklar gibi içini çekerek ilâve etti: Deniz. Suzan ona İstanbula gidip gitmediğini soracaktı. Fakat bir ihtiyatsızlıktan korktuğu için: Ah, evet, deniz... dedi, Akdeniz... Orada çok seyahatiniz var mı? İspanyada ve îtalyada çok kaldım. Yunanistana gitmediniz mi? Hayır... Biraz da İstanbulu bilirim. Fakat orada hastalandım. Lotte Falken Ispanyaya aid intıbalannı anlatmağa başladı. Gittikçe neş'eleniyor ve komik mevzulra sapan sözlerini düşünürken bile gülmeğe başlıyordu. Suzan da neş'e içinde idi ve piposunun ucunu emerken dudaklarının etrafında çizilen sevimli buruşuklardan fazla gülümsemiyen Filipin yüzüne hayretle bakıyordu. İki kadın arasında resmiyetin kalın perdesi çabuk yırtıldı. Lotte hep Suzana hitab ederek söylüyordu. Filip, Suzanla beraber evvelden çizdikleri plâna göre, iki kadının arasındaki dostluğu teşvik etti. Kazino artistlerinin, namuslu aile kadmlarile münasebete verdikleri ehemmiyeti de biliyordu. Kapah burjuva sosyetelerine bir ölçü dahilinde kabul edilen bu san'atkârların Suzan tipinde kadınlara an'anevî bir zaafları vardı. Lotte Suzana da içirdi. Onun kulağına iğilerek, alçak sesle şarkılar mınldanıyordu: öğleden evvel Mühendis mektebine giderek yeni müdür Osman Tevfik ile görüşmüş, mektebin ihtiyacları, laboratuarlan ve büro faaliyeti hakkında malumat almıştır. Bu esnada kendisini Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar ziyaret etmiştir. Müteakıben sımflar gezilmiş, talebe ile öğle yemeği yenilmiştir. Bundan sonra Nafıa Vekili, Vali ve Belediye reisile birlikte Taksime giderek Belediye kazinosunu gezmiştir. Nafıa Vekili Yıldızdaki Nafıa Teknik okulunu da ziyaret etmiştir. Fuad Cebesoy, bu akşamki trenle Ankaraya dönecektir. Fuad Cebesoy, Mühendis Cür'etkâr adam, metre Ekmekçiler, değirmenmektebini ziyaret etti sinin evinde yakayı ciler hakkında şikâyette Nafıa Vekili Ali Fuad Cebesoy, dün bulunuyor ele verdi Emniyet ikinci şube müdürlüğü, son zamanlarda ortalığı haraca kesen yaman bir hırsızı ele geçirmeğe muvaffak olmuştur. Kadıköylü Ahmed Sıdkı namında yirmi altı yaşlarında bir genc olan bu cür'etkâr hırsız, ayın birinden yirmi Kadıköylü Sıtkı ikisine kadar yirmi bir gün içinde üçü îstanbul ve altısı Beyoğlu cihetinde olmak üzere dokuz ev soymuştur. Gözüne kestirdiği evlere sözde aile reisi tarafından gönderilmiş bir mektubla müracaat etmekte olup mektubda, gelen adamın mevsim münasebetile soba kurmak için gönderildiği bildirildiğinden her gittiği yerde hüsnükabul görmüştür. Bu suretle girdiği evlerin bir kısmında hakikaten sobaları kurduktan sonra ve bazılarında da daha müsaid fırsat ele geçtiği için soba kurmadan gözüne kestirdiği kıymetli eşyayı toparlıyarak savuşmuştur. Sıdkmın bu şekilde müracaat eylediği en son yer Lâlelide Mesih Paşa apartımanıdır. Bu apartımanda oturan Şemsinin dairesine girerek bir soba kurmuş ve bir de avize taktıktan sonra bulduğu şeyleri alarak kaçmıştır. Emniyet ikinci şube müdiriyeti derhal tahkikata vaz'ıyed ederek avizenin üstünde parmak izlerine tesadüf etmiş ve bu suretle Sıdkının hüviyetini tespit etmek imkânı elde edilmiştir. Yapılan takibat sonunda Sıdkı evvelki gün saklı bulunduğu Galatada Kaval sokağmda metresi Melâhatin evinde yakalanmıştır. Sıdkının çaldığı eşyalar elde edilmiştir. Bunlar arasında birçok kıymetli mücevherat, şimendifer saati, tabaka, Haleb işi bilezik, fotograf makinesi ve elbise gibi şeyler vardır. Un fiatlarının yükselmesi doiayısi'e ekmek fiatlarına on para zam yapılması hakkında Belediye îktısad müdürîüğü nün teklifi Belediye daimî encümenince kabul edilmiştir. Binaenaleyh ekmek bugünden itibaren 9,5 kuruş yerine dokuz kuruş otuz parayasatılacaktır. Fakat mesele bununla da halledilmemektedir. Ekmekçiler, Belediyeye müracaatle, kendilerinin zam talebinde bulundukları zaman değirmencilerin unun çuvahnı altı lira on beş kuruşa sattıklarını, halbuki şimdi Belediyenin on para zam yapar yapmaz bunların unun çuvahnı 635 ku rusa çıkardıklarını, bu vaziyetten fırıncıların hiçbir istifade temin etmediklerini ve değirmencilerin un fiatım daha fazla yükseltmeleri ihtimali olduğunu ileri sürerek bunun önüne geçilmesini istemişlerdir. Şehrimizde dört tane büyük un değirmeni mevcuddur. Un fiatlarının yüksel mesi bu dört değirmencinin müşterek ka rarlarile olmaktadır. Diğer taraftan pi yasa mehafili un fiatlarında yükseklik olmayıp çuval ve değirmen malzemesinin pahalılaşması dolayısile değirmencilerin zam yaptıklarmı söylemekte, maamafih rr.ezkur malzemeden de piyasada ihtiyaca kifayet edecek derecede mevcud olduğu mütaleasında bulunmaktadırlar. I ŞEHIR İŞLERİ Valinin teftişi Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar, dün îstanbul Konservatuarınm yatı kısmını teftiş etmiştir. Şehir Meclisinin dünkü içtimaı tstanbul Şehir meclisi, dün Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdann başkanlığında toplanmıştır. Belediyece kaldırılacak cenazelere aid talimatnamenin yedinci maddesinıt: tadili hakkındaki teklifle kimsesiz çocukları kurtarma yurdu talimatnamesinin tetkik ve tasdikı hakkındaki teklif, Mülkiye encümenine gönderilmiştir. Bankalar istikrazı maddesinden 100 bin liranın istimlâk borclarına münakalesi hakkındaki teklifin kabulü uygun gö rüldüğüne dair bütçe encümeninin mazbatası tasvib edilmiştir. Muhasebe teşkilâtı memurlarının kurs talimatnamesi hakkında Mülkiye ve Kavanin encümenleri müşterek mazbatası kabul olunmuştur. Vapurlarda radyoların oparlörlerle çalınmaması hakkında azadan Fuad Fazlının takriri okunarak Mülkiye encümenine havale edilmiştir. Çarşamba günü sa<ıt iki buçukta içtima edilmek üzere celseye nıhayet verilmıştir. Filvaki İngilterenin Fransa ile birlikte şimdi ahnış olduğu bu tedbir yeni brşey değildir. Geçen Umumî Harbde dahi Alman malları harb kaçağı ilân edilmişti. Fakat ozaman vaziyet ve şerait başka idi. Bu tedbir harbin başında değil sonuna doğru ve Almanyanın yıpranıp mukavemeti kesildiği bir zamanda almmıştı. Almanya o zaman iki cepheli harb yaptığından takati o kadar kesilmişti ki Birest Litovsk muahedesile Rusyayı kendisine bağlıyarak yiyeceği ve ham maddesi bol olan bu memleketten her türlü istifadeye muktedir olduğu halde açılması Değirmencilerin un fiatlarına zamlan çok geç kalan bu yeni menabi Almanyayı devam ederse ekmekçiler ikinci bir zam İngiltere ve Fransa karşısında ilânihaye talebinde daha bulunacaklardır. mukavemete devama ikdar edememişti. KÜLTÜR İŞLERİ Avrupaya gönderilecek talebeler oımdı, şımdı ne yapıyor Juhana? Evlendi mi? Hayır, zannetmem. Onu nasıl görebilirim, Klech, rica ederım... Fuchs'u aıayınız. Behrenstrasse'de, 1 7 numarada oturuyor. Belki Juliana da oradadır. Filip hemen ceb defterine adresi kaydetti. Klech aynldıktan sonra, Filip, Suzanın bir elini tuttu: Affediniz, dedi, bakınız, nasıl titriyorum... Suzan, Suzan! Heyecanımın farkındasınız, değil mi? Suzan hayret içindeydi. Durdu ve etrafına bakındı. Filip, yüzü kızarmış, soruyordu: Ne arıyorsunuz? Bir taksı. Niçin? Sizi hemen Behrenstrasse'de, 17 numaraya bırakacağım. Sizin için bunun ne büyük bir ihtiyac olduğunu biliyorum, Filip. Fakat, hayır, buna imkân yok. Sizi gezdirmeliyim. Ben yalnız da gezebilirim. Sonra beraber de gezeriz. Ben de merak ediyorum. Taksilerin durduğu köşeye kadar yürüdüler. Beraber bindiler. Şoföre adresi Suzan verdi. Sonra Filip'e dönerek dedi ki: Bakınız, ben uğurlu geldim. Siyah gözlii meleğim, Siz daima öylesiniz, Suzan, daima. Sensiz ben neyim? Ve iğilerek, genc kadının iki elini de Sonra birçok sahne hikâyeleri anlattı. öptü. Filip ve Suzan onu apartımanına ka«Deuam ediyor* dar götürdüler. Otomobilde Lotte Suzana telefon nuVİLÂYETTE marasmı veriyor: Yeni hava tehlikesinden Ben sizi ararım, siz de beni arayınız, diyordu. korunma talimatnamesi Ayrıhrken onu öptü. Hava tehlikesine karşı pasif korunma Başbaşa kalınca, Filip, otomobilde tedbirlerini tespit etmekte olan komisyon, Suzana dedi ki: dün Vali muavini Halukun başkanhğın• İyi bir başlangıc. da toplanarak pasif korunma hakkındaki Fakat, size tiyatroda da söyledim yeni talimatnameyi müzakere ve tetkik ya, hâlâ tereddüd ediyorum. etmiştir. Bu talimatname 500,000 nüsha İstanbula gitmiş. olarak tabı ve bütün evlere tevzi edilecek Orada hasta da olmuş. Ustüne tır. düşmedim. Bunları nasıl olsa öğrenirim. ÎNHÎSARLARDA Şüphelenmesinden korkuyordum. înhisarlar idaresinin yeni îyi idare ettiniz, Suzan. Sizin kanaatiniz nedir? merkez binası Müspet, diyebüirim. înhisarlar, yılbaşmdan itibaren Gala O mu? Emin misiniz? ta polis merkezi civarındaki Alemdarza Her halde. Fakat devam etmek !â de hanına taşınacaktır. Eski binanın kunzım. Ikinci defa siz onu yalnız görecek tratı kânunuevvel sonunda bitecektir. Mimar Gotye ve Valter'in vazîyetleri Mimar dekoratör Gotye'nin nakkaş olduğu hakkındaki haberlerin doğru ol madığını, bu zatın İzmir fuarında çalış ması için Heyeti Vekile kararı bulunduğunu ve kendisine verilen plânları çizdikten sonra Parise gitmiş bulunduğunu yazmıştık. Belediyenin Gotye'ye Taksim bahçesile Tepebaşı bahçe ve tiyatrosunun plânlarını hazırlamak için verdiği para ceman 1500 liradır. Diğer taraftan Ankara Nümune hastanesinin plânlarını yapan ve Ankara Tıb fakültesinin plânlarını hazırlamakta bulunan Valter'in de ehliyetsizliği hak kmda şuraya, buraya bir takım müracaatler yapıldığı görülmüştür. îlmî iktidan beynelmilel san'at âleminde tasdik edilmiş olan bu zata İstanbulda yeni yapılacak hastanenin plânlarını tanzim vazifesi verilmiştir. Motorin yağı yok mu? Şehrimizde motorin yağı buhranı başgö'stermiştir. Mevcud kumpanyaîardan bir ikisi az miktarda motorin yağı satışı yapmaktadırlar. Bugünlerde piyasaya motorin yağı temin edilmezse, bilhassa deniz motörleri çalışamıyacaktır. Alâkadarlar, îktısad Vekâletine müracaat et mişlerdir. Motörle balık tutan balkçılar da dün Belediyeye başvurarak mazut tedarik edemediklerini bildirmişlerdir. Avrupaya gidecek olan talebelerin harcırahlan dünden itibaren tediye edilmeğe başlanmıştır. Verilen karar üzerine tahsillerine devam etmek üzere tekrar mekteblerine gönderilecek olan talbeler; devlet hesabına fen hukuk, iktısad, felADLIYEDE sefe,tahsili yapanlarla ve saire'gîSMçGma» fc,. arkeoloji, tarın ilimler şubelerinîn son sınıflarında buluKasayı kıran bekçi Güzel İzmir ambarında bekçi Muhar nanlardır. rem Naki, ambann yazıhane kısmındaki Hüsnü hal mazbataları kasayı kırarak 250 lira çalmaktan yakaBundan sonra resmî ve askerî mekteblanmış, Müddeiumumilikçe îstanbul asliye sekizinci ceza mahkemesine gönderil lere girecek olan talebe!ere, hüsnühal miş, sorgusu yapılarak hakkında tevkif mazbataları, mensub oldukları mekteb imüzekkeresi kesilmiştir. Tahkikata göre, dareleri tarafından verilecektir. bekçi, bu işi ambann kapalı bulunduğu Edebiyat kitablarını tetkik pazar günü yapmış, yaptığı bazı değişikeden komisyonun içtimaı liklerle yazıhaneye dışarıdan girildiği kaLise edebiyat kitablarını tetkik etmek naatini vermek istemiş, hatta ertesi gün üzere teşekkül eden komisyon, dün saat «Kasayı soymuşlar» diye kendisi ihbar14,30 da İstanbul Kız lisesinde toplanda bulunmuş, lâkin bu işin faili kendisi mıştır. Komisyon azaları kendilerine veolduğu anlaşılmıştır. Tahkikat yürüyerilen kitablardaki yanlışlıkları tespite başcektir. ladıklarından bu husustaki faaliyetleri etTevkif edildi rafında dün izahat vermişlerdir. Lâlelide Tayyare apartımanlan yanınDiğer taraftan orta mekteb türkçe dersdaki bir sokakta birkaç gece evvel Diki lerinin programlarını tanzim etmekle meşmevi işçisi Behram, birkaç yerinden ağır gul olan ikinci komisyon da faaliyetine ca yaralanmıştı. Bu ağır yaralamadan devam etmektedir. Her iki komisyon önüdolayı hakkında tahkikat yapılan Düz müzdeki ay içinde mesaisini ikmal edeceli Celâl, dün polisten Müddeiumumi cektir. liğe gönderilmiştir. Uzerlerinde kaçak eşya Şimdiye kadar yapılan tahkikata göre, bulundu hâdisenin sebebi, akraba olan her iki delikanlının da ayni kızı sevmeleri, onunla Evvelki gün Köstenceden gelen Daçevlenmek istemeleridir. Bununla beraber, ya vapuru yolculanndan Mardiros ve Celâl, yaralamanm faili kendisi olmadı karısı Anitanın üzerleri aranmış, 10 parğını söylemektedir. ça blüz ve masa örtüsile birkaç para cüzCelâl, ikinci sorgu hâkimliğince sorgu danı bulunmuştur. Mardiros ve eşi Adliyeye teslim edilmişlerdir. ya çekilerek tevkif olunmuştur. Geçen Büyük Harbde îngiltere Al man emtiasının harb kaçağı olduğunu ilân ettiği zaman etrafındaki memleketlerin pek çoğu ve fazla olarak denizaşın büyük ve küçük hemen bütün devletler Almanyanın hasmı olduğundan îngiliz tedbiri adeta memnuniyetle karşılanmıştı. Halbuki halihazırda İngiltere ve Fransadan maada diğer devletler Almanya ile herhangi bir şekilde kapışmak istemiyorlar. Bunların hepsi de normal surette tiş t i l e meşgul olmak Istîyorlar. îngiltere ite Fransanın dünya denizlerinin «n uzatîtĞşelerinde ve yollarında her gemiyi yolundan çevirip ispatı kolay olmıyan Alman malı araştırmasma şüphesiz Almanyayı sıyanet için değil, sırf kendi maddî menfaatlerini korumak maksadile razı olmak istemiyorlar. Bugün büyük, küçük umum devletlerin kabinelerini ve diplomatlarını en ziyade işgal eden cihanşümul yeni bir mesele ve dava ile karşılaşr.ıış bulunuyoruz. îngiltere kararında nekadar ciddî ol duğunu Başvekil Çemberlayn son nutkunda gayet sert bir lisan kullanmakla ispat etti. îngilterenin harb maksadı A) manyadaki nazileri imha olduğunu ve bu gayeye erivmedikçe harbe devamJa ısrar edeceğini beyan etti. Ancak Aîınanlar kendileri naziliği bertaraf ettikleri takdirde daha fazla kan dökülmiyeceğini ilâve etti. Sulh gayeleri de Avrupada büyük bir devletin küçüğüne ilişmemesini temin edecek bir nizam kurmak olduğunu da kaydetmiştir. Demek oluyor ki harb artık tam manasile ve resmen imha harbi olmuştur. Muharrem Feyzi TOGAY Esnaf cemiyetleri reislerinin içtimaı Esnaf cemiyetleri reisleri, umumî kâtibleri ve muhasibleri dün öğleden sonra Esnaf cemiyetleri birliğinde bir toplantı yapmışlardır. Toplantıda, sene sonu münasebetile hazırlanacak bütçelerdeki yardım fasıllarının birer miktar artırılması işi görüşülmüştür. \ Çöken apartımanm sahibleri muhakemede j ÜNİVERSİTEDE Arkeoloji kongresi için hazırlıklar Şehrimizde toplanacak olan 18 inci antropoloji arkeoloji kongresinin hazırlıklarına başlanmıştır. Bu işle uğrr;mak üzere Ankarada Maarif Vekâletinde bir komisyon teşkil edilmiştir. Komisyonun toplantılanna iştirak etmek üzere Universite Edebiyat fakültesi dekanı Hâmidle bazı profesb'rler dün Ankaraya gitmişlerdir. Tütün ihracatı Fransa, bizden geçen ay bidayetinde külliyetli miktarda tütün istemişti. Bu teklif üzerine Fransız rejisine Türktütünlerinden birer nümune gönderilmişti. Fransızlarm bizden alacakları tütün m:ktan henüz belli değilse de, vasatî beş yüz bin liralık bir mubayaada bulunacaklan zannedilmektedir. Diğer taraftan 1 eylulde Polonya heîabına gönderilen tütünlerin hepsi yalnız bir tüccar müstesna Polonyaya itha! edijmistir. Bu tütünlerin bedellerinin ne suretle ödeneceei henüz malum dcpildir. Çöken apartımanın sahibleri dünkü muhakemede Bu sene martın 25 inci günü öğle zamanı Beyoğlunda Yenişehirde Mangasar caddesinde Atlas apartımanı çökmüş. içerisinde bulunanlardan bir kısmı ölmüş, bir kısmı da yaralanmıştı. Apartımanm sahibleri Yani, Aleko ve Evgeniyanm, ölümlere ve yaralanmalara sebeb olmaktan İstanbul ikinci ağır ceza mahkemesinde muhakemelerine başlanılmıştır. Muhakemeve dün öğleden sonra devam edilmiş, şahidlerden Andon, senelerce evvel binanm nasıl yaptırıldığını anlatmış, kaza sırasında apartımanlarda bulunanlar bu arada marangoz Pavli, kızları Anastasya ile Androniki dinlenümişlerdir. Muhakemenin devamı. bagka bazı sahidlerin çağırılmasma kalmıştır. «Kadın psikolojisi» Bugün saat 18,10 da Üniversite kon ferans salonunda profesör Remzi Kazancıgil tarafından bir konferans verilecektir. Konferansın mevzuu «Kadın psikolojisi» dir. •,, Trenin altında kaldı Bakırköyünde Cevizlikte oturan 53 yaşlarında Reşide isminde bir kadın dün Ahırkapı istasyonunda trene binmek is terken muvazenesini kaybedip düşmüş, trenin altında kalmıştır. Sol ayağı topu ğundan kesilmiş, hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınmıştır. Cumh u r i y et Abone şeraıtıj Üc avbfc Nüshası 5 kurushıı Haric Türkive icin İCİD 1400 Kr 750 > 27IMI Kr. Senelik Alö avlık Bit aylık 400 > 150 » 1450 800 • » Yoktoı

Bu sayıdan diğer sayfalar: