29 Aralık 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Aralık 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 29 Bîrincikânun 1939 ADLiYEDE VE ( Şehir ve Memleket Haberleri 1 Siyasî icmal MAHKEMELERDE Ekmek satan Mehmed Akifin hatırası Baku ve Ehvaz petrolları dükkânların teftisi İki gazete arasında Üç kişinin satış ruhsati hürmetle yadedildi bir neşriyat davası yeleri musadere edildi Dün Üniversite konferans salonunda yapılan •• «Yeni Sabah» sahibi: «Zekeriya Sertel için yazdıklarımız, kendisînin hüviyeti hakkında Millet Meclisindeki müzakerelerîn naklinden ibarettir» diyor Dün kaza kaymakamlarile Belediye müfettişleri ekmek satan dükkânlan umumî bir teftişe tâbi tutmuşlar, 1 1 kuruşa ekmek sattıkları anlaşılan Taksimde Aydede sokağında bakkal ekmekçi Lâzari ile Topçularda Ali Rıza, Şehidmuhtar mahallesinde Saniyenin ekmek satma ruhsatiyelerini ellerinden almışlardır. Seyyar ekmekçilerin evlere kadar götürdükleri ekmekler için bir kuruş fazla para istemeleri caiz görülmüyor. Filhakika fırtınalar, ekmek satışı için mıntakalarının en uzak mahallerinde dükkânlar açmak mecburiyetindedirler. Dükkân açmıyan fırınlar bunlan tablakârlar vasıtasile beygirle uzaklara gönderip sattırmaktadırlar. Diğer taraftan ekmekçilerin fınnlarda kullandıkları malzemenin pahalılaşmasını vesile ederek yeniden on para zam istedikleri söylenmiş ise de bilâkis piyasada un fiatmda yirmi kuruş kadar düşüklük olduğu ve bu vaziyet devam ettiği takdirde bilâkis ekmek fiatlannda tenzilât icra81 lâzım gleeceği beyan edilmiştir. ihtifalde profesör ve talebeler buljmdular arbî Avrupada harb uzayıp da ne denizde, ne de karada seri ve kat'î bir netice elde etmeğe imkân kalmadığı takdirde iki tarafın da başka sahalarda birbirinin can alacak noktalarını arayarak vurmağa teşebbüs edecekleri muhakkaktır. Bu gibi noktaların başında başlıca eshamı Ingiltere devleti hazinesinin mah olan cenubî tran petrol havzası bulunuyor. lhvazdaki zengin kuyulardan istihsal edilen petrollar boru hattile Şattulârab nehri sahilindeki Abadana akıtılmakta ve burada tasfiye edildikten sonra İngilterenin anavatan donanmasile diğer tngiliz bahrî kuvvetlerine ve bunlarm üslerine gönderilmektedir. Musul daha doğrusu Kerkük petrolları da bir kolu Filistindeki Hayfa ve diğer kolu Suriyede Trablusşam limanlarına birer boru hattile nakledilip Akdenizdeki tngiliz donanmasile Fransız donanmasının yakacağı temin edilmektedir. Binaenaleyh cenubî Iranla şimalî Irak ve boru hatlarının geçtiği Suriye ve Filistin tngiltere ile Fransanın can alacak nok talarını teşkil etmektedir. Diğer taraftan Rusya ile Almanyanın da en can alacak noktası uzakta olmayıp Kafkasyanın şarkında ve Bahrihazer civarında bulunuyor. Çünkü senevî otuz milyon ton petrol veren bu havali Rus ordusunun motörlü kıt'alarile donanmalannın ve makineleştirilmiş olan ziraatinin ve başlıca sanaj'iinin j'akacak ihtiyacını temin ettikten başka ahiren karadan ve denizden Rusya ile muvasala temin eden Almanya dahi ordu ve donanmasımn ve hava kuvvetlerinin büyük harb dolayısile yapmakta olduğu azim sarfiyatı başlıca Baku petrollanndan temin etmek ümidindedir. Muharib devletlerin can alacak damarlan birbirinden uzak olmayan mezkur üç noktada bulunduğuna göre iki taraf da buna göre hem tedafüî, hem de tecavüzî tedbirler almaktadırlar. Şimdiye kadar gizli tutulan bu hazırlıklar hakkında artık malumat neşrinde beis görülmemektedir. Çünkü deniz aşırı nakliyatın hemen hemen arkası alınmıştır. Meselâ Fransız Başkumandanlığmm müsaadesile Deyli Telgrafın yakınşark muhabiri Suriye ve Lübnandaki başlıca askerî merkezleri ziyaret ederek burada zuhaf, sipahi ve nişancı namlarile maruf şimalî Afrikanın yerli askerleri ve Fransanın Hindiçin' müstemlekesinden getirilen Tonkinli ve Annamlı efrad ve hatta ecnebi aylıkh askerlerinden mürekkeb lejyonlann ve bir kelime ile bütün Fransız imparatorluğunun Fransız unsurundan olmayan umum yabancı ırklara mensub askerî kuvvellerin hep burada toplanmış olduklarını bildir miştir. Nakora burnundan Halebe ve Trablustan Şama kadar bütün Suriye şimdi büyük bir ordugâh halini almıştır. Muhabir, 72 yaşındaki General Weygand'ın kumanda ettiği yarı zenci muazzam bir ordunun Fransadaki gibi Surivede iyice yerleşmiş olduğunu da îîâVe et miştir. Diğer taraftan ltalyan gazeteîeri 34 Ingiliz mühendisinin Beyrut tarikile Bağdada gitmiş olduklarını haber ver mektedir. Bunlarm vazifesi Sovyetlere karşı Fransızların zenci ve lngilizlerin Asyalı askerlerinin sevkini kolaylaştır mak üzere askerî yollar yaptırmak ve bir taraftan Karkük ve cenubî Iran petrol kuyularının emniyetini sağlamlaştırırken diğer taraftan da Baku petrol kuyulannı Rusların elinden almak için hazırlanmak olduğunu gene bu gazeteler tahmin ediyorlar. Ruslann Finlandiyadaki muvaffakiyetsizlikleri üzerine artık bir cihan harbi istidadını gösteren yeni Avrupa harbinin bu kıt'ada değil Asyanın garbında kat'î bir neticeye ereceği gün geçtikçe çoğalmakta olan delâille sabit olmaktadır. Dahası var: Mısır gazeteleri Şettulârabın ağzına ve Irakın bütün deniz mahrecine hâkim olup şeyhi İngilterenin himayesi altında bulunan Küveyte bir Ingiliz askerî heyeti gelmiş olduğunu ve burada Ingilizler için tahkimat ve üsler yapacaklarını haber veriyorlar. Ingiltere Irakı iktîsadî cihetten de kendisine bağlamak için buradan tonu 90 şilinden olmak üzere 200 bin ton arpa satın almıştır. Dun yapuan Akıj ıhtıjaiınde bulunanlar (Fenı Sabdh* gazetesi sahibi Cemaleddin ve neşriyat müdüru. Macıd, dünkü muhakemede. Tevfik Fikrete dair yapılan bir anket ve açılan bir münakaşa üzerine ortaya çıkan neşriyat davasına, Istanbul altıncı asliye ceza mahkemesinde dün sabah da bakıilcli. dava mevzuu etrafında, taraflar dinlenildi. Davacı «Tan» gazetesi başmuharriri M. Zekeriyya Sertelin yerine, avukatı Hamdi Halim gelmişti. Dava edilen «Yeni Sabah» gazetesi sahibi Cemaleddin Saracoğlu ile neşriyat müdiirü Macid Çetin, vekilleri Mahmud Evenle birlikte hazırdılar. Geçen celsedeki karara göre, dava edilenlere dava istidası suretlerinin tebliğ olunduğu tespit edildikten sonra, Cemaleddin Saracoğlu sorguya çekildi. Şöyle söyledi: « «Yeni Sabah» ta çıkan bir anket üzerine, «Tan» gazetesi, «Fikreti bir irticaa bayrak mı yapmak jstiyorlar» sernameli bir yazı neşrederek, bizi, inkılâbm esaslarından olan lâikliği yıkmayı tas mimle itham etti. Bu isnada karşı, tahrik edilmiş olarak, kendimizi müdafaa yollu mukabele ıztırarında kaldık. Bu şekildc, meslek an'anesine ve muaşeretine yakışmaz ve asılsız neşriyat yapmakla, bizi hükumet ve memleket nazarında küçük düşürmeyi, müşkül mevkide bırakmayı gözettiler. Pek tabiî olarak, hakikî vaziyetimizi tasrih ve tavzih etmemiz lâzımdı. Bununla beraber, biz, sadece M. Zekeriyya Sertel hakkında Büyük Mjllet Meclisinde geçen bir müzakereye dayandık. «Yeni Sabah» ın yaptığı neşriyat, doğrudan doğruya Büyük Millet Meclisi müzakerelerinin naklinden ibarettir. Bir zaman, Büyük Millet Meclisinde, M. Zekeriyya Sertelin hüviyeti hakkında alenî münakaşalar gemiş ve bu müzakereler, 1938 senesinde «Türkiyede matbuat rejimleri» isimli kitaba da geçirilmiştir. Matbuat Umum Müdürlüğünün neşriyatı arasmdaki bu kitabda, Meclis müzakerelerindo ondan bâhis kısım, aynen mev cuddur. Hatta ben, nezaketen orada geçen şiddetli sözleri tahfifle aldım. Hulâsa, bizim maksadımız, guya biz kasden bir Tevfik Fikret anketi açarak inkılâbın esaslarından olan lâikliği yıkmayı tas mım etmişiz gibi neşriyatile, bir nevi ıhbarda bulunur görünen «Tan» gazetesinin bu neşriyatına karşı, kendimizi mü dafaa sırasında, bize bu isnadda bulu nanın sahsını, hüvijetini belirtmektir. Mukabil neşriyatımız, tahrik neticesidir, tabiî bir aksülâmeldir ve ifrata varma dan, muayyen bir insicam tahtında yürütülmüştür. Oyle bir isnad karşısında böyle mukabeleye, hakaret denilemez. Bastığımız karikatüre gelince, bu, Büyük Millet Meclisinde M. Zekeriya Sertel hakkında yapılan müzakerelerden mül hemdir, o müzakere esaslannı temsil eder mahiyette bir resimdir. Ve diğer taraftan, bir karikatürden ibaret olması, üzerinde fazla dunılmaması lüzumunu gösterir. Dünyanın her tarafında yapılan türlü türlü karikatürler, karikatür husu siyeti itibarile, daima müsaid karşılanır. Karikatür yapmak, bir suç işlemek sayılamaz.» Macid Çetin, «ben, bu sözlere aynen iştirak ediyorum, mukabeiede bulunduk, lâkin lıakaret etmedik» dedi. Her ikisi nin dc vekili Mahmud Even, Matbuat Umum Müdürlüğünün neşrettiği «Tür kiyede matbuat rejimleri» isimli kitabın, müdafaa noktasından mahkemeye veri leceğini kaydederek, «biz de, mukabil dava açtık. Daha Müddeiumumilıktedir. Tahkikat safhasmdadır. Bizim davamızın da, buraya getirtilmesi icab eder» dedi ve herhangi bir karikatürün, muayyen bir şahsın komik veya diğer kimselerden kendisini ayıran taraflarını tebarüz etti rici resim olduğu şeklinde izahat verdikten sonra, bu karikatürün san'at haddini aşıp aşmadığınm bu işte vukuf ehli ka rikatüristlere havalesi lâzım geldiğini ortaya attı. Davacı M. Zekeriya Sertelin avukatı Hamdi Halim, «Yeni Sabah» ın mizahî değil, siyasî bir gazete olduğundan bahisle, şöyle dedi: « Bu karikatürün altmdaki yazı, karikatürü sadece resim mahiyetinde tetkike mânidir. Karikatür, yazı i!e bir kül olduğundan, ben, ehlivukufa havaleye kanunî imkân göremiyorum. Bunun suç o lup olmadığını tayin, yazı ile beraber, mahkemenin takdirine bağlıdır.» Bu aralık, hâkim Halil, sordu: Mevzuubahs gazetenin mizahî ol mayıp, siyasî olduğunu söylüyorsunuz. Siyasî bir gazetede karikatür çıkmaz mı? Çıkar, ama burada çıkan yalnız karikatür değil ki... Altında bazı fikirler, mütalealar da mevcud! Eğer resim bizatihi bir mana ifa ederse, karikatür olur, lâkin altına ilâvelerle mahiyeti değişir, herhangi bir kasde alet olması da kabildir; bu işte olduğu gibi! Davacı vekili, dava mevzuu olan birkaç cümleyle birkaç kelime sıralayarak, bu isnadlarla bir ba3muharririn, karileT nezdindeki itibanna halel geleceğini, kredisi düşeceğini, bunun doğrudan doğruya şahsa taarnız mahiyetini aldığını iLâve ve şöyle devam etti: Müekkilim hakkında bir zaman Büyük Millet Meclisinde cereyan eden bir müzakereye istinad ettikleri müdafaasındadırla'r. Bir celsede geçen müzakerenin tesiri, celse bitince zail olur. Neşriyarla tamim, tesiri sirayet ettirir. Kaldı ki, ortaya attıkları şey, o zaman, Taksimde heykel yapmanın zamanı olup olmadığını, abide yerine hastane yapılmak daha muvafık olup olmıyacağını araştırır mahiyette bir makale üzerine geçen müzakerelerdir. Müekkilim, o makalesinden dolayı Mecliste itham ve muahaze edilmiş olsa bile, bu, şimdi neşriyatla kendisine hücumu mazur gösterir bir sebeb değildir. Hem, Meclisin o celsesinde müekkilim aleyhinde lâkırdı söyleyen, bir kaç değil, sadece bir meb'ustu. Asıl, kendilerinin yok Fikrete heykel mi dikmeli, yok kitablarını mı yakmalı, diye anket yapmaları yersizdir. «Fikret bir irticaa bayrak mı yapılacak?» yazımız da, bu anketi tenkiddir. Tenkid, tahrik midir? Hayır! Edebî mevzua dinî bir mahiyet verilmesine itiraz, yalnız tenkidde bulunmak, demektir. Müddeiumumî, dava edilenlerin müdafaa haklarını sıyaneten karikatürün ehli vukufa havalesi muvafık olduğu, «Türkiyede matbuat rejimleri» adh kitabm mahkemeye ibrazını müteakıb, salâhiyet ve bitaraflıklarına inanılacak üç ehli vukuf intihabile tetkikat yaptırılması, «Tan» daki yazınm bir tahrik sayılıp sayılamıyacağınm ve «Yeni Sabah» taki yazının «Türkiyede matbuat rejimleri» adh kitabda yazılanın hudud ve şümulünü aşıp aşmadığının, bunda bir hakaret kasdi sezilip sezilmediğinin ve sair hususlajın araştırılması mütaleasında bulundu. Hâkim Halil; mahiyet ve delâlet ettiği mananm tayini ihtısastan gelme bilgiye vabeste bulunan işlerde ehli vukufun rey ve mütalesına müracaat zarurî olduğu, neşriyat arasında yer tutmuş olan karikatürün ve karikatürcülük hududunun tayini, kanunî bir mesele olmayıp ancak bu işle iştigal edenlerin vukuflarile aydln lanabileceği, «Tan» ın neşrettiği makalenin, Zekeriyanın «Yeni Sabah» ta çıkan karikatürile beraber hakkındaki neşriyatın ve «Türkiyede matbuat rejimleri» isimli eserin bu davanm takdirinde müessir birer âmil olarak ileri sürülmesine nazaran, bunların topluca edebî, ilmî ve mizahî bir tetkikten geçirilmesi icab ettiği esbabı mucibesini ortaya koydu ve «Türkivede matbuat rejimleri» isimli eserin mahkemeye ibrazına. tam bir ihtîsasla ehli vukuf olmak üzere Üniversite doçent ve profe<=örlerinden üçünün isimleri mahkemeye is'ar edilmek talebile Müddeiumumilisre müzekkere tastirine karar verdiğini bildirdi. Ayni zamanda, dava edilen lerin sor^uya çekilmiş bulunmalarına göre, mahkemeye bizzat arelmekten vareste tutulmalarına, istekleri üzerine karar ve. rip, senebası tatili ve muamelâtın yeni seneye devri meşguliveti sebebile, muhakemenin devamını. 5 kânunusani cuma günü saat 1 6 ya bıraktı. Büyük şair Mehmed Akifin ölümünün dır. Türk milleti, Akifin dediği gibi ezelüçüncü yıldönümü münasebetile dün saat denberi hür yaşamış ve ebediyete kadar 18 de Üniversite konferans salonunda hür yaşıyacaktır.» büyük bir ihtifal yapılmıştır. Toplantıda Ali Nihad Tarlan Akifin kısaca hayaÜniversite profesörlerinden başka, kala tını gözden geçirerek sözüne devam etmiş balık bir talebe kütlesile Akifi sevenler ve demiştir ki: ve merasime iştirak etmek üzere Ankara« Pek kısa olarak anlattığım hayatıdan gelen talebe heyeti hazır bulunmuş nı tetkik edersek onun şarkı ve garbı iyi tur. Merasime, salonu dolduran yüksek tanıyan tam bir münevver olduğunu katahsil gencliğinin hep bir ağızdan söyle bul etmek ıstırarındayız. Böyle bir ada dikleri Istiklâl marşile başlanmıştır. Müte mın fikrî ve ruhî vaziyet ve mevkiini akıben büyük şairin hatırasına hürmeten blçmek kolay değildir. Akif kuvvetli bir Bir Fransız firması namına süt fabri bir dakika ayakta sükut edilmiştir. vatanperver, metin ahlâklı, çok kuvvetli kası tesisi için dün Belediyeye müracaat seciyeli münevver bir dindar, hayatında Ali Nihadın sözleri yapılmıştır. Firma, kurmak istediği fabriancak büyük gayelere yer vermiş, yanı kanın plân ve krokisini Belediyeye verllk defa kürsüye gelen Ali Nihad Tar hayatını buna hasretmiş, ebedî şeıefi fani miştir. Bu plâna göre fabrika sütler için lan şairin edebî şahsı ve hayatı hakkınzevk ve şöhretlere feda etmemiş bir idebir depoyu, pastörizasyon, filitre, şişehane, da şunları söylemiştir: alisttir!» frigorifik daire, kap ve depo mahalli, dol« Aziz arkadaşlar, yaptığımız topAli Nihad Tarlandan sonra Hukuk fadurma mahalli olmak üzere on kısmı ih lantıda onun hayat ve şahsiyetini anlat tiva edecektir. Bu tesisaü yapmak için 1 mak, Akifi anmak vazifesini bana tevcih kültesi talebelerinden Necdet ve felsefe milyon 200 bin frank istenilmektedir. ettiğiniz. Bu teveccühü şükranla karşıla şubesinden Suad millî şairin edebî krymeFabrika takas suretile Türk parasile 52 mamak mümkün değildir. Ancak dün ak tini ve genclik üzerindeki tesirini anlat bin, dövizle olursa 33,000 liraya yapıla şam bu teşebbüsünüzden haberdar oldu mışlardır. Talebeden Raci, Zeki ömer, Orhan da bilecektir. Belediye iki fabrika yaptırmak ğum için o mukaddes şairin şan ve şereAkifin güzel şiirlerinden birer parça okuistediğine göre bu fabrikalar 104,000 li fine lâyık bir musahabe yapamıyacağımı raya mal olacak demektedir. Teklif, bu biliyorum. Fakat ne zaran var. Zaten ben muşlardır. gün Belediyede yapılacak bir toplantıda bu kürsüye böyle bir iddia ile çıkdmam. Kabri başında... tetkik edilecektir. Bir ltalyan fabrikası ta Siz onu benden değil, kendi temiz ruhlaDün sabah Üniversite genclerile An rafından da ekmek fabrikası inşası için rınızdan dinliyeceksiniz. Onun ruhaniyeti, karadan gelen talebe heyeti ve merhu yapılan teklif alâkadarlar tarafmdan tet bir kere daha içimizde şahlanacak. Bugün mun bazı arkadaşları şairin kabrini zikik edilmektedir. Firma 3 tip fabrika in bir kere daha en derin bir inşirahla onun yaret etmişlerdir. Merhumun fezaili, şasını teklif etmiştir. Bunlardan biri beş terennüm ettjği istiklâl havasmı teneffüs yüksek ahlâk ve seciyesi hakkında Eşref bin, diğeri on beş bin, üçüncüsü de 65 bin edeceğiz. Bir kere daha âsabımızda istik Edib bir nutuk irad eylemiş, ondan sonkilo ekmek imal edecek büyüklükte ola lâl hassasiyetinin bütün saadetlerin fev ra Ankaradan gelen heyetten Necati Şecaktır. kinde olan heyecan ve ürpermelerini du ren, merhumun kabri başına gelerek «seyacağız. lâm sana ey büyük söze başŞEHİR tSLERt Bu yıl Akifi anmak hususunda göster lamış, heyecanlı bir şair!» diyebulunmuşhitabede •"• ' Seferden menedilen şoförler diğiniz tehalük, bu gibi ihtifallerin uzun tur. •* ' ' fasılalarla yapılması daha münasib olmaMerasime Istiklâl marşı okunarak ni Otobüs şoförlerinin günde ancak sckiz sına rağmen biraz yerinde ve manidar hayet verilmiştir. saat çalıştırabilecekleri Belediye mukarreratından iken bazı araba sahiblerinin bunlan sefer başına bir miktar paıa ver Asfalt yolda devrilen otobüs thtikârla mücadelenin ilk mek suretile çalıştırdıklan anlaşılmıştır. Dün 1 8 yolcu ile îstanbuldan Lüleburmüspet tesirleri Bu gibi şoförler seferden menedilmişler gaza hareket eden 10 sicil sayıh ve Is Hükumetin ihtikârla mücadele husu dir. ,,,» tanbul 40 plâka numaralı Hüseyin oğlu sunda aldığı tedbirlerin müspet neticele Mehmed Aslanın idaresinde bulunan o ri görülmeğe başlamıştır. Kardeş kavgası Dün, Sarıyerde Maden sokağında otu tobüs, Bakırköy Emrazı Akliye ve AsaSığır derilerinde fiat tenezzülü devam ran Zehra Rumelikavağında oturmakta biye hastanesi civanndan geçerken asfalt etmektedir. Haricden gelen ham deriler, olan kardeşi lbrahimden para istemiş, a yol üzerinde kaymış, devrilmiştir. Dev kuru sığır ve ham derilerin ithali için aralarında çjkan münazaa neticesinde lb rilme neticesinde yolculardan bir kadın çılan akreditif deri fiatlanna sür'atle mürahim, kardeşinin boğazını sıkmış, Zehra yüzünden, bir erkek de dizlerinden ya essir olmuştur. Bir hafta evvel 95 kuruşa da kendini kurtarmak isterken sağ kolu ralanmıştır. Yaralılar Emrazı Akliye has satılan derilerin fiatlan, bugün 75 Tcuruşa nu cama çarparak ağır surette yaralan tanesinde tedavi edildikten sonra evleri kadar nezezzül etmiştir. ne gönderilmişlerdir. Diğer taraftan piyasaya fazla miktarda mıştır. pirinc geldiğinden fiatta 34 kuruşluk bir W. M. C. A. kapatıldı Yakalanan kumarbazlar düşüklük göze çarpmaktadır. W. M. C. A. Amerikan genc hıristi Kumkapıda Yeniokul sokağında otu ran ve Mercan hanında kahvecilik yapan yanlar yardım cemiyeti, zabıta tarafmdan Yumurtacıların ihracat Mehmed Özkorkmazın kahvesinde Meh Türkiyede bir daha açılamamak üzere kabirliği med Ali, Cevad, Tahir, Ahmed Efe ve patılmıştır. W. M. C. A. nın kapdtılma Dün, Ticaret ve Sanayi odasmda tek diğer Mehmed ismindeki şahısların ku sının sebebi cemiyetler kanununa muhalif rar toplanan yumurtacılar, bir ihracat mar oynadıkları görülmüş, suçlular ya hareket etmiş olmasıdır. Müessesenin kapısı mühürlenmiş, pan birliği kurmuşlardır. kalanmışlardır. siyoner bulunan bazı talebeye eşyalarını Nizamname tasdik için Vekâlete gönnam ve hesabına casusluk yaptığı sabit alıp başka yere taşınmalan için üç gün derilecek ve tasdikı müteakıb bİTİik resmen teşekkül etmiş olacaktır. olmuştur. Karar esbabı mucibesinde, bu mühlet verilmiştir. devletler sefaretlerile sıkı teması olan Alâeddin Haydann, Tunceli isyanı sırasında yanında bulunan bir haritadan, Trakya manevralan esnasında çektiği fotoğ . raflardan, memlekete gelen tayyare sayısına, limandan gelip gecen harb gemi lerine dair topladığı ve bu iki ecnebi mem Iekete eröndermeği tasarladığı malumat tan bahis vardır. Temvizi kabil olmak ü7ere 9 sene, 2 ay ağır hapis cezası, 525 lira ağır para cezası ve mahkumiyet müddetini bitirdikten sonra da, bir sene Cankırıya sürülmek cezası karar altına alınmıştır. Muhakeme edilen, karar mahkeme salonunda yeTİne getirilTek, jandarma refakatinde İstanbul Tevkifanesine •""'lanmıştır. Süt fabrikası için yapılan müracaat Bir Fransız firmasının teklifi tetkik ediliyor 1 c : Muharrem Fevzi TOGAY • Karadenizde yeni bir fırtına başladı ) Yılbaşı piyangosu Millî Piyango idaresi tarafmdan tertib olunan yılbaşı keşidesine aid hazırlıklar bitmiştir. Piyango pazar günü akşamı saat 20 de Beyoğlunda Asrî sinemada çekilecektir. Biletlerin satışı hararetle devam etmektedir. Kazanan numaraların radyo ile de ilânını temin edecek tedbirler alınmıştır. Trenin penceresinden bakarken... Dün sabah saat 10,5 ta Istanbuidar Edirneye giden posta treni yolcularından Uşakh Mustafa, trenin penceresinden aşağı bakarken muvazenesini kaybederek yola düşmüş, muhtelif yerlerinden ağır surette yaralanmıştır. suclu Silivrî civarında bir kövde kocası Hasanı, icerisine zehir kovdueu voğurtla öldürmeğe teşebbüs ettiği iddia olunan Havvanın muh^kemesine Ntanbul birinci A°ırce7a mahkemesinde dün Sğleden Dün sabah şehre yağan karla örtülü bir cadde sonra d«*vam olundu. Serbest muhakeme edilen Havva, kaTİı hava dolavısile mahYeşilköy Meteroloji istasyonundan karh geçmiş, rüzgâr şimalden saniyede kemevp ffelememişti. Glyabında bir şahid verilen malumata göre dün hava, yurdun 6 ile 8 metre arasında hızla esmiştir. dînlenildi, mühim bir şev bilmiyordu. bütün bölgelerinde kapalı ve yağışlı geçSıcaklık derecesi en fazla 13,1, en az M"hakemenin devamı, subata bırakıldı. miş, rüzgâr doğu bölgelerde cenubî is 0,14 santigrad olarak kaydedilmiştir. tikametten orta kuvvette, Trakya, KocaMarakaz, Armudluya sığmdı Arnavudkövünde Mehmed isminde bi eli, Ege ve Akdeniz kıyılannda şimalî isMudanyadan kalkan Marakaz vapuru rini, kı«men kıskanchktan ve k><smen bir tikametten, orta Anadoluda, Akdeniz kı şiddetli kar tipisine tutulup Armudlu liisinden rıkan kavgada öldürdü&ü yılannda garbî istikametten yer yeç fır manına sığınmıştır. iddi=>"le mevkuf olarak rnuhak<**ne edi tına şeklinde esmiş, Akdenizde lodos, Bosaltılan ev » n M"«rafa Canbar hakkında, İstanbul Marmara ve Ege denizlerinde poyraz fır'• Dün gece yağan yağmurlar yüzünden T r birinci ASırceTa "^aKkfmcîi. kaT? ipı ve tınası devam etmiş, Karadenizde kara Hasekide Kürkçübaşı mahallesinde KaMnstffa Canbaz. tTnvizi kabü ol yelden yeni bir fıtına başlamıştır. Kara rakolarkası sokağında 25 numaralı evin denize çıkacak vapurlar, dün seferden baca ve halâ kısımlan yıkılmıştır fk, bazı ta^f'f «pbcblerile ceza müd menedilmiştir. lnsanca zayiat yoktur. Ev tahliye ettideti 6 seneye indirilmiştir. Dün, hava tstanbulda kapalı ve kısmen rilmiştir. t Kömür çarptx Ortaköyde Muallimnaci caddesinde Enverin 58 sayılı garajında kapıcı Boyabatlı Mustafa içeride yaktığı mangal kömüründen çıkan gazle zehirlenmiş, Beyoğlu hastanesine kaidınlmıştır. Mahkum o^an casusluV casusluk mevzulu bir davada, İstanbul birinci Ağırceza mahkemesince karar bildirilmiş, kararın bildirilmesile beraber, serbest olarak muhakeme edilen, derhal tevkif edilmiştir. Muhakeme edilen, Alâeddin Haydardır. Kaoalı celsede geçen muhakemenin açık celsede bildirilen kararına göre, kendisinin iki ecnebi devlet GUNHURİTET Nüshası 5 kuruştur. Abone şeraıtıj ^ " Senelik Altı ayhk Üç ayhk Bir ayhk *£ 1400 Kr. 2700 Kr 750 > 1450 » 800 > 400 > 150 » Yoktuı

Bu sayıdan diğer sayfalar: