29 Ocak 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

29 Ocak 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURtYET 29 Ikincîkânun 1940 Şe|ırin içinden ( Şehir ve Memleket HaberleriIj Siyasî icmal Şiddetli soğuklar tekrar basladı Dört kişi, MecidiyeköMuafiyetler hakkında Bu basık tavanlı bina şimdiki perişan heyetile Memleketin her tarafmyünde haf riyat yaptırıyor kaldıkça bundan fazla ne yapılsa göze görün da fırtına devam ediyor Mecidiköyü civarında likör fabrikası miihim bir tamim geldi ittisalindeki arsada uzun müddettenberi Ecnebi mekteblerin vergi muafiyetleri Orta Avrupa ve Balkanlarda devam emiyeceğini de bilmek lâzım!.,. bir hayli para sarfile hafriyat yapılmak hakkında alâkadarlara bir tamim gelmişden şiddetli soğukların tesiri yavaş yavaş burada da görülmeğe başlamıştır. Birkaç gün evveline gelinceye kadar nispeten mutedil giden hava iki gündenberi bozmuş, soğuklar artmıştır. Yeşilköy Meteoroloji istasyonundan aldığımız malumata göre diin hava Egenin cenub kısımlarile Akdeniz kıyılarında ve cenub doğusunda çok bulutlu ve mevziî yağışlı, diğer bölgelerde kapalî ve yer yer yağışlı geçmiş, rüzgârlar bütün bölgelerde simalî istikametten Karadeniz kıyıları, Trakya ve Ege bölgelerinde yer yer kuvvetli, diğer yerlerde orta kuvvette esmiş, Karadeniz, Marmara ve Ege denizlerinde simal fırtınası devam etmiştir. Dün İstanbulda hava kapalı ve az karlı geçmiş, rüzgâr şimalden saniyede 3 ile 5 metre arasında esmiştir. Hararet derecesi en çok 2,2 ve en az (0) santigrad olarak kaydolunmuştur. tadır. Burada aranılan şey, şarkî Roma imparatorluğunun hazineleridir. Işin şayanı dikkat tarafı, hafriyatın dört şahıs tarafından ayrı, ayrı tekrar edilmesidir. Birbirlerile münasebeti olmıyan bu dört şahıs da fasıla ile hükumete müracaat etmişler, hazine aramak müsaadesini almışlardır. Bu zevatı hafrivatı yapmağa sevkeden sebebin ne olduğu malum değildir. Ancak eskiden bir Yunanlı tarafından yapılmış bir haritanm mevcudiyetinden bahsedilmektedir. Buradaki toprakları en son kazdıran şahıs geçenlerde kuvvetli bir kemere tesadüf etmiş, hülvalarının tahakkuk etmekte olduğu ümidine kapılmıştır. Fakat müzeden gönderilen bir memurun yaptığı tetkikat neticesinde bu kemerin hiçbir tarihî kıymeti haiz olmadığı anlasılmıştır. Hafriyat yapanlar henüz ameliyattan sarfınazar etmiş değillerdir. Misafirhane Roma imparatorluğunun Ecnebi mekteblerin tarihi hazineleri! kazanc vergileri Finlandiya harbi inlandiya ile Sovyet Rusya arasındaki harb siddetle devam ediyor. İki aya yakın bir zamandanberi Sovyetlerin asker, tank ve tayyaıe sayısı itibarile faik olan büyük kuvvetlerine karşı kahramanca döğüşen ve zafer üzerine zafer kazanan Finler hemen hemen bütün ihtiyat kuvvetlerini ateş hattma sevketmiş bulunduklarından çok yorgundurlar. Tam bu sırada ekserisi İsveç ordusundan yeni ayrılmış harb zabit ve askerlerinden müteşekkil İsveç gönüllüleri cepheye yetişerek Fin askerlerile nöbet değiştirmişlerdir. Bu sayede Fin muharibleri nefes alarak yeni hamleler için enerji toplamağa fırsat bulacaklardır. isveç gönüllüleri hakikaten can ve gönülden Finlerin davasını benimseyerek döğüşüyorlar. Çünkü bu dava ayni zamanda İsveçin de hayat ve mevcudiyeti davasıdır. Bunu îsveçin salâhiyettar ağızları da gizlememektedirler. Meselâ Hariciye Nazın Günter bir İngiliz gazetecisine şunları söylemiştir: «Finlandiyanın hürriyet ve İstiklâl davası ayni zamanda isveçin de davastdır. İsveçin mukadderatı bir dereceye kadar Finlandiyanın akıbetine bağlı bulunmaktadır.» tsvecin davası da ayni zamanda Norveç ile Danimarkanın mevcudiyeti meselesidir. İskandinavya büvük yarımadasının yarısını işgal eden İsveç, istiklâlini kaybettikten sonra diğer yarısına sahib bulunan Norveçin yasamasına imkân kalmaz. Finlandiya ile İsveç hemhudud olduğu gibi, Norveç de Rusların taar ruzuna uğrayan bu memleket ile sınıra maliktir. Daha ziyade adalı bir memleket olan Danimarka dahi iki arada dar boğazların bulunmasma rağmen Iskandinavyanın mütemmimi bulunuyor. Bu memleketler şarktan Sovyetlerin tehdidi altında bulunurken garbdan da abluka dolayısile ıktısaden çok sıkışık vaziyettedirler. Ancak kendi aralarında işbirliğı yapıp birbirlerinin yiyecek ve sana yi ihtiyaclarını tamamlamak suretile yaşamağa imkân buluyorlar. Bu sayede bitaraflıklarmı ve istiklâllerini feda etmek tehlikesinden kendilerini koruyorlar. Finlandiyanın uğradığı taarruz üzerine Şimal denizile Atlas Okyanusundaki abluka İskandinavya grupu denilen bloku adeta tek bir kütle haline getirmiştir. Sovyet hükumeti Finlandiya meselesini askerî kuvvetle ve büyük taarruzlaria neticelendirmek hususunda ısrar ediyor. Çünkü siyasî prestijini kurtarmak için başka bir çare görmemektedir. Fakat DU defa da Ladoga gölünün şimalişarkisin den Finlandiyanın ortasına sokulmak isteyen mevcudları mecmuu 35,000 kişi olan iki Rus fırkası ihata edilmistir. Fakat Ruslar harekâttan vazgeçmek îstemiyorlar. Çünkü Finlandiya meselesini askeri zaferle halletmedikçe Almanyanın önünde mütemadiyen gerileyeceklerini anlamaktadırlar. Lehistanın şarkında elde ettikleri büyük menfaatleri hep Finlandiya yüzünden kaybettikleri gibi Rumanyada Almanyanın iktısadî ve siyasî mevkiini tahkim etmesine de yol bırakmıslardır. Rusya orta Avrupadan ve Balkanlardan el çekmek mecburiyetinde kalmamak için her ne pahasına olursa olsun Finlandiya meselesini askerî güçle halletmek teşeb büsünde dpv?<m edecektir. tir. Buna nazaran, memleketimizde bulunan ecnebi mekteblerden ecnebi ferdler tarafından açılmış ve idare edilmekte bulunmuş olanların esasen kazanc temini gayesini istihdaf etmekte olmalarına D v binaen şimdiye kadar oldu^u ?' ' ergiye tâbi tutulmaları, valnız bunlardan kazanc m=iksadile faaliyette bulunmadıklarını iddia eder'erin vaziyetlerinin tetkiki mukarrerdir. Ecnebi müesseseler, cemiyetler ve rahib'er tarafmdan idare edilen mekteblere felince bu mekteblerden icar ve isticar edilmiyen ve faaliyetlerinde kazanc temini gayesi bulunmpdığı sabit olanların Türk umumî ma^rifine hâdim olduklarının .N"aarif Ve'.pJetince kabul edildiği yıl bidayetinden itibaren vergiden istisna edilmesi lâzım «îelmektedir. Trenler teahhurla geliyorlar Yazan: SALÂHADDİN GÜNGÖR. Korkunc bir sarsıntı ile altı iistüne gelen Erzincan dağları, artık «misafir» kabul etmez oldular. Zelzelenin zağlı kılı cından kurtulan vatandaşlar, kafile kafile büyük şehirlerimize sevkediliyorlar. Bu arada, İstanbul şehri de, bu zavallı kar deşlerimize en yüksek bir tahassüsle Dİr yandan kesesini, bir yandan da kucağını açtı. Teberrular devam ediyor. Bu kadar yerinde bir sahabetle benimsenmiş ve bu kadar büyük bir topluluk tarafından paylaşılmış bir başka millî felâkete, hele yakın tarihlerimizde raslanamaz. Her ferd, ayrı ayrı payma düşeni yapmakta örnek bir feragat gösterdi, gösteriyor ve gösterecek. Huzurla görüyoruz ki, yara, derin olduğu nispette, merhemi de şifalı oldu. Daha şimdiden yurd içinde toplanan yardım miktarının iki milyon İirayı aştığı söyleniyor. Bu yekunda hepi mizin, göğüslerimizi iftiharla kabartacak maddî, manevî rakamlar gizlidir! Erzincandan gelen vatandaşların misafir edildikleri yeri görmek istedim ve vagonların ara yerinden girip dolambaçlı yollarda bir hayli yürüdükten sonra basık tavanlı taş bir binanın önünde durdum. Misafirhane işte burası idi! Bende bu rutubetli binanın yaptığı ilk tesir, genizleri rahatsız eden bir koku ile hafif bir baş dönmesinden ibaret oldu. Bu basık tavanlı yerde, birkaç Erzin canlı kadın başbaşa vermiş, konuşuyorlardı. Malum sualleri sorarak, yeniden derdlerini tazelemek istemedim. Yalnız, oturduklan yere baktım: Içim sızladı. Keçesi, kilimi olan yere yaymış, ona bir nevi yatak manzarası vererek üzerine uzanmıştı. Bundan mahrum olanlar ise kuru tahta larda pinekleyorlardı. Vali Lutfi Kırdarın, geçen günkü zi yaretinde, alâkadarlara daha fazla ça lışmak lâzım geldiğini neden dolayı hatırlattığını bu çıplak sahne karşısmda daha iyi anladım. Misafirhanede iki genc memur var, gerçekten çalışıyorlar. Bunlar, bizzat Vali tarafından, gönderilmişler. Fakat bu na mukabil, aşhanedeki daimî memurdan başka hayır teşekküllerimizden hiçbirinin mümessilini ortada göremediğimi itiraf ederim. «Kızılay» m mubarek kazanı, her zamanki gibi, kaynayor, muhacirlere olduğu gibi felâketzedelere de günde ikişer defa sıcak yemek dağıtıhyor. Sıhhî bakım da oldukça yoluna girmiş. Bir doktor, felâketzedelerle daimî temas halinde... Ancak misafirhane, şimdiki perişan heyetile kaldıkça bundan fazla ne yapılsa göze görünmeyeceğini de bilmek lâzım! Bana bir koğuş gösterdiler ki, tıklım tıklım teberru edilmiş eşya ile dolu idi: Yataklar, yorganlar, battaniyeler, hırkalar, kullanılmış, hatta kullanılmamış el biseler, iç çamaşırları ve bu arada düzinelerle çocuk takımları.. Neler yoktu bunların içinde!.. Felâketzedeler için lstan bul halkının akıttığı gözyaşları, bu kar makarışık eşyanın üzerine, bütün manevî hüviyetile sinmiş gibiydi. Karmakarışık sözünü burada kasden kullandım. Çünkü, bir odayı dolduran bu eşyanın daha ciddî bir tasnife tâbi tutulması lâzım gelirdi. Bu takdirde, tevziatın daha kolaylıkla yapılacağına şüphe yoktur. Bana anlattıklanna göre tstanbul mahallelerinde semt semt kira evlerine yerleştirilen Erzincanlı felâketzedelerin arasına, bazı açıkgözler de karışmakta imiş ler. Kendilerini zelzele sahasından gelmiş gibi göstererek, felâketzedelerin hakkı olan giyecek eşyasından istifadeye kalkışan bu gibiler hakkmda, daha esash tahkikat yapılmak icab eder. Şimdı tekrar, misafirhanenin vaziyetine dönüyorum: Dediğim gibi, burada bütün gayretleri sıfıra düşürecek bir sefalet var. Fena tenvir edilmiş, fena ısıtılmış koğuşlardan esen hava, Erzincanın soğuğunu, hani pek de aratmıyor. Felâketzedeler, bereket versin ki Be lediyemizin himmetile misafirhanede yirmi dört saatten fazla alıkonulmuyorlar. Yoksa onları, bu misafirhaneden çıktık tan bir müddet sonra, dünya misafirhanesinden de, uğurlamak gibi elim bir vazife ile karşılaşacaktık. Iskân idaresini, İstanbulda Türkün ananevî misafirseverliğine lâyık bir misa firhane kurmağa ve eğer bu mümkün değilse, şimdiki misafirhaneyi misafir ka bul edecek bir hale getirmeğe davet ederız. Son günlerde Avrupada kısın siddetle hüküm sürmekte olması yüzünden ekspres ve konvansiyonel katarlarının seferlerindeki intizam kaybolmustur. Bu arada dünkü ekspres bes saat, konvansiyonel de iki buçuk saat teahhurla gelebilmişlerdir. Soğuklardan ve kar fırtınasından yolcular cok sıkıntı çekmektedirler. Bilhassa Italyada son günlerde ya§an kardan Milâno ile Tiryeste arasındaki tren hattı kapanmış. münakalât on saat durmuştur. Balkanlarda da şiddetli soğuk ve kar devam etmektedir. Bir hamalın muhakemesi İstanbul yedinci asliye ceza mahkemesi; dün akşam bir meşhud suç davasma baktı. Dün saat yanmda, Köprünün Kadıköy iskelesinde olan bu hâdiseye aid muhakemede, Mahmud isminde bir hamal, dava edilendir. Kendisinin vapurdan bavul çıkardığı ve elinde bilet olmadığmdan kapıdaki kontrolda parmaklıktan geçmesine müsaade olunmayınca, mürakaşa üzerine gelen polis Kemale hakaret ettiği iddia olunuyordu. Mahmud, hakaret etmediğini, sadece şikâyet ettiğini anlattı. Polis Kemal çağırıldı, şahid olarak dinlenildi, Kadıköv iskelesinde nöbet memuru sıfatile bek lerken memurla hamal arasında mür;a kaşa işittiğini, elinde bileti olmıyan ve yakasında markası bulunmıyan bu ada mın taşıdığı yükü yere indirttiğini, buna karşı hamalın sövdüğünü söyledi. Bilet memuru Rasimle polis Kâzım da, bu şekilde ; fade verdiler. Reis İsmail Hakkı, şahid o ^ak dinlenilenlere. hamalın söy Iediği lâkırdıyı tazallüm halinde bir dua yollu mu, yoksa polise hakaret maksa dile mi söylediğini sordu. «Artık onun orasını biz takdir edemeyiz» cevabını aldı. Mahkemede Müddeiumumiliği temsil eden Şehab, kavlen kaharetten ceza kanununun 266 ncı maddesinin birincı bendine göre ceza tayinini istedi. Mahmud, müdafaa makamında «beni boşuna günahlıyorlar, ben sade ekmeğime mâni olmayın, dedim» şeklinde birkaç söz söyledikten sonra, mahkeme karannı bildirdi; Mahmudun bir ay hapsi, otuz lira para cezası ödemesi şeklinde karar verdikten sonra, polisin markasız hamallık etmekten dolayı Mahmudun hüviyetinı tespitle iktifa ederek, Belediye talimatnamesine göre muamele yürütmesi lâzım geldiği halde, hamalın elindeki eşyayı bıraktırmasını ve baska bir hamala devrettir mesini, vazife hududunu tecavüz eden keyfî muamele mahivetinde gördüğün den, muaddel 272 nci maddeye göre bu cezavı ortadan kaldırdı. Mahmud da tesekkür ve dua edip eitti. SFHİR tsr.FRt llâclar pahalılaşacak mı? Eczacılar cemiyetinin senelik kongresinde Eczacı mektebinin vaziyeti müna kaşayı mucib olmuş, bakımsız bir halde bulunan mektebe lüzumu kadar profesör tayin olunması hususunda idare heyetinin alâkadar makamlar nezdinde teşebbüse geçmesine karar verilmiştir. Bu arada ecza fiatları meselesi de görüşülmüş, evvelce klering yolile getirtüen ilâcların bundan sonra takasla diğer memleketlerden getirileceği, halbuki takas primlerinin pahalı olması yüzünden fiatİarın yüzde yetmişle yüzde yüz arasında artacağı ileri sürülmüştür. Yakında Bel çika, Fransa ve İtalyadan mühim miktarda ilâç geleceği için memlekette bir ilâc buhranı olmasına imkân bulunmadığı neticesine varılmıştır. DENÎ? lSf.FRt Zonguldak limanının ağzı kumla doldu Son fırtınalar yüzünden Zonguldak !imanının ağzı kumla dolmuştur. Gemi'er içeri giremediği için kömür sevkiyatı sekteye uğramıs vaziyettedir. Liman ağzınm bir an evvel temizlenmesi hususunda icab eden tedbirler alınacaktır. Sığınak nizamnamesi ber'iyet mevkiine girdi Armatörler müsaade istiyorlar Müttefik Ingiliz ve Fransız hükumet lerinin Türk armatörlerine müracaat ederek gem'lerini Akdenizde işletmek üzere kiralamak istediklerini bildirmiştik. Dört, beş bin tonluk bir vapurun aylık kirası yirmi beş bin lira tutmaktadır. Armatörler bu hususta Liman reisliğinden müsaade îstedikleri için keyfiyet Vekâlete bildırilmistir. Yeni yapılacak binalann pasif korunma bakımından sığınaklan ihtiva etmesi hakkındaki nizamname bugünden itibaren mer'iyete konmustur. Bu nizamname sığınakların plân, sekil ve inşa tarzlarını göstermektedir. Pasif korunmaya tâbi tutulan şehir ve kasabalardaki binalann çatı zeminleri tutusmaz hale getirilmiş malzemeden yapılacaktır. Bir imaret daha açıldı İstanbul Evkaf müdürlüğü, birkaç gün evvel Hasekide bir imaret daha açarak mevcud imaretlerin adedini dörde çıkarmıştır. Bundan evvel Üsküdar, Lâleli ve Eyübde üç imaret acılmıştı. Buralarda her gün muhtacı muavenet olduklarına dair ellerinde vesika bulunan 350 şer kişi karınlarını doyurmaktadırlar. Ayrıca kimsesiz 30 40 çocuk da Çocukları Esirgeme kurumu tarafından bu imaretlerde iaşe edilmektedir. îmaretlerin tekrar ihyasile hakikî muhtaclara parasız yemek verilmesi çok faydalı olmuştur. «Tırhan» vapuru Varaya nasıl oturdu? Alanya civannda karaya oturan ve Fethiyeden Izmire gelen «Tırhan» vapıırunun bu akşam, yahut yarın sabah limanımıza erelmesi beklenmektedir. Kaza hakkında mahallinde tetkikat yaoan heyet, raporunu hazırlıyarak Vekâ lete vermi«tir. Krup fabrjkasınm sfönderdiği mühendisler Krup fabrikası tarafından gönderilen dokuz kişilik bir mühendis heyeti, evvelki gün Almanyadan şehrimize gelmiştir. Bu heyet Halicde yapılan ve teçhizatı tamamlanmak üzere olan denizaltı gemilerimiz üzerinde tetkikatta bulunacaktır. Di ğer taraftan İngiltere tezgâhlarmda ya pılmakta olan denizaltı gemilerimizle torP'tolarımızın da inşaatı ilerlemektedir. Sınaî müesseselerin istihsal ettikleri elektrik Muharrem Feyzi TOGAY MAJJYEDE Mübadillerin emlâki Müslüman mübadiller tarafından Yunanistanda terkedilip Yunan millî bankasınca idare edilmekte olan emvali gayrimenkulenin Yunan hükumeti tarafın dan geri alındığı buradaki alâkadarlara bildirilmiştir. Bu emval üzerinde üçüncü sahıslarla banka arasında mevcud ihtilâfların nasıl hallolunacağı ve tehaddüs edecek davaların ne suretle görüleceği de bir irade ile tespit ve ilân olunmuştur. Bu vaziyet üzerine Maliye Vekâletinden yapılan bir tebliğe göre. Ankara, istanbul ve İzmir Defterdarlıkları alâka darlarla temas ederek kendilerinden lâzım gelen izahatı alacak ve icab eden tedV'leri tespit edecektir. SALÂHADDİN GÜNGÖR Sınaî müesseselerin kendileri için istihsal ettikleri elektrik ister muharrik kuvvet olarak, ister tenvirat maksadile sar fedilmiş olsun, resme tâbi tutulması icab edeceğinden tahakkukların ona göre düzeltilmesi, fazla tahsil edilmiş olan resimler varsa, usulü dairesinde müesseselere geri verilmesi lüzumu Maliye Vekâletinden alâkadarlara tebüğ edilmistir. Hırsız çırak yakalandı Edirne (Hususî) Geçend^ Edirnede enteresan bir hırsızlık vak'ası olmuştu. Şekerci Şerif Ezmenin dükkânından gece 900 lira aşırılmış ve fakat paranın kimin tarafından ve nasıl aşırıldığı dahi anlaşılamamıştı. Çünkü çekmecede parmak izine Taslamadığı gibi dükkân kilidi de kilidli bulunmuş ve kilidde en küçük bir zorlama eseri görülmemişti. Bunun üzerine dükkânda İbrahim adındeki çıraktan şüphe edilmiş ve İbrahimin kimlerle temas ettiği, nekadar para harcettiği kontrol edilmeğe başlanmış ve nihavet dün iş ceketile dışarıya gönderildiği bir sırada dükkânda asılı olan diğer ceketinde 45 lira bulunmuş ve derhal polise haber verilerek sorguya çekilmiştir. İbrahim, yapılan isticvab neticesinde dükkân'n arka kapısını nasıl açık bıraktı§ını. cekmeceyi nasıl açtığını, parmak izleri belli olmasın diye parmaklarının derilerini nasıl yaktığını itiraf etmiş ve çal dığı paradan 600 küsur lirası da tavan arasından çıkarılarak sahibine verilmiştir Bursalıların felâketzedelere yardımı Beşiktaşta üç ev yandı Evvelki gece, Beşiktaşta çıkan bir yangında üç ev yanmıştır. Saat üçte çıkan bu yangında, ilk olarak Uzuncaova mahallesinin Gazino sokağında tramvay işçilerinden Hamdinin I 0 numaralı evi tutuşmuş, ateş, buradan Receble Hacerin 8 ve 12 numaralı evlerine sarmıştır. Yangının. Hamdinin evindeki üstü açık bırakılmış mangaldan sıçnyan bir kıvılcımın bir ot minderin üzerine düşmesile başladığı sanılmaktadır. Evdekilerle civardakiler uyuduğundan, hâdisenin alevler her üç evi de sardıktan sonra farkına varılmış, İtfaiyeye ancak ondan sonra haber verilmiştir. Hamdinin ifadesi alınarak, tah kikata girişilmiştir. Deniz amelesi için yaptırılacak yurd Devlet Limanları Işletmesi umum müdürlüğü tarafından deniz amelesi için Halicde yaptırılacak olan işçi yurduna aid plân ve keşifnameler hazırlanmıştır. Evvelce yurdun yirmi bin liraya çıkacağı tahmin edilmişse de bilâhare bu paranın kâfi gelmiyeceği anlasılmış, tahsisat artırıl mıştır. Yakında inşaata başlanacaktır. ECNEBt MEHAFİLDE Bursa (Hususî) Askerî lisemiz, Erzincan felâketzedeleri için 1 1,750 parça palto, caket gibi giyilecek eşya teberru etmiş ve bunlar Kızılay vasıtasile felâket mıntakalarına sevkedilmiştir. Kızılay Bursa şubesinin gönderdiği diğer eşya kamyonlarla Ahidağı yolile Karaköy istasyonundan Sıvasa sevkolurr makta ve sevkiyat Ahidağındaki kar yüzünden müşkülâtla yapılmaktadır. Şim diye kadar (40) binden fazla eşya gön derilmiştir. Bursada tütün tüccarı Fazıl Erman da millî komiteye 250 liralık bir çek göndererek felâketzedelere teberruda bulun Yangın başlangıcları muştur. Tophanede Boğazkesen caddesinde Bursalıların, gerek zelzele ve gerek seylâb felâketzedeleri için yaptıkları yar börekçi Mehmede aid 203 numaralı evin dım bir hamiyet yarışı halinde devam et ikinci kat soba borusundaki kurumlar tutuşmuş, yetişilerek söndürülmüştür. mistir. Ayaspaşada Gümüşsuyu caddesnide Millî komitenin son içtimaından çıkan doktor Mehmed Kâmile aid «Ulusal» aBursa Valisi Refik Kuraltan bana, Bur sahların bu yardımlan karşısındaki ihti partımanının kalorifer bacasmdaki ku rumlar alevlenmiş, îtfaiye zamanında yesas ve intibalannı şöyle anlatmıştır: « Milletimizin şarkta uğradığı zelze tişerek, yangının önünü almıştır. le felâketinden kurtulan ıstırab içindeki 21 top kumaş çalmış kardeşlerimizin yardımına koşan Bursa Mahmudpaşada Fincancılar yokuşunda halkının şüurlu olarak bu memleket işinKara Mustafapaşa hanında 5 0 5 2 sayılı de adeta birbirlerile müsabaka edercesiSadi ve şeriklerine aid mağazaların avlune hamiyetlerini ibzal ettiklerini nördük. sunda duran 8 sandıktan bir kısmı gecele Bursa halkının, kazalarımızın ve fedakâr yin kırılmış, 21 top kumas aşırılmıştır. köylülerimizin, zelzele felâketzedelerinin Tahkikat üzerine Mehmed isimli biri yayardımına böylece şüurla dolu bir vatan kalanmıs, kumasları sakladığı yeri gösterduygusile koşmaları ve bu yolda göster miştir. Kumaşlar sahiblerine verilmiştir. dikleri derin kalbî alâka iftiharla kayda Iâyıktır. Millî yardım komitesinde çalı Şüpheli bir ölüm şan arkadaşları da bu hayırlı mesaideki Bursa (Hususî) Altıparmakta Ruyorulmak bilmez gayretlerinden dolayı tebrik ettim. Kendilerine teşekkür ederim. meli hanında oturan M. Kemalpaşah 75 ^ Vilâyetin en son yardım yekunu (46) yaşlarında Emine isminde bir kadın hanbin lirayı bulmuştur. Bursa, Türk milleti daki yattığı odada ölü olarak bulunmuşnın büyük ruhuna güzel misaller vermiş tur. Kadınm ölümü şüpheli görüldüğünden cesed otopsi yapılmak üzere mem tir. Bununla övünebilir.» lekt hastanesine kaldırılmıştır. Alman sanayi firmalarının mümessilleri geliyor Almanlarla yedi buçuk milyon liralık bir ticaret anlaşması yapılmasına karar verilmesi üzerine dünkü Konvansiyonelle Alman makine sanayii mümessillerinden Hombart şehrimize gelmiştir. Daha bazı Alman firmalarırva mensub mümessil lerin de bugünlerde gelmeleri beklen mektedir. Kıvmetli evrakm kontrolu Maliye Vekâleti, vezne, pul ve kıy metli evrak ve muhasebe muameleleri üzerinde yapılan tetkik ve teftişler neticesi hakkında alâkadarlara bir tamim gön dererek buralarda vukua gelmesi muhtemel suiistimali önlemek için alınacak tedbirler etrafında direktifler vermiştir. Antalyada Anteb fıstığı yetiştiriliyor Bir kilo ağırlığında portakal Seylâb mıntakasmda bir kaza daha Bursa (Hususî) M. Kemalpaşa daki seylâb mıntakasmda bir kaza olmuştur. Tepecik köyünden İbrahim Ozder, 1 7 yaşındaki oğlu Mustafa ile köylerine dönmek üzere vaktile suların sürükleyip götÜTdüğü mezbaha civarından geçerlerken bir su akıntıs'.na kapılmışlardır. Bunu gören sandalcılar ve polisler yetişmişlerse de cocuğu kurtarabilmişler, İbrahim Özder 300 metre kadar ilerid boğulmu' olarak bulunmustur. Mütevelliliğe tayin olunanlar Vakıflar kanunu mucibince, vakıfların idaresi Evkaf umum müdürlüğünün nezareti altında cereyan edecek, bunlara birer mütevelli tayin edilecektir. Uzun müddettenberi tayin edilemiyen mütevelli lerin tayin listeleri peyderpey gelmeğe başlamıştır. Mütevelliliğe tayin olunan lardan başlıcaları şunlardır: Balıklı Rum hastanesi (İstemat Özdamar), Fener Rum mektebi kebiri (avukat Diyamendi), Balat Mu9evi hastanesi (Doktor Nahman Varon), Gedikpaşa Sürp Ohannes kilisesi ve mektebi (Bedros kızı Niyor), Fener Yuvakimyon Rum kız mektebi (Dimitri İlyadi), Kımkapı dışında Sürp Haraton Ermeni kilisesi ve mektebi (Maksud), Kumkapı Kazganisadı mahallesinde Maryemana kilisesi (doktor Artin), Bakırköy Ermeni mezarlığı, kilisesi ve mektebi (Hrant), Gedikpaşa Divanyolu Ermeni protestan kilisesi (Rupen Kahvecioğlu), Eyübde Sürp Ağya Ermeni kilisesile mektebi ve mezarlığı (Armanak Kürkçiyan)... Diğer tayin listelerinin de bugünlerde tebliğine intizar olunuyor. Tek mütevelli usulü, vakıflann daha mazbut bir şekilde idaresini temin ede cektir. 239 camideki kıymetli eşya Evkafm şehrimizde kadro dahili bıraktığı camilerin adedi 239 dur. Evkaf yeni ayniyat kanunu mucibince bu camilerde mevcud bilumum eşyanın cins ve ebadını' tespit ettirerek defterler hazırlatmakta, bu eşyaya hususî damgalar vurdurmak tadır. Antalya (Hususî muhabirimizden) Şehre bir saat uzakta Muradpaşa vakfı namı verilen geniş bir arazide Anteb fıstığı yetiştirilmeğe başlanmıştır. Alâkadar ziraat mütehassıslarının verdiği raporlara nazaran, bu mıntaka Anteb fıstığı yetiştirmek için çok müsaid bulunmuştur. Yukarıki resim, henüz iki ay evvel dikilmiş olan bir fidanı göstermektedir. Antalya (Hususî muhabirimizden) Bu yıl Antalya ve havalisindeki narenciye mahsulleri geçen senelere nispetle yüzgüldürücü vaziyettedir. Gönderdiğim resim, bir kilo ağırlığında, Yafa cinsi tek çekirdekli bir porta kalı göstermektedir. CUMHURIYET Nüshası 5 kuruştur. Abone seraiti! Senelik Altı ayhk Uç ayhk Bir avlık Haric için 1450 Kr. 2700 Kr. 750 1450 » 400 800 » Yokhıı Türkiye

Bu sayıdan diğer sayfalar: