29 Ocak 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

29 Ocak 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 îkîncikânun 1940 CUMHURfYET Izzet Muhiddinin Bir Türk san'atkârımn yaptığı güzel bir eser Balkan Antantı etrafında Konsey toplantısı her tarafta büyük bir alâka ile bekleniyor Amsterdam 28 (a.a.) Röyter: Berlinde bitaraf kaynaklardan öğrenildiğıne göre, Hitler, pek muhtemel olarak önümüzdeki hafta içinde, büyük bir diplomatik mukabil taarruzda bulunacaktır. Berlinde yapılmış olan son hususî top lantıda Almanyanın, Sofya, Belgrad, Atina ve Bükreş elçilerine bu mukabil ta; arruz için lüzumlu bütün talimat veril • miştir. Söylendiğine göre, Balkan Antantı kon seyinin önümüzdeki Belgrad toplantısı i münasebetile, Hitler, aşağıdaki dört he: defe varılması için bütün nüfuzunu isti mali kararlaştırmıştır. Bu hedefler şunlardır: 1 Türkiyeyi İngiliz dostluğundai»| vazgeçmeğe icbar eylemek, 2 İngilterenin Balkanlardaki nüfuzunu kırmak, 3 Balkan memleketlerinin ferdî bitaraflıklarını muhafaza ve Almanya ile • ticarî münasebetlerini idame etmelerini temin eylemek, 4 Balkan Antantı konseyinde Al man taraftan bir unsurun müzaheretini Bükreşte tefsirler elde etmek üzere Bulgaristam Balkan Bükreş 28 (a.a.) Havas bildiriyor: P^ktına girme^p tesvik eylemek. Cuma günü Belgradda Türkiye, YunaBir tngiliz Lorduna göre Alman. nistan, Yugoslavya ve Rumanya Hariciyc yanın hattı hareketi Nazırlarınm iştirakile toplanacak olan Balkan Antantı konseyinin senelik içtımaLondra 28 (a.a.) Lord Milne, ına Gafenco riyaset edecektir. «Sundar Chronicle* gazetesindeki haftalık Bulgaristan ve Macaristan, pek muh siyasî ve askerî icmalinde şöyle demek temel olarak Belgrada hususî müşahid tedir: göndermeyeceklerdir. Fakat bu iki mem«Şimdiye kadar, Alman stratejisinin leket, Belgraddaki elçileri vasıtasile te esasını teşkil eden hattı hareket, Holanda ması muhafaza eyleyeceklerdir. ve Belçikaya, İskandinavyaya ve Bal » Konferansın ruznamesi, Markoviç Ga kanlara, birbiri ardına ve birbirini mütefenco mülâkatı esnasında tespit olunmuş akib tehdidlerde bulunmaktadır, deniletur. Bu ruzname, gizli tutulmaktadır. Fa bilir. kat iyi haber alan mahfiller, Balkan An Halen en ziyade tehlikede bulunan tantı azasının, cenubuşarkî Avrupasında memleketler, İskandivanya memleketlerisulhun ve statükonun idamesi, bütün dir. Bazı haberlere göre, Kiel kanah etkomşu memleketlerle sulhperver ve ya rafında askerî harekât vardır. pıcı işbirliği arzusu ve bitaraflığın ida Almanyanın Rumanya petrolü ve Balmesi bahsindeki müşterek gayretlerini te kan emtiası almak üzere Balkanlara doğru barüz ettirmektedir. harekete geçeceği tahmin edilemez. E Geçen seneler zarfında esaslı mesele ğer Rusya, Finlanidyada galib vaziyette leri, Macaristan ve Bulgaristanla antanrın bulunmus olsaydı ve eğer diğer taraftan bazı azası arasındaki ihtilâflar teşkil edi Almanya, Rus demiryollarını jslah etmiş yordu. Bugün bu meselelere cenubuşarkî ve Alman ekonomisine lüzumu olan madAvrupası memleketlerini yeni Berlin deleri vermek üzere Rus istihsalini oTgaMoskova mihverinin faaliyetile tehdid nize için eksperler gönderilmiş bulun eden tehlikeler karşısında, ikinci plâna saydı, bu hedefe çok daha kolayca vangeçmiştir. Rumanyanın gayretleri, kom labilirdi. Fakat her halde, Rus kaynaklaşularile gerginliğin umumî bir izalesini is nndan istifade için Alman Rus işbirliği daha zivade sıklaşacak ve Almanya bu tihdaf eylemiştir. Ta ki Tuna ile Karadeniz arasındaki sene garb cephesinde her hangi geniş habütün memleketlerin istiklâl ile hürriyet Ierini temin edebilecek yegâne vasıta olan bir anlaşma ve işbirliği havası vücude gelebilsin. Italyanm hattı hareketi, bilha9sa mü himdir. ltalyanın bu mıntakada sulhu idame için elinden geleni yapacağı bura* (Baştaraft 1 tnci sahifede) Bulgaristanın komşularile mevcud münasebetleri, pek az zaman bugünkü kadar iyi olmuştur. Birkaç gün evvel, Bulgar Yugoslav paktınm. üçüncü yıldönümü münasebeti le, iki hükumet reisi ve iki memleket nnatbuatı, iki kardeş milleti birbirine bağlayan dostluğu tebarüz ettirmişlerdir. Bulgaristanla Türkiye arasında da itimad, hududdaki kıt'aların kar|flıklı olarak geri alınması ve son zamanlarda Sofyada Kral Boris, Başvekil Köseivanof ve Menemencioğlu arasında dostane görüşmeler vukua gelmesi gibi hâdiselerle yeniden teessüs eylemiştir. Bulgaristanın Yunanistanla olan mü nasebetleri normaldir. Bulgaristanın Rumanyaya karşı olan hattı hareketine gelince, bu hususta Bulgar Başvekili Köseivanof'un son beyanatını hatırlamak kâfidir. Köseivanof, bu beyanatında yalnız bitaraflık vadetmekle kalmamış, Bulgaristanın hiçbir zamar komşularının içinde bulunacakları güç lüklerden istifadeye kalkışmayacağını söylemiştir. Şurasını da ilâve edelim ki, önümüzdeki ay içinde bir Rumen ekonomik heyeti, yeni bir ticaret anlaşması ak di için Sofyaya gelecektir. da temin edilmektedir. Balkan Antanü azası, bunu memnuniyetle karşılamıştır. Oiüm Dalgaları Hava harbi tekniğini esasından değiştirecek olan bu korkunc yeniliğin müstakbel mucidi, herhalde Arşimedin dehâsından iktibas edecektîr Yazan: H. BİLGİÇ Büyük şehirlerden biri, bir devlet merkezi. Geceyarısı, imdad düdükleri acı acı ötüyor. Tatlı uykularından uyanıp pürtelâş sokaklara dökülen halk, sığınaklara barınmağa koşarken, şöyle bir manzara ile karşılaşıyorlar. Şehrin şimal tarafı, fecri şimaliyi andıran moı bir aydınlığa gömülmüş; fakat, gökyüzünü baştanbaşa kaplayan bu mor aydınlık, canlı, müteharrik bir şey. Sonra, bu parlak jşığın ortasmdan, ondan daha göz kamaştıncı, yeşil, keskin bir ziya huzmesi, bir kılıc gibi dimdik ve sert, yukarı doğru yükseliyor. Bu yeşil ziya, birdenbire hareketsiz kalıyor ve ta ucunda, tayyareye benzer, siyah bir gölge peyda oluyor. Göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir zaman zarfında o tayyare şekilli gölge alev alıyor ve arkasında, kahn bir siyah duman bulutu sürükliyerek, ateşli bir kuyruklu yıldız halinde, döne döne yere iniyor. Yeşil huzme, tekrar harekete geçiyor, mor ışıktan halesi ortasmda, kendisine, düşman tayyarelerinden yeni bir kurban arayor. bediyordu. Benzini tutuşturuyor, küçük motörleri durduruyor, fareleri kül kömür edip bırakıyordu. Şuaın mucidine bakılırsa, yaptığı tecrübelerde dört otomobili zınk diye durdurmuş; üç saniye zarfında, iki tayyarenin motörünü işlemez bir hale koymuş; bunlardan birini darmadağın etmiş; üç öküz, iki domuz ve on koyunu, ölüm şuamı burunlanna temas ettirmek suretile ahirete göndermişti. Bu iddiaların fazla mubalâğalı olduğuna şüphe yok. «Güneşin altında yeni hiç birşey yoktur.» sözünü hatırlarsak, ölüm şuaı bizi Arşimed'in, Siraküza limanında, Atina gemilerini tutuşturmak için kullandığı meşhur aynaya kadar götürür. Belki de, hava harbi tekniğini esasından değiştirecek olan bu korkunc yeniliği, müstakbel mucidi, Arşimed'in dehâsından iktibas edecek. Nitekim bu gün, ayni siste min çok tekemmül etmiş şekillerile, infra rouge şuaların, müthiş hararet dereceleri teksifinde kullanıldığını biliyoruz. Bu, yıllardanberi hikâyesini dinlediği*** ' miz ölüm şuaı. Böyle birşey yok; anlattıOn metrodan ilerisine tesir edip etmiğın bu vak'a hayalden ibaret diyeceksiyeceğini henüz bilmediğimiz ölüm şuaı, niz. belki de lâboratuarlardan dışarı çıkamıElbette hayalden ibaret. Bugün henüz yacak, doğmadan ölecek. Biz "de mevsiyok, fakat yarın olacak. Fen, mevcudiyeminden evvel hüküm yürütmeden, bir tini harb emrine tahsis edince, hiçbir fevparça da dalgalara temas edelim. kalâdeliğe «olmaz» demek caiz değildir. Radyo dalgalarından başlayıp derece Harb fenni, dev adımlarile yürürken derece büyüyen bir dalga dünyasında ya'(kilometrolarca uzaklardan kalkıp gelen bombardıman tayyareleri, koskoca ma şıyoruz. Bundan birkaç sene evvel, Amemureleri, birkaç dakika içinde harabeza rikada, kısa dalga istasyonlarından birinra çevirecek korkunc bir kuvvet halinde de çalışan müstahdemler, birdenbire esrarengiz bir hastalığa tutulmuşlardı. Hasgöklerde cirid atarken, insanlann sığınaktalık hummaya kadar varan, sebebi meçlara kaçışmaktan, ışıkları söndürmekten, hul bir derddi. Doktorlarla mühendisler canavar düdükleri çalıp maskeler takelele verip uğraştılar ve illetin membaı rnaktan ibaret pasif müdafaa ile iktifa etanlaşıldı. Işçiler, mütemadiyen dalga meleri, enseye inecek tokatı mütevekkilâbanyosunda yaşadıklan için, uzviyet bunne belkeraekten farksızdır. Hava defi dan müteessir oluyor, hatta akıbeti vahim toplannın aktif müdafaası pasifi tamamolabilecek hastalıklar tevlid ediyordu. lar. Düşman kanadlarmı gök sınırlarına Romatizmanın tedavisi için, kısa dalgayaklaştırmamak için hergün bir başka yelarla sun'î fiyevr yaratma usulü oradan nilikle kuvvet bulan aktif müdafaayı da bulundu belki pek yakın bir gelecekte, ölüm şuaı Bu kısa dalgayı radyo istasyonundan Umam edecektir. ve klinikten çekip alır da harb sahasına *** Bugün, hava dafi topları oyle mütekâ götürürsek, düşman ordusunda, belki de rnil bir hale gelmiştir ki, vasat irtifalar, ölümle neticelenen, sun'î fiyevrler yaıajkabil olacaktır. v ^ kötü niyetle gelen düşman tayyareleri mak Dahası var. Kısa dalga, madenî cîsâniçin pek mühlik bir mıntaka olmuştur. Gökten yere bahklama dalıp bombasını lerde, kesif elektrik endüksyonlan yapı attıktan sonra salına salına havalanıp işi yor. Bir tayyareye tevcih edilecek bu nevi ne giden tayyare modası geçti. Içi bomba kısa dalgalann, tayyarenin içini kıvılcımdolu tayyareler pek yüksekten geçmedik larla doldurup manyetosunu eritmiyeceçe, mevcudiyetleri hemen daima tehlike ği, benzin depolarını tutuşturmayacağı, dedir Böyle olunca, isabetli bomba atışı hatta bombalanna ateş vermiyeceği ne malum! İmkân haricine çıkıyor. Kolay iş olmadığı şüphesiz. Bununla Âlâ! Tayyare hücumlarını azaltacak, Güç, fakat düşman tayyarecilerinin şevkini ve cür'e uğraşanlar da ayni fikirde. tini kırıp taarruzlarını durduracak bir se hayal değil. beb. Öyle ama, maalesef bu mahzura Ingiltere Kraliçesi Elizabet'in nedimleşöyle bir çare buldular. rinden biri şöyle der: Yüksek irtifalara mahsus bombardıman tayyarelerinde bir nevi fişek tertibatı var. Bu fişek, atılacak bombanın gerisinde bir iki saniye yanmak suretile, bombaya saniyede 250 metroluk fazla bir sür'at veriyor. Bu sayede, bir mermi haline gelen bomba, 8000 metro irtifada uçan bir bombardıman tayyaresinden yere indiği zaman nasıl mühlik bir şey olacağını izaha hacet var mı? Işte bir tayyare ki, orta irtifada uçmağa lüzum kalmadan, bombasını, tam ısabet maksadile, dikine yere inip fırlatmadan, ta 8000 metro yüksekten yapacağını yapmıştır. Şimdi bir de bunun aksini, yani bahklama dalıp bomba atmağa gelen bir tayyareyi ele alaılm. Bu cür'et, bugünkü hava defi vesaiti karşısında, ölümle biter. Topların müdahalesine lüzum kalmadan, mitralyözlerin çapraz ateşi, iki takırdıda bu cür'etkârı yerlere sermeğe kâfidir. Lâkin, burada bir istisna var. Dalarak değil, saniyede meselâ 120 metro sür'atle ufkî uçan bir tayyare. mitralyöz tehlıkesine ayni derecede maruz mudur? Yapılan hesablar, hayır diyor. Çünkü, mitralyözler, herhangisi olursa olsun, saniyede 20 mermi atarlar. Çapraz ateşe ahnan bir tayyarenin, bu hesabca, aşılmaz bir ateş duvarile karşılaşması lâzım geliyor değil mi? Halbuki keyfiyet hiç de böyle değil. Mitralyöz iki kurşun savuruncaya kadar tayyare 6 metro yol almış bulunacak. Öyle ki, mermiler, daha tayyarenin yanına ulaşmadan o, menzilden uzaklaşmış bulunuyor. llk kurşun pervanenin önünden, son kurşun dümenden geçip gidiyor. Hulâsa, her nevi tayyarenin her nevi uçuşunda tatbikı kabil, panzehir gibi bir müdafaa aleti henüz yok. Bazı ahvalde hava defi topu, bazısında mitralyöz. Fakat tam isabet garantisi gene mefkud Şu halde, yakın veya uzak istikbalin hazırladığı tedbirler üzerinde bir parça zihin yormak faydalı olmaz mı? *** «Ölüm şuaı» lâkırdısı, hokkalarda mü/ekkeb bırakmadı. Grindvvell, Mathevvs, daha sonra Dunikovski, yani şu «altın yapan adam», çeşidli tecrübelerden sonra bu işten eli boş çıktılar. Fakat tariflere bakılırsa o ne dehhaş bir imha vasıtasıydı. On metro uzaktan, bir noktaya tevcih edılen bu ziya, dört saniyede çelikten mamul bir bebeği, yahud bir bakır çubuğu eritiyordu. Gene ayni müddet zarfında, bir kauçuk yığınmı kavuruyor, bir çimento kümesini, bir meşe kütüğünü toza kal Eğer mümkün bir iş ise, şimdiden yapılmıştır bile. Gayrimümkün ise, yapılacaktır. Yeryüzünde herşeyi bu ölçüye vurabiliriz. Bursa (Hususî) Dünyanın en kıymetli mimarî abidelerinden ve san'at harikalarmdan biri olan Yeşil camii> san'at ve mimarinin hangi cephesinde ele alınırsa alınsın her parçası insanı hayranlık içinde bırakan bir şaheser olduğunda bütün dünya müttefiktir. Hal böyleyken, renk renk birer pırlantadan yapılmış g> bi camiin içine berrak ve lâhutî ziya huztır. melerini süzüp getiren renkli pencereleı İzzet Muhiddinin, hayatta herkese na kırılınca bunları yapacak bir san'atımızın sib olmıyan yüksek karakterlerinden bi ve san'atkârımızın bulunmadığına esef risi de arkadaşlarına karşı gösterdiği sa diyorduk. mimiyet ve buna verdiği kıymetti. KenÇini ve tezyinat işlerile uğraşan ve bu disile Berline ve Atinaya yaptığımız se san'ati ecdaddan miras olarak muhafaza yahatlerde bunun en yüksek örneğini eden İsmail Hakkı adındaki Bursalı bir görmüş, bugün rahmetle andığım arka gene, iddia üzerine bu pencerelerden bıdaşımın bu hasletine hayTan kalmıştım. rinin altıda bir küçültülmüşünü 5 ay içinÇahşmaktan yılmayan, usanmayan, de yapmağa muvaffak olmuştur. Resmini her tuttuğu işi başaran İzzet Muhiddin, gördüğünüz pencere, yüzlerce küçük ve kendisinden en çok istifade edilecek bir muhtelif renkli camlarla oya gibi işlenip yaşta hayata gözlerini kapamakla yürek meydana getirilmiştir. Bir eşini daha yaplerimizde onulmaz bir yara açmıştır. Onu mak için insanın mecnun olması lâzım getanıyanlar, daima bu acıyı duyacaklaT ve leceğini söyleyen san'atkâr İsmail Hakkı onun hatırasını hürmetle muhafaza ede haklıdır. Çünkü, böyle ince ve nadide bir ceklerdir. san'at da nihayet cinnet derecesinde bir Bugün kara topraga tevdi edeceğimiz aşkın mahsulü olabilir. Nitekim Yeşil cabedbaht arkadaşıma Allahtan rahmet di miindeki tezyinatı yapan (Mehmed Mecler, annesine, hemşiresine ve bütün aile nun) da bu san'atin bir mecnunu olmasine derin taziyetlerimi «unarım. saydı şaheserini meydana getirebilir miy1 Ahmed İhsan di? Vefat ettiğini dün büyük bir teessürle öğrendiğim arkadaşım İzzet Muhiddin Apağın cenazesi bugün saat 1 1 de Cağaloğlundaki Esnaf cemiyetleri hastanesinden kaldırılacak ve Beyazıd camiinde namazı kılmdıktan sonra Eyüb deki aile makberesine defnedilecektir. Bu gene arkadaşımın vefatı, gerek matbuat muhitinde, gerekse sporcular ar.i sında derin bir teessür uyandırmıştır. Spor sahalanmızm kıymetli bir hakemi olan lizzet Muhiddin, dürüst hareketi, şen ve şakrak halile bütün sporculara kendini sevdirmiş, herkesin muhabbetini kazanmıştı. Senelerdenberi Haber gazetesı sütunlarında kıymetli yazılarile sporumuza maddeten olduğu kadar manen de hiz met etmiş olan İzzet Muhiddin, ayni zamanda olgun bir gazeteci görüsile muhtelif memleket meseleleri üzerinde rbportajlar yapmak, yazılar yazmak suretile gazetecilik sahasında da faal bir rol oyna mıştır. Sevgili arkadaşımın hayata göz Ierini kapamasma da, gazetecilik vazifesini yaparken aldığı bir hastalık sebab olmuştur. İzzet Muhiddin, birkaç gün evvel, gazetesi için röportaj yapmak üzere Erzincan felâketzedelerinin bulunduğu misafirhaneye gifmis ve buradan aldığı bir mikrobla lekeli hummaya yakalanmış, günlerce devam eden ıstırabdan sonra bir vazife şehidi olarak aramızdan ayrılmış Almanya siyasî taarruza geçecekmiş! Basın Birliğinin daveti Basın Birliği İstanbul Mıntakası Reisüğınden: Basın allesi gene bir uzvunu kaybetmekle müteessirdir. Izzet Muhiddin Apak, Türk gazeteciliğini en iyi vasıflarile en ileri bir istikbale götürmek, mesaimize kuvvetli bir istidad inkişafile ve bütün mevcudiyetile iştirak eden bir arkadaşımızdı. Kendisins rahmet diler, ailesine ve basın mensublarına taziyelerimizi bildirirken, arkadasları mızdan bugün cenaze merasiminde bulunmalarmı'rica ediyoruz. Cenaze, Cagaloğlunda Esnaf Cemiyetleri hastanesinden saat 11 de kaldırılacak, Beyazıd camiinde namazı kılındıktan. sonra Eyübdeki aile mezarlığma nakil ve defnolunacaktır. İsmail Hakkının yaptığı bu pencere, Riyaseticumhur umumî kâtibi Kemal Gedelece gönderilmiştir. Bu san'atkârın himaye edilmesi veya Güzel San'atlar Akademisinde ihyasına çalışılan tezyinî el san'atları şubesine alınması memlekete biç hizmet olacaktır. Zira, bu san'at ölmüştür. Fakat türbeler ve tarihî abidelerimiz yaşamaktadır. Bunlann tamirleri için bu san'atin ihyası ve san'atkârlarımızın çoğaltılması lâzımdır. Evkaf Umum müdürlüğümüzün de bu vesile ile dikkat nazarını celbetmeyi faydalı buluyoruz. . Garb cephesinde H. BİLGİÇ Bergama tütüncülerînin derdi Bergama, (Hususî) Tarihî devirlerin kıymetli eserlerini sinesinde saklayan Bergama, ayni zamanda Türkiyenin iyi tütün yetiştiren bir kasabası olarak da tanmmıştır. Bergamada yirmi büı dönüm tütün ekilmekte ve her yıl vasatî olarak 250 bin kilo tütün mahsulü almmEktadır. Bu yıl bu tütünlerin yozde sekseni 40 75 kuruş arasında satılmıştır. Yüzde yirmisi de kalite itibarile düşkün olduğundan 25 « 3 0 kuruş arasmda verilmiştir. Bergama toprakları çok iyi tütün yetiştirdiğinden her sene yeni müşteriler kazanmaktadır. Bergamada kendilerile görüştüğüm tütün tüccarlan ve müstahsilleri bana mühim bir derdden şöyle bahsettiler: « Toprağımızdan şimdiye kadar aldığınîiz tütün mahsulü bizi tatmin etmektedir. Yalnız son günlerde ziraat memurunun riyasetinde teşekkül eden bir tahdid komisyonu yanlış bir düşünce ile bağlar mıntakasındaki tarlalan iyi tütün çıkardığı halde zeriyattan menetmeğe çalışmaktadır. Halbuki bağlar mıntakasındaki tarlalarımızda tütün ekilmezse hem tüccar ve hem de müstahsil çok mutazarrır olacak ve Bergama tütüncülüğüne büyük bir darbe vurulacaktır. Bağlar mıntakasındaki tarlalarımızın tütüne elverişli olmıyan bir kısmı tahdid edilebilir. Fakat bütün müstahsillerin her sene iyi mahsul aldıkları bağlar njıntakası tütün zeriyatına tamamen menedilirse Bergama tütüncülüğü muhakkak surette sönecektir.» Paris 28 (a.a.) Buzlann çözülmesi, karların erimesi ve bunun neticesinde her tarafın çamurlu hali, cephede hertürlü harekâtı felce uğratmış olduğu gibi se manın yağmur bulutlarile kapalı bulun (Baş taraft 1 incî sahifede) ması da her iki taraftan tayyare faaliyetimojoki, 20 yaşında iken, Finlandiya isne mâni teşkil etmektedir. Cephedeki sütiklâl harbine de kayakçı olarak iştirak kun, mutlaktır. eylemişti. Salâhiyettar Fransız askerî mahülleri, Fin mahkumları cepheye gitmek harbin bidayetindenberi ilk defa olarak Izmir (Hususî) Hava çok müte istiyorlar bir otomobil nakliye kolunun Alman tayyareleri tarafından bombardıman edildiğî havvil olarak hüküm sürüp gitmektedir. Helsinki, 28 (a.a.) Finlandiyada Son yağmurların, birkaç boğulma vak'abir çok hukuku umumiye mahkumları, hakkında yabancı membalardan verilen sından başka, nüfusça bir fevkalâdeliğe hareketlerinin fidyesini cephede ödeye haberleri kat'î surette yalanlamaktadır. sebebiyet vermediği, su basan köylerde bilmeleri için, Reisicumhurdan hapis ceDiğer taraftan ayrıca şu cihet de tebatahribat olmadığı anlaşılmıştır. Ancdk zalarının affını taleb etmişlerdir. Reisi rüz ettirilmektedir: mıntakanın muhtelif sahalarmda, parça cumhur, bu mahkumların talebini is'af Salâhiyettar Fransız makamlan, filha parça mezru arazi sular altında kalmış ve eylemiştir. Mahkumların bir çoğu, bir kaç kika, bazı mıntakalarda sayım ameliyesi tohumlar çürümüştür. Keza bazı sahalar gün evvel Reisicumhura teşekkür mek yapmış ve hertürlü ihtimale karşı tahliye da çamuTİuk ve ekilemez hale gelmiştir. tubları göndermiş ve vatan için ellerin tertibatı almışsa da bu ihtiyatî tedbirlerin Torbahdan gelen haberlere göre, Celden geleni yapabilmekten duyduklan hiçbirisi tatbik olunmamıştır. lâdgölü için dolan kanallar tamamile dolmemnuniyeti bildirmişlerdir. Torpillenen gemiler muş ve araziyi eskisi gibi kaplamıştır. ÇeFin tayyareleri, yangınlar çıkardı Madrid 28 (a.a.) Salı günü ispanya kilmesi ise, biraz zaman geçmesine bağlıHelsinki, 28 (a.a.) Stokholm Tid sahili açıklannda bir denizaltı gemisi ta dır. Küçük Mendires de Tire mıntaka ningen gazetesinin muhabirine göre, Fin rafından batırılmış olan Fransız Turny sındaki sedleri aşmıstır. landiya tayyarelerinin Kronştad ı bom yük gemisinin kurtarılmış olan mürette bardımanlan esnasında bazı gemilerde batı Alsazien isminde diğer bir geminin yangınlar çıkmış ve bu yangmlar Finlan de ayni zamanda torpillenmiş olduğunu, diya tayyarecileri tarafından müşahede fakat bu gemi mürettebatınm vaziyetin edilmiştir. den haberdar bulunmadığını bildirmislerBursa (Hususî) Bursa halkına dadir. Fm tebliği ha ucuz elektrik cereyanı temin edebil Bulçar Sooyet paktı ve Balkanlar Budapeste 28 (a.a.) Pesler Llnvd gazetesi, daimî Bulgar Sovyet dostluk oaktının yalnız iki mpmleket icin değil, Balkanlar irin de hayırlı neticeler vereceeini yazmaktadır. Finlandiyada vaziyet Ege mıntakasında hava vaziyeti Anasını öldüren Çingenenin muhakemesi Izmir (Hususî) Parasına tamaari anası Nazikeyi Halkapmar bataklıklannda boğan Kıpti Seyfeddinin muhakemesine devam edilmiş ve davaya, bir yalan yere şehadet davası da karışmışt:r. Suçlunun hemşiresi Cemile, evvelce mahkemede şehadette bulunmus, hem ifadesinin yalan olduğu, hem de katilin kızkardeşi olduğunu gizlediği anlasılmış ve diğer dört kadınla birlikte hakkında takibata başlanmıstır. Kayseride kağnı arabalarî kaldırılıyor Helsinki 28 (a.a.) Finlandiya restebliği: Ladoga gölünün şimalişarkisinde, düşmanın hücumları, bundan evvelki günlere nazaran daha zayıf olmuştur. Fakat, buna rağmen düşman gene yüzlerce zayiat vermiştir. Aittojoki mıntakasında karşıhklı keşif kolu faaliyeti kaydedilmiş ve bazı yerlerde topçu ateşi açılmıştır. llomantsi'de Finlandiya kıt'aları, düşmanın oldukça zayıf bir hücumunu tar detmiştir. Dün düşman tayyareleri şimalî Finlandiya üzerinde uçuşlar yapmıştır. Bu uçuşlara pek büyük kuvvetler iştirak eylememiştir. Sovyet tayyareleri, Savokoski, Huh ma, Sotkamo ve Lieksae'yi bombardıman etmiştir. Dünkü bombardımanlar neticesinde, şimdiye kadar bir tek kişinin ölmüş ol duğu bildirilmektedir. Dünkü hava faaliyeti esnasında düş manın üç tayvaresi düşürülmüstür. mî Turny yük gemisi 2769 tonilâto, Al sazien yük gemisi ise 3819 tonilâto idi. Fransız tebliği Paris 28 (a.a.) Resmî tebliğ: Iş are değer birşey yoktur. Buzlann çözülmesi ve çamur, cephe lerde askerî harekâtı felce uğratmakta berdevamdır. Havada ise bulutlar ve yağmurlar, hertürlü faaliyete mâni olmaktadır. Dün Alsas ve Loren cephelerinde hüküm sürmekte olan sükutu hiçbir hâdise ihlâl etmemiştir. Askerî mehafil, ecnebi memleketler den gelen ve bir otomobil kafilesinin harbin başlangıcındanberi ilk defa olarak bombardıman edilmiş olduğunu bildiren haberi tekzib etmektedirler. Garb cephesinde böyle bir hâdise ol mamıştır. Ayni mehafil, bazı şehir ve kasabalarm tahliye için muktezi bütün teJbirlerin ittihaz edilmiş olmasına rağmen, tahlive edilmiş olduklarma dair olan haberleri de tekzib etmektedirler. Kayseri 28 (a.a.) Vilâyet dahilindeki çiftçilerin kullanmakta oldukları kağnıların arabaya tahvili için Ziraat Ban kasmdan temin edilmiş olan uzun vadeli kredi ile Adapazarı doğrama fabrikasına sipariş edilmiş olan arabalardan 136 sı şehrimize gelmiş ve bunlann çiftçiye da< ğıtılmasına başlanmıstır. Bu arabalar icamek için Valimiz Refik Kuraltanın teşebbmda atla koşabilecek surette yaptınl büsile Merinos ve Elektrik fabrikaları amışlardır. rasında yapılan anlaşma, Belediyede noter huzurile imzalanmıştır. Vekâletten gönderilen esas üzerine tanzim edilen mukaveleyi bir taraftan Merinos fabrikası müdürü ve başmühendis, diğer taraftan İzmir 28 (a.a.) Birkaç gündenberi da Belediye reisi imzalamışlardır. İmza şehrimizde ziraî müesseseler ve ziraat işmerasiminde şahid olarak Osmanlı ve Ziraat Bankaları müdürleri de bulunmus leri hakkında tetkiklerde bulunan Ziraat lard*ır. Mukavele Belediye Encümeninin Vekâleti Ziraat Umum Müdürü Abidin Ege, dün Vali Aykutla beraber Bornova içtimaında imzalanmıştır. Ziraat mektebini ve zeytinlik istasyonunu İmzayı müteakib derhal yeni tesisat için tetkik etmiş ve mektebde şerefine verilen lâzım olan malzemenin tedarikine geçil çayda hazır bulunmuştur. Umum Müdür miştir. Bu malzeme kısa bir zamanda te bu sabahki trenle Ankaraya dönmüştür. darik edilecek ve bu suretle şehre Merinos fabrikasının cereyanı verilecektir. Bu fabrikamız millî malımız olan kömürle işlemektedir. Elektrik fabrikası ise mazotla çalışmaktadır. Mazotun haricden teİzmir (Hususî) Tirede 1 7 yasla dariki güçleştiği gibi, bu fabrikadan istih rında Viktorya namında gene bir kız, aesal edilen cereyan bedeli de pahahya mal çirdiği bir hiddet ve sinir buhranı neticeolmaktadır. Bu itibarla anlaşma Bursa sinde 8 yaşında Sazbonna namında kühalkını çok sevindirmişitr. çük bir Musevi kızını jiletle boğazından Bursanın elektrik işi halledildi Ziraat Umum Müdürünün tetkikleri Jiletle çocuk öldüren gene bir kız tmralı adasındaki mahkumlar zelzele mıntakasına gittiler Bursa (Hususî) Imralı adasındaki mahkumlardan 50 kişilik bir grup gönüllü olarak Erzincanda çalışmak üzere ve bir memur refakatinde tzmit tarikile Erzin cana hareket etmiştir. İmrah mahkumları ayrıca bu arkadaşlarile birlikte felâketzedelere 5 bin kilo sovan, 1 46 takım çamaşır, 146 çorab ve birkaç vatakla muhtelif eşya göndermişlerdir. Bundan başka Fransızlarla İngilizler, Moskova, 28 (a.a.) Leningrad son günlerde Alman tahtelbahirlerine genelkurmayının tebliği: karşı birçok taarruzlar yapmışlardır. Keşif kolları faaliyeti kaydedilmiş ve Montevideo, 28 (a.a.) Hükumet, Bahrî mehafil, Alman tahtelbahirleri Sovyet hava kuvvetleri de keşif uçuşları nin on gündenberi yeni bir taarruz hare Uruguay'da kalan «Graf von Spee» müyapmıstır. ketine kıyam etmiş olduklarını teyid et rettebatının tevkifine karar vermiştir. Gebaşlangıcında Dahiliye mektedir. Müttefiklerin emniyet karakol lecek haftanın Yetim Fin çocuklan için Kopenhag 28 (a.a.) Halen Kopen gemilerinin mukabelesi çok şiddetli olup Nezareti karada kalan 1 0 kadar zabit ve hagda bulunan Finlandiya Sosyal Yar hergün düşman gemilerine bir takım ta küçük zabitle zırhlıyı tahrib eden infilâdım Nazırmm da muvafakatile, Dani arruzlar yapılmakta olduğu kaydediîmek ki hazırlayan ve «Tacoma» vapurunda tevkif edilen 4 bahriyeli hakkında tevkif marka işçi sendikalan, Finlandiyadan ha tedir. Müttefiklerin Amirallık daireleri, bu kararının ne suretle tatbik edileceğini tesrice nakledilmiş olan yetim Fin çocuklarının bakımma 20 bin kuron tahsis et hususta etraflı maln^ıat vermekten imti pit edecektir. Yaralı olan bu bahriyeliler hastanede bulunmaktadırlar. na etmektedirler. meği takarrür ettirmiştir. Sovyet tebliği Graf Von Spee'nin mürettebatı tevkif edildi kesmiş ve ölümüne sebebiyet vermiştir. Katil, evvelâ hiçbir iz göstermemiş, fakat biraz sonra hâdiseye şahid olan bazı kız çocuklan işi meydana çıkarmıslardır. Hâdise, Cumhuriyet mahallesınde ol muştur. Viktorya, çocuğun boğazını kestikten sonra, annesinin evine giderek, Senin Sazborna bayıldı, Demiş, fakat ana, bundan bir sey ant lamamış, bilâhare neticeye muttali ol muştur. Viktorya, tevkif edilmiştir. Kendisin n de, geçirmiş olduğu ailevî bir felâketten kalma bir dimağ bozukluğu olduğu söylenmektedir. A.

Bu sayıdan diğer sayfalar: