24 Şubat 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

24 Şubat 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 24 Şutat 1940 HALDE BIR SABAH Tavşantaşı cinayeti Rıhtım ve takalar tonlar tutan meyva ile dolu... Buna rağmen dışarıdaki müthiş fiat farkının neden ileri geldiğini, burasını gördükten sonra daha iyi anlıyorum îhtikârın mevcudiyeti zümrüd anka kuşu gibi bir muamma oldu. Var mıdır, yok mudur? Anlayabilene aşk olsun. Galiba bu gözü çıkası şeye öyle alıştık, öyle ısındık ki artık rahatsız olmuyoruz. Tramvay caddesindeki manavın birer sarı altın itinasile kâğıdlara sarıp raflara dizdiği boy boy portakalları cebimdeki paranın mehenk taşına vururken bir taraftan gittikçe yükselen mevya fiatlarını düşünüyorum. Tanesi 12,5 kuruşa Yafa cinsi Dörtyol portakalı, 60 kuruşa Amasya elması... Bütün bu fiatlar bugünün kazanc seviyesine nazaran ne kadar (ateş pahası). Hayat çartlanna göre ne derece yüksek. Elimde portakalları tartıp bir türlü karar veremediğimi gören manav sanki aşınacakmış gibi, biraz da huşunetle portakalı çekip aldı: « Düşünme, dedi. Yann bu fiatı da bularnıyacaksm. Halde bile bu fiata vermiyorlar.» ••• «Halde bile bu fiata vermiyorlar...» Neye vermiyorlar? Bir kıtlık mı var? Meyvanın vatanı olan Anadolu yanmadasının cennet gibi meyva bahçeleri yoksa kurudu mu? Dün sabah. meyva halinin bir çamur deryasile çevrili olan kapısmdan girerken bunlan düşünüyorum. Bilinmez neden, tenıeli atıldığı gündenberi talihsizliği mücerreb olan, inşaatından idaresine kadar mütemadı bir dedikodu mevzuu teşkil eden Keresteciler halinin deniz tarafındaki kapısma doğru gidiyoruz. Sabahın ayazı içinde Halici bastıran sise bahçeye sıralanan saleb güğümlerinden, börekçi tablalarından dumanlar kançıyor. Bunların satıcısı kadar garib olan müsterilerine bakarken gözüm rıhtımdaki 6ira sıra motörlere, takalara takıldı. Aman yarabbi bu ne bolluktur. Dökme halinde armud, elma; ambarlar, başüstü, kıçüstıi dolmuş taşmış tonlarla yığılmış duruyor. Daha üst taraftan üstüste yanaşmış bir kaç yclkenli içinden prasaları, lâhanoları taşımakla bitiremiyorlar. Bunlara bir az da hayretle bakarken önüme dağ gibi bir yığın çıktı; koca koca kestane kabaklarından mürekkeb bir dağcık. Halin kapısından girince, muazzam binanın çatısına doğru yükselen elma, portakal sandıklan gözümü korkuttu. Bunların arasından yolu bulup geçmek müşkül. Burada bir kaç tanıdığı araştırıyorum. Bufmak ne mümkün, sandıklar indiriliyor, kapaklar açılıyor, küfeler devriliyor ve bunların tekrar kapatılması faaliyeti. Bütün bunların üstünde aklın alamıyacağı bir pazarlık ki tarif olunamaz. Her gün maha'Ie aralarında gördüğümüz sarkık bıyıklı, tıraşlı kafalı Şark vilâyetleri evlâdları, çiçekbozuğu başınm her nedense bir kısmı ayna gibi parlayan simalan bize yabancı gelmiyen vatandaşlar sandıklann üzerinden birer çekirge çevikliğile aşıyorlar. Buradan Istanbulun dört tarafına yayılacak meyvalann pazarlığı yapılıyor. Bu hay huy arasında sersemlemiş bir halde şaskın şaşkın bakınırken tanıdık bir sima görür gibi oldum. Arkadan bakıyorum; sakın bizim manav olmasın? Öyle ya! Ta kendisi. Derin bir pazarlığa dalmış. Bana tanesini on kuruştan aşağı vermek istemediği Yafa cinsi portakallann 64 lük sandığını üç liradan kapatmakla meşgul. Şöyle zihnen bir hesab yaptım: Tanesi 4,5 kuruşa geliyor. lşte bu mukayese bana hal satışile dört adım ötedeki manav dükkânı, yani toptan ile perakende arasındaki fiat farkı hakkında ilk fikri verdi. *** Bir sandık elmanm altını üstüne getiren grupa biz de yaklaştık: « Pazarola...» Bu iki kelirne burada en çok duyulan bir lâf. Biz de ayni temenni ile kalabalığa kanştık. Alıcı mahir bir elle sandığın en dib köşesindeki elmaları üste çıkardı. Pazarlık uzun sürmedi! Kilosu 17 kuruştan anlaştılar. Sandık ortadan uzaklaşırken boynunda büyük bir kayışla meşin çanta asılı kâtibe sordum: Ne elması bunlar? Meğer ne kabahat işlemişim. Bu cehaletime onunla beraber yanmdakiler de hayretle baktılar. Demek dünya yüzünde elmadan da anlamıyan bir adam varmış gibilerden... Sonra tenezzülen biri cevab veıdi: « Inebolu Amasyası.» Kendimi tutamadan ikinci bir gaf daha yaptım: Ne demek o? O zaman yüzüme gülerek kısaca cevab veıdi: « Ineboludan gelen, müşteriye Amasyanın halis elması diye satılan şey demek. ne demek olacak?» Ayaklarım suya ermeğe başlayordu. Bu muadeleye ben de bir ilâve yaptım: «1 7 kuruşa alınıp manavda asgarî 30 kuruşa satılan elmalar.» Bu sırada koluma birisi yapıştı. Ne alıcı, ne satıcı olmadığım bu yerde benden kim ne isterdi? Baktım, bir tanıdık: « Ne anyorsun buralarda?..» Şehir ve Memleket Habeıieri Doğra değil mi? Telefonsuz gar Bazan yerinde fedakârhklar ve külfetler ihtiyarile vücude getirdiğimiz umumî binaların ufak fakat affolunmaz ihmalkârhklarla kıymetini kolayca sıfıra indiriyoruz. Bunun yeni ve bariz bir nümunesi Sirkeci garıdır. Istanbulun imar plânında başlıca mevkii işgal eden bu istasyon büyük zahmetlerle eski mezbele halinden kısmen olsun kurtarıldı ve şehrin manasile hemen hemen mütenasib modern bir şekle sokuldu. Yeni yapılan tarafın girişi, çıkışı, gişeleri, aydınlığı aşağı yukarı kusursuzdur. Fakat telefon yok. Evet ne umumî, ne hususî Sirkeci garında tek bir telefon âhizesi bulamazsınız. öyle ki istasyondan telefon etmek isterseniz çıkıp civardaki dükkânlara müracaat mecburiyeti karşısmda kahrsımz. Bize gardaki iş sahiblerinden biri «eğer nöbetçi memurun gönlünü edebilirseniz size telefonunu verebilir» tavsiyesinde bulundu. Modern bir garda telefon şöyle dursun postane, telgrafhane ve saire.. bile bulunmalıdır. Telefonun bir tane değil on tane, yirmi tane olması şarttır. Herkes telefon etmek için gardan çıkmamalı, bilâkis gara gitmelidir. lşte küçük bir nümune ki o güzelim ışıkları, o zarif binayı insanın gözüne manasız ve değersiz bir zahmet şeklinde gösteriyor.. Siyasî icmal Rumanya ve komşuları vrupanın şimalinde işlerin son derecede karıştığı ve içinden çıkmak için de Iskandinavya hükumetlerinden üçünün Hariciye nazırlarının toplandıklan ve umumiyetle petrol membalarınm Orta Şarkta bulunmasından dolayı yeni büyük harbin sıklet merkezinin şarka kaydığı bir sırada bilâkis Balkanlarda sulh ve huzur kuvvet bulmaktadır. Bulgaristanda kabinenin değişmesi bıdayette komşulan nezdinde ve bahusus Rumanyada endişeler uyandırmıştı. Yeni kabinede Hariciye Nezaretini Belgrad sefiri Ivan Popofun deruhde eylemesi üzerine bu endişeler zail olmuşrur. Evvelce Bükreş sefirliğinde bulunmuş olan bu dıplomatın Balkanlar Balkanlılara aid olmalı ve hiç bir Balkanlı millet büyük devletlerin maksad ve menfaatlerine alet olmamalıdır gibi prensiplere sahib olduğu Rumanyada malum bulunduğundan yeni Bulgar hükumetinin eskisi gibi bitaraflık ve istiklâl siyasetinden ayrılmıyacağına kanaat hasıl olmuştur. Bu kanaatin ilk delili Rumanya Maliye Nazın olup şimdiki harbin askerlikten ziyade ikbsadî mahiyeti haiz bulunmasından Rumanya hükumetinin en mühim azası Konstantinesku'nun Sofyayı ziyaret eylemesidir. Rumen nazın Sofyada yalnız meslek arkadaşile görüşmekle kalmayıp Başvekil Filof ve Hariciye Nazın Popof'la da uzun uzadıya görüşmüştür. Kral Boris dahi Rumen nazırını kabul etmiştir. Bu ziyarete büyük ehemmiyet atfeden Rumanya matbuatı Rumen nazırile Bulgar devlet adamlannın Balkanlarda de vamlı bir sulhun temini için iki devletin samimî işbirliği yapmalan lüzumu hakkında görüştüklerinden şüphe etmemek tedir. Bu gün de Sofyaya Yugoslavya Ticaret Nazın geliyor. Burade tesis olunan Bulgar Yugoslav ticaret odasının küşad merasimi münasebetile iki Slav memleketin her sahada beraber yürümeleri hakkında tezahürler yapılacağı bekleniyor. Rumanya artık Bulgaristan cihetinden emin görünüyor. Bulgaristanın Kafkasya petrollannm Almanyaya nakline vasıta olması Rumanyayı alâkadar etmez. Çünkü Rumanyanın kendisi de petrol istih salâtmın en büyük kısmını Almanyaya satmakta siyasî bir mahzur görmemektedir. Çenub hududundan siyasî vasıtalar ve anlaşmalarla emin olan Rumanya şark hududlarının muhafazasında daha ziyade askerî kudretine güvenmektedir. Finlandiya harbinin verdiği ders Rumanyanın kendi müdafaa kudretine itimadını şüphesiz bir kat daha artırmıştır. Ayni zamanda Rumanyanın Besarabya hududunda vücude getirmekte olduğu Kral Karol müstahkem hattı şimdi tamamlanmıştır. Majino ve Zigfrid hatlarından ilham alınarsk yapılan bu hat ManneTheim hattına nispetle daha mühimdir. Finlerin hattı dar bir berzah üzerinde olup ancak vetmis kilometre uzunluğundadır. Hal buki Karol hattı beş yüz kilometre uzunluğundadır. Lüzumu halinde nehirlerin yataklan değistirilerek vâsi arazi su altında bırakılabilir. Balkanlann karada şark kapısı emniyet altında demektir. Zehirlenenler Dün Üsküdarda ve Balatta iki vak'a oldu Üsküdarda Fındıklı iskele caddesinde 53 numarah evde oturan Mahmud Akpınar, İstanbul Balık pazarından bir kilo beyaz peynir alarak evine götürmüştür. Dün sabah evde bu peynirden yiyen ailesi efradmdan Hüsniye, Servet ve çocukları lhsan, Ziya ve Engin kısa bir müddet sonra zehirlenme alâimi göstermişlerdir. Tesemmüm alâimi gösterenler hastaneye kaldırılmış ve tahkikata başlanmıştır. Balatta Kâtibmuslihiddin mahallesinde oturan 18 yaşlarında Muharrem kızı Nazike, Nazif kızı 3 yaşında Fıtnat ve Halid kızı 30 yaşlarında 1 fakat, yedikleri yemekten zehirlenme alâimi gösterdıklerinden hepsi Haseki hastanesine kaldırılarak tedavi altına alınmışlardır. Katil Hızır, dün hastaneden çıkarıldı Geçende Tavşantaşında bir cinayet olmuş, Malatyalı Hızır, tanıştığı Ferihayı öldürmüş, kadınla kendisinden sonra tanışan Aliyi de yaralamıştı. Bu sırada kendisi de yaralanan Malatyalı Hızır, Hastanede tedavi olunuyordu. Hızır iyileşmiş muhafaza altında tutulduğu hastaneden dün çıkarılmış, Adliyeye gönderilmiştir. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilen Hızır, «Biz, Feriha ile beraber yaşayorduk. Onun pişirdiği yemeklerden zehirlenerek hastaneye gittim, tedavi gördüm. Feriha, sonradan beni eve çağırttı. Gittim, aramızda birkaç lâkırdı geçmiş geçmemişti ki karanlıktan çıkan bir adam üzerime saldırdı, vuruştuk. Artık ondan ötesinin farkmda değilim» demiştir. Sulh ceza hâkimi, Malatyalı Hızır hakkında tevkif müzekkeresi kesmiştir. Tahkikata, Sorgu hâkimliğince devam edilecektir. I Diye soruyor. Ne aTadığımı ve neler bulduğumu kısaca anlattım. Bunlar bir şey mi? gibilerde gülümsüyordu. Bir yazıhaneye doğru ilerledik. O, bir taraftan anlatıyor: « Meyva fiatlan şimdi epeyce pahalılaştı. diyor. Bundan 20 gün evvel buranın kepazeliğini görseydiniz. Şimdi az mal eliyor, daha doğrusu getirtiliyor. ADLİYEDE Fiatlar yüksek, diyorum, ama bu lafım halin kapısından dışarısı için değil. Ona Hâdiseli maç davası pahalılık değil, ateş pahası, derler. Bakın Geçen temmuzda yapılan ve Demirşu 64 lük ekstra Dörtyollara; sandığını 300 325 kuruşa veriyoruz. Tanesi beş spor kalecisi Necdetin hakemi yaralamakuruşa filân gelir. Dışarıda 7,5 kuruşa a sile biten maç davasına dün Üsküdar asliye ceza mahkemesinde devam edilmişabilir misiniz? Ne gezer. lşte gene 64 lük tir. Kaleci Necdetin avukatı yeni bir istida Alanyalar. 300 375 kuruştan gidiyor. ile mukabil dava açtıklarını söylediğinden Bunu Aksaraydaki manav 10 kuruşa, tahkikat dosyasının Müddeiumumilikçe Beyoğlundaki 12,5 15 kuruşa satar. A yeniden tetkiki için mahkeme 1 mart cuma mahalle arasındaki satıcılara düşerse ma günü saat 1 I e talik edilmiştir. 6 7 kuruşa satılır. En ziyade revacda oŞehremini cinayetinin lan 80 lik Dörtyolları, 300325 kuruşa, 100 lükleri, 190 210 kuruşa satıyoruz. muhakemesi bitti Bunların birincileri manavlarda en aşağı ŞehTemininde, hapisaneden yeni çıkan beş, ikincisi, dört kuruştur.» arkadaşı Sedadı öldürmekten suçlu Cahid Ayrı sandıklardan biri büyük, biri ufak hakkında, Istanbul ikinci Ağırceza mahiki portakal aldı: kemesi, kararını dün bildirdi. Meşhud suç < lşte halk, bunun fiatına şu küçük kanununa göre, süratle bitirilen bu davada, mahkeme, Cahidi on bir sene, altı ay portakalı yiyor, dedi.> hapse mahkum etmiştir. Önce, kavga sı Ya elmalar?... rasında tehevvüre kapılarak öldürmekten « Onların fiatlan çok çeşidli. Lâz elon sekiz sene ağır hapse mahkumiyet kaması denilen Karadenizin ekşi elmalan rarı verilmiş, hâdisede tahrik görülerek vardır ya. Dışarıda en aşağı fiatı 12,5 ku bu müddet on iki seneye ve suçlunun daruştuı. Yerine ve müşterisine göre 25 ku ha on sekiz yaşını bitirmemiş olmasmdan ruşa kadar gider. lşte burada 6 1 2 ku dolayı, on seneye indirilmiş, suçlu evvelruş arasında satılıyor. Sabanca feriğini 6 ce Şükrü adlı birini öldürmekten mahkum kuruştan 23 kuruşa kadar sattığımız olu bulunduğundan, müddet on bir sene, altı yor. Inebolu Amasyalan 1 5 2 2 kuruş a aya çıkarılmıştır. Ayni zamanda âmme hizmetlerinden müebbeden mahrum kalrasında.» Elma deyince ilk aklımıza gelen Amas mağa, altmış lira mahkeme harcı ödemeya elması lâfının geçmeyişini garibse ğe mahkum edilen Cahid, mahkemede «ben, ne yaptığımı bilmiyordum. Nasıl diın. adam öldürmüş olabilirim? Hiç suç işle Amasya elmaları kaça? diye soraseydim, kendim giderek teslim olur muycak oldum. dum?> gibi bazı lâkırdılar söylemiştir. Muhatabım, etrafımızdakilerin gözleriBir tehdid davasının aldığı ne bir müddet baktı. Sonra baklayı ağzından çıkartmağa karar verdiğini gösteren şekil bir azimle: Dün akşam bir tehdid davasına bakan « Vallahi, Amasya elması hem var îstanbul asliye altıncı ceza mahkemesi, hem de yok, diye söze başladı. Şehrin Cemil isminden birinden davacı Mediha her tarafında Amasya elması var. Kilosu Melek hakkında takibat yapılmasına kada 60 70 kuruşa kadar satılıyor. Lâkin rar vermiştir. Sebeb, davacı kadının, mah halde çoktandır Amasya elması yoktur. kemede artık davacı olmadığını anlatırSatılanlar Gümüşhane malıdır. Nerede A ken, tehdid iddiasını, böyle bir şey vaki masya malı, nerede onlar. Bunların kilosu olmadığı halde o zaman sırf tehevvürle 1 4 kuruştan 40 kuruşa kadar yükseliyor. ortaya attığını söylemesidir. İddiasının aÇünkü (Amasya elması) gibi sürülüyor.» sılsızhğını söyleyince. böyle olduğu halde Bir sandıktan bir kaç elma alarak gös tehdidden dava istidası vermesi, takibatı mucib görülmüştür. Muhakeme başka terdi: « lşte şu elmalar... Amasyaya ben bir güne kalmıştır. zer. Fakat lezzeti değil, şekli... Bakın şu Kardeşini öldürmeğe teşebayvalara, 6 kuruştan, bunun bir misli yükbüsten maznun Bahrinin seğine kadar satılıyor. Manava gidersen yeniîecek ayva 20 kuruştan aşağı değilmuhakemesi dir.» Rami civarında kardeşi Vehbi Yılmazı Lâkin 10 kuruşa da iyi ayvalar sa öldürmeğe teşebbüsten Îstanbul ikinci Atılrvor, diyecek oldum. ğırceza mahkemesinde muhakeme edilen Dostum, tasdik ederek başını salladı: Bahrinin muhakemesine dün devam edil« Manavlıkta mantık yoktur. Ben miştir. Maznunun, iddia ettiği ruhî hasburada 7,5 kuruşa giden en iyi cins porta talığma aid raporların getirtilmesi için kalın beş kuruşa da satıldığmı gördüm. muhakeme talik olunmustur. Hele köşebaşma bir seyyar satıcı gelsin İKTtSAD otursun da bak, o vakit manavın halini Çuval ihtiyacı gör.» Ticaret Vekâleti son zamanlarda baş Başmdan beri bizi alâka ile dinleyen göstermiş olan çuval ihtiyacını tamamen bir kabzımal burada söze karıştı: karşılıyacak tedbirler almıştır. Çuval Li« Bunlar bir şey değil. Ben Akıntı mited şirketine süratle çuval ithal etmesi buınunda iki portakal, iki mandalina, üç için imkân verilmiştir. Hindistana ve sair armud, iki elma ve bir muzu tam 1 60 ku çuval getirtilmesi mümkün yerlere sipa ruşa yedim. lşte hesab puslasını da sak rişler verilecektir. layorum.» Fmdık ihracat birliğinin Halden aldığımız dersi kâfi görerek İstanbul komitesi Balıkpazarının çamurlu yollarından EminMerkezi Giresunda bulunan fındık ihönüne gelirken ilk rastgeldiğimiz manava girdik. Rafta üstüste dizilmiş ve parlatıl racat birliğinin İstanbul komitesi de dün teşekkül etmiştir. Ticaret Vekâleti Baş • mış Lâz elmalarını işaretle: kontrolörü Hakkı Nezihi Erksonun riya Kaça bunlar? diye sordum. seti altında bir toplantı yapan şehrimiz Manavın tok sesi, top gibi gürledi: deki fındık ihracat firmaları sahib ve raü 22,5. Daha iyisi de var; işte şu karmessilleri, komiteye Nihad, İbrahim, Öşıki!er, 25 kuruş.» mer Furtun ve Pepe Danyalseni seçmişCkayriihtiyarî motörleri, takaları ağzına lerdir. Bu komitece tasvib olunmadan fınkadar dolduran Lâz elmalan, halin tavanı dık ihracatı yapılmıyacaktır. na kadar yükselen ve müşteri bekleyen sandıklar gözümün önüne geldi. O, ne Karagümrükte iki ev yandı düşündüğümden gafil malını methediyorDün gece saat 21,15 te Karagümrükte du: bir yangın olmuş, iki ev yanmıştır. Ateş, « Nerede böyle elma, hem bu sene Dervişali sokağında Nuriye aid iki katlı bütün mahsul dondu! Bir sandık almak ahşab evden çıkmıştır. Havanın fırtınalı için bir hafta bekliyoru? » oluşu dolayısile ateş, bir anda yandaki 8 numarah Mustafaya aid ahşab evi de Faik Güneri sarmıştır. Yetişen îtfaiye derhal faaliyete geç miş, ve yangının büyümesine meydan Limanımıza dün gelen eşya vermeden ateşi söndürmeğe muvaffak olIngiliz bandıralı Reed Bol vapurile dün muştur. limanımıza kemyevî ecza, yün mensucat, Yalnız 6 ve 8 numarah ahşab evler takalay, kâğıd, makine aksamı. keten men. mamen vanmıştır. sucat, pamuk mensucat ve cam işleri gelBakırköy Bez fabrikasında yangın miştir. Dün akşam saat 1 7 de Bakırköy Bez fabrikasında bir yangın başlangıcı olmuşBoğazda evvelki günkü torik akınını tur. Fabrikanın hallaç dairesindeki ma müteakıb dün de Kadıköy sahillerinde kineden çıkan bir kıvılcım, pamukları tuistavritler karaya vurmuştur. Sahil boyun tuşturmuş ve bir miktar pamuk yandıktan ca herkes tenekelerle denizden istavrit sonra yetişen Îtfaiye tarafından siraye toplamıştır. tine meydan verilmeden söndürülmüştür. ŞEHİR ÎŞLERt Mecidiye köyünde yapılacak hastane Belediye Daimî Encümeni dün toplanarak Mecidiye köyünde yapılacak 800 yatakh şehir hastanesinin plânlarım ha zırlıyan Valter'in keşifname ve şartna melerinin tetkikine başlamıştır. Encümen bunu ikmal ettikten sonra bu inşaata nezaret etmek üzere Valter'le bir mukavele imzalanacaktır. Valter, ayni zamanda hastane yapıl dıktan sonra bunun dahilî servisinin sureti tanzimine aid de bir proje hazırla mıştır. Doğra değil ni: Ekmek meselesi Unun Eskişehir değirmenlerinden temini muvafık görülmüyor Toprak Mahsulleri Ofisinin, tstanbul ve Ankara değirmenlerine olduğu gibi Eskişehir değirmenlerine de devlet hesabına ucuz fiatla buğday vermesi için Vekiller Heyetine bir kararname projesi verilmiştir. Henüz Vekiller Heyetince kabul ve tasvib edilmemiş olan bu projede Eskişehir değirmenlerine ayni zamanda İstanbula sevkedilmek üzere gene ucuz devlet buğdayı verilmesi hakkında bir kayıd konulması şehrimizdeki alâkadaı mehafilde Istanbulun ekmek işi muvazenesini bozacak bir keyfiyet olarak telâkki edilmiştir. lstanbulun haricden gelecek una bu gün için ihtiyacı bulunmadığı gibi şehri. mizdeki sekiz değirmenden ancak dördünün çalışmak imkânını buluşu ve esasen bunların da tam randımanla çalışmama ları Eskişehir değirmenlerinden istifade için devletin fedakârhğa girişmesi lüzumu görülmemektedir. Eskişehir değirmenlerine ucuz devlet buğdayı verilerek bunların îstanbula sev . kine de müsaade edildiği takdirde İstanbul değirmenlerinin rekabeti müşkül görülmaktedir. Çünkü Eskişehirde muamele vergisi mahal'î fiatlar üzerinden verile ceği için, lstanbulda 680 kuruşa satılan unun muamele vergisi 68 kuruşken Eski şehirde 550 kuruş üzerinden 55 kuruş tutacaktır. Bu suretle İstanbula unun sevki esnasında navlunun vergisi üzerinden istifade olunacaktır. İstanbul değirmenleri bir vagon buğdaydan 166 çuval un alırken Eskişehir değiımenleri buğday yerine istanbula un göndereceğinden ayni navlunla 2 1 4 çuval un nakledebilecektir. Ayni zamanda su ve buhar kuvvetile çahşan Eskişehir değirmenlerinin elektrik istihlâk vergisi de bulunmaması unların lehine bir vaziyet olarak görülmektedir. Et fiatlarında tereffü olmıyacak lstanbulda istihlâk edilen kasablık hayvanların ekserisi zelzele mıntakasından gelmekte idi. Koyun muvaredatı zelzele dolayısile yüzde yirmi nispetinde azalmış olmakla beraber civardan fazla miktarda kuzu geldiğinden mevcud noksanlığı izale etmektedir. Ayni zamanda hayvan ihracı eski vaziyette olmadığından bunlar dahilde istihlâk edilmektedir. Celeblere gelen malumata nazaran bu sene bilhassa şark mıntakasında kuzu doğumu çok fazladır. Kış mevsimi de geçmek üzere olduğundan et fiatlarında tereffü olmıyacaktır. Taksim kazinosu şirketi kuruldu Taksim kazinosunu işletecek olan sirket teşekkül etmiş ve nizamnamesi noterlikçe tasdik edilmiştir. Belediye îktısad müdürü Saffet, nizamnameyi tasdik ettîrmek üzere yann An karaya gidecek, ayni zamanda lstanbulun ekmek i^ıtiyact için verilen 300 çuval unun 400 çuvala iblâğı işile meşgul ola caktır. Belediye Taksim kazino ş'iTketini teş kil etmekle bilhassa halkm ucuzca eğ lenmesini temin eylemek maksadmı gütmektedir. Memba suları hakkında hazırlanan talimatname Belediye Sıhhat müdürlüğü, memba suları hakkında bir talimatname hazırla mıştı. Bu talimatnamenin Sıhhiye Vekâ letince tasdik edilerek Dahiliye Vekâletine gönderildiği anlaşılmıştır. Bu tali matnamenin tasdikı ikmal edildikten sonra Belediye memba suları sahiblerine tebligat yaparak talimatname mucibince icab eden tesisatın yapılmasmı istiyecektir. Belediye, ayni zamanda kendi elinde bulunan Hamidiye suyunda da derhal ıslahat yapacaktır. Esasen şimdiden bu hususta bir proje hazırlanmıştır. Buna na . zaran kaplar el dokunmadan temizlene rek sular şişelere dolacaktır. Belediye, bu tesisattan birini Beşiktaşta, diğerini Şişlide yaptıracaktır. Belediyenin kullanılmasını menetmesine rağmen Kırkçeşme ve Halkalı sularını bazı kimselerin, bu meyanda bilhassa hamamcıların gizliden gizliye istimal ettikleri anlaşılmıştır. Bu itibarla Belediye bir kanun lâyihasile bu 'sularm menedilmesini istivecektir. Muharrem Feyzi TOGAY Navlun fiatlan çok yükseldi Bu yüzden kömür fiatlan da artıyor Son zamanlarda dünya navlun ücretlerinde olduğu gibi memleketimizde de şileplerin navlun ücretleri mühim miktarda yükselmiştir. Bunun bilhassa tesirleri kömür nakliyatı üzerinde görülmüştür. Evvelce 1,5 liraya olan bir ton kömür navlunu şimdi 3,5 liraya kadar yükselmiştir. Bu vaziyet ihrakiye fiatlan üzerinde tesir yapmaktan hâli kalmamış ve limanımızda ihrakiyelik kömür fiatı 10 liradan 1 3 liraya kadar yükselmiştir. Bu vaziyet alâkadarlar arasında endişe ile karşılanmaktadır. Memleketimizde navlunların sür'atle yükselişinin başlıca sebebini Türk şileplerinin müttefiklere kiralanması teşkil etmektedir. Hâlâ tamirde veya sefere tahammülü olmıyan şileplerden başka i 6 şilep sefere salih halde bulunurken bunun 9 tanesi müttefiklere kiralanmış veya kiralanmak üzere bulunmuştur. Bu şeklin ileride daha dar bir vaziyet hasıl etmesinden korkulmaktadır. başlangıcı Bir taraftan İstanbul değirmenleri ucuz devlet buğdayile elde edilen unu İstanbul haricine çıkartmaktan menedildi • ğinden ve Belediye ekmek işini tam manasile senelerdenberi ilk defa olarak yoIuna koyduğundan yeni şekille işin yeniden şirazesinden çıkmasmdan endişe eBelediye istim^k işine hız dilmektedir. Bunun için lstanbulun haricden gelecek una ihtiyacı olmadığı, eğer verdi filhakika Eskişehir değirmenlerine böyle Vali ve Belediye reisi Lutfi Kırdar, bir imkân verilecekse, navlun farkının nagazetemizde intişar eden imar işinin kuvzarı dikkate alınması icin yüksek makamveden file çıkabilmesi istimlâk muamelelara müracaat olunacaktır. lerinin hızla yürümesine lüzum göstermiş ve bu muameleye aid bazı tebligat ve saMÜTEFERRtK ire işlerinin kazalarda ve diğer dairelerde tak'lıp kalmaması ve süratle intacı için Köy enstitüleri Vali muavini Halukun baskanlığında biı îstanbul ilk tedrisat müfettişlerinden komite teşkil etmiştir. Bu kamitede Be altısı köy enstitüsü direktörlüğüne tayin lediye muavinlerile Belediye İmar ve Fen edilmişlerdir. Bunların yerlerine yenileri müdüıleri ve mıntakalannda istimlâk vagetirilecektir. pılack olan kaymakamlar bulunacaklarMaarif Vekâleti bu enstiti'ler için mu dır. Bu suretle imar mıntpValarında sür bayaatta bulunulmak üzere, İstanbul Ma atle faalivete gecrrek imkânı olacak ve arif müdürlüğü emrine 10,000 lira gön ilkbpharda b'r cok imnr harpt»ît1erine birden baslamak îmkânı hasıl olacaktır. Kodermistir. c Ankara Hnkıık Fakültesi mite ilk olar?k Teksim k» la«ının etrpfındaki di'^kânların boşaltılması işine başAnkara Hukuk Fakültesinin Adliye Iıyacaktır. Vekâletinden alınarak Maarif Vekâletine devredileceği yazılmıştı. Mektebde ted Mangala düştü risat müddeti dört seneye çıkarılacaktır. Tophanede Karabeş mahallesinde otuistanbul Universite profesörlerinden ba ran Salih kızı 23 yaşlarında Emine, yemek zıları da Ankaraya davet edilecektir. Ma pişirirken birdenbire hastalanarak mangaarif Vekâleti bu hususta İstanbul Üniver lin üzerine düşmüştür. Muhtelif yerlerinsitesinin mütaleasını sormuştur. den yanan Emine tedavi altına alınmıştır. Polonyalı Museviler Kudüse çıkarıldı Polonyadan Rumanyaya iltica etmiş o. lan Polonyalı Musevileri Filistine nakletmekte olan Sakarya vapuru yolcuların) Filistine çıkartmıştır. Sakarya vapurunda yolda Ingiliz kontrolu tarafından sıkı bir araştırma yapıl mış ve bu kontrolda ihtilâflı bir vaziyet hasıl olduğundan vapur bir müddet tevkif edilmiştir. Fakat sonradan İngiliz kontrol heyeti vapurun yoluna devamma müsaade etmiştir. Balık bolluğu Çay ithali için döviz verildi Çay İthalât Limited şirketine Ticaret Vekâleti tarafından 10,000 sterlinlik döviz verilmiştir. Çay ithalât tacirleri arasında tevzi edilen bu akreditifle derhal siparişler yapılacaktır. Otomobil çarptı Şoför Mehmed Yakarın idaresindeki otomobil, dün Tarlabaşı caddesinden geçerken Yorgi kızı Marikaya çarparak başından yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Marika tedavi altına alınmış, suclu soför yakalanmıştır. CUMHURİYET Nüshası 5 Irarusrur. Abone şeraiti Senelik Altı aylık Üç aylık Bir aylık 1400 750 400 150 Kr. 2700 Kr. » 1450 » » 800 > < • Yoktur

Bu sayıdan diğer sayfalar: