27 Şubat 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

27 Şubat 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sabık Bakteriolojihane müdürü ve Askerî Baytar mektebi Bakterioloji profe sörü emekli yarbay Osman Nuri vefat etmiştir. Cenazesi 27/2/940 salı günü saat Şükufe Hanım, yorgun argın eve dön | Ş Şükufe, tenbihine rağmen arkadaşınm 11,30 da Fatihte Atpazarında Mıhçılar müş banyoya girmışti. Hizmetçi kapıyı mekteb ve yaş meselesine temas etmesinı TÜRKİYE RADYODİFÜZYON POSTALARI caddesinde 3 numaralı hanesinden kal Dalga uzunluğu: vurdu: pek hoş bulmadı. Hafifçe somurttu. Bü dınlarak namazı Fatih camii şerifinde kıTürkiye Eadyosn 1648 m. 182 Kc/s. 120 Kw. Hanımefendi, dedi, sizi bir hanım lend Bey misafirlerinin canı sıkılmış oldulmdıktan sonra Eyübdeki aile makbere Ankara > T. A. P. 31.70 m. 9465 Kc/s. 20 Kw. görmek istiyor.. ğunun derhal farkına vardı: sine defnedilecektir. Kendisine Cenabı 12,30 Program ve memleket saat ayarı, Şükufe Hanım canı sıkılarak cevab ver Makbule, dedi, senin hafızana pek Haktan mağfiret ve ailesi efradına uzun 12,35 Ajans ve meteoroloji haberleri, 12,50 di: Türk müziği. Çalanlar: Vecihe, Cevdet Koitimadım yok doğrusu.. Muhakkak ki ömürler dileriz. Amma da münasebetsizsin ha.. zan, Ruşen Kam, Reşad Erer. Okuyan: Rayanlış hesab ediyorsun.. *** Banyoda da misafir kabul edecek değilim dife Erten. 1 Mahur peşrevi, 2 Lâtif r Kan koca gülüştüler. Şükufe de zoraki Malİ3 e Vekâleti tahsilât müdürlüğü, Ağa Mahur şarkı: (Düştun gene bir şuhi ya?. onların kahkahalanna iştirak etti. Yemeğe varidat muhasebesi memurlarından Ossitemkâra) 3 Musa Süreyya Mahur Banyoda olduğunuzu söyledim, balşamak üzere idiler. Makbule çantasmı MAN NURİ AYD1N vefat etmiştir. Ayşarkı: (Tacü hüsnün hükmeder) 4 Civanmekteb arkadaşınız mı, neymiş, zarar yok odada unutmuş olduğunu söyliyerek yuHolivud'dan yazılıyor: dm vilâyeti memleket hastanesi başhekiKürdilihicazkâr şarkı: (EL erdirmek visali orada da görüşebiliriz, dedi. kanya çıktı. Şükufe ile Bülend Bey vakti mi Necib Aydınm ağabeyisi olan merhuBuradaki film amillerinin mevzu bulyâre pek güç) 5 M. Celâleddin Pş. Kür Acayib.. Gelsin bakalım!.. boş geçirmemek için zihinlerinde mütekamakta güçlük çekmeleri onları bazı Avdllihicazkâr şarkı: (Sen beni bir buseye etBiraz sonra kapı açıldı. Içeriye orta bilen kendilerini alâkadar edecek bir mun cenazesi bugün saat on bir buçukta rupa şaheserlerini beyaz perdeye naklettin feda) 6 Medenî Aziz Hicazkâr şarkı? Beyazıd, Soğanağa, Demiröz apartıma yaşlı bir hanım girdi. Şükufe evvelâ şaşır mevzu arıyorlardı. Genc dul, birden fır(Vazgeçüp nazü edâdan) 7 Nevres Kürnından kaldırılacak, namazı Beyazıd ca mek mecburiyetinde bırakıyor. Bu teşebdı, sonra kendini topladı. Tanımıştı. Eren satı kaçırmak istemedi: dilihicazkâr şarkı: (Mızrabı gamı aşkile ey büsler muvaffakiyetle neticelendirilecek köy lisesindeki arkadaşlanndan Makbule.. şuh) 8 Muhayyer türkü: (Ay doğdu bat Bülend Bey, dedi, Makbulenin söy miinde kılındıktan sonra Merkezefendi olursa, hiç şüphesiz san'at namına bir kamadı mı) 9 Muhayyer türkü: (Ne zaman Fakat ne kadar değişmişti? Enikonu ihti lediklerini sahi zannetmeyin, tabiî yüzü kabristanında defnedilecektir. Mevlâ zancdır. Fransız şairi Edmond Rostand'ın görsem onu). 13,30 14,00 Müzik: Hafil yarlamıştı. «Cyrano de Bergerac» ın M.G.M. kumne vuramazdım. Fakat aramızdaki yaş rahmet eyleye. müzik (Pl.) 18,00 Program ve memleket sa*** Acaba ben de bu kadar geçkin gö farkı müthiştir. O son sınıfta iken ben alpanyası tarafmdan film haline getirileceat ayan, 18,05 Müzik: Oda müziği (Pl.)' rünüyor muyum? tıncıda okuyordum. Artık ötesini siz he Iskilib kaymakamı Bay Hulusi Akalının ğini haber aldığım zaman hem ümide ka18,40 Konuşma (Çiftçinin saati) 18.55 SerDiye acı acı düşündü. Nazikâne bir ke sab edin!.. ağabeysi emekli önyüzbaşı Adanalı İS pıldım, hem de böyle bir düşünceye dalbest saat. 19,10 Memleket saat ayarı, ajana lime bile söyleyememişti. Bereket versin, ve meteoroloji haberleri, 19 30 Türk müziği: Makbule dönüp geldi. Yemek zevkle MAtL SAKİB ERMERD pek kısa süren dım. Çünkü Cyrano'yu Rostand'ın şiirleMökbule Hanım pişkin kadındı. Onun Klâsik program. Ankara Radyosu Küme Ses bir hastalıktan kurtanlamıyarak 26.2.940 rinden tecrid ederek yaşatmak pek güç... yendi. Sonra da viskiler içilmeğe başlan. sükut ve dalgınlığmı istiskale hamletmedi. ve Saz Heyeti. İdare: eden: Mes'ud Cemil. dı. Sofradaki neşe arttı ve gece yansına gecesi rahmeti rahmana kavuşmuştur. Kıy Sonra Amerikalıların zihniyeti de ma20,15 Konuşma (İktısad. ve hukuk saati); Kenardaki alçak arkasız iskemleyi çekti, lum... Değil bu çeşid bir şaheseri, hatta kadar bu hal devam etti. metli eski silâh arkadaşları subay ve erle20,30 Türk müziği: İncesaz faslı. Çalanlar j yanına oturdu: bazı orta derecede roman ve tiyatroları Şükufeyi otomobille götürüp evine bı rin pek çok dost ve saygılılarının yedi ihHakkı Derman, Şerif İçll, Hasan Gür. Oku< Nasılsın, Şükufeciğim, beni hatıryan: Tahsin Karakuş. 21,15 Konser takdirakan karı koca gösterdikleri nezaketin tirammda olarak Ortaköy mezarlığına bile ekseriya tanınmıyacak bir hale soladın değil mi? mi: Halil Bedii Yönetken. Müzik: Radyo gururile mesttiler. Otelin merdivenlerini defnedilmiştir. Mevlâ garik rahmet eyle kuyorlar. Yalnız bu hususta beni büsbütün meyus olmaktan kurtaran nokta Cy Hiç hatırlamaz olur muyum, Mak çıkarken Makbule: orkestrası (Şef : H. Ferid Alnar) 22,15 ye. rano'yu, o komik kahramanı temsil vaMemleket saat ayarı, ajans haberleri; zirabuleciğim?.. Lâkin birbirimizi görmiyeli *¥* Nasıl, dedi, hakkım yok muymuş.. at, esham tahvilât, kambiyo nukud borzifesinin Spencer Tracy'ye tevdi edilmiş on, on iki sene oldu zannederim.. sası (fiat) 22.35 Müzik : Cazband (Pl.) 23,25Yüzbaşı Macid Ertem, Dr. Zeki Bu olmasıdır. Spencer Tracy, hiç şüphesiz, Öyle.. Biz karı koca, şimdi Allah Şükufe hoş kadındır.. Safinaz Hanımla 2? 30 Yarınki nroerram ve kar>anıs. bağışlasın çoluk çocuğumuz da var, hep Mithat Bey zavallının çok aleyhinde bu tur ve Emniyet Sandığı şeflerinden Nec Amerikan sinemacıhğının en kudretli ka Spencer Tracy'nin kardkteristik bir krokisi Anadoluda dolaşıp duruyoruz.. Maama lundular ama, görüyorsun, bu onlann minin kayinpederleri Emekli Binbaşı Bed rakter artistlerinden biridir. Şimdiye kaHolivud'a atladı ve bu günkü mevkiini konferans fih halimizden memnunuz.. Bey çok tesöylediklerinin hiç birini yapacak insan ri Kayabal düçar olduğu hastalıktan kur. dar çevirdiği filmlerden her hangi biri bu temin etti. değildir. Ayrılma meselesinde kabahatin Kadıköy Halkevinden: 1 mart 940 cuma iddiayı ispat için misal getirilebilir. Aslen rakki etti.. kocasmda olduğuna zerre kadar şüphem tulamıyarak vefat etmiştir. Cenazesi 27/ Irlandalı olan bu san'atkâr 1900 de doğ Spencer'in en büyük zaafı, çabuk âşık akşamı saat 20,30 da Eyimiz salonunda Tebrik ederim, daha âlâ olsun.. 2/940 salı Beşiktaş Yenimahallede Fırın Bay profesör Dr. Süheyl Ünver tarafmdan Eskişehirden şöyle birkaç gün dinle yok.. Yalnız şu yaş saklamak hususundaki sokağında 9 No. lı hanesinden kaldırıla muş olduğuna göre bu gün kırk yaşında oluvermesidir. İlk karısile iki çocuğunu (Hiddet) mevzulu bir konferans verilecebmünasebetsizliği doğrusu sinirime dokunbundan beş altı sene evvel sevdiği güzel dır. Küçüklüğünde çok haylaz bir meknelim ve eğlenelim diye geldik, çocuklan tir Herkes geiebillr. rak namazı öğle vakti Beşiktaş Sinanpateb talebesiydi. On yedi yaşına kadar zo bir artist uğrunda birdenbire terkedip oda orada kayınvaldeyle bıraktık. Tokatli madı dersem yalan söylemiş olunım.. Nezaketen kendisinin benden büyük ol şa camiinde eda edildikten sonra Feriköy raki okudu. Umumî Harbin sonlanna doğ nun arkasından gitmesi, az kaldı mesleyandayız.. Seni bu akşam yemeğe davet için geldim.. Seni nasıl bulduğuma, adre duğunu söylemedim ama, gene memnun kabristanına defnedilecektir. Mevlâdan ru, mekteb arkadaşı Pat o'Brien'le birlik ğine de büyük bir darbe vuruyordu. Bete Amerikan ordusuna gönüllü yazılmış reket versin çabuk aile yuvasına dönüp aini ne şekilde öğrendiğime ihtimal hayret kaîmadı.. llle benden küçük olmak dava rahmet dileriz. sında.. tı. Kahramanlar, Avrupaya hareket et geldi ve tekrar yaşayışım intizama soktu. ediyorsun değil mi? Size komşu imişler, Bülend Bey hayretler içinde kaldı: geçen sene Eskişehire geldiler. Safinaz Sabık Bağdad Topçu Kumandanı Ah. meden evvel mütareke ilân edildi ve ba San'at hayatında şimdiye kadar bu çeşid Ya.. Demek sen ondan büyük deşıpsevdilikler göstermemiş olduğu için Hanımla kocası Mithat Bey.. Onlar sağlık Amerikayı dehşetler içinde bırakan med Şemsi Paşanın mahdumu ve lstanbul bayiğitlerin arzuları kursaklarında kaldı. verdiler.. Başmdan geçen felâketleri de ğilsin.. Hatta anlattığın yaşıtlık meselesi Emniyet Müfettişliği Tetkik Başmemuru Dünya sulh ve sükuna kavuşunca Spen Cyrano'yu en iyi yaratacak bir Amerikan Gangsterlerin hayatı dc sırf onun gönlünü almak için, öyle mi? cer aktör olmaya karar verdi ve konser aktörü olduğundan şüphe edemiyeceğihaber aldım.. AIi Rıza Ürgün pek kısa bir rahatsızlığı Tabiî kocacığım.. O, mektebde son vatuara girdi. Basamak basamak yükse miz muhakkaktır. Ya.. Evet, bizimkile ayrıldık.. Huysınıfta okurken ben altmcıda idim.. Sen, müteakıb 21 şubat 940 çarşamba günü liyorken bir pranga kaçağınm hayatına T T «Rüzgârın alıp götürdüğü kadar> H suz adamla geçinmesi çok güç.. Fakat hesab et, artık aramızdaki yaş farkını! vefat etmiş ve Feriköy kabristanına def dair oynadığı piyesin mevzuuna benzer ismindeki meşhur romandan iktibas edi Makbuleciğim, vallahi mahcub oldum. NUR1 REF1K nedilmiştir. Geride bıraktığı genc oğlu ile hakikî bir maceranın Amerikanın bilmem lerek vücude getirilmiş olan filmin baş Burada misafir sayılırsınız. Sizi benim hangi köşesinde tesadüfen ve aynen vu rollerini Clark Gable ile Vivian Leigh is 72 yaşındaki annesine sabırlar dileriz. çağırmam lâzımdı. Maamafih, mademki kua gelmesi onun birdenbire şöhret sa minde bir genc artist oynamıştı. Genc arTEŞEKKÜR sen evvel davrandın, memnuniyetle ka ( hibi olmasına sebebiyet verdi. Oradan tist, şimdi «Waterloo köprüsü» isminde bul ediyorum. Bay ANASTAS I. YAVROGLU bir filim çevirmektedir. Vefatile bizleri çok derin teessürlere Ömrüne bereket cicim.. Şöyle uzun Vefat etmiştir. Cenaze meTasimi bugün garkeden zevcem Gülgüle Ekmekçinin boylu konuşur, derdleşiriz.. gerek cenazesi merasiminde bulunmak ve (salı 27 şubat) saat 14,45 te Bakırköy Ama, bir gün de ben sizi mutlaka gerek bilvasıta teessürlerimize iştirak et Ayi Yorgi kilisesinde icra olunacağı hubeklerim, şimdiden vadet bakayım.. mek lutfunda bulunan aziz dostlarımıza susî davet makamına olmak üzere bildi Hay hay.. A canım.. rilir. Yalnız mekteb arkadaşı olduğumu ayrı ayn teşekkür etmeğe teessürlerimiz 5 MART SALI AKŞAMI mâni olduğundan teşekkürlerimizin iblâ Zevcesi: Marigo A. Yavroğlu. Kızı: zu kimseye açma çok rica ederim.. ğına muhterem gazetenizin tavassutunu Atina A. Ugurluoğlu kocasile ve ço Niçin? cuklan. . •? Yavrum, gücüne gitmesin, sen çodileriz. luk co«. •. . . . v. Yenî v e pslrî pKorlnrd*»» müroLLpp zcngîn hîr program 7fyr\ Tııran F.kmekcî Vft pv Tpnaze levazımı P. Angelidis) şından fazla gösteriyorsun.. Ama, Allah mes'ud etsin.. Yuvanda güle güle otur, senm için bunun bir ehemmiyeti yok.. Vatan... Bayrak... Vazife kurbanlan Harb... Şecaat... Zafer KahraHalbuki ben dulum. Münasib bir fırsat manlan Fransanın bütün askerî kuvvetlerinin iştirakile hazırlanan çıkarsa tekrar kocaya varmak istiyorum, Baş rollerde: Büyük artist anladın mı? lyi ki söyledin gözüm.. Insan hali belli olmaz, belki bir yerde gevezelik ediLondranın düşman tayyareleri tarafmdan bombardımanına karşı kave LUCİLLE BALL veririm. Neyse seni daha fazla işgal etmirada, denizde ve havada yapılan müdafaa tedbirleri: Vahşetin sonsuz intikamı, kahrayeyiın.. Cici cici yıkan.. Akşama gelecek1 Düşman tayyarelerinin hücumu, 2 Tayyarelerin vürudunu ihbar manlığm en şanlı zaferleri. sin değil mi? Allaha ısmarladık.. filmi dünyayı en sıcak şarkılarile saran, en derin dostluklarile bağlayan, eden aletler, 3 Hazır ol işareti. 4 Ahalinin sığınaklara ilticası. 5 Zehirli Hay hay.. Çok teşekkür ederim yaven yüksek zaferlerile süslenen, düniin, bugünün ve yannın kahramanlanna gazlara karşı alman tertibat. 6 Tayyare dafi toplannın faaliyeti. 7 Yanrum 1.. gmlara karşı çalışan itfaiye ekipleri vesaire. Modern harbin icab ettirdiği ithaf edilen senenin bu en eşsiz filmi **» Matinelerden itibaren bütün müdafaa tertibatmı bu büyük filmde aynen göreceksiniz. Tokatliyanın arkadaki küçük salonunCidden görülmeğe şayan bir film... Görülmesinde faide olan bir film... da muntazam bir sofra.. Makbulenin koBu san'at harikası YARIN MATİNELERDEN itibaren cası Bülend Bey kır saçlı, fakat dik vüSinemasmda cudlü, şirin yüzlü bir adam.. Bir kaç da Kadmların yaşı c CUMHURÎYET 27 Şubat 1940 ÖLÜM RADYO Bugunkü program "Cyrano de Bergerac, filme çekiliyor Fransız şairi Edmond Rostand'm Holivudda sinemaya alınacak olan eserinde baş rolü Spencer Tracy oynayacaktır Öluıden Korkmayan! Kanundaıı Yıtaayas KARA ÇANTA Münir Nureddin Konseri SARAY Sinemasında PASİF KORÜNMA (The Vorning) 3 HARBİYELİ Perşembe Akşamı L A L E Salonlarında Göreceksiniz. RİCHARD DİX YARIN ALKAZAR BASLIYOR kika üçü de konuşacak lâkırdı bulamadılar. Nihayet Bülend Bey birden sükutu yırttı: Hani, Şükufe Hanımefendi, yüzünüze söylemek değil, fakat Makbulenin sizi ne kadar sevdiğini, kabil değil, tanf edemem.. Gün geçmezdi ki, aramızda, bahsiniz olmasın!.. Bu akşam, belki sizi rahatsız ettik, fakat bunu fazla muhabbetimize bağışlayın!. Makbule de kocasınm bu nazikâne ve iltifatkârane sözlerinden cesaret alarak eski hatıraları yâdetmek ihtiyacını duydu: Mektebde ilk tanıştığımız zaman şu anda gözümün önüne geldi. Hemen ayni yaşta idik zannederim.. Aşağı yukan yirmı sene oldu, sanırım. Hayat tıpkı bir riiya gibi geçiyor.. SUMER Sinemasmda DON KÂZÂKLÂRI İlâve olarak gösterilecektir. Yann akşam M E L E K sinemasında BOĞÂZİÇİ T Ü B K Ç E S Ö Z L Ü ŞARKISI ve Ş A R K I L I JOAN GRAVFORD BEYAZ PERi Bu filmin milyonlar harcanarak viicude getirilen, gözleri kamaştıran muhteşem sahneler, tabiî renhli ve güzelliğin bir timsalidir. Numaralı koltuklar bu^finden aldırılabilir. Tel: 40868 Aşkın ve sadakatin zaferi... Genclik ve güzellik filmi.,. Emsalsiz derecede muazzam sahneler. JAMES STEVARD Pek yakında T A K S 1 M sinemasında Nihayet geldin Leylâcığıml Ah be Kavuşma sahnesinin ilk dakikalarmı, yeniden öyle benimsedim ki buradan hiç üstünde bir kitab, sahifelerinin açılıp onim güzel evlâdım! Seni öyle göreceğim hep benden bahsederek geçirdik. Sonra, ayrılmamış, tstanbula hiç gitmemiş gibi kunmasına muntazır duruyordu. gelmişti kil lâkırdı, yavaş yavaş Yassıkayaya geldi. yim. Pencerenin önüne bir iskemle çekip o Geldim büyükanneciğim! Geldim aBüyükannem, mektublannda yazmalstanbul aklıma geldikçe, orayı, içinde turdum. ma, beni bir daha göndermeyin kuzuml dığı birçok şeylerden bahsetti. Fakat, oturulmuş, yaşanmış bir yer gibi değil, az Selim Sekban Beyin, günlerini ve geBüyükannem, beni kucaklayan kolları dikkat ettim, Selim Sekban Beyin ismi zaman evvel okunmuş bir kitab, yahud celerini derin düşüncelere dalmakla genı bir an gevşetiyor, yüzünü benden u ni, mektublarında olduğu gibi gene sü dinlenilmiş bir hikâye gibi hatırlayorum. çirdiği bu odada, canlanır gibi dolaşan zaklaştınyor, beni tepeden tırnağa süz kutla geçiştiriyordu. Sanki orada, o gürültülü, hareketli, §en, hatıraları ürkütmeden, hafızamı gçriye dükten sonra soruyor: Ben lstanbula gittikten sonra, mualli şatır hayatı yaşayan ben değilim. doğru götürüp mazi içinde bir gezintiye Seyahatinden memnun değil misin mimin burada geçirdiği hayata dair, bilYassıakya, uzaktan gözüktü. IstanbulYassıkayaya çıkan yokuşu tırmanmaYassıkayaya gelir gelmez ilk işim, se çıkıyorum. hassa büyükannemin ağzından tafsilât lâmlık tarafını ziyaret etmek olacaktı. Bu Geçmiş günlere dogTU uzaklaştıkça, hağa başladığımız anda, köşke bir an evvel dayken hayallerimi sık sık dolduran bu Leylâ? İstanbulu sevmedin mi? Sevmedim büyükanne. Buradan bir almak isteyordum. güzel serab, biraz sonra parlak bir hakivarmak için sabırsızlığım arttı. kararımı bu gün tatbik ettim. tıralarım bir hududa gelip dayanıyor. yere gitmek istemiyorum.' kat olacak. O sustukça benim de sormağa cesareYorgun hayvanlar, hayli dik olan bu Esrarengiz mektubun geldiği gün. Selim Sekban Bey sanki hâlâ buradayBüyükannem gülüyor: tim kalmıyor. Halbuki Selim Sekban BeHayvanların boynundaki çıngırakların Hayatımm, cereyanını birdenbire deyokuşu güçlükle tırmanıyorlar. Çok tuhafsın Leylâ. lstanbul sevil yin, ben buradan lstanbula gittikten son mış gibi, kapısını itip girdiğim loş koridorda, korkak adımlarla ilerledim. ğiştirdiği o günden daha geriye gidemiYassıkaya istikametinden esen rüzgâr, sesi, dadımı köşkün kapısının önüne koş mez olur mu? Hem, dur bakayım. Seni ra burada geçirdiği günleri öyle merak Salona girdiğim zaman, Selim Sekban yorum. arabanın içinden dolaşıp geçerken, bur turmuş. zayıf gördüm. Rengin de soluk. Hasta ediyorum ki. Kapı, arabanın girmesi için, ardına ka mıydın? Bana bir şey yazmadın. Beyi dairesinde arayıp bulamadığım sanuma oranın, hasretini çektiğim kokusuNe kadar düşünsem, o tarihten evvelki dar açık. Hakikaten Beşirin dediği gibi, benim bahı habrladım. nu getiriyor. günleri hatırlayamıyorum. Büyükanneme Hayır, hasta değildim ama, galiba Çantamı, çiçek demetini ve onlann yaKanadlanmak, uçmak isteyorum. Ruyorgunum. Düşünün bir kere, Istanbula Yassıkayadan ayrılmam onu memnun et O sabah da buralan bomboşru. Fakat gelen o mektubdan evvel yaşamamış ginısıra bütün üzüntülerimi arabada bırakıp humda, çocuk yaşımın haşarı arzuları coayak bastığım günden itibaren, eğlence medi mi acaba? Ben den sonra, daha sü bu günkü gibi, sahibsiz bir yere girdiğim biyim. yere atlayorum, kendimi dadımın kucaşuvor. siz bir gün geçirmedim. Buradaki sessiz kuti, daha durgun ve düşünceli olduğu hissi yoktu. O günden sonrasını da hayalimde teğında buluyorum. liğe, hareketsizliğe alışan bir insan için doğru mu? Beşirden utanmasam, arabadan atlaSelim Sekban Bey, o zaman, akşama cessüm ettirdikçe, bütün hâdiselerin içinYanaklarımda, onun müşfik dudakla Istanbulun o patırftlı hayatı müthiş bir Bundan kendime bir teselli, hatta bir dönmek üzere köşkten çıkmıştı. Şimdi, de ve o hâdiselerin hepsine hâkim, Selim yıp, yolun üst tarafını koşa koşa aşacarının bıraktığı titrek iki buse; bluzumda, yorgunluk değil midir? sevinc hissesi çıkarmakta fazla acele et bir daha Yassıkayaya dönüp dönmiye Sekban Beyi görüyorum. ğım. birbirini kovalayan yaş damlaları, dönüp Olabilir. Fakat iki ay içinde Istan miş olmıyayım? Muallimimin halindeki o ceği bile belli değil. Ara sıra, Beşirin kamçısı havada şakMuallimimin, hayatıma, alelâde bir ingeldiğim yuvanın ilk ılık müjdecileri... buldan bıkmak gene sana mahsus bir ga değişiklik, tstanbula hareket edeceğim salayor. Hayvanlar, bu şakırtılı ihtara, ileri Salondan sonra yatak odasına geçtim. san şeklinde girdikten sonra, onu mihveBüyükannem, merdiven başında bekle rabet. Ya, önceden karar verdiğimiz gibi bah gelen neviden, ailesine aid, can sıdoğru atılarak mukabele ediyorlar. Beş Burası da, sahibi biraz sonra gelecek rinden çıkaracak kadar fevkalâde bir yor. kıcı, mühim haberlerden dolayı olmasın? miş gibi, derlitoplu, tertemiz duruyordu. mahluk haline gelişi, sebebini anlayamaaltı ay kalsaydın ne olacaktı? on adım sonra bu hamle gene azalıvor. Başımı onun göğsüne yaslayıp ağlama Belki de sizin izninizi beklemeden Yassıkayadan birdenbire çekilip gitmeYavaş yavaş köşke yaklaşıyoruz. ÇiftPencerenin önündeki masanın üstünde dığım halde, zihnimi çoktanberi işgal edisi de bu son tahminimin doğru olduğunu duran ufak bi rsigara tablası nasılsa sil yordu. lik hududlannı geçerken gözlerimi silme ğa başladığım dakikayı unutmak kabil kaçıp gelecektim. değil. Büyükannem, Istanbuldan şikâyet edi göstermez mi? ğe mecbur oldum. kelenmeğe unutulmuştu. İçinde bir fiske Bu gün, Selim Sekban Beyin teneffüs Kolları beni kucaklarken, dudaklann şimi memnuniyetle karşılayor gibiydi. *** İlk tatlı yaşlar. Büyükannemin kucağınsigara külü vardı. Odada, hâlâ bir tütün ettiği bu hava içinde geçirdiğim şu dakiYassıkayaya, eve, alıştığım hayata ve Bu gün Istanbuldan avdetimin üçüncü kokusu dalgalanıyordu. da istediğim gibi, bol bol ağlayabilmek dan, çoktanberi hasretini çektiğim okşakalar, düşüncelerimde bir ihtilâl vaDtı. kendisine bağlı kalışım hoşuna gidiyordu. BÜIJÜ. Bu üç gün zarfmda eski âdetlerimi yıcı sözler dökülüyor: için bu yaşları tasarruf etmek lâzım. Yatağın ba§ ucundaki gece dolabının (.Arkası var) Tefrika No. 36 Nakleden: HAMDI VAROGLU

Bu sayıdan diğer sayfalar: