26 Mart 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

26 Mart 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Roma. Sovyetlerle anlaşma teşebbüsünü tekzib ediyor (Baş tarafı birinci sahifede) 26 Mart 1940 CUMHURİYET Veznedler dnayeti Ingiliz sahillerinde yeni tip Alman Tatlıcının ölümün deki esrar anlasıldı torpilleri Hacı Abdülkadiri öldüren sürücü Hacı Molla dün yakalandı Sosyete Şilep'in mahiyeti Münakalât Vekili dün Mecliste izahat verdi iBaştaraft 1 ind sahiîede) keti esas hissedar olmak üzere kurulmuş ve bir kaç şahıs da hissedar yapılmıştır. Bu üç büyük hissedar ceman 750 bin lira koymuşlar. Itibarî sermaye buyur dukları gibi üç milyon olarak tasavvur ve kabul edilmişse de koydukları para, Devlet Denizyollarına intikal eden kısım 251,500 lıradır. Diğer iki hissedar da 240.250 şer koymuşlardır. Fakat şahsa aid olarak da Deniz Bank müdürü, ayni zamanda İş Bankasının müdürlerinden biri daha iki üç hakikî şahsı da hissedar yapmışlardır. Bir meclisi idare de kur muşlar ve bu şirketin idaresini bu meclisi idaroye vermişlerdir. Şimdi hatırlarsınız, Münakalât Veklâeti teşekkül ettikten sonra Münakalât işlerinin devlet idaresinde yeniden tanzim edileceğini ve yeni bir hayata gireceğini buradan, bu kürsüden izah etmiştim. Yani münakalât vasıtalarının birleştirilerek işletilmesi bir zarurettir. Münakalât mefhumundan deniz, hava ve kara nakliyatımn birbirini tamamlaması ve bunlar arasında koordinasyon anlaşılır ve ancak bu suretle halkın ihtiyacı için faydalı bir şekilde ve müsmir bir vaziyette işlemiş olabilir. Bu yapılmadığı takdirde tabiatile iş natamam ve cski bir sistemle ve bir nevi vakit geçirme şeklinde devam eder gider. Binaenaleyh Münakalât Vekâleti teşekkül ettikten sonra Deniz Bankın vaziyetinin tanzim ve ıslahı bir emri zarurî idi. Bu meyanda Deniz Bankın bir meclisi idare teşkil ederek aynca işletmekte loduğu bu sosyete şilepin vaziyetini de tetkik ettik. Evvelce Gemi Kurtarma şirketi vardı. Bu da aynca meclisi idare teşkil etmiştir. Böyle bir takım vaziyetler vardır. Tabiatile bunlan tanzim etmek ve yeni bir nizama bağlamak mecburiyetinde idim. şekil vermek zarureti vardır. Arkadaşımızın söylediği gibi sosyete şilepin aslî mahiyet ve hizmetini kaldırmak fikrinde değilim, bilâkis onu tevsi etmek, ona hayatiyet vermek ve daha istifadeli bir surette kullanmak istiyorum. Binaenaleyh bu noktai nazar ve maksadı ve hakikî vaziyeti hükumete izah ettim ve bir takrir verdim. Heyeti Vekilede tetkik edildi. Ayni şirkette müessesede hissedar olan müessislerin mensub olduklan Vekâletler de şüphesiz dahil olduğu halde bunun bu suretle Deniz yollanna devredilmesi kararlaştmldı. Lâyiha bu maksadla tanzim edilmiştir, meselenin mahiyeti bundan ibarettir. Şimdi 939 senesinde bu hisselerin mubayaası için lâzım olan parayı temin külfetini üzerimize almış oluyoruz. Ayni zamanda sosyete şilepin kendisine mahsus borcları da vardır. Şunu da ilâveten söyliyeyim ki, bu isi daha evvel tahrik eden Maliye Vekili arkadaşımızdır. Zannedi yorum, bu müessese bidayette 182,000 sterlin döviz almıştır. Bu sosyete şilepin gemilerinin satın alınmasında kullanılmıştır. Kendilerinin koyduğu sermaye 750 bin liradan ibaret olmasına rağmen böyle bir takım borcları da vardır. Bu borclan Maliye Vekili benden almak istedi. Ben nereden bulup da vereyim? Bir formül bularak buna bir şekil vermek istedik. Başka çare yoktur. Binaenaleyh şimdi Eti Bank devlet müessesesidir. Deniz Bank hissesi de Devlet Denizyollarına intikal etmiştir. Eşhasa verilen hisseler de muvazaalıdır, bunlar da Devlet Denizyollanna intikal etmiştir ve bizim sermayemiz sırasındadır. Sonra o bir ticaret şirketi, bi* liyorsunuz tş Bankasına aiddir. tş Bankasının da bildiğiniz veçhile hususî şekli vardır. Binaenaleyh gerek bu cihetlerden ve gerek şirketin mahiyeti asliyesi itibarile bir prensip olarak bunu halletmek istedik. Bu hükumette vazifedar olan arkadaşla rın da tam reyi ahnarak yapılmıştır. Yani bir prensip meselesini hallediyoruz. Bunun için 939 senesi için bu tahsisatın kabulünü rica ettik. Bu suretle bu işlerin tanzimini üzerimize almış oluyoruz. Lâyihayı tatilden evvelki içtimada Meclıse vermiştik. Şimdiye kadar kaldı. Bir daha kalmasın. Binaenaleyh bir an evvel müzakeresini rica ediyorum.> Bu izahatı müteakıb kanunun maddelerinin müzakeresine geçilmiş ve kanun kabul edilmiştir. Meclis çarşamba günü toplanacaktır. Bir ttalyan heyetinin Moskovaya gittiği de yalanlanıyor Roma 25 (Hususî) Bir Italyan iktısadî heyetinin Sovyetlerle müzakere lerde bulunmak iizere Moskovaya gitti ğine dair çıkan haberler Romada resmen tekzib edümektedir. Molotof Berline gelmiyor Stokholm 25 (a.a.) Aftonbladet gazetesinin Moskova muhabiri yazıyor: «Molotof Berline gitmek istemiyor. Almanlar harbin bütiin devamı müddetince Sovyetlere emin bir ortak olarak güvenemezler. Eğer Almanya von Ribbentrop'u ikinci defa olarak Moskovaya gönderecek olursa nüfuzundan kaybedecektir. Binaenaleyh Almanlar Molotof u Almanyaya veya hiç değilse Polonyaya gelmeğe ikna için çok çalıştılar. Fakat Ruslar bunu teddettiler. Kremlin'in mütaleası şudur ki: Almanya Sovyetlere muhtacdır. Fakat Sovyetler Almanyaya muhtac değildir. Von Ribbentrop'un üçüncü defa olarak Moskovaya gelmesi muvafık olur.» Rumanya, Reuter muhabirini hudud harici etti Bükreş 25 (a.a.) Reuter ajansımn Rumanyadaki muhabiri Ovell Almanyanın Rumanyaya iktısadî bir ültimatom verdiğine dair yalan haberler işaa etmiş olduğundan dolayı Rumanya hükumetince hudud haricine çıkanlmıştır. Ovell dün akşam Bükreş'ten hareket etmiştir. tngiliz gazetelerî ısrar ediyorlar Londra 25 (a.a.) Ingiliz matbuatının neşriyatına göre, Almanlann Bükreş üzerinde, her iki tarafın tekziblerine rağmen, şiddetli bir tazyikte bulunduğuna şüphe yoktur. Almanlar Rumanyanın petrol, buğday ve diğer iptidaî maddeler ihracatınm inhisannı ele almak isteyorlar. Bu tazyik, siyasî ihtilâflar çıkarmamağa itina etmekle beraber diğer Balkan hükumet merkezleri üzerinde Berlinin yaptığı tazyiklerden farklı değildir. Gazeteler, Almanyanın «hayat sahası» nı muslihane vasıtalarla elde etmeğe çalıştığını ve bundan da maksadın müttefikleri mühim iktısadî ve askerî kuvvetler karşısmda bulundurmak olduğu mütaleasındadır. tngiliz matbuatı şunu müşahede ediyor ki, Rumanya hareket serbestliğini muhafaza eylemektedir. Rumanya Maliye Nezareti umumî kâtibi Jordan'm mühim bir heyetle Londrayı ziyareti bunun delilidir. Times gazetesi, mezkur heyetin evvelki kliring anlaşmasından daha devamh bir anlaşma yapacağı ümidindedir. Çünkü Rumanyada hasıl olan değişiklikler böyle bir anlaşmayı mümkün kılmaktadır. Rumanyalılar Ingilterenin ve Ingiliz dövizlerinin yardımile Alman tazyikine mukavemet için kendini kuvvetlendirmek arzusundadır. Fakat müşkülât çok büyük olacaktır. Çünkü Alman tazyiki kuvvetlidir. Almanya müdafaasız ve iktısaden kendisine bağlı bitaraf devletlerle cenubu şarkî hududunu lehimlemek isteyor. Cenub hududu mihverle lehimlidir. Garb (Baş tarafı 1 inct sahifede) dan atıldığı zannedilmektedir. Takriben hududu Zigfrid hattile, şimal hududu da 4 metre uzunluğunda olan bu torpilin arFinlandiyamn mağlubiyetinden sonra şikasında iki pervane vardır. Ön tarafında mal devletleri üzerinde mütemadi tazyikÇemberlayfı'in şemsiyeli bir resmi bulunle lehimlidir. Fakat Almanyanın plânını mak tadır. tahakkuk ettirmesi için askerî harekâtta Bu torpilin iki hedefi olduğu anlaşıldevamh sükunet ve Ruslarla ltalyanların maktadır: Atıldıktan sonra hedefe isabet (Baş tarafı birinci sahifede) muvafakati veya teşriki mesaisi lâzımdır. etmediği takdirde mayin vazifesi görmekkalanan iki kişiden biri, araba sürücüsü Stalin'in Besarabya üzerindeki metali tedir. Ingilterede ilk defa olarak bu şekilRumanyalı Bektaş oğlu Hacı Molla, dibatıudan vaz geçmesi müşkül gibi gözü de bir silâh görülmüştür. ğeri de Priştineli Sabridir. Her ikisi de küyor. Keza münhasıran Alman nüfuzuZigfried hattını su bastı bu gün Müddeiumumiliğe gönderileceknun inkişafma seyirci kalmak da Italya Berlin 25 (a.a.) Alman radyosu, lerdir. için müşküle benzeyor. Ayni zamanda Rhin nehrinin taşması üzerine Siegfried Hâdise, ne sebeble ve nasıl olmuştur? Türkiye vardır ve müttefiklerin artabilehattı tarafında müthiş bir tuğyan vuku Polisçe yapılan tahkikatla tespit edilencek olan iktısadî kudretleri de vardır. bulduğunu ve yapılan muazzam gayretAlmanya, Rusya ve Italya ile üçüzlü ler sayesinde tahribatın önüne geçildiğini lere göre, şimdi on sekiz, on dokuz yaşlarında bir genc olan Priştineli Sabri, bunbir pakt istiyor. Bu pakttan bahsediliyor bildirmektedir. dan iki, üç sene evvel Şamh Abdülkadisa da henüz tahakkuk etmemiştir. Dünkü harekât rin yanında çalışan genclerden biridir ve Daily Herald gazetesi, yeni herhangi bir Paris 25 (a.a.) Askerî vaziyet: ırakla ustası sıkı fıkı görüşmüş, ahpablık Alman tecavüzüne karşı bir sed çekmek Cephede sükun hüküm sürmekte de » sdinmişlerdir. Bir buçuk sene evvel Keüzere müttefikler diplomasisinin Balkan vam ediyor. Istikşaf harekâtı esnasında tencilerde helvacı Salihin arabasını süren larda mücadele etmesi lâzım geldiği ve ancak iki hâdise kaydedilmiştir: Rumanyalı Hacı Molla, Sabrile tanışıyor orta şark ordusunun bunun için orta şarkSarre'ın garbında, Fransız mevzilerine ve onu ayartarak yanına ahyor. Lâkin, ta bulunduğu mütaleasındadır. Eğer AL çokça yaklaşmış olan bazı Alman keşif araba sürücüsü tatlıcı gibi zengin bir amanya siyasî bir muvaffakiyet kazana kolları, Fransız ileri postaları tarafından dam olmadığından bu genc için fazlaca mazsa, bu ordu, yalnız orada bulunma kolaylıkla tardedilmiştir. para harcayamıyor ve Sabri gitgide onsile, zaferi kazanmış olacaktır. Çünkü AlMoselle'in hemen şarkında, bir Alman dan yüz çeviriyor, tekrar Şamlının dükmanya cenubu şarkî istikametindeki taz keşif kolu, bir Fransız çetesinin hücumukânına gidip gelmeğe koyuluyor. Bektaş yikından vazgeçmeğe mecbur kalacaktır. na maruz kalmıştır. Baskma uğrayan Aloğlu, buna kızarak bu genci dövüyor, Fakat Seıcs Chronicle, Almanyanın baş manlar, dağılmışlar ve bir kaç esir ver azarlayor. Ve hâdiseden iki gün evvel ka taraflarda cebren elde etmiş oldueu mişlerdir. Fransız çetesinde iki hafif ya Şehzadebaşında bir kahvehanede beranu ticaretle elde edememesi lâzım geldi ralı vardır. ber otururlarken, Hayri isminde bir genğini yazıyor. Rumanya Almanyanın boHatlar üzerinde keşif uçuşlan ve de cin Sabri ile beraber sokağa çıkmalarınyunduruğuna girmemelidir. Önümüzdeki rinlere doğru yapılan uçuşlar, hiç bir hâdan şüpheleniyor. Nereye gittiklerini mehaftalarda müttefikler azamî bir siyasî dise ve yahud çarpışma ile neticelenmerakla, peşlerine düşüyor. faaliyet ve propaganda sarfetmeli ve ma miştir. Bektaş oğlu, önce izlerini bulamıyorli kuvveti de kullanmağı unutmamalıdır. Almanlar, şarkî Alsas ve şimalî Fransa Daily Herald gazetesi, Ingiliz matbua üzerine her biri iki veya üç tayyarelik bır sa da gece saat yirmi üç buçukta Şamlının dükkânı önünden geçerken cametının da tıpkı Fransız matbuatı gibi ayni kaç hava keşif kolu göndermişlerdir. kândan Sabrinin içeride tatlı yediğini gödüşüncelerde bulunmasmın mümasil tarŞimal denizinHe, Iskoçyanın şark sa zı haller telkin eylemesinin gönüllere fe hilleri açıklarına da bir kaç hava keşif rüyor. Derhal içeriye girip Sabriyi dışarah vermekte olduğunu yazıyor, Kara kolu göndermiş, Ingiliz hava kuvvetleri ıya sürüklüyor ve arkalanndan dükkân denizin kapısını tutan Türkiyenin merd de Alman körfezi ve Almanyanın şimali kapısını kilidleyen Hacı Abdülkadire, soliğine ve kuvvetine itimad ediyor ve garbisi üzerinde mutad uçuşlar yapmış kaktan bağırıp çağırıyor: «Bırak bu çocuğu bana, yoksa üç sene evvel yaptıRumanya ile Yugoslavyaya da müttefik tır. ğım gibi yaparım ha!» diye tehdid savulerin sempatisini bildiriyor. Belçika üzerinde uçan tayyare ruyor. Sabrinin arkadaşı Hayri ile beraRoma görüşmeleri Brüksel 25 (a.a.) Yabancı bir tay ber kahvehaneden çıkmalarının sebebi, •Roma 25 (a.a.) Macar Başvekili yare bu gün öğleye doğru Belçikanın Sabrinin Abdülkadire: «Sana yeni bir çıKont Teleki, bu sabah Hariciye Nazın merkez mıntakası üzerinde uçmuştur. rak tanıtacağım» diye vâdini yerine gerirKont Ciano tarafından kabul edilmiştir. Hava defi bataryaları ateş açmışlarsa mek istemesiymiş ve kahvehaneden ;kisi Uzun süren mülâkat, samimî bir hava da tayyare çok yüksekten uçtuğu için beraber dükkâna gitmişler, ancak Abdüliçinde cereyan etmiştir. Kont Teleki, ya isabet olmamıştır. kadir: «Ben bu Hayri çocuktan hoşlanrın Venedik sarayında Mussolini tara madım, onu gözüm tutmadı, onu sav da Hava kuvvetleri faaliyeti fından kabul edilecektir. Teleki Ciano Berlin 25 (a.a.) Alman umumî ka öbür akşam sen gel, bana misafir ol» demülâkatı iki saat sürmüştür. miş. rargâhı bildiriyor: ldarelerin masrafı Papa ile de görüşecek Roma 25 (a.a.) Macar Başvekili Kont Teleki, önümüzdeki perşembe gününe kadar Romada kalacak, pek muhtemel olarak Mussolini ve Kont Ciano ile görüşmelerde bulunacak ve Papa tarafından kabul edilecektir. Görüşmeler, paskalya yortularından sonra başlaya caktır. Garbda sükunet hüküm sürmüştür. Alman hava kuvvetleri dün de Fransız toprakları üzerinde keşif uçuşlan yapmıştır. Garb hududunda yapılan bir nezaret uçuşu esnasında Alman avcı tayyareleri muharebeye tutuşarak bir Fransız keşif tayyaresini düşürmüşlerdir. Sylt'teki tahribat Nevyork 25 (a.a.) Gazetelerin neşrettiği malumata göre, Sylt üzerine Ingiliz tayyareleri tarafından yapılan taarruz bizzat lngilizler tarafından bildirilen hasardan daha büyük ve mühim tahribat yapmıştır. italya • Yugoslavya arasında Roma, 25 (a.a.) İtalyan Yugos. lav dostluk muahedesinin akdinin üçüncü yıldönümü münasebetile Kont Ciano ile Markoviç arasında teati edilen telgraflar Faşist matbuatı tarafından tebarüz ettirilmektedir. Gazeteler, İtalyan Yugoslav dostluğunu methüsena etmekte ve iki memleket teşriki mesaisînin sulhu yalnız Adriyatik'te değil. Balkanlarda da muha. faza etmeği istihdaf eylediğini ehemmiyetle kaydeylemektedir. Hava Nezaretinin tekzibi Londra 25 (a.a.) Hava Nezareti Ingiliz tayyarelerinin evvelki gün Danimarka arazisinin bitaraflığını ihlâl ettiklerine ve sivillere ateş açtıklarına dair dün Almanyada ve Danimarkada neşredilen haberleri tekzib etmektedir. Zaafa delâlet eder (.Başmakaleden devam) Kuvvete I Fransız kabinesinin siyasî faaliyeti [Baş tarafı birinci sahifede"] Norveçin protestosu , Oslo 25 (a.a.) Norveç hükumeti, Londradaki sefirini Norveç karasulannın ihlâl edilmesinden dolayı lngiltere hükumetine bir protesto notası vermeğe memur etmiştir. Bu protestoya sebeb, mezkur sularda bulunan bir Ingiliz torpitosunun bir Alman vapurunu durdurmak için top atmış olmasıdır. Berlin 25 (a.a.) Dr. Ley garb cephesi iş kamplarından birinde asker ve işçiler önünde söylediği bir nutukta 6 aylık harb devresinin Alman milletini ebedî bir surette birleştirmeğe kâfi geldiğini, artık Almanyada zafer için ihtilâf mevcud olmadığını ve zaferin muhakakk olduğunu, batı devletlerinin bu harbden mutlak surette mes'ul olduklarını, Finlandiya harbine Ingilterenin sebeb olduğunu, bu gün artık tecrid edilmiş vaziyette Almanyanın değil, Ingilterenin bulunduğunu Yeni kalemi mahsus müdürü bildirmiş ve: Paris 25 (a.a.) Gazetelerin bildir« Kat'î bir zafere olan kanaatim katdiğine göre şimdi Londrada bulunan se idir* demiştir. faret müsteşarı Roland de Margarie, Başİki Alman gemisi batırıldt vekil Reynaud'nun hususî kalem müdürlüğüne tayin edilecektir. Londra 25 (Hususî) 5000 tonluk Fransız matbuatıntn mütaleaları Ost Preussen adındaki Alman gemisi DaParis 25 (a.a.) «Havas» Matbuat nimarka sulannda batmıştır. Edmond Hugo Stinnes adındaki Alman vapuru da hulâsası: NADtR NAD1 Jutland sahillerinde bir Ingiliz tahtelbahGazeteler, tatil sebebile haber eksikliri tarafından batırılmıştır. ğinden istifade ederek tefsirlerini yeni kaBooh Assater adındaki Ingiliz balıkçı bineden bekledikleri diplomatik faaliyete tki tayin gemisi de Şimal denizinde bir mayine hasretmektedirler. Ankara 25 (Telefonla) Ankara Ordre gazetesi başmakalesinde, Ingiliz çarparak batmıştır. ikinci smıf emniyet âmirlerinden Ismail ve Fransız hükumetlerinin hemen mutaİngiliz Hava Nezaretinin bir Hakkı Vardar Nazilli Emniyet müdürlü bık kalmaları icab ettiğini, yeni Başvekile tekzibi ğüne tayin edildi. talihin ekseriya güldüğünü kaydederek diLondra 25 (a.a.) Sylt adasına yaAfyon Sıhhat müdürü Haşim Edirne yor ki: pılan taarruz neticesinde külliyetli mik «Beynelmilel vaziyet kendisine gayriSıhhat müdürlüğüne tayin edildi. tarda .Ingiliz tayyaresinin kaybolduğunu müsaid görünmemektedir. Ve Reynaud da iddia eden Alman Düyunu umumiye bütçesi talih fırsatını kaçıracak adam değildir. gün Hava Nezareti propagandası, bu tarafından tekzib Paul Reynaud, çabuk yapmak şartile edilmiştir. Ankara 25 (Telefonla) Ingiltereden yapılan son kredi ve istikrazların birçok işler yapabilecek bir anda iş başıHava Nazırı bu şayiaların esassız ol 'arşılığı olmak üzere Düyunu umumiye na geçmektedir. Bize çözülmez gibi gös duğunu, yalnız bir Ingiliz tayyaresinin bütçesine 13 milyon lira ilâve edilmiştir. terilen Alman Rus koalisyonu bir tered üssüne avdet etmediğini söylemiştir. düd devresi geçirirken vakit kaybetmiyeîngilterede muhaberat lim. Italyayı tehlikeli uzlaşma tedbirlerile müttefikler smıfına geçmenin çocukça bir imkân kaynakları çok büyüktür. Yeter ki inkıtaa uğradı düşünce olması ve bilâkis müteyakkız bitaraflar müttefiklerin hiç bir şey önünLondra, 25 (a.a.) Dün îngilterenin davranmak lüzumu Italya karşısmda mü de tereddüd etmiyeceklerine ve azimle birçok mıntakasında manyetik teşevvüşler tevekkil bir intizar siyaseti takib etmek lâ hareket edeceklerine kanaat getirsinler. Denizlerde hâkim olan müttefiklerin yapvukua gelmiştir. Bu teşevvüşler, bir za zım geldiği demek değildir.» man da telgraf, telefon ve telsiz üzerinde Figaro gazetesinde d'Ormesson, ayni maya muktedir olduklan şeyin manzarası dahi Almanyaya ölüm darbeleri indirebitesirler yapmış ve akşama doğru neşriyat daveti yaparak diyor ki: lir.» «Müttefikler için bu günkü vaziyette normal bir hal alrmştır. nı göstermeğe kâfi gelmez mi? Almanya, kan dökmeyi sevmez, insaniyetçi, sulhçu bir devlet değildir. Kendisine harb ilân etmiş olan ve mütemadiyen çarpışma sahası arayan . demokrasilerin karşısmda, Siegfried hattmın himayesine sığmarak ebediyen yaşıyamıyacağım da bilir. O halde, neden o da ötekiler gibi müsaid bir döğüş sahası aramıyor da mütemadiyen neticesiz sulh taarruzları ve acemice propagandalarla vakit geçiriyor? Bu vaziyet Almanyanın, o çok methedilen kuvvetinden ziyade zaafma bir işaret sayılmaz mi? Bugün, kendi kendine bu suali soran diinya efkârı umuraiyesi, yarın Almanyaran harbsiz de mağlub edilebileceğini düşünecek ve belki de aldanmış olmıyacaktır. tin kararlannı tatbika matuf askerî direktifleri teferrüatile hazırlamaktır. Reisicumhurun riyasetinde olan bu komite, Nezaretleri millî müdafaa ile alâkadar Nazırlarla büyük askerî şeflerden mürekkebdir. Bu komite muntazaman toplanmaz, icab ettiği zaman içtima eder. Komite, harbin başlangıcındanberi ancak üç dört kere toplanmıştır. Reynaud tarafından ihdas edilen harb kabinesi ise bilâkis millî müdafaa nazırlarından mürekkeb bir teşekküldür. Reis, Başvekildir. Bu kabine daha ziyade harb siyasetini idare ile mükellef bir nevi mahdud kabine meclisi mahiyetindedir. Kabine haftada üç kere toplanacaktır. Doktor Ley*in nutku Devlet Denizyolları, Devlet Limanlan idaresi teşekkül ettikten sonra bunların şüphesiz kendilerine göre bir nizam alması zarureti vardı. Binaenaleyh tetkikatın neticesinde sermayesinin bundan ibaret olduğunu, sureti mahsusada teşekkül eden bir meclisi idare tarafından idare edilmekte olduğunu gördüm. Bunların ilk altı ay zarfmda işletme masrafmdan başka 30,000 lira, bu sene de 46,000 lira Bu daveti kabul eden Sabri, araba sü. idarî masrafı yaptıklannı anlad'm. rücüsünün menetmesine rağmen, on beş Yeni bulunan şekil mart cuma gününü takib eden gece, saat Bu meclisi idare, merakib ve ufaktefek yarım sulannda bir fırsatını bulup tatlıcının dükkânına ayak basıyor, dükkânı idarei merkeziye masraflarıdır. Buan bir kapayarak, her ikisi birden dükkân üstündeki odaya çekiliyorlar. İki buçuk saat kadar sonra, dükkân kapısı hızlı hızlı vuruluyor, Hacı Abdülkadir asağı înîyor, kapıyı açıyor ve açar açmaz da Bektaş oğlu, üstüne saldırıyor, yumrukla bir vu(Baş taraft birinci tahifede) ruşta Abdülkadiri yere deviriyor. Yere sesi vukua gelmiştir. devrilen Şamh olduğu yerde kalıyor, bir Gümüşane 25 (a.a.) Bu gün 12 de daha ayağa kalkamıyor. Hacı Molla, dükorta şiddette amudî bir zelzele olmuştur. kân kapısını içeriden kilidleyerek, üst kat Hasar yoktur. ta Sabriyi arayor. Onu Abdülkadirin üzeTuna mıntakasında da rinden kilidlediği odada bulunca: «Ben Budapeşte 25 (a.a.) Pazar akşamı, sana tenbih ettiğim halde ne diye geldin buraya?» diye birkaç tokat aşkediyor. Budapeştede ve bazı Tuna ötesi mıntakaSonra tekrar aşağıya inerek, Hacı Abdül larında fecri şimalî görülmüştür. Macaristanda son yetmiş sene zarfında kadiri sallasırt edip odasına getiriyor, yaböyle bir hâdise görülmemişti. Fakat, son tağına yatınyor, üstünü örtüyor. Ondan sonra da orada duran seksen küsur lira iki sene içinde Macaristanın şimali garbî yı cebine sokuyor, Sabri ile beraber dük mıntakalannda, biri 25 kânunusani 1938 ve diğeri 24 nisan 1939 da olmak üzere, kândan uzaklaşıyor. iki defa müşahede edilmiştir. Fecri şimaDün sabah Beyazıdda Soğanağa ma lî hâdisesinin müşahede edildiği zaman hallesindeki ahırda ele geçen Rumanyalı esnasında kısa dalga radyolar hiç işitilBektaş oğlu Hacı Molla; bunlan aşağı memiştir. yukarı böyle anlatmışsa da, Hacı Ab dülkadiri öldürmek maksadile boğaz'ra sarılarak duvara çarpmadığını, sadece Pınarbaşında işlenen cinayet şöyle bir ittiğini, bu sırada onun ense Bursa (Hususî) Ümidalanı köyünkemiğinin kırıldığım bilmediğini, hatta de ailece birbirlerine dargın olup ev yatağma yatırıp giderken sadece sersemvelce aralarında bir yaralama hâdisesi lemiş sandığını, öldüğünün farkıra bile geçmiş olan iki ailenin çeşme başında varmadığını, ertesi gün gazetelerden hakavgaya tutuştuklarını haber alan Tahirber aldığını söylemiştir. Priştineli Sabri le Ali Osman tabancalarını çekip yetiş de; yatağa yatırma işinde araba sürüciimişler ve Mustafa ile ablası Seheri vur süne yardım etmekten başka bir şey yapmuşlardır. Bunlardan Mustafa hastane madığını, suça iştiraki olmadığını söylede ölmüştür. Vak'a yerinde kimse bu miştir. lunmadığından Osman her iki genci kenHâdisenin ne sebeble nasıl olduğunu disinin vurduğunu iddia etmiş, fakat ihtespitle hâdise alâkalılarını meydana çı tiyaten Tahir de tevkif olunarak sorgu karan Emniyet müdürlüğü ikinci şube bi hâkimi İhsan Tomkan bu cinayet hak rinci kısım âmir ve memurlarınm hazır kında esaslı tetkikat yapmıştır. Varılan ladıkları tahkikat dosyası; bu gün Müd neticeye göre kurşunların iki muhtelif tadeiumumiliğe gönderilince, Hacı Molla bancadan çıktığı görülmüş ve cinayetin ile Sabri, ya sulh ceza mahkemelerinden her iki suçlu tarafından yapıldığı anlaşılbirinde, ya da sorgu hâkimliklerinden bi mıştır. Evrak Müddeiumumiliğe verilmişrinde sorguya çekileceklerdir. Suçun iş tir. lendiği zamanla yakalanma zamanı arasında geçen müddete göre, bu iş, ağır cezalı meşhud suça gîrmiyerek, umumî hükümlere uygun olmak üzere yürüye cektir. Şarkî Anadoluda fecri şimalî Amerîkada şiddetli bfr elektrik fırtınası Nevyork, 25 (a.a.) Âlimler tarafından güneşteki lekelere atfolunan fevkalâde şiddetli bir elektrik fırtınası hemen hemen bütün Birleşik Amerika devIeti içinde her rürlü telgraf ve telefon muhaberatını saat 1 1,55 ten itibaren beş saat müddetle durdurmuştur. Şimdiye kadar bu derece şiddetli bir elektrik fırtınası asla kaydedilmemiştir. Si tngilterede ilkbahar Londra, 25 (a.a.) Harb vaziyetini, dün geniş halk kütlelerinin havanın güzelliğinden istifade ederek kırlara ve bilhassa deniz kenarına akmasına mâni olmamıştır. Benzin tahdidatı sebebile yollarda eskisi gibi otomobiller görülmemişse de trenler cuma ve cumartesi günü büyük bir izdihamla işlemiş ve bilhassa az benzin yakan küçük otomobil ve bisiklet adedinin pek ziyade arttığı görülmüştür. Nikâh töreni Cumhur Reisimiz İsmet İnönünün hemşire zadesi, Kozlu Kömür Işleri Türk Anonim Şirketi Başmürakıbı Bay Abdürrezzak Okatanm oğlu Tuz İnhisan memurlarmdan Hüsameddin Okatan ile Niksar Askerlik şubesi reisi merhum Binbaşı Ahmed Hamdi kızı Nermin Köksahn nikâh töreni, Bay Abdürrezzak Okatanm Suadiyedeki köşklerinde, icra edilmiştir. Nikâh töreninde Vah" Lutfi Kırdar, Polia Müdürü Muzaffer ve bir çok güzide zevat hazır bulunmuşlaTdır. Tarafeyne saadetler temenni ederiz. f Yabancı dil imtihanlarına başlandı J Kıymetli bir profesörümüze teşekkür Ankara, 25 (a.a.) Çocuk Esirgeme Kurumundan: İstanbulda Dördüncü Vakıf Hanında sayın Profesör İbrahim Ali Erberk, Kurumumuzun himayesine aldığı zelzele felâket mıntakası çocuklarından ikisini İstanbul leylî mekteblerine kaydettirerek çocukların tahsil imkânlarını temin etmiştir. Yüksek insanî duyguları bütün yurddaşlarımıza örnek olacak surette ifa eden sayın Profesör İbrahim Ali Erberke Çocuk Esirgeme Kurumu genel merkezi alenî şükranlannı sunmağı bir borc telâkki eder. Hayvan îhracatçılar Birliği Yabancı dil ımtıhanına giren memurlar Ankara 25 (Telefonla) Merkezi Mersinde olmak üzere (Cenub vilâyetleri Devlet memurlarile banka ve devlet müesseseleri memurlannın yabancı hayvan ihracatçılar birliği) ve merkezi dil imtihanlarına dün başlanmıştır. İmtihanlar Ankarada Dil, TarihCoğrafya lzmirde olmak üzere (Garb vilâyetleri Fakültesinde, İstanbulda Edebiyat Fakültesinde yapılmaktadır. canlı hayvan ihracatçıları birliği) kurulDün imtihanların vazılı kısmına 300 e yakın memur girmiştir. Cuma günü maktadır. saat 14 te cie sözlü imtihanlar yapılacaktır*

Bu sayıdan diğer sayfalar: