25 Nisan 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

25 Nisan 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 25 Nisan 1940 » (Başmakaleden devam) 1 2 » 4 8 « T S 9 10 tl den tahmin edilmek lâzımdı. Biz bunu Açılıs • Rapanıt böyle farzetmek ve buna karşı da AlmanLondm 1 Sterlin 5,24 • • • NewYork 100 Dolar 149,10 ların gene bilmediğimiz bir takım hesab100 Frank 2,9647 Pari» • lan bulunduğuna inanmak mecburiyetin100 Ltret 7,5675 Milano leyiz. Aksi takdirde şimaldeki harekâtın • • 29,2725 100 tsv Fr. Cenevr* 69,3575 Amsterdam 100 Florin ıkişafını takib edebilmemiz çok güç olur. • Berlin 100 Rayism. Şimdilik, şunu biliyoruz ki, donanması• • Brükse] 100 Belga 25,0670 un büyük bir dayak yemiş olmasma ve Atina 100 Drahml 0,97 • üttefikler tarafından Baltık denizine Sofya 100 Leva 1,80 nun maddeleri olduğu gibi kabul edil (Baf taraft 1 tnct sahıjeie) • • Prag lOOÇekÇr. kadar mayin dökülmesine rağmen, Alnunun 35 inci maddesine iki fıkra ilâ miştir. Madrid 100 Peçeta 13,61 t manya, Norveçe hâlâ kuvvet gönderebilivesine aid kanunu müzakere eylemiştir. Meclis cuma günü toplanacaktır. Varsov» 100 Zlotl yor. • • Budapeste 100 PengS 26,9675 Teklif edilen kanun lâyihasile ilâvesi Dahiliye Vekilinin beyanatı Bükres 100 Ley 0,625 istenilen fıkralar şunlardı: Aynı şeyi müttefikler de yapıyorlar. • Kanunun müzaıceresi esnasında DahiliBelgrad 100 Dinar 3,4925 «Millî hislerimizi inciten veya bu mak ye Vekili Faik Öztrak da, meb'uslardan Bugüne kadar iki taraf arasında ciddî Soldan sağa: Yokohama 100 Yen 34.9175 sadla millî tarihi yanlış gösteren yazılar bazılarının suallerine müteaddid cevabçarpışmalar henüz başlamadığına göre, 1 İblisin sözünü tutan (iki kelime). 2 Stokholm 100 tsveç Kr. 31,005 memnudur. Memleketin emniyetile alâ lar vermiştir. Faik Öztrak ezcümle deBir dis, facia. 3 Bir çeşid sandal, imdad isMoskova 100 Ruble imale intikal eden harbin çetin safhalar kadar meseleler hakkında yapılmakta o miştir ki: teyenüı feryadı, 4 Yokluk, bir mevsün, 5 ESHAM ve TAHVTT.AT ;eçireceğine hükmedebiliriz. îngilizlerin lan tahkikattan ve gene emniyet bakı « Arkadaşlarımizdan birisi, birinci Hindistanda bir şehir, pek fazla. 6 Korkunc Erganl 19,10 mından olan tedbirlerden bahseden ya ve muhayyel bir hayvan, bir soru edaü. 7 fıkranın vâzih olmadığını söylediler. Ve ugünden yarına Almanlan geriye püsSıvas • Erzurum 2 19.61 zılar memnudur. Bir vilâyetimiz, ters çevirirseniz cennetteki > > 6 19,61 bunun polise bırakılmasının doğru olma ürteceklerini beklemek, yahud da AlAncak bu tahkikatı yapmaya veya bu kızlar olur. 8 Alâmetler (cemi), küonun kıdıgını bildirdiler. Takdir polise aid değil manlann bir hamlede Ingilizleri denize tedbirleri almaya salâhiyetli makam ta sımlarından. 9 Hıristiyan, posta tatarı. 10 rafından bu hususta müsaade verilebilır.> dir, mahkemeye aiddir. Bunu tavzih et öfcerek bütün Norvece hâkim oluvereBir edat, eski bir mabud. 11 Bir daha tekmek isterim. :eklerini zannetmek hatadır. Her iki tarar edtrseniz insan yiyen vahşi olur, cahiilerin Muhtelif miitalealar Diğer bir arkadaşımız da bunun fev takdir edeceği jekilde. Kanunun heyeti umumıyesi üzerinde calâde bir kanun olup olmadığını sordu. afın da ciddî esaslara dayanan hesabları Katil maznunu Mardiros Ağır Yukarıdan aşağıya: İthalât İhracat Taktutn ntv'i söz alan hatibler konulacak hükümlerin Bu fevkalâde hallerden mütevellid mu fardır ve bunlann halli uzun mücadeleceza mahkemesinde 1 Bir gözü bir tarafa öteki gözü başka taHazır Alivre tatbikatta bir çok güçlüklere ve ihtilâtla vakkat bir kanun değildir. Daimî olarak ere bağhdır. Uzun mücadeleler ise ancak rafa kaçan (iki kelime). 2 Cefa, ters çevirirra meydan vereceği hususuna işaret ey Gedikpaşada eniştesi Haçiği öldür lüzum hissedilen ve bir ihtiyaca cevab zun bir zaman çerçevesi içinde cereyan 45 44 Entersanjabl 56 seniz Şatobriyanın meşhur bir eseri olur. 3 lemiş ve bu arada da «millî hisleri inciten mekten mahkemeye verilen Mardiros Bir hayvan, Habeşistanda kabile reisi. 4 Evin veren bir tekliftir. Hakikaten millî his ıdebilir. ve bu maksadla millî tarihi yanlış göste. 40 39 İngiltera 56 Hoşolun muhakemesine, Istanbul ikinci bir kısmında otunıp kalmaya mecbur (iki keren yazılar» hakkındaki kayıd için bir leri inciten ve fakat mevcud mevzuata Bununla beraber, şimaldeki harekâtın ağırcezada, dün öğleden sonra başlandı. lime). 5 Kuşkonmaz, duvarcının aletlerinden. 47 46 70 Belçika tetkik mercii gösterılmek lâzım geleceği göre, yazılar mukabilinde tahdidi bir ceinkişafı hakkında bize yol gösterecek öl lstanbul birinci sorgu hâkirnliğinin karar 6 Babıâlideki eski kalemlerden biri, rutubet. ve «memleketin emniyeti» kaydının tas za olmayan fiillerin vukuuna mâni olmak 41 40 Holanda 66 ülerden de bütün bütün mahrum bulun namesine göre, bir kaç ay evvel bir ak 7 İsim, meşher, 8 Belediye, Almanyada rih ve tayin edilmesi zarurî olduğu müta için bu lâyihayı getirmiş bulunuyoruz. Hükumetiniz bu lâyihayı lüzumuna muyoruz. Müttefiklerin ileride de ihraca şam Haçik bir kaç şişe şarab getirmiş, be bir havza, zamanın kısımlanndan. 9 Dağın leasında bulunmuşlardır. 50 48 53 Isveç kani olarak huzurunuza takdim etmiştir. ta devam etmeleri, vaziyetin Almanya raber oturmujlar, şarabdan fazla miktar kenarı, hafifmeşreb kadın. 10 Meşhur bir nehir, hendesede baklava şekli. 11 Fena, bir Encümenin cevabı da içmişler. Şarab, Haçiğin kayınbiraderi 40 39 56 Bu gün dahi lüzumun zail olduğuna değil, Fransa lehine yürümediğine bir işaret sayılabilir. Mardirosun başına vurmuş. Mardiros, edat. Encümen adına cevab veren mazbata hafiflediğine bile kani değilim. 40 39 70 Isviçre muharriri Şinasi Devrim mevzuubahis Onun için müdafaa etmek mecburiye Almanya tarafından Isveçe karşı yapıla «Ben bir parça hava alayım» diye evin Evveüa bulmacanm halledflmlş şekli ı Ihracat primleri % 100 kıymet noktalar için bir tetkik mercii gösterilme tindeyim. Böyle olmakla beraber arka cak herhangi bir taarruz hareketi de Al kapısı öniine çıkmış, eşiğe oturmuş, bajıI î R 4 f> « î * P 10 U sine lüzum olmadığını, bu yola gidildıği üzerinden hesab edilmiştir. daşlarımızın matbuata taalluk eden mad manya hesabına işlerin pek yolunda git nı iki eli arasına almış. Bu sırada, şarabın K O R S A N takdirde hâkime yapılacak bir iş kalmaAİR • tesirini şiddetlice hisseden Haçik de evde dolayısile gösterdikleri hassasiyeti mediğini gösterir. Harbde bu gibi rizikolu mış olacağını söylemiş ve demiştir ki: • İAİI • AİDİA L E takdir ve memnuniyete lâyık görüyorum.» tesebbiisler ekseriya müşkül vaziyette bu deki saldırmayı kapmış, Mardirosun ar« Hâkimler «millî hisleri incitme» icasından dışarıya fırlamış, «mademki aen Dahiliye Vekili, matbuata memleke AİK A L Aİ5İA N • R |Ş keyfiyetini herhangi bir ehlivukuf kadar unan hasımlar tarafından göze alınmak imdı kendine malik değilsin, öyleyse işte takdir edecek bir kudrettedirler. Bu tek timizde verilmiş olan serbestijji tebarüz adır. Bunun en yeni misali de işte Nor benim için bu, fırsatın tam kendisidir> diLokmanhekim N • T E MİEİLİa M E nik bir mesele değildir. Nihayet «millî ettirdikten »onra bazı vak'alara ve neşrie saldırmayı kayınbiraderinin başına Dahiliye mütehassısı ıZİ • H • K EİRİE V E T hisleri incitme» nin delâlet ettiği manayı yata temas etmis ve millî hislerimizi ren eç'in istilâsı. Abluka bir tehlike olmaya ndirmiş. Etraftan koşuşmuşlar, saldırmacide eden neşriyata mâni olmak lâzım başlayınca Almanya bir çok şeyleri fedaonlar da herhangi bir ehlivukuf kadar AİBİAİN A R D A Pazardan başka günlerde öğleden sonı elinden almışlarsa da, Haçik cebindegeldiğini kaydeylemiştir. tayin ederler.» ya katlanarak (hesabsız demek istemiyo ki sustalı çakıyı çekmiş. Bu aradaki bo ra saat (2,30 dan 6 ya) kadar tstanbulda • D K K A N D Faik öztrak, memleket emniyeti me rum) bu işe girişti. Şimdi oradaki mevkii ğuşmada kendisi de yaralanmıs ve kar Adliye Vekili izahat veriyor • S 1K E M selesi üzerinde yapılan tahkikat safhaları R • | Divanyolunda (104) numaralı hususî kaHatiblerin mütalealarına cevaben Ad hakkında da matbuatın vaktinden evvel de tehlikcye girerse ne yapacak? Şüphe nından aldığı yara peritonit yapmış, Cerbinesinde hastalannı kabul eder. Sah, • N A L N • Adliyr Vekili Fethi Okyar şunlan söy yaptığı neşriyatın büyük mazarrat doğu siz, bir takım şeyleri daha gözden çıka rahpaşada yatarken hastalık zatürreey* cumartesi günleri sabah «9,30 12» salemiştir: M • L 1 • E D tlB E[ atleri hakikî fıkaraya mahsustur. Muayerabileceğini söylemiş ve bu hususta da rarak başka bir harekete teşebbüs ede çevirmiş, enişte ölmüş. « Türklüğü tahkir etmek davası bazı misaller zikrettikten sonra bu lâyihaMardiroa Hoşol isimli gene, mahke R £ cek. Ve bu teşebbüs belki biraz daha cürA • AİH E N İİN nehane ve ev telefonu: 22398 2104. Türkiye B. M. Meclisi riyasetine aid bir nm matbuatı takyid etmek için değil, mede külliyen inkârla «ben onu yaralamış tkâr ve daha az hesablı (bütün bütün değilim, o başıma saldırmayla vurunca, salâhiyettir. Vâkıa bu eskiden böyle iken içinds bulunduğumuz vaziyetlerin ihdas bu salâhiyet sonradan Adliye Vekâletine ettiği zaruretler dolayısile teklif edildiğini hesabsız demiyorum) olacak. sersemledim. Kendimi kaybettim ve gözverilmiştir. B. M. Meclisi bu gibi davala hildirmistir. Cür'et arttığı nispette hesabm azalma erimi açınca kendimi hastanede bulrı tahrik etmez. Türkiye Reisicumhurunu, dum» demiştir. Bundan sonra tahkikata sına dikkat ederek, harbin seyrine dair, Türkiye B. M. Meclisini veya Türklüğü aid evraktan bir kısmı, Haçiğin cbeni hakikate uygun bir fikir edinmek müm Mardiros vurdu> şeklindeki ifadesi, Adtahkir etmek davalan doğrudan doğruya Mardinln îdil kazasında yenlden yapılacak hukumet konaguun inşası kapalı zarf Adliye Vekâleti tarafından yapılır.» kündür. iye hekimi Salih Haşim Sönmezin muausulile eksiltmeye konulmuştur. Afrodit meselesi NADIR NADt yene raporu okunmuş ve şahidler çağıEkslltme 4/5/940 cumartesi günü saat 11 de İdil kazası Mallye Daireslnde toplanlmıştır. Adliye Vekili sözlerine devamla de . Yirmi dört gündenberi Emniyet direknacak komlsyonda yapılacaktır. Kumkapı mürettebatından polis me rniştir ki: törlüğünde nezaret altında bulunan eski Keşlf bedell (38208) lira (19) kuruş, temlnat (2865) llra (61) kuruştur. muru Ahmed, Haçiğin karısı ve Mardiro« Akagündüz arkadaşımız, hâkim Kocaeli meb'usu Sırrı Bellioğlu, dün öğİsteklilerin eksiltme aartnamesl, mukavelename ve hu5usl ve fenni «artname san'Ctblası Arşalos, Mardirosun küçük lere ehlivukufa müracaat hususundaki sa leüzerf MeTkez Kumandanlığına' ' teslim" keşif hulâsası, sıhhi tasisata aid umuml ve fenni şartname, keşif defteri, silsüei fiat hemşiresi Vergin ve daha bazı kimselerlâhiyetleri mevzuu bahsettiği zaman ehli edilmiştir. cetvelinl idil Mallye dalresinde görebllirler. vukufa müracaat etmemeleri fikrinde budep>ı poli«~memuru Ahmed, nasıl üode İstekliler ihale gününden en az aekiz gün evvel lstida ile Mardin Valiliğine müEmniyet müdürlüğünce, Sırrı Bellioğ•. • f£af tarafı tf&ind $aKHede) lwndular. Hepinizin hatırındadır. Geçen luna aid tahkikat dosyası tamamen ha racaatle ehllyet vesikası almalan, mali vazlyetlerine ve bir defada en az on beş aldığım anlattı. Arşalosla Vergin, Mardiden Tetkik Arama Enstitüsü bu iş üze bin liralık blna lşi yaptıklarına aid istenilen vesikaları ibraz etmeleri şarttır. lerde bir dava oldu. Şu veya bu suretle zırlanmıştı. Bu meyanda mektubların yarindeki araştırmalarında memieketin muh rosla kardeş olmalarından dolayı, reis İsteklilerin kanunun tarlflne göre hazırlanmış mektublannı numarah makbuz vuku bulan ehlivukuf talebleri reddolun zıldığı yazı makinesile Mareşal Çakmağa Remzi, bunlara isterlerse şahidlikten çemukabilinde eksiltme saatlnden bir saat evveline kadar sözü geçen Komisyon Baş.du. Malumuâlileridir ki ehlivukufa mü ve Orgeneral Asım Gündüze yazılan telif yerlerinde görülen emareleri tespit kilebileceklerini hatırlattı. «Hayır, söy etmiş, kısa zamanda muhtelif sondajlar kanlığına vermesi 1 an olunur. 1 (2982) racaat doğrudan doğruya hâkime verilen mektublar da dosyada bulunuyordu. yapmıştı. Siird vilâyetinin Beşiri kazası liyeceğiz» dediler ve yeminsiz dinlenil • bir salâhiyettir. Şunun veya bunun taradiler. Ve her ikisi de kardeşleri Mardi Sırrı Bellioğlu, saat 12 de Emniyet fından yapılacak teklif varid olamaz. Bu müdürlüğünde bulunduğu odadan bir nın Raman dağında yapılan sondaja bun ros Hoşolun lehinde söylediler. Bunlar dan yedi ay evvel başlanmıştır. Ramannoktayı da tashih etmek isterim. memurun refakatinde aşağı indirilmiştir. dan Arşalos, ölen Haçiğin kansı oldu Bundan başka bu münasebetle dediler Üzerinde gri bir pardesü vardı. Uzamış daki sondaj müspet neticeyi vermekle ğundan, baştan ayağa siyahlara bürün kî «ne Afrodit davasını isterim, ne de Af bulunan tıraşı yüzündeki yorgunluk izle beraber buradan petrol istihsalinin iktı müştü. «Ben, kocamın elindeki saldır • rodit davasını çıkaranları.» Afrodit da rini fazlalaştırmıştı. Sabık meb'us, oto sadî olacağı da aynca tespit edilmiştir ki, mayla kardeşimin başına vurduğunu görvasını çıkaranlar kimlerdir? Ve niçin çı mobile binmek üzere Emniyet müdürlü bu cihet işin en mühim tarafım teşki] et düm, koştum, elinden saldırmayı aldımKÖMÜRLERÎ SATIŞ BÎRLlĞÎNDEN: karıyorlar. Afrodit davası malumunuz ğü kapısından çıkarken kendisini bekle mektedir. sa da Haçik cebinden çıkardığı sustalısile İstanbul ve Zonguldakta Satış birliği teşkilâtında çalışmak üzere imtiRamanda petrola, sondaj bin metroyu dur. Gazeteler uzunuzadıya mevzuu bah yen gazete fotoğrafçılarının karşısında de etrafa hamle etti. Mardiros, hiç bir hanla muhasib, muhabere memuru ve daktilo alınacaktır. Talib olanların settiler. Türkiye B. M. Meclisinden çık serbestçe durmuş ve fotoğrafçılar işlerin geçtikten sonra tesadüf edilmiştir. Kuyuşey yapacak halde değildi, baygındı» deaşağıdaki şartları haiz olması lâzımdır: rnış olan bir kanun mucibince müstehcen bitirdikten sonra otomobile girmiştir. dan petrol çekilmesine halen devam edil di ve reis Remzinin bir sualine karşı da, addolunacak kitabları takib etmek va . Sırrı Bellioğlu, Merkez Kumandanlığı ta mektedir. Geç vakit aldığım malumat, aA Türkiye Cumhuriyeti hal varakaları ibraz etmek. boynunu büktü ve «Haçikle on iki senemeliyelerin artık araştırma safhasından zifesi müddeiumumilere verilmiştir. Müd rafından askerî mahkemeye tevdi edil B Asekrliğini ikmal etmiş bulunmak. lik karı kocaydık, eh işte, şöyle böyle gedeiumumiler bu vazifeyi yaparlarken B miştir. istihsal safhasına geçmek üzere olduğuçinirdik, bana elinden geldiği kadar baC Asgarî orta mekteb mezunu bulunmak. M. Meclisinden çıkmış olan kanunları nu bildirmektedir. Petrol bulunan mevki Sırrı Bellioğlu, Emniyet müdürlüğün tatbik etmekten başka hiç bir gaye takib de geçirdiği 24 günün ilk anlarında biraz tren güzergâhına pek yakındır. Arazi va kardı, kardeşim Mardiros da bana haftaD Hüsnühal ve tercümeihal varakaları ibraz etmik. lık para vererek, bizim evde yaşardı.» etmiyorlar. (bravo sesleri) Bunlann sinirli görülmüşse de bilâhare sakinleş ziyeti akıtma tesisatile petrolun istasyona Yukarıdaki evsafı haiz olanların 29 nisan 1940 tarihine kadar vesaikile muhakemelerinin doğru olup olmadığın mijtir. Bu müddet zarfında kendisini kadar indirilmesini mümkün kılacak se cevabmı verdi. Sonra da, hâdise zamanı birlikte müracaatleri lâzımdır. kocasının elinden saldırmayı zorla alırtetkik etmek doğrudan doğruya hâkim hergün ailesi ziyaret etmiştir. kildedir. İMTIHAN GÜNLERÎ: ken, kendisinin de elinden yaralandığım lere aiddir. Esasen mahkemeden geçmış Eski Kocaeli meb'usunun dün Merkez Diğer taraftan öğrendiğime göre, Başilâve etti. Hâdisede, sarhoşluktan başka ve kaziyei muhkeme halini almış olmu Kumandanlığına götürülmeden evvel vekil Doktor Refik Saydamın Iktısad Muhasib imtihanı 30 nisan 1940 sah günü saat 9 da. bîr meselenin tekrar burada münakaşa Emniyet müdürlüğünde bir kere daha Vekili Hüsnü Çakırla birlikte bu günlerd< birşeyin amil olup olmadığı anlaşılamadı. Mahkeme; vaziyet böyle olduğuna edilmesine ne lüzum ve ne de ihtiyac var ifadesi alınmıştır. Muhabere memuru ve daktilo imtihanları ayni gün öğleden bu mmtakaya seyahat etmesi ve petro dır. Yalnız şunu söylemek isterim ki, B göre, şu halde silâhsız Mardirosu yaralaçıkarma ameliyelerini yerinde tetkik et sonra saat 15 te yapılacaktır. Lisan bilenler tercih edilir. M. Meclisinin kanunları müddeiumumile yan Haçiğin nasıl olup da yaraiandığını İmtihanda muvaffak olanlara barem derecesine göre ücret 1940 olimpiyadı yapılamıyor me»i muhtemeldir. re böyle vazifeler tevdi etmişse müddei bir hayli araştırdı, şahidler, bu noktada umumiler de daima bu vazifeleri kend Amsterdam, 24 (a.a.) Olimpiyad sısuyorlar ve ancak bazılan, Haçiğin de verilir. Yurddaç! kanaati vicdaniyelerile ifa etmekte de oyunları tertib komitesi, bu oyunlann o aralık kendi elindeki silâhın kendi karBahçende süs nebatlarmdan ziyade, yiyeMüracaat ve imtihan yeri: vam edeceklerdir.» (bravo sesleri) 1940 senesinde yapılmıyacağı haberin n;na isabetile kazaen yaralanmıs olabilecek nebatları yetistir. teyid etmiştir. Komite önümüzdeki olimceği yolunda bir ihtimal ve intıba ortaya Bu müzakereler sonunda bazı meb GeJirini arttırmıs olursun. Tophanede Devlet Denizyollan karşısında fskele caddesi 28 numaradır. uslar tarafından verilen tadil ve tay tek piyad oyunlarının Finlandiyada yapılma itıyorlardı. Muhakemenin devamı, tahUlusal Ekonomi ve Arttırma kurumu liflerî okunarak reddolunmuş ve kanu sını istemiştir. kikat derinleştirilmek üzere, kaîdı. Matbuat kanununa ek maddeler kabul edildi Cür'et ve hesab Hazin bir dava GÜNÜN BULMACASI Lâyihanm Mecliste müzakeresi sırasında Adliye ve Dahiliye Vekilleri izahat verdiler Bir kadın, kocasmı öldüren kardeşi hakkında şahidlik etti Ankara Borsası 24/4/940 m ,J Takas primleri s 1Z 1 ll Hafız Cemal E OİN 1 0P H ş 1 Tl» I • 1 I Sırrı Bellioğlu Merkez Kumandanlığına verildi Mardin Vilâyeti İdil Kazaa Nalniidörlnğandeıı: Siird vilâyetinde petrol bulundu EREĞLİ HAVZASI Vo. AŞK VE MACERA ROMANl ILK ve SON YAZAN: ESAD MAHMUD Bilâkis hanımefendi, hiç darılmıyorum. Memnun oluyorum. Hem müsaade ederseniz size bir şey söyliyeyim mi? Asabiyetle, hiddetle konuşmak size çok yakışıyor. Öyle güzel oluyor ki, gözleriniz ve bakışınız!.. Fevkalâde!.. Neclâ kızmıyor. Alay ederek, O halde bundan sonra daima sizinle böyle konuşayım Mecdi Bey diyor. Midemki hoşunuza gidiyormuş.. Mecdi doğruluyor. Aman efendim estağfirullah. O sırada temiz giyinmiş bir kamarot, elinde taşıdığı büyük bir çıngırağı çalarak, koridorları, salonları dolaşıyor.. Yemek vaktidir.. Şimdi herkes birer ikişer, yemek salonuna doğru gitmeğe başlıyorlar. Neclâ pardesüsüne sarılarak ayağa kalkıyor. Arkaları dağılmış siyah saçla nnı, ellerile düzeltiyor. Sizinle bu meseleyi hemen halledemiyeceğiz galiba Mecdi Bey, diyor. Cünkü aramızda büyük mesafeler var. Gelin KARAKURD şimdi, yemeğimizi yiyelim de, tekrar döner, oturur ve sizinle konuşmamıza devam ederiz olmaz mı> Nasıl arzu buyurursanız hanımefendi! Kalkıyorlar ve yavaş yavaş yürüyerek, yemek salonuna doğru gidiyorlar... Vapur, bütün süratile yoluna devam etmektedir. Akşam... Cüneş, sahilsiz ufuklarda ağır ağır batıyor.. Gökyüzünü dolduran bulutlar, büyük bir yangının rüzgâra tutulmuş alevleri gibi, birbirinin içine karışarak, denizin görülmiyen uçlarına doğru yuvarlamp gidiyorlar.. Uzaklardan, Boğaz cihetinden, hafif sesler gelmeğe başlıyan rüz^ârlar, şimdi biraz sogumus ve sertleşmiştir... Giivertenin tam ortasında bir oparlör var. Eski bir Viyana valsi çalınıyor.. Ufku kızartan renkler, tunçlaşıyor, sararıyor ve esmerleşiyorlar.. Mehtabsız, karanlık bir gece başlamak üzeredir. Neclâ belki bir saattenberi, güvertenin sessiz bir köşesinde, başını bir demirin üstüne koymuş öyle duruyor.. Denizi seyrediyor: Üstü beyaz, köpüklü dalga ların, dumanh ufukların, bulutların fasıl fasıl ağır ağır siyahlandıklarına bakıyor. Rüzgâr büsbütün sertleşmiştir; saç larını dağıtıyor, yakasını açıyor, etekle rini kaldırıyor.. Fakat onun aldırış ettiği yok. Pardesüsüne iyice sarılmış, olduğu yerde Öyle duruyor. Vapurumuz büyük bir hızla, sularda tatlı sesler bırakarak, küçük küçük dalgacıklar açarak yoluna devam etmektedir. Bu ne derin bakış, bu ne dalgınhk böyle hanımefendi> Neclâ silkinerek başını çeviriyor. Ooo siz misiniz Mecdi Bey? Korkuttunuz benü. Bilseydim hulyanızı bozmazdım hanımefendi. Hulya değil, Mecdi Bey, denizi seyrediyordum. Su, insanı bazan öyle dinlendiriyor ki!.. İhtimal efendim I Gene saatlerdenberi meydanda yoksunuz! Doğrusu siz hiç iyi bir yol arkadaşı değilsiniz Mecdi Bey! Yalnız yol mu hanımefendi?.. Han gi sahada iyi bir arkadaşım ki sanki? Yemeği yediniz, hemen geleceğim diye çıktımz, ve bir daha görünmediniz! Bakın akşam oldu! İnanır mısınız, bir kitab okuyordum, dalmış kalmışım! Ammu yaptınız ha! Bazan öyle olurum. Evde de meselâ bir kitaba dalarım da, annem gelip çağırmasa, yemeği bile unuturum! Neydi böyle sizi kendinizden geçirecek, tek başına seyahat eden bir kadın arkadaşa refakat etmek şartlarını bile unutturacak kadar kıymetli olan bu kitab?.. Hiç hanımefendi I Konuşmağa bile değer bir mevzu değil! Kökleri sağlam olduğu halde ihtiyarlamağa yüztutmuş zeytin ağaclarına, hayat verme hakkında bir Amerikalının yazdığı eser!.. Onu okuyordum. Bu nasıl ağac, ve bu nasıl eser böyle?.. Anlıyamadım doğrusu!.. Hem kökleri sağlam diyorsunuz, hem ihtiyarla mış!.. Böyle şey olur mu? Eğer kökü sağlamsa, ağac da sağlamdır. Neden ihtiyar olsun? Eğer kökü sağlam değilse, bil mem amma o zaman, değil sizin o meşhur Amerikalınız, on bin tane Okyanusyalı kitab yazsa gene nafiledir!.. Ona çare buîsrnazsınız!.. Hayır hanımefendi övle değil; size nasıl anlatayım bilmem? Hani bazı gene yaşında ihtiyarlamış insanlar vardır bilir misiniz? Gözünde gözlük, sırtında palto, başı öne düşmüş, sabahtan akşama kadar dövseniz yerinden kımıldamaz!.. İşte zeytin ağaclarının da bazan böyleleri olur! Kök sağlam bulunduğu halde, bir takım sebebler yüzünden dallara istenilen şekilde hayat gönderemez! Biz işte onu, gönderecek bir vaziyete sokmağa çalışırız. Peki neden ileri gelir bu? Daha çok dejenere olmuş, karışmış köklerin hissizliğinden ileri gelir! Neclâ gülüyor. Ooo çok enteresan! Desenize Mecdi Bey, bir ağac kökü bile hissiz olursa yapraklannı öldürüyor, dallarım kurutuyor öyle mi? Ya insanlarda tasavvur edin; bu hastalık maazallah ne tahribat yapmaz!. Mecd: de gülüyor. Hanımefendi, siz beni bayağı hissiz, duygusuz bir adam tasavvur ediyorsunuz galiba? Estağfirullah, nereden hatırınıza geldi bu şimdi? Bilmem, konuşmanızdan öyle anlıyorum. Ne münasebet, düşünmedim bile!. Yalnız şu kadarı var ki, her halde bizzat siz de, fevkalâde hassas bir adam oldufunuzu iddia etmezsiniz zannederim değil mi? Bilmem!. Ne böylesini, ne de aksini iddia etmek niyetindeyiml Hakkım yok mu amma siz söyleyin: Şiirden anlamıyan, musikiden hoşlanmı • yan, aşktan, çiçekten, sudan zevk almıyan bir adama da şimdi tutup, dünyanm en hassas insanı da denemez a!.. Unutuyorsunuz ki hanımefendi; hayatım tabiatin içinde geçiyor benim!. Unutmıyorum. Biliyorum amma maatteessüf, gene fikrimde ısrar etmek mecburiyetinde kalıyorum. Çok garib ruhlu yaratılmış bir adamsınız Mecdi Bey!.. Meselâ çiçeklerinizi ellerinizle sulayor, ihtimamınızla büyütüyor, emeğinizle yetiştiriyorsunuz, sonra size çiçeği sever misiniz? diye sordukları zaman, omuzlarınızı kaldırıyor, lâkayd dudak Iarınızı büküyor ve «herkes kadar!» diye cevab veriyorsunuz!. Dağlardan akan suların kenarlannda büyüdüğünüz halde suların sesinden, ağacların içinde yetiştiğiniz halde yaprakların renginden nefret ediyorsunuz! Şimdi böyle anlaşılması güç, garib bir insana, tabiatin içinde büyüyor diye, şair ruhlu bir adam da diyemeyiz ya!. Onu dememer.ize çok memnun olurum. Çünkü malum ya, şair ruhlu biraz da... Biraz da indinizde zavallı, acınacak filân manasına geliyor değil mi? Neclâ, onun, çizgileri yavaş yavaş kararmağa başlıyan yüzüne bakıyor. IDevam edtvor)

Bu sayıdan diğer sayfalar: