26 Nisan 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

26 Nisan 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

26 Ni&an 1940 CUMHURÎYET Scapa Flov'a yeni hava taarruzu akim kaldı îngiltere de komünist ve nazilere karşı şiddetli tedbirler alıyor İBo9 tarafı 1 tnci sahıjede) elde etmeden bir sokağı makinehtüfek ateşile taramıştır. Hiçbir hasar vukua gelmemiş, hiçbir kimse ölmemiştir. Düşman, hava defi bataryalarının şiddetli ateşi ve Ingiliz avcı tayyareleri tarafmdan geri püskürtülmüştür.» Londra, 25 (a.a.) Salâhiyettar biı membadan bildirildiğine göre lngiliz makamatı, Almanların hava tarikile yapacaklan ithalât ve ihracatı kontrol etmeğe medar olacak tedbirlerin tetkikine devam etmektedirler. Salâhiyettar mehafil, müttefiklerin tayyarelerle kaçakçılık yapılmasına artık rnüsamaha etraemeğe karar vermiş olduklannı, icrası çok nazik ve müşkül olmasına rağmen, deniz yolu ile yapılan ihracat ve ithalâıa aid kontrol kadar sıkı bir kontrol ihdasını derpiş etmekte bulunduklannı beyan etmektedirler. Şimdi de sıra İsveçe Mi geldi? MESELELER IHEM NALINA MIH1NA Hava kaçakçılığına dair tedbirler Fransamn tetlihatı Paris, 25 (a.a.) Meb'usan meclisi ordu encümeninde beypnatta bulunan Teslihat Nazırı Dautry, şöyle demiştir: « lmalâtımız mütemadiyen ve mühim bir nispette artmaktadır. Her ihtimale karşı koymamıza medar olacaktır. Bilhassa muharebelerde istimal olunan bazı malzeme imalâtı on misline çıkmış ve her tiirlii normal tahminleri geçmiştir.» Londra, 25 (a.a.) Röyter bildiriyor: Avam Kamarasında Dahiliye Nazırı Anderson, harb esnasmda millî mesaiye engel teşkil edecek her sebebi izale etmek üzere, mevzuatın şiddetlendirilmesi Ingilterede komünitt ve naziler hakkında tedbirler alınıyor Amerikan hazırlığı İzmirde heyelân Kara ordusu ilk defa Yamanlar dağında 10 olarak büyiik manev bin metrelik bir saha ralar yapacak kaymağa başladı Vaşington 25 (a.a.) Amerika Birleşik Devletleri ordusu, mayıs ayı içinde Louisiane ve Texas'da manevralar yapacaktır. Bu manevralara, yedi fırka iştirak edecektir. Yabancı memleketler ataşemiliterleri, bu manevralara davet edilmiyecektir. Ruzvelt'e yeni talâhiyet verildi Vaşington 25 (a.a.) Dün birlikte toplanan âyan ve meb'usan meclisleri banka işleri encümenleri, Alman kuvvetleri tarafından işgal edilebilecek memleketlerin Amerika Birleşik Devletlerindeki paralarının Almanya eline geçmesine mâni olmak üzere Reisicumhur Ruzvelt'e salâhiyetler verilmesi hakkındaki kanun projesini, ittifakla tasvib etmiştir. Skandinavya ile vapur seferlerine başlamyor Nevyork 25 (a.a.) Almanyanın Norveç ve Danimarkayı işgal etmesine rağmen önümüzdeki ay içinde Amerika Birleşik Devletlerile lskandinavya ara sındaki deniz münakalâtı kısmen yeniden tesis olunacaktır. Burada öğrenildiğine gore, Northen lines kumpanyası, 1 mayıstan itibaren Nevyork Petsamo seferleri açacaktır. lskandinavya vapurlarmm vazîyeti tavazzuh eder etmez, diğer yabancı kumpanyaların da aynı suretle harekete geçmesi beklenmektedir. Canısluk tahkikatt Vaşington 25 (a.a.) Federal polis servisleri, Amerikan ordusuna aid yeni bir tayyare modelini ihtiva eden hangar civarında atılan kurşunlar hakkında tahkikat açmıştır. Ziraat muallimleri Ebedî Şefin manevî huzurunda Ankara, 25 (a.a.) Ziraat Vekâletinin taşra teşkilâtına dahil bulunan vilâyet ve kazalar ziraat muallim ve memurları için yüksek ziraat enstitüsünde açtığı kurslardan ikinci grup müdavimleri devrelerini ikmal etmekte bulunmalan hasebile bugün Atatürkün Etnografya müzesindeki muvakkat kabrini ziyaret ederek bir çelenk koymuşlar ve Ebedî Şefin manevî huzurunda hürmetle eğilmişlerdir. Ziraat muallim ve memurları buradan çıktıktan sonra Halkevini, Sergievini, Radyoevi ile siloyu ziyaret eylemişlerdir. Irlandada yeni suikasdler Dublin, 25 (a.a.) Dublin şatosunda Emniyet müdürlüğü daireleri yak'nında şiddetli bir infilâk olmuştur. lnfilâk neticesinde emniyet memurlarından beş kişi yaralanmıştır. Şehrin bir çok mahalleleri infilâkm sarsıntısından müteessir olmuştur. Krala aid kilise anî hasara uğramıştır. Oymah camlardan bir çoğu harab olmuştur. Vak'anın bir bomba infilâkı olduğu söylenmekte ise de bu haber resmî değildir. {Başmakaleden devam) kat'î bir muvaffakiyetsizlik neticesinde karar kılardı. Norveç seferi bu boğazda Almanyanın deniz kuvvetlerini mahvetmekle başladı. Tayyare ile Norveçe asker, mühimmat ve erzak göndermek, koca bir ovayı bir iki kovanın parçalı ve mahdud suyu ile yaşartmağa ve yaşatmağa çalışmağa benzer. O halde Almanlar şimdi ne yapmalılar ki bu çıkmazdan kurtulabilsinler? Bunun tasavvurunda bulunduğunu bildirmiştir. şu veya bu şekilde müteaddid ihtimalleri Nazırın bu beyanatı, lngiliz komünistleri yoktur. Almanlar için yapılacak biricik ve faşistleri hakkında meb'uslar tarafmdan kendisine sorulan suallere cevaben iş, birinci hatanm zarurî mabadi olan vâki olmuştur. Anderson, sözlerine de ikinci bir hataya atılmaktan ibarettir: vam ederek demiştir ki: Norveç istilâsını başarabilmek için bu de« Bir müddettenberi harb çalışmala fa da İsveçi istilâya teşebbüs etmek surerımızı zâfa düçar etmek için sabırsızlanır tile! gibi görünen az kalabalık bazı zümreleri Almanya için en doğru yol belki ilk dikkatle tarassud ediyorum. (Alkışlar). Milletin bu harbde, biitün kuvvetimizle hatadan dönmek olurdu. Norveçi kolay mücadele hususunda verdiği karar öyle ahnabilir diye düşündük, ne yapalım olbir karardır ki, bu şahıslann sarfettikleri madı diyerek, ve ne mümkünse, nasıl ve faaliyet şimdiye kadar pek az tesir yapmıştır. Bununla beraber harb, çahşmalan nekadar mümkünse o kadannı kurtarıp na mâni olmak üzere yapılan mütema çekilerek. Nazi prestijini azçok bozacak di teşebbüslerin muhtemel çalışmaların bile olsa böyle hareket Almanyayı hatadan tegafül edilemez. (Alkışlar). da ısrardan kurtarabilirdi. Fakat rejim Millî müdafaaya aid nizamlar geçen itibarile Almanyanın büyük menfaatler teşrinievvelde kabul edildiği zaman muzır propagandaya mâni olmak çareleri de mü hesabına da olsa bu prestij fedakârlığma zakere ofunmuştu. Umumî mütalea, harb katlanabilmesi çok zor görünür. Onun zamanmda bile, kiiçük ekalliyetlerin fikir için çaresiz ikinci hataya el atılması ihtilerini yaymakta serbest bırakılmaları mer mali kuvvetlidir. kezinde idi. Fakat, müfritlerin, an'anevî Norveçe nekadar Alman askeri göndeprensiplerimizin verdiği hürriyeti suiistimal etmeleri tehlikesi vardır. Nizamatın rilebilmiş olduğunu bilmiyoruz. Fakat şiddetlendirilmesini bu sebeble düşünüyo verilen rakamlan azamî miktarile kabul etsek anavatanla muvasalası kesik üç dört rum. Amerika, müttefiklerin ablukastna fırka asker orada devamlı bir mevcudiyet sayılamaz. Şimdi onları kurtarmak ve yardım ediyor Nevyork 25 (a.a.) !\'etvYork Herald Norveç istilâsını behemehal başarmak için Tribune gazetesinin Vaşington muhabiri isveçe ordular göndermek lâzım geleceknin biidirdiğine göre, Amerika hükumeti, tir. Eğer Almanya bu yolu ihtiyar ederAmerikan gemilerini, Vladivostoka Sovse Avrupa harbinin ilk ehemmiyetli ve yetler Birliği için makine ve diğer eşya naklinden menedecektir. Bu suretle Ame faal cephesi îskandinavya yanmadası ürika Birleşik devletleri, manen müttefikle zerinde kurulacaktır demek olur. rin Uzakşarktaki harb kaçağı kontrolüne Bitaraf memleketlere gelişigüzel tayardım etmiş olacaktır. arruzların Almanya aleyhine davet ettiği manevî zararlar gayet büyüktür. Binnefis Alman milletinin için için harbin bu gidişi üzerinde derin derin düşünmeğe başlayacağını bile lâyık olduğu büyük ehemmiyetle hesaba katmak lâzımdır. Çünkü, yukarıda izah ettiğimiz gibi, ilk hata diğerlerini zarurî kılmakta devam ederek böylelikle Almanya içinden çıkılması cidden müşkül, hatta muhal bir lâbirente Izmir 25 (a.a.) Gazetelere göre, doğru sürüklenmekten kurtulamıyacaktır. Yamanlar dağının Çarıkdere mevkiinde îsveç seferi bu ikinci hatanın en bariz takriben 10,000 metre murabbaı kadar misalini teşkil edeceğinde şüphe yoktur. geniş bİT sahada bir heyelân başlamıştır. Heyelân derelerin yeTİerini değiştirmiş, Norveçe nispetle karada ve denizde çok Yamanlar su membalarından bazıları ha kuvvetli olan îsveç kendisini müdafaaya sara uğradığı gibi Çarıkdere mevkiine hazırlanmıştır. Bu memleketin istilâsı yakın olan dört memba da tehlikeye gir Norveçe nispetle daha çok kuvvetler istemiştir. Bir membaın tamamen kayboldu diği halde böyle bir istilânın muvaffakiğu anlaşılmıştır. Yamanlar suyu Karşıyakaya gayet az gelmektedir. Belediye fen yetle ileri götürülmesi muhakkak ve kat'î heyeti dündenberi bu sahada tetkikat değildir. Çünkü burada dahi Almanya yapmakta ve işin önüne geçmeğe çalış yalnız îskandinav kuvvetlerini yenmeğe maktadır. çalışmakla kalacak değildir, belki îngiliz ve Fransız kuvvetlerile de karşılaşacaktır. Bu ilk ve ikinci hatalan takib edecek diğer hatalan da hesaba katmak lâzımdır. Bir halde ki Almanyanın istilâ tehdidile korkuttuğu memleketlerin yarısı bile büAtina 25 (a.a.) Atina ajansı bildi tün Alman kuvvetlerini yutmağa ve herhalde bitip tükenmez surette uğraştırmariyor: «Atîna radyosu tarafından dün akşam ğa kâfidir. neşredilen bir tebliğde Başvekil MetaksaEvet, şimdi de pek galib bir ihtimalle sın hafif bir gripten rahatsız bulunmasive önünden kaçılamaz bir zaruretle bir nı firsat bilen eski politikacıların bu hastalığı vahim göstererek diplomatik deği îsveç seferi muvacehesinde bulunuyoruz. şiklikler olacağı, Başvekâlete Politisin ge Neticeleri ne olursa olsun seferin kendisi leceği ve daha diğer bir çok musıbet Almanya aleyhindedir. Hâdiselerin inkilerin memleketimizi deklediği hakkında şafına intizaren bu yeni ihtimal önünde şayialar çıkarmışlardır. bugün söylenebilecek en doğru söz budur. Sözden ziyade icraata ehemmiyet veYUNUS NADÎ ren Metaksas hükumeti 4 senedenberi mahdud bazı mahfillerden çıkarak devam edegelen bu kabil şayialara mukabele etmek istememekte ise de bazı münakaşa mevzuu teşkil eden şayiaların tekzibi icab ediyor. Metaksas hükumeti her zaman dan ziyade müstakardır. Başvekil tam Stokholm 25 (a.a.) Social Demoksıhhattedir. Politis hükumet teşkil etmiye raten gazetesi, Îsveç matbuatını, Norveç cektir. Yunanistan muhtelif entrikalar için hâdiselerini tahrifle itham eden Alman. serbest saha olmaktan çıkmıştır. Hüku lara şiddetli bir cevab vermekte ve de met beynelmilel itimada mazhardır ve mektedir ki: «Almanya masum ve sulhperver komyalah haberleri neşreden komikleri hakkile takdir eden Yunan milleti sükun için şularının, Alman cebir ve şiddetine ma. ruz kaldığını gören Iskandinavlan bu vade mesaisine devam etmektedir.» ziyet karşısında isyana sevkeden tâbiî General Kâzım Diriğin duyguyu anlamaktan hakikaten âciz midir? Ve Norveçte cereyan eden ahvalin tetkikleri Isveçte sebebiyet verdiği nefreti, yabancı Edirne, 25 (a.a.) Geliboludan dö propagandasının neticesi gibi göstermek nen umumî müfettiş General Kâzım Dirik beyhude değil midir?» 23 nisan bayramı münasebetile yollardaki köylere uğrayarak Bolayır, Kavaklı, Yi Bir Alman tayyaresi Belçiğitpaşa köylerile Keşanda çocukların baykaya indi ramlarına iştirak etmiş ve cumhuriyet hüBrüksel 25 (a.a.) İçinde bir subay kumetinin çocuklara verdiği kıymeti teba ve iki yedek subay bulunan bir Alman rüz ettirerek gencliğe ve halka hitaben tayyaresi benzinsizlik yüzünden Belçikasöylevler vermiştir. Umumî müfettiş bu da yere inmiştir. arada Yiğitpaşa köyünün yâkınındaki Gazi Turhan âbidesinin temelini atmış ve köylüye kıymetli bir hitabede bulunmuş* Vaşington 25 Ticaret Nezareti 17 nisantur. Tiyatro idraki Ben îsmail Hakkı Baltacıoğlunun ki sahifelerinde durmayıp yazdığım gibi son güntablarını lisede okumağa başladım. fTa lerde de Öz tiyatro başlıklı bir seri yazı da lim ve terbiyede inkılâb», «Terbiye ve bastım. iman», «Terbiyei avam», «1 erbiye il Bu durumda bulunan bir adam kanaatile söylüyorum ki bu münakaşada Peyami Safa hakmi»... Benim yalnız düşünceme değil, sız değil, çok haklıdır. Çünkü onun fikrini iyihayatıma ve kendi kendimi terbiye gay ce anlayacak olursak şöyle bir misalle açıkça retime istikamet verrriş eserlerdir. Genc tekrar edebiliriz. Şimendifer yapılacak, fakat liğimin bir devresine kadar Îsmail Hakkı her şeyden önce şimendiferci lâzımdır: Şimendifer var. fakat şimennın biitün yazılarını diferci yoksa, işlemez. ve konferanslarını taKarşı taraf da , haksız kib ettim. Sonraları Yazan: değil. Çünkü hem debeni ondan ayıran miryolu yapalun, hem şey, fransızca okude şimendifer, diyor, yup anlamağa baş Ama, yalnız demiryolu lamam ve ihtısasımı yapılıyor da şimendipsikolojiden ziyade ferci yetıştü ümiyorsa edebiyata çevirmiş olmamdır. Îsmail hiç doğru değil. Halbuki biz hem aktör yetiştiriyoruz, hem de Hakkı Baltacıoğlu son eserlerine kadar bana kitablarlnın çoğunu göndermek lut sahne yaptınyoruz, diyebilir miyiz? Önce sofunda bulunduğu halde, halk için neşret ralım: Üniversitemiz, psikoloji, estetik, san'at tiği «Felsefe» ve «Sosyoloji» manüelle tarihi kürsülerimiz şimdiye kadar ne yaptüar, ne gibi travaylara vücud verdiler? Tiyatro ile rinden başka bu yeni eserlerinin hiç birini uğrajan müelliflerimizin muharrirlerimizin, müokumadım. Benim için bu, azabını taşı nekkidlerimizin <ilmî, şahsî, orijinal, millî» vadığım ve itiraf etmekle rahatladığım bir sıflarına lâyık kaç etüdü vardır? Gazeteleri kusurdur. Fakat mazeretleri, en medenî mizin 30 yıllık kolleksiyonunu karıştırınız, tiyatro işinde aktör methetmekten, adam alk^adamı benim yerime koyabilir. Îsmail Hakkının Darülfünundan çıka lamaktan, ötekini berikini fuzulî dâhi yapmakrılmasına ilk tahammül etmiyen yazının tan başka ne iş gördüler? Bir tiyatro tarihi kürsümüz var mı? Tiyatro estetiğine iltifat edenler muharriri benim; Îsmail Hakkının san'at görüldü mü? Bir avantgarde tiyatrosu yapabilkâr, mütefekkir, iş adamı kalitelerini mü dik mi? Şahsî bir tezin işlenmesine tahsis edidafaa eden bir veya bir kaç yazının mu lecek ufak bir salonu belediyelerden, şuradan harriri de benim; «Yeni Adam» mecmu buradan almak kabil mi? « asmı okuyuculara ilk tavsiye eden mu Hâlâ belbağladığımız sahnelerde türkçeye harrir de benim; fakat onun, bu mecmu benzemiyen türkçeler konuşuluyor, garib ve asında, dünya görüşile politikası arasında isterik mimikler yapılıyor, Moliere bile med(burada politika kelimesini adi manasile dah hikâyeleri gibi temsil ediliyor, dekor diye değil, bir aksiyon sistemi manasında kul ağac kabukları kullanılıyor! Demek yok, yok, yok! Ne tiyatro idrakimiz lanıyorum) tezadlar gördüğüm için bir var, ne tiyatro dilimiz var, ne de sahne türkçok fikirlerine ısınamadım. Hâlâ onun en çesine vâkıf, Türk dilinin sahneleşme kabili büyük ıstırabının, bir türlü tam bir şuur yetine inanmış artistimiz var! Bu arada tiyatro aydınlığına çıkamıyan bu tezaddan geldi binamız da yok. Fakat sahnesiz de tiyatro olağine kaniim. Îsmail Hakkının yazılarında bilir. Sahne tiyatronun bölünmez bir cüzü deve işlerinde, başkalanna çarpık ve abes ğil, bölünebilir bir cüzüdür. Sahnesiz tiyatro görünen şey de bu tezadla izah edilebilir. tarihte olduğu gibi bu gün de vardır ve ol Kendisile bu nokta üstünde anlaşıncaya maktadır. Hatta en yeni ve en inkılâbcı tiyatro kadar beni ondan ayıran uçurum köprü mütefekkirlerinin yenilik eserlerinde bile bu süz kalmağa mahkum. Belki hep bu tezad sahnenin olmadığı olmakta olan bir şeydir.» Işte bütün mesele: Tiyatro binasından yüzünden Îsmail Hakkının bir çok yazılarında ve üslubunda öz tefekkürün va evvel tiyatro idrakil Bu idrak nasıl teşekkül edeT ve bizde kan olduğu halde, bazılarında zevkimi niçin bir yapı kalfası bu idrake muadil, irkilten sulu ve lâübali bir ton var. Meselâ bir yazısında şöyle diyordu: «Nurullah, hatta ondan üstün bir tiyatro allahı kıymetinde görülüyor? sen de benim gibi kaçığın birisin.» Türkiyede bir tiyatro aşkı ve idraki, bu Îsmail Hakkının «Sosyoloji» kitabı için işin tarihi üstünde çalışan bir tek arkadaaylardanberi bir makale yazmağa niyetşımız Refik Ahmed Sevengil şahidimiz ollendim. Fakat sosyoloji mevzuunun da, sun, hiç başlamamış değildir. Kendim de Îsmail Hakkının da benim için aziz olmatiyatroya karşı ilk gencliğimde bir aması, bu makaleyi acele işler programından tör heyecanı yaşamış, sahnelerde yatıp dışarıda bırakıyor, lâyık olduğu itinaya kalkmı;, Darülbedayi mektebine yazılmış imkân verecek bir meçhul istikbale tehir olduğum için bu san'atın âşıklannı, mecediyordu. «Yeni Adam> mecmuasınm zublarım, gönüllülerini, kahramanlannı arada bir benim için haksız ve incitici yayakmdan tanıdım. Romanlarımdan birinzılar neşretmesi bu kararımı değiştirmiş de sahneye aid hatıralanm da vardır. değildi. «Yedi Gün» mecmuasında çıkacak «Di«Yeni Adam» ın son sayısında Îsmail reklerarası» adlı bir yazıma eski ŞehzadeHakkı Baltacıoğlunun «bize bir tiyatro başının tiyatro dünyasından küçük peyiidraki lâzımdır» başlıklı bir yazısı var. zajlar koydum. Bu aşkın ve bu idrakin Orada benim «Tiyatronun kendisi ve bi geçirdiği krize âşinayım. Îsmail Hakkı nası» adlı yazımdan da bahsediyor. Fa Baltacıoğlunun «yok, yok, yok!» hükkat bahsetmemiş olsaydı da ben onun bu mündeki müthiş ıstırabı anlıyorum. Heyazısını yüksek zekâsının irtifaında bula yecan ifadesile varılacak hüküm inkâra caktım. Fıkrasını olduğu gibi alıyorum: kadar gider. Bu heyecan bir tahlile yerini «Comedie Française artistlerinin Türkiyeye verirse «var, var, var, fakat...» diyeceğiz. gelip temsiller vermeleri münasebetile Peyami Işte bütün dava bu «fakat» ten sonra Safa Cumhuriyet'te bir yazı yazdı. Sözün kı başlar. Varla yok arasında, ikrar edenler sası: Bina değil, muhteva lâzım, dedi. Istanbul kadar inkâr edenleri de haklı çıkaran bir gazetelerinden biri bu hiikme karşı çıktı. Bina dava ki, Fransız tiyatro san'atkârlannın ve da lâzım. dedi. Bu gün Ulus'ta da imzasız bir yazı okudum: Sahne tiyatronun bölünmez bir Jaques Copeau'nun memlekete gelmeleri, cüzüdür, diyor. Bu iddialan ayrı ayrı münaka bize bu mevzuun heyecanını vermeğe elşaya değer buluyonım ve her birinin tiyatro verirse üstünde çok konuşabiliriz ve kokültür ve tekniğine yabancı bir mantıkla hal nusmalıyız. ledilmiyeceğine inanıyorum. Bu makaleme başlamadan evAel, Ben de sahne, perde, dekor, ışık nedir, ne Jaques Copeau'nun Istanbulda verdiği bir yazmağa değildir, biliyorum. Okuduğum piyeslerin sa konferans üstünde fikirlerimi yısı pek çoktur; yalnız Fransada değil, Ispanya hazırlamyordum. «Yeni Adam» geldi, ve İtalya müstesna, bütün Avrupa memleket Îsmail Hakkının yazısını gördüm, karanlerinde gördüğüm piyeslerin sayısı pek çoktur; mı değiştirdim ve bu makaleyi yazdım. sonra tiyatro san'atma aid olarak yaptığım Ayrıca o konferansm ortaya koydu§u avantgarde tecrübeleri de pek çoktur. Bu görü ve denemelerimin başlangıcı 1908 e kadar da «şair ve aktör» bahsine ve tiyatromuzun çıkar. Hatta tiyatro işindeki en yeni, en şahsî büyük davalarına gelmek isteyorum. Anzakların «unutulmaz günü» ünkü gazetelerde okumuşsunuzdur: Kahiredeki Anzaklar, yani Avustralya Yenizelânda kolordusu askerleri, kendileri için «unutulmaz gün» olan 25 nisanı kutlulamışlar, bu münasebetle 25 sene evvelki hasımları, fakat bugünkü dost ve müttefikleri Türklerin kahramanlığından ve civanmerdîiğinden hayranlıkla bahsetmişlerdir. 25 nisan 1915, (Ajansın verdiği gibi 1916 değil) Ingilizlerle Fransızların, Gelibolu yarımadasına, asker çıkardıklan gündür. O gün, dünyanın öbür ucundan gelen, Türkiye ve Türkleri «Binbir gece masalları» nın kahramanları addeden Anzaklar da, ilk defa Türklerle ve o zaman kaymakam Mustafa Kemal Bey olan Ebedî Şef Atatürk ile tanışmışlardı. İki taraf birbirlerine lâyık hasımlardı; aylarca çarpıştıktan sonra, yurdunu müdafaada harikalar yaratan Türkün, sine ve süngüsü galib geldi; Anzaklar da öteki lngiliz Fransız kıt'aları da Gelibolu yarımadasını tahliye ettiler. Dinlemedim ama, Berlin radyosu, belki bu münasebetle, dün gece, gene müfsid propagandalarına devam etmiş; 25 sene evvelki dille konuşmuştur. Almanya, çeyrek asır sonra, Îngiltere ve Fransa ile tekrar harb halinde ya, bizi de, aklınca, ayni vaziyete sokmak için eski defterleri kanştırıp duruyor. Dün akşam yapmadise, bu akşam mutlaka bir şeyler yumurtlayacaktır. Hiç lngiliz Fransız kuvvetlerinin Çanakkale Boğazını zaptetmek için karaya çıktıkları günün yıldönümü, Türkleri yeni müttefiklerinden ayırmak için, propaganda vesilesi yapılmaz olur mu? Alman radyosu, hiç bu fırsatı kaçınr mı? Türk ordusu, Çanakkale muharebelerine 700,000 kişi sokmuş, şehid, yaralı hasta ve kayıb olarak 255,000 zayiat vermiştir. (Konya meb'usu Dr. Osman Şevki Uludağın hesablarına göre Çanakkalede şehidler ve hastanelerde ölenler 101 bin 147 kişidir). Türk ordusunun en kıymetli birlikleri Seddülbahir, Anburnu ve Anafartalarda erimiştir. Gerçi, bu kahramanlar, yurdu müdafaa için kan ve can vermişlerdir ama, daha çok Almanya için harbetmişlerdir. Bakınız nasıl? Alman generali Liman von Sanders, Çanakkalenin müdafaasına memur 5 inci ordunun başına geçmeden evvel, 3 üncü kolordu kumandanlığı, bir ihrac hareketi karşısında Boğaz müdafaasının nasıl olması lâzım geldiğini tetkik etmişti. Bu hususta iki fikir vardı: 1. Düşmanı sahile çıkartmamak. (B*u maksadla sahilde kuvvetli tarassut kıt'aları bulundurmak ve ihtiyatları da bunlara yakın tutmak). 2. Düşman sahile çıktıktan sonra taarruzla mukabele etmek ve denize dökmek. 3 üncü kolordu kumandanlığı pek haklı ve doğru olarak birinci fikri kabul etmişti; ancak Liman von Sanders kumandan olunca ikinci fikri tatbik etti; düşman da karaya çıktı. Fakat, yapılan şiddetli mukabil taarruzlara ve sayılan 100,000 i geçen Türk şehidlerine rağmen, denize dökülemedi. Müttefikler, Çanakkaleye 550,000 kişi göndermişlerdi. Onlar da ölü, yaralı, hasta ve kayıb olarak takriben 270,000 kişi zayi ettiler. lşte Alman generali Liman bu kadar müttefik kuvvetin, Alman cephesine gelmiyerek Gelibolu yanmadasmda Türk hatları önünde mıhlanıp kalmasmı, azim zayiata uğramasını temin etmek istemiş, onun için de Türk kumandanlarının aksine olarak «düşmanın sahile çıkmasına müsaade edip, sonra mukabil taarruzla denize dökmek» prensipini kabul etmişti. Gerçi Liman von Sanders bunu Türklerden kimseye söylememiş ve hatıratmda da itiraf etmemiştir ama böyle çok muhataralı bir şekli kabul ederken onun kafasına gizliden gizliye daima Almanyanın yükünü hafifletmek endişe ve arzusunuıf hâkim olduğuna şüphe yoktur. Çünkü, geçen harbde Almanyaya göre Türkiyenin vazifesi, Alman cephelerindeki müttefik tazyikmı azaltmak için Türkleri harcamaktan ibaretti. Almanlar, bu prensipe, karakış başlamak üzere iken Karadenizde Ruslara yaptıklan bir taarruzla bizi, zorla ve zamansız harbe sokmak suretile harbin başından sonuna kadar riayet etmişlerdir. Liman von Sanders ile yanındaki Alman kurmaylan, Çanakkale mıntakası gibi dar ve hayatî ehemmiyeti haiz bir yerde ihraca müsaade etmenin azim tehlikesini bilmez değillerdi. Buna rağmen ihraca karşı müdafaa tabiyesini kasden ve yukarıda arzettiğim sebeble, böyle yanlış şekilde kabul etmiş olmaları ihtimali çok kuvvetlidir. Bu tabiyenin yanlış olduğunu iddia eden ben değilim, bir çok Türk kurmayları ve kumandanları ayni fikirdedirler. Şimdi meb'us olan Orgeneral Izzeddin Çalışlar, mütarekenin başında, Harb Akademisinde verdiği bir konferansta, bunu, açıkça söylemiştir. Liman von Sanders'in bu hatayı kasden değil, ehliyetsizliği yüzünden yaptığını kabul etsek dahi, Geliboluda verdiğimiz ağır zayiat gene onun yüzünden olmuştur. 25 nisan gününde, bu Alman ihanetini, yahud beceriksizliğini ortaya koy. mak ve şehidlerimizin mubarek kanlarilc kazanılan Türkün Çanakkale zaferini, onlann, bir Alman zaferi gibi göstermek i» tediklerini hatırlamak ve hatırlatmak Berlin radyostınun propagandalarına karşı tam yerinde, bir mukabele olm. Peyaml Safa Dost Yunanistanda Metaksas kabinesi aleyhine bedhah şayialar inanc ve fikirlerimi 7 yıldanberi Yeni Adam PEYAMt SAFA C Japonlar Çin hükumet merkezini bombardıman ettiler Ankara, 25 (a.a.) Başvekil Dr. Refik Saydam bu akşam 19,35 te hususî bir trenle Diyarbakıra hareket etmişlerdir. Başvekil oradan petrol mıntakasına doğru seyahatlerini temdid edeceklerdir. Iktısad Vekili Hüsnü Çakır ve Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Umum Müdürü Hadi Başvekile refakat etmektedirler. Başvekil istasyonda Büyük Millet Meclisi Reisi Abdülhalik Renda, Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, Adliye Vekili Fethi Okyar, Dahiliye Vekili Faik Öztrak, Maliye Vekili Fuad Ağralı, Millî Müdafaa Vekili Saffet Arıkan, Maarif Vekili Hasan Âli Yücel, Münakalât Vekili Ali Çetinkaya, Nafıa Vekili Ali Fuad Cebesoy, Ziraat Vekili Muhlis Erkmen, Ticaret Vekili Nazmi Topçoğlu, Gümrük ve Inhisarlar Vekili Raif Karadeniz, Riyaseticumhur Kâtibi Kemal Gedeleç, Başyaver Celâl, Hususî Kalem Müdürü Süreyya Anderiman, Hariciye Umumî Kâtibi Numan Menemencioğlu ve bir da biten hafta içinde Amerikaya 70 milyon do çok meb'uslar ve yüksek memurlar talar kıymetinde altın ithal edilmiş olduğunu bil rafından teşyi edilmiştir. Bir îsveç gazetesinin Almanlara cevabı Başvekil şarka gitti Sef erihisar Halkevi yandı Izmir, 25 (Hususî muhabirimizden) Seferihisar Halkevinde seyyar sinema prova edilirken filmler tutuşarak yangm çıkmış, Halkevi ile beraber iki bina tamamen yanmıştır. tzmir itfaiyesi derbal Seferihisara gönderilmiş ve yangının daha fazla büyümesine meydan verilmemiştir. Sosyalist Isviçre zabit ve memurları çıkarılıyor Bern 25 (a.a.) Sosyalist grupu, nazizme karşı sempati beslediğinden şüphe edilen bütün devlet memurlannın ve subayların uzaklaştırılması hakkında bir takrir vermiştir. Hükumetin, kabul ettiği bu takrir, büyük konseyde muhalefete uğramıyacak tır. Rangon, 25 (a.a.) Zuhur eden bir kavgada 20 kişi ölmüş, 60 kcji yaıalanmıştır. Polis 785 kişi tevkif etmiştir. Hindistanda kanlı kavgalar KISA HABERLER"^) Bayan Muazzezin cenazesi defnedildi Şung King 25 (a.a.) Şung King havalisi bu gece 1940 senesinin ilk bombardımanına hedef olmuştur. Bombardıman birbirinin ardı sıra, üç kafile halinde gelen Japon tayyareleri tarafından yapılmıştır. Izmirde zelzele Çang Kai Şek'in hükumet merkeziIzmir, 25 (a.a.) Kınık nahiyesinde ne atılan bombaların mecmuu 60 kadar evvelki gece iki saniye devam eden bir tahmin olunuyor. Hava hücumunun netizelzele olmuştur. cesi henüz malum değildir. dirmektedir. Bunun 18 milyonu İsveçten ve 10 milyonu İngiltereden gelmiştir. * Belgrad 25 Havas muhabirinin bildir diğine göre, Slovanya Almanları, kaçak olarak Almanyaya oldukça mühim miktarda hurda demir geçirmeğe muvaffak olmuşlardır. * Çunking 25 Çin kıt'aları bir baskm neticesinde Honan eyaletinin merkezi olan Kai feng'i Japonlardan geri almıştır. * Budapeşte 25 Naib Horty'nin büyük oğlunun Kontes İuna Edenbeim ile nikâhlan bu gün yapılmıştır. Dinî nikâh merasimi cumartesi günü yapılacakUr, Pek genc yaşta vefat ettiğini dün teessürle yazdığımız Ankara muhabirimiz Yurddaş! arkadaşımız Mekki Saidin hemşiresi MuEvlerde ve lokantalarda önümüze konulan azzezin cenazesi dün defnedilmiştir. Ce ekmek çok kere yiyebileceğimizden fazladır, naze, Cerrahpaşa hastanesinden kaldırıartar ve atılır.. Yazık değil mi? larak Aksaraydaki Valide camiine getiFazla buğdayımızı dışarıya satıp memlerilmiş, burada namazı kılındıktan sonra ketimize para sokacağımız yerde, artık olaMerkezefendideki aile makberesine def rak çöp tenekesine atıyoruz. Onun için önünedilmiştir. ne ancak yiyebileceğin kadar ekmek al ki, ihtiyat ambarlarımız daima dolu kalsın ve Merhumeye Tanndan rahmet diler, abuğday ihracatımız artsın! ziz arkadaşımıza ve kardeşlerine samimî Ulusal Ekonomi ve Arttırma kurumu taziyelerimizi tekrarlarız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: