1 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

1 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T Mayts CUMHURÎYET Hâdlseler arasında Otomobil saltanatı Yugoslav hududunda uçan Alman tayyarelerine ateş açılacak Tecavüzler karşısında Belgradın verdiği enerjik karar Berlin Roma ve Peşteye bildirildi (Baş tarafı birinci sahifede) Belgradda salâhiyetli bir memur bu gün Reuter Ajansına beyanatta bulunarak bu şartlar dahilinde Belçika, Holanda ve lsveç gibi diğer bitaraf memleketlerde olduğu veçhile Yugoslav hükumeti tarafından alınan tedbirin de pek tab:î oldu ğunu bildirmiştir. dün Bulgaristanın Balkan ailesine dürüst bağhlığını teyid eylemiştir. Ba'kanlılann en büyük ümidi, Türkiyenin siyasetindedir. Türkiye, dostu bulunduğu bütiin Balkan devletlerinin hürmetini üzerinde toplamış bulunmaktadır..» IS'eus Evening diyor ki: Budapeşte 30 (a.a.) Kisusjag gazetesi, doktor Clodius'un Budapeşteden Belgrada hareket ettiğini yazıyor. Clodius, Macaristandaki ikameti esnasında Kont Teleki ile ve Ticaret Nezaretinin salâhiyettar memurlarile görüşmüş tür. Doktor Clodius, Belgrada hareket etti «Balkanlılar hazırdır, tetiktedir. Bal kanlılar, Norveç divarına yazılmış olan kaderin hükümlerini okumasmı bılmiş lerdir. Balkanlılar, kendi Quislinglerini temizlemekte, hududlannı takviye etmekte ve tehdidlerle yıkılmamaktadır. Bal kanlılar da mücadele etmek istiyorlar. Bu Balkan devletlerinin arkastnda cesur ve bahadır muharibler memleketi olan Türkiye vardır.» Londra 30 (a.a.) «Reuter» Balkanlardaki vaziyetten bahseden Eıening Standard gazetesi diyor ki: «Şantajla, ekonomik tazyikle, yıldırim harbi tehdidile ve birçok quisklingizmle, nazî Almanyası, Balkanları kat'î surette ram etmeyi araştırmaktadır. 1938 eylulündenberi, Hitler, kendisinî, Berlin ve Hamburg'u doyurmak için çabalayan 80 milyon esirin imparatoru gibi görmektedir. Balkan milletleri, kendilerînî bekleyen akıbeti evvelden görmüşlerdir. Şimdilik, Balkanlılar, mukavemete doğru gider gibidir. Yugoslavya, otuz bin Alman turistini hudud harici etmiş ve hududunun Alman tayyareleri tarafından tecavüzünü protesto eylemiştir. Rumanya petrol Tcuyularını, O.uislingIerden srypnet için ihtiyat tedbirleri al maktadır. Bulgaristan Hariciye Nazıri. Balkanlıların arkastnda merd Türkiye vardır Times'in mütalealart Londra 30 (a.a.) Balkanlar hakkında tefsiratta bulunan Times gazetesi şu satırları yazıyor: «Belgrad, Oslo ve Kopenhag dersinden istifade etmesini bilmiştir. Almanlar müdafaasız iki krallısn îstilâ ederken Yugoslavya da Alman turistlerinin istilâsına uerayordu. 280 Alman eenci, Hitler genclik teşkilâtından olduklarım söylemişlerdir. Bu vaziyet karşısında Yugoslav makamları ihtiyat tedbirleri aldılar. Yugoslav hükumetinin bu hareketi bütün Tuna ve Balkan memleketlerinde mükemmel bir tesir hasıl etmiştir. Rumanya Alman turistlerive Macaristan nin kabulünde teyakkuzlarını artırmışlardır. Bulgaristan. Macaristan, Yugoslavva ve Rumanyanın Tuna üzerinde seyrüseferini tanzim hakkındaki kararları Tuna teşriki mesaisi davası için bir muvafafkiyet teşki! etmektedir.» uharib ve gayrimuharib, Avrupanın bütün devletleri aha. liye bağınyor: «Çok çalışmız, az harcayınız!» Çiinkii istihsali azalan ve istihlâki çoğalan milletleri harbden daha büyük bir belâ, açlık ve iflâs tehdid ediyor. Avrupada öyle idare merkezleri var ki orada sayılan çok azaltılan resmî otomobillere kadınlar, çocuklar, yakın akraba, eş dost binemez. Bu otomobiller lâlapaşa eğlendirmek için değil, devletin mübrem ve acele işleri içindir. Türkiyede de Ulusal Ekonomi ve Arttırma kurumu, istihsal enerjisini yükseltmek ve israfı kökünden kesmek için genif bir telkin hareketine basladu Büyük Millet Meclisinde, Bütçe encümeni, makam otomobillerini azaltmak için 14 mad. delik bir proje hazırlamışh. Fakat, birdenbire, anlaşılmaz nasıl bir istihaleyle, bu projenin yerine Meclise resmî otomobil masraflarını azaltan değil, çoğaltan bir lâyiha geldi. Meb'uslanmız hayretler içinde kaldılar. Sanki muzaffer bir sulha kavuşmuşuz, dünya ve memleket buhrandan kurtulmuş; sanki varidat artmış ve bütçemizde 4 0 milyon açık yerine bir o kadar fazlalık peyda olmuş; sanki zeL zele ve seylâb felâketleri içinde yurdunun dörtte biri yıkılan millet biz değiliz; sanki Siirdde çıkan petrol, hiç bir istihsal zahmetine lüzum bırakmadan, hik • meti hüda, vatanın bütün çes.meleıinden şarıl şarıl akmağa baçlamış; sanki hurda demirleri toplatan, hükumetimiz değildir ve demir istibsalimiz, İsveçi gölgede bu rakacak kadar çoğalmış.; sanki memleketin her tarahnda otomobil fabrikaları a •c Isveçe nerelerden hücum edebilir ve muvaffakiyet derecesi Almanların Norveçi istilâsı, muvaffakiyetle neticelenmiş olsaydı Isveçin tamamile etraftan alâkası kesilecek ve Avrupa ile muvasalasını yalnız Finlandiya ve Sovyet Rusya ile temin edecekti. Iskandinavya yarımadasının garb kısmına hâkim olan Almanyanın, lstokholm hükumetine memleketi kendisine teslim etmesini ihtar etmek suretile, fütuhatını ikmal etmek isteyeceği muhakkak gibiydi. Norveçe karşı yapılan taarruzu ademi muvaffakiyeti, Hitler'in plânını bozmuştur. Norveçin geniş ve arızalı topraklarında dağınık bir halde bulunan Alman kuvvetleri tehlikeye majuz bulunmaktadır. Deniz yolile takviye kıtaatı sevki, Ingiliz filosunun dökmüş olduğu mayinlerle Kattegat ve SkagerRak'ı mütemadi bir kontrol altında bulundurmakta olan tahtelbahirlerin mevcudiyeti yüzünden müşkülleşmiştir. Nakliye tayyarelerile asker sevki ise Norveç sahalarının darlığı ve nedreti dolayısile zor bir iştir. Acaba Almanya, bu müşkülâtın içinden çıkmak ve Norveçteki vaziyetini tahkim etmek için yakında İsveçi de mi istilâ edecektir? Birçok ciddî alâmetler, bu tahmini teyid eder görünmektedir. Binaenaleyh Almanların İsveçi istilâ etmeleri ihtimali, bu gün herkesin dikkatini celbeden bir meseledir. Evvelâ Almanya, İsveçi istilâ etmekle ne gibi menafi temin etmiş olacaktır? Her şeyden evvel Norveç arazisinde yayılmış olan kuvvetlerle emin ve seri muvasala hatlan temin etmek. lsveç demiryollannı eline geçirecek olan Almanya, hali hazırda Oslo'da, Trondjhem'de ve Narvik'te etrafla alâkaları kesilmiş bir halde bulunan kuvvetlerini takviye etmek imkânını elde edecektir. Buna mukabil Almanların Isveçte girişecekleri harekâtın bir mahzuru vardır ki o da lsveç ordusunun Almanyanın karşısına dikilmesidir. Fakat hepimizin de bildiğimiz veçhile lsveç ordusu, birkaç senedenberi bakımsız bir halde tutulmuş, ihmal edilmiştir. Binaenaleyh nazi grurunun bu ordunun mukavemetini çarçabuk kırması mümkündür. Hitlerin nüfuzu, pek hafifmeşrebane bir surette girişilmiş olan Norveç seferinin muvaffakiyetine bağlıdır. Eğer fena başlangıcına rağmen, bu iş, Ingiliz Fransız heyeti seferiyesine indirilen bir darbe ile sona ermiş olsaydı pek tabiî olarak Almanların bitaraflar nezdindeki vaziyetlerini tarsin etmiş olacaktı. Bundan başka lsveç demiri, münhasıran Almanyanın malı olacaktı. Bütün bu ihtimaller, Hitler'in hırs ve tamahını celbedecek şeylerdir, Şimdi Alman erkânıharbiyesinin Isveçe karşı yapılacak bir taarruzu nasıl derpiş edebileceğini sevkulceyş bakımından tetkik edelim. En gözde usulüne ve Schlieffen'in derslerine sadık olan Alman erkânıharbiyesinin lsveç ordusunu mümkün olduğu kadar sür'atle imhaya çalışacağı iddia olunabilir. lsveçin coğrafî eşkâli, böyle bir tasavvurun tatbikına müsaid midir? Haıitaya şöyle bir nazar atfetmek, bu suale tasdik cevabı vermek için kâfidir. Filvaki Memel'den Jutland'ın Şimal burnuna kadar imtidad eden Alman ve Danimarka sahilleri, lsveçin Göteborg Stockholm hattının cenubunda kâin olan kısmının etrafında geniş bir daire kavsi çizmektedir. Bu vaziyet, şimali garbide Oslo mıntakasının işgali ile itmam edilmektedir. Malum olduğu veçhile Alman kıtaatı, Frederikstad'dan Hamar'ın şar kma kadar bütün hudud mıntakasını ele geçirmeği istihdaf ederek manevra yap mışlardır. Coğrafî diğer bir vaziyet de böyle bir plânın tatbikını teshil edecek mahiyettedir. Filhakika lsveçin cenub kısmı, memleketin merkezinden, Stokholm'ün gar bında, aralarında dar geçidler bulunan büyük göllerle aynlmıştır. lsveç, Almanların ihrac hareketlerine mümaneat etmek için cenubî ve şarkî sahillerinde geniş bir müdafaa sistemine maliktir. Bu sistemin istinad noktalan şunlardır: lsveç Kiel namile anılan Karlskrona; Jutland burnu nun tam karşısında kâin Göteborg; Gotland adası ve Stokholm mmtakası. Diğer taraftan lsveç donanması, o kadar ehemmiyetsiz bir donanma değildir. Bununla beraber iki harekât sahasının coğrafî eşkâli arasındaki çok büyük farka rağmen lsveç, umumî bir Alman taarruzu nun hareket üslerine nazaran, Polonya nın 1939 eylulü bidayetinde içinde bu lunmuş olduğu ahval ve şeraitin ayni ahval ve şerait dahilinde bulunmaktadır. Şu halde sevkulceyş şartlan, meşhur Cannes şemasının sembolize etmiş olduğu muzaaf ihatanın yapılmasına müsaid bulunmaktadır. Müstevlinin icabında, ne veçhile hareket edecegini keşfetmek iddiasında bulunmaksızın nazarî olarak böyle bir manevranın mümkün olan şeklini göstermek kabildir. Bu manevra, lsveç kuvvetlerini mün • tehası cenubda tespit etmek ve ayni zamanda sahil müdafaa kuvvetlerinden kaçınmak veya bu kuvvetleri nötralize etmek suretile Danimarka adalanndan bir taraftan Göteborg1 un şimaline, diğer taraftan Stokholm'ün cenubuna asker ihrac etmekten ibaret olacaktır. Makineli kuvvetlerle azamî derecede teçhiz edilmiş olan bu iki grupun vazifesi, Götaland ve Scanie'de yapılmış olan lsveç kıtaatının hattı ricatlerini kesmek için mümkün olduğu kadar sür'atle büyük göller arasındaki geçidleri işgal etmek olacaktır. Oslo mıntakasından ifraz nlunan düsman kuvvetlerinin şarka doğru çıkarak ihata manevrasına iştirak etmeleri de muhtemeldir. Pek ziyade zayıf düşmüş olan Alman donanmasının kıtaat yüklü gemilere refakat ederek, Ruslann evvelden muvafakatlerini istihsal etmek şartile, büyük Javele koyuna asker ihracını temin etmek için Aaland'ın garbındaki dar liman arasından geçmesi mümkündür? Bu, biraz çetin bir iştir. Hiç şüphesiz böyle bir teşebbüs, lsveç sahil müdafaa sisteminin kıymeti, külliyetli miktarda asker naklinin zorluğu, mayinleı, Botnie körfezinin buzlan gibi bir takım muazzam müşkülâta musadif olacaktır. Maamafih, ordusunun Polonya ordusu gibi muzaaf ihata hareketine ma ruz kalmasının önüne geçmek için icab eden tedbirleri almak lsveç eTkânıharbiyesine terettüb eden bir vazifedir. Bu itibarla son Polonya harbinden alman dersleri gözönünde tutarak teemmül etmek gerektir. \Le Tenıps'dan] AlmaiLjrdusu GÜNUN NEVZULARI J İHEM NALINA MIH1NA Amerika harbe girmemiş midir? I Macaristanda kriz • • Karpatlar Rusyasîna muhtariyet verilmek isteniyor Moskova 30 (a.a.) Moskova radyosu dün akşam çu haberi vermiştir: Macar nazırlar meclisi dün Kont Tele•ki'nin t>aşkanlığında toplanarak Karpatlaraltı Rusyasının muhtariyeti meaelesile iştigal etmiştir. Slovak heyeti Moskovada Moskova 30 (a.a.) Slovak profe sörlerinden mürekkeb bir heyet Mosko vaya gelmiş ve Moskova üniversitesi rektörile maarif komiserliğinin bir mümessili tarafından karşılanmıştır. Yeni Macar ftrkan Budapeşte 30 (a.a.) Bir «Macaristan hıristiyan Slovak halkçı» partisinin teşkil edildiği bildirilmektedir. Partinin programı Macar yurduna karşı kat'î surette dürüst davranmak ve Slovak menfaat ve haklarına muzaheret etmektir. Alman generalinin mülâkatt Budapeşte 30 (a.a.) Başvekil Kont Telek: dün, Alman Macar cemiyetinin reisi General Gleisse Horstenau'u kabul etmiştir. General bir kaç günden beri Budapejtede bulunmaktadır. îngiltere, Ortaşarka yeni kuvvetler gönderdi Kahire 30 (a.a.) Reuter: Ingilterenin orta şark ordusu yeni bir unsurla kuvvetlenmiş bulunmaktadır. Rodezya Teritoryal ordusuna mensub yeni kıtaat bu gün Süveyşe gelmektedir. Bu kıt'aların büyük bir kısmı orta şark ordusuna iltihak edecektir. Serlevhama aldığım bu «otomobil saltanatı» tabiri bana değil, Büyük Millet Meclisinde lâyihayı tenkid eden Izmir meb'usu Mehmed Aldemire aiddir. (Dünkü sabah gazetelerinde çıkmayan Mecli» müzakerelerinden bazı sözleri akşam gazetelerinden abyorum.) Bu meb'usumuz jöyle dedi: « Yüksek meclisiniz bu memleketta bir çok saltanatlan devirdi; fakat yıllardanberi üstünde çırpındığı, titrediği halde deviremediği bir tek saltanat vardır: Otomobil saltanatı 1 Memlekette, hatta en müstesna vilâyetlerimizde kazalan ve hiyeleri birbirin yollanmız nahiyeleri birbirine bağlayan y ğ y na h l l i i d il lar yokken, «ahillerimizde işleyen vapurlar mahdudken bu otomobil saltanatı daha nekadar sürecek? Ne benzinini çıkarabildiğimiz ve ne de memleketimizde yapabildiğimiz otomobilleri, herkesin hurda demirleri bile söküp topladığı bir devirde. çuraya buraya vererek israf yoluna gitmek doğru değildir. AfyonkarahUar meb'usu Cemal Akçın söyle dedi: « Biz ateşe düşmüş bir cıhanın ıçerisinde hükumet ve milletçe ahnması icab eden tedbirleri hergün radyolanmızda haykırıp dunırken. halka telkinatta bulunurken, kendimiz tasamıfu ihmal et Ankara 30 (a.a.) Ticaret Vekâleti Conjonktür bülteninin son nüshasındaki meme liyiz. Eskişehir meb'usu Emın Sazak şoyle akamlara nazaran mart ayındaki ihra dedi: :atımız 16,468,000 lira ve ithalâtımız da « Bu kanunu olduğu gibi kabul 7,418,000 liradır. 1925 senesindenberi edersek efkârıumumiyede fena bir tesir hracatımız mart ayında bu kadar yük selmemiş olduğu gibi bu rakam geçen se yapacaktır. Diyecekler ki: «Demek mecıenin mart ayına nazaran 7 milyon lira lisi âli oturmuş, ahval ve şeraiti hiç düşünmemiş: Îngiltere haftada bir defa et )ir fazlalık ifade etmektedir. yerken, Almanya haftada bir defa süt Umumî inkişaf: içerken, Maliye Vekilimiz döviz yüzünMart ayı nihayetine kadar 38,7 mil den ikibüklümkeh motör için harice ver'on lirayı bulan 1940, senesi üç aylık ih diğimiz milyonlan aşıyor. Demek ki biacatı geçen senenin ayni devresine na zim mümessillerimiz işin farkında değil:aran 8,5 milyon liralık bir tezayüd ar ler !> Ne vakit motörü kendimiz yaparzetmektedir. Bu rakam, 1931 senesin sak, ne vakit bol petrolumuz olursa o zadenberi en yüksek ihracat seviyesini ifa man herkese otomobil veririz. Mesele hade etmektedir. Bir taraftan ihracatımızm kikaten mühimdir ve ayıbdır! artmış diğer taraftan da ithalâtımızın Ordu meb'usu Ahmed Ihsan şoyle demahdud kalmış bulunması ticaret muvadi: zenemizde üç ay içinde takriben 20 mil« İçinde bulunduğumuz zamanda on liralık bir aktivite temin etmiştir. israf ve lüks en büyük cinayettir. 925 senesindenberi mart ayı nihayetinVe nüıayet, Çanakkale meb'usu Zıya de en aktif bir ticaret muvazenesi teGevher Etili de şöyle dedi: min edebildiğimiz 1937 senesinde bile « Bu milletin otomobiline binen inu aktivitenin 15 milyon lirayı geçmedisanlar, yalnız iş için binmiyorlar. Bu seji düşünülünce bu vaziyetin tediye bi ânçomuz bakımından olan ehemmiyeti ne de israfın devamına rıza gösterirsek, bu fakir milletin kesesinden yapacağımız kendiliğinden tebarüz etmektedir. bütün israflann vebali sizin üzerinizedırl Büyük Millet Meclisi kürsüsünden yiıkselen bu sözlere katılacak hiç bir şey kalMaden 30 (a.a.) Başvekil Dr. Re mayor. fik Saydam dün buradaki bakır madeni Yalnız iki kelime: Otomobil sade bir tesisat ve işletmesini tetkik ettikten sonra nakil vasıtası değil, takyn taklavat, bu otomobille Guemana gitmiş ve oradaki memlekette lüksün ve brafın türlü çesıkrom madenini de tetkik eylemiştir. Baş dini temsil eden bir semboldür. Uyanık vekil Dr. Refik Saydam, bu tetkiklerini devlethnizin bunu böyle anladığını bır müteakib Diyarbakira hareket etmiştir. kere daha görmek istemekte acele edı Refik Saydam, Diyarbaktr tayyare yoruz. Çünkü pek yaman istihaleîere namzed, müsamahası* ve korkunc bır dünya içindeyiz. karargâhınt gezdi İhracat artıyor Mart içinde dışarıya 16 milyon liralık mal sattık merikanın da, bu harbe iştirake mecbur olacağı ve müttefiklerin cephesinde yer alacağı söyleniyor. Nitekim bir iki gün evvel bir Amerikalı muharrir, Amerikanın da bitaraf değil, harb harici olduğunu yazmıştı. Amerikanın filen ve resmen harbe girip girmiyeceğini, girerse ne vakit gireceğini bilmiyorum; fakat, şimdilik Amerikanın müttefiklere en büyük yardımı yaptığmı biliyorum. Bu yardım, Amerikan harb sanayiinin müttefikler hesabma çalışması, onlara başta son sistem binlerle tayyare olmak üzere, hertürlü harb malzemesini vermesi suretile tecelli et mektedir. Bu harb, insan harbinden ziyade malzeme harbidir ve 1914 18 harbinden, en büyük farkı da buradadır. Geçen Büyük Harbin, ilk aylarında milyonlarla insan çarpışmıştı. Diğer cepheleri bir tarafa bırakalım; yalnız garb cephesinde Büyük Harbin ilk dört ayında, Fransız ordusunda 2 milyon, İngiliz ordusunda 200,000 kişi, Belçika ordusunda 150,000 kişi harbetmişti. Alman ordusu da, garbda, bidayette 1,500,000 muharible ha rekete geçmiş, sonra yeni birlikler teşkil ederek en az 2 milyon kişiyi harbe sokmuştu. İlk dört ay içinde yalnız Fransızlar. 455.000 maktul ve gaib, 400.000 yaralı vermişlerdi. Bu harbde ise, 8 aydır, milyonlardan mürekkeb insan kuvvetleri, karşılıkh duruyor; yalnız malzeme harbediyordu; ancak Norveçte yeni yeni çarpışmalar başladı. İki tarafın muhare'be için «eçtikleri Norveç stadyomunda da, orduların umumî mevcudlanna nispetle ancak bi rer futbol takımı denilebilecek kadar az kuvvet vardır. Bunların tedricen artmasına intizaren, şimdi, gene hava kuvvetleri yani malzeme harbediyor. Demek ki Amerika müttefiklere tayyare vermekle onlara en büyük yardımı yapıyor. Bu yardım iki suretledir: Biri doğru dan doğruya, diğeri bilvasıta. Doğrudan doğruya olan Amerika yardımı, mütte fiklerin her istedikleri harb malzemesini temin suretile yapılmaktadır. Bilvasıta yardıma gelince, bu da, müttefik ordu . lardan harb sanayii fabrikalanna az amele aynlmasmı mümkün kılmak suretile tecelli etmekte ve böylece Fransız lngiliz ordulannın mevcudunu artırmaktadır. Büyük Harbde, Fransız ordusu cephede 2 milyon asker bulundurduğu zaman, fabrikalardaki amelesini de 50,000 den 1,600,000 kişiye çıkarmıştı. Almanya da, yüzbinlerce askeri terhis edip fabrikalara göndermek mecburiyetinde kalmıştı. Büyük Harbde, Alman ordusu, azim miktarda iscivi muharib lcıt'alardan alıp t€lgâh başına göndermek suretile daima zayıflamış ve Alman başkumandanlığı da her zaman bundan şikâyet etmişti. Müttefikler hesabma çalışan her Amerikan işçisi, üzerinde çalıştığı harb mal zemesinden başka onlarm ordusuna bir er kazandırıyor, demektir. Bu, az bir yardım midir? Bu malzeme harbinde. Amerikanın yardımı çok büyük ve kıy etlidir. Amerika, şimdiden müttefiklerin cephesinde yer almıştır, diyebiliriz. i • 1 | ; j j i \ j | \ ~ı ~ . Parti Grupunda Hariciye Vekilimiz siyasî ahval ve meseleleri izah etti Ankara 30 (a.a.) C. H. P. B. M. Meclisi Grupu bu gün (30/4/940) saat 15 te, reis vekili Trabzon meb'usu Hasan Sakanın riyasetinde toplandı. Ruznamede hükumetin izahatından başka mevzu mevcud değildi. İlk defa söz alan Hariciye Vekili Şükrü Saracoğlu, grup umumî heyetinin son çtimaındanberi geçen 15 gün içinde hâdis olan siyasî ahval ve mesail hakkındi ve bilhassa Türkiye siyasetini yakından re uzaktan alâkadar eden meseleler üzerinde uzun ve etraflı izahatta bulundu. Bu izahattan ve mevzuu bahis meseleler dolayısile söz alan bazı hatiblerin beyanatı dinlendikten sonra saat 1 7 de topantıya nihayet verildi. Başvekil madende Danzigten Karadenize Moskova 30 (a.a.) Dnieper nehir yoluna dahil bulunan ve Danzigi Karadenize bağlamak üzere ahiren genişletilen kanal yakında seyrisefaine açılacaktır. Vapurlar bu yolla Brestlitovsk'a^git mek üzere Pinsk'ten hareket etmiş bulunuyorlar. Kanahn genişletilmesi için 1 5 bin amele çalıştınlmıştır. Kârlı bitaraflık Ruslann yapbğı büyük Amerika tayyare ticareti yüzde 225 arttı! kanal açılıyor Mühendis mektebi talebeleri Atatürkün mezarma çelenk koydular Biyarbakır 30 (a.a.) Şehrimizde bulunan Başvekilimiz Dr. Refik Saydam, öğleden sonra tayyare karargâhmı gez miş ve akşam UmumîMüfettiş tarafından şerefl erine ver ilen ziyafette bulunmuşAnkara 30 (Telefonla) Şehrimize tur. gelen Mühendis mektebi talebelerinden kırk kişilik bir heyet bu sabah Atatürkün Bütçe Encümeninde faaliyet Ankara 30 (Telefonla) Bütçe Enmezarına bir çelenk koydular. cümeni bu gün Ticaret Vekâleti bütçesiîrlanda nazırları Londrada ni müzakere etmiştir. Encümen, yann, Londra 30 (a.a.) Serbest îrlanda Vekâletlerin otomobillerine dair lâyihayı nın levazım ve ziraat nazırlan Lemass ve tekrar müzakere ederek bütçeden evvel Ryan'ın Londradaki ikametleri en azı Meclise sevkedecektir. Encümen, önü bir hafta devam edecektir. Eden, bu na müzdeki hafta yeni vergiler lâyihasını müzırların bu gün öğleden sonra Ingilterı zakereye başlıyacaktır. hükumetile yapacaklan ilk görüşmeye Japonlar bir Çin şehrini daha riyaset edecektir. İktısadî mehafil, Almanların Danimarzaptettiler kanın gıda maddeleri stoklarmı musadere Tokyo 30 (a.a.) Japon kaynaklaetmesinin bu görüşmelere hususî bir e rından gelen son haberlere göre, Japon hemmiyet izafe etmekte olduğunu beyan kıt'aları Hunan ve Kiangsi vilâyetlerini etmektedirler. ihtiva eden bölgede temizleme harekâtıAyni mehafil, geçen ikincikânun ayın na muvaffakiyetle devam etmektedirler. da iki hükumet arasında yapılmış olan Bu kaynaklara göre, Japon kuvvetleri müzakerelerin bilhassa, öküz, koyun ve bütün gece muharebeden sonra Uhu ile jambon gibi bazı Îrlanda mallarının In Kiu Kiang arasında yan yolda stratejik giltereye ithaline müteallik bir itilâfla ne büyük bir ehemmiyeti haiz olan Çung ticelenmiş olduğunu hatırlatmaktadırlar. Yang şehrini işgal etmişlerdir. PEYAM1 SAFA ( KISA HABERLER Rumanya ile yapılacak ticaret müzakereleri Mersinde çocuk sayımî Mersin 30 (a.a.) Pazar günü MerAnkara 30 (Telefonla) Rumany sin merkezinde yapılan sayım neticesinde ile ticaret müzakerelerinde bulunmak ü 3,018 i kız ve 3.245 i erkek olmak üzere zere Dış Ticaret reisi Servet, Istanbula okuma çağında 6,263 çocuk bulunduğu tespit edilmiştir. hareket etti.. * Londra 30 Dün Dublin'deiri muazzam kereste depolannda yangın çıkroıştu1. Yangın civardaki fabrikalara sirayet tehlikesi göster mektedir. İtfaiye bütün kuvveUle çalışmaktadır. * Norfoulk «Birleşik Amerika» 30 İki donanma tayyaresi bir uçuş esnasında çarpışınış, tayyarelerden biri alevler içinde düşmüştür. Radyo memııru ölmüş, pilot paraşütle kurtul muştur. * Helsinki 30 Letonya Ticaret ve Sanayi Nazırı bir ticaret muahedesi için müzakerelerde bulunmak üzere buraya gelmiştir. * Santiago «Şili» 30 Amira! Byrd'in otomobili Antofagasta'dan geçerken dl?er bir ctomobille çarpışmıştır. Çarpışmanm çok şiddetli olmasuıa rağmen AmLral kazadan sağ salim kurtulmuştur. * Stokholm 30 Beş yüz milyon kronluk devlet istikıan, daha başlanpcda mühim j bir muvaffakiyet elde etmiştir. Kral Gustave ile ailesi, 500,000 kronluk tahvil almışlardır. * Londra 30 Londradaki Danimarkn elçisinin karısı Kontes Reventlow dün tayyaM de İngiltereye gelmiştir. Elçinin iki oğlu ve bir kıa Danimarkadadır. * Londra 30 İşçi paıüsi çeflennden Attlee ve Grenwood dün akşam Dalıiliye Nazırı Jolın Andersonia görüşmüşlerdir. Press Association'un blr muharriri, narırın harb aleyhindeki propagandaya karşı millî müdafaanın takviyesi hakkında muhalefet reislerUe istisarelerde bulunduğunu yazıyor. Sovyet Fin hudud anlaşması imzalanch Moskova 30 (a.a.) Rusya ile Finlandiya arasındaki hududun tahdidine müteallik Rus Fin protokolu, 12 mart tarihli muahedeye tevfikan dün Moskovada bir taraftan Molotof, diger taraftan Pasikiavi arasmda imza edilmîstir. Erkko, Isveçten dönüyor Helsinki 30 (a.a.) Erkko, Finlandiyaya dönmek için Stokholm elçiliğinden gelecek ay kendi isteği üzerine ayrılaca ğını teyid eylemiştir. Moskova 30 (a.a.) Sovyet radyoları, 1 mayıs münasebetile Mareşal Voroşilof un bir emriyevmisini neşretmektedir. Mareşal Voroşilof «Finlandiyada elde e dilen muvaffakiyetler,» i öğmüş ve «U yanık kalmakta olan Kızılordunun» tak viyesini de tebarüz ettirmiştir. Mareşal Voroşilof, Finlandi ya zaferini öğdü Vaşington 30 (a.a.) 1940 yılmın ilk üç ayı zarfında Amerikanın tayyare ihracatı 67 milyon dolara baliğ olmuştur. Bu rakam 1939 yılının ayni devresine nazaran yüzde 225 hir artma göstermtkte dir. Bu müddet zarfında Fransaya 33, Avustralyaya 18, Ingiltereye 1 7, Kana daya 4 buçuk, Finlandiyaya 3, Isveçe 2 milyon 357 bin, Norveçe 1 buçuk, Tür kiyeye bir buçuk, Çine 1 milyon ve Felemenk Hindistanına da 750 bin dolaT kıymetinde tayyare satılmıştır. Mart ayı zarfındaki ihracat 21 milyon (Baş tarafı birinci sahijede) kıymetindedir. Bu rakamdan yalnız kâkayıdlar vardır: İngiliz Sovyet ticaret n'inuevvel ve kânunusani rakamları yük anlaşması esasına dayanarak Sovyetler sek tir. Birliği tarafından ithal olunacak bütün, Cumhur Reisine verilen salâhiyet eşya, yalnız Sovyetler Birliği dahilinda Vaşington 30 (a.a.) Gazetecileri istihlâk olunacaktır. Sovyet hükumeti bunu kabul eylemektedir. Fakat, diğer takabul eden Morgentau, Reisicumhura ecraftan, Sovyetler Birliğinin, ticaret mü nebi memleketlere yapılan malî muamele nasebetleri idame ettiği memleketlere leri menetmek salâhiyetini veren kanun Sovyet malları ihracı haklan üzerinde lâyihasının âyan meclisi tarafından kabu Sovyet hükumeti hiç bir tahdidi kabul lünden dolayı menuniyetini izhar etmiş etmemektedir. tir. Reuter'in diplomatik muharriri diyor Mumaileyh, esasen meb'usan meclisi ki: «Sanıldığma göre, Sovyet hükumeti nin banka encümeni tarafından tasdik e nin bu cevabı İngiliz mahfilleri tarafın • dilmiş olan bu lâyihayı parlamentonun dan şayanı memnuniyet bir cevab olarak da kabul edeceği ümidini izhar etmiştir. telâkki edilmemektedir. Maamafih, me Maraşa ceviz büyüklüğünde sele, Londrada tetkik olunmaktadır.» İngiltere Sovyetler arasında ticarî müzakereler başlıyor dolu yağdı Maraş 30 (a.a.) Dün saat 15,30 da başlıyan hafif bir yağmuru müteakib ce Roma 30 (a.a.) 35,000 tonlvİA viz cesametinde ve şimdiye kadar Ma dört cüzü tamm birincisi Vittorio Venetd Ankara 30 (Telefonla) Yüksek zırhlısı Trieste'de merasimle Îtalyan de> Sıhhat Şurası 16 mayısta burada toplan raşta tesadüf edilmemiş bir irilikte dolu niz makamlarına teslim edilmiştir. yağmışsa da çok devam etmemiştir. trya davet edilmiştir. Yüksek Sıhhat Şurası toplanıyor 35 bin tonluk îtalyan zırhlısı donanmada

Bu sayıdan diğer sayfalar: