10 Mayıs 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

10 Mayıs 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 : ! CUMHURİYET HABERLE Hâdiseler arasında Yeniden tensik edilen Norveç ordusu şiddetle mukavemete başladı Alman taarruzu şimalde durduruldu, Gresdalen'de püskürtüldü, Norveç müdafaası gittikçe kuvvetleniyor Amsterdam 9 (a.a.) Tromsoe Norveç radyosuna göre, Norveçliler, Tronondlarg'da Alman hücumlarına mukavemet etmekte ve Norveç ordusu burada yeniden organize olunmaktadır. Amsterdam 9 (a.a.) Norveçin şimal mıntakasında Alman taarruzu, bir taraftan büyük arazl güçlüklerinden ve diğer taraftan da bu mıntakada tahaşşüd etmiş Norveç kıt'alanrjn mukavemetinden dolayı, tamamile durmamış ise bile çok sektedar edilmiş bulunmaktadır. Al manlar. halen Mösjden'in cenubunda durmuş lardır. İyi membalardan bildirildiğine göre, müttefiklerin yardımı çok müessirdir ve bu hal Norveç kıt'alarının mukavemetini kuvvetlen dirmektedir. Stokholm 9 (a.a.) Norveç resmî ajansınm verdiği bir habere göre, Norveç kıt'aları, tay yare topu ve piyade kıt'alarile sıkı bir elbirliği halinde çalışarak düşmanı, Gresdalen dağUk mıntakasmdan püskürtmeğe muvaffak olmus lardır. bir müddet sonra bu son noktadan çekilmişîerdir. Diğer taraftan Norveç radyosu, topçu ve hava kuvvetlerine dayanan Norveç ordusunun Alman kıtaatını Leigasting dağındaki mevzilerinden çıkarmış olduğunu haber vermektcdir. Şimdi Norveçliler, bu kıtaatı bu dağın eteğindeki vadide takib etmektedirler. Devlet teşkilâtında aded ve keyfiyet üyük Millet Mecli&inde, bazı umum müdürlüklerin teşkilât kadrolanna aid kanun lâyihalan müzakere edilirken, Başvekil doktor Refik Saydam: « Esasen, dedi, asıl düşünmemiz lâzım gelen nokta, devlet teşkilâtında adedden ziyade keyfiyete ehemmiyet vermektir. (Çok güzel sesleri). Bu tetkikat esnasında bu işi gözönünde tutarak, devlet dairelerinde adedden ziyade, keyfiyet cephesinden işi mütalea edip ona göre devlet teşkilâtını çerçevelemek ve bu suretle huzurunuza getirmek isterim.» Eğer manasını yanlış anlamıyorsam, şu bir kaç kelime içinde Türk devlet teskilâtımn en büyük davatı beliriyor: Az ve öz memur, çok ve çabuk iş. İlk gencliğimde bir kaç yıl sürmiiş bir memurluk hayatım var. O zamandanberidir iman ettim: Hükumet dairelerinde memur çoğaldıkça işler azalır ve yavaşlar. Resmî muamelelerde olduğu kadar hiç bir yerde kemiyet keyfiyetin düşmanı değildir. Meselâ, bir kayıd masasmda dört mukayyid var. Biri başmüdürlüklerden gelen tezkereleri, öteki başmüdürlükIere gidecek tezkereleri kayda geçiriyor; üçüncü mukayyid, büro içinde «tevzi> edilen kâğıdlan, dördüncüsü bürolar arasında dağılan kâğıdlan deftere geçirmeğe memur. Halbuki bu işi tek adam, tek defterle yapabilir. Bundan çıkacak faydalar: 1. Bütçede üç memurun maaşı tasarruf edilir, 2. Bir kâğıd, dört değil, tek elden çıktığı için iş dört misli türatle yapılır. (Bu süratten hem devletin, hem de halkın kazanacağı şey hesabsızdır.) 3. Kâğıd masrah azalır, 4. Bina masrafı azalır, 5. Demirbaş eşya masrafı azalır, 6. Teftis kolaylaşır, 7. tdare mekanizması çevikliğe ve zindeliğe kavuşur. Başvekilimizin centilmen ve sahici münevver Kalemi Mahsus Müdürü Hasan Şükrii Adal'ın «Modern Devlette Memur» adlı bir kitabı vardır ki, orada evvelce de bahsettim bürokrasinin tarihi ve nevileri bütün inceKkleri ve teferrüatile etüd edilmistir. Bu dava müzmin bir Türk meselesi olmadan evvel de, sonra da enikunu genis bir dünya meselesidir. Her devletin başında bu ület. BILANCO Orta ve şimalî Avrupada değişen hududlar r ^ Baltık vaziyeti Almanyayı Rusyaya karşı Isveçin bitaraflığını teyide mecbur etmiştir, Norveç muharebelerine gelince... Yazan : IHEM NALINA MIHINA Zâf değil kuvvet vam kamarasında, Norveç harekâtı hakkında parlımenter hayatın ve demokrasinin icablarına uygun hararetli müzakereler ve şiddetli münakaşalar oldu. Sonra kabineye itimad reyi verildi. Milletin vekillerine de, millete de, matbuata da hiçbir tenkid hakkı tanımıyan otoriter diktatörlük idareleri, bu münakaşaları, bir zâf gibi telâkki ederek propaganda yapacaklardır. Onlar, tenkidin bir emniyet siipapı olduğunu bir türlü takdir edemezler. Emniyet süpapsız kazan yavaj yavaş artan tazyik ile nihayet patlar ve kazan başındakileri adam akıllı haşlar. lnsanda söylemek, bağırmak, şikâyet etmek, beğenmek, hep birer ihtiyacdır. Hiçbir müspet faydası olmadığını bildiğiniz halde, birisine derdinizi döktüğünüz zaferahlamaz mısmız? Hususî derdleşmeği bile bir suç addeden ve şayed varsa meb'uslarına ağız bile açtırmıyan diktatör rejimlerinin bir zâf addettikleri bu tenkid hürriyeti, bilâkis onu kullanan milletler için bir kuvvettir. Çünkü, herkes »öyleyeceğini söyler; yüreğinde ukde kalmaz ve içinden geleni mütemadiyen yutkunup içinde bırakmadığı için de ferahlar. Bu suretle emniyet süpapı işler; kazan fazla kaynadığı ve tazyik arttığı zaman istimin bir kısmını kaçınr. Gerçi istim çıkarken güriiltü eder ama, bu giirültii rahatlık ve sükun alâmetidir, kazamn patlama tehlikesi kalmadığını gösterır; bir alârm değil, bir emniyet işaretidir. Onun için, Alman propagandası, Avam kamarasındaki hararetli münakaşalan istediği kadar, zâf alâmeti addede dursun. Onlara, M. Çemberlayn, şimdiden şu cevabı vermiştir: «Askeri tnilşatnrlerimiz, bu nevi mÜTtafcaja ^ Norveç ordusu tensik edildi Paris, 9 (a.a.) Tromsoe radyosuna göre, Norveçliler, Trondelag'da Alman hücumlarına mukavemet etmektedir. Şimaldeki Ncrveç ordusu da yeni baştan tensik edilmektedir. Havas ajansınm bir muhabiri, Namsos'dan gelen ilk İngiliz kıtaatının bir Iskoçya limanına muvasalatlarında hazır bulunmuştur. Bu kıtaat, General Sir Edmond İronside ve General Carton de V/iort taraflanndan karşılanmışlardır. Bir çok zabitler, Havasın muhabirine Namsos ve Andalsnes mıntakalarındaki harekâtın inkişafı ve hitarm üzerinde müessir olan âmilin Alman tayyareleri olduğunu söylemişlerdir. MUHARREM FEYZİ Geçen eylulün birinde başlayan yeni Avrupa harbi şimdiden Avrupanın şimalinde ve ortasında haritayı değiştirdi. Bu değışikliğin devamlı olup olmıyacağı kat'î olarak harbin son neticesinde belli oiacaktır. Geçen Umumî Harbin değiştirmiş olduğu haritamn devamlı bir sey olmadığı yirmi sene sonra meydana çıkmıştır. Esasen bu tebedduldür ki Avrupanın muvazenesini bozmakta amil olmuştur. Şöyle ki: Geçen harbde Avrupada iki büyük Alman devleti vardı. Parisin varoşlarında akdolunan sulh muahedeleri bu ikiden birini yani Habsburg imparatorluğunu altmış milyondan altı milyonluk bır küçücük hükumet haline getirmisti. Daha Lk günden bu Alman hükumeti; hayli budanmış olmasına rağmen gene büyük bir devlet olarak kalan ve Prusyaya dayanan Almanya ile bırleşmek mecburiyetini göstermişti. Avusturyanm iltihakından sonra eski Habsburg'un diğer parçalarına dahi Almanya uzanmıştır. Bir çok asırJar devam ettiği veçhile Almanlar iki bü>Tik devlet halinde kalsalardı bugünkü değişiklik de meydana gelemezdi. Gene Umumi Harbin sonundaki sulh muahedeleri Çarhk Rusyasını orta Avrupadan atnuş ve Baltık denizinde Fin körfezinin dibine tıkamıştı. Çarhk zamanında Rusyanın bu denizde iki bin küsur kilometrelik sahili varken harbin sonunda elinde, yüz küsur kilometrelik sahili kalmıstır. Tarihte hemen hemen kendisile daima beraoer yürüdüğü Almanyanın yol açmasile Rusya dahi Baltıktaki eski yerlerini sevkülceyş cihetinden eUne almış ve büyük kütleleri Sovyetler Birliğir.de yaşayan Ukraynalılarla Ak Ruslar sekenesinin ekseriyetini teşkil ediyor iddiasile Lehistanın şimalî Bug ve San nehirlerinin öte tarafmdaki şark kısmuu alarak tekrar orta Avrupaya rızanmıştır. Orta Avrupada Almanya ile Rusya Umumi Harbden evvelki yerlerini kısmen mübadele etmislerdir. Şöyle ki, Almanya Habsburg'un eski mülkü şarkî Galiçyayı Sovyetler Birliğine bırakırken kendisi de eski Rusyanın Lehistan Çar TOGAY olmasına rağmen tam istiklâh'ni ve askert hükümranlık hakkını muhafaza etmiştir. Rusyanın bu müsaadesine bir karşılık olarak Almanya dahi İsveçin bitaraflığma şüphesiz demir madenlerinden Almanların tamamile istifade etmeleri ve tahrikâtta bulunmaması şartile riayet etmeği taahhüd etmiştir. Finlandiya ile Isveçin mesahalan birbirine yakın olup yalnız nüfus cihetinden büyük fark vardır. Finlandıyanm üç buçuk milyon nüfusu varken Isveçin nüfusu bunun iki mislidir. Her iki memleket düzlük ve göller, ormanlarla mesturdur. Her ikisinin de başlıca geçinmesi ormancılık ve buna aid kâğıd, sellüloz ve travers sanayiidir. Ikisinde de kömür madenleri yoktur. Finlandiyanuı şimahnden dünyanın en zengin nikeli ve Isveçin şimalinden dünyanm en kıymettar demir cevheri çıkar. Senevî demir istihsali sekiz milyon tondur. Bir zaman on bir milyonu bulmuştu. Finlandiyanın Kutub denizine, Petsamo limanı vasıtasile bir mahreci varsa da buraya demiryolu yapümadığmdan Finlandiya Baltık denizinde mahpustur. İsveçin yalnız Norveçin Narvik limanına müntehi Kutub denizine bir mahreci vardı. Şimdi bu da harb dolayısile kapanmış olduğundan İsveç dahi Baltıkta mahpustur. Gerek Finlandiya, gerek İsveç istiklâl ve bitarafbklarını muhafaza etmekle beraber her taraftan Rus ve Alman toprskları ve denizlerile ihata edilmiş bulunduklarından roğrafî noktadan istiklâl sahibi sayılamazlar. İskandinavya devletlerinin üçüncüsü ne İsveçe, ne de Finlandiyaya benzer. Memleketin ancak cenub kısmı ormanlarla mestur olup biraz mahsul verir. Orta ve şimal kısmı bomboştur. Madenleri de yoktur. Arazisi gayet çıplak ve gayri mümbit olup dörtte üçünden bir şey yetişmez. Halkının çoğu hayatlannı bahkçılık ve gemldlik suretile haricde kazanırlar. Balık yağmın dünya istihsalâtının yarısını Norveç yetiştirir. Norveçliler daha ziyade İngiliz imparatorluğunda maişetlerini temin ederler. landiyanm onda biri kadar küçük bir memlekettir. Fakat toprağı son derecede mümbit olduğundan Finlandiyanın nüfusu kadar halkı müreffeh olarak gpçindirir. Sığır, koyun, domuz gibi hayvanatı diğer İskandinavyah üç memleketin hayvanaü mecmuundan fazladır. İngilterenin jambon ve tereyağ ihtiyacının yarısından fazlasını Danimarka temin ediyordu. Avrupanın şimalini tpşkil eden İskandinavyalı dört mem'.eketle Baltığın cenubunda ki üç Baltık hükumeti zâhirde isüklâllerini muhafaza etmekte iseler de hakikatte askert noktadan bilfiil yshud bilkuvve Almanya ile Rusyanın hükmü altında bulunuyorlnr. Bunlardan Norveç Şimal denidne, Atlas Okyanusuna ve Kutub denizine hâkim bir mevkide olduğundan sevkülceyş cihetinden Avrupanın en mühim memleketidir. Bundan sonra İspanya gelir. lığı aşağıdaki tebliği neşretmiştir: «Kıtaatımız, dün işgal ettikleri mevkilere yerleşmiştir. Namsos mmtakasında, bir küçük Alman kıt'ası şimale doğru ilerlemektedir. Bu bir öncü kıt'adır ve ileri hareketinin çok aheste yapıldığını göstermektedir. Devriyeler arasında birkaç musademe vukua gelmiştir.> Norveç baskumandanlığımn tebliği Hariciye Naztrı Norveç vaziyetinin kuvvet bulduğunu söylüyor Helsinki 9 (a.a.) Norveç başkumandanParis, 9 (a.a.) Koht, gazetecilere beyaııatta bulunarak Londra ve Pariste siyasî ve dskerî makamat ile görüşmeler yapmış ve bu görüşmeler esnasmda kendisine İngiltere ve Fransa hükumetlerinin müttefiklerin kuvvetlerile Ncrveç kuvvetlerinin mesai birliklerini takviye için ellerinden geleni yapacakları hakkında teminat verilmiş olduğunu söylemiştir. Mumaileyh, Norveç harbinin umumi harbin bir cüz'ü olduğunu ve şimdi Almanyanın, kendi hududları haricine çıkmış olmasına binaen, hezimete ınalıkum olduğunu ilâve etmiştir. Koht, sozüne ;u suretle devam etmiştir: < Meselenin bu safhası, en mühim safhadır ve Norveçte Almanyaya karşı kazanılacak bir zafer, Almanyaya karşı umumi bir .aier kazanmayı kolaylaştıracaktır.» Koht, Kral hanedanımn Norveçte bulunmakta ve kordiplomatiğin Norveç hükumetini takib edebilmiş olduğunu teyid etmiştir. Mumaileyh, Norveç kuvvetleri miktarınm takriben altı fırkadan ibaret ve şimaldeki fırkanm tamamile el sürülmemiş bir halde olduğunu iîâve etmiştir. Norveç kıtaatının iaşesi meselesinden bahseden mumaileyh, hükumetin icab eden bütün tedbirleri almış ve bir sene kâfi gelecek mıktarda buğday stokları vücude getirmiş olduğunu söylemiştir. Hükumet, şimal ile cenub arasında münakalâtm tesisi işine hız vernıiştir. Norveç hükumeti, İngiltereden esliha ve mühimmat satın almakta ve bir çok İngiliz ticiret £emileri emrine âmade bulunmaktadır. Koht, İsveçin bitaraflığını ferketmesini Norveçin ai2U etmemekte olduğunu yeniden teyid etmiştir. jllllıımııtıtiHH»».".. Paristen verilen malumat Paris 9 (aja.) Narvik civarında harekât müttefikler lehine cereyan etmekle beraber son derece aheste ilerlemektedir. Yeniden yapılan müteaddid ihrac hareketleri, müttefiklerin Narvik etrafındaki mevcudlarını artırmıştır. Almanlar nefsi Narvik istikametinde değil, şehrin şark istikametinde demiryolu boyunca geri çekilmektedir. Namsos mmtakasında, Almanlar, nefsi Namsos'tan pek fazla ileri gitmiş değillerdir. Bu ileri hareketi için istifade ettikleri yol son derece sarp ve tek bir yoldan ibarettir. Çok şiddetli harekât icra eden Norveç müfrezeleri, bu ileri hareketi pek güçleştirmektedir. lann tehlike arzetüğini anlatttlar ve bizi miinakaşalara. girişmemeğe davet ettiler. Fakat, böye bir ;eyi biz kabul etmeyiz. Demokratik bir memlekette tenkide mâni olunamaz.y Bilhassa muasır demokrasinin beşiği oan Ingilterede, tenkid zâf değil, kuvvettir. İngiliz parlâmentosunda cereyan eden sert münakaşalar, sadece, İngiliz milletinin harbin daha büyük bir şiddet ve azim ile idare edilmesini istediğini göstermiştir. Bütün tenkidler, bu noktada birleşiyor; bütün muhalifler ayni şeyi bağmyorlar: Norveçte gevşek davrandınız. Düşmanı yenmek için millet, her fedakârlığa hazırdır. Fakat, harbin sevk ve idaresinde z?mî şiddet ve gayret isteriz. Bugün, bir kısmı haklı gibi görünen tenkidlerin hakikî kıymeti zamanla anlaşılacaktır. Ellerinden geleni yaptılar da mı muvaffak olamadılar, yoksa gevşek mi davrandılar? Bu suale cevab verecek vaziyette değiliz; yalnız şu muhakkaktır: ln.giliz milleti, Norveçteki muvaffakiyetsielik karşısında hiddetlenmiştir. O millet, kızmadıkça, butun şıddetıle harbetmez. Aylardanberi harbi kâfi derecede alâka ile takib etmez görünen lnjgilizler, Norveç vaziyeti üzerine birdenbire ayaklandılar. Bu, bana, 30 sene evvel şahidi olduğum küçük bir vak'ayı hatırlattı. Bir yaz günü, Boğaziçine gidiyordum. Bir İngiliz seyyahı da, ailesile beraber Köprüden vapura bindi; galiba Tarabyaya gidiyordu. Bavullannı taşıyanlara para verdi. Hamallar, bilhassa o zaman âdetleri olduğu üzere, parayı azımsadılar; bir miktar daha verdi. ötekiler işi büsbütün azıttılar. tngiliz hiç aldırmadı, bütün soğukkanlılığile yerine oturdu. Hamallar etrafını sarmış, bağıra çağıra mütemadiyen para isteyorlardı. Etraftan, müdahaleler oldu. Ecnebi bir adama yaptığınız ayıbdır. Fazlasile aldınız, rahat bırakın, dedi' ler. Fakat, dinleyen olmadı. İngiliz piposunu çekiştirip duruyor, hiç aldırmıyordu. Hamallar, iz'ac etmekte devam ediyor, daha çok bağınyor, adamın burnuna giriyorlardı. Bu vaziyet epey devam etti. Vapur, beş dakika düdüğünü çalınca hamallar son bir hamle daha yaptılar. O vakte kadar hiç tetiğini bozmıyan, sanki iştn kendisile alâkası yokmuş gibi, tam bir soğukkanlıhk gösteren adam, birdenbire ayağa kalktı. En müz'ic hamala bir yumruk yapıştırarak onu benim kucağıma />turttu. Soğukkanlı tngiliz, nihayet kızmıştı. Yumruğu vurduktan sonra hamalın eline bir çeyrek daha sıkıştırdı. Arkasından gelip benden özür diledi. Almanlar İsveç hududunda Berlin, 9 (a.a.) İsveç Norveç hududundan gelen haberlere göre Alman müfrezeleri Nordli'ye girmişler ve bu şehrin gümrük binasını işgal etmişlerdir. Norveç kıtaatı Almanları takib ediyor Stokholm, 9 (a a.) Alman kıtaatı, İsveç . Norveç hududundaki bir çok gümrük raevküerini ve. hilhassa Valdalen'i işgal etmişlerse de Aland adaları tahkim ediliyor İsveçte de yeniden müdafaa tedbirleri alınmaktadır Bern, 9 (a.a.) Neue Zuricher Zeitung gazetesinin Stokholm muhabiri Finlandiyanın Aaland adalarını tekrar askerî hale ifraŞ ettiğini bildirmektedir. Bu askerileştirme hareketi, Sovyetler Birliğinin zımnî muvafakati ve Isveçin mutabakatile yapılmaktadır. Holanda bütün tedbirleri aldı Almanlarm her türlü sürprizleri metanetle karşılanacak Amsterdam, 9 (a.a.) Holanda ojansı bildiriyor: Gayrimuharib memleketler mümessillerin den bazı zevat, dün Holanda bahriyesi tarafından Sumatra kruvazörüne davet olunmuştur. Bu zevat, Holandanın bitaraflığuun muhtemel bir ihlâli takdirinde Şimal denizinde Holanda sahillerinin müdafaasını yakından tetkik etmişlerdir. tsüeç, mayin döküyor Alman hududu, 9 (a.a.) «Havas> Alman tki casus yakalandı İstihbarat bürosuna göre isveç hükumetinin Stokholm takım adalarının bazı aksamına maAmsterdam 9 (a.a.) Bu sabah, Haarlem'de yinler koymağa karar vermij olduğu resmen meydana çıkarüan Almanya hesabına iktisadî Stokholm'den bildirilmektedir. bir casusluk meselesi neticesinde, iki kişi tevAlman Ticaret İsveç Rusya ticaret müzakereleri kif edilmiştir. Başlıca suçlu bir Amsterdam bankası direktörü olup mühim banStokholm 9 (a.a.) Bir İsveç gazetesinde in kası müdiriyet erkânmdan olan şahıstır. tişar eden ve İsveçle Sovyet Rusj'a arasında Amsterdam, 9 (a.a.) Her türlü ihtimallere ticarî müzakerelere başlanılmış olduğunu bil diren haber dolayısile Haıiciye Nezareti, bu gün karşı koymak için Holandanın yaptığı askerî bu müzakereleri icraya memur edilecek komi hazırlıklar, çok mühim ve geniştir. Bütün izintenin henüz tayin edilmemiş olduğunu, fakat ler kaldırılmakla kalmamış, fakat bütün millî yarın akdedilecek olan kabine içtimamda bu müdafaa sahalarında, Almanyanın Polonyava, komisyonun tayin edilmesinin muhtemel bu Daninıarka, ve Norveçe yaptığı tecavüzlerden çıkan son dersler de gözönünde tutularak her lunduğunu bildirmiştir. türlü sürprizi önleyecek mahiyette trdbü'ler aBir tsveç heyeti Berline gitti lınmıştır. Stokholm 9 (a.a.) İsveç hükumeti erkâAlmanyanın ültimatom verdiği nından mürekkeb bir komite, İsveçle Almanya arasmdaki ticaret mübadeleleri Isveçin Dani asılsız markaya yapmakta olduğu ihracat hakkındaki Amsterdam, 9 (a.a.) İyi malumat almakta müzakerelere devam etmek maksadile Berline olan Holanda mehafili, bir Alman murahhasınm harekeî etmiştir. ültimatom mahiyetinde bir mesajı hâmil olarak La Haye'ye gelmiş olduğuna dair olan şayiaları İsveç, kendisini hâlâ tehlikede tekzib etmektedir. Aynı mehafil, dün Holauda görüyor hükumetine bir ültimatom veya her hangi bir Stokholm 9 (a.a.) Stokholm Tidengen ga nota tevdi edilmiş olduğuna dair olan ga/ıalan zetesi, Kral Gustav'la Hitler arasında teati edi da tekzib etmektedir. lip, Hitler'in İsveç bitaraflığına riayet edeceği teminatını ihtiva eden mektublar meselesi et Bir ttalyan gazetesinin verdisi rafında neşrettiği bir yazıda «diplomatik veya haber askerî basiretimizi azaltmaya asla sebeb yoktur. Cenevre 9 (a.a.) T Tribune de Genova ga Zira, İsveç el'an tehlikeli mıntakada bulunu zetesinin Berlin muhabiri bildiriyor: yor» demektedir. Holanda hududu istikametinde nazi kıt'aları Bu gazete şu satırlan ilâve ediyor: İsveç hükumeti ve İsveç milleti tamamen id tarafından hareketler yapıldığına dair olan harak ediyor ki, bitaraflığımızı korumak için, yal berlerin Almanlarca tekzib edilmesine rağmen nız diplomatik bir basiret göstermek değil, za burada gerginlik devam etmektedir. rurî olan bütün askerî gayretleri sarfetmek lâzımdır. Devlet, kapılarını birdenbire memurlannuı dörtte üçüne kapayamaz. Büyük bir parazit suııhnı müstahsil unsur haline sokacak tedbirler alınmazsa, kadro dışında kalanlar, açlık işkencesi içinde zulme uğrarlar. Bunun için muhterem Başvekilin tedric metoduna taraftar olmasmı sosyal zaruretin en tabiî neticesi telâkki ederiz. Devlet teşkilâtuıda adedden keyfiyete doğru tekâmül, bir kadro meselesinden çok evvel, bir «cemiyet bünyesi» meselesidir. Gencliğin mektebden çıkar çıkmaz nzkını devlet kapısında araması ve şahsî teşebbüsten mahrum olma*ı terbiye kifayetsizliğile de izah edilemez. Dava sosAlmanya ile İtalyanın şüphesiz Rusyanın da yaldir ve terbiye, bu sosyal febeblerin muvafakati ahnan siyasetleri büyük bir Macayalnız bir tanesidir. ristan yaratmak olduğundan Macaristanın da Terbiyeden başka bir çok âmiller ara Karpatlara kadar genişlemesine müsaade edilmistir. Fakat bu üç büyük devletin gayesi Uerisında, biri de: Ekonomi. Memlekette millî ekonomi inkişaf et de de Macaristanı şarka, garba ve cenuba doğru genişletmektir. Lâkin bu müstakbel bir plândan tikçe, tarla ve tezgâh, fakat modern tarla ibarettir. Şu kadar var ki Avrupanın ortasmda ve tezgâh, her gün sayısı artan bir Türk haritadaki değişiklik bugünkü vaziyette daima müstahsil ve teknisyen ordusu isteyeçek. kalacak değildir. Şimdilik buna dokunulmaması O zaman, cemiyetin davetile ve ihtiyac bütün Ba'.kan, Karadeniz ve Adriyatik meselelezorile gencliğin tarlayı, atelyeyi, fabrika rine ve buralardaki statükoya yani bugünkü huyı, ticaret evini devlet kapısına tercih et dudlara dokunulması zamanı gelmemiş olmasıntiğini göreceğiz. tnkılâbdan sonra mem dan ileri gelmektedir. lekette bu suurun yayümağa başladığını Fakat Avrupanın şimalinde vaziyet; nekadar uzayacağı, nerelere yayılacağı ve ne gibi avaseziyoruz. Başvekilimize, adedden ziyade keyfi kıb doğuracağı belli olmıyan yeni Avrupa haryete ehemmiyet vermek jarl olduğunu binin nihaî neticesine bağlıdu. Müttefiklerin orsöyleten de bu şuurdur. Kadro, yeni in ta ve cenubî Norveçten çekilmeleri üzerine kılâb ahlâkmm, mfllî ekonominin ve ter Norveç ve alelumum İskandinavya artık askeri ve siyasî bir mesele teşkil etmemektedir. Çünkü biyenin bir neticesinden başka bir şey müttefikler Norveçin şimal kısmında Narvik cideğil; fakat teşkilât kadrolannda gitgide vannda kıt'alar bulundurmalan Almanyaya debu şuur hâkim oldukça, neticenin sebeb mir sevkiyatını menetmek hususunda Botni körhalinde de tesire başladığını ve kendin fezindeki buzların çözühnesine kadar devam den evvelki sebeblere bir ideal sıcaklıgile edecek muvakkat bir tedbir olduğunu gizlemibağlandığını göreceğiz. Bu ideal, genclik yorlar. Baltık denizinin şimal kolu olan bu köriçin şahsî basarma ve yaratma kabiliveti fezde bu ayuı sonlanna doğru buzlar çözüldüğü ne sahib, şahsivetli adam tipine yüksel zaman Almanya şimalî İsyeçteki Kiruna demir mektir ve devlet için de, yukanda jreçen havzasmdan Lulea isimli İsveç limanı vasıtasile formüldür: Az ve öz memur, çok ve demir celbedebilecektir. Narvik yoluoun kapanması ihtimaline binaen Kiruna ile Lulea araçabuk iş. sındaki demiryolu çifte hatta çevrümektedir. PEYAM1 SAFA İsveçe gelince evvelâ Almanya ile Rusva veni bir anlaşma mucibince aralarmda istişarede bulunarak bu devletin bitaraf kalması her ikisinin de menfaatine uygun olacağı noktasmda mutabık kalmışlardır. Bu neticeden sonra Almanyanın devlet şefile İsveç Krah arasında mektublar teati edilerek Isveçin bitaraflığı karşılıkh teyid edilmistir. Finlandiya; hududları biraz tashih edilmiş ve Haneö limanı icar suretinde Rusyaya bırakılırış Maharrem Feyzi TOGAY Fevkalâde varidat Kanun lâyihası dün encümene geldi Rumanyada Mahrukat ve zahire mubayaa ve musaderesine başlanıyor Ankara 9 (Telefonla) Gürarük varidahndaki azalmanın tevlid ettiği ihtiyacı kapamak üzere hazırlanan fevkalâde varidat kanun lâyihalan havale edildiği diğer encümenlerden ge çerek Bütçe encümenine geldi ve bugün encümen tarafından tetkikine başlandı. Bütçe encümeni fasılasız surette çalışarak bu kanunlan, bunları takiben de 1940 mali yılı bütçesinin vaNorveç muvaffakiyetsizliği de lngilizleridat kısmını müzakere edecektir. ri kızdırmıştır. tngiliz kabinesi, milletin Büyük Millet Meclisinin bütçe müzakerelerine hiddet tezahürleri karşısında, onun istedi mayısın son haftasında başlayacağı tahmin ediği gibi, azamî şiddetle harbedecektir. liyor. Bükreş 9 (a.a.) Rumanya hükumeti iktısad heyeti Millî Müdafaa hesabına ve sivil halkın iaşesi için mahrukat, petrol ve müstahselâü, zahire ve gıda maddeleri musadere ve mubayaası hakkındaki kararname projesini tasvib etmiştir. Millî Şefimiz Leh Reisicumhurunu tebrik etti Ankara 9 (a.a.) Lehistanın millî bayramı münasebetile Reisicumhurumuz Lehistan Reisicumhuruna tebriklerini telgrafla bildirmişlerdir ve müşarünileyh de tahassüs ve teşekkürlerini cevaben telgraflamıştır. Bugün millî bayramuu kutlolayor Dost ve müttefik Rumanya bu gün millî bay | ramını kutlulamaktadır. Majeste Kral Karol'un enerjik idaresi altında hercümercden kurtulan Rumanya, millî birliğini, tesanüdünü temin etmiş bulunmaktadır. Kralın dirayetli siyaseti sayesinde dahilî ihtilâflar kâmilen halledilmiş ve bir zamanlar daimî ihtilâflara sebebiyet veren fırkacılık mücadelelerine nihayet verilerek, millî kalkınma cephesi kurulmuştur. Dahilde millî birliği bu suretle tahakkuk ettiren dost ve müttefik Rumanya, vatanın emniyeti bakımından da çok büyük hamleler yap nuş ve hernevi istilâlara karşı koyabilecek kuvvetli bir ordu vücude getirmiştir. İktisadî, ziraî ve içtimaî sahada da büyük inkişaflar tahakkuk ettiren Rumen milleti, bu mes'ud neticeleri bu gün haklı olarak kutlulamaktadır. Dost ve müttefik Rumen milleti, bu vesile ile büyük hü kümdarına karşı hakikî bağlılığını ibraz ve izhar etmeğe fırsat bulmuş oluyor. Bükreşte bu gün Kral Karol'un huzurunda 50 bin askerin iştirakile büyük bir geçid resmi Müttehid Rumanyanın banisi büyük yapılacaktır. Kral Majeste Karol ve Veliahd Bu gün Beyoğlundaki Rumen konsoloshane Prens Mişel sinde de bir kabul resmi yapılacaktır. Bu mes'ud vesile ile dost ve müttefik Rumen timizle tebrik eder, daha büyük mazhariyetler •illetile şanlı hükümdarını bütün samimiye dileriz. Müttefik Rumen milleti Açık muhabere Bayan N. Taram Mektubunuzu geç aldım; cevabı ondan gecikti. Lugat kitablanna göre, «apartman» yazmak daha doğrudur. Hürmetler. Ingiltereye gidecek fındıkların fiatları tespit edildi Giresun 9 (a.a.) İngiltere için fındıklarm takash ihrac fiatları şu suretle tespit edUmiştir: C. F. London Liverpol takas yüzde 40 hesabile iç fmdıklar için navlun 2/5 lira, kabuklu fındıklar için 2 30 lira beher yüz kilosuna ilâve edilmistir. İç fındıklar standard 34.28, sıra naturel 33'57, sivri iç 32'85, ince iç 28'55, kabuklu fındıklar sivri naturel 15/87, sivri krîble 17/30, tombul naturel 17.60, tombul krible 18.01, ekstra tombul 20.15. Fransaya, yapılacak ihracat icin Cif Marsilya takas yüzde 40 hesabile iç ve kabuklu fındıklar için navlun beher yüz kilosuna 3.10 lira ilâve edilmistir. İç fındıklar standard 34.88, sıra naturel 34.17, sivri iç 33.45, ince iç 31.65. Kabuklu fındıklar sivri naturel 16.67, sivri krible 18.10, tombul naturel 17.40, tombul krible 18 81, tombul ekstra 20.95 kuruş. 7 mayıs 1940 tarihinden itibaren meriyete girmiş bulunan bu fiatlarda sterling 5.20, Fransız frangı 2.94 esası üzerinden hesaplanmıştır. «lngiltereyi muahaze edemeyiz» Stokholm 9 (a.a.) Reuter ajansı bildiri yor: İsveç hükumetinin organı olan Social Demokraten gazetesi, başmakalesinde diyor ki: «Norveçli kardeşLerimiz için hiç bir şey yapmıyan ve yapmamakta olan biz İsveçliler, Norveçteki muvaffakiyetsizliklerinden dolayı İn gilizleri tenkid etmek hakkına, manen sahib değiliz. Bazı hâdiselerden dolayı teessüf beyan edebiliriz. Fakat, Norveçi himaye etmesi ken disinden hiç bir zaman taleb edilmemiş ve Alman istilâsından evvel Norveç hakkında hâmi rolü asla oynamamış olan İngiltereyi muahaze etmek hakkunız değüdir.» Hakıkî Stil Mobilya, Avıze, Kumaş ve Biblo anyorsanız lutfen bir kere DEKORASYON Mağazasma müracaat edinız. Beyoglu, lstiklâl caddesi No. 353

Bu sayıdan diğer sayfalar: