8 Haziran 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

8 Haziran 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 8 Haziran 1940 Olgunluk imtihanlan Tarihî tefrika: 2 7 Yazan: ZIYA ŞAKtR Ingiliz sefiri Lord Pajet Saraya davet olunarak İkinci Ahmedin huzuruna kabul edildi Sözlerini de ilâv« etti. Ve, Babıâli Prensinin kumandasında buluna.ı Alr^ezdinde çarçabuk kazandığı sempatiye man ordusunu perişan etti. jşüvenerek, derhal işe girişü. Fransızlar, kurnaz davrand.lar. A.usFransa sefiri (Mösyö Şaıanof) İııgil luryalıların bu düşkün vaziyttinden ı c tere sefirini fena halde kıskandı. Eğer lifade ederek, derhal kendıierine muLord Pajet Babıâli üzerinde müessir said şartlarla iyi bir sulh yaptılar. olursa, Fransa tehlike içinde kalacakAvusturyaînar ve Almanlar, Turk tı. Buna binaen, Fransa sefiri, Lord ordusunun ağır darbeleri altmda ezılPajet'in muvaffakiyetlerine ınâni ola mışler; Türklerle de sulh yapmak için, cak teşebbüslere girişmeye başladı. Fransa Kralı 14 üncü Lüi'ye müracaat Sadrıazam Ali Paşa, (Peşte) deki eımişlerdi. Fakat genc Osmanlı padişaordugâha gitmişti. Lord Pajet de Peş hı henüz harb ve zafer arzularını tatte'ye giderek Sadrıazamla görüşmek j min edemedıği için Fransızlarm gırışİstedi. Bu sırada, Fransa hükumeti ta tiklerı sulh tavassutu, reddedildi. Tuık rafmdan gonderilmiş olan (Marki dö ordusu. muhtelif cephelerde, tekrar haFriyol) da, Peşte'de ve Sadrıazamın rekete geçti. •Bezdinde idi. Akdenizde, Türk donanması Venedık Marki Friol, Fransa sefiri Şatanof'lan gemilerile çarpışırken, Mora'da, Macaaldığı bir talimatname üzerıııe, Sadrıâ j ristanda, Lehistan ve Bosnada yeniden zama müracaat ederek, İnjnltere sefiri harbler başladı. Fakat aradan çok geçLord Pajet'in ordugâha einnesini ıne meden, harbın bu dağınık vaziyetini inettirmek istedi. Fakat Ali Paşa, b u ' dare etmek, müşkül bir hal aldı. teklifi reddederek: j Avusturya imparatoru, ordusunun İngilizler, bizim dost'anmiMir. kumandasıru (Prens Üjen) e tevdi etti. Benden evvel gelen sadrıâzimUr, İngiBu mahir kumandan. Macaristan ceplizlere karşı nasıl muamelede bulun hesinde 2 nci Mustafanuı ordusunu tazrnuşlar ise, ben de ayni sure+'.e hare vik ederken, Rus Çarı (Deli veyahud kete mecburuın. Bahusus bizim kapı Büyük Petro) da bu fırsattan istifade larımız, bütün dostlara kar*ı açıklır. etmek istedi. Evvelce, hendekleri önün| Diye, mukabele etti. de 30 bin nefer feda ettiği halde zapI Lord Pajet, Sadrıazamla görüştü. İki tedemediği (Azak) kaîesinın uzerine senedenberi Viyanada devam edcıı ve tekrar hücuma geçti. fakat bir türlü neticelendirilemiyeı sulh Büyük Petro'nun bu hareketi, harbin müzakeresinin intacı için düîjundüğü vaziyetini değıştirdi. Senelerdenberi çetyleri anlatü. Ve Sadrıazam ile bazx e tin muharebelerle meşgul olan Türk easlar kararlaştırdı. ordusu artık tamamüe yorulmuş; dört Fakat kararlaşünlan bu esaslar, Peş büyük devletin orduları karşısında, mütedeki ordugâhta tatbik olunDmazdı. Bu cadele kuvvetini kaybetmişti. Ba binaen, Sadrıazamın İstanbula avde[Arkası var] tine bırakıldı. Sadrıazam, 1693 senesi mart ayında tstar.bula geldi. Artık ciddî bir şekilde 6Uİh müzakeresine girişilecekti.. Ingiliz sefiri Lord Pajet evvelâ saraya davet oluııarak, Padişah İkinci Ahmedin hururuna kabul edildi. Büyük iz7et ve ikrama mazhar olduktan sonra, dostçasına sulha tavassut ettiğinden dolayı kendisine müteşekkirane bir meronuıüyet gösterildi. Sefir, ayni günde Sadrıâzamın konağı na da gitti. Orada da büyjk bir husnü kabul gördü. Bir kaç gün sonra, müzakereye başlanılması için fcaısr verildi. Müzakere, Sadrıazamın konağında cereyan edecekti. Tayin edilen günde; l o r d Pajet, Felemenk sefiri Mösyö Fıkrin nakil vasıtası olan kâğıd, büHemskerke ve Avusturya murahhası General Vitrani, Sadrıâzamın konağına yük bir buhran geçiriyor. Her memleket, kâğıd tedariki bahsinde biribirine davet edildi. Müzakere heyetini teşkil eden Türk | şiddetle muhtac olduğu için, Avrupa uler, kalabalıktı. Bunlarm arasında; Şey ı fuklarında tutuşan harb ateşi. ilk tesihülislâm, Sadaret kaymakarnı, Defter1 rini onun üzerinde gösterdi. Harbin idar, Ni$ancı, Reisülküttab efendılerle, | çinde ve dışında bulunan her memleYeniçeri Ağası ve Buyük Oca'< ağaları ket. kâşıd buhranından şikâyetçi. Kâğıdın, yirminci asır medeniyetinde ne ka ve saray erkânından bazıları vardı. Bu ane kadar hiçbir İngiüz elçisi res dar büjnik rolü olduğunu anlamak için men Sadrıazamın konağına davet edil bütün dünyada imal edilen kâğıdın, yirmemiş ve bu kadar büyük bir ıı.ecliste, mi milyon tonu mütecaviz olduğunu düböyle mühim ve siyasî bir müzakereye şünmek kâfidir. Bugün ortaya çıi&tirak eylememişti. kan buhran, esasen Mutad olan dualar ve senalarla müdünya istihlâkine an zakere başladıktan sonra, Sadrıâ^am cak tekabül eden bu ilk sözü Felemenk sefirine verdi. Se.'ir, muazzam miktarın, ayni zamanda Lord Pajet"e de tercünvın müstahsil memleket oiarak fakir ve mütaleasını söyledi. Eu lerden başka müsmütaleaya nazaran, muharib bulunan tahsil olmıyanlara l.er iki taraf, halihazırda ışgal ettikleri da dağıtılması icab ırevkileri muhafaza edecekler, ve bu eetmesinden ileri geliyor. İstihsili istihsas üzerinden sulh akdedeceklerdı. Bu fikir, meclise mülâyim geldi. Bir lâkine kâfi gelmiyen memleketlerin hahifta sonra, tekrar içtima olur.arak mü ricden tedarik zaruretinde bulunduklan kâğıdı da hesaba katarsak, medenî merzakereye devama karar verıldi. İki senedenberi hiçbir uca ve kulpu kezlerin birden bire karşılaştıktarı kâbulunamıyan sulh esaslarının, il'.: mü ğıdsızlığın sebebini ve şümulünü, fcütün zakere celsesinde bu şekli alması, hiç ehemmiyetile göriirÜT. şüphesiz ki bir muvaffakivetti. Ve Lord Buhranı tevlid eden bu âmilier hariPajet de bu muvaffakiyetten memnun oiarak meclisten avdet etti... Fakat ne cinde. onlardan daha kuvvetli ve esaslı çare ki, bu memnunıyet uzun surmedı. bir sebebi de. kâğıd bizzat kendi vücuÇünkü, üç gün sonra, Sadrıâıatn Merü dünde taşır. İptidaî madde oiarak kullafonlu Hacı Ali Paşa, birdenbire azledil nılan selulozun. bazı memleketlerde, hadı. Yerine, Sürmeli Ali Paşa geçır.ldi. ricden getirtilen bir mal olması, bazı Sulh müzakeresi de, birdenbire inkıUıa memleketlerde de ihtiyaca kâfi nispette imal edilememesi. harble beraber başuğrayıverdi. layan kâğıd buhranında, birinci dere**• cede rol oynayor. Yeni Sadrıazam, harb tara(tarı idi. ASelüloz. odun hamurundan baska bir lil vücudlü ve zayıf ruhlu olan pndi şey değildir. Toz haline geürilmiş oşahı harbe ikna etti. Bunun üzerine dundan yapılan bu hamura bir de kimkendisi de debdebeli bir alayta Istan yevî hanıur katıldıktan sonra, dayanıkh Luldan hareket ederek evvelâ Belgrada, bir kâğıd elde edilmiş olur. oradan da ordugâha gitti. Serdnn ekDivorlar ki. dünyamn kâğıd ihtiyacı remlik makamına geçti. Muvakkat mıi günden güne artıvor, hera öyle artıyor tarekeyi ihlâl ederek. Avoısturyahlarla ki, günün birinde. onun artış nispetile, tekrar muhasamata girişü. yeryüzündeki ormanlarm büvüme si'rFakat Avusturya irnparato»u, Venedık ati arasında. selüloz istihsali aleyhine Cumhuriyetile birleşti. Ali Pasanın or müthiş bir fark hasıl oiac.iktır. dusunu kuvvetli bir müdafaa hattı karBu mülâhaza y%nlı§ değil. Cihanın çısında tevkif ettikten sonra. l.ütün kuv kâğıd ihtiyacı, gazeteden ambalâj kâğıVetile Fransa üzerine yüklendi. (15P1 dma kadar her nev'i dahil olmak şar1692). tile, günden güne artan bir hızla çoğaİngiüz sefiri (Lord Pajet) in hyor. Ormanlar ayni sür'atle büyümüyor. Büjaıyenleri de insanlar, ihtiyacoynadığı mühim rol larile hiç de mütenasib olmıyan mikA\usturya cephesınde, esajiı bir ınu tarlarda kesiyorlar, tahrib ediyorlar. vaffakiyet elde edilememesi, b'jııa muBir mütehassısm bu hususta ileri sürkabil Venedıklilerin kara ve denizde düğü şu mütaleayı c^kuyalım : «Şimal şiddetli taarruzlara geçmeleri, İslanbul memleket'eri. kâğıd selülozu yapılmada ve bilhassa Padişahın üzerinde fera | ğa elverişli odunun, tükenmez bir hazitesirler husule getirdi. İkineı Sultan Ah nesi değildir. Bu memleket1 erden y'.pımed, senelerdenberi devarn eden bu lan odun ihracatının azalaca?ı, *iatta faydasız harbi neticelendirmes icin Sad belki de tükeneceği gün uzak değildir.* rıazam ile harb taraftarı olan hükOmet Bu mütehassıs. bu söz'eri. 1936 da trkânını azletmeğe karar verdi. îakat söylemişti. 1940 ta ne fikirde olduğu bu kararını tatbika vakit bulamadan, merak edilmeğe değmez m i ' maddî ve manevî ıstırablar içınJe veHer memleketin, bir çok ihtiyacları fst etti. Saltanat makamına, Dördunrü arasında. bilhassa millî müdafaa ihti*"ehmedin oğlu İkinci Mustafa geçti. yacları için, mütemadiyen ormanlar deYeni padişah, henüz otuz yaşlannda virdiğini gözönünden uzak tutmamak bir gencdi. O da, ecdadından bazıları lâzım gelir. Zen<»in odun müstahsili ve gibi, harb meydanlarında za'er şerefle ihracatçısı olan bazı memleketlerin orrı kazanmak fikrinde idi. msnlannı, top sesleri durduktan sonra Talih, ikinci Mustafanın ırz^suna uy acaba ne halde göreceğiz? Polonya, Cegun geldi. Akdenize çıkan donannıayı koSlovakya, Finlandiya. Norveç ve İshümayun, Venedik donanmasını iki bü veç, siyasî ve ictimaî bakımlardan nasıl yük ve kanlı darbe indirdi. Sakız adası bir manzara gösterecekler? Arazisinin xt\ istirdad etti.. Bu zafer hâdisesı, genc yÜ7de yirmi dokuzu ormanlarla kaplı ohükümdarm harb iştihasmı büsbiıtün İan Almanya bile, yerli istihsalâtı 1938 de, otuz dört milyondan kırk bes milW rike kâfi geldi. İkinci Mustafa, muhteşem bir Yeniçe yon metre mikâbma yükseldiği halde. ri ordusile harbe gitti. Derhal teravüze harbden bir sene evvel 500 000 ton odun geçti. Daha ilk hamlede, Avaıiturya or ithaline mecbur kalmıştı. 1939 da yeni dusu Başkumandanı General Viirani'yi maden kuyuları açılması icab ettiği zamağlub, ertesi sene de Saksonya maa, eski galerilerin Umirine yetecek Mektebler ve talebe adedi tespit edildi Bu sene Lise imtihanlarına 1449 talebe giriyor Maarif müdürlüğü lise olgunluk imtihanlarrnm yapılîcağı mektebleri ve imtihanlara girecek talebe miktarını tespit etmiştir. Hazırlanan listeye göre imtihanlar için altı resmî lise tefrik edilmiştir. Buna göre, Vefa, Darüşşafaka. Hayriye, İstiklâl, Yüce Ülkü liseleri talebesi İstanbul Erkek lisesinde; Boğaz\çi. Işık, Şişli Terakki liseleri talebesi Galataparay lisesinde; İnönü. Cumhuriyet. Kandilli liseleri talebesi İstanbul Kız lisesinde; bütün ecnebi ve ekalliyet liseleri talebesi Pertevniyal lise sinde. fransızca tedrisat yapan ecnebi liseleri talebesi Galatasaray lisesinde. Camlıca kız lisesi talebesi Erenköy kız iisesinde, ayrıca Ilnvdarpasa lisesi talebeleri de kendi liselerinde imtihnnı gireceklerdir. Bu sene olgunluk imtihanına eirıneğe hak kazanan talebe sayısı 1449 dur. Bunlardan başka, geçen sened?n kalan 857 kisi de veniden olgunluk im'ihamna gırecektir. Vilâyette dünkü toplantılar Şehre aid emniyet ve erzak işleri üzerinde bazı mukarrerat ittihaz edildi Dün Vilâyette iki toplantı yapılmıştır. Vali muavini Halukun başkanlığmda İstanbul Telefon. Gümrük. Liman ve E'tmiyet müdürlerile diğer bazı zevatın ve Deniz kumandanının iştirak ettiği bu toplantıda İstanbulun emniyet işlerinde alınacak tedbirler görüşülmüştür. Yapılan ikinci toplantıda ise İstanbul Seferberlik Mü. diirii, Ticaret Müdürü. Be'ediye İktısad Miidürü hazır bulunmuş ve herhangi seferberlik vukuunda şehrin iasesi meselesi. erzak tevziatı ve satısı işleri mevzuu bahsedilerek icab eden bazı mukarrerat ittihaz olunmuştur. Bina kiraları Bir hanın iki sahibi Adliyeye verildi *" Fırsat düşkünleri ^ " hakkında şiddetli takibata devam ediliyor Mahmudpaşada İrfaniye hanı sahibleri Kemal Kaneti ile kardeşi Hayim Kaneti kira bedellerüıi arttırmak su çundan dün sabah polis tarafmdan Müddeiumumiliğe teslim edilmişlerdir. Yapılan tahkikarta iki kardeş dört ay evvel satın aldıkları Irfanij'e hammn derhal kiralanru fazlalaştırmışlardır. Senelerdenberi bu handa oturan kiracılarla derhal yeni kontratlar tanzim edilmiş, yalnız bunlardan bir kaçı ile kontrat yapılmamıştır. Bir kaç gün evvel han sahibleri bu bir kaç kiracıya da kira larının arta cağını soylemişler ve bunlardan lo kantacı Yorginin kirasrnı 15 ten 40 liraya, ütücü Saminin kirasım 6 daıı 9 liraya. çantacı Zafiryadisin kirasını 7 den 12 liraya ve ayni şahsın diğor dükkânınm kirasını da 8 liradan 15 liraya çıkarmak istemişlerdir. * Bu vaziyet karşısında kiracılar polise müracaat etmişlerdir. Polis evvelki akşam geç vakit bir cürmü meşhud yaparak hâdiseyi tespit etmiş ve han sahibi iki kardeş dün sabah cürmü meşhud evrakile birlıkte Adliyeye teslim edilmişlerdir. Müddeiumumilik tahkikatın bazı nok talardan ikmalini isteyerek evrakı dün öğleden sonra tekrar polise iade etmiş, bu noktalara aid tahkikat da dün akşam geç vakit ikmal edilerek evrak tekrar Müddeiumumiliğe verilmiştir. Siyasî icmal Harb ve İtalya anş denizinden Şampanj aya kadar uzanau Weygand hattı üzerinde ihümal Fransanın ve dolayısile bütün Avrupa karasının nıukadderatını tayin edecek tarihin en büyük mubarebesi bütün siddetilc devam ediyor. Fakat bütün dünyanın nazarı jalnız buraya tevcih edilmiş değildir. Ayni zamanda Roma üzerinde de temerküz etmiş bulunuyor. Akdeııizin Şimal ve Manş denizlcri gibi yeni bir harb sahası olup olmıyacağını Roma tayin eciecektir. Dün Roroada tekrar İngiltere ile Fransanın alcyhine nümayişler yapılmıştır. İtalyarun harb arifesinde bulunduğu aşikârdır. Londra gazctelerinin yazdıklanna gore İtalyadan transit geçen İsviçreli yolcular Fransa hududuna doğru askeri kolların, topçu kuv\ etlerinin ve motörlü kıt'alann sevkedilmekte olmasından dolayı uzun müddet yarı yolda kalmışlardır. İtalya harbe hazırlanmıştır. Fakat bu hai müttefiklcri ümidsizliğe düsürmüyor. Bilâkis bnnların zafere itünadııu aıttumaktadır. Meselâ dünkü posta ile gelen (Dejli Ekspres) başmakalesinde diyor ki: «Askerlerimiz Almanlara karşı nefislerinde itimad hissediyorlar. Fakat İtaljanlar harbe girdikleri takdirde bunlara karşı daha ziyade itimadı nefis dayaraklardır. Mussolini bizi tahrik etnıckte ve sabrımızı tüketmeğe çalışmaktadır. Kendisini tatmin etnıcğe çalısmıştık. Bütün dün} a harb içinde iken Italjaya bol bol ticaret yolunu açmak istenüştik. Hatta Almanyaya haricden ham maddc alıp vermesi ihtimal ve tehükesini dahi gozumuze aldırmıştık. Gene Mussolini birdenbire bizden yüz çevirdi. Lâkin bilmelidir ki memleketi iktısadî cihetlcn zayıfür. Petrolü yoktur. Madenleri ve harb malzemesi a ı dır. Her şeyi haricden getirmeğe muhtacdır. İtalyanın harbe girmesi İngiltere için yeni bir yük olacaktır. Bunu istihkar etınemeliyiz. Lâkin Mussolini İngiltere ile Fransanın aleyhine hareket edecek olursa bundan ıstırab çekecek İtalyan halkı olacaktır.» İşte bu yazılar müttefiklerin İtalyanın harbe girmesi ihtimalini arnk iyice lıcsaba katmış olduklarmı ispat ediyor. Romadaki İngiliz gazeteleri muhabirleri diyorlar ki: .Bütün İtalya yarımadasında gayrikabili ictinab harbe girmek anini bekleyen garib bir sükunet vardır. Her şey Mussolini'nin kararına bağlıdır. Lâkin İtalya hükurnet şefi İtalyanlann muhtemel harekeüne sed çekmek için mükemmel mücehhez ve bozulmamış bir buçuk milyon Fransız askerinin hududda beklediğini unutmamaktadır. Filvaki bu kadar kurvetin İtalya hududunda baŞlı kalması Almanların ileri hıreketine yardım etmekte ise de ayni zamanda İtalyayı düşündürmektedir. İlalyadaki salâhiyettar mehafilin Ckrine göre İtalya ikinci derecede bir devlet haline düşmemek için şimdiden harekete ccçmelidir.. İtalyanın harbe girip Rirmiyeceği Fransanın şimalindeki bıiyük muharebenin varacaği kat'î netice kadar bütün dünyayı alakadar etmektedir. c Askerî V kamplar başladı J 1KT1SAD Pamuk ipliği narkı Pamuk ipliği fidtjarının tetkikı için Ankarada yapılan toplantılar netice lenmiştir. Bu toplantılar neticesindepamuk ipliklerine azamî nark vaz'ı takarrür etmiştir. Bu hususta hazırlanan fiat listesi Vekilin tasdikına arzolıınacaktır. Yeni nark halen piyasada satılan pamuk ipliği fiatlarına nazaran çok dü suktür. Liselerin birincl ve ikinci smıflarmm askerî kamplan dün başlamıştır. Bu sene kamplar yatısızdır. Kampa iştirak eden talebeler yalnız öğle yemeklerini mektebde yemektedirler. Kamp müddeti 20 gündür. Resmimiz kamptan çıkan gencleri göstermektedir. Pendik tersanesi TECESSUSLER Kâğıd buhranı Harblerin büsbütün baltaladığı bu kriz neticesinde belki bir gün kâğıdm yerini alüminyom tutacak kadar dahi odun bulunmadığı görülmüştü. Kâğıd buhranı, yirminci asır medeniyetini, kâğıd sanayünde kullanılan odun nev'inde değişiklik yapmağa sevkedecek gibi gorünüyor. Yalnız selüloz imaline yaradığı için, başka ihtiyaclar uğrunda işliyen baltanın darbelerüıden masun kalacak ağac nevileri üzerinde bir takım tetkikler bile yapılmıştu. Gene bazı ağaclar var ki, çok fazla yaprak veriyorlar ve kâğıd selülozu imali için, gövdelerinden değil, gayet iri ve kalın olan yapraklarından istifade edilebilecektir. Topyekun harb, bu günkü kâğıd sanayünde topyekun bir değişiklik yapabilir. Bu mevzu üzerinde işliyen teknisyen başlarının, harbden sonra, hatta harb icinde, kâğidcıhkta büyük inkılâb yaratmalan, imkân haricinde değildir. Amerikalı büyük mucid Edison'un, öMmünden bir kaç sene evvel. kâğıdın istikbali hakkındaki kehaneti hatırlar dadır. Ağırlığinı, zamanm tahribatma karşı mukavemet sizliğini. hatta paha!ılı&ın büvük birer noksan saydığı kâğıdı. Edison, yerden yere vurmuş. bütün dünya irfanmı kendisine emniyet ettiğimiz bu cürük maddenin. yakın bir geleeekte. tahtmdan tekerleneceğini söylemişti. Me=hur muhteri. onun yerine, son derece ince alüminvom yapraklan tavsiye edivordu. Yaptığı tecrübeler, Edison'un. bütün iddialannda ve itharrlarında haklı olduğunu ispat etmisti. A^Tupa ufuklannı vırtan top sesleri dindikten sonra. sükunete kavusan be>=erivet. sulh icindp ileri eötüreceSi yeni kiiiKirünü. pe'"c«»V nesillere belki de alüminyom sahifeler halinde hırakacak. Yeni tersanemizin kurulması için müııasib görülen Pendik civarındaki koyda Munakale Vekâletinin emrile yapılan plân, sondaj ameliyesi ve esaslı tetkikler bitmiştir. Bu tetkikler ve sondaj neticesi Münakale Vekâletine bildirilmiştir. Öğrendiğimize göre, Pendik civarında Pavli adasmın karşısma isabet eden koyda yapılan bu tetkikler ve sondaj fevkalâde müsaid netice vermiştir. Sondajlarda bu sahilde tamamen ve az bir derinlikte çok sağlam toprak bulunmustur. Bu suretle yapılacak rıhtım ve iskeleleMerkezefendi tnezarlığmda bir cesod rin hiç bir imlâya lüzum kalmadan inşa bulunmuştur. Yapılan ilk tahkikatta edilebileceği anlaşılmıştır. cesedin Balıkesirli Hasan isminde bi Tersane koyun imtidadınca ve sahille risi olduğu anlaşılmıştır. Bu öliim vaktren hattı arasında kurulacak ve bu sua.sının ne suretle vukua geldiği zabıtaretle bir tarafı deni? diğer tarafı tren yoca araştırılmaktadır. lu olacaktır. Su sevivesi günün her saatıııde en büyük gemilerin dahi koya girmesine ve kızaktan indirilmesine müsaid ADL1YEDE görülmüstür. Yalnız Pavli ile Pendik tarafındaki burnun arası sığlıktır ki bu da Satye davası etrafında tabiatm bir lutfu telâkki edilmektedir. «Satye» davasında istanbul Birinci Çünkü bu koy için vegâne mahzur lodos fırtmalan bıılunmaktadır. Fakat bu bu Ağuceza mahkemesince verilen karar, bazı cihelîerden run ile Pavli adasınm arası taşla doldu Müddeiumumilikçe rulunca tabiî bir mendirek vücude gele temyiz olunmuştur. Müddeiumumilik, keşif raporunun değiştirilmesi işinde cektir. sahtekârlık maddesi tatbik edilmiye SEHIR tsr.ERt rek sadece vazifeyi suiistimalden tec ziye cihetine gidilmesine ve Denizbank idare meclisinin binayı satın alma işinYeni ekmek çeşnisi de ihmal gösterildıği sabit görüldüğü Ticaret Vekâleti yeni buğday mahsulü hakkında yaptığı tetkikat netice halde, ihmalde kasıd olmadığı kaydile sinde ekmek çesnisinin tadilini İstan beraet kararı verilmesine dokunmak bul Belediyesine bildirmişti. Bunun tadır. Diğer taraftan; vazifeyi suiisti üzerine çeşnideki yüzde otuz beş sert malden mahkumiyetlerine karar veribuğday miktan yüzde kırka iblâğ edil len beş kişi de, bu kararı ternyiz et miştir. Yeni çeşni Belediye daimî en mektedirler. cümenince ta=dik olunmuştur. Ayni zamanda polis Cihangirde de bir kira ihtikârı tahkikatını yapmak tadır. İddiaya Böro, Cihangüde Kara kurd caddesindeld Muzaffer Baykar aBirkaç gün evvel Merdiven köyünde partımanı sahibi de apartımanın altmtas ocaklarında başı kesik ve muhte «laki dükkânm kirasını 14 liradan 20 lif yerlerinde bıçak yaraları bulunan liraya çıkarmak istemiştir. bir cesed bulunduğu öğrenilmiştir. Yapılan aYaştırmalara rağmen henüz herhangi bir ipucu elde edilememiştir. Halen polis, cesedin hüviyetinin tes pitile meşguldür. Hüviyet anlaşıldıktan sonra hâdisenin tenviri kısmen kolaylaşmış olacaktır. Tahkikata devam olunmaktadır. İki cesed bulundu Feci bir kaza Bir kadın evinin ikinci katmdan düşerek öldü Lângada Tülbendci mahallesinde. Mer merciler sokağında oturan arabacı Saimin karısı 35 yaiılannda Pakize iki kattan ibaret evin sokağa nazır balkonundan bakmakta iken dayandığı parmakhğın kmlması neticesi 7 metre yükseklikten sokağa düşmüş, muhtelif yerlerinden ağu: surette yaralanmış ve Haseki hastanesinc kaldırıldığı sırada ölmüştür. Bir de çocuk düştü Hasköyde Kızıldere caddesinde 19/1 Muharrem Feyzi TOGAY numarada oturan Rebianın 6 yaşındaki çocuğu İlhan, bitişik evin balkonunda MÜTEFERRÎK oynarken muvazenesini kaybederek 5 metre yükseklikten sokağa düşmüş, Hüseyin Paşanın kemikleri muhtelif yerlerinden yaralanmıştır. İlhan kazayı müteakıb Şişli. Çocuk 93 muharebesinde donanma kumanhastanesinde tedavi altına alınımştır. danîarından olup Giridde defnedılmis olan Amiral Huseyin Paşarun bakiyei MAARIFTE ızamı şehrimize getirilmiş ve münasib bir mahalle defni içüı ailesi tarafından Ecnebi talebeye dair bir Belediyeye müracaat edilmiştir. karar Maarif Vekâleti, ecnebi tabiiyetinde bulunan talebelerin kayıd ve kabulleri hakkında yeni bir karar vermiştir. Bu karara göre, yabancı devlet tebaasm dan olup da memleketimizde tahsil yapmak isteyen talebeler Vekâleirn müsaadesi olmadan mekteblere alma mıyacaktır. Bu kayıd resmî mekteblerden başka. hususî Türk. ecneU ve ekalliyet mektebleri hakkında da cari olduğundan, bütün mekteb idareleri Vekâletin müsaadesini istihsal etmed^n müracaat eden talebelcri, doğrudan doğruya kaj'dedemiyeceklerdir. Üç aylık un Ticaret Vekâleti İstanbulun üç aylık un stokunun temini için alâkadarlarla temaslarda bulunmaktadır. Bu temaslar neticesinde herhangi bir vaziyette sehrin ekmeksiz kalmaması esbabı temin edilecektir. Bir kalay ihtikârı İstasyon ve rıhtımlarda intizamı temin için Rıhhmlar üzerinde intizamsızlığa ve işi olmıyanlann rıhtıma gürmelerine mâni olmak için yapılan içtimalar bitmiştir. Bu içtimalar neticesinde rıhtım üzerine yolcu istikbal ve teşyüne ge leceklerin muayyen bü yerde durmaları ve bunların peron bileti alınması takarrür etmiştir. Ahır ve ağıllar H. BtLGİÇ (Baştarafı dünkü nüshanuzda) Refik onu orada bırakarak tekrar Necdeün odasma avdet etmişti. Bü an etrafına bakarak odanın ortasuıda hareketsız kaldı. Sonra yazı masasından başlayarak her tarafı karıstırdı. Etajerlerin uzerlerindeki eski mecmuaların aralarını bile yokladı. NUıayet gardrobun önünde durdu. Kapağı açtı, askıda eski, siyah bir ceket vardı. Yerde sarı pas lekelerile dolu iki gömlek duruyordu. Genc adam gömlekleri kaldırıp baktı. Ceketin ceblerini aradı, hiç bir şey bulamamıştı. Dolabm önünden çekiliyordu. Fakat birdenbire vazgeçerek eğildi, gardrobun alt çekmelerinden bırini açtı. Burada da bir yığın eski, sararmış çamaşır vardı. Bunlara uzun zamandanberi dokunulmadığı. tozlu ve kirli olmalarından belli idi. Çamaşırların içinde elini dolaştırırken parmaklar katı bir şeye tesadüf etti. Çekip çıkardı. Yer yer çatlamış. porsümüş deri bir portföy.. Gözleri parlayarak karıstırdı ve nihayet bir şey bulabildi. Bu küçük bir resimdi. Bahçe iskemlesine oturmuş bir kadın.. Fakat çehre o kadar sararıp bozulmuştu ki tanımak imkânsızdı. Altuu çevirip baktı. Silik satırlar vardı. Dolabı kapadı. Işığın altına gelerek resmin altına tekrar dikkatle bakü ve güçlükle şu saürları çıkarabildi: Hazırlanmakta olan yeni zabıtai belediye talimatnamesile şehir dahilindeBeraet etti ki inek ve manda ahırlarile koyun aMılli korunma kanununa muhalif ğılları tamamile kaldınlarak belediye hareket ettiği iddiasile tevkif edilen hududları haricine çıkarılacaktır. Katırcıoğlu hanında toptancı manifa DENtZLERDE tura taciri Mustafa Bilerin muhakemesi, dün bitmiştir. İstanbul dördüncü Acele hareket eden İtalyan asliye ceza mahkemesinde görülen bu davada, dün son şahidler din'enilmiş. vapurları Dün sabah saat onda limammızdan Müddeiumumilikçe beraet kararı istehareketleri lâzım gelen İtalyan bandı nilmiş, müdafaa yapılmıştır. Bunu rnürah Cita di Bari, İtalica vapurian al tcakıb, mahkeme, ortada millî korondıkları emir üzerine evvelki gece ha ma kanununa muhalif bir hareket göreket etmişlerdir. Her iki vapurda da rülemediği kaydile. beraet kararı verşehrimizde bulunan İtalyan tebaa^mın miş ve Mustafa Biler henıen serbest çocukları vardır. bırakılmıstır. Itriyatçı iken kalay ticaretine başladığı ve sekiz ton kalay depo ederek bu kalayı yüzde otuz veya otuz beş kârla satmak istediği iddia olunan Rabeno Poüti; dün Müddeiumumil'.ğe gör.de rilmiş. Sultanahmed birinci sulh ceza mahkemesinde sorguya çekilmiş ve hakkında tevkif müzekkeresi kesilmıştir. CUMHURiYET Nüshası 5 kunıştur. Türkiye Haric içın için 1400 Kr. 2700 Kr, 750 > 1450 » 400 . 800 » 150 > Yoktur. Kısa Haberler I * Yozgad valisi Feyzi şehrimize gelmiştir. * Şehircilık mütehassısı Prost Bursanın daha genis mikj'asta yeni plânmı hazırlamıştrr. Salı günü bunu Bursaya götürecektir. * Amenkadaki Türk talebe müfettişi Ragıb Nureddüı şehrimize dönmüştür. li mezuniyetle Senelik Alü ayhk Üç aylık Bir aylık Dikkat Gazetemize göndeıilen evTak ve yazılar neşredilsin. edilmesin iade edilmez v« zıyamdan mes'uliyet kabul olunmaz. meydandaydı: Necdet son zamanlarda yengesüün kızkardeşıne meyletmeğe, onunla izdivac etmek teşebbüslerinde bulunmaya kalkmıştı. Bu genc kadını çılgın bu hiddete düşürmü^ olacaktı. Refik cAllahım, ne işler!» diye düşündü. Omzunda brr el hissederek birdenbire yerinden sıçradı. Karşısmda Sevket duruyordu. Odada başka kimseler yoktu. Dostu ağır bir sesle: Bari bir şeyler keşfedebildin mi, dedi. Ne düşünüyorsun? Genc adam yavaşça yerinden kalktu Gülümsemeye çalışarak omuzlarıru silkti: «Budalalar gibi polis hafiyeliğine ozendiğimi duşünuyorum. Aradan on sene geçmiş!. Btlki şu dolablardan birinde intiharının sebebini anlatan bir mektub, bir kâğıd parçası bulurum, diye, düşünmüştüm Hiçbir şey yok. Zavaîlı kımbilir ne ıstırabı vardı da kendisini öldurdü.» ü. Brrdenbire haürlamış gibi saatine bak KUçUk hikflye Bir ölümün esrarı vermenizi isteyorum. Benden hiç bür şeyi saklanuyacaksınız. Sizin kadar sır saklamasuu bilirim. Çabuk, Şevket gelmeden kısaca söyleyin: Necdet Bey kendini vuıduğu gün neredeydirüz? Kadın önüne bakarak mırıldandı: Yandaki odadaydım. Hanımla huysuzlanmakta olan küçüğü teskine çahîiyorduk. Sustu. Bir an tereddüd geçirdL Sonra genc adama durgun, kederli gözierini kaldırıp bakü ve titrek bir sesle devam etti: Necdet Beyin odaya girdiğini duyunca hanım çocuğu bana bıraktı. Ara kapıdan onun yanına girdi. İçeride konuşmalar oldu. Sonra bir silâh sesi Ara kapıdan küçük beyin odasma koştum. Yerde boyluboyunca yatıyordu. Hanım orada değildi. Necdet Bey beni görünce •siJâhı ver» diye, bağırdı. Silâh biraz ötede duruyordu. Necdet Bey yalvanr gibi «silâhı ver» diye tekrar etti. Ne olduğumu şaşırmıştım. Fakat arzusunu yerine getirdim, silâhı verditn. O zaman doğruldu. «Bir şey yok kalfa, şimdi odaya gir, dedi. Bu ara kapıyı kapa. Yalvarırım sana, dediklerimi yap, yoksa mahvolacağız..» Dışarıda koşusmalar vardı. Dediğini yaptun. Ara kapıdan tekrar ö Imza yoktu. Genc adam tekrar çevirip resmi tetkike başladı. Fakat birdenbire odada kendisinden başka birinin daha bulunduğunu hissederek döndü. Koridora açılan kapınm önünde biraz evvel kendilerine kahvc veren ihtiyar kadın duruyordu. Refik ona ilk defa dikkat etti. Altmışlık, durgun yüzlü bir kadındı. Gözierini dikkatle genc adamın üzeruıe dikmişti. Bu bakışlarda öyle ağır, karanlık bir mana vardı ki Refik ürperdi. Kendi kendine: Bu kadın çok şeyler biliyor, diye düşündü. Aralık olan ara kapıya doğru bir göz atü. Şevketin ayaklarını gördü. Hâlâ koltuğundan kımıldamamıştı. İhtiyar kadına yaklaştı. Yavasça elini uzattı resmi gösterdi ve fısıldadı: Tanıyor musunuz? Kadın gözierini kırpıştırdı, baktı. Hiç lelâş etmiyerek «evet» demek ister gibi başını salladı. Sonra mırütı halinde bir sesle: Bunu ona göstermeyin, dedi. Şevketin bulunduğu odayı işaret ede«Muvakkaten ayrı bulunduğumuz şu yordu. pünlerde beni haürlaman temennisile.. Genc adam sesini biraz daha alçaltaSeni seviyorum ve beni unutmanı iste rak: miyorum.» Peki, dedi. Yalnız suallerime cevab. Peride Celâl bur odaya geçtim. Soz verdıgim gibi kimseye de bir şey soylemedim. Nefesi tükenmiş gibi sustu. Bir an aralarında sükut oldu. Refik yavaşça resmi cebine koydu. Bir sigara yaktı. ICadm uykudan ujannuş gibi sarsılarak doğruldu. Gozlerı korku içinde mırüdandı: Ben bunları soylemezdün. Fakat siz o resmi buldunuz, sonra çok şeyler biliyor gibi bir haliniz vardı. Genc adam cevab vermedi. Fazla dalgındı. Yavaşça ileriledi. Bir iskemleye oturdu. Başının döndüğünü hissederek alnını tuttu. On sene sonra bir ölumün esrarı çozülüyordu. Ne budalalık diye, düşündü. Bunu bir intihar zannetmek ne budalalık! Manzara olduğu gibi gözlerinde canlandı. Çocuğunu hizmetcisine bırakarak kayuıbrraderinin odasuıa geçen Şevketin karısile Necdeün arasuıda kısa bir münakaşa olmuştu. Kadın zaten asabî mizaclı idi. Ani bir buhran içinde Necdeün silâhını kaparak onu vurmustu. Kayınbiraderüıi seviyordu; aralarında eski bir münasebet vardı. Necdete gelince onun «kendımi vurdum» diyerek aile arasında bir rezalete mâni olmak istediği aşikârdı. Aralanndaki münakaçatun, kadının onu vurmasınm sebebi dei Oh, onbire gelivor diye, bağudı. Ben gidıjorum, vapuru kaçıracağım. Şevket arkadaçını srkak kapısına kadar teşyi etti. İhtiyar kadın ortalarda yoktu. Refik, kendisini sokakta bulunca derin bir nefes aldı. Sonra yavaşça elini cebina soktu. Dolabda bulduğu resmi çıkardı. Küçük küçük parçalar halinde yırtarak rüzgâra bıraktı ve sür'atli adımlarla yüruyup caddeye çıktı. Resım Şevketin kariiina aiddi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: