21 Haziran 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

21 Haziran 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 Haziran 1940 CUMHURİYET Kâriiseler arasında Âmerikaâa harbe İlk defa olarak Ruzvelt geniş koalsyon kabinesi kuruyor bir (Baştarafı 1 inci sahifede) vet halinde birleşmeğe davet eylemıştir. Hull demiştir ki: « Ameıikan milletinin önünde hiçbir imtihan bu günku kadar hayatî bir mahiyet arzetmemiştir. Mülî istiklâlimiz, kıymetli müesseselerimiz, daha şimdiden dünyanın bu kadar büyük bir kısmını ihata eden megalomanın tehdidinden masun değOdir. Bu günler beşeriyet için karanlık günîerdir. Zira büyük kuvvetler mevzuu b>üüstir ve hiçbir millet büyük bir tohlikeye düşmeden bu kuvvetlerin ehemmıyetini bilmemezlik edemez.» Cordell Hull, Birleşik Amerika tarihiiıin dünyanın diğer kısımlarından tecerrud ve infırad neticesi olmadığını ve bu eserin iiıfirad içinde devam edebileceğini duşunmek kadar büyük bir cinnet olamıyacağını kaydettıkten sonra Bozlerine şu suıetle devam eylemiştir: «. Milletler biribiri ardmdan kırılfiıış. kuvvetler biribiri ardından teslim olmuş ve sonra ıstilâ edilerek esaret haline duşmüştür. Tehlike bolgesi kıt'amız üzerinde gittikçe daha ziyade karararak genişletmekte ve bizzat nefsin muhafazası sevkitabiisi bile bize dikkatii bulunmamızı emretmektedir..» Türkçenın en büyük anıtı aıihin sismografuu kıracab kadar şiddetli bir kıymet zelzelesi geçirdiğimiz bu günierde, nikbinliğiıni aıtıran en büyük ümidicrimi yeni çıkan değerli kitablarda buhıjorum ve jüreğim ferahlayor. Hele bu yeni çıkan eser < Divanü Lugat it Tiırk Tercümesi» gibi türkçeye çevrilmesi dokuz asir gecikmiş bir dil anıtı ise ve hele bu eseri türkçeye kazandıran bü>uls himmet, Besim Atala> gibi Turk dilimn sayıh üstadlanndan biri tarafından sar Askerî tenkid T 191418 harbindeki bazı tabiye hatalarının tekrarı D Fransız cepherliin son aldığı Vaziyet Parisin su kutu, Almanların (Şerburg Ne vers Şalon) hattına kadar ilerlemeleri ve en nihayet, eski Fran^* sa başkumandanlığnın harbin mahiyetini düşün medtn ve düşmanın bulabileceğı tar zı hallerden daima lehte olanlarmı kabul euerek verdiği karar neticesi cepheden yapıîacak taarruzlara maruz kaiacağını zannettiği Majino hattınm sukutu, Fransız nîukavemetmin sarsıLması ve Fransayı bir sulh talebine tnecbur etmesinden ibarettir. Buiidan evvel de tetkik etmiş olduğjmuz gıbi, Majino hatunın gerisinde bekiiyerek, zayiat vermeden harbi kazanmak gıbi yanlış bir fikrın ilhamı olan ve doğru veya yanlış General Gamlen'e atfedilen bu fıkır bugun iflâs etmiş, hakikat bütun çıplaklığile meydana çıkmışür. Klauzeviç'in dediği gibi, doğru bir harb nazariyesi bulmak için lâzım olan şey. harbin mahiyeti mahsusasmı tanımaktır. Tâ ilk zamanlardan bu güne kadar cereyan eden harblerin bize ispat ettiği bir kaide de «meydan muharebesile, basmın harb kuvvetlerini imha etmenin, bir orduyu gayesine gotüren yegâne çare olduğu» dur. Eğer düşman isteyorsa bu meydan muharebesini kabul etm<>k ve istemiyorsa onu kabuie icbar etmek lâzımdır. General Gamlen, bu kaideyi ihmal etti. Harbde hasmın vaziyetini, daima kendi lehlerinde mütalea eden, hasmın yapabilecekleri şeyleri görmekte, kendi fikri sabitlerine kapılan ve bu suretle aldanan kumandanlarm daima hakikat karşısında düştükleri müşkül vaziyetle karşılaşti. Polonya seferinden sonra, Norveçin istilâsma kadar bir sükun devri başladı. Bu devirde General Gamlen, Majino gerısinde. ablukanm tesiri altında Almanyarun zayıflamasını bekledi. Müttefik harb sanayii bugun itiraf edildiğı veçhile hazarî şartlaı altmda çalıştı. Almanlar ise bu zamandan, Polonya seferinde yıpranan malzemeyi kullanılır bir hale getirmek, Polonya oıdusu malzemesini kendi ihtiyaclarma göre tadil etmek, senelerdenberi harb şartları altında çahşan harb sanayüni, tank, tayyare ve motörlü vasıtalar imali için çalıştirarak müttefiklere tam bir faikiyet temıni için istifade ettiler. Bilhassa havacılık sahasında bu faikiyeti temin daha kolay oldu. 78 sene evveÜne geUnceye kadar Avrupada birinci derecede hava kuvvetlerine malik olan Fransa, bu devirden sonra, dahilî siyasetinin icabı, sık sık değişen kabinelerdeki nazırların daha işe ahşroadan tebdil edilmesi bir kararsızhk devri doğurmus NALINA [HEM MIHINA! İngiliz mukavemetinin birinci şartı O ngilterenin yalnızbaşuıa mücadeleye karar vermesi, bir büyük deniz devletile bir büyük kara devletini karşı karşıya bırakıyor. Kara ordusundan başka epey muhim bir deniz kuvveline sahib olan İtalya, büyük kara devletinin yani Almanyanın yardımcısıdu. Bütün İngiliz dominyonlan ve müstemlekeleri çıkarabilecekleri kuvvetlerle ve Amerika da. bütün haıb sanayiile büyük deniz devletinin yardımcısıdır. Harb, umumiyetle deniz kuvvetlerile kara krıvvetlerinin mücadelesi şeklini alacaktır. İngiltere, ada ohnasına ve denize hâkim bulunmasma güveniyor. En büyük silâhı ablukadır. Almanya, aruk yenihnez bir kuvvet halini alan kara ordusıına dajanıyor ve bu ordu ile ablukaj ı tesirsiz bırakacağını düşünüyor. Fakat, en büyuk faaliyet. iki taraiın hava kuvvetlerine düşecektir. Bu yeni harbin bütün unsıuiarı henül maluıu değildir. Fransız donanmasile Fransız müstemlekelerinin ne yapacaklan henüz meçhuldür. Fransız deniz ve hava kuvvetlerinin, harbe devam etmek üzere Şimalî Afrikaya çekildikleri hakkındaki haber, henüz teeyyüd etmemiştir. Kara deniz harbi diyebileeeğimiz bu yeni mücadelede, Akdenizin rolü pek büyük ve pek mühimdir. İngiltereoin, basladığı yeni harbdeki muvaffakiyet ümidinin temeli. Akdeniz hakimiyetidir. Bu hakimiyet. Süveyş kanah yolüe İngiliz İmparatorluğile muvasala temini için değil; asajıda izah edeceğimiz sebeblerle lâzundir. Almanya ile İtalya, şimdi sağ cenahı Şimal denizine, merkezi Atlas Okyanusuna, sol cenahı Akdenize dayanmış bir kütle teşkil ediyorlar. Şimal denizile Atlas Okyanusu, azçok, İngiliz donannıasının kontrolu altuıdadır. Gerçi Norveçin Şimal Buz denizindeki Şimal Burnundan başlayarak şimdilik Gaskonya körfezindeki meşhur Biarritz'e kadar, (yarın İspanya da harbe girerse Vigo körfezine ve İspanyanın cenubunda Portettiz hududunda Kadiz körfezindea Cebtlüttarıka kadar) uzanan binlerce mil imtidaduıda denizi ve sahilleri kontrol etmek müşkül olacaktır; fakat gene imkânsız değil. ."ir. İngiliz adalarını ve (İspanya müdahale edip de, yahud Alman ordusunun geçmesine müsaade cdip de Cebelüttarık düsünceye kadar) Cebeliıttankı liç olarak kulianacak olan İngiliz donanması, dediğimiz gibi. müşkülâtla da olsa bu Şimal Buz denizi Şimal deniziManş denizi Atlas Okyanusu cephesini kontrol edebilir. Almanyanın bu denizIerden kaçak olarak istifade etmesine tamamile mâni ohnazsa da bu sahilleri rahat rahat kullanmasma müsaade etmez. Fakat Akdenizde, Fransız donanması, hele Fransanın şimalî Afrikadaki Fas, ( ezajir, Tunus ve Suriye gibi topraklan logüizlerle işbirliği yapıp harbe devam etmezlerse Akdenizde ingiliz hakimiyeti, yavaş yavaş erimeğe mahkumdur. Bu takdirde, İngiliz deniz kuvvetleri, iskat edümediği müddetçe bir kısmı Cebelüttarıkta, diğer kısmı İskenderiye Süveyş Hayfa ve Kıbrıs üslerinde olmak üzere, iki grupa ayrüacaktır. Büyük grupun şarkî Akdenizde, küçük grupun garbi Akdenizde kalması icab edecektir. Sakatlanacak veya normal tamire muhtac bir hale gelecek olan zırhlıları alacak havuz ve tersaneler eğer son zamanlarda İskenderiye veya Kıbrısta tesis edibnemişse yalnız Malta ve Cebelüttarık ta vardır. Malta bugün İtalyan bombaUn altmdadır. Yarın Cebelüttankın da aynı vaziyete düşmesi ihtimali çok kuvvetlidir. Şarkî Akdenizde yaralanan veya tamire muhtac bir hale gölen zırhhlan esaslı surette tamir etmek imkâm bulunmazsa bunlar, yavaş yavaş harb kudretlerini kaybedeceklerdir. Kısa bir zamanda, harbi kazanmak ümidi, İngiltere için dün Fransa ayakta ve yanında iken bile mevcud değildi. İngilterenin ümidi 1941 e kadar işi uzatmaktı. Şimdi, Fransa aradan çıktıktan sonra bu ümidin hangi sene tahakkuk edebileceğini, İngilizleria dahi kestirebilecek vaziyette olmadıklannı sanıyorum. Harb uzayınca, Akdcuizdeki İngiliz donanması da yavaş yavaş eriyerek üstünlüğünü kemiyet ve keyfiyet itibarile kaybedebinr. İspanya da harbe girmek veya Alman ordusunun kendi topraklarından geçib Cebelüttankı elde etmesine yardım etmek suretile Akdenizin gaıb kapısını da İngiliz donanmasma kapayabilir. O zaman, Almanlar, ve İtaiyanlar Rif denilen İspanyol Fası yolile Afrikaya da ayak basarlar. Ondan ötesi malum. Hulâsa İngilterenin, azçok muvaffakiyet ümidile harbi uzatabilruesi için Akdenize hâkim olması şartür. Bu hakimiyet, ancak, Fransız donanmasuım, Fransız hava kuvvetlerinin Almanlara teslim olmaraalan ve bilâkis İngilizlerle beraber calışmalan ve Afrikadaki bütün Fransız topraklannın İngiltere ile nıüstereken harbe devam etmeleri şartbr. Bakalun, bu, şartlar tahakknk edecek mi? NewYork Times gazetesi şayatıı ilimad şayıalara islinaden. Quincy kruvaş zörünun, Alınan beşinci kolunun faaîı Değerli mütercimin bize kitabın başınyetine karşı bazı cenubî Amerika tntmleketlerini korumak için seyahate çık da anlattığuıa göre. eğer Emrullah Efcndınin Maarif Nazırlığı zamanmda, bir mış olduğunu yazmaktadır. kadın, Sahaflar çarşısında Uitabcı BürAmerikadaki Avrupa müstemleban Eîendiye bu eseriıı tek el yaz keleri sahn alınacak ması nüshasını getirmeseymiş, eğer MaVaşington 20 (a.a.) Avrupa dev j Erjf K e z a retinin satın almaktan kaçlıjh letlerinin yeni dünyadaki arazilermin jj U eaeri 30 sarı liıava Ali Emiri Efendi mukadderatı hakkında müzakeıelerde almasavmıs. eğer Ali Emiri Efendinin bulunmak üzere Havana'da akdedile Ziya Gökalpa bile göstermek istemiyccek olan Amerikalılar ittihadı içtima cek kadar kıskandığı bu eseri. Talât Paına intizaren Amerika parlamentosu şanın zorile Maarif Nezareti kıymetli nun Hariciye encümeni. Avrupahların hocam Kilisli Rifatın nezareti altıııda Amerikadaki arazilerinin muslihane basturaasaymıs. bugun Türk kültitrü. vasıtalarla ve yahud para ile satın al LUtün dün>ada meşhur en büyük dil mak suretile terk ve feragati temın hazinesinden mahrıun kalacakmıs. etmesi için Reisicumhur Ruzvelt'e salâKuv\etli bir ihtimale göre Hicrctuı hiyet verilmesine matııf olan teklifi 466 ncı ve Milâdın 107273 üncü senesinmüsaid surette karşılarmstır. de. Kâsçarh Mahmudun yazmasını bifirFransanın siparişleri tngiltereye diği bu büyük lügatin hedefi. o zaman devredildi Arahlara Türk dilini bütün kelimelerile, Vaşington 20 (a.a.) Morgantahcu. Fransızlarla akdedilen teçhizat muka kaidelerile. bütün lehçeleri, dalları vc velelerinin şimdiden İngilizlere devre budaklaıile öğretmekti. Eseri vaktile Samih Rifat Mehmed Akif ve Kilisli Rifat dildiğini matbuata bildirmiştir. Mukaveleye muallâk bılcümle mal tercüme etmeğe niyetlenmişler. Bıınu zemeyi, Fransızların mütareke müza aziz hocamız ve dostumuz İbrahim Necmi keratmın neticesini beklemeden İngi Dilmenin kitaba yazdığı önsözden öğrcMüdafaa için 1 milyar 777 lizlere teslim etmeleri için fabrikatörmilyon dolar! ıjyoruz. Nihayet bu tarihe geçecek himlerle anlaşmalar yapümaktadır. Vaşington, 20 (a.a.) Senato, mümet, salâhiyeti yukanda ismi geçenlerSadakat yemini dafaaya mütedair olan ve bir milyar 777 Flâdelfya 20 (a.a ) Cumhuriyet par den hiç asağı kalmadığı halde, gayreti milyon dolarlık kredıler derpiş eden fevkalâde kanun lâyihasını bu gün ka tisi reisı John Hamilton, Stimson ve nnlarınkini kat kat aşan Besim Atalay Knoseun şimdi Reisicumhura sadakat tarafmdan sarfediliyor ve eserin ilk cildi bul etmiştir. yemini ettiklerini ve bundan böyle ona tlimize geliyor. Beşinci kol faaliyetine mâni göre konuşacak ve hareket edeceklerini Basgele bir sayfa açtım ve canlı, sıcak. olmak için Londra 20 (a.a.) «Reuter. Cenubî beyan eylemiş ve şunu ilâve etmiştir: şirin bir kelimc kazandım. .Nesim» keli< Knose ve Stimson'un, Avrupa işAmerikanın şark sahillerinde yapmakta mesinin türkçesi. Fminim ki bunu şairlerine müdahale arzulan o kadar tanınclduğu bir seyahat esnasında 10,000 tonmıştır ki tayinleri tamamen anlaşılır bir lerimizin, nâsirlerimizin ve muharrirleriluk Amerikan kruvazörü, dün Montevimizin hiçbiri değilse pek çoğu bibnez. seydir.» deo'ya gelmiştir. Bu kelimenin nesim. kadar. belki ondan ...ıiimNiıııııııııımıınıııııuıııııııııııııııııınıınntınnııumıımniiı.iH..» • • gibel bir tihkçesi var: Esin. Fakat, çoktan tekaüde çıkmağa namzed «nesim» kelimesinl hemen azlederek yerine esin'i tayin etmenin zorluğıı. onun >ivemize hiç de aykırı düsmiyen bünyesinden gelmiyor. İriyad, hem de b b milletin dil ve düşunce iliyadı, okuyucunun idrakile kendi ifadesi arasında en küçük Madrid, 20 (a.a.) Röyter: İspanyol Londra 20 (a.a.) Holanda Hariciye [azeteleri, artık bütün bitaraflık iddia bir gecikmeye nzası olmıyan muharriNazın Van Kleffens, Holandanın hakikî larını bertaraf ederek, Ingiltereye kar rin öniine Himalaya heybetile çıkı>or. vaziyetinin ne olduğu hakkında her tür ı şiddetli hücumlara başlamışlardır. Bir Fakat bu dağı bir hamlede değil. lu suitefehhüme mâni olmak için, Times çok İngiliz tebaası, icabında memleketi gazetesine yazdığı mektubda şunlan terketmek üzere eşyalarını hazırlamak alpçi inadile ağır ağır, bazan da çevik ve yazmaktadır: tadırlar. Arriba gazetesi, şöyle yazıyor: cesur sıçrayışlarla asmak, mutlaka as«Holanda hükumeti Almanyaya karşı «Falanjist Partisi, şimdilik milleti hali mak da lâzım. İşte böyle yaman bir sehiç bir mutavaat hareketinde bulunma sulhta idare edsn politik bir âletten ifere çıkmak isteyenler için, Kuşgarlımn mıştır. barettir. Fakat harb halinde, pek muhHâdisat şöyle cereyan etmiştir: Şi temeldir ki kudretli bir askerî kuvvet Divanı, ne yolunu şaşmaz, mükemmel bir maldeki ve bilâhare cenubdaki ordula olacaktır.» kılavuz: rm kumandanları, kısa ve kahramanca PEYAMI SAFA bir mücadeleden sonra mukavemete de\am etrrenin, gerek Holanda, gerekse müüefikler noktasından, sivil halkın çekeceği ıstırablarla kabili teMf olamıyacağını gordükten sonradır ki, silâhlannı terketmişlerdir. Holanda hükumeti, gerek Avrupaâaki Tokio 20 (a.a.) D. N. B. ajansı arazisi. gerekse deniz aşırı arazisi noktalarından, hiç bir suretle arzı teslimiyet bildiriyor: Sosyal kütieler partisi bu gün kabul etmemiştir. Binaenaleyh, istilâcı devlet, Avrupa ettigi bir karar suretinde hükumeti dış Holandasındaki otoritesini filen takviye politikasında üç memleketi yani Jaedebilir. Fakat bu hareketle Almanya, ponya, Almanya ve İtalya arasında meşru hükumet tarafmdan yapılmış ola mihveri takviyeye davet etmektedir. Karar sureti Japonyanın Amerika ve cak bir mutavaat hareketinin kendisine vereceği hukuk veya ünvsnı hiç bir va İngiltere ile derhal müzakereleri keserek Fransıs Hindi Çinisi ve Felemenk kit elde etmiş olamaz.> Hindistanı hakkında doğu Asyasında ekonomik bir blok teşkiline imkân verecek bir siyaset tatbikını istemektedir. Muhasamatın bidayetinde Fransız erkânıharbiyesi, kendi fikri sabitlerine kapılarak aldanan kumandanlarm, sonradan hakikat karşısında düştüğü müşkül vaziyetle karşılaşti i Feridun Dirimtekin ve bilhassa halk cephesi kabinelerindeki njzırlaıdan biri bazı sıyasî akideleri. tatbik ettırmek için Almanya askt.ri kuvvetmin çoğalühnası için hazarda Alman miiletinin iaşesinin bile tahdidata tâbi tutulduğu bir devirde bütün Fransız hava sanayiinin teşkilâtında çok esaslı tadilât yapmağa teşebbüs etmiştir. •** General Gamlen'in, Holanda ve Belçikarun bıtaraflığuıa riayet edecekierıni kabul ederek Majino hattına taarruz etmek zaruretinde kalacaklan böyle bir hareketin pek büyük zayiata sebebijet vereceği cihetle, Almanların buna muhtemeien teşebbüs etmiyecekleri hakkındaki noktai nazarı eski bir tarihî hatanın tekrarından b3şka bir şey değüdır. Büyük Harbe takaddüm eden senelerde, Fransa başkumandanlığı, Almanların Belçikanın bitaraflığına riayet edeceklerini düşünmüş ve Alsas Loıen tarşısındaki Fransız müstahkem mevkilerinin teşkil ettigi manzumeye taarruz edileceğıni zannetmişti. Hatta bu talıkimat arasmda bir taarruz gediği bile bırakılnuştı. AJroan ordusunun işin en güç cihetini iltizam edeceğinin kabulü bir fikri sabitten başka birşey değildi. Aynı ükri sabit de bu harbde Majino hattı için mevcuddu. 1914 teki Fransız başkumandanlığı, ihtiyat fırkalarınm, harbin ilk devrinde cephede kabili istihdam olduklarına karar vermiş bulunuyordu. Tabii bu bir hata idi. Bu fırkaları daha harbin ilk giınünden itibaren, cepheye koyabılecek bir şekilde hazırlamak lâzımdı. Bu yanlış düşunce kâfi gehnıyormuş gibi aynı ukrın Alıııaıı başkumandanlığı tarafından kabul ve tatbik edileceğini tahmin hatasına da düşüldü. Binaenaleyh Alman yığınağınm mahalli ve Alman orduları cephesinin. Belçikayı çiğneyerek geçebilecek kadar şirnale uzanamıyacağı neticesine varıldı. Tabiî müteveffa Mareşal Şlifen tarafmdan yapılan 32 fırkahk bir merkezi sikletle, en sag cenah St. Pol'dan geçmek üzere tertib alunan harekât plânının, halefi General Moltke tarafmdan tadilâtla kabul edilmesine rağmen 1914 teki Fransız baş kumandanhğı tıpkı. 1940 ta olduğu gibi baskma uğramış, 15 ağustosa kadar Almanların Belçikadan geçmekte oldukla Yazan: I Holanda Hariciye İspanyada İngiliz Mazırının beyanatı aleyhtarlığı başladı «Hükumet, Almanyaya karşı mutavaat etmemiştir» rını kabul edememişti. Maamafıh o zamanki başkumandan General Jofr'un, 1914 senesi için hazırlanan yığmak plânında, Almanlarm daha şimalden ha reketini nazarı dık kate alarak ordunun yığmağını daha şimale kaydumak için bir variant kabul etmis olduğunu ve 15 ağustostan sonra bu son şeklm tatbik edilmiş bulun duğunu kaydetrr.ek lâzımdu. Buna ruğıııen harekâtın teveccühündekı faikiyetı elde eden Almanlar, Charleroi'da, beşinci Fransız ordusunu, Monsda IngLliz ordusunu mağlub ettıkten sonra, Fransız ingiliz orduları Maın nehri geıisme çekilmişler, General Jofr, Paris kapüarmda yapılan bu muharebe esnasında, Almanlarm sağ kanadını teşkil eden birinci ordunun, Parisin şarkına gecirilmesinden mütevellid zayJ vaziyetten ve dığer hatalardan istifade ederek mukabil taarruza geçmis, düşman mağlub olmuş ve geri atılmıştı. Bundan sonra muharebe bir mevzi harbi şeküni almış, daha fazla menabie malik olan müttefikler, Amerika kuvvetlerinin harbe ıştirakirıden sonra Almanlarm bir çok meydan muharebesı kazanmalaruıa rağmen nihaî zaferı kazanmışlardı. • •* 1940 senesindeki harekât tetkik edilirse, 1914 sonbaharında cereyan edenlerle bir çok muşabehetler tespit olunabilir. General Gamlen'in harekât plânı hakkında malumat olmamakla beraber, Almanların büyük kuvvetlerle Holanda ve Belçikaya yaptıklan taarruzun, kendisini hiç değilse kısmen baskma uğrattığmı gosteren deliller mevcuddur. Herhalde müttefik ordularm büyük kısmı, böyle bir taarruzu karşılıyacak tarzda toplanmamıştı. Aksi halde Belçika ordusunun teslimine takaddüm eden hafta içinde büyük kuvvetlerle yapüacak bu* mukabil taarruzla vaziyeti kurtarmdk ve hiç ohnazsa Dünkerk facıasına meydan vermemek kabil olurdu. 1914 te General Jofr, münferid bir vaziyette düşman taarruzuna maruz kalan 5 inci ordu ile İngiliz kııvvei seferiycsini vaktile geri almak suretile parça parça mağlub edilmek tehlikesinden kurtarabil di. İtiraf olunmalıdır ki o zamanki şartlar, bugünkülerin aynı değildir. Tayyare çocukluk devrinde, motörlü kıt'alar ise mevcud değildi. Seri kıt'a alarak süvarıler vardı. Onların kuvveti ise, her mukavemeti kıracak derecede değildi. Binaenaleyh Jofr. hareketi muvaffakiyetle tatbik hususunda daha az müşkülâta maruzdu. 1940 ta bütün Belçika ordusu ile 20 fırka (Çörçil'in ifadesıne nazaran 15 fırkası mahvolmuş ve daha evvelki tebiiğlere nazaran beş fırkası kurtarılmış) belki daha kuvvetli bir Fransız ordusile iki yüz elli ilâ 260 bin kişi kuvvetindeki (Dunkerkten 330,000 kişi, Ingiltereye nak ledilmiştir. Bunun 120.000 i Fransızdı. Muhtelif tebliğlerde Flandr'daki İngi!ız ordusunun beşte dördünün kurtarümış olduğu zikredildi) İngiliz kuvvei seferiyesinden mürekkeb Blanchard ordular grupu, Almanların ileri sürdükleri zırhlı ve motörlü fırkalarla cepheyi Sedan ve Möz boyunda yarmalanna rağmen vaktile geri alınmadı. Dıtimal ki, Holandanın mukavemetinin ancak iki üç gun devam edebümesi, Belçikadaki Alber kanah gerısindeki hatün, harekâtm ikinci günü yarılması bu hususta muhaffef sebebler olabılir. Holanda ve Belçikanın istilâsı üzerine derhal ileri sürülen şimal ordusuna mensub kıt'aların boş bıraktıkları Sedan ve Moz mmtakasındaki mevzileri işgal edecek ihtiyat fırkalarının vaktinde yetişmemcsinden mütevellid ihmaller ve hatalar da bunda büyük rol oynamıştır. Fakat bir başkumandan herşeyi evvelden gormek ve ona karşı tedbîrleri vaktinde almak mecburiyetindedir. Kumandan emir vermekle iktifa etmez, bilhassa verilen emirlerin vaktü zamanında icrasuıı da temin eder. 19 mayısta General Weygand kumandayı deruhde ettigi esnada vaziyet pek müşkül bir safyaya girmiş bulunuyordu. Ü zaman Som cephesini yeniden kurmak ve yeni hatta yerleşmek lâzım geldi. 18 27 mayısta, Flandr'da mahsur bir vaziyette kalan kuvvetleri kurtarmak için müsaid şartlardan da istifade edilemedi. Belki ordu bir taarruzu başarabilecek bir durumda değildi. Bu halde Flandr ordusu için akıbet mukadderdi. Müttefik ordular, Dünkerk müdafaasile cihana bir kahramanbk nümunesi gösterdıkten sonra, kısmen İngiltereye ve Fransaya nakledildiler. Fakat bu ordunun bütün malzemesi, düşmana terkedilmişti. Almanlar Belçika ordusunun kiler de dahil olduğu halde bir milyonluk bir ordunun bütün tanklannı, motörlü vasıtalarmı ve silâhlannı ele geçirmis bulunuyorlardı. Fransızlar 15 fırka, İngilizler ise ordularının beşte birini kaybetmişlerdi. Belçikalılara derhal yardım için, Fransız ve İngiliz zırhlı fırkaları ileri sürülmüş ve bunlar da bütün malzemelerini kaybetmiş oldukları için. müteakıb harekâtta Almanlar zırhlı ve motörlü kıt'alar cihetinden büyük bir tefevvuk temin etmiş bulunuyorlardı. Hasun ise, bilâhare mahiyetini öğrenececeğimiz sebebler dolayısile büyük mikyasta bir mukabil taarruz yapacak durumda değildi. Bu vaziyette serbestii harekâtı elde etmiş olan Alman ordasu, taarruzu istediği şekilde idare etti. Evvelâ Mans ile Suasson arasında taaıruza geçildi. Fransız ordusu Som ve Marn gerisine aüldı. Bundan sonra Evreruc mıntakasından Som nehri zorlandı, Parıs şarkından Marn'ın geçilmesi üzerine, Fransızlar Parisin tahribine mâni olmak için, şehri tahliye ve neticeten (Marn Sen) hattını terkettiler. İtalya ordusunun Alplar cephesinden bir hareketi ihrimali nazarı dikkate alınarak harbe devam edilemiyeceğine karar verildi. Gazeteler, Ingiltereye karşı ateş püskürüyorlar Mihverin takviyesi Japonyanın îngiltere ve Amerika ile müzakereleri kesmesi isteniyor Fransanm elemli günleri Tokyo 20 (a.a.) Tiençindeki İngiiız ve Fransız imtiyazh mmtakalannın JaKaunas. 20 (a.a.) Sabık Litvanya ponlar tarafmdan ablukası, bugün saat Reisicumhuru Valdemaras, bu günlerde 18 de kaldırılacaktır. Litvan.yaya dönmüş ve tevkif edilmiştir. Tarihî cami meydana Aleyhinde tahkikat açümsştır. İzmir 20 (a.a.) Selçuktaki İsabey Kaunas. 20 (a.a.) Reisicumhur vecamiinin restorasyonu bitmiş ve cami kili Paleckis radyo ile neşredilen bir bütün ihtişamile meydana çıkarılmıştır. nutkunda Litvanya ile Sovyet Rusya arasmdaki mesai birliğinin takviye edil Rumen kabinesi istifa etmedi miş olduğunu, şimdiki parlâmentonun Bükreş 20 (a.a.) Rador Ajansı, Rufeshedildiğini, Litvanya dahilinde siya men hükumetinin istifa ettiğine dair fesetin cezrî bir surette tensik edilmiş bu na niyetle yayılan şayiaları yalanla lunduğunu söylenüştir. maktadır. Eski Litvanya Cumhar Reisi tevkif edildi Son 15 günlük vak'alara aid Isviçreden şayanı dikkat malumat veriliyor Çindeki Japon ablukası kaldınldı Reisicumhur vekilinm nutku çıkarıldı Maraşta hava taarruzu hakkında verilen konferans Maraş 20 (a.a.) Alay subaylarımız dan yüzba^ı Cemal, Halkevi salonunu dolduran y'.ızlerce memur, subay ve nıüııevver biı kütle karşısmda, hava taar ruzu. paraşütle inmelere karşı tedbir ve onların imhası hakkında çok değerli bir konferans vermiştir. Bu konferans bugün halk içüı tekrar ver'^cektir. Dük dö Windsor'a dair tek. zib olunan bir haber Kevyork 20 (Hususî) Dük ve Düşes dö Windsor bu gün Cannes'dan otomobille İspanyaya hareket etmişlerdir. Dük, Ingiltereye dönmek istemediğıni ve İspanyada ikamet edeceğini söylemiştir. İtalyan gazeteleri. İngiliz hüküme tinin Dükle Düşesin Ingiltereye dönmesini yasak ettiğini, eski İngiliz Kralının İngiliz rejimini değiştirerek tekTicaret Vekâletinin bir rar iktıdar mevkiine geçmek istediğitebliği ni yazıyorlar. Ankara 20 (a.a.) Ticaret VekâletinFakat İngiltere bu haberi tekzib etden tebliğ edilmiştir: mektedir. Yabancı ülkelere ihrac edilecek mahYeni Letonya kabinesi sulât ve mamulâtm Usansa tâbi tutulması Riga 20 (a.a.) Bu akşam kurulan lıakkındaki 2 13477 sayüı kararnamenin yeni Letonya hükumeti şu şekilde tesektatbikına mütedair talimatnamenin ikjn kül etmiştir: ci listesine gürnruk tarifesinin 233 nu Başvekil ve Hariciye Nazın profesör maralı pozisyonuna giren sıgala yağı ve Quigust Kirchensteins, Harbiye General tortusu ve tarifenin 409 numarah pozis Poberts Dambiüs, Dahiliye muharrir Vilyonuna giren keten ve kendir elyafı ilâ lis Lacis, Âmme hizmetleri muharrir ve eöildiğinden bu maddelere lisans ve Peter Blaus, İçtimaî Muavenet ve Marileceği bildirılir. arif muharrir Juris Lacis, Adliye ve Maliye Juris Paberzo, Münakalât mühenMeb'uslarımızın dis Jaurs Jsgars. konferansları General Paberts Klavins ordu başkuAdapazar 20 (a^.) Tekirdağ meb'u rr.andanlığına tayin edilmiştir. su Rahmi Apak, vilâyetimiz meb'uslarınAlmanya, Uruguayı tehdid dan Aü Dikraenle beraber şehrimize gelır.iş ve Halkevi salonanda bir konferans etmiş vernaştir. Hatib bu konferansında bu Nevyork 20 (a.a.) Nevyork Times günkü dünya hâdiselerini ve bu hâdise gazetesinin Montevideo muhabirinin bilkarşısında bizim durumumuzu izah et dırdiğine göre, Almanya, eğer Üruguaymiş ve mıllî birliğımizin esaslan ve bu dski nazi parÜ3İ liderlerinden herhangi birlikte Millî ŞefimizLn etrafında nasıl birisi nefyedilirse, Ünıguay ile diplomatoplanmış bir varlık olduğumuzu beliğ tik münasebetlerini kesmekle tehdid eybir şeküde anlatmıştır. lemistir. Paul Reynaud Fransanm Aîman orduları karşısında uğradığı rr.ağlubiyet, hiç şüphesız, yalnız askerî sebeblerden mütevellid değildir. Bu hâdisede elbette dahilî bir takım bozukluklarm, fikir ayrılıklarının geniş mikyasat tesiri olmuştur. Karanhk kalan kısımlarmı bize ancak tarihin ileride aydınlatacağı bu vak'alar arasmda, bilhassa son on, on beş güne aid olanlan, merakı tahrik ediyor. Fransa sulh istemek karaıını hangi sebebler tahtında ve nasıl verdi? Fransa gibi büyük bir ımparatorluğun böyle cihanşümul ehemmiyeti haiz bir karar vermesi, herşeyden evvel, memleketin kendi bünyesi için hazmı pek güç bir seydir; ve bundan dolayı da, şüphe yok M, söylenildiği gibi koîayca oluvermemiştii'. Fransız hükumetinin Paristen Bordoya nakHne ve sulh talebinin Almanyaya bildirilmesine aid son gunlerin hâdıseleri etrafmda, 15 haziran tarihli Romada münteşir İl Giornale d'İtaUa gazetesi İsviçreden aldığı bazı malumatı neşretmektedir. Dedikodu kabilinden ancak ihtiyat kaydile ksbul edilmesi zaruretine rağmen tarihî günlere aid olmasmdan dolayı aşağıdaki yazıyı Roma gazete sinden iktıbası faydalı buluyoruz: Cenevre: 14 haziran İtalyanın harbe gireceğine kanaat hasıl olur olmaz Pariste sulh müzakeratuıa girişmenin münasib olacağı düşünülmeğe basJamıştı. Hatta Fransa Cumhur Peisi Lebrun, bunun üzerine 7 haziran günü eski başvekillerden Laval'i derhal Parise davetle kendiîini, yeni bir kabine teşkiline memur etmişti. Fakat bu teşebbüs, Reynaud'nun gert ve kat'î bir raüdaiıaiesile akim îr^imı^tir Ltbrun Reynaud, Cumhur Reisile münakaşasmda kendisini tevkif ernrmekle tehdıde kadar varmıştır. Başvekü, Lebrun'ü çekingen davranmaya sevkeden İtalyanın muhtemel harbe girmesi hâdisesinin Amorikaıı müdahalesüe tevazün ettirileceğini söylemiştir. General Weygand da derhal sulh yapılması tarafrariydi, öyle ki, Parisin suku turıdan az evvel Fransada yapılan mutteiikler harb konseyinin son içtinıaında. ingiliz Harbiye Nazın Eden'le doğüşecek raddeye gelmışü. Bu hâdisenin sebebi, Eden'in, ingiltere tarafından Fransaya yapılan yardımın müessirliğini ileri sürerek Fransız mukavemetinin gevşekliğini tenkid etmiş oünasıdır. Başvekil Reynaud böylece sulh taraftarlarma karşı bir kere daha gaiebe çelmışsa da, o andan itibaren gerek Lebrun ve gerek askerlerden Petaın ve \Veygand, Ingüterenin yapacağı yardımm kıymeti ve mahiyeti hakkında kâfi fikir edinmiş bulunuyorlardı. Cuma günü, hükumetin Bordo şehrine naklinden sonra, Lebrun, Papa vekıli Monsenyör Valerio'yu kabul etmişlir. Papanın vekili, hakikatte zannedildiği kadar geniş mikyasta mevcud olmı yan beşinci kolu ortadan kaldırmak bahanesile, Mandel tarafmdan emredilen Fransız yurddaşlarının idamma nihayet veribr.esini taleb etmek üzere, Cumlıur Reisinden mülâkat istemiş bulunuyordu. Papanın vekiline, İspanya elçisi Lequerica refakat etmekte idi. 2üra General Franko, bütün Ispanyarun sempatisina mazlıar olan Mareşal Petain, Fransa ile Almanya ve İtalya arasında bir temas te Eden rıne amade bulunmasını, İspanya elçisine bildirrmşti. Reynaud'nun mütaleası hilâfına, münferid bir sulh talebinde bulunmak fikri, o zaman belirmeğe başladı. Askerî vaziyet. her saat vahamet kesbediyordu. Öncs Tours'a, oradan Bordeaux'ya nakledalen nazular meclisi, Lebrun ile Petain ve Weygand tarafmdan arzu edilen ciddi kararlarm ittihazı için hemen hemen fasılasız içtima halinde bulunuyordu. Daha crumartesi akşamı, Lebrun ve Mareşal Petain, Papa vekilile İspanya elçısinin. Bordeaux'ya gelmelerini rica etmişîerdi. Almanya ile temas tesisine çakşılacağı aşikârdı. ingiltere, işte o zaman ise müdahale zaruretinde kaldı. Filhakika, Reynaud, Churchill'den, sarih teklifleri ihtiva eden bir mesaj aldığım bildirmişti. Nazırîar meclisi, pazar günü toplanarak bu mesajı okudu. Churchill, mesajında, İngiliz kıtaatı gönderildiğini bildireceği yerde, Fransaya. müşterek bir hükumet kurulması teklifinde bulunuyordu. Bu vaziyet karşısında, bütün nazırîar isyan ettiler. Lebrun, Reynaud'yu derhal istifaya davet etti. Hatta, General Weygand, Reynaud'nun tevkifini bile emretmişse de, bu emir, bilâhare, böyle bir tedbirin Fransada ihtilâle sebebiyet vermesinden korkan Lebrun'ün müdahalesüe geri almmıstır. O andan itibaren Reynaud firar halindedir. Otomobille, Fransadan İspanyaya, oradan Lizbona geçmiş ve tayyare ile Amerikaya hareket etmiştir. Derhal içtimaa çağırılan nazırlar meclisi, muhasamatın tatili arzusucu tasvib etmiştir. Filistine giden muhacirler Evvelki akşam limanımıza Üruguay bandualı Liberta adh yelkenli ile Varnadan 180 kışilik Polonyau, Çekoslovakyah ve Bulgarıstanh muhacirlerden müıekkeb bir kafile gehniştir. Bunlar karaya çıkarılmamışlar ve gemi zabıtamn kontrolu altına alınmışur. Yelkenli, kumanyasını buradan temin ettikten sonra dün sabah Ümanımızdan ayrıhnıştır. Bu kafile de diğer muhtelif kafileler gibi Filistine gidecektir. Karısını öldüren koca Beşıktaşta kıskanclık yüzünden karısı Asiyeyi bıçakla öldürmekten suçlu Ahmed hakkındaki tahkikat neticelenmiş tir. Dosya, İstanbul ikinci Ağırceza mahkemesine gelmiştir. Suçlunun yakında muhakemesine baslanacaktır. Teşekkür Refıkamm cenazesine gelmek veya taziyet etmek suretile lutfen izharı müveddet etmiş olan bütün muhterem zevata arzı şükran ederim. Yusuf Razi Feridun DİRİMTEKİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: