14 Aralık 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

14 Aralık 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET HUKUKÎ TETKİKLER Medeni kanunda tashih zaruretleri ~~ Yazan: ~ 3 [] • Boğaz ve Halic vapurları Üsküdarda ve Boğazda oturan bir çok kariimizin imzasmı taşıyan bir mektub aldık. Şirketi Hayriyenin 20,30 dan itibaren İstanbuldan Üsküdara vapur seferlerini tatil ederek iki yaka arasındaki münasebeti kestiğinden ve sabahları 8,20, 8,25 postalarmı Boğazdan gelen vapurlar yaptığı için bu vapurlara binemiyen talebenin mekteblerine, vazife sahiblerinin iş ve güçlerine geç kaldıklarından, Şirket idaresine başvurduklan halde çaresine bakılmadığından şikâyet ediliyor. Bu, Üsküdar faslı... Boğaziçi faslına gelince, işte ondan da bir safha: Ayın on ikinci günü 8,15 te Beylerbeyine uğrıyan 63 numarah vapur, istiab haddinden çok daha fazla, iki bine yakın yolcu alarak ortada sis, tipi gibi bir mâni de bulunmadığı halde ancak 9,30 da Köprijye vâsıl olmuştur. Halic sahillerinde oturan karilerimiz ise, Eyübden 7,20 de hareket eden vapurun Köprüye 7,47 de vâsıl olması lâzım gelirken her sabah mıintazaman 20 dakika rötar yaparak bu yüzden lüzumsuz yere vakit kaybettiklerini matbaamıza müracaat ederek yanayakıla anlatmaktadırlar. Şirketi Hayriye ve Halic vaçurları idaresi hiç şüphesiz sade kâr ve menfaat zihniyetile hareket etmekte serbest olmıyan birer müessesedir umumî menfaate hizmetle mükeHef bulunmaları icab eder. Eğer bunu bizzat takdir etmiyorlarsa, onları murakabeve memur makamın meseleve miHpb^le ederek işleri yoluna ko'nıası lâzımdır, diyoruz, f 14 Birincikânun 1940 Şehir ve Memleket Haberleri Hesab veren muhtekirler Nuhakeme edilmekte olan 3 maznundan birisi dün mahkemede tevkif edildi İstanbul mahkemelerinde dün muhtelif millî korunma davalarına bakılmıştır. Bunlardan altmcı asliye ceza mahkemesindeki bir davada, Bakır. köyde bakkaliye mağazası sahibi Yordan maznun mevkiindedir. Tah. kikata göre, Kadir isminde bir müşteri yarım küo kahve istemiş. Yordan, buna karşı «Dü^kânımda buunan kahveden sana hiç satmam. bu kahve, benim devamlı müşteri. lerime mahsustur» demiş. Kadir de bunun üzerine ihbarda bulunmuş. Zabıta memurları, dükkânda yapılan aramada, yarım çuval dolusu kahve ele geçtiğini, çuvalda yirml iki kilo kahve bulunduğumı zabıtla tesbit etmişlerdir. Şimdi Yordan. bu mevcud malı satışa arzetmemek sureti'e millî korvnma kanununa muhalif hareketten maznun olarak mahkemededir. Kendisi, evvelce vaziyeti bu volda anlatan ifadelerine karşı ne diyeceği sorulunca, «Hiçbir diyeceğim yoktur> demiştir. Mahkeme, bakkal hakkında derhal tevkif müzekkeresi kesmiştir. Zaptı imzalıyanlarla di. ğer şahidler çağtrılacaktır. Kirayı artıran apartıman sahibi Ayni mahkemede bakılan diğer bir dava da, bir apart'man sahîbi Pandeli Mısırlıoğlu aleyhindedir. Şahsan davacı olan fotografhane sahibi İstratinin sikâyetine nasaran, apartıman sahibi. bu kiracmın fo, tografhane yaptığı en üst katm kirasını on dört liradan on sekiz liraya çıkarmış. Pandeli Mısirlıoğlu, o katı kiracmın sadece mesken olmak üzere tuttuŞımu, sonradan, katm bazı tesisat nâvesile fotograf. hane şekline sokuimasını lstiverek bilmukabele kira bedelini artırma teklifinde bulunduğr"nu söylemiştir. Davacı taraf. «Bu kat, esasen fooerafhane olarak tutulmuştu» iddiasını Uerl sürmvştür. Mahkeme, tetkik ve tahkik için muhakemeyi bırakmıştır. tpekliyi fazlaya satmi} İkinci cezada da. sun'î ipek fabrikası sahibi Refîllin, mevkufen muhakemesine başlanmıştır. Kendi. sinin, evvelce 105 kuruştan sattığı siyah renkte suni ipekten yapılmış jorjet denilen kumaşm metresini 145 kuruşa çıkarmak; bu yolda fatura hazırlamak suretile ihtikâr yaptığı iddia olunuyor. Refall, bu kumaşm ötedenberi üç cins üzerine ve ayrı ayrı fiatlarla satıldığını, esasen on beş ay evvelki fiatla yeni fiat arasında pek tabiî olarak ba. riz bir fark mevcud olduğunu, kendisinin en iyi cins kumaşı halen en normal ftata satlı§ını söylemiştir. Mahkeme, bu müdafaayı tahkik etmek kararile, muhakemenin devamı kalmıştır. General Kâzım Özalp'ın milletetavsiyesi «Bugünkü parolamız istihlâki, ntümkün olan tasarrnfu yaparak daraltmaktır »I Medenî kanunu anda, vazifesini ge» u z u n 35 inci madj reği gibi ifa edemidesinin 2 nci fıkyen vasinin başka rası: «Şeriklerden | bir kusuru olmasa her biri muhik [bile vazifesine ni sebeblere istinadla, işletme ve tem I hayet verebilir> diye yazılı iken İsviçre sili J ı J eden = ' : J .;Ü deruhde ı şerikin idaresin kanununun buna tekabül eden 445 inci : Iştirakle tereke taksimindeki hükümle: maddesinde şöyle yazılıdır: nazarı dikkate abnmak üzere müşte •Le tuteur coupable de negligences rek mallardan istifade hakkına teşri' graves, d'abus dans l'exercice de ses kini hâkimden isteyebilir.» fonctions de d'aetes qui le rendent inVuzuhtan âri olan bu fıkranın aslm: digne, est destitue par l'autorite tuda görelim; İsviçre kanununun 348 inc: telaire; il en est de meme du tuteur rceddesinin 2 nci fıkrası: qui devient insolvable. «Chacun des indivis peut, pour d < Si le tuteur ne reraplit pas conveJustes motifs, demander au juge qu'i nablenıent ses fonctions, l'autorite tul'autorise a participer a I'exp1oitation dı telaire peut, en l'absence de touie gerant, en tenant compte des disposi faute, le relever de sa charge des que tions selatives au partage successoral.> les interet du pupille sont menaces.» Görülüyor ki türkçe metindeki (MüşFransızca metnin her iki fıkrasmda terek mallardan istifade hakkına teşri vasiyi azledecek makamın autorite tukini) cümlesi fransızca metinde yoktur telaire olduğu yazılı iken türkıje metinbunda yalmz (jera'nın yani Idare ede de, birinci fıkrada asliye mahkemesi, ve nin işletmesine iştirak etmeğe izin ikinci fıkrada sulh mahkemesi deniliverilmesini hâkimden ister) manasın yor. Bizim kanunun 347 nci maddesingelen bir cümle vardır. Türkçede ise de vesayet daireleri gösterilirken, mehem (İşletme ve temsili deruhde eden hazimizin autorite tutelaire dediği maçerikin idaresine iştirak) cümlesi ve hem kamın mukabili olarak sulh mahke(Müşterek mallardan istifade hakkına mesi, autorite de surveillance'ın mukateşrikini) cümlesi vardır. Bu son cümle bili asliye mahkemesi gösterilmiş ve kaİsviçre metninde olmadığı gibi zaten nunumuzun diğer maddelerinde bu iki metinde böyle bir cümlenin konulması otorite hep böyle tercüme edilmiştir. Şu na da lüzum yoktur, zira müşterek mal halde mezkur 427 nci maddenin iki fıklardan müşariklerden hepsinin istifade rasmda, aynı kelimenin başka başka kehakkı olduğundan bunun için hâkimden limelerle tercüme edilmesi şüphesiz İzin istemeğe mahal yoktur. dikkatsizlik neticesi bir hatanın eseri Gerek 335 inci maddede, gerek o mad olduğu meydanda ise de bu hata yü3eyi ihtiva eden ve aile mallan başh zünden, asıl mehaze muhalif olarak, vağını taşıyan faslın diğer maddelerinde sinin bazan asliye ve bazan sulh mahkullanılmış olan ban terimler dahi dik kemesi tarafından azlolunması manası POL1STE çıkarılacağı cihetle bunun da tashihe kate şayandır. Bizim kanunun 323üncü maddesinde değer bir yanlışlık olduğuna şüphe olu Dokuma fabrkiasında yangın bir şirketi emval tabiri kullanılmıştır. namaz. başlangıcı Bu tabirin Mecellede muayyen bir maAynı yanlışlığı kanunumuzun 429 unAyvansarayda Tikvaş Villi dokuma nada kullanılmış olduğunu haürlanz. cu maddesinde de görüyoruz. Hem bu makinelerden birinde Mecellede mevcud hukuk terimlerinden maddenin fransızca aslında, birinci fık fabrikasındaki hiç birinin yeni kanunlarımıza almma rada autorite tutelaire denildiği halde, bulunan yünler tutuşmuştur. Etraftan ması taraftan değiliz; zaten buna im 2 nci fıkrada sadece elle zamiri yazıl yetişilerek, yangm başlangıcında sönkân da yok. Gerek medenî kanunumuz mış olduğundan bundaki dikkatsizlik dürülmüştür. da. gerek borclar kanununda, eski Me daha bariz bir şekil almıştır. Kömürden zehirlenerek öldü celle terimlerinin birçoğu bulunmaktaBizim kanunun 443 üncü maddesinin Ramide yol inşaat silindirinde muavin dır. Fakat bu terimleri Mecelledeki ma birinci fıkrasında: «Nesebi sahih olmınalarile mi kullanacağız, yoksa başka yan hısımlar, ana tarafından nesebi sa olarak çalışan Ramazan, gece çadırdaki mana mı vereceğiz? Mesele buradadır hih hısımlar gibi mirasçılık hakkım ha mıngalda kok kömürü yakmış, bir müdBahsimizin mevzuu olan 323 üncü mad izdir» diye yazılıdır. Halbuki bu mad det sonra kendisini kömür çarpmıştır. dedeki şirketi emval tabiri fransızca in denin mehazimizde mukabili oîan 461 Yırmi bir yaşında olan Ramazan, zehirdivision teriminin mukabili olarak ko nci maddenin aynı fıkrasında: «Les pa lenerek ölmüştür. H a s t a n e y e kaldırıldı nulmuştur; bu kelime taksim edilmemiş rents naturels ont, du cote maternel olan müşterek bir şeyin müşâ haline les raemes droits successorau* que les Taksimde Ankara garajında gece bekdenildiği gibi, o şeyde hissedar ve mü legitimes» denilmiştir. Fransızca metin çisi Hüseyin de, yaktığı mangah ototeşarik olan sahiblerinin haline de de den vazıhan çıkan manaya göre, nesebi mobillerden birinin içerisine almış, yatnilir. Mecelledeki şirketi emval tarifi sahih olmıyan hısımlar, ana tarafından mıştır. Kömür çarpmasından baygın hane göre, bu tabir indivision'un muka iseler, nesebi sahih hısımlar gibi varis le gelerek, Beyoğlu hastanesine kaldıbili olamaz. Bizim kanunun 324 üncü olurlar. Halbuki türkçede ana tarafın rılmıştır. maddesinde böyle bir indivision'un res dan sözü nesebi sahih hısımlar kelimeBir amelenin kolu dinamomî senedle yapılacagı yazılı olduğuna erinden evvel konularak ona atfolungöre, mütercim bu terimi Mecellede muş olduğundan, fransızca metnin manun altında ezildi akid şirketinin bir nev'i olarak göste nası muhafaza edilememiştir. Fransızca Sirkeci garında on ton ağırlığında rilen şirketi emval tabirile ifade ede metindeki cümle harfiyyen ve tertib sı bir dinamo kaldırılırken, bir kaza ol değişmiyerek türkçeye çevrildiği muştur. Dokuz omele, dinamoyu vince bileceğine zahib olmuşsa da şirketi rası emvalin Mecelledeki tarif ve tavsi.fine Bİ.S koyulmuşlardır. çın aîsının manasından inhiraf edil lakmışlar, kaldırmağa ve hususî şeraitine nazaran indivision'un Bu sırada Karagümrükte Neslişah mamiştir. mukabili olamıyacağı ve bilâkis bu maGene o maddenin ikinci fıkrasmda o hallesinde oturan amele Alinin kolu, kamda gene Mecellede kullanılmış olan suretle hareket edilmediğinden asıldaki makine altında kalarak ezilmiştir. Ağır mülk şirketi tabirinin istimali doğru oyaralı Ali, hastaneye kaldırılmıştır. mana tağyir olunmamıştır. lacağı teslim edilir. Filvaki Mecellede Gene o maddenin üçüncü fıkrasında Tahkikat yapılıyor. mülk şirketi temellük sebeblerinden olan parent naturel kelimeleri nesebi sahih iştira ve ittihab ve vasiyet kabulü ve teolmıyan çocuk diye tercüme edilmiştir. Arkadaşını çakı ile yaralıyan varüs gibi bir sebeble ilâh... bir şeyin Kanunumuzun 480 inci ve müteakıb çocuk birden ziyade kimseler beyninde müşmaddelerinde officier public terimi resDarülacezede barındırılan çocuklardan terek olması diye tarif edilmiş ve bu mî memur diye tercüme edilmiştir. Hübazıları arasında kavga çıkmış, çocuktarifin şümul dairesine, mezkur 323 üncü ukmet memurlannın hepsi resmî memaddemizde an'asıl bir miras dolayılardan Hüseyin, bu kavgada Hasan ve murdurlar; officier public veya officier sile hâdis olduğu gösterilen indivision'un İrfan isimlerindeki arkadaşlannı çakı ministeriel ise resmî senedleri tanzim ve girebileceği şüphesiz bulunmuştur. İle vücudlerinin muhtelif yerlerinden tasdik vazifesile mükellef olan memuryaralamıştır. On dört, on beş yaşlarmda Zikri geçen fasılda bir de şerik keli ar demektir; noter ve saire. olan üç çocuk arasında bir meseleden mesine rastgeliyoruz ki fransızca indiİsviçre kanununun 499uncu maddevis teriminin mukabili olarak kullanıl sinde: «Le testament public est recu. çıkan kavgada, evvelâ Hasanla İrfan bir mıştır. Halbuki gene Mecellede şerik avec le concours de deux temoins, par olup Hüseyni bir hayli dövmüşler, gözkelimesi akid şirketi azasına tahsis edil ın notaire, un fonctionnaire ou toute leri kızan Hüseyin de ötekilere kıyasıya miş ve mülk şirketinde daima hissedar, autre personne ayant qualite â cet effet çakı saplamıştır. Hüseyin yakalanmış, diğerleri Beyoğlu hastanesine yatırıl müşarik, müteşarik kelimeleri kullanıl d'apres le droit cantonal.» mıştır. Halk arasmda şerik kelimesi bir Denilmiş ve ondan sonra gelen mad mışlardır. akidle hâdis olan şirketin azasını ifade delerde noter ve saireyi tekrar etmemek için kullanıldığı malumdur. Şu halde çin onların kanunî unvanı oîan officier Balkona yanlışlıkla geçmiş! Galatada Kasablar sokağında bir oteindivis teriminin şerik kelimesile ifadesi public terimi kullanılmıştır. Bizim kadoğru olmasa gerektir. nunun 479uncu maddesinde dahi res le inen Arslan isminde biri, gece yanBu terimler hususunda daha bazı di mî vasiyetin sulh hâkimi, noter veya daki evin balkonuna geçmiştir. O evyeceklerimiz varsa da bunu terminoloji kanunen bu hususla tavzif edilen me deki kadınlar, pencerede Arslanın gölmur tarafından tanzim edileceği yazıl gesini görünce «hırsız var, yetişin» diye bahsimize bırakıyoruz. Bizim kanunun 427 nci maddesinde: mışsa da ondan sonra gelen maddeler haykırmışlardır. Yakalanan Arslan, kacVasinin, vasiliğe gayrilâyık bir hali an de officier public yerine resmî memur pıyı şaşırdığını, yanlışhkla yandaM ballaşılır veya vazifesini ifada suüstimali özü kullanılmıştır ki bunun officier kona geçtiğini söylemiştir. Sultanahmed ikinci sulh ceza mahkemesi hâkimi Saveya fahiş bir ihmali görülürse mahke sublic manasına gelemiyeceği mei asliye tarafından azlolunur. BorN. A. lâhaddin Demirelli tarafından tevkif ecunu ödemekten âciz kalan vasi hakdilmiştir. l»] İlk iki yazısı 20 ve 23 teşrinisanl kında da hüküm böyledir. Sonbahara yakın günler... Ga«Sulh hâkimi vesayet altındaki kim arihli CUMHURİYET'te intişar etmişzetedeki işimi saat on sularında bisenin menfaatlerini tehlikede gördüğü tiriyor ve doğruca yeni taşındığım ADLÎYEDE eve gidiyordum. Bazan açık pencer reden, karanlık sokağın nefes alış. lannı dinleyor, ara sıra da çalışı. Tevkif edilen randevucu yordum... Tam karşımdaki evin gaGalatada Saksı sokağında oturan Ha rip hali de hoşuma gidiyordu. Pencere perdeleri daima inikti ve •£• Dahiliye Vekâleti vilâyetlere gön rikliya isminde bir kadmm randevucuderdiği bir tamimde geçen sene bazı luk yaptığı haber alınmış, evinde arama içersini göremiyordum... Bu eve tanoksan tedbirlerden halkın kömür ih yapümıştı. Evde kadın erkek bazı kim şındığımın ikinci akşamı idi. Oradan bazı sesler duydum... tiyacmın lâyıkile karşılanamadığı bil seler bulunmuş, bu arada Harikliyanın dirilerek bu sene bu hususta dikkatli küçük yaşta bir kızı da kuyuya sakla Bir erkek: dığı anlaşuarak zabıt tutulmuştu. Ha Ne olur, diyordu... Bir çarkı hareket edilmesini istemiştir. rikliya, Sultanahmed ikinci sulh ceza söylesen sevgili, güzel karıcığım. İC Sokak lâmbalannın tekrar mahal mahkemesi hâkimi Salâhaddin Demirelli Bir çocuk sesi de söze karıştı: l;ne takılması işi dün nihayet bulmuş tarafından tevkif edilmiştir. Sahi vallahi anneciğim... tur 7000 lâmba tamamile mahalline taVe, evvelâ bir tanbur sesi duyul. Zeyneb Kâmil hastanesi ser du, arkasından da güzel, uzaklarkılmıştır. tabibini tehdid eden adam dan gelen bir kadın sesi: fr Ankarada bulunan Vali ve Bele«Kalbim gene nıahzun serü andiye reisi Lutfı Kırdar temaslarım ıkyakalandı dım da derinden mal ederek yarın şehrimize gelecektir. Geçtim gene dün eski hazan Üsküdarda Zeyneb Kâmil hastanesi k Muamele vergisi beyannameleri Başhekimi Eyüb Aksoy'u ölümle tehdid bahçelerinden» Ruhumdaki yalnızlığın duvarlane birer kuruşluk tayyare pulu ilsak ettiği iddiasile Ulvi isminde biri yakaedilmesi lüzumu alâkadarlara bildiril lanmış, Üsküdar adliyesince hakkında rına bu sesi, dalgın dalgın dinle. mistir. tahkikata başlanmıştır. Şikâyete göre, dim... İki akşam sonra, hem de hastanedeki kadın hademelerden birisi «belki gene o güzel sesi duyarım» nin geçende bazı sebeblerle işine niha diye eve erkence geldim. Baro bu giin toplanıyor Lâmbamı yakmadım. Bu defa, yet verilmiş, bu kadınla yakından tanıkahkahalar duyuluİstanbul Barosu umumî heyeti, bugün şan Ulvi, kadmm tekrar işe almmasını karş.ı evden saat on dört buçukta İstanbul Adliye da temin maksadile doktora muhtelif yer yordu. Şakrak, tannan. çıldırtıcı bir kadın kahkahası... Erkek de güiresinin ticaret mahkemeleri korido lerden tehdid mektublan yollamıştır. runda içtima edecektir. Geçen cumartesi Ve her defasında da ölüm tehdidleri sa lüyordu: Haydi, haydi, bir tane daha ekEeriyet olmadığından bu güne kalan vurmuştur. Ulvi tevkif edilmiştir. iç de şu benim zarkıyı söyle... içtimada mevcud ekseriyetle iktifa oluVe gene, ayni tanburun tellerinnacaktır. Ruznamede, ezcümle, reis ve Yurddaş! den yükselen seslere, ayni kadın idare meclisi azası intihabı ile adliyede Mal stoklarımızdan lüzumsuz hiç sesi iştirak etti: ıslahat temennilerini tespit eden baro bir şey harcama. «Estin gene divane gönüllerde komisyonu raporunun müzakeresi varUlusal Ekonomi ve Artttrma bu akşam dır. Kurumu Busen kokuyor bahçede yollarda N. A. Bütün yurdda satış merkezlcri Doğru deçil ni ? geçmiştir. Müesseseler merkez müdürlüğü ilk iş olarak memleketin her tarafına pamuklu kumaş göndermiştir. Yünlü kumaşlar da hazırlanmaktadır. Bunlar da yakmda gönderilecektir. Memleketimiz dahilindeki 63 vL lâyet, şimdi toptan satışlara da başlamış olan Yerli Mallar Pazarları şubeleri ve fabrikalar satış bürolarına göre taksim edilmiştir. Her vilâyet tüccar ve esnafı doğrudan doğruya kendi mıntakalarındaki şubelere ısiparişte bulunacaklardır. Trabzon şubesi derhal, Samsun ve Diyarbakır şubeleri de bu ay niha. yetine kadar açılacaktır. Ereğli. Kayseri ve Nazilli toptan satış büroları da toptan satış mağazalarına tahvil olunmaktadırBunlar açılıncıya kadar bu vilâyetler esnafı en yakın merkeze müracaat edeceklerdir. Sun'î ipek ve pamuk ipliği sipa. rişleri do|rudan doğruya İstanbuldaki müesseseler merkezinde kabul olunacaktır. Şikâyetler de kezallk müesseseler merkezince kabul o. lunacaktır. Vilâyetlerde açılan devİlk partİ olarak 1500 let müesseselerine paton demir Macaristana muklu kumas gönderildi Başmüfettiş emrindeki ihrac edildi Devlet sanayi müesseseleri ma. kadro dün faaliyete Karabük, Türkiye demir ve çemulâtını toptan ve perakende satış lik fabrikaları hükumetimizin mügeçti müesseseleri yeni te^kilâtı faaliyete saadesile Macaristana da pik demir ihracına başlamıştır. Macaristana ilk parti olarak 1500 ton pik demir yola cıkarılmıstır. Buna »nu'kabil Macaristan çivi teli verecektir. Bu şekilde üç parti pik demir Macaristana gönderilecek ve mukabilinde 2500 ton çivi teli gelecektir. Çekosîovakyadan da 200 ton çivi temin olunmuştur Bunun ilk par. tisini teşkil eden 60 ton yola çıkmıştır. Bir iki güne kadar şehrimize Başmüfettiş dün fiat murakabe gelecektir. Demir ve madenî eşya komisyonunun bütün evrak ve def ithalât birlieinde dün bir toDİantı terlerini başmüfettişlik emrine al yapılmış ve bu toplantıda bu çivilemıştır. Şimdiye kadar fiat mura. rin tevziatı yapılmıştır. kabe komisyonunca takibe uğramış Macaristana gidecek ve yürütülmüş bütün muamelelere aid evraka da vaz'ı yed edilmiştir Fiatları murakabe ve ihtikârla mü. cadele işlerile meşgul olmak üzere Ticaret Vekâleti tarafından memur edilerek şehrimize gelen Ticaret Vekâleti başmüfettişi Lutfi Aral dün gene ayni işe memur edilip şehri. mize gelmiş bulunan müfettiş ve müfettiş muavinlerile bir görüşme yapmıştır. Ticaret Vekâletince bu hususta bir de talimatname hazırlanıp gönderilmiştir. İstanbul mıntaka ticaret müdürMacaristanla aramızda ticarî mülüğü ve fiat murakabe komisyonu emrinde olarak şimdiye kadar va zakerelerde bulunmak üzere gidecek zife gören başmurakıb ile murakıb heyet salı günü hareket edecektir. lar da başmüfettişlik emrinde va. Dün mıntaka ticaret müdürlüğün. 3 zife görmek üzere alınmıştır. Yeni < e Macaristanla ticaret yapan tayapılan imtihanda muvaffak olup cirler bir toplantı yanarak heyete vazifeye tayin olunacak mürakıblar yarjılacik bazı temennileri tesbit et. da grup grup bir müfettişin riya mişlerdir. seti altında çalışacaktır. Bu suretle fiat murakabe komisyonu fiatları MtJTEFERRtK tesbit edecek, tatbikat kısmile başmüfettişlik emrindeki teşkilât meş Beyoğlu Ermeni kilisesinde gul olacaktır. Fiat Murakabe teşkilâtı Nacarlara pik demir veriyoruz heyetimiz SIHHAT İSLERİ Taksim Eminönü arasında otobüs seferleri tahkikat 1KT1SAD Belediye, izdihamı önlemek ve halkın nakil vasıtası ihtiyacını gidermek üzeMuamele vergisinde tadilât re bu günlerde Taksimle Eminönü arasında otobüs servisi ihdasına karar Büyük Millet Meclisinde yakında müvermiştir. zakere edilecek olan muamele vergisi tadilâtı üzerinde temasta bulunmak üAsker ailelerine yardım Asker ailelerine yapılan yardım de zere dericiier birliğinden dclrt kişilik vam etmektedir. Bu ay zarfında 44,000 bir heyet dün akşam Ankaraya git lirs tevzi edilmiştir. Ayda kazancları miştir. Heyet dün mıntaka iktısad müdürü beş yüz liradan fazla olanlar bu yardıma beş lira vermek suretile iştirak et nezdinde bir toplantı yapmış bu esaslar mekte idiler. Bu miktarda para veren üzerinde görüşülmüştür. lerin sayısı 385 olmak üzere tespit edilBulgaristandan gelen eşya miştir. Dün Bulgaristandan porselen, biley MAARtFTE taşı, teneke, kâğıd, mevaddı kimyeviye, anilin boyalar, demir eşya ve makine İlk mekteb çocuklannı gelmiş tir. sıyanet için... İlk mekteb başmuallimleri dün Haî evinde bir toplantı yapmışlardır. Bunda muallimlerin talebe velilerile temas ederek çocukların hal ve tavırlarile çaışma dereceleri hakkında görüşmele ine ve ilk mekteb talebelerinin tram'aya atlamak suretile bir çok kazalara ^ebebiyet verdiklerinden muallimlerin söbetle en yakın tramvay istasyonla ında bekleyerek çocukları kontrol etnelerine karar verilmiştir. Beyoğlu Evkaf müdürlüğü, Beyoğlu Ermeni kiliseleri tek mütevelliliğinin muamelâtı hakkında yapılan ihbarlar hakkında tahkikata başlamıştır. Bu münasebetle, Beyoğlu Vakıflar müdürü Hilmi, refakatinde mülhaka mümeyyiz Sedad olduğu halde dün Beyoğlu Balıkpazarmda kâin Ermeni kilisesine gitmis, kasada mevcud para ve mevduatı makbuz mukabilinde tesellüm etmiştir. Vakıflar müdürü, ahvâlin tavazzuhuna ve tahkikatm ikmaline kadar, icarlarm Evkaf tarafından tahsil edileceğini, maaslar da dahil olmak üzere sarfiyatın da Evkaf tara fmdan yanO'cağını tek mütevelliye tebliğ etmiştir. Dünkü ihracat Dün şehrimizden 130,000 liralık ihracat yapılmıştır, Bu ihracat meyanında Üsküdar birinci orta okulun, ekseribilhassa İsveçe civa, Rumanyaya porta yetini zengin olmıyan vatandaşların çokal ve Amerikaya mavi haşhaş gönde cuklannı teşkil eden hamiyetli talebeleri rilmiştir. hududlarımızı bekleyen kahraman askerierimize kışlık hediye almak üzere, Yunanistana arpa ihracı Yunanistana iki bin ton arpanın ihracı kendi aralarında 126 lira toplamışlar ve çin Ticaret Vekâletince lisans verilmiş bun.unla 300 küsur çift yün çorab hazırlamışlardır. tir. vallı olsun. O, mes'ud bir adamdı. Şakıyan bir yuvası vardı. Karısı, ço. luk çocuğu... Her akşam tanbur seslerinin, kahkahaların savrulduğu bir ev... Müddeiumumî bir kahkaha attı: Çoluk çocuğu ha!... Tanbur sesleri, şarkılar ha!... Ve; eli ile köşedeki büyük bir gramofon makinesini, müteakıben yerde kırümış büyük plâklan gösterdi. Sonra. sağlam kalmış bir plâkı makineye yerleştirdi, plâk, dön. meğe başladı: Ne olur, bir şarkı söylesene sevgili, güzel karıcığım... Sahi vallahi anneciğim... Tanbura refakat eden bir kadın sesi: Kalbim gene mahzun seni andım da derinden Geçtim gene dün eski hazan bahcelerinden... Ve, plâkı durdurdu. Anlamıştım. Müddeiumumî bana yaklaştı: Hayatı büyük ıstırablarla geçmiş bir insan, dedi, evlenmek iste, miş. Muhayyiiesinde kendisinin yarattığı mes'ud bir yuva varmış. Güzel bir kadm... Bir kadın ki. sesi de güzel ve tanbur çalıyor... Çocukları olacak... Her zaman eğlenecek ve sevişecekler... Bu fikri sabit, onun kafa tasmda büyüyen, fakat hayat sahasında nedense tahakkuk edemiyen bir hastalık halini almıs... Kendisini tatmin için, nihayet bu plâkîarı doldurtmuş... Her gün. her gece onları çalıyor, fikri sabitini tatmin ediyormuş... Fakat nihayet onlar da kâr etmeyince hepsini oar. çalamış. kırmış ve hayata (Allahaısmarladık). diyip gitmis... Kahraman askerlerimize hediye 8= KUçUk hlkâye Kısa Haberler Deli zengin bu akşam...» Ses, biraz derinden, âdeta ruhun en gizli noktalarına temas ede ede geliyordu. Bunu, diğer bir şarkı takib etti. Ve erkek sordu: Çocuklar uyudu galiba!. Kadınm cevabını iyi işitemedim... Biraz sonra orada da ışıklar söndü... Ev sahibi ertesi gün bana uğramıştı. Dut yemiş bülbül gibi söylemezin biri... Bizim komşuyu soracak oldum: Bırak canım, dedi, deli zenginin biri... Neresi deli idi bu adamm? Her akşam evine geliyor, çoluk çocuğu ile eğleniyor, yiyor, içiyor, sesi ve tanburu,. belki kendisi de gü. zel olan bir karısı var.Şarkı söyleyerek, gülüşerek eğleniyorlar... Hani herkes böyle deli olsa!. Başka bir aksamdı. Dinlediğim seylerin hepsini anlatamıyacağım... Zaten fazla kulak misafüiiği edememiş, penceremi kapamış ve yatmıştım... Erkek: w Söyle, diyordu, söyle; seviyor musun beni?. Kadm şu cevabı verdi: Sevmek ha!... Sevmek ha!... Çıldırıyorum senin için... Fakat yapma, of, kollarımı incitiyorsun... Orhan Rahmi GOKÇE Hâydi, gel!... Bilsen ne kadar mes'udum... Ben de... Ben de... Fakat isırma kuzum, oh, ısırma, ne olur. sun, yarın komşular görürlerse ne derim?. Erkek gülüyor, kadm bir gıcıklanma ile çığlıklar atıyordu... Muhayyilemde, sevişen bir çiftin çılgınlığı canlandı. ÇekUdim, pence. reyi kapadım. yatağıma uzandım, elektriğin düğmesine dokundum, odamı karanlıklara boğdum... *** Aradan on beş gün kadar geçti... Bir seyahatten dönüyordum... Deli zenginin evinin önünde bir kalaba'ık birikmişti... Ne oluyordu acaba? Çantalarımı kapınm arkasma bı. rakarak, ben de kalabalığa daldım. Tuhaf şey; merdivenlerde polisler vardı. Beni tanıdılar ve meslek hatırına yukarıya çıkmakta serbest bı raktılar. Dostum olan gene bir müddeiumumî, odanm ortasmda ayakta du. ruyordu. Yerde kan izleri, dağılmış, parçalanmış eşya vardı. Müddeiumumî beni görünce: Tamam, dedi, senin için enteresan bir mevzu... Tanır mıydın zavallıyı?. Tanırdım... Fakat neye za Ulusal Ekonomi ve Arttırma Kurumu Genel Başkanı ve Balıkesir meb'usu General Kâzım Özalp, tasarruf haftası münasebetile ezcümle demiştir ki: « Bu millet, bir cihan harbi daha yaşadı. 1914 1918 Gihan Har. binde Osmanlı imparatorluğu bilfiil ıarbeden devletler arasında idi. Bugün Türkiye Cumhuriyeti, harb dışmda bulunuyor. Fakat yarın harbe girecekmiş gibi hazırdır ve hazırlanıyor ve kuvvetimize güveniyo. ruz. Osmanlı imparatorluğu ile Cumhuriyet Türkiyesi arasındaki farklara dair şimdiye kadar bircok mukayeseler yapılmıştır. Artık bugün bu mesele bir mukayese mevzuu olmaktan çıkmıştır. Çünkü aradaki farkm hududu pek çok genişlemişve değişmiştir, Cumhuriyetin feyizlerinden kısa zamanda büyük fay. dalar gören milletimizin her sahadaki kuvveti bugün tamamile kökleşmiş bulunmaktadır. Bu kuvvetin başlıcasmı teşkil eden Cumhuriyet Ordusu dinçliği, hazırlığı, modern teçhizatı, talim ve terbiyesi bakımından tamamile emniyet ve itL mada lâyık bir haldedir. Bu hususta tafsilâta girmiyeceğim. Kuvvetimizi mütalea ederken çok mühim olan iktısadî varlığımızı da gözden geçirmek lâzımdır Ziraat işlerimizde geniş bir inkişaf müşahede edi. yoruz. Ziraat işleri Cumhuriyet devrine kadar bir vakit Türk köylüsü için faydalı ve kârlı bir hal almamıştı. Geçen Cihan Harbinde bu millet ziraî maddelerden yana çok büyük mahrumiyetler ve acı sıkıntılarla pençeleşti. Halbuki bugün Türkiyemiz cihanda nadir birkaç memlekete nasib olan bir bolluk i. çlndedir.> Millî sanayiin yükselişinden ve milliyetçilik zihniyetimizdeki terakkiden ehemmiyetle bahseden General sözüne şöyle devam etmiştir. « Sevgili yurddaşlanm, doğrudan doğruya ve filen bir harb i. çinde değiliz, ama dolayısile ve gene elimizde olmıyan sebeblerden, bir harb iktısadiyatı içinde yasıyoruz. Yani normal, tabii zamanlarda değiliz. Bu itibarla hayatımızı yeni şartların icab ettirdiği zaruretlere uydurmak mecburiyetindeyiz. Her vatandaşm boynuna borç olan bir takım yeni vazifeleri vardır ki bunlan yaptığımız nisbette kuvvetimiz ve itibarımız artacaktır. Şimdi bunlardan en mühimlerini hatırlıya. lım: Eskiden, yani normal zamanlarda vatandaşlarımıza tevsiyemiz şu idi: «Bol, bol seyahat ediniz, ucuz biletlerden istifade ediniz, yurdumuzu geziniz> Bugünkü normal şartlar altında ayni tavsiyede bu. lunamıyacağız. Çünkü nakliye vasıtalarımızı, daha mühim ihtiyaçlar için kullanmaya mecburuz. Onun için şimdi, yurddaşlarımıza tevsiyemiz şu olacaktır: «Mecburî bir sebeb olmadıkça seyahate çıkmayınız.» Normal zamanlarda vatandaşla. nmıza, şu tavsiyede bulunuyorduk: «Vatandaş bol şeker ye, bol bol reçel ve şurub yap. > Bugün, bilâkis, vatandaş, şeker sarfiyatını azalt demeğe mecburuz. Çünkü tstihsalimiztien fazla geker sarfedersek dışarıdan şeker getirmek mümkün olmadığı için, şeker stokumuz azalır. Onun için meselâ: Çayımıza üç şeker atıyorsak iki şeker tamıya a. lışalım, şekerli ihtiyacımızı kısmen pekmezle vesair kuru üzüm, incir, kayısı gibi şekerli yemişlerle kapatmıya çalısalım. Eskiden umumiyetle parolamız, istihlâki artırmaktı. Halbuki bugün mümkün olan tasarrufu yaparak daraltmaktır. Çünkü istihlâk arttık. ça taleb artacak ve artan taleb nisbetinde de istihsal çoğalmazsa, tabiatile fiatlar yükselecektir. Onun için istihlâk cephesinde umumiyet üzere şu kaideyi koyabiliriz: Haricden gelen mallarm is. tihlâkini tamamen yok etmek kabilse yok etmeli, azaltmak kabilse azaltmalı. Fakat hiçbir vakit çoğalt mamalı. Belediye takib bürosu müdürlüğü Beledive Neşriyat ve İstatistik şefi Kemal Mutluay terfian Takib bürosu müdürlüğüne tayin olunmuştur. Millî Mücadelede çalışmış, Borsa ve şırketler komiserliği yapmış, mUlî ve nıahallî teşekküllerde değerli hizmet leri sebketmiş olan Kemal Mutluayın yeni vazifesinde de muvaffak olmasmı temenni eyleriz. CUMHURİYET Nüshası 5 kttruştur. flöofip jeraiîi SeneUk Alü aylık Üç aylık Bir aylık Türkiye için 1400 Kr. 750 * 400 > 150 » Harîc için 2700 Kr. 1450 » 800 > Yoktur. Dikkat Gazetemize gönderilen evrak ve yazılar neşredüsin edilmesin iade edilmez vo nyaından mes'uliyet kabul olunmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: