16 Aralık 1940 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Aralık 1940 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Bîrincîkâmm 1 9 4 0 CUMHURİYET O ISJ A B ursa ov asınd Laval gitti, Flanden geldi aval, şimdiki Fransanın hem Hariciye Nazırı, hem Fransamn şefi Mareşal Peten'in icabinda yerine geçecek olan haiefi idi, l'ani ihtiyar Mareşal tarafından kurulan rejinıin ve tutulan siyasetin istikrannı temine memurdu. Fakat Mareşal Feten bu derece güvendiği adamı, dün, ansızın azletti ve Hariciye Nazırlığından attığı gibi ileride kendisine halcf olnıaktan da mahrum etti. Yerinerie,yalnız Hariciye Nazırhğına Flanden'i tayiıı elmiş olduğunu bildirdi. Vaziyeü anlamak için Mareşal Petenden başlamak icab eder. Peten, katolik muhafazakârlığını temsil eder ve bu jüzden liberal demokrasiyi disipli.ı noksanhfina, çalışma iradesinin gevşekliğine, milli tesanüd hissinin zâfına sebeb olmakla itham eder. Fakat katolik muLafazakârlık yüzünden, Hitlerl'e Mussolini'yi değil, belki katolikliğe dayanan otoriter devletler vücude getirmeğe çalışan Avusturyalı Dolfüs ve Portekiz Başvckili Salazar'ı kendine örnek sayar Yirmi kadar kulübe, birkaç sundurma ve ahır, döşeme tahtalarının altmdaki boşlukta ayin zamanında bile. kö peklerle domuzların dalaştığı ohşap bir kilise. Kulübelerde, zenci köleler da^ıl olmak üzere, yüz kadar nüfus. Hepsi de paradan yana biribirinden züğürd. ümidden yana biribirinden zengin. Işte, Amerikanın yetiştîrdiği en büyük miBursa 15 (a.a.) Son günlerde ya ler tahliye edilmiştir. İnsanca zayiat zah üstadı Mark Twain, 30 İkinciteşrin ğan yağmurlardan Mustafakemalpaşa yoktur. 1835 de dünvava eeldiği zaman, eözleri, kasabasından geçen Simav çayı ile KaHanife deresi de Çeitikçiler köyüno zamanki Floridanın bu manzarasmı racabey ovasından alan Hanife deresi deki Haydar geçidinden bir gedık açgene birer gedik açarak bazı yerleri mış olduğundan Durumbey köyünu su gördü. Mark Twain, daha doğrusu, asıl isistilâ etmeğe başlamıştır. lar istilâ pvlemiştir. mile Samuel Clemens, ömrü oldukça, Valimiz, yanında jandarma a!ay kuEge mıntakasında garib bir maceranın birinden btekine mandanı olduğu halde suların isti'.âsına Izmir 15 (a.a.) Son fırtına ve yağuğr<jyan sahada tetkiklerde bulunmak murlar yüzünden Torbalı, Tire ve Ba geçmesi mukadder, sayısı nisbeten az insanlardandır. Hayatını tetkik edince ta ve icab eden tedbirleri almaktadır. yındır kazaları arazilerinin bir kısmı gorüyoruz ki, fıtrî istidadlarına inzı. Simav çaymın seviyesi bir metre 20 suîar altında kalmıştır. mam eden muhitinin garabeti, onun santim yükselmiştir. Kasaba içindeki geTireden alman bir habere göre kadiklerden birini aşan sular bir mahal zaya yağmurla beraber fındık büyüklü maceraperestliğini beslemekle kalmamış, maceraların verdiği üham, fıtrı leyi istilâ etmeğe başladığından bazı ev Sİinde dolu da düşmüştür. garabetini artırmış; bunu, hem eserletllllllllllllllill llllllllllllll rinde, hem hayatının muhtelif sahala• rında göstermesine vesile vermiştir. gene dereler taştı MARK TWAIN Yazan: Kundura unduralar yükseliyor. Ayak takımı sevinsin! Tabansız dediğimiz kadmlar şimdi iki parmak kalınlığında tabanı olan iskarpin giyorlar. Onlara sorarsanız mantara basmayız derler. Fakat bu tabanların çoğu mantar. Hakikat olsun diye mi? Çürük olsun diye mi malum değil. Vaktile denirdi ki: Kadınlann sinirliükleri kunduralarınuı ökçelerini yükseltip tabanlan alçak bırakmak yüzünden vücudlerine verdikleri vaziyetin merkezi sıkletlerini değiştirmesinden dolayı imiş. Ne münasebet efendim. Kadında sıklet olur mu ki; merkezi olsun. İftira! Nitekim evvelce yalnız topuk yükseltirlerken şimdi tabanı da yükselttiler. Sinirleri düzeldî mi? Ktdınların ne gibi mesleklerde muvaffak olabilecekleri görüşülen bir mecliste hazır bulunan bir Kayserili: Kıdından herşey olur. Pastırma olmaz, demiş ve ilâve etmiş: Sinirlidir de ondan. Biraz kabacadır ama tuhaftır, kusura bakmayın. Ve kadmlar kendi boylarmı üç dört santim uzatan bu kunduralara bayüıyorlar azizim. Sevgi de bu derece ayaklar altma alınır mı ya? Kunduralar yükseliyor. Çarşidan geçerken şöyle vitrinlere bit bakınız! Ayağa giyilecek bir pabuc 1820 lira. Evet, on sekiz, yirmi lira. Daha lüks yerlerde 2 2 2 5 liraya, hatta 30 liraya da var. Lâkin onlan evlerden irak müstesna bir musibet sayıyorum. Allah muhtac etmesin. Henüz bu pahada bir kundura giymiş değilim. Acaba giyenlerin ayağını sıkmıyor mu diye merak ediyonım. Simav çaymın yükselmesi üzerine bazı köyler su altında kaldı H. Varoğlu yürüyüşün sonunda, yerlere örtü ya yıp uykuya yattıktan birkaç saat sonra, gözlerini açtıkları zaman arkadaş arile beraber kendisini, zıp zıp sıçrayan vahşîler ortasında görüşü; soğuktan donmamak için, köpeğini koynuna alıp yatışı, Sam'ın hayatını dolduran, nadir görülür tuhaf vak'alardandır. *** Laval: Düne kadar onun en belli başlı adamı Laval'di. Bu adam Fransanın sı\asi hayalına bir komünist olarak gırtniş, daha sonra mevkiini değiştire değiştire saga donmüş, İtalyan dostluğu, İngiliz düşmanlığı taraftarı olarak tanınnıış bir çWısijettir. Onun telâkkisine gore Fransamn istikbali, İtalya ve Almanya Ue anlaşmak sayesinde kurtulabilir. Laval, dinaıuik ve samimî bir şahsıyet &ahibi olmadığı, Fransa içinde de sevnmediği ve taraftar kazanamadığı için günün birinde Fransamn şefi olması beklenmiyordu, Hatta Mareşal Peten'in onu kendi jerine geçecek halef olarak gösterınesinc rağmen Laval'in bu makamı doldurabllmesi çok şüpbeli görünmekte idi. Mareşal Peten ile Laval'in üzerlerine aldıkfarı iş, Fransamn tarihte uğradığı en büyük hezimeti tasfiye etmek ve bu tasfiyeyi Almanya ile işbirliği esası dahilinde başarmaktı. Çünkü ancak bu sayede milyonlarca muhaciri ycrlcştirmeğe, açlık ve kıtlıktan konınmak için toprağa donmeğe, fabrikalan açmağa, demiryollannı yeniden işletmeğe, memleketi işgal edilen ve edilmiyen iki kısım olmaktan kurtarmağa, bilhassa memleketi Almanya tarafından büsbütün sötnürülmekten alıkoymağa imkân bulaeaklarını tahmin ediyorlardı. Baltık bölgesinde askerî tedbirler Yeni teşkil edilen mıntakanın konferansında Amerika limanlarındikkate şayan nutuklar daki bitaraf gemilerin söylendi de Ingiltereye veril , | I Moskova 15 (a.a.) «Reuter» Leninçrad ve Baltık parti konferan'îlarında dün söz alan hatibler, bölgelerinin Sovyetler Birliğini müdafaa eden hududda bulunmaları dolayısile olan ehemmiyetirü tebarüz etürmişlerdir. Riga'da hava kuvvetlerinin eski kumandanı General Loksünof şöyle demiştir: « Yeni ihdas edilen bir askerî bölgede çalışıyoruz. (Bu bölge Letonya, Estcnya ve Litvanyayı ihtiva etmektedir.) Bölge harekât ve sevkulceyş bakmından büyük bir ehemmiyeti haizdir ve Sovyetler birliğinin batı hududlarının hinıayesine memurdur.» Leningrad askerî bölgesinin konferansında Mareşal Budiyenni de hazır bukınrnuştur. Rostof'ta hava akını tecrübesi Moskova 15 (a.a.) Don nehri üzerinde bulunan ve en mühim demiryolu merkezlerinden biri olin Ros*ov şehrinde dün bir hava akını tecrübesi esnasında bir alarm işareti verilmistir. 90 Almanya ile işbirliği: dakika süren alarm esnasında halk evLaval'in Aünan ricaüle tenıasları, Pe ;erde ve kapı çerçeveleri arasında baten ın Hitlerle mülâkatı bu işbirüğine rınmıştır. bjr şekil ve ameli bir mahiyet vermeji Birkaç gün devam eden bu tscrübeistihdaf ediyordu. Fakat bu şekil bir er cuma günü başlamıştır. Kiev ve Batürliı bulanamadı. Kâh Fransanın İngil ku'dan sonra Rostov, cenub mıntakasıtereye karşı Almanya ile işbirliği yapa nın alarm tecrübeleri yapan üçüncü şehcağı söyleniyor, kâh işbirüğinin bu de ridir. receye vardırıhnasımn Fransız halkı tarafından kabul edilmiyeceği, yahud Fransız hükumetinin buna razı olmıyacağı iddia olunuyor, velhasıl kararlaştıNevyorfc 15 (a.a.) Furness Withy nlan işbirüğine bir şekil veya ameli vapur kumpanyası İngiliz Western mahiyet verilemiyordu. Laval'in bu isMnce vapurunun yolculan meyanında birüğini azamî dereceye vardırarak, hatCanada Mühimmat Nazırı Hovenin de ta Fransayı sabık müttefiki olan İngilmlunduğunu bildirmektedir. tereyc karşı harbe sevkederek FransaMackay radyosunun bildirdiğine göre Almanya anlaşmasını temin ctınek isteu gemi telsizle, İrlanda sahillerinin batı diği malumdu. Onun bu işi halletmek iimalinde karaya 100 mil mesafede toriçin Berline davet olunduğu "bile ilân olunmuştu. Fakat Laval'in tam Berline illendiğini bildirmiştir. Western Prince gitrnek üzere hazırlandığı sırada, Mare apuru 10.926 ton hacmindedir. şal Peten'in, Laval tarafından takib oluKöylüye tohumluk nan siyasetten hoşnud olmadığı ve bu İzmir 15 (aa.) Ziraat Bankası jüzden onu Berline göndermek istemetarafmdan mülhakat çiftçilerine diği anlaşıldı. slmdiye kadar yarım milyon kro Mareşalın, Laval'e karşı başgüsteren tohumluk buğday tevzi edilmiştir. itimadsızhğım takviye eden bir çok a Tevziata devam edilmektedir. miller vardı. Bunların en mühimmi mihvere karşı gösterilen mukavcmetin Parti kongreleri günden giine kuvvetlenmekte olması Ankara 15 fa.a.) Bu gün aldıidi. Fransa imparatorluğu bütunlüğünü Ş.ımız telgraflar, Ordu, Antalya ve muhafaza etmekte ve teslimiyet gösterKütahya meıkez kazaları Cumhurimek istememekte idi. İngiltere, dayayet Halk Partlsi konçreleri toplananıyor ve İngiliz mukavemeti giin geç rak ruznamelerinde bulunan mad tikçe taarruzî bir mahiyet alıyordu. deler üzerinde müzakerelerde bu Bir tngiliz vapuru torpillendi isim sayesinde, hiçbir zaman karaya vurdurmamıştır. *** 1860 senesinde dahilî harb başladığı zaman, herkes gibi, o da asker olmuştu. Fakat öyle bir çeteye tesadüi etti ki, garabette emsali buiunmaz. Çete efradı, kendilerine kumanda edecek subayları, kendileri seçiyordu. Okumus, yazmış bir adam * olduğu için, onu yarsubay yaptılar. Sonra. birer birer oteki subaylar intihab edildi ve kumanda heyeti Prestonsburg «Kentucky> 15 (a.a.) Babası öldügü zaman, Sam, on iki Meclis harbiye komisyonu reısi May yaşmda idi. Hayatını kazanmak mecbu böylece teşekkul ettıkten sonra, sıra, kongrenin gelecek celsesinde Johnson riyeti, çocuğu, kendicinden on yaş bü. efradı saymağa gelince, bir de baktılar ki ortada nefer olarak uç kişi kalmış. kaııununun ilgasını taleb eden bir ka yük olan erkek kardeşi Orion un idare Geri kalanların hepsi kumanda heyetine nun lâyihası tevdi edecektir. ettiği bir gazetede matbaa çırağı olmak dahil. Bu üç neferden biri de, başçavuş May, bu lâyihanın hükumet tarafın zaruretinde bıraktı. On altı yaşına girolacağım diye tutturmuş. dan doğrudan doğruya ikrazda bulunul diği zaman da, kardeşinin bir müddetJ Sam, zabiti neferinden çok bu çete nıasım teklif etmiyeceğir.i, sadece yal tenberi satın almış bulunduğu ayni ganız Ingiltereye değil, Amerikanın dostu zetede, ük kalem tecrübelerine başladı. ile, çarnaçar yola çıktı. Yol, iz bilmeyen bölük, bir ileri bir geri gitti, soolan bütün memleketlere de yardım etUzun seneler, Amerika halkını, hatta ğukta dondu, açlıktan kıvrandı, su mek isteyenler için zemin hazırlayacağıbütün dünyada yüz binlerce okuyucu. suzluktan yandı, korkudan titredi, eli nı bildirmiştir. yu, ince nükteleri, seyyal mizahı, acı sopalı bir çiftçi karısmdan dayak yedi, Malumdur ki. Johnson kanunu Ametenkidle zehirli istihzayı mezcederek ya. nihayet darmadağın oldu. Fakat, Sam, rikaya borclarını vermemiş oljn devletrattığı, nev'i şahsına münhasır doku aralarına zoraki karıştığı bu başıboler° ikrazatta bulunulmasını menetmeknakh üslubüe kâh güldüren, kâh düzuklardan, büyük küçük tanımıyan, getedir. şündüren müstakbel Mark Twain, yazı ce olunca hiçbir neferi nöbet bekle. Vaşington 15 (a.a.) Ingilterenin ti âlemine attığı ilk adımda, garabetini meğe yanaşmıyan bu sözüm ona çetecaret vapuruna olan ihtiyacı gözönün [östermek fırsatını bulmuştu. den kurtulduktan sonra da, bir hayli de tutulmaktadır. İyi haber a k n mph Sam, yazıcıhkta, birdenbire büyük badire atlattı. *#* fü'.erin bildirdiklerine göre, bitamf veya bir istidad gösterdi. Yaşından ve başın. işgE.1 altında olan devletlere aid olup dan umulmıyan bu kabiliyeti sayesinde Sonra, Humboldt madenlerinin, bü Amerikan Hmanlarında bulunan birçok büyük kardeşinin son derece teveccü tün parasızları çeken cazibesine kapıvapurların kanuna uygun olarak Ingil hünü ve itimadmı kazandı. Bir gün, lıp, işsiz bir demirci ve müşterisiz iki tereve teslim edilip edilmiyeceği me Orion, mühim bir iş icin, kısa bir za avukatla beraber, milyarder olmak sevse'esi tetkik edilmektedir. Bu eemile man, gazeteşinin başından ayrrlmak za dasile altın madenlerine doğru yola çu rin en mühim grupunu Amerikn liman •uretinde kaldı ve işlerin idaresini kan Sam'ın, kiraladıkları arabaya haddinden fazla esya yüklemek yüzünden, larında bulunan 70 Danimarka vapurun Sam'a bıraktı. buram buram yaean kar tipisi ortasından müteşekkil bir grup teşkil etmekMüdür vekili Sam, derhal kolları sıda. cenaze götürür pibi, arabanın yanı. tedir. radı ve üstüste çam devirmeğe başladı. sıra yaya yürüyüşü; 80 kilometrelik' Bunlardan maada Amerikan limanla [lk marifeti, meydanı boş. bulduğu o rında muattal kalmıs olan en az 12 Fran ura, sevdiği kıza ithaf ettiği şürleri. sız, 8 Norveç ve 24 İtalyan vapuru mev sütun sütun gazeteye geçirmek olmuştu. Bu kadarla da kalmadı, memlektte ac\ıi bulunmaktadır. ğızdan ağıza dolşan ne kadar dedikodu Rumanyada komünist namı .'arsa, hepsini, havadis makammda safBaş tarafı 1 inci sahifede] hifelere doldurdu. Orion, işlerini biti umum müdürü İbrahim Kemal Bayaltında Yahudiler toplanıyor rip gazeteşinin ba?ına döndüğü zaman, bora, Kars Valisi Hüdai Karataban, Bükreş 15 (a.a.) Bir tebliğ, Ru rezalet ayyuka çıkmıştı. Bizim müdür Vali muavini Ahmed Kmık, Polis manvada birçok komünistlerin tevkif vekilinin, kardeşine vekâlet ettiği müd. rnüdürü Muzaffer Akalın, Posta. edildiğini bildirmektedir. Radantzi'de 47 det zarfındaki faaliyetinin semeresi, u . Trlgraf ve Telefon, Yüksek Deniz kişi tevkif edildıği gibi Siniu. Bucerva, zun bir zaman için yazı yazmaktan af Ticaret mektebi müdürlerile daha Jassi ve bir kövde de birçok komünist iedilmek oldu. Yüzde doksanmı hakikî bir çok zevat tarafmdan karşıla hayatın, bizzat yaşadığı maceraların nan Vekıl, garda kendisini karşıla ler tevkif edilmiştir. ilhamile yazdığı hikâyelerinden bir ta mağa gelen zevatla görüşmüş, alâTebliğde, bu komünistlerden ekserisi nesinde, «Bir ziraat gazetesine nasıl mükadar umum müdüf ve müdürler nin âmme nizamma muhalif matbualır dür oldum» isimli hikâyede, Mark den bazı hususları, Haydarpaşa tevziine teşebbüs eden Yahudiler olduğu Twain, muharrirlik hayatındaki bu ilk kcprü inşaatmı idare eden mühenilâve edilmektedir. sukutu hayalini, çok zevkli bir lisanla disten. hastane başhekiminden bazı anlatır. sualler sormuştur. Ingiltereye kredi temin ediliyor mesi muhtemel Sam, o kulübeler, köpekler. domuzlar ve zenciler diyarında doğduğu zaman, babası, bakkalhkla hükumet memurluğunu nefsinde cemeden; Amerika sularında gemi işletme projesinin birini bırakıp birine saplanan, kesesi fakir, hulyası gani, bir garib adammış. Sonraları, sudan servet sahıbi olmak hul. yalarıi birer birer suya düşünce, sayısı yarım düzineye vaklaşan çccuklarını peşine takınca, Floridadan Misuri eyaletine göçetmiş. Mark Twain Sam, ilk yazılarını, Virginia şehrinde yazdı. O zaman yepyeni kurulmuş bir şehü" olan Virginia, yeni keşfedilen zen. gin gumuş madenleri sayesinde kalabplıklaşmış; meyhanesi kumarhanesi, aile evinden çok, ahalisi, beyaz, siyah, Hındli, Çmli bir sürü maceraperestten ibaret. kavgası, dövüşü bol bir yerdi. Bir parça hürmet ve itibar kazanmak için, hiç olmazsa bir adam öldürmek lâzımdı. Deniz sathından 2000 metre yüksekte bulunan bu şehrin havası o kadar sıhhate elverişli idi ki, mezarlığa gömülen ilk yirmi altı kişinin bir tanesi bile kendi ecalile değil katledi. lerek ölmüştü. İşte, Sam, yazıları sayesinde satışı günden güne artan gazeteye, ilk defa olarak. Mark Twain im zasile orada röportaj yazıları yazmağa başladı. Mark Twain'in, can sıkıcı olmakla beraber, şohretine ve atisine zarar vermeden geçen, garib bir macerasına da, muharrirlik havatmın bu ilk merhale. sinde tesadüf ediyoruz. O tarihte, Mark Twain'in şöhreti, Nevada hududlarını henüz aşmamıştı. Fakat, hıreızlar, haydudlar ve umumiyet. le bütün muzır insanlar, ondan bir umacı gibi korkuyorlardı. Bizzat siyasî rical, onun itiraz edeceği bir kanunu kabule cesaret edemiyorlardı. Yazıları çok lezzetle okunan bu adam, can sıkNihayet her giyilen şey azanın ehemmasa baslamıştı. Bir gün. bir rakibile mi\et ve itibarile mütenasib olmalı dedüello etti. Hasmını yaralamamış, yal. ğil midir? nız korkutmakla iktifa etmişti. Buna Ayağımıza 23 liralık bir kap ve başıağmen, hâkim, memleketten savuşup mıza 56 liralık bir şapka. Bu hal baş gitmesinin müreccah olduğunu kendisinamına protesto edilecek bir altüst oluşne ihsas etti. tur. Mark Tvvain'in asıl şöhreti, oradan Düsünüp taşmıyorum. Hesablar yapıSan Fransiskoya gittikten sonra baş yorum. Ayakkabuıın bu derece yükselamıştır. Lâkin, gencliğini, gencliğinin mesindeki kerameti bir türlü bulanuyokâh denizlerde, kâh dağlarda geçirdiği rum. Şunun kemali keçi derisi. kuzu demacera ve tehlike dolu günlerini unu. risi ve nihayet öküz derisi değil midir? tamıyan Mark Twain, uzun yıllar, Ne diye böyle pahalılaşır? rasgeldiği maden işine atılmaktan. akNe diyebiliriz? Kader kısmset. Talihli lına gelen zenginlik projesini tahaklruk deriler kundura, talihsiz deriler ustura ettirmeğe çalışmaktan bir türlü usankayısı olur. madı. Bu hasbıhali bitirmeden ev\el ötedenEserleri, bütün Amerikaya föhret sa. lan Mark Twain, maden damarlanndan beri göziime ilişen bir noktayı kulağınıza umduğu servete. yazılarile birkaç defa sövliyeceğim: İnsanlar, hayvanlann basina belâdır. sahib olmuş, her defasında madencilik vrya ticaret sevdasile fülusuahmere Erini yer, sütünü içer, kemiğini düğme >apar. tüj'ünü iğirir kumas dokıır. pösmuhtac kalmıştı. Havatının, son yıllarını, gene. altın »pkUinden kürk. derisinden cank yapar. zerrelerini değil o çılgın genclik se Tahanımül edemediği yegâne şey boynelerinin hatıralsrmı eleyerek topladığı nuzudur. dünyalıkla geçiHi. B. FELEK Hamdi VAROĞLU Münakalât Vekili şehrimizde Tancanm iseraline dair tebliğ Madrid 15 (a.a.) Tanca'nın İspanyol Fasına ilhakı hakkındaki resmi tebliğ asağıdadır: •Tanca'daki siyasî rejimin îspanyol Fasının idaresine aid kanuna tâbi bulunduğuna dair olan 23 teşrinısam tarihlı kanun mucibince, İspanyol fevkaunmuslar ve idare heyetlerini seç. lade komiserliği Tanca'da polis, sıhhat, Flânden: misîerdir. nafia hizmetleri ve umumiyet itibarile Fakat Laval'in yerine geçen Flanden'in Bu toplantılarda Partililer mu şimdiye kadar beynelmilel komisyona selefinden farkı ne? O da öteki gibi faitlerini alâkadar eden mevzular aid bulunan bütün hizmetleri uhdesine şist veçheU değil mi? Münih anlaşmalaüzerinde ve yamimî bir hava icinde almıştır.» rı üzerine Hitler'i tebrik etmekle nagörüşmüşler ve büvüklerimize kav?' rizm lehtarı olduğunu göstermemiş miyAdanada et fiatları duvdukları sevgi ve saygıyı teyid di? Bunların hepsi de doğrudur ve Flanden'in lehinde söylenen biricik söz Adana (Hususi) Belediye DaFakir talebelere yardım onun nazizm lehtan olmakla beraber seimi Encümeni, kasabların kırk beş lefi derecesinde İtalyan muhibbi olmaAdana (Hususî) Milli mensu kuruş istemesine rağmen iki kurus dığıdır. Bununla beraber Laval'in sııku cat fabrikası okulu talebe himave zammile koyun etinin kilosunu kırk tu bir mukaddeme sayılırsa, Fransanın heyeti fakir. yoksul ve asVer çocuk yedi kuruşa çıkarmıştır. Vaziyetten kendini bulması için miiteaddid merha larından 30 talebeye her gün si"a | t snlaşıldığma göre, gene kasablar leleri aşacağını da takdir etmek icab vemek vermeğe başlamıştır. Bu fa bu zamdan memnun değillerdir eder. Belld Flanden bu merhalelerin bi kir yavrulara sabahlan çorba. öğle Çünkü et bol miktarda dükkânlarrincisidir. yemeklerinde iki porsivon sıcak je da göze çarpmıyor ve kasabalrin yüömer Rıza DOĞRUL zu de gülmüyor ve tatlı verilmektedir Gazetecilikte dikiş tutturamıyan Sam, oradan. bir sıçrayışta soluğu macera or. tasında aldı. Yaradılışı icabı mıdır, yok;a babasının, zenginliği nisbetinde kof hulyalarile beslenen çocuk kafasında birikmiş hatıraların mütemadi depreşmesinden midir, nedense, Sam'da, denizciliğe karşı, umman kadar engin bir iştiyak vardı. Kâğıdların ak sinesini kara satırlarla doldurmak işinde yaya kalmca. denizlerin mavilisine beyaz köpükler işleyen bir teknenin mukadde. •atına bağlanmak hevesine kapıldı. Mark Twain adı bile Sam'ın »emicilik hayatmdan kalma bir hatıra. dır. Misisipi nehrinin, kâh koca koca ütükler sürükleyen, kâh cümudiyeler kadar iri buz parçaları yuvarlayan bu. lanık sularında, iskandile bakan tayfa. ;ığ yerlerden geçerken, suyun derinliğini Mark Three «üç kulaç!», Mark Twain «iki kulaç!» diye yüksek sesle haber verdikçe, bu sesler, Sam'ın kulağında, bir selâmet müjdesi kadar ü . mid verici akisler bırakırdı ve Mark Twain, edebiyat okyanusunun dalgalı sığlıklarında dolaşırken, gemisini, bu Cevdet Kerim İncedayı, kendisile görüşen muharririmize şu beyanatta bulunmu^tur: « İstanbula vekâletimize bağlı dairelerde tetkikler yâpmak ve bilhassa me&ai arkadaşlarımla temaîta bulunmak üzere geldim. Bur?dn dört.beş gün kadar kaîmak istiyorum. İstanbuldan Trakyava gidecek Edirneye kadar olan hattı ve istasyonları tetkik edeceğim. Son seylâb, A\Tupa hattı üzerinde epeyce tahribat ya"3tı. Bilhassa hattın 160 metrelik kadar bir kısmı sular tarafmdan götürüldü. Buralarda bazı yeni tertibat almması zarureti var. İstanbuldan dönüşte Eskişehir de tevakkuf edip buradaki Devlet Derniryolları atölvelerini göreceeim. İstanbulda bulundueum müddet zarfmda bütün daireleri tetkik edoceeim. Gerek Devlet Demiryollarında. gerekse Denizyollarında tatbik olur.an tenzilâtlı tarifelere ve halka koiayl'ğa aid hiç bir şeyi kaldırma (Baş tarafı 1 inci sahifede) Burada da, ricat halinde bulunan nıağlub, yorgun ve perişan kuvvtlerden ziyade Graziani'nin umumî ıhtivatı olarak elinde tuttuğu kuvvetler durabilir ve Mısır çölünden donen kuvvetler de ancak bu kuvvetlerin teşkil edeceği perdenin arkasında tevakkuf edebilir. In^lizler bu hattı da bir defa yoklayaaklardır. Çürük bulurlarsa, çeviıecckMünakalât Vekâleti mevzuuna er, aksi takdirde, yeni hazırlıklar için dahil işlerimizi arkadaşlarla bera nsa bir mola verecekler ve ikinci bir ber günün fevkalâdelikleri ve mev arbe ile düşmanı yeni bir mağlubiyete cud vaziyetler içinde halka en fay ığratmağa çalışaeaklardır. Fikrimizce, dalı ve muhtelif hizmetler için en liigiUzler dururlarsa, bu, İtalyan müdaiyi sekilde yürütmeğe çalışıyoruz ve aasından ziyade çol vaziyet ve fıriaıkân oldukça bu sahada yeni ko ınalarından sonra motörlü vasıtaların laylıklar temin edeçeğiz. emizleme ihtiyacı gibi mecburijetlerden İstanbul lımanmda asri tesisat lcri gelecektir. Bir İngiliz emekli generali, İngilizlerin vücude getirilmesi işi, biliyorsunuz ki, bir programa raptedilmiştir. Fa taarruza iştirak eden ve yorulan birlikkat bunların tatbıkına imkân h&sıl leri ihtiyatlarla birleştirerek, taarruzlara oluncıya kadar mevcud vasıta ve ievam etmeleri ihtimalinden bahsediyor, t°sisatı en iyi ve faydalı şekilde kul i, mümkündür. Diğer taraîtan, mükemmel bir baskınla düşmanı gafil avlalanmak lâzım gelecektir. Diğer lidıklan için İngiliz zayiatı azdır, fazla man hizmetlerimiz bu günün icabyorulan İngiliz birlikleri için dinlenmelarma göre idare olunmakta, bir e imkân varsa da İtalyanlar için böyle cok iskelelerimiz yeniden yapılmah, leğüdir. Çünkü hava kuvvetlerinden tadır. Denizyollan işletmesi elin. •aşka İngiliz donanması da mütemadi ceki vasıtalarla mevcud hizmetleri aaliyetile onlara istirahat imkâm veımiifaya çalışmaktadır. yecektir. İtalyanların bir felâketı de İnMuhabere vasıtalarımızı, telefon giliz gemi toplarının ateşi altında buluhatlarımızm ıslahı, yeni hatlar ilâ nan sahili takib etmek mecburiyetinde ulunmalarıdır. vesi, bunların takviyesi ve muhtelif *** istikametlerde temdidi ve yeni mer. kezler ilâvesi suretile yeni bir progYurddaş! ramla tevsi etmekteyiz> Birikmiş paralarını elinde tutma. Münakalât Vekilimiz bu gün Li Bankalara yatır ki işlesin, Ve işlerimanlar Umum müdürlüğünde meş. miz genişlesin. gul olacaktır. Vekil, bu hususta dün Ulusal Ekonomi ve Arthrma Limanlar Umum müdürü Raufi Man Kurumu yasla bir müddet görüşmüştür. mak azmindeyiz. Bilâkis İmkân buldukça halka daha fazla kolaylıklar göstermeğe çalışacağız. Fakat ha . ıeket fevkalâde olur ve halkın z&. rurî seyahatlerini kolaylaştırmak için tedbirler almak mecburiyeti hasıl olursa, o zaman bazı tadilât olabilir. HARB VAZİYETİ Dünkü kısmın hulâsası [Eser. romanın kahramanı Azİ7«nin hatıra defterinden istinsah edilmektedir. Gene kız babasının ölümünü anlatıyor. Korkunc bir sahne.. Babası ithtilâclar İçinde çırpınarak «Beni öldürdüler, kızım. kendini koru!..» diyerek gözlerini yummuştur.] Evet, artık bu bir hakikat. Şimdi yüzünde, gözünde böcekler oynaşmaya başlamıştır bile. O iri, uzun vücuda.. Allahım; Allahım!. Aklımı kaybedeceğimi sanıyorum. Evet, o öleli bir hafta oldu ve biz işte ninemle gene yiyor, içiyor, ve yaşıyoruz. Halbuki ilk zamanlar bu müthiş kedere, tahammül edemiyeceğimizi zannetmişök.. Artık sofalarda onun kalın öksürüğü duyulrruyor. Saçlarımı çeken eller, vücudümü bir tüy gibi havaya kaldıran o kuv\'etli kollar artık yok.. Or.un neşeli olduğu zamanlan, anî hiddetlerini hatlrlıyorum. Yüzü. güldüğü zaman nekadar sevimli ise kızdığı zaman da o kadar asil, güzel bir mana alırdı. Ninem bizim memleketin bütün erkekle^'nin böyle aslan yapib, cesur, pervasız kimseler olduğunu söyler. Yalnız onlar hepsi babam kadar temiz yürekli, riyam, merd kimseler midir bümiyo rum. , *** Babam, (Of) ludur. Orada Sönmezoğlu diye, anılan meşhur bir aşiret beymın oğlu imiş. Dedem Sönmezoğlunun ucu bucağı cimıyan arazisı, emlâklerı ve sürü sürü hayvanları varmış. Babam on beş yaşında annesini yanına alarak (Of) tan ayrılmış, memleketi niçin terkettiklerüıi bir türlü bana söylemediler. Zaten biraz büyüyüp de, aklım herşeye şöyle böyle ermeye balşadığı zamandanberi onların adımını atmamış. Ona bir çok defalar: bana sö> lemedikleri, benden gizledikleri 'Baba, orada akrabamız yok mu? Neye daha bir ço kşeyler olduğuna kanaat ge gitmiyoruz?» diye, sormuştum. Buna tirmeğe başladım. Babarr.ın ölümünden benzeı suallerim karşısında daima cidsonra sımdi bu kanaat bende büsbütün dileşir, kaşlarını çatar: kuvvet'enmiş, sabit bir fikir halini almış « Hiç kimsemiz yok orada, derdi. bulunuj or. Eskiden ehemmiyet verme Hiç kimsemiz..» (Of) a gitmek bahsine diğim bir çok şeyler var ki onları tek gelince, bunun imkânsızlığmı anlatan bir rar hatırhyor, manalandırmaya çalışıyo tavırla: «Sen oralardan hoslanmazsın rum Hele babamın ölürken söylediği son Azize. derdi. Hele bizim çiftlik vahşi .bir sözler her an kulağımda.. Onu gözleri arazi ortasındadır. Dillerini bile pek anyerinden uğramış, göğsünden kanlar sü lıyamıyacağın bir takım köylülerle doluzülerek karşımda görür gibi oluyorum. dur.» Ellerini bana doğru uzatarak mırıldanıHalbuki benim böyle vahşi, uzak yeryor: leri sevdiğimi, oralarda yaşamaktan hoş Beni öldürdüler, kendini koru Azi lanacağımı pekâlâ bilirdi. ze. kendini koru kızım... Babam annesile İstanbula geldıkten Babam memleketini terkederek İstan. sonra (Of) ta kalan babası, Sönrrezoğlu bula geldikten sonra bir daha (Of) a ona her ay muntazaman bol para yol « CUMHURİYET » İN EDEBÎ ROMANI: 2 Yazan: Peride Celâl lamış. Tahsilini iyi yapmasını, sıkıntı çekmemesini temin etmiş. Babam buyüjünce ücarete atılmış, muvaffak olmuş. O sıralarda dedem de ölerek, babama mühim bir servet bırakmış. Babam oradaki iradının idaresini eski bir arkadaşına, avukat Azmi Beye havale etmişti. (Of) taki iradlar ve oradan gelecek paralarla bu adam meşgul olur, emiâk, yahud arazi yüzünden çıkan pürüzleri o temizler ve babama aydan aya tahsil ettiği paraları teslim ederdi. Babam İstanbulda ortahalli bir memurun kızile evlenmiş ve izdivaclarınm senesinde ben dünyaya gelmi§im. Ne yazık kümünden bahsetmek istiyorum. O «bu di. Ninemle bir odaya kapamp konuştuolacak» diyordu. Öyle kat'î söylüyordu lar. Akşam yemekte babam bir kaç gün ki isyana, itiraza imkân bulamıyordum. sonra Lozan'a hareket edeceğimizi, beni Miskin bir kız değildim. Hiç kimseye orada bir pansiyona yerleştirmeğe karar iğilip bükülmezdim. Fakat, babama pek verdiğini haber verdi. Şaşırdım. Fakat itiraz edemiyordum. Ona duyduğum sevinmedim de değil. Yabancı bir memsevgi ve zâf beni isyan etmekten rrtene leke*, mekteb hayatı, bunlar hoşuma gidiyordu. 23 yaşındayım. Bu yaşa geünden yenüiklerdi. Lozan'da üç dört sene ceye kadar bütün hayatım babamın çizkaldım. Oraya yerleşmiş bir Tüık ailenin diği yolu takible geçti. yanında oturuyor, lisan kurslarına deBabamın çizdiği yol nasıl şeydi? Onu vam ediyordum. Bu müddet zarfında ^öyle hulâsa edebilirim: babam sık sık gelip beni yokladı. Fakat Daimî seyahatler ve bu esnada hiçbir ben t&tillerde istanbula gelmek istedikçe ki annem, beş on gün sonra hummayi rıifasiye tutularak ölmüş ve oöylece zaman ninemin dizinin dıbınden, ya şiddetle reddediyor, birçok manasız mâben on günlük yetim kalmışım. Anre hud babamın omzunun üstünden ayrıl niler çıkarıyordu. Şunu da ilâve edeyim ınin ölümünden sonra babam bir daha mıyarak adeta nezaret altında yaşamak. ki ben Lozan'a gitmeden evvel de zaten evlenmek sözünü ağzına almamış. Ni Sejahatler hoşuma gittiği kadar onların İstanbulda tamamen yerleşmiş bir halde nemle bütün sevgilerini, şefkatlerini be peşimi adım adım takibleri, himayeleri oturmuyorduk. Babam İzmırde de bir beni oldukça sıkmıştır. Babamla bu nim başımın etrafında toplamışlar. yüzden şimdi teessüfle hatırladığım mü kaç parça emlâk almıştı. Bunlardan biri Ninem ve babam, annesizliğimin ya. nakaşalar olmadı değil. Fakat onun ölü de halen içinde oturduğumuz evimizdir. latacağı büyük hüznü, kederi henüz münden sonra bütun o takayyüdlerin Babam daha o zamanlar, yani altı yedi içimöe filiz vermeden kuruttular. rtıuhakkak bir manası olduğuna ınanıyo sene evvel ticaretten çekilmişti. Yan Aıınemi hiç bir zaman aklıma getir ruro. ömrümüz Izmirde, yan ömrümüz İstannıedim dersem yalan söylemiş olu bulda geçiyor gibi bir şeydi. Babam, • *» rum. Fakat muhakkak ki ninemin yumubeni Lozan'a göndermeden e^vel de bizi Ber. her çocuk gibi mektebe titme şak bakışlı müşfik, iyi gözleri, babarrun sık sık Anadoiuya, yakın Avrupa ifehirüzerime bü kartal gölgesi gibi vuran, dim, on beş yaşına kadar evde hususî büyük, kudretli mevcudiyeti onu unut tahsil gördüm. Babam bana bir de ya lerine, Balkanlara seyahate çıkarırdı. bancı lisan öğretmek ıstiyor, bunun için Faka* hiç bir gün Karadenize yokımutumamakla beraber aratmadı da Şimdi biraz da babamın ölümüne ka iyi bir muallim arıyordu. Hiç unutmam zun düşmemiş olması garib değil midir? (Devam edecek) dar benim üzeründeki şiddetli tahak işte bu sıralarda bir gün telâşıa eve gel

Bu sayıdan diğer sayfalar: