23 Ocak 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

23 Ocak 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Önümüzdeki hafta içinde şehrimizde kadar uzakta olanlar, halkı boşalttıktan gece ve güntiüz yapılacak pasif ve aktif sonra yol ağızlarını kesmemek ve itdenemeler için icab eden hazırlıklar de faiye musluklarını kapamamak şartile vam etmektedir. Sığınak ittihaz edile elverişli yerlerde dururlar. Ve nakil vacek mahallere levhalar konulrauştur. sıtalarını idare edenler de yakın umumî Alann igaretini verecek üç yüze yakın sığmağa iltica ederler. düdük te mahalline konmaktadır. Tatbikat münasebetile tayyare hücuHavsya karjı korunma tatbikatı mü mu esnasında dahi dola§mak raecburinasebetile halk tarafından riayet olu yetinde olan hakem otomobilleri serbest nacak hükümler ve yapdacak işler hak olup bunların hareketine mümanaat ekmda Istanbul vilâyeti umuraî bir enıir dilmez. Bu otomobiller dört köşeli beneşrederek bunu matbu birer beyan yaz filâma taşırlar. Hakemlerın kollaname halinde şehrin muhtelif mahal rmda beyaz işaretler bulunur. lerine talik ettirmiştir. Bu beyanoameHasta nakline aid otomobiller de bu nin suretini aşağıya dercediyomz: hükme tâbidir. 1İstanbulda yapılacak hava taarruzAlârmın devam müddetince tünel sıları denemesi dolayısile böyle L^r ta ğınak olarak kullanılacağmdan bu arruzda alârmla beraber aşağıda izah müddet zarfında tünel işletme faalıyeti olunan pasif korunma tedbirlerî alına durdurulacaktır. cektır. C Trenler: 2 Tayyare hücumu (alârm) llânı, Alârm işareti verildiği esnada garlarItorunmaya tabi tutulan semtler hal da bulunan trenlerdeki yolcular inerkma buralardaki elektrik ve e! ile mü er, ve gardaki sığınak veya civar uteharrik canavar düdükleri ile ve ci mumî sığınaklara giderler.Harekete havarda bulunan fabrika v» müessesele zır bulunan trenler yol açıksa hemen tin düdükleri tarafından yapdacaktır. garı terkederek şehir haricinde serBu ilân cadde ve sokaklara kadar ya best bir hat üzerinde durur, veya ispıkr. tasyon civarmda tünel veya yanna varAlârm îşareti: Kuvvetleşip zayıflasan sa oraya giderler. Ve şehir civarında ve böylece üç dakika devam eden fa beklerle. Tayyare hedefi olabilecek büBtlalı seslerdir. yük köprüler civarmda bulunmazlar. 3 Bu işaret verildikten sonra halE Vapurlar: > kın ve nakil vasıtalannın hareket tarzı Alârm esnasında nhtım ve ıskeleleraşağıdaki şekilde olacaktır. de bulunan vapurlar yolcu almazlar Halkın, vesaiti nakliyenin 'çinde yolcu bulunanların yolculan çıkarılır. Hareket halinde bulunaa vahareket tarzı purlar en yakın iskeleye giderek yolHalkın vazifeleri, A Korunma tegkillerinde vazifesi cularını çıkarırlar. 4 Tayyare tehlikesi bitti işareti olanlar, alârm işaretinde derhal vazife(canavar düdüklerinin vesair vasıtalann leri başına giderler. B Cadde, meydan ve sokaklarda üç dakika fasılasız ses vermeleridir.) Bu işaret verildikten sonra dahi anbulunan halk telâşsu ve sükunetle fakat acele olarak evlerine gklerler. Ev cak bina veya sığınak âmirinin müsalerine gitmsye imkân bulamıyanlar (ev adesile dışanya çıküabüir. Dışania leri uz#k olanlar) polisin göstereccği ve gazla zehirlenmis, yerler, yıkılmıya yüzişaret levhalarile gösterilen umumî sı tutmuş duvarlar, patlamarruş bombalar ğınaklara giderler. Umumî sığmaklarda ve enkazla tıkaamış sokaklar buhmacayer bulunmadığı takdirde en yakm hu ğından böyle tehlikeli yerlere yaklaşBUSÎ sığmaklara iltica ederler. Bu da maksiTin herkesin kendi işine va vamümkün âlmadığı takdirde öteye be zifesine gitmesi lâzımdır. (Bu gibi yerriye koşmaksızın ve telâşa kapümaksı ler polis tarafından işaretlenir.) Gece yapılacak tatbikat zın kendini bcmba tesirindea koruyacak bir örtü altına veya duvar dibine Gündüz yapılan hava denemesini müçekilir; veya bir çukura, bir sipere ve teakıb gece de aynca bir tatbikat yayahud bir ağacın gölgesine saklar. So pılacakhr. Bunun için gündüzün aşakaklarda toplanmak ve öteye beriye ğıdaki tertibatın alınması lâzımdır. koşmak, bağırmak, çağırmak yasaktır. 5 Karartmada her ev, pencere, taC Bir gaz bulutu içinde veya bo rasa, balkon ve kapı gibî bilumum ğaz, burun veya gözlerde bir taharrüş tnenfezler siyah bez veyahud kâğıd ile bulunduğu zaman maske takıhr. Şa gayet sıkı olarak ve aralıklardan hiç yet maske yoksa ağız, burun ve gözler jşık sızmıyacak şekilde kapanmalıdır. jslak bir mendil ile veya elbisenin ısKırmızı, sarı, yeşil gibi renk veren latılan etefi ile kapatılarak rüzgânn örtüler peneereleri maskelemek ve amgeldiği tarafa koşmaksızın yürönerek püllerin üzerine muhtelif renkte kâğıd buhıttan çıkıhr. (Gaz neşrî temsili bu yapıştırmak yasakür. Maske perdeleri retinde tayin edilmiş bulunan bazı mm jnce olmıyacakttr. İnce perdelerden hatakalarda alâkadar memurlar tarafından rice ziya sızmaktadır. Perdelerin penyapılacakhr.) eere kenarlannı tamamen kapaması lâD Tayyareleri görmek maksad ve zımdır. Bu arahklardan harice ı;ık hevesile dışarıya çıkmak, pencereîerden sızdırıhnamalıdır. sarkmak zararlı ve yasaktır. Şunu u6 • Tatbikat gecesi dış tenvirat ta nutmamalıdır ki bu gîbi haller tayya mamen söndürülecektir. Bu meyanda relerdeh atılan makinetitüfek mermi bütün vitrin tenviratı, cephe tenviratı, lerine en büyük hedef teşkil ederler. ışıkh reklâmlar, ve bina numaralannın Bina dahilindeki korunma teşkilâ ışıklandırılması yasaktır. Alârmla betmda vazifesi olanlar derhal vazife ba raber (canavar düdüklerinin ötmesile) gına gider ve korunma âmirînin emri iç tenvirat her ev korunma âmiri taaltma girerler. Bina korunma plânı mu rafından söndürülür. Yangına tnâni olmak için sobalardaki ateşler çıkarılu cibince vereceği emirleri yaparlar. Vazifedar olmıyan pasif halk bina ve söndürülür. Havagazı rousluklan takorunma âmirinin • tertibi veçhi'e bod mamen kapatılır. rurn katma inerler. Kendi evinin bah7 Gece tenvir edilen bütün mebani çesinde siper yaptırmış olanlar bun dıaşrıya karşı dikkatle maskelen«cektir. lara girerler. Bina korunma âmirinin Işığın dışarjya aksedebileeeği bütün emrine itirazsız itaat mecburidir. pencereler, kapılar, cam taraslar, cameNski vasıtalannm harefeet tarzı kânlı koridorlar ve mümasili menfezTayyare tehlikesi işareti verildrşi es ler, ışık verecek açıkhklar, hasılı sonada nakil vasıtaları şu suretle hare kağa, bahçeye, avluya, dışanya açılan ket ederler. kapılar vesairede ışık geçmez tertibler A Hayvan koşulu nakil vasıtaları yapılır. Umumî binalarm, evlerin sokak kapılarmda ve iç kısmındaki ves(arabalar) Arabalar yol ağızlanra tutmıyacak tiyerlerin tamaını veya bir kısnu ı§ık veçhüe yaya kaldınmına yanaşmış o sızdırmaz bölme olarak kullanılabilir, larak durur. Hayvan çözülür, kalın biı 8 Çok girilen, çıkılan nmıımt bina ağaca, tramvay direğine veya bunlar ve apartıman gibi evlerin methallerinde yoksa arabaya bağlanır; ve hayvanın vestiyer, sahanhk gibi bir yerî mevyem torbası ıslatıfarak başma takılır. cud ohnıyanlarda iç veya dış taraflara MotÖrlü nakil vasıtaları, tahta, hah ve kilim konulmak suretile dışanya sureti kafiyede ışık sızdırmaz tramvaylar ve tünel B Alârm işaretile beraber nakil methaller tertip edilir. Lokanta ve huvasıtaları içindeki halkı en münasib susî evler için bu methal üç kişilikten bîr yerde ve umumî sığınaklar dura fazla olamaz. ğında boşaltır; ve bu suretle kendi yer9 Çok girilip, çıkılan binalar, bülerine giderler. Yerlerine gidemiyecek rolar, mağazalar, lokantalar, sinerat>lar, •Konuşuyor... Fakat ben bu sesi tanıyo rum... Nasıl? Nasıl mı? Ay, bu ses... Bu ses Daisy halanm sesi... Nasıl oluyor da?. Bella hala da birdenbire buraya gehniş ,annem de, kardeşim de, yengem de, nasıl gelmişler buraya? Saçmalıyorum... İmkânı yok bunun... Floriani sokağmda, doktor Kondor'un evindeyim... Ai'emden hiç kimse onu tanımaz, hepsi birden burada nasıl buluşurlar? Fakat, onlar işte, Daisy halanm keskin sesini işitiyorum. Eyvahlar olsun, nereye saklanayım?.. Yaklaşıyorlar. Kapı açrhyor... İki kanadı birden, kendi kendine açıldı... Ve, hayret! İşte, hepsi birden, fotoğrafhanede resim çektirir gibi, yarun daire şeklinde dizilmiş, bana bakıyorlar. Annemin arkasmda, Ferdi nand'ın düğününde giydiği, beyaz harch, siyah tafta robu var. Daisy hala, kabarık kollu bir elbise giymiş. SapJı, alün gözlüğünü, daha dört yaşında bir çocukken nefret ettiği o iğrenc, sivri ve mağrur burnuna oturtmuş! Kardeşim, frak giymiş... Güpegündüz, ne diye frak giyiyor?... Yengem Franji, tombul yanaklarile, o da karşımda... Ah, iğrene, iğrenc! Bana, naaıl da bakıyorlar, Bella haJanm tebesFÜmündeki, o ne müstehzi eda!... Birşey bekliyor gibi... Fakat hepsi orada, ayakta, huzura çıkmış gibi, yarnn daire olmuş, bekliyorlar, bekliyorlar. Fakat ne bekliyorlar? Kardeşim: «Tebrik ederim!» dedi. Ve siiinHıy şapkası elinde, merasimperver bir tavırla ilerledi. Zannederim, kâfir Çocuk, bu sözü bir parça müs+ehzi btf eda ile söyledi. Ötekiler: «Tebrik ede Yapılacak tecrübe için son hazırlıklar ikmal edildi Pasif korunma CUMHURtYET B U G Ü N Ç I K A N 13 tHncfcfcmm İ94T YENİ MECMUA'da Okuyacağıruz yazılar: FENA KONUŞUYORÜZ Herkesin derin alâka ile okuyacağı bir musahabe Yazan: Peyami Safa FAZIL AHMED'in POBTBESİ Yazan: Hakkı Süha TALÂT PAŞA ve İTTİHADI TERAKKİ Yazan: M. Zeki Pakalu ( Eczacılar cemiyetinin kongresi J RADYO Bugünkü program j 8,00 8,03 8,18 8,45 12,30 12,33 12,50 13,05 13,20 Program Haberler Müzik (Pl.) Konuşma. 18,03 Orkestra 18,40 Saz 19,15 Konuşma 19,30 Haberler 19,45 Şarkılar 20,15 Rad. Gazetesl 20,45 Şan 21,00 İstekler 21,30 Konuşma 21,45 Orkestra 22,30 Haberler 22,45 Caz (Pl.) 23,30 Kapanış. • Program Fasıl heyeti Haberler Fasıl heyeti Müzik (Pl.). gazinolar, kahveler, fabrtkalar v« bımlara benzer mahallerde iki kapımn ayni zamanda açtlmaması için böbnede ya bir bekçi bulundurulur, veyahud otoraatik bir tertib ile bu iş temin edilir. Veyahud mavi ampul kullanılır. ANKARA ÇOCUK YUVASINDA Yazan: Baki Süha HAYDUD AŞKI Şevket Rado'nun nefis bir hikâyesi BHC ERKEK NE ZAMAN EVLENMELİ ? Necib Fazıl, Hakkı Süha, Fikret Âdil, Ahmed Mühip, Kenan Hulusi, F. Celâleddin ve Hikmet Münir'in cevabı. TENİ MECMUA, GendiŞin ve münevverin raecmuaSHİır. Bugünkü sayrsmı mutlâka okuvunuz. 18,00 Program Nişanlanma Kırşehir eşrafından Bay Btem kızı Eskişehir Bankası memurlaruıKongrreye riyaset eden Balıkesir meb'usu Muzaffer Akpınar riyaset makammda dan Aliye Çakırla piyade usteğmea Muzaffer Tuşalpın nişanlan yapüEczacılar cemiyetinin senelik kon yasetine, Başvekâlete, Sıhhiye ve mıştır. Tarafeyne saadetler dileriz. gresi yapümıştır. Kongre riya Maarif Vekâletlerine telgraflar çesetine Erzincan ve Gümüşane kilmesine karar verilmiştir. Çocuk Esirgeme kurumunun Partr müfettişi Balıkesir meb'usu Diş tabibleri cemiyeti kongresi faaliyeti Muzaffer Akpmar seçilmiş, bundanDiştabibleri cemiyeti azalan se Ankarada Çocuk Esirgeme kurü, sonra senelik raporun okunmasile nelik kongrelerini Cağaloğlunda E mu genel merkezinden bize verilen muhtelif meselelerin münakaşasma tibba Odasmdaki merkezinde akdet malumata göre 94 yılında BalıkesiE geçilmiştir. Depolara gelen ilâcların mişlerdir Yeni idare heyetine intl Çocuk Esirgeme merkezi 4,813 koleczanelere »mütesavlyen taksim ehab edilen diştabibleri şunlardır: larmdan Ayvalık 2,084 Bigadia dilmedıği, Anadoludaki eczacüarın Profesör Kâzım Esad, profasör Zi 686 Edremıd 754 Sındırgı 261 • da ilâç sıkıntısı çektiği ileri sürülmüştür. İdare heyeti namma veri ya Cemal, profesör Suad İsmail, Ni Susurluk 215 Zeytinli 112 çocuk. Eskişehir merkezi 569 ve Diyar * len cevabda, harb vaziyeti dolayı had İffet, Ferid Ramiz, Neriman sile ilâçların az gelmesinden bu sı Burat, Feyzullah, Ali Azmi, Halil bakır merkezi 184, kallarından Ergani 77 çınar 35 SUvan 81 Hanî kmtının hıısule geîdıği bildirilmişİlyas. 69 çocuk. tir. Vefât eden eczacüarın allelerine yardım maksadile bir yardun san. dığı kurulması kabul edilmiş ve yenl idare heyetine şu zevat seçilmiştir: Hüşnü Arsan, Mehmed Cevad Pelin, İsmet Sumer, Nizameddin Dil«r, Nail Halid Tlpi, Cafer Sagatay, Hulki Göknar, Eyiib Sabri Bulgür, Gıyaseddin Divanoğlu, Hasan De rinar. İçtima sonünda Cumhnr Reislmlz MiIÜ Şef İsmet İnönüne, Meclls RiB U AK Ş A M ^ ^ m Fabrikalarda bu mahal en büyük imalât parçalarının geçmesine imkM verebilecek derecede ve büyüklukte yapılabilir. 10 Havagazı, maden döküm febrikalarında ve diğer sınaî müesseselerde herhangi bir imal sebebile hasıl olan ışıkların, mümkün mertebe ışık hüzraelerinin dışarıya geçmesine mâni olacak sekilde maskelenecektir. 11 Fabrikalarda küller ve posalaı dışanya nakledilmezden evvel söndürülecektir. Duroan çıkan, alev busıüe geüren bacalardan mümkün olduğu kadar sakınılır, ve bu gibi yerlerde icabına göre tedbirler alımr. 12 Nakil vasıtalarında bütün ışıklar esas itibarile söndürülür. Vapur, tramvay, otobüs gibi büsbStün ışıksız kalmalan mümkün olmıyan nakil vasıtalannın iç tenviratı t?m şekilde maskelenmesi temin editmediği takdirde zayıf vatlık mavi ampuller kullanılur. Aydmlatılmasma ihtiyac hissedilmiyen nakil vasıtalarında tamamen söndürülür. 13 Motörlü nakil vasıtalarının ve bisikletlerin dış ışıklar ve arka lâmbaları kılıf ile veyahud koyu mavi veya siyah kalın bir veya iki cam veyahud kalın kâğıd ile maskelenecektir. Maskelenmemiş fener veya araba lâmbalarının kullanüması kat'iyyen yasaktır. 14 Vapurlar işaret fener ve tertibat lâmbalarını gene havaya karşı maskelemek suretile muhafaza edecektir. Eğer bu suretle karartılmış işacet fenerlerile seyrüsefer yapılmazsa ve tehlikeli olursa karanhk çöker çokmez xaüoakalât durdurulur. 15 Tecrübede herkes hakikt tehHkede iraiş gibi eroniyet ve inzıbat tedbirlerine ve bu talimatnamedeki hükümlere dikkat ve itinaya mecburdur. Mevlid Merhum Kemani Reşad Ererin ruhuna ithafen 26/1/941 tarihme musadif önümüzdeki pazar günü Üsküdarda Doğancılar camiinde öğle namazıru müteakıb Hafız Yaşar ve N'ecmi Rıza tarafnıdan Mevlidi Nebevî kıraat edilecektir. Ehibba ve kardeşlerimizin teşriDfiri rica olunur. B E S I K T A Ş Ş E HIR TİTATROSU TEPEBAŞI DRAM KIS5ÎINDA Bu akşam saat 20,30 da Ş E N Sinemada LEKELİ KADIN MURAD YUSIF VEHBİ nin yarattığı Türkçe sözlü Arabca şarkıîı ve Türk musikili şaheser. Seanslar: 2,30 4,30 7 ve 9 da LEYLA ABDAL SON H A F T A Yazan: DOSTOYEFSKİ •*• İPEK İSTİKLÂL CADDESİ KOMEDİ KISMINDA Aksam saat 2030 da KfRALHC ODAUR *** Beyofrht H A L K sineması Matine 11 de, akşam 8 de Türkw iki büyük film birden 1 HA CI M V I A D 2 C E N S E T P E R İ S İ BVGIİN HİND RUYASI ve büyük bir Inkılâbın romanı Baş rollerde: M Y R N A A T Y R O N E A G E O R G E L O Y ™ P O W E R ^ BRENT Bu filmin fransızca sözlü nüshası pek büyük muvaifakiyetlerie Büyük bir aşkın Sinemacılık dünyasının 8 inci H A R I K A S 1 ve Bugüne kadar beyaz perdede gösterilen En muazzam En muhteşem ve en zengin şaheser TÜRKÇE SÖZLÜ M E L E K sinemasında. gösferilmektedir. BUGÜN İ P E K sinemasında son defa 2^0 4,30 6,30 seanslarında Çorum merkezinln Alaca 3,274 İskilib 4,420 çocuk. Çankırı merkezi 894 kollanndanj Çerkeş 134 Şabanözü 107 çocuk. Çanakkale merlcezlnin koUarın « dan Biga 9,058 Bozcaada 5,404 + Eceabad 5,400 Gelibolu 9,355 . Çanakkale Erenköy kolu 5,651 ço* cuk. Mersin merkezi 29 çocuğun tahsll ücretlerini vererek okumalarmı te» minle beraber ayrıca 9,797 çocuk. Ankaramın Kırıkkale kolu tesij ettiği sütdamlası ve doğum evi, ço, cuk kliniğile 5,441 çocuğa sıhhî muayene re tedavi, fakir ailelerin doğumu, kundak, çamaşır, elbise, ayakkabı, sütü olmıyan annelerlnl yavrularına çocuk sütü, kitab ala. mıyan çocuklara mekteb levazımı. mekteblerdekl ve çok cocukiu aile» lere her gün sıcak etli yemek, ihtt» yaclı çocuklara para yardımı su retile muhtelif yardımlarda bulun» muşlardır. Kurum merkez ve kolla» rının 941 yuında milletimizin yar» dım ve şefkatile kuruma vaki yardımlarik önemli bir surette a r t a . cağı şüphesizdir. Izmirde petrol buhranı İzmir (Hususü Şehrimizde petrol buhranı devamdadır. Belediye, bakkallarda mevcud petrolü, ma halleler halkına kendi murakabesi altında dağıtmıştır. Şimdi bir kısun mahallelerde ne seyyar petrol satıcıiı görülmektedir, ne de petrol rardır. İhtiyacı karşılamak. için bazı teşebbüsler yapümıştır. Odun kömürü fiatı sekiz kuruşa düşmüştür Manisada hem petrol vardu:, hem de kömür fiatı 57 kuruştur. Konferans Eminönü Halkevinden: 1 23/1/941 perşembe günü CDTI» gün) saat 18 de kütübhane ve yayın çubesi komitemlz reisl Hikmet Turhan Dağlıoğlu tarafından (Münif Pa§a) hakkmda bir konferans ve» rilecektir. 2 27/1/941' pazartesl günu saal " 18 de Bvimiz ingilizce mualliml O| u z Oran tarafından (Cervantes ve Don Kişot) mevsuunda bir konfe* rans verilecektir. Daveüye ypktur. Karadenîz Liselerlnden Mezunlas cemiyeti divan reisliğinden: Azanın ekserlyetintn bulnnmaması sebebüe 25/1/941 cumartesi gu« nüne bırakılan içtima saat 15 te B« minönü Halkevi salonunda icra edilecektir. Arkadaşlar m gelmeterl llân olunnr. SAKARYA'da Herkesin görmesi lâzım gelen mevsimin diğer büyük bir .,,.., muvaöakiyeü ICALB SIZILflR! CAJtOL LOJHBARD GABY GRANT ve KAY FRANCİS tarafından çevrilen fransızca sozlü fibn. İlâveten: Türk civanmerdliğinin, Türk hamasetinin yüksek bir örneğL.. Mevzuunun merdlikten,,, Heyecanuu busünün hâduelerıaden . Soaltri hakikatten... Sesleri Türk musikisinin ulvi nağmelerüıden alan bir şabeser Bugüne kadar yapUan Şark filtnlcrinin en mükemmeli \ Açık tesekkür Hayatımı tehdid etmekte olan hastalığımı muvaffakiyeüe ameliy i t yaparak beni ıztıraoU bir hayattan kurtaran ve tedavi devre sinde müşfik ihtimanuna mazhar olduğum, Edirne Askerî hastanesi nin kıymettar hariciye mütehassısı re operatörü binbaşı Avni Kutderle değerli genc asistanı Mustafa Osmanoğluııa minnet ve teşekkürlerlmi alenen arzeylerim. Edirnede Istanbul Maarlî müdür muavini Hamdi Hızaî CAİB KIZLAS LİMANI HARRT CAREY JUIHTH ALLEN BİR TÜRKE GÖNÜL VERDİM Türkçe sSzlS Türk Dntsikili Bir san'at abidesi Kahramanlık,,, Sergüzeşt,,, Cidalm A?k ve ıaferM, Yannki CIJMA matinelerden DİVR1KTE |Rıza Arslan Kitabevi Bilumum gazeteler bayii Her mcmleketto ayiarca «österilen... Her sünemada toptayan^ Sinema dnnyasırun mustesna şaheseri F R A N S I Z C A Ankara Borsası» 22/1/941 Londra 1 Sterlio 5,24 Nevyork 100 Dolar 132,20 Cenevrs lOOİsv.Frc. 29,6875 Aüna lOODrahmi 0,9975 Sofya 10C Leva 1,6225 Madrid 100 Peçeta 12,9375 Belgrad 100 Dinar 3,175 Yokoha. 100 Yen 31.1375 Stokholm lOOİsveçK. 31,005 Esham ve tahvilât Srvas Erzurum 2 19,42 Sıvas Erzurum 3 18,42 Sıvas Brzurunı 6 19,35 Anadolu Demiryolu mümessü peşin 39,80 Istanbul Tramvay şirketi hisse senedi tasfıye halinde 2,20 GEL BARIŞALIM İRENNE Altın sesinden ateş DUNN'un alan... Atatfirk için Ateşin kalemli edib İSMAÎL HABÎB'in güzel eseri Fiat: 75 kuruş Tevzi yerl: Cumhuriyet Matbaası GARY Bu akşam GRANTın LÂLE S5HSSBHHSgerginliğe benzer bir hal hissediyorum. Her .zaman, arkadaşlar, beni bir el işaretile selâmlayarak karşılarlar, yahud •Servus» diye haykınşır|ar. Bu gün, hepsi, yaramazhk yaparken yakalanmış mekteb talebeleri gibi, sessiz ve hareketsiz oturuyorlardı. Sersern ve şaşfan, iskemlemi yaklaşürarak: Nefl'esinden zevk toplayan... Güzelliği dillere destan olan. Şöhreti memlekeüer aşan süper film sifleraasiflda JUBNAL DlKKAT: Dünya hartinin en mühim safhalannı gösteren en son gelen P A R A M U N T ^ • ^ ^ ^ ^ ^ ^ Numaralı yerlerin evvelden kapatılmasını rica ederiz. Telefon : 43595 riz!» diye aynı şeyi tekrarladılar. Fat, nasıl... nasıl oluyor da bu kadar çabuk haber almışlar ve hepsi bulus.muşlar... Halbuki, Daisy hala, Ferdinandla dargmdı... Hem, ben his kimseye haber vermedim ki! Hepsi, bıyık altından gülerekı «Cidden tebrike Iâyıksın, bravo, bravo! dijToılar, yedi milyon, doğrusu, tam vurgunî.. Yedi milyon, bütün aileye ye ter» Bella hala: «Bravo, bravo, diyoar, Pranzi, bu sayede, tahsiline devam edebilecek. *Güzel bir kısmet!», kardeşim, sılindir şapkası elinde, .titrek sesile: <Hem de, kızın asaleti var> diyor. Fakat Daisy halanın, papafan sesi, onun lâkırdısml yanda kesiyor: «Ha! Asalet meselesine gelince, bunu esash bir şekilde araşürmak lâzım.» Şimdi de, annem bana yaklaşıyor ve çekingen, hafif bir sesle: «Nişanlını bize tanıtmıyacak mısın daha?> diyor. Tanıtmak mı?.. Bir bu eksikti. Koltuk değneklertni, **e budalaca merhametim yüzünden nasıl bir ışe gıriştiğimi hepsi görsün dije mi?.. Sakm ha... Hem de, nasıl tanıtırım, Floriani sokağmda, üçüneü katta, Kondor'un evinde değil miyiz? Biçare kız, seksen ayak merdiveni, ömrü oldukça cıkamaz... Fakat, bitişik odada bir şey vannış gibi, şimdi, hepsi birden niçin o tarafa dönüyorlar?» Ben de, sırtrmda bir hava cereyanı hissediyorum Arkamızdan kapıyı açtılar galıba. Acaba başka biri mi gelecek? Evet, bir gürültü işitiyorum... Gürültü, bir İDİlti gibi yaklaşıyor, zahmetli bir soluma kendisine telefon etmiş, senin... çeyle». şeyle... aman camm, evin kızila njşan.» landığını söylemiş. Yazan: Stefan Ztveig işitiliyor Sonra, tak tak, tak tak Anaan yarabbi, acaba o mu?.. Koltuk değneklerile ben^ reâl etmese bari Bu müstehzi kalahalığın alaylanndan kaçmak için yere geçmeğe razryım Eyvah, hakikaten o, ondan başka kimse olamaz bu... Tak tak, tak tak. Bu ahengi tanıyorum... Tak tak, tak tak, gitgide daha ziyade yaklaşıyor... Bir saniye sonra burada bulunacak... Kapıjn kapasam... Fakat, kardeşim silindir sapkasım çıkarıyor^e eğiliyor. Kimin karşısmda ve neden böyle yerlere kadar eğiliyor?.. Sonra, birdenbire, hep birden gülmeğe başlayorlar, hem öyle kuvvetle gülüyorlar ki camlar ürsılıyor • Ha, buymuş! Buymuş! Buymuş! Hahay... Hahay!.. Yedi milyon buymuş, yedi milyon. Hahay... Hahay!.. Koltuk değnekleri de, çeyiz parasına caba, habay... Hahayf.j Türkçeye çeviren: Hamdi Varoğlu çünkü damağımâa hâlâ o safra acılığmı duyuyorum, Belki de bu acılık o boğmak, defetmek, icimden çıkanp atmak istediğim müthiş fikirierin acılığıydı. Ah, ne feci hal! Şehre girdim. Belediye meydanındaki kahve kapanmışü. Pencerelerin kenarlarından tyW sızıyordu. «Âlâ, girelim» dedim. Kapıyı açmca, bütün arkadaşlann, hâlâ, bizim hususî masada oturduklarını gördüm. Ferenez, Jozci, Kont Steinhübel. binbaşı, bütün kafile oradaydı. Fakat Jozci, niçin bana öyle hayretle bakıyor, yanındakim niçin dirseğile dürtüyor ve hepsi niçin bana öyle hakıyorlardı? Lakırdıyı, niçin birdenbire kesmişlerdi? Halbuki hararetli bir münakaşaya dalmışlardı, hatta öyle gürültü ediyorlardı ki, sesleıini dışarıdan duyuyordum. Şimdi beni görünce hepsinin dili tutuldu ve şaşalamış görünüyorlar. Ne oluyor? Fakat, geri dönmeme artık imkân yok. Kabil olduğu kadar tabiî bir tavırla onlara yaklastun. İcim pek rahat değil, çünkü şakalaşmayı, çer.e çabnayı his çwum istvoiyor, Soora, askerî, hâlâ geniş, gürbüz sırtı, ısrarla bana dönük oturuyor. Belki hiç bir şey görmenüşierdir. Ancak bir dakika, çok çok iki dakika uruklamış olacağvm ki, sigaramın artığı, hâlâ, tablanın içinde yanıyor. Fakat, bu karmakanşık rüya, vücudümde tutuşan ateşi söküp atmış. Vücudümü bir râşe kaplayor, aynı zamanda şuurumu toplayorum. Hâdiseyi vuzuhla hatırlayorum. Lâkin, bu batakhaneden çabucak uzakîaşmak lâzım! Parayı masanın üstüne fırlatıyorum, kapıya doğru yürüyorum, Uhlan askeri seiâm duruyor. Amelelerin, iskambilleri iistünden bana fırlattıklan mütehayyir naıarlan hissediyor ve ben kapıya çıkar çıkmaz, acayib bir adam telâkki ettikleri benden nasıl bahsedeceklerıni biliyorum. Bu günden itibaren, herkes, arkarodan alay edecek. Herkes, herkes, herkes. Ve hiç kimse, merhametînin kurbanı olan bu biçareye merhamet etSıçrayorum. Neredeyim? Şaşkın ve miyecek! korkak, etrafıma bakıyorum. Aman yarabbi! Bu kulübede galiba uyuklami'j Şimdi nereye gidecegim? fler halde kalmışım... Acaba bir şeyin farkına va kışlaya değil! Bu müthiş döşüncelerle tan oldu mu? Meyhaneci kadın, lâkayd basıboş, boş odama değil! Acaba, tekbir tavırla kadehlerini yıkayor, t oar bir «ey isayim mi. distı Şimdi hepsi beni süzüyorlardı. İH, dört, sltı, sekîz, on dört göz benim ağzıma bakıyordu. Bunun doğru olduğunu söylesem, kahkahalann, alayh tebriklerin afaka çıkacağını biliyordum. Müsaade edeı misiniz? dedim. Hayn, itiraf edemiyeceğim. Bu alaycıJozci, garib bir nazarla bana baktı. ların karşısmda, buna i"ikân yok! Ötekilere: Vakit kazanmak için: E, ne dersiniz? diye sordu, bizden Saçma! müsade isteyor. Hiç böyle merasim görDedim. Fakat hu cevabı, gâTiba kâfi dünüz mü? Ya! İşte böyle, HofmiUer bu görmediler. Ferenez, hem mütecessis, gün merasime başladı! hem samimî bir eda ile omzuma vurdu: Bu da, Jozci'nin bir muzibliği îdi, Söyle, Toni, haklıyım değil mi, bu çünkü ötekiler, açıktan açığa gülüm havadis yalan? süyorlardı. Ne oluyordu? Her zaman, Çocukçağızın maksadı iyiydi. Fakat içhnizden biri, geceyarısiBdan sonra gebeni böyle inkâra teşvik etmemesi lâlirse, bir sürü sual sorarlar, nereden zımdı Bu müstehzi ve saygısız tecesgeJdiğini, niçin hu kadar geç kaldıgını süs karşısmda, yenilmez bir tiksihti anlamağa çalışırlar, isühzalarına, bir duydum. Kendi kendime izaha muvafyığm açık saçık tahminler ılâve ederfak olamadığım şeyi, burada, bu kahlerdi. Bu gün, bilâkis, hiç, kimse bu vehane masası başında izaha kalkışmak alaylara yanaşmıyordu, hepsinin halinseçma bir şey olacaktı. Etrafh düşünde, hakikaten bir tuhafhk vardı. Ara meden, can sıkıntısile crvafc verdim: larına, suya atılan bir taş gibi düş Kat'iyyea yalan. müştüm. Bir sükut oldu. Şaşaladılar ve bir Nibayet, Jozsi .iskemlesine yasland), parça sukutu hayalle, bakıştılar. İyi bir nişan ahr gibi sol gözünü yarı kapadı alay mevzularuu boımuş, keyiflerini kave sordu: çırmıştım. Ferenca, kemali gururla, dir» E, tebrikedebilir miyiz? seklerini masaya dayadı, muzaîferane ~ Tebrik mi? Ne münasebet? bir ed» ile haykırdı. Oyle afallamıştım ki, iik anda, ne Nasıl! Ben demedBm mi size? Ben, Hofmiller'i, cehirain içi gibi tanırıml demek istediğini anlayama'lun. (Arkaa . ^ JECMO burad*ydı, çatonua

Bu sayıdan diğer sayfalar: