2 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Nuan 1941 CUMHURlYET O IV A Arnavudlukta Italyanlardan yenîden 200 esir ve harb malzemesi alındı Parti Crupunda Almanya Yugoslav Dahiliye Millî Müdafaa ve Adliye ya münasebetleri Vekillerile Ziraat ve Sıhhat Vekilleri sorulan suallere cevablar verdiler vahim bir saf hada lmanya ile Yugoslavya münasebetlerinin vahim bir safhaya girdiğini gösteren müteaddid emareler var: Bir kere iki tarafı iıükumet merkezlerinde temsil eden seflrler vazifelerinin başmdan aynlarak memleketlerine dönmüslerdir. Yugoslavyadaki Almanlarm fena mu•mele gördükleri ve türlü türlü eziyetlere nğradıklanna dair Almanyanm yapfığı propaganda günden giine siddetlni arrırmaktadır. Almanya Südet meselesinden başlayarak raasum blr tarafa karsı husumet llânı ion hep bn slya«eri ileri sünnüş ve bu siyasete an'anevl blr mahiyet vermiştir. Alman mehafiii. Yu2<w1avya ile Alman\ra arasmda v»Wm bir hııhmn hasıl oldu&nnu trİ7Vmempkte ve hn bnhranın Alman Bre«*;ilnî ^ ' " 1 1 b'r s«»kilde rn'ledilmesi lânm geldi§ini anlatmaktarfrr. Diğer taraffan YtMrotfavya da. Mr Aiinan husunıetile karsılasmakta oMuŞunn anlayarak her ihtimale karşı tedblr ahyor ve hnhranı tesli»«îvet'e dpMl mııkavemetlc karşılay»51"'* «[österiyor. • ** m ŞEKER FIATLARI Bugünden itibaren on kurus zammedildi Izmir istanbul gunubırbgı! Ankara 1 (a.a.) C. H. Partisl Meclis Grupu umumî heyeti bugün .1/4/941taiı günü saat 15 te reis vekili Seyhan meb'usu Hilmi Uranın reisliğinde toplandı: Celsenin açdmasuıı müteakıb söz alarak kürsüye gelen Başvekil Dr. Refik Saydam hükumetçe şekerin bugünkü aatış bedeline 10 kuruş zam icrası düşünüldüğünü ve bu 10 kuruştan 3 kuru funun vaziyet dolayısile artmış olan iatihsal masraflarını karşılayacağrnuı hesab edildiğinl bildirmiş ve Parö umumî heyetinin bu zamma muvafakatini istemiştir. Grup umumî heyeti Başvekilin teklifini müttefikan kabul etmiş ve bunu müteakıb ruznameye geçilmiştir: Ruznamede hükumete tevcih edilmiç iki sual vardı. Bunlardan birisi bir subayın Dil, Tarih ve Coğrafya fakültesine taarruz ettiği ve bir bekçiyi öldürdüğü şayiasmm ne dereceye kadar doğru olduğunu Adliye Vekilinden soran takrir idi. AdJiye, Millî Müdafaa ve Dahiliye Vekilleri taraiından verilen izahattan fakülte kapısına böyle bir taarruzun vuku bulduğu ve subay tarafmdan bir mahalle bekçisinin yaralandığı ve fakat bfidiseye Merkez Kumandanlığınca ve ~~«•...,N.mımınımmiminnill! Bu vaziyetle daha birkaç günevvelkl vaziyet arasmda ne müthiş bir tezad var. Daha bir kaç gün evvel, Alman g»Mieleri Yugoslavyanın Mihver hesabuıa kazanılmış olduğunu ve İngilterenin yeniden blr diplomatik Dünkerk'e uir»dığını. İngilterenin Avrupa kıt'asfle bfltün münasebetlerinln kesilmesine doğru kati adımlar atıldıgmı anlatıyorlardı. Daha birkaç gün evvel Yugoslavyadan bu sekilde bahseden Alman matbuatı ve Alman mehafili simdi de .vablm buhranlar» dan bahsetmekte, Yugoslavyaya karsı en geniş sinir harbini yapmakta ve daha vahim mahiyet arzedecek hâdiselerin vukuu ihtimaline isaret etmekte**• Sebebi Yugoslavyanın Alman ekalVıyetine, yahud Alman kolonisine fena muamelesi değildir ve Yugoslavya hükftmeH bu yoldaH iddialarm aslı faslı olmadığını musırran Hân etmektedir Hakikî sebebi Yugoslavyanm yeni nizama zorla girmek istememesi, memlek*» tinin herhangi iddia ve bahane ile i*gal edilmeslne razı olmaması, kısası hürriyet ve istiklâline sahib olarak yaşaBiak istemesi ve bu iradesini açıkça göstermesHir. Bunun Almanya tarafmdan «uitelâkkive uğraması yüzünden vaziyetin arletti&i vahamet acaba nereve kadar varabilir? Yani bu yüıden iki taraf ara«ında harb çıkar mı? Günün en mühim meselesî şÜDİıe yok H bııdur. Almanya, »imdiye kadar müteaddid mllletlere irade«îlnl zorlamii olduğu için aynl hattı harekeH Yngoslavyaya karsi tatbika kalkısması mttsteb'ad değildir. Fakat A'manvanm buna karar vermeden önce bir çok noktalan he*ab etmesi lâzım gelir. Bir kere Yugoslavlann muannid muharib olduklan ve Almanyaym muk»vemet hmusunda derhal yardım göreeeklerl süphe götürmeı. Yııçoslavlar. bir taraftan Almanvava mukavemet ederken bir taraftan da Arnavudluk sefcrini sür'atle bitirmek için Yunanhlara yardrm ederler v bnnun neticesl olamk Arnavııdluktaki İtalyan kuvvetleri. Almanyadan yardıma vs>Wt bulmadan tesHm olmağa mecbur kalırlar. Yıldınm sür'atile yanı1" ak olan bu ki Mr hareketin İtalya üzcrinbi tesiri. B»lkan1arda açılacak cetıbe Ü7enndeki tpsin. AH'ivatik denMndeki vnTİvet üzerindeki tesiri hesab edilmeğe deŞer. Almanyanm müMefiki olan İtalvayı bu vazivete dü^iirmeğe razı ohıp olmaması bi' mesele teşkil eder. İtalya, Almanvayı hosnud etmek tein Libvada maflubiyete u&radı, Afrikadaki imparatorluğunnn tasfîyesine dayandı. deniz knvvetlerinin yansmı. belki yarıs'nrtan fazlasım imha ettirdi. Şimıli bir de Arnavudluktaki kuvvetierinin teslim olması veva imha edi'^esinden sonra Adrivatikten binnefis İtalvanın vuri'lınası teh'iVesile karşılastı^ı takdirde İ^lvanın Aimanva ile teşriki mesaipîn doğru oHi'* f»'*?ı»|'ı?"iı dü^ünme^P ve ona pöre vaziyet almağa mecbur olni"«ı britlenir. D<*mek ki Yıtpio«lavvanın Almanvaya k:"<!i mukavemetinı'pn bs»«ka ktılİRna hir tak<m si'âb'ar Y?TH\T ve Yu Gl. de Gaulle Yunan Bulgar ordusu ordusunu ögiiyor harekete hazırmış na nehrinin gerisinde çok ihtiyat sınıflan müessir surette mukasilâh altına aldı vemet edeceklerdir,, Sofya 1 (a.a.) D.N.B. bildirlvor: Atina 1 (a.a.) Nardinl gaıetesL çarkî Afrikadakl hususi muhabiri Theodore Doganlsin Keren vakı nmda tesadüf etmiş olduğu Gene ral de Oaulle İle yapmış oldugıî bir mülâkatı ne?retmektedir. De Gaulle ju beyanatta bulunmuştur: « Erltrenin mukavemet merkezi olan Kerenin »ptından dolayı bahtiyarım. Fransa, kendl askerlerlnin de bu muvaffakiyete iştirak etmiş olduklarmı öğrenmekle memnun olacaktır. Yunanistanın müttefiklerln sarfetmekt« olduklan müste rek gayrettekl rolü, büyfik olmu3tur ve her seyden evvel maddidir. Zlra Yunanlılar. İtalvanları büyük hezimetlere u&ratmiîlardır. Yunanlıların kazanmıs oldukl<ın zaferlerln harbin hltamında devamlı akislerl olacaktır. Manevî bakımdan Yunanistanm oynamı? oldu&ıi rol. hayranlik uyandırmakta, maddî rolünden asagı kalamas. Yugoslavyanın Yunanistanı Br nek ittihaz ederek kalkınmış olduftu kanaatindeylm. Sırblar, seçaat leri. vatant>erverllklerl ve Tuna nehrinin teskil etmekte oldu&u tabiî mania save?lnde bu nehrln eerisinde müessir surette mukavemet edeblleceklerdir. Yugoslav muka vemeti, Yunanlılar onların (ferl lerlnl setretmekte olmasına binaen artmıstır. Pakat Sırblarm müesslr surett« mukavemetlerinin lâzım sartı. müttefiklerle sıkı gurette mesai birliJH yapmaktır.» nıınııınııpıınııtıiMiıı Cumhuriyet Müddeiumumiliğince der hal el konulduğu ve askerî mafSkemece inzıbatî bir ceza olmak üzere askerlikten hemen tardedilmiş olan subayın halen de Müddeiumumilikçe ^ne^'kuf bulundurulduğu anlaşılmış ve hükumetin bu babdakl izahaü tasvib edilmiştir. İkinci takrir de çeltik kanununun tatbikatta şimdiye kadar verdiği neticenin ve sıtma mücadele mıntakalannda çeltik zeriyatından umumî sıhhatin ne dereceye kadar müteessir olmakta bulunduğunun Ziraat ve Sıhhat Vekillerince izah edilmesini istiyen bir takrir idi. Takririn okunmasnı mnteakıb mevzu hakkında birbirini takiben izahatta bulunan Ziraat ve Sıhhat Vekilleri elde bulunan kanunî mevzuatın pirinc zeriyatile umumî sıhhatin korunmasuu telil bakımından kifayetsizliği görülmekte olduğu için hükumetçe bu ciheti tamamlıyan tadi lâtın yakmda Büyük Millet Meclisine arzedileceği bildirilmiş ve bu mevzu etrafında söz alan bir çok hatibler de bu todilâtın âcilen getirilmesi hususunda hükumetle hemfikir bulunmuşlardrr. Ruznamede başka madde olmadığı için riyasetçe celseye 17,45 te nihayet verilmiştir. " Merd Sırblar da TuHükumet yenîden bir Sofya radyosunda tefslratta bulunan Bulgar memuru, Bulgaristanın bu gergin günlerde tam blr sükun içlnde olduguna lşaret etmekte ve buna sebeb olarak da Bulgaristanın evvelâ beynelmilel siyasete *arıs mak istememeslnl ve sanlyen kendislnl her hücuma karsı müdafaa edecek vaziyette bulunrrrasını ileri sürmektedlr. Buigarlstan kuvvet lerlnl her vaklt bu sükundan ve kendisini müdafaa etmek azminden almıştır. Bnlçar ardusu. Bulgar mll letlnin en yüksek faziletlerine mallk olarak, bütün hududlar boyunca nöbet beklemektedlr. Aynl memur, silâh altına dav«t edllmekte olan ihtiyatlarm aileltrine hflkftmet tarafmdan yardım edllec>*ini llâve etmiştlr. Moskova. Belgradı tebrik etmemiş Moskova 1 (a.a.) D3T.B. ajansı blldiriyor: Pravda gazetesl Sovyetler Blrliglnin yeni Yugoslav hükumetinl tsbrik ederek Yugoslav milletlnln çe refli mazisine lâyık olduğunu blr kere daha göstermiş olduğunu bildlrdlglne dair olarak Ünlted Press tarafmdan verilen haberîeri valanlamakta ve şunlan ilâve eylemek tedir: «Böyle blr telgraf mevcud değildir. Sovyetler Blrllgl temennlvatta bulunmamıstır.> Vi'hv'^e komünîst tevkifatı klf'edilmiştir. Bütün mallarmı Hava kurumuna vasiyet eden hamiyetli Vichy 1 (a.a.) Komünîst r»roTürk kadını naeandası vapan blr çok genc tevUydurma bir Yunan radyo istasyonu Atina 1 (a.a.) Atina ajansından: Gazeteler, Adriyatlk sahllinde vücude getlrilmisj olan ve yunanca neşriyatta bulunarak glzli blr Yunan radyosu olduğunu iddla eden İtalyan radyosunun bu hareketini gülünç buîmaktadırlar. Gazeteler, okuyucularına bu nesriyatı eğlence kabllinden takib etmeleri tavslyeslnde bulunmakta dırlar. Gazeteler, şöyle diyorlar: İtalyanların bu alçaklıklarına verllecek cevaba gelince, bu cevab, askerlerimis tarafından cephede verilmektedlr. Ankara 1 (a.a.) Haymananın Evliyafakih köyünden ölü İbra him eşi 65 yaşında Elife Basak. hayata gözlerini kaparken bütün malını Hava Kurumuna teberru etmistir. Tarla ve bir kısım alacak larından başka. bu teberru 504 Ura 19 kuruşa balig olmuştur. Bu hayırsever Ihtiyar ananın ölürken bile memleket havacılıSmı düşünmesi mlnnet ve şükranla karşılanmıştır. Çörçil İngiliz kara. deniz, hava ordularına teşekkür edilmesini teklif edecek ünasib bir fırsattan istiAtina 1 (a.a.) Atina radyosufade ederek famire iki nun bildirdiğine göre, Arnavudluk günlük bir kısa seyahat cepheslnin muhtelll noktalarında (Ba» taran 1 Ind aahifede> d« 5 nisbetinde bir ticaret payınm ilâ japtını. /iueta günübirliği. teşebbüs yeniden Yunanlıların ellce geçmiştlr. Yukanda bahsedilen sınaî mfiessese vesi suretile bulunur. Siz beni dinleyin! Spiker demiştir kl: 3 Sair istihsal mıntakalarmm topden maksad muamele vergisi kanunuÖmrün uzunu, seyahatin kısası. Çün«Müteaddid küçük hücum müf nun 5 inci maddesinde terif edilmış bu tan azamî mısır fiatlan, birinci ve ikin kü bu seyahat denen şey bir takım bekrezeleri dün düşman hatlanna hü lunan müesseselerdir. Yani bir madde ci fıkralarda gösterilen fiatlara nazaran ienmedik revk ve mihnetlerle doludur. cum etmisler ve İtalyanlara ağır nin terkibini. vasfını, hassasuu değiş^ir filî nakil masraflarının tenzili suretile Zevkten bıkılmaz ama mihnet uzaısa adama bezginlik verir. İzmir . İstanbul zayiat verdirmişlerdir. Bu harekât mek suretile mamul madde vücude ge taayyün eder. 4 Bu fiatlar temiz san mısırın dök seyahatı, adeta bir gezintidir, yani oyle esnasında bir çok esir alınmıa, oto tiren müesseselerdir. matik süâhlar iğtinam ediliniştir 1 nisan salı akşamından evvel satıl me olarak toptan azamî satış fiatlsn olmalıdır. Yunan topçusu düşman mevzilerıni mış olup da henüz müşterisine teslim dır. Diğer nevi ve kalitelerin fiatlan Buradan Bandırmaya dört buçuk sakesif ve süratli bir bombardımana veya gösterdiği mahalle sevkedilmije taamül vechile bunlara kıyasen bulunur. at vapur. Oradan İzmire dokuz saat tâbi tutarak harekâtm muvaffaki rek bayi elinde bulunan sekerler bayi 5 Bu hükümlere göre mısır istihlâk tren. Keşki tersine yani dokuz saat vayetle neticelenmesine yardım et tarafmdan verilecek bey«nnameye der ve istihsal eden yerlerin Fiat Murakabe pur ve dört buçuk saat tren olsaydı! mistlr. Ağır topçumuz da yürüyüş colunacakbr. Bayiler bu şekerlerin fiat komisyonları kendi bölgelerinin toptan Vapurlarımız güzeldir, rahattır. Iler halinde bulunan muhtelif düşman farkmı müşteriden alırlar. mısır azamî fiatlarını tesbit ve ilân ede güzelin olduğu gibi bunlann da ku&uıu kıtaatına ve nakliye kollarına tam \ok değildir. 1 nisan salı akşamından evvel satıl ceklerdir. Isabetler kaydetmiştir. İtalyan top Meselâ: Banlarının giri; kapılan o ıruş ve müşterisine teslim edilmek üze6 Bu suretle ilân edilecek fiat hadçusunun ve havan toplarınm ateşi kadar ufaktır ki, iki kişi yanyana gere yola çıkarılmış, yani bayiin elinden lerinden her hangi bir suretle fazla fiat çok hafif olmuştur. çıkmıs ve fakat müşterl eline varmamış teminine gidenler hakkında, millî ko çemez. Bu halile onları birer diş macuMevziî muharebeler cerevan eder olan şekerler müşteriye vardığı günü runma kanunu hükümlerine tevfikan nu tüpiine ve kapılarmı da tüpün deliken Yunan hava kuvvetlerl de dün fakib eden gflnfln akşamına kadar bir cezalandmbnak üzere, kanunl takibat ğine benzetebiliriz. Hele çıkışta bu müşabehet nekadar aşikârdır. İçeriden sıdüşman hatlarını bombardıman et beyanname ile mahallin en büyük mül ta bulunulacağı ilân olunur. krnca halk dışarıya fıskınyor! mlşler ve mühim hedefleri muvaf kije memuruna bildirilecektlr. 7 Karadeniz sahillerinde mısır isfaklyetll surette mitralyöz atestae İkinci kusur rahatlık yerlerinin azllYukandaki esaslar dairesinde veribniş tihlâk eden halkm ihtiyacını temin için tutmuşlardır. 2». olan beyanmamelerde yanh şeker mik T. C. Ziraat Bankasile Tarım Satış KooBilhassa avdette trenden çıkan yüzİta^yanlar agrr zayiat verm'slerdlr. tarlarının doğru olup ohnadığı alâka peratifleri Birliği bu fiatlar dahilinde Tayyarelerimizln hepsl üslerine dar memurlar atrafmdan tetkik ve kon mısu mubayaa ve tevziatına memur e lerce yolcu bu üç yüz numaraya yani üç aded yüz numaraya teveccühlerini dönmüştür.» trol edilecektir. dilmislerdir. izhara başladı mı orası bir fuar halini Yunan resmî tebligi Polis miidiriyerînin bir tebliği almaktadır. Bilmem bunlann çaresi buMısırın toptan fiatlan tespit edildi Atina 1 (a.a.) Yunan orduları İstanbul Polis müdiriyetinden: lunur mu? Ankara 1 (a.a.) Ticaret VekâletinBaskumandanlığmın dün aksam 1 nisan 941 salı aksamında ticaretVapurlarımızın temizliği, yemeği, den tebliğ olunmuştur: neşredilen 156 numaralı tebllftl: hîine, mağaza, depo, ambar, fabrika ve miistahderalerin terbiyesi söz götürmez. 29 sayılı koordinasyon kararınm biMuvaffaki^etle tetevvüc eden imalâthanelerinde, sube. komisyoncu ve 1'olcularunızın ihmali, hırpaniliği, omevziî bir hareket neticesinde düş rinci maddesile Ticaret Vekâletine mev acentalar nezdinde ve sair yerlerde 100 turduğu yeri kirletmekteki gayreti. gümanın bir mukavemet merkezini du salâhiyete istinaden memleketin ba» kilodan fazla şekeri bulunanlar şeker zelim koltuk ve kanape Uzerlerine leyis^al' ettik. Burada bulunan bütün lıca istihsal ve istihlâk bölgelerird» mı ierinin cins, miktar ve sıkletlerini ve rjnyağh yaprak dolmasından pekmcz düşman kuvvetl çevrilmls ve bu su nnn toptan azamî saüs fiatlan aşağıda bulunduklan yerlerini gösterir bir be bulamasına kadar vitaminli vitamin^izretle hiç blr kimse kurtulmamıstır. gösterilmiş olduğu veçhile tesbit olunyannameyi 2 nisan 941 çarşamba akşa ber türlü yiyecek raaddeleri ikram hu6 sı subay olmak üzere 202 esir al muştur: mına kadar mahallin en büyük mül susundaki cömerdlikleri söz götürmodidık. Bu merkezdekl bütün harb 1 Samsun ve Çarsambada dökme kiye memuruna vermeğe mecburdurlar. ği gibi bu hali gördükten sonra bu vamalzemesi elimlze geçmlstlr. •an mısınn toptan azami «aüşlarda klpurlann baştarafındaki birinci yemek Hava dafi batarvalarımız blr düş losu 7 kuruş 25 santim, İzmit ve Akîzmir Ticaret müdürlüğü salonunun yemek zamanlan haricinde man tavyaresi düsürmüstür. çakocada 7 kuruştur. Ankara 1 (Telefonla) Diyarbakır neden kilidli tutulduğunu derhal anla2 Baslıca istihlik mıntakalannda Mıntaka Ticaret müdürü iken merkez dıra. tngiliz hava kuvvetJertnin «** mısırın toptan azamî gatif fiatlan, bi de çalıştınlan Ekrem açık bulunan tryaptağı akınlar Vapurumuz giderken Bandırmada isAtina 1 (a.R.) Yunanlstandaki rind fıkrada yazılı merkezlerin esas fi mir Mıntaka Ticaret müdürlüğüne tayin keleye yanaşU. Dönüste ne büu.et bılİngiliz kuvvetlerl umumi karargâhı etlanna hakikî masraflarile en çok yüz edilmiştir. mem açıkça demirli idi. Bu yüzden azdün şunları blldinniştir: kalsın birkaç vatandaşm sığ suda banyo İngiliz bombardıman tayyareleri. W3flArbE alması gibi tatlı acı bir hâdise doğabüe30 martta Elbasan ve civanndaki cekti. Uzatnuyalım! Bandırmada serbeshedeflere muvaffakiyetle taarruz tii ticarete ber yerden fazla dikkat eden etmislerdir. Düşman av tayyareleri bir belediye var. Msselâ: İskele vazifetesekkülümüzün faaliyetlne mâni sini görsiın diye altmıs santimetre geolmak lstemlslerse de tayyareleri nişliğinde bir iskele ile mendereğe bağlı mizden atılan mermllerle mütead korkuluksuz dubanın üzeri, vapura bidid varalar alan lrlerinden blrinin > n tw ı«ı j . . . necek yolculara yol bırakmıyacak kadar motöründen sivah bir dııman kovkalabalık leblcbici, fındıkçı, börekçi, vererek sakulî bir lnis yanması 0portakalcı, şerbetçi esnafının işporta, rerine muharebeden vazgecmişler sedye ve sergilerile dolu! Kimsenin bundir. lan tedirgin ettiği yok. Güzel şey: Fakat DiŞer cihetten Tepedelen mınta bu is yolcuların giriş çıkışına yüzde yüa kasmda Ivl netlceier veren keslf taengel olmasalardı. Bandırmayı >azararnızlan vapılmıstır. ken, iskele mejdanının mizansenini yazBütün tayyare*v''miz dönmüsiür mamak haksızlık olur. Zenta a^ası bomlmı'lırnan edîldi Vaktile Adanadan çok gelip gecen Atina 1 (a a.) Emnlyet NezaPasa Kâzım bir gün Adana Belediya re^rttn tesmî tebll&i:' Beisini ziyaret ederek kendisine: Bu kadar zamandır şehrinizden geDüşman tayyareleri Zanta ada lir geçerim. Ne yazın bir damla çamur, sını ve bilhassa sehrln hastaneMni ne kışın bir zerre toz görmediğimden bombardıman etmlslerdîr. Atılan dolayı sizi tebrik ederim! demiş bombalar hastanenln etrafmda Eğer vaktim tren aktarmasile mesgul patlamıs. zaylat ve hasara sebeb olmasaydı, ben de bilhassa Bandırma olmamıstir Belediye relsini görüp kendisini, iskele l»alyan teHî^î meydamnda gördüğümüz intizam, ve isRoma 1 (a.a.1 İtal^an ordulın kele dubasmda gördüğümüz hararetli umuml karargâhının 298 numaralı ticaret hareketinden dolayı tebrik edeteblill: Y oflOM reuiKOM TpeHymy 3a Ham HapoA. cektim! Yunan cepheslnde on blrincl ordu *** C8M Aa /3HCM y Cooie pyne Kpaft»eKKy mmtakasında düşmanm mevzll maIzmir, on sene evvel gördüğümle kıH hiyette bazı hareketlerl tardedll yas edilmiyecek kadar güzelleşmiş, geoflMax ty fl y miştlr. lişmiş, temizlenmis. Tam baş dinlenecek Hava teşekküllerlmlz cepane deMoja aepHa Boicna M MOOHapmıa aaBH/ıa MM ce bir şehir olmuş! Adeta bir sessiz fılim! polannı bombardıman etmlşler ve yeri olduğundan mı nedir bilOAMax Ha pacno/ro^erbe H B€İi M3BpujaBa Moja Hapeijerba Ticaret düşman kıfalan üzerlne bombalar mem. Bizim köyden de daha pahalı? > fk>3fttaM cne Cp6e XpBSTe H OIOBWUC aa ce Bense, portakal, mandalina, muz y.ıa'mıslardır. ÖKÛ rtoccrofla. To ıe HajcMryo«Hje Aa ce y OBHM kından geliyor, ucuzdur diyordum.. Me nOJIHTHKn *p*t^ *ı*k »fr o « ;» • î* î» HCMBEO KPAJb! CPEH, XPBATK H C/IOBEKUH! Ankara radyosunun Yuna. nistan için yapacağı neşriyat Ankara 1 (Telefonla) Önümüzdeki cuma akşamı saat 22 de Ankara radyosunda kısa dalga postasile kardeş Yunan milletine yapılacak neşriyat için hususî bir program haznlanmıştır. Programda çocuklara mahsus neşriyat için de bir daha ileri götürmemesi icab eder. yer aynlmıştır. Bir müddettenberi şehBununla beraber vaziyetin vahamet rimizde bulunan Yunanlı vantrilog ve devresinde olduğu da muhakkakttr. hokkabaî Pangalise de bu neşriyatta vaömer Rıza DOĞRUL zife verilmiştir. Londra 1 (a.a.) Başvekil M. Chur. chill, bugün Avam Kamarasında Kama. ramn mutad paskalya tatiline başlamasından evvel harb vaziyeti hakkında be. yanatta bulunmak niyetinde olduğunu bildirmiştir. M. Churchill demiştir ki: , Paskalya tatili hakkında takrir verüdiği zaman mutad beyanatımı yapacak yerde, daha evvel, Avam Kama. rasımn donanmaya, kara ordularına ve hava lcuvvetlerine Akdenizde ve Orta şarkta kazandıkları parlak zaferler serisinden dolayı, tebrik ve teşekkürlerini bildirmesi hakkında bir karar sureti teklif edeceğim ve bu fırsattan bilistifade umumî vaziyet hakkında Avam Ka. maras.ına beyanatta bulunacağım. Lordlar Kamarasının da ayni tarzda hareket etmesi muhtemeldir.» M. ChurchilTin bu söderi şiddetie al. kışlanmıştır. npwiHKaMa oApmn peA yHyTpa H MHP cno/ba. HaifAaT aacaaan Bnsm nocepnö caM apiüKKOM flyuıaHy 1. CHMOBMV. C BepoM y Bora M y 6yflytiH0CT DyrooıaBişe ııocse rpaijaHe H c&e Bnavm y 3€KA»M HS BpmeH»e CBOJMX A y ? K H O C T M npetfa Kpaiby M OTayÖHHM. IÎETAP II Dost Yugoslavyada hassasiyet Cumhuriyet karileri Başmuharririmiz yet tevlid etmiştir. Bunun yeni bir mlVunus Nadinin 23 mart tarihli gaze salini yukarıki klişede görmek kabiltemizde çıkan ve «Pamukipliği» başlı dir. Başmuharririnıizin makalesinden ğısı taşıyan bir başmakalesini hıtırla mütehassis olan Belgradın m^ruf Poyacaklardır. Bu makalede Yugoslavya litika isimli gazetesi, taklibi hükumeü nm Üçler Paktına imza koyuşu mev müteakıb ilâve halinde çıkardığı Krazuu bahsediliyor ve bn neticenin Yu lın beyannamesini havi nüshadan^bir goslav mukadderatını Pamukipliğine tane bize göndermiş ve sahifenin kenaruıa «Pamukipliği başlıkh başmakabağladığına işaret olunuyordu. Bu talenize* cevab!» cümlesini kaydetmiştir. rihi takiben hemen • vukua gekn hâ Yugoslav meslekdaşımızm bu ükkatidiseler malumdur. ne teşekkür ederken kendisinin YugosYugoslavyada Majeste İkind Piyer'in lavyada yeni vaziyete gösterilen sıkı Kral olusu ve hükumetin değlşmesi bü alâka ve umumî sevince tercüman oltün memlekette büyük bir memnuni duğuna da kani bulunuyoruz. ğer bütün bunlar, İstanbula geliyor, oradan Iznüre dönüyorlarmış. Onun için olmalı ki is'ar yani fiatlar, İstanbuldan daha yüksek!. Ajoll İstanbula buradan ne gider? diye soruşturdum. Ve bu sual bana bir geniş ticaret kapısının bizde neden kapalı olduğu merakını uyandırdı. Bizde, frenklerin articles touristiques dedikleri (seyyahlaıa satılacak eşya) ticareti yoktur. Ben İzmirden ne alabilirim? Sora sora nihayet İzmirli bir eczacının japtığı bir kolonya suyunu tavsiye ettiler. Pek makbuldür! dediler. Onu aldık geldik. Halbuki Izmirde, bir sürü dokuma işleri, bir sürü tahta elişleri, bir çok mahallî rengi olan esya vardır. Lâkin çarşı içerilerine, aktar köşelerine kadar bunlan kim arayacak? Her yerde beş on çeşid yerli tuhafü tefârik toplayıp seyj'ahlara arzetsek para kırarız para! Izmir İstanbul seyahatinm en güç tarah bence İzmirden yedi bucukta (Arkası sahife 5 sütun 7 de B. FELEK Fikri, yeni bir şey duymuşa benzemiyordu, irkilmedi: Biliyordum, bayun! Enspektör, şaşırmış gibiydi:' Nereden biliyorsıuı? Fikri, durgun bir sesle cevab verdi' Koğulmak için ustabaşı ile kötü geçinmek yetişir, nerede kaldı ki kavga etmek, onu döğmek... Kaderin kahpece oyununa erkekçe göğüs geren bu delikanlının sükunetle verdiği cevab, enspektörün içini sızlatmıştr Kabahatlisin, yahud değilsin... Artık. bunlan konuşmak lüz)ftnsuz... Hayatta insanın her şey başına gelir. Senin, iyi, namuslu bir çocuk olduğun belli... Fakat ne çare? Fabrikanm disiplini için, seni çıkarıyoruz. Eline, bonservis vereceğiz. Sen, işsiz kalacak delikanh değilsin. Fikri, olabildiği kadar soğukkanlı idi: Teşekkür ederim, bayım! Enspektör, kâtibe isaret etti: Siz, muamelesini yaparsınız Ben, raporumu hazırlarım. Direktörle de aynca konuşurum. Kâtib, Fikriye: Yaruı, akşam paydosundan sonra lerini de veririm, dedi. Fikri, başile ikisini de selâmladı: Peki, bayun! Kapıcının yanına dönmüştu, kollarını iki yana açarak durdu: Haydi üstümü ara! Gidiyorum. Kapıcı, âdet yerini bulsun, diye onun üstünü yoklarken sordu: Temelli mi gidiyorsun? Fikri, acı acı güldü: Yok, hava tebdiline... Buz gibi koğulduk işte... Kapıcı, yüzünün sertliğinden umulmsyacak kadar yumu*ak, babacan adamdı; gözleri, dolu dolu olmuştu: Kasavet çekme b»! Sen, nerede ol<=a, iş bulursun! Fikri, artık gülmüyordu: İnşallah! Kapıcının elini sıkıp ayrılacaktı: Akşam paydosunda, Remziyeyi bekliyeceğim; söylemeği unutma! Peki, peki, unutmam! Fikrinin koğulduğu, bir hava cereyanı gibi fabrikanın her köjesine dağılıvermiati. Hemziye, bunu beklemiyor değildi Fakat acaba Hasan ağabey de koğulmuş mu idi? Bunu, biraz şüpheli göuğra; bonserviaini de, işlemiş gündelik rüyordu. Ustaba«ı Hasan «Jabey, kolay AŞK Edebî roman feda edilemezdi; Fikri gibi bir işçi için, fazla düşünmeğe lüzum görmezlerdi. Genc kız, bobinlere iplikleri sarar, yerlere dökülen yü» parçalarını toplarken, hep, ayni şeyi düşünüyordu: Şimdi. ne olacaktı? Ne yapacaklardı? Fikrinin gündeliği artmak üzere idi. Buna, çok ümid bağlamışlardı. Şimdi, bütün ümidler suya düşüvermişti. Fikri, kolay, iş bulabilecek miydi? Bulsa d 4 dolgun gündelik alamazdı. Evlenmeleri, gene geri kalmıştı. Remziye, bunu, o kadar umursamıyordu. Bir müddet bekliyebilirdi. Onu korkutan Fikrinin işsiz kalmasıydı. Atöîyenin değişen havası, tekrar eskı ahengini almıstı; makineler, uğuldaya Bir UÇURUMU 4 uğuldaya işliyor; bobinler durmadan dönüyor; işçiler, bobinlere iplik sararak, bobin doldurarak, yün parçalarını toplayarak, hep ayakta, çalışıyorlardı. Arada bir, arkadaşile konuşmak isteyen bir işçinin: Heeeey! Diye bağırdığı duyuluyor; vakit vakit bir gazelin uzun: Meded!. i kıvrak bir şarkımn nakaratı arasında kayboluyordu. Remziye, ne ikide bir kendisini çağıran arkadaşlannın «Heeey!» lerini, ne makinelerin uğultularını, ne de bobinlerin durmayan, dinmeyen çüurtılannı duyuyordu. Mahmud Yesari Eğer Hasan ağabey koğulmamışss, Remziyenin vaziyeti, büsbütün kötüleşecekti. Bu ihtimal, onu, ikinci bir korku olarak sardı. Kendi de işten çıkarsa, çıkmak mecburiyetinde kalırsa? Dişten arttırıp da bir kenara üç be§ kuruş atamamıştı. Kendini düşünmü yordu. Fakat evdeki hasta kardeşi Leman, ne yapardı? Onun, çaresiz, bakım. sız öldüğünü mü görecekti? Genc kız, düşünmemek, atelyein u ğultularına kafasını kaptırmak istiyor, fakat beyninden kovmağa çalıştığı düşünceler, ipliklerle birlikte bobinlere sarılıyor, sarılıyorlardı. Akşam paydosunda, öyle dalmış, öyle bunalmıstı ki makinelerin durduğunu, uğultularm kesihverdığini duymadı. Ya. yürüdüler. Fikri, hemen sordu: nmda çalışan Mesrure, onu kolundan Arkadaşlar, ne diyorlar? dürttü: Remziye, yorgun gülümsedü Remziye, ne bekliyorsun? Kimse ile konuşmadun. Gene kız, şaşırmıştı, gülmek istedi, I Birden hatırlamıştı: gülemedi, arkadaşınuı yüzüne baktı, ve Hasan ağabeye de yol verdiler mi? sesini çıkarmadan vestiyere doğru yü Fikrinin yüzü gölgelendi: rüdü, beyaz gömleğini sırtmdan attı, Zannetmiyorum. Ufak bir ceza ile mantosunu giydi. merdivene doğru yüyakayı sıyırmıştır. Hasan ağabey, sana rürlerken Mesrure sordu: ne yaptı? Neler söyledi? Ne düşünüyorsün? Sokak, fabrikadan çıkan işçilerle dolu Remziye, dalgm ve her günkünden idi. Fikri de, kalabalıkta rahat konu. çok, pek çok yorgundu: şamıyacaklarım anlamıştı; elile ileride. Ne mi düşünüyorum? Neler dü ki yan sokağı gösterdi: şünmüyorum kl. Şuradan saparız. Arkadaşı, onu teselli etmek istedi: Remziye, yavaşça: Anhyorum, Fikriyi düşünüyorsün. Peki! dedi. O, işsiz kalmaz.. Arkalarmdan bir ayak sesi yaklaşıRemziyenin koluna girmişti; yanyana merdivenlerden indüer. Kapıcı Remzi yordu; Fıkıi, dönerek baktı: Ne o, Şakir, yeni bir şey mi var? yeyi görünce, gözile işaret etti: Remziye de başmı çevirmişti, Fikrinin Seni, dışanda bekliyecek. Anladın arkadaşı Galatalı Şakiri tanıdı. Şakir, mı? orta boylu, tatlı esmer, dolgun bıyıkll Genc kız, başını eğmişti: bir adamdı. Yüzü yorgun, saçları va Anladım. Teşekkür ederim. Dışarı çıkacak kadın işçilerin üstlerini kitsiz ağarmıştı. Kollarını ağır ağır arayan kadın işçinin önünde durdu; üstü sallayarak yürüyüşünde, çiy kabadayı arandıktan sonra, kapıdan çıktı, etrafına lık değil, erkeklik vardı, sesi tok, ve bakındı. Fikri, karşı kaldırımda durmuş, hâkimdi: (Arkası var) bekliyordu. Ikisi de birbirlerine doğru

Bu sayıdan diğer sayfalar: