4 Nisan 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

4 Nisan 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 4 Nisan 1941 Karabük demir Eabrikaları f Şehir ve Memleket Haberleri j Hatayın çok çeşidü mahsulleri Alemdar hâdisesi Yazan: SALÂHADD1N GÜNGÖR Çivi yapılmak üzere piyasaya demir verdi Karabük demir ve çelik fabrika lan ilk defa olarak çivi fabrikalan için 300 ton çivi teli vermistir. Karabük fabrikalarının verdiği civi telleri iktısadi mehafilde fevkalâde lyl bir memnuniyetle karşılanmıa tır. Fabrika, ikinci bir 300 tonluk parti daha verecektir. Karabük fabrikalarının çivi ima!âtı için verdiği bu demir çubuklar 12 milimliktir. Bunlardan icab eden haddede çivi çekilecektir. Karabük fabrikalarmdan pivasanın ihtiyacı olan 500 ton daha muh telif cins demir verilmesi üzerinde tetkikler yapılmaktadır. Muhtelif firmalar namına gelen 170 ton çivinin tevziatı yapılmaktadır. YcJda bulunan ve yakında vola çıkacak daha 1000 ton demir vardır. Ihtikâr yapan bir tacir uç sene surgun cezasına mahkum oldu Fazla fiatla mal satmaktan suçlu üç tacir de mahkemeye verilerek tevkif olundular IHEM M NALINA MIHINA Şundan, bundan! acar başvekili, bu «güç ve bedbaht zamanda» devletin işlerini idare edemediğini ileri siirerek intihar etri. Kont Teleki'nin, intihar ederken blümün karşısında bile samimi olmadığına yahud da, son mektubunun doğru ve tam alarak nesredilmediğine hükmetmek lâ zımdır. Çünkü, devletin işlerini idarede âdz kalan bir başvekilin «intihar» değil «istffa» etmesi icab eder; boyîece sinirleri daha kuvvetli ve daha nikbin bir şahsiyetin iş brsına geçnıesine meydan vermiş ohır. Hükumet ricalinin ve politikacılaruı düsüp kalkması, her zaman görüle gelen tabü hallerden olduğu için, Kont Teleki'nin, Macaristamn işlerini idare edemiyorum, diye kendini öldıjrmesi manasızdır. Bu sene çok iyi fiatlarla nıüşteri buldu Alemdarın ilk hayırlı işi inzıbatı iade olmustu ıı Alemdann, is başına geçükten sonra,! gördüğü ilk hayırlı hizmet, şcnrin bozulan inzibatını iade etmek olmuştu. Yeniçeri erbaşları, artık eskisi gibi nara ata ata sokaklarda dolaşamıyor, akşam ortalık kararır kararmaz, evli evine, göylü köyüne çekiliyordu. Kendi halinde yaşayan halk tabakası, baskma ugramaktan, esnaf,; zorbalara harac vermekten riaya makulcsi ala ala heyle kahve kahve dolaştırıbp sarakaya &lmmaktan kurtulmuşlardı. Fakat, kazan gene için için kaynamakta devam ediyordu. Kabakçının k«lle*i uçurulmuşsa da, Kabakçı Ruhu, bütün hrncı ile yaşamakta idi. Aradan çok geçmeden, şurada burada Alemdarın Yeniçeriliği ortadan kaldıracağı rivayetleri ısrarla dolaşrrağa başladı. Alemdarın baa patavatsız hare ketleri, bu dedikodulara kuvvet veri yordu. Bir gün memleket âyanmm da iştirak ettiği büyük bir toplantıda Alemdar, açıktna açığa yenleerlnln •îeyhinde bulunmuştu. Kendi de ocaktan yetişme bir adatndı. Fakat askere başbuğ olduktan sonra kanaatini değiştirmljti. Her fır«at düştükçe söylüyordu: Böyle nizamsız !ş yürümez. Yeniçeri gayreti, kâr etmez oldu! Tez elden tedblr almak gerek.~ Alemdann ağzından çıkna sözler, yeniçeri türedileri tarafından bir« bin katılanak, türlü mübalâğalarla işae ediIlyordu. Alemdar, yenlçerilerin razannda, artık Hacı Bektaş ocağının, baş düşBianı mevkiinde idi. Bu düşman, muttaka ve ergeç ortadan kaldırılmalı idi. Yeniçeriler «Ocaklu» gayretile gayelerinde muvaffak olmak için hiç bir fırsaü kaçırmıyor, kâh »aman altından su yürüterek, kâh yangma körükle giderek Alemdarın ikbal kapısına balta asmağa hazırlanıyorlardı. Alemdar Paşamn pratik bir tekâsı vardı. Uzun kırtasiye muameielerinden tıkılıyor, devlet işlerinin en kestirme yoldan, sür'atle görtilmesini' Istiyordu. Bu yüzden, bazan zamanm miıttehaz usullerine taban tabana nd emirler verdiği, şunu bunu gücendirdiği olu yordu. Herkesin senelerdenberi sürüncemede kalmasma alıştığı bir çok muameleler, Alemdar devrinde sür'atle intac edilmijti. Halkın hükumet kapılariT>da bekle tilmesinin Alemdar, şiddetle aleyhinde İdi; arada bir hiddetlenir: A be ne lâzım, zavallılan boşuna bekletmek?. Verin ellne evralnm git sin' diye söylenirdL Bir gün, âyandan bir lata, mühimce bir maslahat hakkında emir tebliği icab etmişti. Mecliste bulunandan biri: Belkl emri dlnleme». Ferman yazılsa.. diyecek olmuştu. Alemdar, henaen yerinden fırlamış: A be, Padişahın fermanı, helvacı kâğıdı mıdır ki böyle ufak şeyler için ferman g5ndermeğe kalkarsmız!. Yazın benim tarafımdan bir kâğıd, olsun bitiin!.. demişti. Gammazlar, yemeyip îçmeyip bu habe rl Padisaha yetiştirdiler. Yavaş yavaş Mray içinde de Alemdara aleyhtar bir muhit hasıl oluyor, daha dilîni düzeltememif Rusçuklu cahil bir kumandanm. •Padiçahı âlempenah» ı l>öyle çabucak avcunun içine alman hiç de hoş görüîmüvordu. Başıboş yaşamağa alişan sergerdeler. eski zorbalık devrini ihya edebilmek İçin saraydaki elleri vasıtasile gizliden gizliye her gün bir yeni fesad karıstrrmakta idiler. Alemdarın, bir kaç asinin boynunu vurdurmu? olması. bir türlü affedilmiyor, bu bahis temcid pilâvı gibi mtıhp ısıtılıp ortaya konuluyordu. Cemaatin odabaşıları, helva gohbetie rinde, Ikide bir imalı imalı ondan bahsediyorlardı. Daha mahrem rneclisVrde: Alemdar Pasa, artık saraya da el uzatıyor. Nerede kaldı Padişah nüfuzu?. kabilinden «Szler sarfedenler de . vardı. Alemdar, temiz yureğine esen şeyleri sır tutmaz bir küp gibi dısarı vuruvor, istikbale ald lcraatmı herkesi kendine dost sanarak gellşi güzel 3t*kine berikine anlatıyordu. Bir (riin chuzur muraraası» yapıhyordu Vakayi kâtibi, zaptı okudu. Diğer kâtibler davanm uTule taalluk eden kı•ımlannı ikmal ettiler. Kadıarker Efendi de oturdu&u verden «hükmettim!» d'verek karsnnı verdi. <=Bu iş, Alemdarm hens tuhaftna sitmişti, hem de biraz canmı sıkmntı. Huzur murafaası bittikten sonra, etrafını alan başı sankhlara hllaben: Canım, bu ne masiahaMir ar.lamadım.. dedi. davayı gBren şu kücük hocalar.. Büyük Efendinin burada ne işi var*.. Diye ortaya bir suai attı. Alemdarın, Büvük Efendiye yaptıg' bu kücük tariz, memurin arasmda tensikat rivayetlerinin meydan almâflna sebeb olmuştu. Mansıb erbabı derhal Alemdar alevhine döndüler. Alemdarın «Ülemayi kiranı» ile istihza ettiei, kulaktan kulağa söyleniyordu. Zaten, o günlerde Sultan Mıı^'ifa hakkında da ortada bazı dedikodular dönmekte idi Rivavetlere bakıursa. Sııltan Mustafa yakında, tahta (iflâs) edils cekti. Hattâ mahlu Padişahın, mahpus bulunduğu daireden serbestce dı^an çıkarak ötede beride KezînHiği VaHde Sultanm Eyüb zıyareti dönüs'jnde Yeniçerilerin yasakcı zabitl İle ayaküstü gizlice görüştüğü söyleniyordu. Bu son rivayet, Şeyhühslâmın mahremâne ihtarı üzerine Alamdar Paşamn da kulağına gitmiş olduğundan, vukua gelebilecek hâdiseler hakkında Padişahın dikkatini çekmişti. Fakat İkinci Mahmud, rivayetlerin nasıl bir maksadla çıkarıldığını biliyordu. Alemdarı tatmin edici bir kaç sözle yanından savdı. Zavallı Rusçuklu vezir, etrafında nasıl bir hiyanet şebekesinin örülmekte olduğunu farkedecek halde doğildi. Kendini tam manasile kapıp koyver mişti. Cevdet tarihi, burada dlyor ki: «Sultan SeUm ricali, fevkalâde sefahat ve ihtişama düşüp işi ^zıttılar. Yârânı mahude zevk ve sefaya dalıp eski davayı unuttular. Alemdar Fasa gibi sahibi hamiyet bir «vezir» i dahi huzuzatı nefsaniye ile meşgul ettıler.» Yüksek tabakalan saran sefahat, kademe kademe halka da sirayet etmeğe başlamışü. Erkekler, topu yüz yirmi kuruşa satılan tülbendlerden başlarına sank sarıyor, sırtlarma Hind kumaşlaruıdan kesilmi» mintanlar giyiyorlar dı. En âdi kürkler bile 4 5 bin kuru»a satılmakta ve halk bunlan kapışmakta idi. Ban servet sahibleri «enzarı ağyardan» halî rurettt eğlenebilmek iojp akşam olunca, konaklarının alt katındald izbelere çekiliyor, buralarda türlü diyarlardan devşirilmlş mehlikalann arasında sabahlara kadar zevk ve sefa ile meşgul oluyorlardı. tstanbul (Kübera) sı arasında şimdi paradan daha makbul bir rüçvet vardı: Cariye!.. Zamane ricaline hulul ede bibnek için tek çare onlara hoşa gıdecek güzeller bulup göndermekten ibaretti. Avrat pazanndaki esirciler, konaklara renk renk, cins cing bakire taşıyorlardı. Alemdarın nüfuzile vetaret payesine eren Rusçuk yârânından Kaptan Ramiı Paşa, bu şehvet fırtınası içinde gemisini en fazla akmtıya kaptıranlardan biri idi. Kaptan Paşa, nereden haber almışsa almıştı. Baa kadınlar, «Ebcd! bakira» olarak yaratılırlardı. Böyle bir kaç güzeli ele geçirebilmek için Ramiz Paşa, kesesinin ağzını açmış. esır pazarlarmda evuç avuç altın dağıtıyordu.» Devrin zevk telâkkisine göre her türlü sefahat mubahtı. Zen taife$ine rağbet buyur mıyan devletluler; çarebru civanlarla sazlı sözlü mecliglerda al takke ver külâh eğleniyorlardı. (Arkası var) Komşularımız Yunan MiUî Genclik teşkilâtı 4 ağustos 1936 inkılâbı neticesinde, mutevaffa Yunan Başvekili Metaksasın tahakkuk ettlrdıği mılli kalkınma hareketi, Yunan milletini, manevl, fikri ve maddî olmak üzere üç bakımdan yükseltmeği iatihdal eden bir programa bağlı idi. Son yinni bej sene zarfında, A\TUpada hüküm süren karışık vaziyetler, bütün dünyayı sarsan iktısadi ve ahlâkî buhran ve sürekli, dahilî ihtilâflar, Yunan milletinin bünyesini inhilâle sürüklüyordu. Jan Metaksasm demir iradesi, memleketini muhakkak bir felâketten kurtardı. Yunanistan, MetakEann kuvvetli ve şuurlu rejüni altında siyaset, iktısad, maliye, askerlik sahalannda olduğu kadar, içtimaî sahada da çok büyük inkişaflara ulaşmış bulunuyor. Bugün, hududlarma yapılan tecavüzü, bütün dünyanın hayranhğını kazanacak gekilde tardeden Yunan milleti, bu muvaffakiyeti, o şuurlu millî idarenin başardığı eserlere medyundur. Müteveffa Başvekil bu kalkınma programile, Yunan vatandaşının millî şuurunu uyandırmağa çalışırken, gencliği daima birinci plâna almıştı. Eserini sağlam bir temele istinad ettirmek istiyor ve bu sağlam temeli, ancak müstakbel nesillerde göriiyordu. İnkılfib meşalesini, bir evvelki neslin, bir sonraki nesle tevdi edebilmesi ve Yunanistanı mütemadiyen terakkiye ve inkişafa götürecek şuurlu ve mtinevver vatandaşlann. bu vazifeyi muntazam ve fasılasız yapabilmesi için, bütün nesillerin, en kücük yastan, ahlâk, adalet ve hürriyet ideali içinde yetişmeleri lâzımdı. Başvekilin davetine ilk icabet edenler. 3936 gencleri oldu. Yunanistanı. bu^ün. düçmana karşı müdafaa eden mücahidler arasında ve ilk safta onlar bulunuyor. Millî kalkınma programı mucibince teşekkül eden millî genclik teşkilâtı aıası, umumî seferberliğin ilânını mütealnb. yardımcı hizmetler almak üzere derhal orduya iltihak etmişti. Kız ve erkek, çocuk ve delikanlı, bütün bu çencler, şimdi, gücü ve kabiliyeti yetti?i nispette ordu hizmetinde çahşıyor: bin türlıi yardımcı hizmetlerle, ordunun mühim bir ihtiyacını temin ediyor. Şafak sokerken ise başlayıp gece oluncıya kadar durmadan çalışan bu Antakya (Hususi> İptidaî vasıtalara rağmen Amik gölündsn yılda 200 000 kilo kadar yılan balığı avlanmakta, komşu mjemleketlere ihrac edilmektedir. Mühim ve lktısadî blr mevzu olan balıkçıhşm, ıslah edilmek suretlle ufak mikyasta bir konserve fabrikası kurulduğu Fincancılarda kimyevî mevad tacıri hakkında tevkif muzekkereleri kesmiştakdirde balıkcılığın Irtkisaf edeeeği Raşid Sevıl hakkındaki Millî Korunma tir: Muhakemenın devamı, tahkıkatuı ve bunlarm i\i fiatlarla dıs piva kanununa muhalif hareket davası, dün t2mamlanmasma aklrraştır. Tevkiflerine karar verilen Yako Baharla Abdulîah, salarda ra^bet bulacağı muhakkak nehcelenmiştir. istanbul ikinci asliye ceza mahke kararın infazı için alâkadarlara tesîim tır. Konserve fabrikası kuruldıığu takdirde yılan balıgma rağbet gös mesinde mevkufen muhakeme eclüen edilmek üzere koridorda bekletilirkeıı, BUe öyle geliyor ki Macar basvrkili, termiven iç piyasaya da denizden bu Musevî tacırın, jeiâtın ihtıkân y^p bir aralık oradan uzaklaşmış ve Adliye avlanacak nefis barbunya. sardalya tığı, ayrı ayrı uç satışta yüzde üç >uz dairesinden dışarıya çıkmışlardır. Bu işlediği ve sonra da p'sınan olduğu bir ve salr nevl balıkların sevki tabil kâr temin ettiği ve fatura vermedığı iıe nun üzerine, arkalanndan memurlar siyasî suçtan dolayı kendi kendini ölrı sürülüyordu. Hâkım Kemal Aşkm. gönderilmiş ve her ikisi de tekrar ele dürmiistür. Bu suç da. Macaristanın isdir. çok fazla kârla satış yaptldığını sabit geçırılmiştir. üklâlini tamamile Almanyanın eline tesÇeşidll mahsul veren vilâyeümiz gormüştur. Bir maddenıa defaatle ihlâIim edorek Macar milletini MUıverin Beş kuruşluk bakar?yı 15 tKTlSAD de meyvacılıktan baska celtik zira lini gözönünde tutarak, Raşid Sevuin boyunduruğuna vurmns olraasıdır. Vakuruşa satmif! ati, ko?acılık ve bilhassa mühim üç sene müddetle Yozgada sürülraesmı. tanmı seven. şeref ve haysiyet sahibi Dünkü ihracat miktarda zeytin e'.de edîlmekte oluo '50 lıra ağır para cezası ödemesini. 1123 Tophanede Necatibey caddesindeki Dün şehrmizden 381,000 llralık İh bu zeytinlerden 4000 ton kadar van; lıra değerındekı 350 kiloluk jelâticin dukkânmda beş kuruşluk tüfekli maka bir devlet adammın, bilerek bilmiyerek racat yapılmıştır. Bu arada Mısıra cıkarılmakta ve 1500 ton sabun imal musaderesinı, ayrıca, mahkumiyet kara rayı on be«; kuruşa sattığı iddia olunan bö>le yurda ihanet derecesinde ağır bir tütün, Slovakyaya kuru yemi$, İn edilmektedir. Mıntakamızda bir bu n suretınin gazeteîerle neşredılerek ilâ Ş?bat Samarya da, mahkemede tevkif suç îsledikten sonra, kendi cezasını kendi elile vermesini tabü görtnek lâzungiltereye tiftik gönderilmiştlr. çuk milvona karib zeytin ağacı nını karar altına almıştır. Diğer taraftan olunmuştur. Şahid'er çağırılacaktır. dır. • ** mevcuddur. Kahve tevziatı Raşid Sevilin satışlard* fatura verme Elektrik pillerini ve fenerleri fazla Yenl yıl mahsulü kozalar satısa mekten beraetine ve bu satışlardan bı fiatla satmaktan mahkemeye verilen Yeniden gümrükten çıkarılması ransa, İnşfiltereye kafa hıhnağa, takarrür eden 1030 çuval kahvenin arzedllmiş ve Bursadan gelen bir rinde komisyoncu sıfatile hareket eden Hıristo ve Manolun muhakemelerinde, hattâ Ingilizlere karşı sUâh çekmeçe dün tevziine başlanmış, toptancılar tacir tarafmdan yüksek fiatla mü Samuel Pardonun da, fatura vermemek gelecek celsede karar bildirilecektir. bile başladı. Geçen sene bu tarihlerde bnvaaya baslanmıştır. Kayda deger ten yirmi beş lira para cezası ödemesine pevderpey tevziat yapmaktadır. Dün, Mersinden yeniden 500 cu bir cok meyvalardan baska 11.000 000 karar vermistir. l^ararın bildirilmesile Müddeiumumiliğe verilen ihtîkâr Fransa, mukadderatını |nçiltprcninkine maznunlan bağlamıştı. Almanyaya nıağlAb olduk val kahve Relmistlr. Bu kahvelerın cded portakal ve 4.000 000 aded İyi beraber son tahkikat safhası bittiğin Ticaret müdür vekili Necmeddin Me tan sonra. Fransızlar birdenbire değişcins mandalin yetişmistir. Hatavın den, Rsşid Sevil serbest bırakılmıştır, de tevziine başlanacaktır. tenin riyaseti altmda toplanan Fiat Mu riier: AJtnaniarin dost, İnsrilİT'lerle diiskurtulusundan evvel Suriveye be Tevkif edilen iki tüccar Petrol Ofisi faaliyete rakabe komisyonu şeker, sabun ve ka man oidıılar. Abnanya karşısında bir dava denecek fiatla sevkedüen porZindenkapısında çivi ihtikârı yaptık kao ihtıkân yapan üç ticarethane ;le hıı<uk ayda harbedecek halleri knlnıatakallarımız bu yıl İstanbul ve sageçiyor ir sehirlerimlze sevkedilmlstlr. Oe ları iddia edilen Yako Baharla Abdul kendi kendini lüks mağaza addeden bir dıpı ve ellerinden silâhlan dü«;rüğü Ankarada bulunan Petrol Ofisi cen senelerde vüz tanesi virml ku lahm muhakemelerine, ayni mahkemede ücarethanenin sahiblerıni müddeiumuhalde. «imdi. tnfriltereye karsı kahrasatış isleri müdürü Nejad ve petrol. rusa satılan lri ve secme portakal dün başlanmıştır. Mahkeme, bunîar miliğe vermeğe karar vermiştir. man kesiliyorlar. Harbedecek kndretlerl benzin kumpanyaları müdürleri dün larm tanesi manavlarda perakende varsa, bunu İnçiltereye değil, Almansehrimize dönmüşlerdir. bes, altı kuruştan asaftı satılamıvor. Mübadil tasfiye vesikaları Çocuk bayramına hazırlık yaya karsı eöstprmeleri daha doğru olPetrol Oflsinin tam tckilâtile bu Bu vaziyetten müstahsilin yüzü eül Maliye Vekâleti, 1771 numarah 23 nisan çocuk bayramı hazırlık maz mı? Çünktt Fransanm yansmdan aym on beşinde faaliyete geçmesı müstür. Vilâyette her çeşld gıda kanuna tevfikan mustehlikleri nat: dolayısile Ankarada toplantılar va maddesi Türkiyenin her yerinde ol mına doldurulmuş olan mübadil larına devam edilmektedir. O Rün fa7İasını lnsral eâen ve ha l '3ral masrafden itibaren başlıyacak olan çocuk lannı da Fran^'7'ara öt?den, İnçi'terevi pılrrng. petrol ve bensıin stokları, it duğu gibi mebzul miktarda vardır tasfiye vesikalarmı merbut kuponhalât isleri üzerinde görüsülmüştür. Bugün piyasada bulunmıyan veRİ ların kısmen mahsubuna mukabil haftası zarfında, çocuklar için muh yenerek harbi kazanırsa Prnnsayı iaktelif eğlenceler tertib olunacak, aBu arada Oflsln faallyetile berrj^er ne madde kahvedir. Defterdarlık veya Mal dairelerince çık hava oyunları ve müsamereler sim edecek olan İngiltera degH, Alkumpanyalar ve Ofise düsen lşler olan mübeddel makbuzlar verilecektlr. Tepebası bahçesinln de man ya dır. Hatavm bellibash hususiyetierin verilmiş üzerinde vazife taksimi yapılmıştır. tedavülden kaldırüacaktır. 23 nisana kadar yetiştirilmeslne çaFransanm bu hs'i. kocasma İhanet eden birisi de devamlı yağmurlarıdır. Maliye Vekâleti tarafından bun lışılmaktadır. den fertan hir karf'nın 8<iikile blr plup Fasılasız gürlerce, bazan haftalarca U yerleri hakkındaki ların yerlne yalnız hâmilftıe muhaynt yoldasını öldümıek istemesine bardaktan bosanırcasma yaftmur harrer makbuzlar verilecektlr. VeHastanede öldü ne kadar benziyor. talimatname vagmakta oldujundan herkesin e kâlet bu münasebetle Millî Emlâk Evvelki gece Eyübde otobüs çarpMnde semslve vardır. İş yerlerl talimatnamesi 17 mamüdürlüğüne blr tamlm göndererek masına uğrıyan 9 yaşmda Hasan, nkara radyo gazetesiıiîn verdigi Mr yıstan itibaren tatbik edileceğinden mübeddel makbuz olan dün sabah Şişü Çocuk hastanesinMÜTEFERRIK ellerlnde habere göıe, Almanyada bü\ük Beledlye, bu talimatnameyi tabet eshasm bunları bir an evvel Mal de ölmtiştür. Adliye hekiml Enver trrerek alâkadarlara tevzi ve mü dairelerine makbuz mukabilinde Karan, cesedl Morga kaldırtmıştır. bir petrol sîrketi teskil edilmîs. Hirbe«sese sahiblerinl keyfiyetten ha İktısad Vekilinin tetkikleri tevdi etmeleri İcab ettlğini blldlr Eyüb Müddeiumumiliği, kaza hak den sonrs bürün Avrupanın petrol işlerinî idare edecrk olan bu rfrketla scrberdar etmlştir. 25 kişiden fazla isŞehrlmizde bulunan İktısad Ve mlştlr. kında tahkikat yapmaktadır. çi calıştıran fabrika veya müessese kill Hüsnü Çakır, dün öğleden sonmayesl simdlden konulmu*. Rnmen vetHalk plâjları sahiblerl Eminönü Halkevinde blr ra Sümer Bank İstanbul şubesine rollerinln Hareslni ele alan sîrket Irak Morga kaldıntan cesed toplantı yapmşılardır. Bu topalntı gelerek burada akşama kadar meşÜsküdarda, Haramiskeîeainde ave İran perrollerinl de ldare edecekmis. Geçende Beyoğlunda blr blslklet da Beden Terblvesi bölge başkam gul olmuştur. Bu arada Vekilin nez çılan bedava halk plajının tevsline Bu haber. bana iki atalar sözünii hatırFerldun Dirimtekin kendilerlne be dinde üç saat kadar devam eden karar verilmiştir. Plâj sahasma ye kazası olmus, Refael oğlu 80 yaşm lattı. den terblyesi kanunu mucibince bu bir toplantı yapılmıştır. Dünkü top niden kum döşenecek ve sahildekl da Mişon, bislklet çarpmasile yere «Çayı görnteden paralan «nvnmakı. tRyuvarlanmıştı. Beyoglu Beltediye ralardaki müstahdemlnin haftada lantıda Sümer Bank yerli malları kavalıklar temizlenecektir. hastanesine yatırılan Mlşon, ora ye buna dedikleri gibl «Aç tavnk kendört saat talim görmeğe mecbur ol müessesesl müdürü Ahmed Özbakır, Bundan baska Küçükçekmecede çıktıktan «onra, birdenbire öl dini hngday ambannda ganır. diye de duklarını izah etmls ve bunun ne İktısad Vekâleti sanayi tetkik he de halk için bir plâj yapılmakta ve dan müstür. Adliye hekiml Enver Ka zaman ve hangi saatlerde yapılma yetl reis muavinl Zühtü, İstanbul önümüzdeki hazirana kadar lkmali ran, cesedl muayene ederek, Morga gene bnna derler. ' sının münasib olacağı etrafmda a Mıntaka İktısad müdürü Haluk Bel için çalışılmaktadır. kaldjrtmıstır. lâkadalarm noktal nazarlarını sor san T« Sümer Bank müşaviri Suad Hazırlanan imar plânları mu^tur. Katl netlce tespit edildik bulunmuştur. Toplantı esnasmda Üsküdarda. Harem iskelesinde a Halic idausî devrediliyor ten sonra faaliyete geçilecektir. İktısad Vekilinin pamuk ipliğinden Ayağı kınlan çocuk Halie idareslnin Münakalât Ve başlıyarak muhtelif isler üzerinde yüb, Kadıkby banliyö hattı ve BoUnkapanmda Nurl oğlu on izahat aldığı ve yeni direktifler ver Baziçinin Anadolu kLsmı imar plân kâletine devri hakkındaki teklif, daki Bürhana. kamyon çarpmış, ço< larmı hazırlavıp Sehir Meolisine Vekâletce kabul edildiğinden sirkediği arüaşıîmaktadır. İktısad Vekicu&un sağ ayagı kırılmıştır. Bürhan, limiz bugün de tetklklerine devam vermistir, Şehlr Meclisl bu plânları tin isletme. idare ve nıali vaziyetinl Etfal hastanesine görütülmüştür. tetkik vp tasdik ettikten sonra Na tetkik etmek üzere sehrimize bir edecektir. fıa Vekâ'etine eönderileeektir Küçükpazarda Ahmed kızı altı hevet eönderilmistir. vaşmda Ayseye kamyon çarpmıstır. Kazalarda pasif korunma Yaralı kız. Şlşli Çocuk hastanesino gencler arasmda, yardımcı itfaiye nehazırlıkları yatınlmıştır. ferinden, yardımcı hastabakîcıya kadar, Vilâyet dahilindeki kazalar, mevher türlü işte çalışan gencler var. NeAktarma biletler zaretlerde ve diğer umumî müessese zil paraşüt ve pasif korunma ve deBugünden İtibaren tramvaylarda lerde, silâh altına alman müstahdem neme icln hazırlıklara başlamıslaraktarma biletlerin tatbikına başladır. İki güne kadar hazırlıklarını lerin yerini onlar almıştır. Hava münılacağından aktarma istasyonlan dafaası işlerinde, talimatın tatbikına ne ikmal ettlkleri takdirde bu pazar Tramvay idaresince tespit edilmisve onu takib eden günler zarfmda zaret edenler, yarahlara ilk tedaviyi tir. Bu istasyonlar Şisli, Hamam, deremelerini vapacaklardtr. Simdikoşruranlar gene onlardır. Her türlü Taksim, Karaköy, Beşiktaş, Ortaki halde hazırlıklarını tamamlıyan tehlikeyi göze alarak, büyüklere im ka7a!ar Beykoz, Bakırköy, Emlnönü köy, Slrkecl, Eminönü, Beyazıd, Fatisal nümunesi teskil eden küçükierin, ve Üsküdar kazalarıdır. Üsküdar tih ve Aksaravdır. Aktarma bir gün bu harb esnasmda gösterdikleri fera kazası denemesini ayın on üçünde icin muteber olacak ve aktarma istasyonlarmdan başka istasyonian gati nefis sahneleri, saymakla tüken vaoacaktır. tramvay arabalarma binenler için mez derecededir. ortak olan bu gencîere, bütün kalbile muteber olmıyacaktır. Yunan genclik teşkilâtı, Tjir yandan da F A ^ Merhum Halid Şazi için yapılan ihtifal askerlere hediye tedarikıle me?gul olnıaktadır. Genclerin bu sahada gös terdikleri faaliyet, asıl müdafaa saha sındaki faaliyetlerinden aşağı değildir. Şimdiye kadar, sigaradan kuru yemişe ve fanilâya, çoraba vanncıya kadar, her çeşid yiyecek, içecek ve pyecek madde, onlann elile toplanıp muntazaman cepheye gönderilmiş, vatan uğrımda çarpışan askerin hiç bir ıhtiyacı unutulmamıştır. Ordu, mavili, beyazlı üni formalarile, kâh askerin yarasını saran, kâh hastanın mektubunu yazan, yiyeceğini sırtında tasıyıp getiren. derdine Akşam yemeğini yemişlerdi. Güneş iki buçuk saat evvel boğucu bir hava içinde pembe köpüklü bulutlarm arasından kızıl bir tepsi halinde ufkun arkasına çekilmişti. Şimdi ortalık birdenbire serinlemişti. Bu hafif rüzgârı bir yağmurun takib edeeeği muhakkak gibiydi. Melâhat ayağa kalkıp pencereden g°" kü görmeğe çalıştı. Çok sıkıntı vardı değil mi? dedi, insan kendini mart aymdan ziyade temmuzda sanıyor... Allah hayırlara tebdil eylesin ama, galiba bir fırtma kopacak!. Cemil gülerek kansma baktı. Onun. şirin yüzü, taze teni boyle bir günde bile saadetini arttırmaktan geri kalmıyordu: Melâhat, diye yutkundu, çok güzclsin!.. Gene kadın bu iltifattan duyduğu »nemnunıyet kadar mahcub da olmuftu. Başını önüne eğerek gelip Cemilin yamna oturdu. Yavrum, dedi, bilmiyorum neden? Ruhum derin bir endişenin, kalbim müthiş bir heyecanm üzüntüsıle dolu. Ortada hiç bir sebeb yok ama, korkuyorum... İstikbalimi karanhk görüyorum... Zaman zaman bu his benliğimde tekerrür ediyor.. Seni ebediyyen kaybedecekmişim gibi içimde bir titreme hasıl oluyor... Işte bu akşam da bağlanmıştır. Yunanistamn istikbalini eline alması mukadder olan bu nesil, müteveffa başvekilin arzu ettiği şekilde, böylece küçük yaştan itibaren hayatın güçlilklerile karşılaşmak, içinde yuvarlandığı kahramanlık havasını benimsemeğe başlamış bulunuyor. Te<=kilâtın parolcsı «inan, çalış, yen» dir. Bu düsturu dimağına hakkeden Yunan gencliği, şefi Metaksas'ın ruhunu şâd edecek bir imanla vazifesine dört elle sanlmıştır. Yunanistan, Metaksas'ın eseri olan ve istikbali hazırlayan bu genclikle bihakkm iftihar edebilir. CUMHURİYET Nüshası 5 knrusror. Haric için Abona şeraiti Türkiye için Senelik 1400 Kr. 2700 KB, Dünkii ihtifalde bulunanlar Alü avlık 1450 » 750 » Diş Tababeti Mektebinin müessisi bulunmuştur. Üç avhk 400 » 800 » merhum Profesör Halid Şazinin ölümüİhtilâf merasiminden sonra, ilmî içtiBir aylık 150 » Yoktur. nün 30 uncu yıldönümü münasebetile ma açılmış, evvelâ Profesör Ziya Cedün saat 18 30 da Cağaloğlu Etibba O mal (Odonotm Vak'aları), doçent Feyraf dasında büyük bir ihtifal yapılmıştır. zullah Doğruer (Yayh parsielporlezler), Toplantıda şehrimizdeki diş tabibleri, Nihad İffet de (Porselenfinlay) hakkın Gazetemîze eönderilen evrak ve vazılaı neşredilsin edilmesin İade edilmez vo diş tababeti tedris heyeti ve talebeleri da bir teblıgat yapmışlardır. ıtvamdan mes'ulivet kabul olunmaz. KUçUk hikâye Sağanak gayretlerine rağmen bir turlu muvaffak olamazdı. Salihayı da bana işte böyle bir maksadla takdim etmişlerdi. Ha... Demek adı Saliha idi. Adamakıllı seviştiniz mi? Vallahi sevigtik diyemiyeceğim ama, birbirimizden hoşlanıyorduk. Öyle ise niçin evlenmediniz? Pek iyi bilmiyorum ama, galiba aklımıza gelmedi. Ikimiı de çok gencdik... Saliha benden güzel mi idi? Seninle ölçülebilir mi hiç... Zaten, o kalıbda da, ruhta da büsbütün bajka bir şahsiyete sahibdi. Cemil yalan söylüyorsun diyemem, fakat mürailik ediyorsun. Vallahi mürailik etmlyorum canımm içi... Ban halleri. tikleri vardı ki sinirime dokunuyordu. Meselâ oturup konuşurken parmaklanndaki yüziikleri hiç durmadan çıkarıp yerlerine takardı. Ey... Daha... Daha.., Diğer teferrüat, ciddî söylüyorum, aklımda kalmamı;! Allah aşkına söyle.. Benim başım in söyle Cemil. Böyle bir and karşısında kabnca gonc Hadlye İCİSI j aynı uğursuz ıztırabın Çünku, senin, benim butun hayatımı açık bir kitab sahifesi gibi okumuş, ezberleraiş olmana rağmen ben, senin mazideki yaşayış tarzından zerre kadar haberdar değilim... Cemil, acaba, benden ev^'el bir başkasını da ayni kuvvet ve kudretle sevdin mi? Neler söylüyorsun yavrucuğum... Zevce olarak intıhab ettiğim kadınla başka biri mukayese edilebilir mi hiç! Cemil. doğru söyle... Evvelce de benira gibi kumrallardan mı hoşlanırdm... Yoksa esmerleri, sarışınları da sevdin mi? Emin ol kızmıyacağım, kıskanmıyacağım... Ne olur, bana eski aşklarmdan birinin hikâyesini anlatıver... Vallahi çok gülecek. eğleneceğim... Bu can sıkıntısı başka türlü geçmiyecek... Kuzum Melâhat sen deli mi oldun?. Fakat gülfip eğleneoeksen, can sıkıntın geçecekse hemen bir tane uyduruvereyim.. O da senin gibi kumraldı... Gözlerinln rengi de saçlarını andınvordu. Koyu kestane... Nerede tanıştınız? Sokakta mı? Sinemada tnı* İyi görüştüğüm bir ailenin evlnde... Öyle bir aile ki daima bekârları zebunuyum... evlendirmek peşinde kosar, fakat bütün adam o anlara aid dağıruk hatıraları zihninde toparlayıp sıraya dizebihnek için bir kaç dakika sustu ve düşündü. Ansızın gecenin sık dokunmuş karanlığmı bir şimşek çakıntısı yarmış, perdesi açık odanm içini gözleri kor edebiiecek kuvvette çiy ve maden! bir ifikla aydınlatmıştı. Damlan, kaldırımları birdenbire bol ve şişkin tanelerden örülmüş yağmur sicimleri kamçılamıya koyulmuştu. Üç dört dakikada oluklardan şakırtılarla taşarak akan sular yol kenarlarında bir iki parmak yüksekliğinde ırmaklar vücude getirmişti. Acı acı ıslık çalan rüzgârm camlara çarptığı ıslak iplikler alt çerçeveden nüfuz ederek duvarlardan aızmaya başlamıştı. Ikisi de korku ve dehşet içerisinde yerlerinden kalkarak geriye çekildller. Gökgürültüsü ve slmsekler ardı arası kesilmeden yekdiğerlerini takib ediyorlardı. Karı koca bir anda ayni his ve düsüncenin tesiri altında vatak odasmr koşmuşlardı. mış .. Maşallah, mışıl mışıl uyuyor... Cemil de karısmın vaziyetini taklid ederek iki büklüm olmuştu. Bebek, avucları kapalı, dudaklarında masum bir tebessüm, sonsuz bir huzur ve sükun içinde muntazam ve hafif hafif nefes alıp veriyordu. Delikanlı bir aralık Melâhatin sağ yanağma dokunan yüzünün nemlendiğinin farkma vardı. Anide doğrularak ciddî bîr sesle: Melâhat, dedi, niçin ağhyorsun... Anlattığım hikâyeye mi üzüldün? Fakat onu söylememi sen istedin... Hattâ çok ısrar ettin... Maamafih, gene kabahat bende oldu. Hiç kadmlara, velevki uydurarak böyle şeylerden bahsedılir mi? Haydi, cicim kendine gel, çocuk olma... Ötekiler var veya yok.~ Ruhumda bugün baska hiç bir sevginin izi mevcud değil... Hayatım, a?kım seninle ve şurada yatan yavrumuzla başladı. İstikbal ve saadet bizimdir... Haydi. gül bakayım... Ha şöyle... O. bir sağanaktı pecti. Tıpkı dışarıdaki Bağanak gibi. değil mi? rültü v» fırtına Fahirciği uyandupna kusu hücıun ediyordu. Birlikte pencereye doğru yürüdüler. Cemilin sol kolu Melâhatin belini kav ramıçtı. Ufuktaki siyah bulutlar yırtılmış, yarım ay ışığının satenleştirdiği temiz ve pürtizsüz bir gök parçası meyKüçük karyolanın üzerine ilk defa dana çıkmıştı. Çerçevenin aralıklarm™ dan içeriye, hırçm yağmurun toprakpŞiİPTi MelShat: Çok şükür. dedi, bütün bu gü tan fışkırttığı taze bir koku, bahar ko<

Bu sayıdan diğer sayfalar: