2 Mayıs 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

2 Mayıs 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 Mayıs 1941 CUMHURİYET Edebiyatımızda esKozmos varlığı şa»%»»iı«i%iw Yazan ki nesil, yeni nesil ir için bir şekıl snogöre Mısır Kralı Faruk. Ankara 1 (a.a.) Türk hava Kuru ban vatandaşlar da 135 liralık yardımda davası tazeliğini kay bizmaa halinde teMısır halkının birüğiııi muna yapılmakla olan yardımlar hak bulunmuşlardır. betti. Buna rağmen celli ettiği içindir ki, temsil eden ve hükumet kurmak emeli kında bire verilen malumata göre Elâ Mudanyada Çepni halkı kuruma 241, genc fıkra muharribaşlıca ihtiyacı müle, Mısırın en bellibaşlı fırka liderlerile zığda tüccardan Mustafa Bozkurd Ku Yozgad köyü halkı 150, Dere köyü 21 x\ Şevket Rado tekemmil ve bir züm istişareler yapmağa başlamıştır. Bugün ruma 200, Mustafa Malatacık 40, Hasan ve bazı vatandaşlar da 85 lira vermiş nun gazetesine istinsah ettiği bir şiirin rede yazıyor? Hangi kitablan neşredi reye mahsus lisandır. Mısırın başında bulunan hükumet, da Tefzi 30 ve diğer bir kısım vatandaşlar lerdir. bende bıraktığı garib ve nahoş tesir do yor? Şayed iddiası yukandaki altı satır Roman, hikâye, piyes ve makale muba fazla Mısır parlamentosundaki fırka da yekunu 210 lira tutan teberrülerde Karacabeyde Ismetpaşa köyü halkı layısile bu mevzua avdet ediyorum. Ev İse, bu altı satır bir memleketin edebi harririne göre; telkin, ifade, rcfleks ve ların bir kısmını tatmin eden ve bunla bulunmuşlardır. 151, Dağdağı köyü halkı 116, Hotalı köyü velâ şunu da tespit etmek lâam; hakika yat tarihinde değil, mizah mecmuaların hareket olan dil; şairin indinde yalnız ra istinad ederek iktidar mevklinde tuCeyhanda tüccar Mehmed Şermed 120, 100. Mahbubeler köyü halkı 80, Keşllk ten bu karalama ve kolay yanlmış sa da bile yer edinemez. Skolastik bir ide bir yaratmadır. Birincisi için içtimaî hatunabilen bir hükumettir. Mısırın en Manisa Akhisarda Hasan Özkaya 140. köyü halkı 77, Kulakpınar halkı 75, E tırlara şür unvanı verilebilinir mi? A olocia zehabuıı vermekten korkanm. yat fenomeni, ikincisi için tabiat fenokuvvetH partisi oian «Vefd> ise hem Adil Belge, Süleyman Niyazi, Tevfik kizce köyü halkı 62, Tophisar köyü 61, şağıya kopya ettiğim bu satırlar edebî Bize bugün garib gelebilecek yenilikle menidir. Iisanı ve usulü yenileşürme parlamento, hem hükumet haricindedir. Köleoğlu yüzer, Ömer Büyük, Seyfi Çalık köyü ve diğer köyler namına da ne^lerin hiçbirine İthal edilemez. Ne, rin yarmm klâsik parçalarıru teşkil ede ruhtaki inkılâbla elele gider. Onun için Hemen her umumi seçimde kabir bir Gürçay altmışar. bakkal Tahsin 50. diğer 164 lira teberrüde bulunulmuştur. ahenk, kafiye ve veznln kül'ünü teşkil bileceklerine inananlardanım. Çünkü bütün din inkılâbcılan, ayni zamanda ekseriyet kazanan bu partinin ortada eden tmanzume» dediğimiz neviden, ne fikir ve san'atta hakikî ve büyük varlık dil inkılâbcılan oımuşlardır: Hazreti NiııiMiımıııııuııtıııııııııııııııııııınııtııımmmii'iııını: hiç bir sebeb yokken, birdenbire bu vade büyük ve etraflı manayı istihdaf e yalnız kudret ve kıymettedir. Mütefek İsa, Konfucius ve Luther gibi... Şair de ziyete diişmesinin hikmeti kolay kolay den tracedia mısralarından örnek al kir ,edib ve şairin vasatı, fenası yoktur; bir nevi ruh inkılâbcısı değil midir? Faanlaşılması mümkün olnnyan bir raesemıştır. İşte möbdiin unvanına lâyık ancak mükemmeli vardır. Şeklinde klâ kat şairin inkılâbı ferdin duygusundaledir. Ve bunlan anlatmağa nğraşmagördüğü satırlar; siz de okuyup hükmü sik usulün ifadesi göriilmiyen bir man dır; camianın hareketinde değil. Çünkü mn sırası da değildir. Fakat bu parti nüzü veriniz: zume eğer cevherinden mülhem ve var şiir bir fikrin temsilî olmadan evvel hisaşağı jukan parlamento haricinde kalhğma müstenid ise tam ölçülü fakat kıy sin teksin'dir. Resimde gözlere müesHem tesbih satanm ması, ve hükumete iştirak etmemesi, metsiz mısralara tercih edilmekte bir an sir olan fonksiyonlar; çizgi, renk ve böHem kâğıd oynartm Mısırda millî vahdete dayanan kuvvetli tereddüd edilemez. Fakat hakikî yenilik lüm ise, şiirde de vezin, kafiye ve aHem de zurna dinlerim bir hiikumetin teşekkülüne imkân verfütürist yahud dadaist sabrların loş ip henktir. Aksi takdirde «şiir> diyc bir Çalan olursa. memekte ve bu yüzden Mısırın baama hamında da değüdir. Yenilik; ölçüsünü edebî nev'in mevcudiyetindeki mana ne Sıkmtıya gelemem geçen hükumetlerin biri de büyük ıneklasizmadan alan; bir Fuzulînin, bir olabilir? Avâreyim, avâre! selelerle uğraşacak ve büyük kararlar Şeyh Galibin, bir Fikretin temelinden İşte Ahmed Haşlm ve Yahya Kemal Mücerred şiirden ziyade avam şarkılaverecek derecede kendini salâhiyetli \e şürimize bugünkü çeşnisini verebilen, bu hakikaü anlayabildikleri için nazmı rını yahud keten helvaa güftelerini ankuvvetli hissetmemektedir. Londra 1 (a.a.) Hava Nezaretlnin Berlin 1 (a.a.) Stefani ajansından: eskilerin muhayyile, imaj ve vüs*atine bir formalizma kemiyeü olmaktan kurtebligl: Dün gece büyük tayyare teşek Müsteşar Neumann, dört senelik plânın dıran bu edebiyat mahsulünün Oktay zamanımızın istihalesini perçinliyebilen tarıp yaşatabildiler. Mısralarda suluboHalbuki Mısır bufün çok miihim bir küllerimiz Kiel deniz üssüne ve diğer sulh zamanında bile Alman ekonomi Rifat isminde genc bir şairimizin kale «taze» liktedir. Eskilik, yenilik ne fikirvaziyetle karşılaşiyor ve bu vaziyet onun hedeflere taarruzda bulunmuşlardır. sinin esasmı teşkil edeceğini beyan et minden çıktığını gene müstensihin yaa de, ne görüşte, ne de sekildedir. Ferd. ya tabloyu değil, fakat eski Yunan plastiğinin yazıdaki bugünkü realitesini yabaşında çok uyanık, çok geniş kuvvelli Dlger hedefler Berlin, Hamburg, Em miş ve garbî ve merkezî Avrupanın 19 sından anlıyoruz. Ayni zamanda bu mıscemiyet ve kâinat müsellesini benliğin ratabilmek lâzım. Şür hakkâk işi olmak ve halkm tam itimadını haiz bir büku den liman ve sanayi tesisatıdır. Tay uncu asırda fevkalâde smaileştirildiğini raların daha neşredilmediğini, fakat genc de yuğurabilmiş ve orijinal eseri vere devrini çoktan geçti. Onda relief kakmetin bulunmasını, bu hiikumetin milli yarelerimiz zayiat vermeden dönmliş ve bu yüzden denizaşın ziraî mahsul şalrler arasmda kulaktan kulağa fısılbilen insan, güzel eseri yaratmış de masını aramahyız, Ancak bir Fuzuliyi birliğe dayanank vaziyet almasını icab tür. Diğer tayyarelerimiz Holanda açık lerle iptidaî maddelere muhtac bulunul dandığını da Şevket Rado naklediyor. mektir. Fakat «güzel eser» başlıbaşma bugünün hendesesine sokabilmekle şiiriettirivor. lannda düşman gemilerlne hücumda dugunu kaydettikten sonra şunlan söy Bu hidise bans»Yahya Kemalin, daha bir mana ifade etmez. Ancak cemiyetin mizin esasını bulabiliriz. Bu zorlu ve güç şiirleri «Yeni Mecmua» da intişar etmeÇünkü Mısır, bugiin yeni bir Isn'lâ Oe bulunmuşlar, Norveçte telsiz istasyo lemiştir: süzgeçinden süzülüp, tenkidin önünde bir iştir. Yoksa Türk nazmının rönesanden, kulaktan kulağa inşad edlldiği devkarşılaşmaktadır ve bu istilâ bir kaç ay nunu bombardıman etmtşlerdir. Bir eskünediği gün eser güzeldlr, eser yeni sını bir takrnı garabetler ve paradoks< Ekonomik meseleleri hal için Qci tayyaremlz dönmemlştlr. reyi hatırlattı. Fakat ne tezad! Yahya evvel Mısın tehdid eden İtalyaa istilâşekil vardır: dir. Onun için Samih Rifatın mısralan larda aramak harcıâlem iştir. Avnıpada Kemalin Türk neoklasisizmasını müjdestndaa daha çok tehlikeHdir. Bu tehlikeHavock tayyareîeri Memleketin ekonomik nüfuzunu milli leyen tam ölçülü, tunc mısralaruun ya nekadar yeni ise, Bay Oktay Rifatın sa dadaist ve fütürist'lerin kambur ve tonin bertaraf edilebilip edilemiyeceği de topraklara inhisar ettirmek veyahud si nında, tespih satan ve kumar oynayan tırlan blze o ksdar eski gellyor. Neden? pal mısraları hakikî ve ölmez yeniliğin Londra 1 (a.a.) Amerilcada yapılan henüz belli değildir. Onu bertaraf etmcyasî hal şeklini tercih ederek bu eko helvaa türküsü! Yirmi beş sene ara ile Çünkü Samih Rifat mazbut lisanın ve ifadesi olamadılar. Marazi yaratıhşlı innln çok eüç olaeağı ve bu güçlüğün bir Havock tayyareîeri, dün gece Fr&nsanomik nüfuzu millî topraklar hiricindeki Türk edebiyatmın istihalesini ve zevki tam ahengin şair için birinci derecede sanlar gibi. zevk de garabet kaliDİarma mn şimalinde bulunan üç tayyare meyçok fedakârkklan göre almak pahasına taarruzlarda piyasalardan mal mubayaası suretile selimini tebarüz ettiren bu iki misal, bi malzeme olduğunu biliyordu. Çünkü dökülemez. Klâsiğe dönmeli ve onunla iktiham edileceği de. İngilterenin en danına muvaffaktyetle bulunmuşlardır. Alman tayyareîeri, İn genisletmek Almanya, bir Avrupa eko ri eski neslin lehine hüküm venneğe şiirde «şekil» ve «ses» in manalannı ev bugünün orijinal ve yeni eserinl veresalâhiyetli ve mes'ul ricali tarafından velâ mazbut lisan ve ahenk İfade eder. bilmeliyiz; yoksa böyle altı gatırlık kenomik sahası tesisi suretile bu ikinci glltereye taarruz için bu meydandaa sevkediyor ve çeyrek asır larfında sananlatılraaktadır. Fikir. felsefe, ahlâk, içtimaî meseleîerin ten helvacı güftelerile Türk şiirinin tekkalkıyorlardı. Havock tayyareîeri saat hal şeklini tercih etmiştir.> at zevkimizin bu derece tedennisine tahlili traeedia'nın mısralannda neka rar doğumu daha altmif sene gerive aMısır, kendj hududu üzerinde, hatta te 500 kilometrelik geniş hareket sa hayrette kahyoruz. Karsta bağcılara ucuz dar ehemmiyetll ise; «manzume» yalnız ülmış demektir. topraklan içinde vuku bulan harbi so hasına maliktir. Bu tayyareler hücum Bu gibi «zurna dinleyen âvare» satır ritma ve kadensanm mütemmimidir. göztaçı veriliyor nnna kadar benimsemeınek azmindedir. ettikleri meydanlara, aydınlatıcı bomCelâleddin EZİNE Iara, son zamanlarda intişar eden bir Mısıra göre, muharebe İngiltere ile balar atarak hedeflerlnl seçmiş ve Kars (Hususi) Zlraat Bankası muhtellf düşman tayyarelerlni tahrib çok mecmualarda sık sık raslamr. Ben Mihver devletleri arasında vuku bulbütün bag ve bahçe sahiblerini son Osmaniyede güzel bir dağ ettikten başka meydanlarda da hasar derecede memnun edecek yeni bir te de bu satırlan okuduğum zaman .ornuz maktadır. Ve Mısırut bu muharebe ile yapmıştır. sllkip, gülümsemekle iktifa edecektim. şebbüste bulunmuştur. yolu yapıldı bir alâkası yoktur. İngilterenin MıFakat tesadüfen bir dosttan mübdiin, sırda bulunmasını icab etriren sebebler, (Başmakaieden devam> Göztaşının, bahusus bu »ene pek Hava harbinin kurbanlannın Osmaniye (Hususî) Kaypak nahişahsına ve nazmma derin ve büyük Mısınn arzu ve iradesile haztrlanmıs pahalıya elde edilebildiginl nazan itimiktan saygı duyduğum Samih Rifatın oğlu ol mütearnz Mihver ordulan için bir kâ ye müdürü Hasanın ciddî çahşmsları sebebler değildir. Onun içln Mısır bu bara alan banka, bag ve bahçe saha iie Osmaniyeden Kaypak nahiyesine oLondra 1 (a.a.) Sıhhiye Nazın lannda göztası bulundurmaga ve bunu duğunu öğrendiğim zaman donakaldım: bustur. harbe iştirak etmiyecekür. Fakat Mısır, Doğrusu istenilirse mademki bir tarafı tomobille gidip gelinecek şekilde 22 kiBrown, bugün yaptıgı beyanatta. düş ihtiyacı olanlara maliyet fiatına sat omuz silkemedim, gulümsiyemedim. Baİngilterenin müttefikidir. Ve bu ittifak ba oğlun canlandırdıklan iki nesil ara denize ve deniz hakimiyctine malik do lometrelik güzel bir dağ yolu yapılmışman hava bombardımanlan netlcesin mağa karar vermiştir. ile bir takım taahhüdlere ginnistir. Bu de 1941 martı sonuna kadar bütün Insmdaki büyük fark gözümün önünde nanmaya dayanması hasebile tamamen tır. taahhüdlerin hulâsası, Mısınn miittefiki gllterede 29 bln klşlnin öldüğünii ve Halen göztaşının kilosu serbest piya belirdi. Samih Rifatın ahenk, vezin ve muhasara edilmesi kabil değildir, Tobolan İngiltereye her kolaylığı gösterme 40 bin kişinln yaralandığını bildirmlştir. sada 120 150 kuruştur. Bağlar için kafiye bakımlarından şürimize örnek ruk meselesini halietmeden Mısıra doğ Adana Halkevinde diploma çok kıymettar olan bu ilacın mıntakasi, onun harb gavretini aksatacak beraddedebileceğimiz nefesinden şu mısra ru ilerilemeğe çalışmak Mihver için çok tevzii merasimi mızda 2 5 3 0 kuruşa mal edilecegi tahhangi hareketten çekinmesidir. Mısır da Rumanyada petrol tehlikeli bir oyundur. Nazarî olarak bu ları mınldandım: Adana (Hususî) Halkevimizin aç. min olunmaktadır. şimdiye kadar bu şeküde hareket etmiş, kat'i surette böyledir. Amelî olarak geİlâhî mefrebim, vahdetpereitHn nakliyatına zam tığı okuma yazma kursunu bitiren nıüttofikinin istedigi her kolaylığı gösrideki Tobruğnn bü>ük bir meydan muŞarabı cilcei hayretle me»tim Adana belediye bütçesi ve Imtihanlarda muvaffak olan 127 tatermis, fakat harbe doğnıdan doğruya Bükreş 1 (a.a.) Münakalât Nezareti, harebesinde oynayabileceği rol hakkında O sagardır kx zinetsâzı destim lebeye törenle diplomalan tevzi edil Adana (Hususî) Belediye meclisi iştirak ermemek için de elinden geleni 1 hazirandan itibaren demiryollan ükat'î bir emniyet sahibi olmağa imkân miştir. Dolar humhanei AH abâdan yapmıştır. zerinde yapılacak petrol vesair mal nak bütçenin masraf kısmını müzakere ve yoktur. Şu hale göre taamıru Mısıra 559,845 lira olarak ittifakla kabul etTörene Halke\i bandosunun çaldığı Vadyetin arzettiği yeni fahavvül, istilâ llyatı için tarifeye yüzde 20 zammediledoğru ileriletmeğe geçmeden Tobruk miştir, Bu yıl temizlik işlerine, yol inUzaktan yalvarıp ebri bahara kalelimamnı ıskata çalışmak Iâzundır. istiklâl marşile başlanmış, müteakıben tehlikesinin bu defa büsbütün ciddiyet eeğini tebliğ etmektedir. şa ve tamirine, kanalizasyona, pasif koDerim: Cel şöyle meylet bir kenara Arkası denize dayanan bu mevkii ıskat Halkevi reisine vekâleten C. H. P. SeyUıraı etmesi ve İngilterenin Mısın nıürunmıya fazla tahsisat verilmiştir. Hüseyninden haber ver ka!bi zâra Rumanyada otomobil lâstik. etmek kolay değil mi? Öyle ise Mısıra han vilâyet idare heyeti reisi Bay Musdafaa için gösterdiği bütün gayrete rağTemizlik işlerine geçen seneden 10,250, Eğer içtinse dejti Kerbelâdan. doğru tekrarlanan ikinci taarruzda Tob tafa Rifat Gülek tarafından güzel bir mcn şarki Akdenizden çekilmesi ihtimaleri musadere edilecek yol inşasına 15.500, pasif korunmıya da Yahya Kemal gibi biz de nazmın zev ruk şimdiden mühim bir rol oynamak hitabede bulunularak diplomaları tevzi linin de ileri sürülmesidir. edilmiş, fotograflar ahnmıştır. Bükreş 1 (a.a.) Bugün neşredilen 12.500 lira fazla tafrik edilmis bulun kinl tadan ve anlatan bir üstad bile tadır demek olur. Bu ihtimal tahakkuk ettiği takdirde bir emirname ile Rumen ordusunun ih maktadır. Buna mukabil bütçe itfasma Samih Rifatın bu usta nefesine şu metBu törende yüzlerce partili ve Hal Mısır ne yapacak ve yeni istilâyı nasıl Müdafaa için asıl ideal İş Tobruğu kevli vatandaş hazır bulunmuştur. tiyaclannı karşılamak maksadile ticaret 12.100 lira daha az konulmuştur. Bu hiye kıt'asını yazmaktan kendini alakarsılayacak? kat'i meydan muharebesi zamanında ıvlerinde şirket ve hatta hususî eşhas nun sebebi, belediye borclarmdan mü rnamıştı: İste Mısınn yüzyüze geldiği büyük nezdinde mevcud otomobil lâstiklerinin him bir kısmının verilmis olmasıdır. düşmanın gerilerini tehdid edecek ve mayil bulunuyoruz. Bu takdirde düşBu manzumenle ey Ü3tadı hoşkâr Fukara ve acezeye yardım, imar yersnal budur. Ve bu suaKn cevabını ver musaderesi için İktısad Nezaretine meonu arkadan vuracak kadar kuvvetli mana göre Tobruğu almadan ilerilemek Aliden doldurup iksiri ilham, lerini tanzim için ayrılan parada da mek bir fırka hükumetlnin isi değil, zuniyet verilmiştir. tutmaktan ve tam sırasında bu kale tehlikelidir. Düşman bu hakikati takLebi uşşaka snndun öyle bir câm mühim bir fazlalık göze çarpmaktadır. bütün millcti temsil eden ve bütfin millimana bu vazifeyi gördürmekten iba dirde karar kılarsa Mersa Matruha Ki, yoğrulmuş türabı Kerbelâdan.' letin itimadına dayanan bir hiikumetin Adana orman idaresinde Hitlerin muavini Ispanyol Oğlun altı satırile babanuı sekiz mıs rettir. Bu takdirde müdafaa ordusu çarpmağa gitmekten vazgeçerek evvelâ vazifesidir. raı kıyas edilecek olursa, yukarıdakJ Mersa Matruhta düşmanı karşılarken Tobruğu ıskat ve işgale çalışacaktır. tayin ve nakiller heyet reisini kabul etti Mısırın bu yeni vaziyeti, lâyik oldnğu Tobruk onu arkadan vuracaktır. Bu vuAlman dinamizmi Tobruğu almanın Adana (Hususî) 25 lira maaşlı Münih 1 (a.a.) Hitler'in muavini iddiamın ^ani şiirimlzin tekâmül yerine ruş o kadar kuvvetli olabiür ki Mısıra müşkülâtını ve oradaki kuvvetlerin oyehemmiyelle takdire başladıfı, Kral tedenni yolunda olduğu kanaatlnin Faruk Hazretlerinin, millî bir hükumet Maraş 4 üncü smıf orman mühendİ3 mu Rudolf Hess doktor Ley de hazır olduğu doğruluğu inkâr edilebilinir mi? Fran doğru ikinci Mihver seferi Tobrukl» nayacağı rolleri hesaba katarak ileri teskili gayesile fırka reislerile istişareler a\"ini Fazh Kazancı, ayni maaş ve kadro halde İspanyol Falanj sendikalan reisi sa gibi memleketler vardır ki, doğum Mersa Matruh arasında çok dehşetli bir atılmağa karar verirse büyük riziko>n ile Salmbeyli 4 üncü sınıf orman mü Salvador Merino'yu kabul etmiştir. yapmağa başlamasmdan anlasılıyor. nedreünden müteessirdir. Birleşik dev herimet neticesinde karar kılabilir. Ge ve icabında onun ncticclerine katlanmahendis muavinliğine; 40 lira maaşlı SaFakat yukanda da işaret ettiğimiz glManisada Yardımsevenler letler gibi memleketler vardır ki, müt neral VVavell vaziyetten bu sekilde isti ğı göze almış olacaktır. Bu netice ise bübl Mısırda millf vahdeti tesis etmek ko imbeyli birinci sınıf orman mühendisi tehid millet umdeslne ulaşamadığı için fade etmek istemiyecek midir? Mibver yük bir inhizam ve perişanlık olabilecek cemiyeti lay bir iş değildir. Çünkü memlekette Kadri Ölçer, ayni kadro ve maaşla Seyknvvetleri bu vaziyetin vahametini bile kadar vahametlidir. Manisa 1 (a.a.) Manisa kadınlan müteellimdlr. Türk edebiyatmın da hâlâ kat'î ekseriyete hâkim olduğuna inanan han orman mühendisliğine naklen tayin bile ileri atılacaklar mıdır? Bunu bize Tobruk, dediğimiz miiessir rolü oynamuayyen ve kat'î şeklini bulamadığı dün Halkevinde yaptıklan bir toplanVefd frrkası, parlamento harldndedir. edilmişlerdir. bertaraf. otuz sene evvelini arattırdığı pek yakın bir zaman gösterecektir. Her mak için sırası geldiğinde düşman geritıda Yardımsevenler Cemiyetini teşkil Kayseri muıtakasına naklen tayin eBu sınıda umumî intihabah yenltemek için, vaziyeti içler acısıdır. Genc neslin halde Tobruk şimdiki simalî Afrika mu lerini hakikaten tehdid ve teşvis edecek etmişlerdir. ve halkm reyine müracaat etmek ise dilen vilâyetimiz mıntaka iktısad müverimsizliği, daha doğrusu baştan sa\Tna harebelerinin en alâka uyandınrı bir kadar kuvvetli olmalıdır. Bu General Lubliana'da neşredilen adeta imkânsızdır. Onun lçln bugunkü dürlüğü baş memuru Cenab Muhiddin ve kolay verimi nedendir? Neden ede noktasnu teşkil etmektedir. Müdafaamn Wavellin emrine verilmis olabilecek vaziyefin güçlüklerini bertaraf etmek Kozanoğlunun yerine, Edirne mıntakablyatm zorlu olan nevilerinde: piyes. bu kale limanı elinde tutması büvük her türlü kuvvetlerin aded ve miktanna emirname Mısır Kralının fevkalâde tedbirler alma sından Celâleddin Çetinerfaı naklen tabir muvaffaldyet ve kuvvetli blr tedbir bağlıdır. Mısıra ikinci taarruz başlayalı Lubliana 1 (a.a.) Sivil komiser. reş. roman ve hakikî şür gibi sahalarda cidstna hağh gibi görünüyor. Bu fevkalâde yini tensib edilmiştir. dir. Eğer Tobruk sonuna kadar mtıha hayli zaman oldu. İmparatorluk kuvvetdî tenkide lâyık eser yaratamadı? Bu 20 lira maaşlı Sıvas 5 inci sınıf orman rettiği bir emimame ile yabancı kambiyo lerinin burada kâfi miktarda toplanmıs tedbirler almdıfı takdirde Mısırda millî ve esham mevcudile ecnebi memleketkr verun kısırlığınm sebebi, istidad nok faza olunarak ona kat'î muharebe zamaolacaklan farzolunabilir. bir hükumeti kurmağa ve bagiinkü va mühendis muavinliğinde namzed olarak nında düşmanın gerilerine düşen faal sanlığı, cehalet tereddisi midir? Şu deki matlubatm ve ecnebilere karşı ziyerîn ciddiyetile miitenasib tedbirler müstahdem Münib Topay, ayni maaşia mevcud borçlarm ve işgal altında bulun birkaç sene zarfinda neşrolunan eserîer rolü oynatılabiHrse bu mevki son muBu kuvvederi kullanacak adamın kiKaraisalı 5 inci sınıf orman mühendis almağa imkân hasıl olur. harebelerin stratejisinde blr dâhillk nokfayet ve mahareti de hesaba katılmalımıyan Yugoslav topraklanndaki borçla meyanında genc isimlere niçin raslamımuavinliğine naklolunmuştur. Mısırm bu vaziyetle meşgul olduğu nn da bir beyanname ile ihban için ev. yoruz? Dikkat edir.iz, hakikî ve büyük tası olarak yükselecek ve tarihe de öyle dır. Biz General Wavell'in bu işte kifayet ve mahareti haiz adam olduğnnu sırada İngiltere de Abnan İtalyan kuvvelce iiân edilmiş olan mühletin 3 zna randıman hâlâ eskilerdedir. Bir İsmail geçecektir. Wavell bu harbde işinin ehli büyük bir sanıyoruz ve son şiraalî Afrika miicadevetlerinin Mısır dahilinde ilerilemesini ve istilâ selinin kaf! surette durdurul yısa kadar uzaüldığmı bildirmelrtedir. Habib, bir Mithat Cemal, bir Orhan durdurmak için bütün kuvvetîle çalış ması, Mısın herhalde büyük bir gaileden Trbovelje madenleri nezaret albna a Seyfi, bir Yusuf Ziya, bir Halid Fahri kumandan olarak temayüz etti. B'zlesinde bilhassa Tobruğnn oynayarağı makta ve Mısır hududunu takviye et kurtaracaktır. ve ilâh... mütemadiyen onlar yazıyor, Tobruğu onun hesablannda yukanki rolü büyük merak ve alâka ile bekliyohnmıştır. Bu vaziyet ciddiyetle takibe lâyıktır. mektedir. Umuma mahsus ilân ve levhalar SIo onlar çalışıyor ,onlarm verdikleri seme vazifeleri görmeğe memur edilmiş bir ruz. Bu takviyelerin kâfi dereceye varması ömer Rıza DOĞRUL ven ve İtalyan lisanlarile yazılacaktır. YUNUS NADÎ reye şahidiz. Genc nesil nerededir? Ne mevki diye almajra daha ziyade müte Mısırda nazik bir Vatandaşlar, memleketin her tarafmda vaziyet Hava Kurumuna yardıma koşuyorlar ısırdan alınan haberlere Hava kurumuna yardımlar Tetkik ve tenkid 1 Sivrisinek •Anlayana sivrisinek saz, anlamıyana davul zurna az gelir.» derler. Eğer sivrisineği anlamak için sazende olmak lâzımsa olmaz olsun böyle saz. Yaz mevsimine girerken, haşarattan bahsetmemek ve bunlann başında şu sivrisinek denilen uçar mendeburu zikretmemek kabil midir? Gazetelere nazaran Amerika, İngiltereye yardım için bir çok «sivrisinek» verecekmiş. Gülmeyiniz! Vallahi gazetelerde okudum. Adına «sivrisinek» dedikleri ve bir nevi deniz haşeresi gibi zararlı ufak tekneler veriyormuş. Doğrusu güzel isim. Sivrisinek na&ıl bizi iz'ac ediyor, sırasma göre hastalandınyorsa bunlar da ayni vazifeyi Okyanus üzerinde yapacaklar demek! Insanlar neler icad ediyor yahu! Güzel güzel uykusunu uyumak için sivrisineği imha edecek bir vasıta arayacağma, sivrisineğin iz'acatını Uaha keskin bir şekiide denizde de yapacak vapurlar yapıyor. Her tecavüz aleti, bir müdafaa vasıtasnun icadıaa sebeb olur. Kaidcsi mncibince bu deniz sivrisineklerine karşı bir nevi cibinlik icadını beklemeliyiz. Sivrisineğin kötü tarafı bizi sokması değil, bir de seslenmesidir. Diğer haşaratta olmıyan bn ahenk de »ynca bizi rahatsız edecek bir vesile teşkil eder. Ehlî başarat arasında en cana yakın, en çelebisi piredir. Ne sivrisinek gibi sesi, ne tahtakurusu gibi kokusu, ne de kehle gibi pisliği, hasUlık bulaştıncılığl vardır; atlet bir hayvancıktır. Yüksek ve uzun atlamada mahirdir. Tutulması güç, ele avnca sığmaz bir hasere ve bir haşandır. Lâldn lempaiik şeydir. Koyu mavun renginde, cilâlı, çevik bir zatrır. Fena tarafı, insanın el yetişmiyen yerlerini, münasebet&iı zamanda ısınr. Isırmasa da sinirli bir mahluk olduğu için kıvır kıvu oynar ve adamı gicıklar. Tahtakurusunun Iğrenc koknsuna mukabil olan çelimsizliği. sivrisineğin ucanlığma mukabil narinliği yanında pire sağlam ve mukavimdir. Ufaktefek darbelere, sıkıştırmalar» «ldınş etmez. Onun için yakalayanlar evvelen iki parmak arasında uğuşturduktan ve bu saretle uyuşturduktan sonra iki bmak arasuıda ezerler. Bu hareketten pireler pek mugtarib T« müştekidirler. Hatta cemiyeti akvama müracaat ettiklerme dair de bir rivayet vardır! Bilmem yalan, bilmem gerçek. Ama vaktile pirelerin gene bu muameleden dolayı Hazreti Süleymana müracaat ettikleri muhakkaktır! Kütübde yeri vardır, derler. Fakir görmedim. Kulaktan işittim. Size de nakledeyim: Zamanı kadimde pireler bir miting yapıp insanoğlunun kendilerine vald zulihnlerinden şekvacı olmnşlar. «Bizi yakaladıklan zaman y» nğuştursunlar, ya kırsınlar. İki eziyete ne mahal var. Hemen vanp Süleyman Peygambere şikâyet edelim.» diyerek harekete geçmiş ve içlerinden iki âkil pire seçmişler. Pire murahhaslan huzurn Süleymana girerken içeride bir köse adam oturduğunu göriince birisi ötekine: İçerideki köse çıksın da öyle girelim. Ben köselerden korkamn! demis. Öteld cesaret venniş: Ne münasebet? Bizim hakkınuz aşikâr. Köse ne yapabilir ki... Ve o hizla içeri girip: Efendim! Âdemoğluntm elinden davacıyız. Bizi yakaladıklan zaman hem uğuşturuyor, hem de iki tırnak arasmda eziyor. Bu reva mıdır? Eğer sucnmuz varsa bir suça bir cera yetmez mi? Ya onu yapsınlar, ya ötekini. İki eziyete ne haklan var? diye davalarmı anctmişler. Süleymanı Nebi: Haa! Yanlış Iddia değil. Hele şunu bir tetkik edelim, diyince, köse lâfa kansmış: DevletUm! Müsaade ederseniz kulnnuzun bir arzun var. Bn>urun! Efendimiz! Pire kullannızın iddialan zahiren haklı gibi görünüynr ama hakikatte kendilerine tatbik ettiğimiz bu iki cezanm sebebi onlann da iki cürümleri olmasıdır. Bunlar bir kere insanın en hassag yerini gelip ısırdıktan ve kanını emdikten sonra, cıkıp giderken de yakasına terslerler. İste bu iki cürmün cezası olarak da bn şikâyet ettikleri muameleye maruz kalırlar. Bu tamamile becadır, demis. Hazreti Süleyman da kösenin bn mütaleasını yerint!e buldnğu Için plrelerin davasmı red<?etmiş. Dışan çıktıklan zaman köseden şüphelenmiş olan pire arkadaşına: Ben sana bu köse bîr haltedct dememiş miydim? İşte işimizi berbad etti, dHe haklı olarak çuasmış. İmdi ey pireler köselerden sakmmız! Lâkin nerede o eski köseler?!.. Ve nerede o eski pireler. Iki nesil farlcı \ Celâleddin Ezine Almanyaya yapılan akın Avrupa iktısad sahası Ingiliz tayyareîeri Almanyanın neler Kiel, Hamburg ve yapacağı îzah Berlini bombaladılar edîliyor Tobruk B. FELEK Hayri, hemen yerinden fırlamıştı: Geleyim ağabey. Masaya yaklaşmca Şakire eğildi: Emret ağabey. Şakir, hiç ta\Tinı bozmamış, kaşlarını çatmış, ağır, emreden bir sesle söylüyordu: Gene çirkef... Neye bu kadar içirdiniz? Hayri, eksikli, özür diliyordu: Dinlemiyor, ağabey. Siz de, peşinize takıp getirmeyin. Bir şişe ikram edecek, diye, rezalete katlanır, çanta gibi, yanınızda taşırsınız. Şakir, Hayri ile konuşurken arka tarafta, şangırtılar ohnuştu. Şakir, birden kalktı: Artık fazla geldi. Hayri, onun omzundan ruttu, yalvardı: Sen otur, ağabeyciğim. Ben, onu, çıkarınm. Şakir, ağır ağır yerine oturmuştu: Ne yapacaksan yap; teres, ağzı» mızın tadmı kaçırmasın. Hayri, onun omzunu okşadı: Sen merak etme, ağabey, dedL gitti Gene mi? Daha çıkmadı mı? Bu «nükte» barbanın pek hoşuna gitmiş, göbeğini hoplata hoplata gülüyordu: Çok güzel konusuyorsun, Bay FikrL Fikri, varillerin, duvara istif edilmiş yerli fıçıların durduğu yere doğru yürüdü. Orayı, tavanda yüksekten asıb lâmbanın zayıf ışığını boğan, bir duman kaplamıştı. Eğer, Şakir, ayağa kalkıp çağırmasa, şaşıracak, masalar arasında arayacaktı. Şakir, masanın kenarından geeçrek ona yaklaştı; kucaklaştılar. Gel, şöyle, yanuna otur. Fikrinin, sırtına vurdu, masadakilere tanıtü: Benim, en can arkadaşımdır. Bazı tabiR+lerimiz benzemez ama, ne yapahm? Fikri Can, sigara, rakı içmez. Kuzu gibi insandır. Gülümsiyerek Fikriye sordu: Bir bardak biramı da içmiyecek misin? Elinde meze tabaklarile, masaya yaklaşan barba, kaşlarını çatarak bağırdı: Sakir Efendi kardasim; sen, o kadar fazla karısma. Simdi o, dısarıdan geldi. Ben, ona, böbrek ile beraber biı bardak da sarap getireceğun. Fikri, daracık yere, üstüste sıkışmış oturan, bağıra bağıra konuşan, kaba perdeden gülen sarhoşlann gürültüsünden sağırlaşmışü. Şakir, hem onunla, hem arkadaşlarile konuşuyordu. Bir ara, Fikrinin kulağına iğildi: Benim. bunlarla konuştuğuma bakma. Burada çok duracak değilim. Sen, karnını doyurmağa bak. Benim odaya gidince, aç kalırsın. Barbaya. ciğer tavası, taze balık söyledi. Arada bir rakısını içmeği de unutmıyarak kadehinden bir yudum alıyor, su içiyor, meze yiyor, masadakilerle konuşuyordu. Fikrinin karnı açtı, öğleyin aşçıda yediği sulu, sinirli, kemikli tas kebabı ile doymamıştı. Bir kab yemek daha yiyemezdi. Barbanın getirdiği sıcak böbrekten lonra, açıldı, paltosunu çıkardı. Şakir, onu, gözden kaçırmıyordu, gene kulağına fısıldadı: Fazla yerleşme, gideceğiz. Dışarı çıkınca üşümiyeyün, diye çıkardım. İyi, ryi. Sen, karnını doyurmağa bak. Fikri, gelen ciğer tavasıru, taze balığı da yemifti. Bir su istiyecekti; masadaki ır Bi UCURUMU Edebî roman bardaklann hepsi kirliydi. O sırada, Barba, elinde bir bardak siyah şarabla geldi: Balığın üstüne sarab içilir Berbad hava. Fikri, tereddüd ediyor gibiydi; Nikoli, bardağı masanın üzerine koydu: Bu gece dona çekecek. Ayaz fena... Adamın ciğerleri... Daha söyliyecekti. Köşeden bir evvelki masada, sesler yükselmiş, bardaklar, kadehler yere düşüp kınlmıştı. Barba, kulakları dikmişti. Fikri, Şakirin de, ağır ağır doğrulduğunu gördü. Barba ile Şakir, bir an bakıştılar. Nikoli, göz kırptı; bardaklar, kadehler kırılan masaya gitti, gayet tatlı konuşu 32yordu: Ne oldu, baylar? Rakıruz mı kalmadı? Meze mi istiyorsunuz? Söyleyin canım, burası sizin. Gürültüye değmez. Masada oturanlardan kısa boylu, tıknaz; pıhtı, kırmızı yüzlü sarhoş, alt dudağından salyalar akarak bağırdı: Çekil ulan, moruk. İki kadeh kınldı, diye mi kafa tutmağa geldin? Barba, hep, aşağıdan alıyordu: Yok bayım, siz sağ olun. Bardak, kadeh için bir sey söylemedim. O, dinlemiyordu. Morarmış, yumuk, çatlak elini pantalonunun cebine soktu, bir avuc para çıkardı, yere attı: Parana geçer hükmün, be! Al. Biz, paramızı rezil ederiz, kendimizi rezil Mahmud Yesari etmeyiz. Şakir, yumruklannı dizlerine dayamıştı; pıhtı, kırmızı yüzlü sarhoşa, bağırır gibi seslendi: Ne o, Halil usta, görüyorum, para yiyorsun? Halil usta kısık boynunu güçlülde çevirdi, sesin geldiği tarafa, kan bürümüş gözlerile bulanık bulanık baktı; sesten tanımış olacaktı, sol elini, aşağı yukarı, selâm verir gibi oynattı: Eyvallah Şakir ağabeyciğim. Sayende... Biz, bu parayı, yemek için kazamyoruz, değil mi ya? Şakir, onun suyuna gidiyordu: Elbette. Halilciğim, elbette... Kızacak n« var? Barba, sana, fena bir şey söylemedi ki.. Ye iç. keyfine bak. Nikoliye, sahte bir hiddetle bağırdı: Bir kazadır olmuş. Uzatma. Garsona süpürtürsün. Zaten onlann rakıları da bitmiş Şimdi kalkıp gidecekler. Halil usta, oturduğu yerde, sol elini; reddederim, kabul etmem! der gibi sağa sola salhyordu: Daha rakımız var, Şakir ağabeyciğim. Kepenkler inene kadar da oturacağız. Keyif bizim, para bizim. Şakir dirseklerini masaya. çenesini de yumruklarına dayamıştı; yay gibi duruyordu. Dik dik baktı: Keyif sizin, para sizin ama, kafa da bizim. Halil usta, masaya tutunarak kalkmak istedi: Sanki ne demek istiyorsun? Kalkıp gidelim mi? Şakir tehdid eden bir gülüşle: Hani, hiç de fena olmaz! dedi. Halil usta, sallanarak doğruldu, bir adım attı, sendeledi, yandaki masaya tutundu; dili dolaşarak homurdandı: Yani... Senin... Emrinle mi?.. Şakir, onun kalktığı masada oturan uzun boylu, zayıf, sarışın adama işaret etti: Hayri, biraz gelsene». <Aıkan var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: