20 Mayıs 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

20 Mayıs 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURIYET 20 Mayis 1941 BULMACA 2 3 1 t s 4 6 6 1 • • • • • • • • • • Yakın tarihten bir not O, Samsuna ayak bastığı gün Istanbul ne haldeydi? 19 mayıs Tiirk tanhınde tır langıçtır. Biz onun 8ttlğı ilk adımdan bugune kadar çok uzun bir aıesafe ka. ' tettilc. Bugün nasıl bir mevkıe ulaştığımızı anlamak içın. o gün nası' bir mevkide bulıınduğumuzu yâd etmek lâzım. dır. O devrt yaşayanlar. o günü çok iyi biltrler « e hiç unutmazlar. Ben bu kuçuk tabloyu onlara degil. yirmı iki yıldan beri vücude gelen yeni nesillere arzetmek istiyorum. O gün tttanbulda 1 mayıs gününün de korunu vücude getiren muayyen manza. ralardan h*çbiri eksik değildi. Semada grne llkbahar yagmurlarile yıkanmış berrak bir güneş, gene yemyeşü ağaç. lar ve kırmızı güller vardı. Fakat o dev rin TürV.eri bu güneşi gurub eden. bir ordunun mukadderatı kadar solgun görüyor ve yeni açılan güllerintengi onlara döküıen kanlan hatırlatıyordu. O gün, îstanbulun meş'unı ve mağ. mum bir günuydü. Daha üç gun ev\el gelen İzm:rin işgali haberi bütün vatanseverleri dilhun etmışti. Bı büyük fe. l£ket karşısında Sadrazam Ferid Paşa is tiia etmiş ve yazdıŞı istifanamede «tz. nıirin işşal.le tahaddüs eden vaziyet üzsrine »darel utnurun artık kpndisi lçin nakabil olöugunu. ileri sürmüştü. Şimdi VEtanını seven herkes bu müşkül zamar.da müktedir ve namuslu bir insanın 'şbaşına getirilmesini beklerken, o gün sa»t dort buçukta bir saray ara. basile Babılliye gel»n mabevn başkatibl bir atlas keseden çıkardıgı hattı hüma. yı;nu yeniden Ferid Paşanın mülevves el'erine tevdi ediyoTdu. Her hareketinde büyük bir hıyanetle memzuc nadir bir belâhat nümunesi gösteren o acaib lnsan, hemen gayet ehemmivetstz bir kaç tebeddülle tekrar eski kablneyi işbaşına getirmiş ve akla, hayale sıgmıyan bu hareketüe bir kere daha herkesl hayret VP hiddete düşürmtistti. Maamafüı o gün İstanbulun bir kısım rszeteleri damadın bu ikinci sadaretini de can ve yürekten alkışlayor. meselâ Sabah sajetesi şöyle bir makale neşredivordu: «Damad Ferid Paşa üç gün süren bir buhranı vükel&dan sonra yeni kabine. lerini teşkil ederek dünden itibaren a, seleten ledviri umura başladılar. Ferid Paşa Hasretleri kendisinin asla bir hissei iştirak \~e mes"uliyeti bulunmadıgı bu feci zamanlarda betekrar ban hüku. cneti kabjl etmekle btiyük bir vatan penerlık, uM bir fedakârlık göstermiş oiuyorlar Çünkü vaziyet ümld ve tah. minimizden pek ziyade vahim, bizi sü. rüklemek istiyen sejlâbeyi durdurmak rek müşkuldür.> Gene o gün, muktedir bir kalemln bazan ne mülevves bir şer vasıtası olabi. lecegini her yazısile biraz daha ispata çalışan Ali Kemal. yıllardanberi kalbinl tutuşturan sonsuz bir lhtirasla Dahiliye Nezaretini işgal ediyordu. O gün Irtanbulun bir yağma günüyöü. Bir zamanlar Fıkretin kirll bir ka. dma benzettiği Osmanlı payitahtı mu. hakkak ki Eizansm inkırazındanberi hiç bir zaman bu kadar telvis olunmamıştı. Bir taraftan beş yıldır tahakküm ve tagallüb eden, muvaffak olan veya ha. taya düşen bir zümre yıkılıp gitmiş ve cnun yerine yıllardanberi onlann gadrine ugrayarak ömrünü menfalarda ge. çlren. mütemadiven kıskanan ve kudu. ran, sefü fskat intikamcı bir kütle kaim oîmuştu. Şimdi bunlar tmparatorlugun hasta ^ücudünü dldikleyor ve ötekilerin perişan edip kaçtıklan bu cesedden onlar da bir şeyler almak istiyordu. Gerçi hudndlar, vilâyetler. ordular hep. M elden gitmiş. buna mukabil mevkiler. nrıvanlar ve ihtiraslar hensi meydanda kalmıştı. O gün nüfuzu Adapazann dan öteve geçemiyen blr hükumet. vi. lfeyetsiz valilerin, ordusuz kumandan lenn azıl ve nasbile meşgul oluvor ve munkariz tmt>aratorlugun mezada çıkan bu mevkislz unvanlan karşısında o aç ve haris kütle müterrıadiyen bo. ğuşup duruvordu. Guya bir takım divane çocuklar olmüş bir atın eferine binmek prrusile dö^üşüyordu. Gene a eiın çıkan gazetelerde, îzmirrotti Mi.ohelangelo'dan bahsediyorlardı. Yaşh zat: Evet, dedi. Hakikaten dâhi bir san'atkârdır. Onun hakkında Henry de Ruguet'nin küçiik bir etüdü vardır. Bu büyük san'atkân bu derece anhyarak takdir eden bundan mükemmel bir eser tasavvur edemem... Miett'in birdenbire sustuğunu görünce sordu: Niçin konuşmuyorsnnuz? Sizi dinliyorum. Miett afalladı: Bilmem, dedi. Bana öyle geliyor ki, benim bu husustaki mütalealarım sizi pek alâkadar edecek mahiyette değildir. Bu adamın büyük ve meşhur bir ürüversite profösörü olduğu zehabma kapılmış ve onun karşısında bu çeşid mevzulardan bahsetmek hususunda bü1ün cesareti kırümıştı. Yaşh zat, onun hâl? tereddüd ettiğini göreıek, tath bir sedc soyledi: Yar.ılıyorsiinuz Har.ımefendi. Güzellerin, güzelliklerden bahsetmeleri kadar enteresan bir şey oıamaz. İtalyan müzelerini gezerken, muhtelif milletlere mensub güzel tadınîarı dikkatle tetkik ettim. Fani güzt^erin ebedî güzellikler karşısındaki hayranhklannı görmek, tasa\rvur edemeTsiniz insanı nasıl kendinden geçirecek bir manzara arzediyor... Devam ed'r.iz hanımefendi. Milli piyango 19 mayıs keşidesi diin yapıldı RADYO C Bu günkü program J 7 30 7,33 7,45 8.00 8,30 12,30 12.33 12.45 13,00 13,15 13,30 Program Mtidk (Pl.) Haberler MÜ3ik (Pl.) Evin saatt Program Müzik (Pl.) Haberler Müzik (Pl.) Müzik (Pl.) M'izık (Pl.) 13.03 18 30 13.40 19.00 16.15 1S.30 10,45 2C 15 21.00 2İ.10 21.30 2145 22.30 22.45 23,30 Pas1 sazı Konuşma Müzik (Pl.) Konüsma Orkestra Haberi er Orkestra Rad. gazetes> Konuşma Müzik (Pl.) Konuşma 8az Haoeıler Caz (Pl.) * Kapanış. • 1 141,893 numara 50 bin lira kazandı MUlî Piyangonun tertib ettiği 19 majıs fevkalâde çekilişi dün Ankarada Sergievinde saat 17 de çekilmlş ve bu çekilişi k<Jabalık bir halk kütlesi takib etmiştir. Bu çeeilişte kazanan numaralan aça. ğıya yazıyoruz: 50,000 lira kazanaa nnman 141893 10,000 lira kazanan nnmaralar S12102 291262 5.000 lıra kacanan numaralar 33764 81184 197018 271499 2,000 lira kaıanan nnmaralar Sornı P635 ile biten 30 bilet. 1,000 lira kaz&nan numaralar Sonu 3103 ile biten 30 bilet. Sonu 73?9 ile biten 30 bilet 500 lira katanan nnmaralar Sonu 2100 ile biten 30 bilet. Sonu 2553 ile biten 30 bilet. 100 tfea kazanan nnmaralar 8onu 057 ile biten 300 bilet. 10 lira kazanan nnmaraiar Sonu 30 ile nihavetlenen 3.000 bilet. 2 i'ra kazanan nnmarafor Sonu <0i ile rihayetlenen 30.000 büet ikramiye kazanmıslardır. 50,000 «ralık büjijk ikramiyeyl kazanan 141393 numaralı biietin bir parca. BI îstanbul ve bir parçası >la Gönende satılmıstır. 10.000 lıra kazanan 21210? numaralı bı'etin bir parçası tstanbul ve bir parcası da Ankarada, difter ikmcl 10.000 liralık ikrcmiyevi kazanan biletln bir TBrçası Sungurlu ve bir parçası da İs. tinbulda îatılmıştır. 5.000 Hrnbk ikramiveyi kazsnan bilet. lerin dört parçası tstanbul. bir parçası Förem'd ve blr parçası da Ayvalıkta sa. tı'mıstır. DİSer i^Emiveler vurdun muhtellf verlerinde satılan biletlere isabet etmlş. t!r. fc 9 • | | Soldan sa£a: 1 Ortslıgı karıştıncı uydurma söz. îer (cemi). 2 Bir vahşi hayvanı vurup ele geçirrne gayretl (iki kelime"), bir emır. 3 Bir oyun vasıtası. konuşma makinestnin kısunlanndan 4 Kur'a. nın birinct suresi, ğokün cilvelerinden. 5 Bir harfin okunuşu, av 6 Sat:ş makinesi. 7 Zorakl ve sahte. bir e!at. 8 Bir çeşid kumaş bir edat. 9 Taşıma, elektrtk Utüsü. Tukandan aşağıya: 1 Yeşil salata ile lyl yenlr. 2 J/'uhtar vilSyet. pederin yansı 3 Da yanıklı demir levhalardan, s^mine. 4 Şîkânn ttısi, devletlerin alâmeti fari. kası. 5 Ters çevirirseniz bir renk olur, sakît. 6 Bir yaa kunıtma vası. tesı. tarz ve üslub. 7 tcra, ikametgtıh. 8 Fazlalaşma. 9 Sözünün eri, ft'agı kısım. EvvelH batmaeaıun batledilmij 1 2 3 4 5 fi 7 S Yazan: Hasan Adnan Giz 1 2 3 4 b 6 ¥ 1 ro 1 8 9 SIV PEJD" D|E • ü Y E • SİA IİD E D Ü|M E N • T İİK E B|E L E R • B E Rİ • R A M|A Z|A N R A •İL E Z 1 Z • İ SİTİE K •İN A R S|Aİt IM •tÖİD • A •İB • • İA:C|EİM|İ Kongre den geîen bu feci haberlenn yanında İstanbul(?aki inti . kam davasının en igrenc taraflan yer "" alıyordu. Meselft Damad Ferid hükümetinin kurdugu heyeti tahkıkiye azasından Haralambos \e Misak Ffendilertn İttihadcıîarla be. raber tevkıf olunan bir çok Türk vatanperverlerini isticvab ettikıeri yazılı . yordu. Fakat hemen şunu kaydetmeliyim Id, bütün bu fenalıklan yapanlar o mel'un Vahidettın'ın idaresi altında çahşan bir i^aç yüz kişiltk çeteden ibsretti ve onların ihaneti, yurdun felâketi karşısın. da Istanjuıun hakikl. temız ve müslünian Türkîeri o gün kan ağlayordu. Ni lekim . o gün saat dörde dogru kadın, çocuk. ganc. ihtiyar on bin klşilik mu. &zzam bir kütle ayni hıckınkla ağlayan »e avni heyecanla haykıran tek bir vü. cud halinie Fatih Belediyesinin önünde toplanm'S'ı. Dükkânlar kapanmış. dairelfr. mekteb'.er tatil edilmiş. mltlng evvel ce ilân odilmedigi halde m?ktebliler, es. r.af ve memurlar hemen herkps sanki rr.anevl bir emrin tefirile Fotihe koşmuştu. O pün ekseriyeti kadınlar teşkil edivor, tstanbul hammlannın hissiya. tma teırüman olan Halide Edib Hanım şöyle haykırıyordu: « Bu?ün elimizde top. kurşun deni. lcn tahribttâr ftletler yok, fakat ondan lüyük, ondan kuvvetli bir silâhımız var: O da imarımızdır! <Alkış!ar> Hanımlaı! Siz ilv9 kalbli ve fedakftr şehid ana. lansınız. Kalbimizdeki aşk ve iman duygusile bupün FatWn minsreleri kar. şinnda sıze benli&imin en dertnlerinden kcpan bir hisle tavsiye ediyorum. Kork. n'ayınız. Türk erkekleri hcr hanel bir vatan asn icin atılırlarsa Türk kadınları da onisn taklb edecekt'r» Beyogluna geUnce. orası tstanbulun lıissiyatına bigâne kalmakla durmuyor, bu seslerden muazzeb oluyor. adeta tltriyordu. 20 mayıs tarihli bir tstanbul gazetesinde şu satırlan okuvoruz: cDün saat üç buçuk raddelerinde Be. yoğlunda birdenbtre dükkânlar kapanmağa, halk da kacışmafa baslamış ve ânide sokakta kimseler kalmamıştı. Bu csnada agızdan aŞza şövle bir fısıltı gezivordu. Falihte toplanan mitln? heyeti PevoSluna •vürüvormuş Halbuki miting heyeti bu esnada Fatihte henüz top . lanmik üzere bulıınuyordu.» Bevoglu hs'nlik ediyor ve hainler korkuyordu. Gene o gün. îstanbulda toplanan blr kongre Aır.erika Reisicumhuru Vilson'a uzun bir trigraf çekerek yarriım istiyor ve ezcümle şunlan yazıyordu: «.. Reis cenablan! Altı vtlz senelik Hr saltanala ve bîn bes yüz fenelilr bir hayata malik olan Türk milleti. mevcudivetleri tarihlere kanşmış olan mil. letlerin prensipleriniz say?'lnde lhva c'unduŞu bir sırada lmhadan bs«;ka blr mâna tfade etmiyen mukarrerata boyun e§m''Tcektfr .o cün Sam. suna çıkan ve hakikt kurtulus yolunu kesfeden Bütilk Adam. hatırn defterine: «Zavallı Vilson! diye yazmıştı. anlarradı ki. ?ünırtl. kuvvet. seref ve hqv S i. vetin müdsfaa ed»medi5t hatlar başka hiç bir prersiple müdafaa edilemez.> **• fş*ç yirmi iki sene ev^el bugün tstan. lul bu haideydi. O gün düştüğümüz uçurumla, bugün çıktığımız çahika arasında ne başdöndüriicü bir mesafe var. • 18.00 Proşram YENt ESERLER Yüzgörümlüğü Bir çok maruf şarkılann güfteslnl yapmış olan gene şairlerimizden Gökalp Arkın bir çok yeni şiirlerini bu islm altında toplıyarak neşretmlştir. cYüzgbrümlü^ü» nde bir çok lirik parçalar vardır. Kirilerimize tavsiye ederiz. RUMANYADA Yarın akşam SARK sineması B ü t ü n d ü n y a y ı c e z b v e teshir e t m i ş v e resijör C A R L F R O E L İ C H t a r a f ı n d a n \"az'ı s a h n e e d i l m i ş o l a n ş a h e s e r NÜFUS SAYIMI Ankara Rumanya sefarethanesinden tebliğ olunmuştur: Rumanya halkının nüfus sayımı yapılacağından, Türkiyede mukim bilumum Rumen tebaasının, kendilerine aid formalitelerini itmam ve ikmal maksadile Ankarada Rumanya sefarethanesine ve İstanbulda Rumanya General Konsolosluguna müracaatleri rica olunur. Sefarethaneye veya Konsolosluga biraat müracaat edemiyeceklerin forma htelerinl posta vasıtasile taleb ve biHhare lâzım gelen malumatı ya^dıktan sonra taahhüdlü mektubla iade etmeleri lâzımdır. Ttirklyede mukim Rumen tebaasının sayımına 12 mayıs 941 de başlanacak ve 27 mayıs 941 de bitecektir. Bu müddet sarfında bütün Rumen tebaasının bu teblig mucibince, hareket etmeleri ve behemehal müracaatlerl 1&zım geldlgi kafiyyen ilân olunur. H3.U tasfiyede bulnnan KRALİÇENİN KALBİ (Marie Stewart) Zengin ve müstesna filmini GALA MÜSAMERESİ olarak takdim edecektir. Gala için yerlerinizi evvelden aldırınız. BİR UFA SÜPER FİLMİDİR. YILDIZ sineması YARINKİ ÇARSAMBA matinelerden itibaren Yıldınaı Davudpaşa knlübü Başkan. bğından: Kulübümttzün senelik kongresi 25/5/ 1941 pazar günü saat 10 da Cumhmiyet Falk Partisi Samatya nahiyesi blnasınciakl kulüb merkezinde yapılacağından kayıdlı üyelerin behemehal teşrfflerl ri. ca olunur. ZAYt Petürke Askerlik îubesinden aldığım terhis tezkeremi ve hüviyet cıizdanımı rayi ettim. Yenilerini alacagımdan h'lkümleri olmadıgı flân olunur. 326 dogumlu Ibrahim oğlu İsmail tnan lc göziine çsrpmaktadır. Bunlar, meselâ Vunanistarda bir iş adamının becerdiği bir abşverişle bir milyon drahml kazandığı gıpla ve takdirle hikâye edildiği halde bizde bbyle bir muvaffakiyetin CKseri fena tcfsır ve tahminlere yol açtığuu istiğrabla anlatıyorlar. Halbuki ıcillî terbiye. dinî terbiye ve an'anevî terbiyemiz bize tamamen bunun zıddını teikin eder. Şimdi ne diye geri tepiyoruz? Şu bu zenciıı, fıkara düserse serveti bize mi gfleck? Bu tembel, tenpcrver ve hasııd bir telâkkidir ki; vatandaşlanmızi şiıhletle tabrir etmeli ve bunun yanlış ve msrarî bir düşünce olduğunu her (ırsatta onlara söylemeliyiz. Her Türk cahil veya aKm sengin olabilir; hiç olmazsa müreffeh olabilir. Fakat bunun çar*si refaba ve servete karşı hased duymak değii, onlara giden yolu bulmaktır. Baskasınıc malına, refahına göı dikmckle bireey kazamlmaz. BilâkLs dünya insana zindan olur. Bana bu satırlan yazdıran hâdiseden Uham alarak biihsssa matbuattaki arkadaşlara karileri bn işkilli telâkkilerden nzaklastrracnk yazılar yazmalanıu tavsiye ederim. Çönkfi aylarla üiçulebilecck bir müddet evvelki gazetclerimiH kanştınrsak htrkesin maruz kalabileceği herhangi adli veya malî nraanıeleleri fırsat bilip bir takıra ilim adamlannunn kimisine tefeci. kimisine verçi kaçakçm, kimisine nankör gibi lâyıkMi sılallar izafe ettiğimizi hicabla göriirüz Memlekette hıısusî serveti artıracak, cimriliği giderecek vt Türkleri para kazanmaya teçvik edecek şey herhalde bu nesriyat değilJir. Matbuafta boyle yanlaı çıktıkça, halkı bu anonnal telâkkıde mazur görmemek haksırhk olur Bazı simalar kendi=ıne yabana gelmiyor, bımlarla ev\'elce bir yerde görüşmüş olduŞunu tahmin ediyor, fakat nerede ve ne zaman görüştüğünü bir türlü hatırhyamıyordu. Bilhassa solundakı zat onda eski bir aşina intıbaını bırakıyordu. Yemek esnasmda mevzu bulmak ve konuşmak külfetinden kurtulduğuna seviniyordu. Karşısında oturanlarra yiizlerini tetkik ctmek ve karakterleri hakkında bir hüküm vermeğe çalışmakla vakit geçiriyordu. Miett jremek esnasında karşısında oluran genis omuzlu, keskin hatlı bir erkeğin ısrarla kendisine baktığının farkma vardı. Bu adamın bakışlarında s;rnaşıklıktan kafiyyen eser yoktu. Ciddî ve takdir eden bir bakışla bakıyordu. Asım Baba jübilesi Evveîki gece büyük bir kalabalık önünde yapıldı Sahne hayatımızın 50 senelik emektarı Asım Baba için hazırlanan jübile; evvelki akşam Beyoğlunda Şehir tiyatrosunun komedi kısmı binasında yapılmıştır. Jübile. son derecede alâka ile karşılanmış, tiyatro salonunda tek boş yer kalmamıştır. Jubıleyi, muharrir arkadaşımız Nusret Safa Coşkun, bir konuşma ile açmıştır. 50 senelik emeğine. sönrnez sanat sevgisine rağmen, şimdi 80 yaşında, müşkül vaziyette kalan Asım Babaya karşı gösterilen maddî ve manevî alâkaya teşekkür ederek, derli toplu bir ifacieyle san'atkârın hayatını hulâsaten anlatmıştır. Ve yerini Asım Babaya bırakıp, sahneden çekilmiştir. Asım Baba; sürekli alkışlar arasında sahreye gelmiş, kendisine karşı gosterilen bu alâkaya teşekkür yollu bir kaç soz söylemiş ve heyecandan sesi titriverek «Cenabıhak: cumlenizi iki cihanda aziz etsin!> demiştir. Tekrar sürekli surette alkışlanan emektar sanatkâra. san'atına hürmeten bir dal verilmiştir. Sonra. Halk Opereti tarafından iki perde «Zırdeliler» opereti oynanmış'ır Münir Nureddin ve arkadaşlarımn konseri bunu takib etmiş, en son olarak da Nasid ve arkadaşları, Asım .Babar.ın «Hoca* rolünde iştirakile, bir perde «Afacan» komedisini oynıyarak, jübile nihayet erdirilmiştir. Trabzon İcra Hâkimliğtnden: Trabzonda Sadık oğlu Mehmede No. terden musaddak sened mucibince borç. lu Çembercioglu Ömerin ikametgâhı nıeçhulıyette kaldıgından dolayı Trab. zon tcra tetkik merciınce verilen karar mucibince davetiye makamına kaim ol. mak üzer» işbu varaka Ue bizzat veya t.ivekâle 17 haziran 941 salı günü saat 9 da Trabzcn İcra tetkik merciine mü ıacaat edilmesi ve aksi takdirde gı. yaben hakkında muamele yapılacağı iiân olunur. SARAJCVO Şaheserini takdim edecektir. Unutulmaz hatıralar bırakacak olan müntehab 3 üncü süper filmi Şark Merkez Ecza Türk Anonim Şirketi TASFİ\'K BÜROSUNDANı Tasfiye muamelâtınm icabatındaa o!an hususata dair asagıda yaalı nız. ramedeki mevad hakkında muzakerat icrasile kararlar verilmesi için hissedaran umuml heyeti 11/6'941 tarihine müsadif çarşamba günü saat 15 te Sir. kecide Hoıasancıyan hanınds 6 numa. rada içtinıa edeceginden hjssedaranın ictima tarihinden bir hafta evveline ka. dar müracaat ederek makbua mukabılinde himil oldukları hisss senedlerinl ve yahud banka makbuzlannı tasîiyo tıirosuna tevdi etmeleri ilân olunur. RCZNAME: 1 Tasfiye memurlarınaan Bay Necib Serdengeçti'nin vefatı dolayısile ln.' hilâl eden tasfiye memurluğu hakkında müzakere icrası ve bir karara raptı. 2 Şimdiye kadar ifa edüen tasfiyo muamelâ*4 ve hesabatı hakkında izahat itası ve ktrarlara raptı. 3 Tasfiye muamelatı hakkında mu. rakıb raporunun okunması. ZAYİ Taşköprü Askerlik şubesin den aldıgvn terhis tezkeremi zayi ettim. Yenisini çıkaracagımdan eskisinln hük. mü yokiar. Tasköprü Şeyhşimşlr keyunden Mehmed oğlu Ali Yüce. D: 1315 Üsküdar BİZİM sinemada 20 mayıs salı akşamı Besiktaş GÜREL sinemasında 26 mayıs pazartesi akşamı BÜYÜK TEMSİL Maruf Film Rejijsörü: ATDAD ÜRFİ Yalnız bir defa için K A N !!... adlı 3 perdelik büyük facianın başrolünü bizzat oynıyacaktır. YENİ H A L K OPERCTİ ( H A L İ D E P İ Ş K İ N ) Birlikte Pek yakında yeni yeni kadroiarile yaz temsillerine başlıyor. Sizi çok seviycHu... Daima sizi anıyordu... Her zatman s'zin hiç de kendisine benzemediğinizi, dünyanın en tenjz ve en asil ıuhlu bir mahluku olduğunıızu tekraılayıp duruyordu... Son ııefesinde sizi rr.utiaka araj'arak hakkınızdakı bu duşünceıerini anlatmak" hğımı sıkı sıkı tenbih etti... Onun bu arzusunu yerine geti'mek için sizi arsdım. Fakat kocanızın esir olduğunu haber alınca bu fikrımden vazgeçtim ve görüsmemizi tesp.duf» bir&ktım... Sİ2İ sramaklışımm başka türlü tefsir edilmesinden korktum... Miett dıkkatlo Koretz'in yüzünü tetkik ediyordu. Bu adamıı. hüviyeti hakkında hiç bir şoy bilîn .yordu. Olga'run blümünden biraz da onu ır.es'ul tutuyordu. Sert bir üsania scrdu: Siz ona nanıl m'iamr'e ediyordunu'? Sev vor nııydıni'.? Koretz Elemir hafıfçe bafinı salladı. İçini çekerek soyledi: O. benim hayatın.ırı b:r zivneti idi. Zevkim, neş'em, saadeünı, huiâsa her feyimdi Benden tar" yitm* yaş kücüktü. Ona daıına sımarık ve sevimli bir çocuk nazar.Ie bakıvor ve bu şekilde mıiamele edivorcv.tn. Na'i! ve npden Mdü' Madem ki bu derect: alâka gösteriyorsunuz... Anlatayım: Zaten ona dair konuşacak sizden ba$ka kımseye de rastgelmfdtm.. Ben de içimi dökrnüş, ıztırabımı biraz hafıfUtmiş olurum. Son nvlarda daimi bir ateş yakasını bırakmıycrdu. ! (Arkasj var) 1914 harbi niçin patlak verdi?.. İki hudnd arasında dehşet içinde kalan bir adam.. İki ask Bu akşam S U M E R Sinemasında MARİKA RÖKK Gayet lüks ve parlak bir çerçeve içinde büyük PARİS MOULİN BLEU BFVt'SlTNÜ, en büyük dansh, farkılı ve var>eteli HALLO! JANİNE Zengin ve göz kamaştıran harika filminde takdim edecektir. Bu akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız. ^^^ Yarattıklan müstesna filmlerle sinema dıinyasında büyük şöhretleri olan sevimli yddular FERNAND GRAVEY JOAN BLONDEL Hasan Adnan GİZ Tecrübesizler arasında güreş müsabakaları Fatıh Güreş kulübü salonlannda 38 güreşcir.in iştirakile bir serbest güreş nıüsabakas] yspılmıştır. Neticede: 56 kiloda Suleyman birinci, Sultan ikinci. 6i kilod3 Ali birinc', Sadık ikinci. G6 kiloda Nıhad birinci, Şerafeddın ikinci. 72 kiloda Ahmed birinci, Muzaffer ikincı olmuştur. 79 ve ağır sıklet rr üsabakalarında Ferhad ve Cafer ka7anmıç!ardır. Takım tasnihnde Gü'eş kulübü 12, Kasımpaşa 10 ve Anadr>!u 7 puan almışlardır. Bu perşembe L Â L E * ye geliyor 1KRAL AŞKI 2KARA . B E LA « F r a n s ı z c a » FERNAND GRAVEY JOAN BLONDEL san'at tacı giydiren müzik ve nes'e filmi. « T ü r k ç e» Bir kudreü bir orduya bedel olan kahramanların yarattığı film duğumu anlayuıca her h^lde beni affedeceksiniz... Mietfin kalbine bir ok saplandı. Şimdi bu adamın kimdtn bahsedeceğîni sşaâı yukan tahmin etjivordu. Tahmi"inde aldanmadığını anlamak için sordu: Son arzusumı ye>ne getirmek îstediğiniz kimsenin ismini öğrenebilir mivim? Erkek boğuk bir sesle c»>vab verdi Olga. Miett bir an için ka'.binin durduğunu sandı. Siz kimsitıiz? Ben Koretz Elemir'im Miett fazla sual sorma^a lürum görmedi. Bu adamıtı Olga ile olan münasebatının derecesini pekâlâ biliyordu Elemir bir i^kikal'k br sükuttan sonra tekrar sbze başladı. Konusurken Kiett'in yiizüne bakmıyor, sesi teessürden titriyordu. Ölüm döşeâinde bır.a şunları soyledi: Giinün birinde Miett'le karşılaşırsan, kendisini çok, hem pek çok Fevdiğimi ve ona veda edeıpeden bu fani dür.yadan ayrıldığım icin kalben cok muzrarib olduğuınu s.'5yle... Uzun müddet sustuhr. Mıctt gözler,'ni yumdu. Yavas blr sesls sordu: Dpmek vazallı öleceğini biliyordu öyle mi' Evet. Miett sararan vüzur.ü avuclan arasına aHı FıstUHı: Bana biraz ondan bshseder miFiniz?» Kalbleri aşkla. hevpanla titreten 2 şaheser birden • Yazan: Lajos Zilahy ~" 3 Çeviren: F. Zâhir Törümküney Yemek+en sonra ikişer, üçer kisilik gruplar salonun şvırasma buıasına dağtldılar. Miert sol tarafındaki zatla bir köşeye çekildi Oturdukları kolruklar, İtalyadan getirtilmiş ve taht? kısımları fevkalâde bir san'atla ovulmuştu. Bu vesile ile lâf İtalyan san'alına intikal etti. Miett'in bu hususta oldukça iyi malumatı vardı. Ancak, konuçtuğu zatın çok geniş kültürlü bir insan olduğunu anladığı içın gayet mütevazı bir eda ile konuşuyor ve sözlerinde iddialı olmamaea elinden ıjeMigi kadar gayret ediyordu. Yaşlı zatm. onu takdirle dinlediği dunışundan ve bakışBoyle tatlı tath konuşurlarken Milarından açıkça. belli oluyordu. ett'in gözü birden şönvneden tarafa taMiett konuştukça asılıyor ve zihni kıldı. Şöminenin yanında uzun boylu, daha güzel işlemeğe balşıyordu. Buona gayet yakışıklı gene bir kurmay yüz başısı duruyordu. Yüzbaşı, gözlerini Miett'ten ayırmıyordu Miett bu bakışlarm tesiri altında garib bir heyecana kapıldı. Yaşh zatla konuşmakta gittikçe müşkülâta uğruyordu. Nihayet yaşh zat ayeğa kalktı. Miett'in elini öperek veds etti Matild hemen Miett'în yanına orurdu. Merakla sordu: Saatlerdenberi neler konuştunuz Allah aşkına? Miett bu suale sualle mukabele etti: Kinıdir bu adamT Matild meşhuT bir nruharririn bmini soyledi. Miett onun bir çok romanlarını okumuştu. iki saattir konuştuğu adamın en fazla beğerdiğı Macar muharriri olduğuııu öğrrnınce şaşırdı. Bu adamın simasını neden yabancı bulmadığını şimdi anladı. Ga?e1elerde müteaddid defalar resmm, gormüştü. Matild, Miett'i kolundan yakaladı. Büyük salonun nihayetinde toplanmış Bunu öyle yavaş ve öyle mütevazı bir sesle söylemişti kı: Miett bir dakika evvelki asabivetirden utandı. Hele erkeğin dudaklarının ker.arında beliren mahzun tebessıimü ve gözlerinin yalvaran bakışlarını göriiuce büsbütün gevşedi. Ayni zamanda miithış bir meraka kapıldı. Bu yabar.cı adam acaba ona ne söyliyecekti? Miett sessizce yürüdü. Pıyanonun yanmdaki koltuk!ar<?ar» birine oturdu. Yabancı adam da karsısındeki koltuğa yerleşti. Bir sigara yektı. Bir müddet yere baktı. Sonra bırdtıı başını kal Hanımefendi... Sizinle mühim bir dırdı. Büyük bir teeşsürk soyledi: şey görüşmek istiyordum... Suı bu şekilde rahatsız ettiğim Miett hayretle yüzüre bpktı. Başı di için bilmem hakkımda ne düşünüyorkildi. Bakışları bir anda sertleşti. Kim sunuz? Vakat, bende derin hatıraları ve neyin nesi olduğupn b lmediği bu olan bir ölünün son a^zıısunu yerine adam ondan ne istijordu? Biraz dik getirmek maksaiile buna mecbur ol kalabalık bir grupa gctürdü Onu, tanııımış muzisyenlerdeu Şarr.iinyi ile tarıştırdı. Şarmanyi gayet zayıf, uzun boylu bir gencdi. Konuşurken ellerile sınirli hareketler yapıycr. durmadan gözlerini kırpıştırıyordu. Gayet sür'atli konuşuyor ve kelimelerin yarısını yutuyordu. Bu itibarla lâkı»aısmı anlamak bir hayli güç oluyordu. Miett nezaket kaidelerinı düşuıımess, bu adamın yanından hemen ayrılacsktı. Şarmanyi hararetle bir seyahat hatırasını rnlatıyordu. Bu sırada tuhaf bir hâdise oldu. Sofradayken tam Miett'in karşısında oturan geniş omuzlıı keskin hatlı erkek yanına geldi. Zarif bir hareketle eğüdi: bir sesle sordu: Benımle miT Evet efendim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: