30 Ağustos 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

30 Ağustos 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 30 Ağustos 1941 Cenc Türkiyemn zafer dolu tarihinde: Poğru değil mi i? Halkın petrol ihtiyacı resmî bir elden temin edilmelidir! Memleketimizin, hatta büyük şehirlerimizin bazı semtlerjnde halkımızın bir kısmı petrolu tenvir vasıtası olarak kullanmakta devam etmektedir. Fakat son vaziyetler dolayısile bu vatandaşlar kâfi derecede petrol bulamamakta ve geceleri yuvalarıru aydmlatma ihtiyaclarıru pek güçlükle temin edebümektedirler. Çünkü petrolun kilo veya litresi başına bakkallara pek küçük bir kâr bırakılmakta, merkezden uzak yerlerde bulunan esnaf da nakil esnasmda tesadüf olunan müşkülâtın ve ihtiyar edilen masarifin fazlalıgı yüzünden petrol alıp satmaktan vaz geçmeyi* tercih etmektedirler. Bunun neticesi, evlerinde elektrik olmıyanlar ya karanlıkta oturmaâa, yahud da mum yakmağa mecbur kalmaktadırlar. Bakkalları zorla petrol alışverişi yapmağa ve ziyan etmeğe mecbur etmek makul bir hareket olmıyacağına göre, şehrimizin muhtelif ve bilhassa uzak semtlerine aid petrol tevziatının Belediyenin, tktısad müdiriyetinin, yahud Ofisin her hangi bir şubesi vasıtasile, yani resmî bir elle yapılmasına behemehal lüzum vardır, diyoruz, { Şehir ve Memleket Haberleri ) Evet, 30 ağustos, tam manasile bir /*" yıldırım zaferidir. • Çünkü 26 ağustos 1922 sabahı şafakla beraber başlıyan büyük taarruz. hakikaten rr.uvaffak ve rnükemmel bir yıldırım taaruzu olrnus ve beş gün sonra da kat'î bir yıldırım zaferile neticelenmiştir. Bu yıldırım zaferini, bir yıldırım takib ve ikmal etmis ve Türk ordusu, Başkumandanından aldığı, • Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir, ilerü. Emir ve kumandasını, dokuz sünde tahakkuk ettirerek Izmire girmiştir. Bu takib öyle bir yıldırım takibi oımuştur ki Türk süvarileri ve onların peşini bırakmıyan Türk piyadesi ve topçu.sıı. ricat ve firar halinde bulunan bazı düşman birliklerinden evvel İzmire girerek, vaziyetten habersiz Izmir kapılanna geldikleri zaman onları esir etmiştir. Şimal grupu da, üçüncü, fakat bu defa taarruzî bir İnönü meydan muharebesinde düşmanı mağlub ederek 10 11 eylul gecesi Bursaya girmiş, ve o da bir yıldırım takibi vaparak bir düşman tümenini Mudanvada esir etmiş; sonra takibe devam ederek Kapıdağ yarımadasma dayanmış. 17 eylul günü, yurdda, esirlerden ve maktüllerden başka düşman askeri kalmamıştır. Başkumandan, taarruzdan aylarca evvel, daha henüz bir müdafaa harbi yaptığımız sıralarda, «Düşmanı vatanın harimi ismetinde boğacağız.» Demişti; Türk ordusu, 26 ağustos sabahından 17 eylul akşamına kadar, üç hafta içinde bir mucize zafer yaratarak Büyük Başbuğun istikbalden haber veren bu büyük sözünü tahakkuk ettirmişti. **• 30 ağustos bir semboldür ~ Yazan: ^ Yedikulede yanan fabrikalar Geçenlerde bir gece Yedikulede Kazlıçeşmede idrofil pamuk fabrikasile iplik mensucat fabrikası yanmıştı. Adlifabrikasınyece yapılan tahkikat neticesinde, yangının çıktığı idrofil pamuk da gece bekçisi Emin aleyhine tedbirsizlik ve dikkatsizlikle yangına sebeb oîmaktan dava açılmıştır. Dosya, Istanbul 6ncı asliye ceza mahkemesine verilmiştir. Adlî tahkikatla varılan neticeye nazaran, gece bekçisi Emin, içeride doiaşırken sigara yaknuş, kibriti bir kena [HEM NALINA MIHINA] Bugünün manası Gece bekçisi Emin, tedbirsizlikîe yan^ına sebeb oîmaktan Adliyeye verildi Abidin Daver bir kuvvet, sonsuz bir sebat. vorulmak bilmez bir tahammül ve mukavemet aşılamıştı. •** Afyon İzmir demiryolu 420 kilometredir. Taarruz, Afyonun da, en az bir günlük şarkındaki tepelerda baçlamıştı. 26 ağustostan 30 ağustosa kadar, beş gün beş gece ordu muharebe için açıldı, yayıldı; dağlara, tepelere tırmandı; indi, önüne çıkan tabiî ve sun'î her maniayı çigneyip aştı; sonra, toplandı, yürüdü: sonra tekrar, yayıldı, açıldı; gene dağlara, tepelere tırmandı; meydan muharebesini kazandıktan sonra takibe başladı; gene dağları, tepeleri, dereleri, nehirleri geçti. Bozuk ve tozlu şoselerde, toprak yollarda yürüdü. yürüdü. Böylece, bazı birliklerin 15 günde katetikleri mesafe 420 kilometrelik demiryolunun bir mislini buldu. Vasatt olarak 600 kilometre divelim. Demek ki Türkün ve Türk atının, öküzünün ve devesinin bacağı, o cehennernî sıcaklarda, günde en az vasatî 40 kilometre yünimüştür. Bu hesab, fazla değil. muhakkak ki eksiktir. Türk ordusu, 26 ağustos sabahmdan 9 eylul sabahına kadar geçen 14 gün içinde Afyon şarkından İzmirin Kor donlanna kadar, motörsüz, tanksız, tayyaresiz ve göğsümüzü gere gere ilâve edelim eşsiz bir yıldırım harbi yapmıştır. Bu harb, yüksek sevk ve İdare, sevkülceyş, tabiye, meşaka tahammül ve mukavemet, ikmal ve iaşe, k?t'î neticenin istihsali bakımlarından tam bir yıldırım harbi olmuştur. Bu rmıcizeyi yıldırım harbini başaran TJürkün rnaddî ve manevî kuvvetidir. Böyle misli görülmemiş bir yıldınm harbini motörsüz ve yalnız insan kuv vetile, yanl Türkün ilâhî kudretile yapmış olan bizlerin, şimdi motörlü yıldırım Larbine şaşmamız kadar, şaşılacak bir unutkanhk tasavvur edilemez. Halic sahilleri muhtelif mıntakalara Tevziatta haksızlık Piyasanm murakatahsis edildi olmaması için tedbir besi semere vermeğe Şehrin yeni plânında Halic sahilleri almdı sanayi mıntakalarma tahsis edilmişti. başladı Fiat Murakabe Bürosu piyasayı sıkı bir şekilde kontrola tâbi tutmaktadır Son günlerde bilhassa perakendecilerde görülen yüksek fiatla satış bu sıkı kontrol neticesinde aşağı yukarı normale inmiştir. Bilhassa vilâyetin uzak semtlerindeki perakendeciler kendüerini fiat kontrolundan azade telâkki ederek yüksek fiatla satış yapmak teşebbüsünde bulunmuşlardı. Fakat murakabe memurlarmra bu semtlerdeki kontrollan bunları da normal fiatta satışa mecbur etmiştir. Maamafih, kendilerini açıkgöz telâkki eden bazı perakendeciler fiatlarını normalin fevkinde tutmağa çalışmaktadırlar. Fakat halkımızın da bu iş üzerindeki dikkat ve alâkası neticesi bu gibi açıkgözlere geniş bu fırsat imkâru verilmiyecektir. Bu mıntakadaki tevziat şu şekilde ya pılmıştır: Ihtikarla miicadele Sanayi mıntakası 30 ağustos, yaralı bir aslanın yuvasmdan fırlayıp canına kasdeden zalim avcılannı yere serdiği gündür. Tüıkün bu büyük zaferinde, sadece dünya tarihinde sık sık görülmüş, herhangi askerî bir zaferin mazlum manalarını aramakla iktifa etmek doğru değildir. 30 ağustos, esir ve köle halinde yaşamak, manen ölmek istemiyen bir milletin, Türk milletinin dişile, trrnağile dövüra atmıştır. Fakat kibritin sönmediği şerek kazandığı bir zaferdir. Bu bakımgözünden kaçmıştır. Bu suretle de kib dan istikiâl harbleri tarihine bir örnek ritten parcuklar tutuşmuştur. Diğer ta olarak geçmeğe lâyıktır ve geçmiştir raftan, yangının ayni dam altmdaki bı de.» tişik iplik ve mensucat fabrikasmdan 30 ağustosu kazanan Türkün, o kurgörülerek itfaiyeye bildirildiği de an atııluş kavgasında gösterdiği yüzde yüz şılmıştır. fedakârhğı gösterebilen her millet için zafer mukadderdir. Biz, bütün şartlun aleyhinıize olan o çetin mücadelede dövüşten jılnıadık; düşmanlann bütün maddî üstünlüklerinden korkmadık; öimemek için ölümü göze aldırmaktan çekinmedik ;her şeyi adeta yoktan var ettik ve nihayct muzaffer olduk. Bu bakımdan Dumlupmar Türkün tarihindeki sayısız zaferlerin en büyiiğü ve en güzelidir. Bakkallara un verilecek DO??ÎI detfl mi? Tramvaydan atlarken Fatih Harbiye arasında işleyen 93 numaralı tramvay arabasına Sarachane başından binen 6 yaşında Mehmed, biraz sonra atlayarak inerken yere düşmüştür. Bayılmış ve hafifçe yaralanmıştır. Guraba hastanesine gönderilmiştir. Bir asansör kazası İşgal altında bulunan arazi ve sahillerle istilâ limanlarına karşı Büyük Britanya imparatorluk havacılığının yapmakta bulunduğu bombardıman taarruzları sadece bir mukabeleden ibaret kalmakta ve fakat hiç bir ztraan 'nihver tayyareciliğinin Britanyaya karjı tevcih ettiği baskınlann şiddetini kıracak mahiyette görülmemektedir. Amerikan Hava Nazırınm beyanatmda; mihver sanayiinin ayda bes bin tayyaıe yapmtka olduğu ve bu hasılanın seviyesine varmak için demokrasi hava fabrikalaruun seferberligini ancak 943 senesinde ikmal edeceği bilcirilraeictedir. Bundan sonra alınan bir habere göre de, Britanyalı tayyarecıierin muhtelif istikametlerde yaptıklan hava ıaarruzları neticesinde Aiman sanayiinin yüzde otuz nispetinde ziyaa uğratıldığı Türk ordusu taarruz, meydan muha nazarı dikkati çekmekte idi rebesi. imha ve takib hareketlerinde. 943 senesinde ancak müsavi bir hasıla yalruz ju vasıtalardan istifade etmiştir: temin edilecek bir hava sanayi teşkiErmenilerden iğtinam edılrr.iş ve bin lâtına karşı hava hakimiyeü kurmanm eahmetle şarktan garba getirilmiş beş. müşkülâü kendini göstermektedir. Haron tane 15 lik eski top, Türkün süngüsü, bın daha başlangıc günlerinde bire on . piyadenin bacağı. Anadolunun küçük, nispeti kadar çok farklı bir sayı üsk fakat Türk eri gibi cefakeş atları, Türk tünlüğünü elinde bulunduran ^.lman *flltiyarlarının, kızlarmm, em^ikli ana tayyareciliğinin Büyük Britanya havalarının ve çocuklarının sürdüğü gıcırtılı cılığı üzerinde bir üstünlük ü.uramaıni5 kağnılar, tozlu yollarda geviş getirerek olması göz önüne getirilirse. mukabil sallana sallana yürüyen battal develer. bir hakimiyet tesis etmek volunda InFakat bütün, bu yıldırım harbi değil, giliz havacıları tarafmdan sarfedilmesi ancak ortaçağ harbi silâhlannı ve va zarurî olan gayretlerin ve rnaruz kasıtalarını ateşlendiren. yıldırımlastıran lmacak müşküllerin takdirini lcolavlaşbir ruh ve bir iman vardı. İşte 1922 tırmış olur. agustosunun bugünlerinde Anadolunun Bu halde; sanayi istihsalâtmın müdağlarında, bayırlarında, tam bir yıldı savi hasılasını beklemekten ziyade Bürım harbi yapan Türkün bu ruhu ve yük Britanya bombardıman tayyarecio imanı idi. liğinin harekete geçerek esash sanayi Evet, Türkün yenmek azmi. piyadenin bacağma, süvarinin ve topçunun hayvanına. Mehmedciğin süngüsüne. makinelitüfeklerin yayhmlarna, eski model afır topçunun mermilerine. kağnıyı çeken minimini öküzlere, arabayı süren Türk kızmm sinirlerine. develerin aâır ve bati gidişine eşsiz bir sür'at, müthiş merkezlerini yıpratmağa çalısması lüzumu vardır. Seçilecek hedefler arasında da Ruhr mıntakasınuı bajta geleceği güphesizdir. Bu harbde. Almanların ortaya attıklsn yıldırım harbi, demek ki 19 yıl evvel. Anadoluda Türk ordusu tarafından azamî muvaffakiyetle tatbik edilmij, bir harb seklinden başka bir sey değildir. Arada bir fark varsa o da gene Türklerin lehine olmak üzere. o zaman motörlü vasıtaların yokluğuna mukabü, bu defaki sayısız bolluğudur. Evet, 26 ağustos 1922 sabahı. Türk ordusu, sarp tepelere davanan düîinan tahkimat hattını yarmak için bu harbde, Almanların yaptıklan gibi binletle tayyare ve tank kuilanmamıştır. Türk ordusu, cepheyi yardıktan sonra. hasmmı çevirmek için. şimdi görüldüğü, gibi açılan eedikten içeri zırhb otomobiller, motörlü birlikler sürmemiştir. Türk ordusu. 30 ağustos meydan muharebesinde düşmanı. şimdi Almanların yaptığı gibi, 30 buçukluğa kadar binlerle toptan müteşekkil en ağır topçunun. seri tankların saldırışı ve Stukaların tepeden inme hücumlarile karışık müthi? bir çelik yağmurile ezmeıniştir. Türk crdusu, 30 ağustos zaferile kat'î neticeyi kazandıktan sonra. bu Harbde Almalnarm yaptığı gibi zırhlı alaylar, bindirilmiş süvari birlikleri ve tayyare filoları ile düşmanı takib etmerıiştir. Türk ordusu hasmın arkasmdaki köprüleri, geçidleri, iki senedir Almanların hemen her yerde muvaffakiyetle tatbik ettikleri gibi, gökten indirdiği paraşütçüler ve hava piyadesi ile tutmamıştır. Türk ordusu, o nefes aldınnaz ve aman vermez takibini yaparken Almanlar gibi, birliklerini mükemmel yollarda trenler, kamyonlar. motosikletler taşırnamış, ikmal ve iaşe işlerinde sayısız motörden vo asfalt caddelerden istifade etmemistir. ABİDİN DAVER Beyoğlunda Gümüşsuyu caddesinde Kadri apartımanmda bir asansör kazası olmuştur. Manol isminde bir işçi, asansörü tamir ederken, yardım etmek üzere yanında duran kapıcı Kasımm Dün Fiat Murakabe Bürosuna iki ihçocuğu Ömer, bilmiyerek düğmeye bas bar yapılmıştır. Bunlardan birisi elbise mıştır. Asansör harekete gelince, Ma askısım yüksek fiatla satan Mİşon adınnol, parmaklık arasına sıkışarak yü da bir Musevi, diğeri de Beşiktaşta, kazünden ve ayağından agırca yaralan yıkta fazla miktarda kömür bulunduğu mış ve Şişli Etfal hastanesine yatırü halde satmak istemiyen Mehmed adında mıştır. Hâdise etrafında tahkikata baş bir kömürcüdür. lanmıştır. Bakkallarla lokantacılara tekrar un veriimesi için Toprak Ofisine malumat Kâğıdhane Südlüce: Burada mez gelmiştir. Bakkallara günde 13, iokantabaha, ispirto ve maya fabrikaları du cılara da günde 3 çuval un verilecekmanı ve kokusu çok olan fabrikalarla tir. Bu unlar halka satılacaktır. Tevziatta haksızlık olmaması için bunun müştail depoiar. bu esnafın kendi cemiyetleri vasıtasile Südlüce ile Gazi Köprüsü arası: Uyapılması takarrür etmiştir. Bundan mumî çamaşır ve boyahaneler, konserve başka makarnacılara da günde 70 çuimalâthaneleri, val un verilecektir. Gazi Köprüsü Galata Köprüsü araBu tevziat pazartesi gününden itibası: Burada kumaş elyan, pamuk, yün, ren başlayacaktır. Bu suretle son vaziiplık fabrikalan, yetler dolayısile daraltılmış olan un Köprü Kabataş arası: Daha hafif tevziatı eski şeklini bulmuş olacaklır. fabrikaiar, Ban fırıncılann ekmeklik unu çalBu sahalann karşısındaki sahalarda dıklan hakkında ihbarlar vaki oldııda ayni tesisat vücude getirilecelrtir. ğundan Ekmekçiler Cemiyeti reisi davet edilerek kendisine keyfiyet bildirilmiş ve tahkikata girişmiştir. 30 ağustos, bir semboldür; bütün bir husnmet ve ceberut dünyasına karşı kazanılmış bir harbin Himalaya azametindeki sembolü. Orada, yalnız Türk, düşmanlarma değil; fakat Türk süngüsünün temsil ettiği istikiâl esarete, hiirriyet tahakküme, iyilik fenahğa, hak haksızhğa, adalet zulnıe, doğru yalana galebe etmişti. Tarih, haklı veya haksız birçok harbler, birçok zaferler ve mağlubiyetler kaydetmiştir; fakat bunlarm hiç birisinde, Türkün İstikiâl Harbi ve o harbin son zaferi kadar hakka davanan, hakkın ta kendisi ve hakkın tam tecellisi olan bir harb ve zafer görülmemiştir. Onun içindir ki Türk nıilleti, bu gün bayram etmekte yerden gbğe kadar hakhdır. 30 ağustos bir semboldür; fakat bn sembol, yalnız yukarıda saydığunız bütün güzel ve iyi şeyleri temsil etmekla kalmaz; o, Türkün yarın yurdunu ve istiklâlini müdafaaya mecbur bırakılırsa gene 30 ağustoslar yaratacağını da ifade eder. 30 ağustos 1922 günü, Dumlupınarda, gün batarken Türkün istikbalini yeni bir güneşle aydınlatan büyük kahramanlardan İsmet İnönü, başımızdadır ve mukadderatımız, onun kara günlerde, düşmanla beraber milletin makus talihini de yenen nğurlu elindedir. Etrafımın saran harbi, bize de bula?tıracaklar çıkarsa, İstikiâl Harbinin bütün fedakârlıklarına tekrar katlanmağa razı ve geleceğin 30 ağustosunu kazanmak için öbneğe hazır, yekpare bir millet, Millî Şefin emrindedir. İşte 30 ağustos bu bakımdan da bir semboldür. Bu gün, Zafer Bayraınını kutlarken, başta Büyük Kurtarıcı ve Kurucu Atatürkle Büyük Millî Şef olmak üzere, bu aziz toprakların üstünde ve altındaki bütün İstikiâl Harbi kahramanlanm hürmet ve şükranla anmayı milll bir vazife, bir minnet borcu biliyoruz. Havada tedavi Hasta bir çocuk tayyare ile gezdirilerek tedavi edilecek Ziraat Vekilinin tetkikleri Şehrimizde bulunan Ziraat Vekili Muhlis Erkmen, İstanbul Vüâyeti Ziraat müdürü Tahsinle birlikte Beykoza giderek ağac fidanlığını tetkik etmiştir. Genc bir kimyagerin ölümü Nennin isminde geno bir kimyager Şişlide Etfal hastanesi sokagındaki evinde ölmüştür. Bir müddettenberi rahatsız bulunan kimyager Nermintn, odasındaki ilâç şişcleri arasında duran naricden kullanılacak bir üâcı dikkatsizlikle içtiği ve bu suretle öldüğü anlaşılmıştır. Cesed, otopsi yapılmak üzere Morga kaldırılmıştır. Tahkikat yapılmaktadır. ingiliz tayyarecilerine düşen büyük vazife Yazan: HAVACILIK Arif Ahıshal yayılmış bulunduğu geniş mmtakayı tahrib etmek hiç de bundan sşağı bir zamanda başarılacak bir iş olamaz. Görülüyor ki; bugüne kadar olan tesir muvaffakiyetin idamesi. hava sanayi hasılalarmm 943 ten daha çok önce rr.uvazenet kazanmasında âmil olabilecektir. Bu gün şehrimizden Ankaraya hareŞehrimizde bulunan Münakalât Ve ket edecek olan Dcvlet Havayolları tayyaresinden birinde fayanı dikkat bir kili Cevdet Kerim tncedayı, dün öğleyolcu vardır. Said Ali Ömer isminde den sonra Limanlar umum müdürlüğübir şahıs, Devlet Havayollan idaresine ne gelerek akşam geç vakte kadar meşmüracaatle 11 yaşındaki çocuğunun gul olmuştur. boğmaca hastahğına duçar olduğunu, Vilâyetin şayanı dikkat bir yapılan bütün tedavilere rağmen çpcuğun iadei afiyet edemediğini, Almacyamüracaati da keşfedilen bir tedavi usulüne gör» çocuğun en aşağı 2500 metreden uçaVilâyet, Maarif Vekâletine müracaat cak bir tayyare ile dolaşürılması iktiza ederek ilk ve orta mekteblerde talebeettiğini söylemiştir. Devlet Havayollan ye belediye bilgileri namı altında bir idaresi bu müracaati kabul etmiştir ders verilmesini rica etmiştir. Bunun Bu gün hareket edecek olan tayyareleriçin bir de program gSnderümiştir. Bu den birinde bu çocukla babası ve tabibi programda şehrin temiz tutulması, namüdavisi bulunacakür. Pilottan bu inkil vasıtalanna biniş ve iniş ve saire sanî 'davete göre hareket etmesi rica gibi hususat vardır. Aynca zabıtai beedilecek, küçük hasta bu gün yükseklediye taEmatnamesinin bir kısmı da lerde dolaşarak iadei afiyet yollannı okutulacaktır. Maarif idaresi bu müarayacak ve akşama ayni tayyare ile racaati tetök etmektedir, İstanbula dönecektir. Münakalât Vekili ünivenitede maaş kadrosu Üniversite maaş kadrosu yeni şekilde tespit edilmiştir. 125 lira maaşlı 7 profesörlük altıya indirürniş, 100 lira maaşlı 5 profesörlük ona çıkanlmış, 90 lira maaşlı 16 profesörlük "de on bire indirilmiştir. Üniversite Rektörlügü zam alacaklann vaziyetini gözönünde tutarai buna göre bir kadro hazırlıyacaktır. İmlâ Lugati Türk Dili Cemiyeti, iml! lugaü hazırlamalarını bitirmiştir. Lugat takriben 20,000 kelimeyi İhtiva etmektedir. Lugat yakında neşredilecektir. tmdadı sıhhî otomobili Florj'a ve Veliefendi at yarışlannda daimî surette sıhhl imdad otomobili bulundurulması için alâkadarlara emir verilmiştir. Bu hedeflerin başında tayvare fabrikalarınm bulunduğu düşünüüirse; Münich, Augsburg, Gotha, Kölleda, Dessau, Wenzendorf gibi daha bir çok hedeflerle yüzlerce ta>Tare üssünün taarruz plâni içine almması lâzımgelir. Hamburg, Salzbergen, Salzhof. Hanover. Ostermoor ve Pölitz gibi esash benzin tasfiye merkezleri hiç bir zaman istisna edilemezler. Bütün bunlara elektrik san'ralkrı, demiryolu nakliyatı ve sanayii ve bilhassa deniz inşa tezgâhları da ilâve edilince, Büyük Britanya imparatorluk hava kuvvetlerinin taarruz hedef çerçe Sinemalarda yapılacak tadilât Bazı sinemalarda tadilât ve tamirat icrası için verümiş olan mühlet nihayet bulmuştur. Vali, makine şubesine verdiği emirde kat'iyyen müsamaha edilmiyerek tadilât yapılmıyan sinemaların derhal kapatılmasını bildirmiştir. Bu suretle tedavi usullerl mevcud olup olmadığmı çocuk mütehassıs Dr. Ali Şükrüden sorduk. Şunları söyledi: « Böyle bir usul vardır. Hatta bizzat bu çocuk için de sordular. Böyie bir usul mevcud olduğunu, fakat tedavinin kafî ohnadığını söyledim. Hatta boğmacaya duçar olmuş bazı küçük çocuklan korkutmak suretile de tedavi ederler.» Emirgân muhtelit orta mektebi Emirgân muhtelit orta mektebi bu seneden itibaren kız orta mektebi haline ifrağ1 edilmiş ve bu karar dün mekteb müdiriyetine tebllğ olunmuştur Verilen karara göre, bu sene mektebin birinci smıfına yalnız kız talebe almacak, ikinci ve üçüncü sınıflar şimdilik muhtelit tedrisata devam edecektir. Bu sınınardaki talebe de mezun olunca yani iki sene sonra mekteb tamamile kız talebeye mahsus olacaktır. Sanyer kazası dahilinde bulunan Bofazm Rumeli sahilindeki ilk mekteblerden mezun kız talebe ile Anadolu sahilinin yalnız Anadolu Kavagındaki ilk mekteb mezunu kız talebe Emirgâna alınacak, Anadolu sahilinin diğer kısmındaki ilk mekteb mezunu kız talebe Kandilliye gidecektir. İlk smıfa dünden itibaren talebe kaydma başlanmışt'ır. Büyük Çekmecede iki ev yandı Büyük Çekmecede Muhacir mahallesinde evrelki gece bir yangın çıkmış, ahşab iki ev yanmıştır. Yanan evler, Hüseyin ve Mithat isimlerinde iki kişiye aiddir. Yangının ne suretle çıktığı ara§tınlmaktadır. Nakil vaııtalarına verilecek benzin Hükumet, otomobillerle diğer nakil vasıtalanna verilmekte olan benzini muvakkat bir müddetle azaltmağa karar vererek keyfiyeti dün alâkadarlara bildirmiştir. Bu azaltma, son tevzi edilen benzinin dörtt« biri nispetinde olacaktır. Şimdiye kadar günde dört şişe benzin alan taksiler, üç şişe benzin alabileceklerdir. Diğer vesait de bu nispette az benzin alacaklardır. Altın fiatlan Dün bir Reşadiye altını 25,75 e ve külçe altın da 3,52 ye satılmıştır. Motörlü nakil vasıtalarının kontrolu CUNHURIYET Nüshasi 5 kurustur. • Türkiye için Harte için Motörlü nakil vasıtalarının kontrolu vesinin genişliği hakkmda bh fikir e bugün bitecektir. Otobüslerin % 50 si yapümcıya dinilmiş olur. Britanyalı bombardıman bozuk çıkmıştır. Tamirat cılar ise. bir taraftan kendi, diğcr ta kadar plâkaları verilmiyecektir. % 25 i raftan da Amerikan hava sanaviinin de muayeneye gelmemiştir. yetiştirdiği vasıtalarla bu içi basaracaklarına kanaat getirdiklori gün ta Asker ailelerine yardım için arruza geçmiş bulunmalan, kat'î hakiMuhtac asker ailelerine yardım için miyet davasmda olacak hava muhare pazartesi gününden itibaren tren bibelerinin istikbaU için mutlak bir ih letlerinin birinci ve ikinci mevkilerine tiyacdır. yüzde üç zam yapılacaktır. Üçüncü fihone seraiii Senelik Alb avlık Kahveciler de zam istiyor Kahveciier Belediyeye müracaatle halis kahveyi evvelki fiatlara nazaran pahalıya aldıklanndan bahisle bir fincan kahvenin beş kuruştan altı kuruşa satışma müsaade istemişlerdir. Belediye bu talebi tetkik etmektedir. Üc avlık Bir ayhk 1400 Kr. 2700 Kr. 750 » 1450 * 400 . 800 » 150 , Yoktur. Başvekâlet müsteşarı Başvekâlet müsteşan Vehbi Demirel karaciğerinden hafif rahatsızlığı dolayısile tedavi edilmek üzere Cerrahpaşa hastanesine yatınlmıştır. Dikkat Gazetemize eönderîlen evrak ve yazılar nesredilsin edilmcsin iade edilmez vo rivaından mes'ulivet kabtü olunmaz. yanm en iyi kadınıdır. Fedakâr ve cesurdur o... Aşkımızı anlıyacak, evlenmemize mâni olmıyacaktır.» Anne içini çektL Hükmü giymişti Telefonu kapayan oğlu kapıda göründü. Yüzü solgun, bakışlan hâkimdi. Gülümsiyerek yaklaştı. Bir puf çekerek annesinin yakınma oturdu. Kendisi için yıpranan ellerini, büyük avuclannm arasma aldı. «Hayatımın sonuna kadar jstırab çekmemi istemiyorsan izin ver bana anneb diye yalvardı. «Onu, ondan geçemiyecek kadar seviyorum. Dün annesini de kaybetti. Şimdi dünyada yapayalnızdır. Ona da, bana olduğu kndar, ana olmağı istemez misin?» ihtiyar kadın gözlerini yumdu. Yanaklanndan bir kaç damla vaş süzüldü. Bir kaç dakika içinde belki bütün bir ömre sığabilecek kadar uzun ve derin şeyler düşündü. Bir kere daha fedakâr olmak gerekti. Şurada kalan bir kaç günlük ömrü için, yekdiğerini çağıran iki kalbin arasına girmek günah olmıyacak mı idi? Bir zamanlar annesinin kalbine döktüğü bir avuc ateşi. hayat mücadelesi ve oğlunu yetiştirmek endişesi söndürmüştü. Yeniden parlayan bu ateşi de oğlunun saadeti için sezdirn:emeğe muvaffak olacağı tabiî idi. Hern fazla telâşa düşmeğe, yeise kapılmağa da pek lüzum yokru. Yaşı ilerde idi ve tedavisi mvjmkün olmıyan bir hastalığı da vardı. Bu veni ateşi de bir avuc toprağın külliyeceği o büyük gün ihtiyar anaya pek uzak görünmüyordu. Tevekkülle kararını verdi. Jencler o akşam saadetle ellerini öptüler^ A. AHISKAL mevkie zam yoktur. kulduğunu hisseder, varlığını derin bir Bugüne kadar yapılan Britanya bomacı sarardı. Kocasmın, onu tanımadığı bardıman taarruzları arasında hedef osıralarda ne kadar mes'uddu. Fakat bir larak seçilen Berlin, Kiel. Emden. Mannaün, akrabalardan birinin düğününde heim ve Hamburg gibi esash şeh'rlerin onunla karşılaşmışlardı. Çok eski bir bulunduğu göze çarpar. Bunlardan başaile dostunun torunu idi. Yeni evlenka havaya karşı Alman müdafaa t rtimişti. Şen, göz alıcı, eski hayatın taPeynir beyannameleri batının kuvvetli bulunduğu mıntakalnra assubuna rağmen, gayet açık fikirli ve Ellerinde kaşar ve beyaz peynir bu yerleşmiş daha bir çok hedefler de vargüzeldi. Kocası ilk görüste ona âşık dır. Bütün bunları sırasile bombalamak lunduranlara bunlarm cinsini, nerede olmuş; ondan sonraki hayatları da korbulundugunu ve kendi adreslerini bir biraz da malzemeden çok zaman isıdir. kunc bir hal almıştı. Bundan bir müddet evvel İngiliz istabeyanname ile Fiat Murakabe BürosuO ana kadar ağzına içki koymıyan na bildirmeleri İçin verilen mühlet dün tistikçüerinin verdiği bir iki rakarru haadam rakıya başlamış, geceyarılarına tırlıyacak olursak, bu bombardıman ışakşam bitmiştir. Murakabe Bürosu, pakadar meyhanelerde. sokaklarda sürünzartesinden itibaren verilen beyanna lerinin ne dereceye kadar nasıla vcremüş, sürüklenmişti. Zaman zaman akraceği ve evvelce alınmış olan yüzde o mn.> nıeleri tetkike başlayacaktır. ba veya dost evlerinde karşılaşırlardı. tuz nispetindeki tahrib neticesinin büAylardanberi bunlan söylemeğı düsüOtomobil lâstiği aşırmış Bir sofrada yemek yedikleri, ailece yayük bir muvaffakiyet olduğ^ınu meynüyor. cesaret edemiyor; yazmak istipılan büyük kır gezintilerinde buluşEminönünde duran bir otomobilin lâs dana çıkanr. yor, eli varmıyordu. Ne yppmalı? Bu En kesif hava taarruzlannın Londra çapraşık işin içinden nasıl sıvrılmalı tukları oldu. Bu rastlamalarda içinden tiklerini aşuan Refet Adliyeye getirikan giderek kocasmın hareketlerini lerek Sultanahmed üçüncü sulh ceza ya tevcih edildiği sıralarda günde bin idi? Çocuğu için bir kere dsha kengözler ve o kadının bu yumuşak huylu, mahkemesinde hakkmda tevkif müzek beş yüz Britanyalı ve Londralının ölü dini feda etmesi mi lâzımdı? Yıllarca müne sebebiyet verilmişti. Bunun için hayattan ve talihinden sikâyet etmeği sakin adamın kalbinde kopardığı fırtıkeresi kesilmiştir. de yüzlerce mihver tayyaıesi dalgalar onuruna yediremiyen bu kadın. bu za nanın büyüklüğünü dehşet iuyarak farYurddaş: halinde taarruz ederek tonlarca bomba vallı ihtiyar ana. kuv\retini bir tek e kederdi. atmışlardı. Bu şiddetteki hava akmla mel için tüketmiş oîmaktan gelen bir Bütün dünya çayır çayır yanarBir akşam orılann renkleri solarak. nnın devam etmesi takdiriııde sadece kesiklik içinde kıvranıyordu. ken, biz bolluk ve rahatlık içinde sesleri titriyerek komıştuklarını duyLondrayı tamamile tahrib edebilmek yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilelim. Evet, bu izdivac olmamalı idi. Çün muştu. Kocası derin aşkmdan ve çekiçin on beş senelik bir zaman zarfında kü oğîunun sevgilisi, o kadının kızı tiği ıstırablardan acı bir dille bahseDişimizden ve sırtımızdan keselim, devamh olarak çalısmak icab ettiği i idi. O kadının... Kendisine yıllarca ıs diyor; daha fazla mukavemet görürse tasarruf bonosu alalım. lân edilmişti. Şu halde; sadece bir Lon tırab çektiren, genclik dünyasma bir öleceğini söylüyordu. Ulnsal Ekonomi ve Arttınna Gene kadın bu dranm yok edilmesi bu kadar ı^un avuc ateş saçan kadının... Kurumu aşka karşı bir yakınlık duymakla bezamana vabeste ise. mihver sanayiinin Onu her hatırlayışında kalbinin bur Iraber kocasmı feda etmiyeceğini ye bir «Hayır, çocuğum. o kızla cvlenrriyeceksin. Ben bunu istemiyorum. Sana ilk defa istemediğim bir seyden bahsediyorum. Ama bu belki senin için pek mühim, hayatî bir fnesele. Fakat olsun. Yıllarca seni yetiştirmek için maddî, manevî mahrumiyetlere katlanan, eencliğinin en güzel yıllarını uğrunda harcayan annene karşı bu lâzım. Ah, çocuklar egoist olurlar. Belki de isyan edeceksin. Beni yetiştinr.ek vazifendi. Şimdi karşılığını istemek hakkın değildir, diyeceksin. Belki de eserini kendi eli ile mahveden titiz san'rtkâr lara benzeteceksin beni. Fakat ne dersen de, ne yaparsan yap. c kızı alm&na razı değilim. Onunla yüzyüze gelemem. Mazide çok çektim. Ama artık gönlümde bir damla acıya yer kahnadı. Yeter, çocuğum. yeter. Hiç olmazsa bana sen çektirme. O kadının kızmı hayatında sörürsem dayanamam. yıkıh KUçUk hikâye Bir avuç ateş çocuk beklediğini anlatmağa çalısıyordu. O akşamdan itibaren kocası oh dememişti. İştahı kaçmış, sinirleri zavıflamıştı. İçkiye öyle düşmüştü ki. doktorlar, devam ederse öleceğini açıkça söylemişlerdi. O herkese. her şeye. bütün vazifelerine karşı lâkayd vc küskün kendi bildiğinden şaşmamıstı. Tehlikeli evlere bile dadanmış; kalbine hükmeden o bir tek kadım unutmak için türlü çılgınlıklar yapmıştı. Sevilmediğini bile bile. bir baska kadının hasreti ile kıvranan, hareketlerinin insicamını kaybeden o adamla niçin yaşamakta devam etmi«ti' Çünkü yalnız değildi. Çünkü ondan ayrılırsa yavrusunun boynu bükülecek; küçük, iki arada hiç bir zaman tam bir huzur ve sükun bulmıyacaktı. Gencliği, azab içinde. kıskanarak, kendisinden daha manalı bir kadırun yuvasına damlattığı zehirle hırpalanarak tükenmişti. Tahammülünün tastıeı dakikalarda çocuğuna karşı duyduğu büyük sevgiden ve ona aid vazifelerinden hız aknıştı. Nihayet kocası yatağa düşmüstü. Ağırdı ve kendisinden onu istiyordu. Saadetini çalan kadını!.. O bunu da yaptı. Kadın, kanun eli ile kendisina bağh, fakat kalben ötekine düğümlü olan, Mlikerrem Kâmil Su bulundu ve kocası. kalbinin o büyük ateşini rakibesinin ellerine bırakarak gözlerini yumdu. Sonra manevî sızıları bir vana bıraktıran maddî mahrumiv3tler başgösterdi Henüz bir ilk mekteb talebesi olan çocuğunu yaşatmak ve yetiştirmek için çalışmağa mecbur oldu. Uzun, ıstırablı yıllar geçti. Bir daha şansmı denemeği aklma getirmedi. Daha gencdi. Dilerse ikinci bir yuvanın si'kununa sığınabDir; mazide kendisine çok az şey veren hayattan intikam aiırdı. Yapmadı. Varlığını çocuğuna bağlamaktan gelen bir kuvvet ve teselli içinde her müşküle mukavemet göstermeği bildi. Tam artık dinleneceği, mes'ud bir ihtiyarlık devresine başhyacağı sırada oğlu onun kızına âşık oldu. Hangi meş'um tesadüf onu da babasını olduğu gibi o aileden birine çekip bağlamıştı? Şimdiye kadar hep onun için yaşamış; onun huzuru. onun saadeti igin her şeyini yoluna dökmüştü. Buna rağmen evet demiyecekti. Oğlu yan odada yüksek sesle komışuyordu, Gayriihtiyarî onu dinlemeğe koyuldu. <Evet. sevgilim. evet felâketini anlıyorum. Fakat ne çare. Metin cimak lâzım. Sana gelecegim. Şirndi armemle de konuşacağım. Seni artık o evde bı erkeğin son dakikalarında basucunda raktnam, Yook, korkma. Annem dün

Bu sayıdan diğer sayfalar: