12 Kasım 1941 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

12 Kasım 1941 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET Adalelerin terbiyesi Bunlara • alışmadıkları hareketler • vererek bazı uzuvlara yeni işler gördürmek mümkündür Hareketlerine, ken di irademizle hâkün olmadığımız uzuvları terbiye etmek, dilediğimiz gibi kullanmak imkânı var mıdır, yok mudur? Suali etrafında hiç düşündünüz mü? Bu işi derinleştirmedikçe, böyle bir sualin nmkadder cevabı «hayır» dan başka bir şey olamaz. Fakat, gelin bu meseleyi bir parça kurcalıyalım. Sehir haberleri İlim ve cemiyet Üç kardeşin { başına gelenler Çıldıran bir kız, kendisile beraber iki kardeşinin de yaralanmasına sebeb oldu 12 Ikînciteşrin I94Î NALINA Teknik öşrelim meselesi '] İHEM MIHINA! Doğru ise mühimdir eçen gün bizim Radyo gazetesi, beş Alman denizaltısının Amerika harb gemileri tarafından yakalanıp bir limana götürüldüklerini, bilmem hangi ecnebi kaynağına atfen bildirmişti. Fakat, sonra, ajanslaı, bu, pek mühim hâdiseden hiç bahsetmediler. Halbuki beş Alman denizaltısının Amerikahlara teslim olması, cidden fevkalâde ehemmiyeti haizdir; çünkü bu haber, doğru olduğu takdirde, Alman denizaltıcüaruun maneviyatı çok sarsüdığına, ayni zamanda Amerîkan denizcilerinin de pek mükemmel denizaltı avcısı olduklarına delâlet eder. Alman denizaltılannm mürettebatı geçen harbde olduğu gibi, bu harbde de Almanyanın en güzide denizcilerinden scçilmişlerdir. Sonuna kadar dövüşürler; çaresiz kalınca da gemilerini batırır, ancak öyle teslim olurlar. Bu harbde, şimdiye kadar, yanılmıyorsam, bir tek Alman denizaltısı hasara uğradıktan sonra, kendini batırmağa zaman ve imkâu bulamadan İngilizlere teslim olmuştur. İki yıl iki ay içinde İngilizlere teslim olan bir tek Alman denizaltısına mukabil, iki ay gibi kısa bir zaman içinde çünkü Amerikan donanması M. Kuzvelt'ten <vur!> emrini alalı ancak bu kadar olmuştur beş geminin Amerikahlara teslim ohnası, bize, pek gayritdbü geliyor. Bu haber doğru ise, Almanların en lehinde tefsiri ancak şu olabilir: Alman denizaltıcıları Almanya ile Amerika arasında resmen harb hali mevcud olmadığı için, sıkışınca gemilerini batırmaktansa, bitaraf saydıklan bu devlete teslim etmeği tercih etmişlerdir. Fakat, Amerikanın vaziyeti malum olduğuna göre, bu dahi, Alman denizcilerinin lehine bir tefsir olamaz. Çünkü her an dalmağa hazır bir tekne olan bir denizaltı gcmisini batırmaktan kolay birşey obnaz. Meğer ki mürettebat manen ve maddeten son derece bitkin bir hale geimiş ve canmı kurtarmaktan başka hiç birşey düşünemiyecek kadar fena vaziyete düşmüş ola. Geçen harbde açık deniz donanmasının mürettebatı kızıl bayrak çekip isyan ettiği zaman bile Alman denizaltıcılarınm maneviyatı hâlâ sağlamdı. Bu defa da Öyle olmadığını gösteren hiçbir de)il yoktur; onun için, teyid edilmiyen ve ctrafında hiçbir güriiltü koparılmıyan bu mühim habere, inanamıyoruz. Yazan: H. Bilgic zameti hakikaten şa şılacak şeydir. Bundan daha şayani hayret bir şey var. Yeni doğan çocuklarm bileğindeki harjkulâde kuvvet. Dünyaya geldiği ilk saatlerde, her nevzad, kendi vucudünü on saniye muBesiktaşta oturan Ali adlı birinin kızallâkta tutacak bir bilek kuvvetine sa ları Hatice ile Ayşe ve oğlu Farik ispirto hibdir. Çok gürbüz bazı çocuklarda. bu alevile vücudlerinin muhtelif yerlerinden mukavemet, ü i buçuk dakikaya kadar yanmışlardır. Bu üç kardeşten Hatice, çıkabilir. Yeni dogmuç çocufclar, yüzde İrademizin nüfuz dairesi haricinde kibrit çakrnış ve kibriti. ıspırtorun üze98 nispetinde, en a zon saniye, yüzde kalan uzuvlar malura. Hatta, vücudüon dokuz nispetinde yanm dakika. yüz rine atmı^tır. Hatice tutuşunca, Ayşe ile müzde, bunların sayısı, dizgini kendi de dört nispetinde de, bir dakikaya ya Farik sondürmeğe kosmuşlar, fakat bu elimizde olanlardan daha çok. Bunlakın, kendi vücudlerini, bileklerile ası sefer onlar da tutuşmuşlardır. ueticede n n hepsini değilse bile, bazılarını, kenetraftan yetişilmiş, ateş sondürülüp üç larak havada tutabilirler. di arzumuza göre kullanmak imkânı Madridde, bir nevi dil cambazı türe kardeş Beyoğlu Be'ediye hastanesine olup olmadıgını, bazı misalleri gözden mişti. Bu adam, dilinin gayritabii şe gönderilmiştir. Haücenin yaraları fazla geçirerek, anlıyabiliriz. kilde kıvraklığı sayesinde, akıllara hay ve sıhhî vaziyeti ağırcadır. Ayşe, nisbeEn basitinden başlıyalım. Kulaklan. ret verecek hünerler yapıyordu. Hatta, ten hafif yaralıdır. Farığia de eJlerınde alın derislni, kafatası derisini oynat bogazmda husule gelen iltihablı bir yanık izleri vardır. mak herkesin yapacagı kadar kolay iş hastalıgı, kendi dilile yoklamak sureDiğer taraftan, Haticenin muayenesinlerden degüdir. Buna mukabil, başın tile kendist teşhis etmiş. boğazının şi de, çıldırdığı ve cinnet tesirile yanar bu kısmını, bir maymun kadar kolay şen yerini, şişin büyüklügünü ve sek kibriti ispirto dolu tenekeye fırlattığı lıkla ve kuvvetîe oynatan insanlar var lini tarif etmek suretile. doktorun ya anlaşılmış, kendisi Bakırköy Akıl hasdır. Buna en meşhur misal, Diderot'dur. pacagı müşkülce muayeneyi, kolayca tanesine yolianraıştır. Derler ki, bu Fransız filozofu, hara bitirivermişti. Dilini, hususl bir alet retll münakaşalara giriştigi zaman, ka gibl, damağının geri kısımlannda, tâ Şehir Meclisinde fatasının derisini, yüzündeki bütün u en uzak noktalara kadar istediği gibi zuvlan kuvvetîe dalgalandıran pek ba dolandırabilen bu adam için, meçhul İstanbul Umunıî Meclisi dün birinci kalabilecek hiç bir hançere ve geniz ria bir şekilde oynatırmış. reis vekili Faruki Derelinin riyassünde hastalığı yoktu. Baştan ayaga inelim. Ayaklannı, el toplandı. Kartalda Gragos tepesine AnAdaJfttı arzuya göre idare etmenin kadar meharetle kullanan nice marikara tepesi ismi verilmesi hakkında bir pekâlâ mUmkün olacagını ispat için fetll kimse görülmüştür. Lâkin, ne kafazla uzaga gitmege lüzum yoktur. Ak teklif vardı. Söz alan azadan Halid Kidar çok da olsa, gene istisna teşkil etörler bize bu hususta kuvvetli bir fikir tabcı bu tepenin tarihî bir kıymsti olden bu gibi hünerli adamlar haricinde, duğunu; Orhan Bey ordusunun Bizans verebilirler. tetkik ettigimiz mevzuu müspet cevaba Komedi aktdrlerile dram aktörleri kuvvetlerini evveiâ burada mağlub eydoğru götürecek olan asıl nümuneler, nin mimiklerindeki fark. bu iki nevi le.Uğİni söyliyerek buraya Orhanbay teHindliler, Cavalüar, Çinliler ve Japonartlstin, rol itibarile, ayn ayn çehre pesi denmesi daha muvaiık olacagını lardır. ifadelerine ihtlyaclan olmasından ileri ileri sürdü. Her iki teklif de Mülkiye Bilhassa Japonlar, kadın ve erkek. geliyor. Komedi aktörleri, hatta kocncümenine verildi. Bundan sonra Boayak başparmaklanna gördürdükleri iş mikler, daha ziyade Ust dudak ve bulerin tenevvüüe, cidden şayani hayret run adaleleri Üzerinde çalışırlar. Bun ğazın Anadolu sahilinln ünanna aid insanlardır. Kayıkta, ayak başparmak lardan öylelerl yetişmiştir ki, burnunu muhtelit encümen mazbatası okun^nuş; İmaı müdürü Hüsnü Kesercioğlu bu hularile dümen kullanırlar, üzerinde el oynatmanın kırk şeklini keşfetmiştir. susta izahat vermis,tir. Bir kısun aza lerile çalıştıkları kumaşı, o parmakla Facia aktörleri ise, alın ve alt dudakmütelalarını söyleJikten sonra gergin tutarlar; dikis. dikerler, bez do annı terbiye ederler. Pransızlann en da kurlar. Dikiş ignesini tutan Japon ka büyük facia aktörlerinden Talma, bu mazbata reye konarak kabul edildi. Cudınının ayak başparmağmdaki meha sahada yekta idl. Gene meşhur bir İn ma günü içtima edibnek üzere toplanret, degme terzinin el parmağında bu giliz aktörü olan Garrick, çehre adale tıya nthayet verildi lunmaz. lerini, bir piyanonun tuşlan gibi oyBir tarihte, «genc bir Amerikah, tıb natır, en yüksek neş'eden en derin 100 de 100 kârla kumaş satan flleminde zihinleri bir hayli yormuştu. ye'se kadar, bütün ruht ifadeleri, yülüks mağaza! Bu genc, kulaklarmm adalelerini, mer zünde, tekmll anatile canlandınrdı. Evvelce Fiat Murakabe komisyonu keb kulagı kadar kuvvetll ve bariz şeYüzlerinl buruşturmadan, bir kaç tarafından lüks addedilerek yüzde 50 kilde geriye doğru iterek, ayni zamansaniye içinde. on türlü çehre ifadesi ye kadar kâr yapmasına müsaade edida omuzlannın adalelerini de keza artakınan artistler vardır. Bu hünerin len Beyoğlunda Galatasaray lisesi yakaya doğru atan bir hareket yapmak yegâne usulü, çehre adalelerini takallüs nmdaki C. K. M. Cevad Kerim mağasuretile, vücudündeki bütün tüyleri diettirmekten ibarettir. ken diken bir hale getirmege muvaffak zasmda, metresi 2375 kuruşa satılan bir Dahası var. Aktör görülmüştur ki, kumaşın Suraski mağazasmda metresi oluyordu. Saçlan da dahil olmak üzere ayaklanan tüyleri ve ayni stamanda yüzünün yansına başka ifade, öteki 1200 kuruş olan bir kumaş olduğu meyvücudünü baştanbasa kaplıyan ürper yarısına başka ifade vermek gibi ender dana çıkm:ş, elde, bu mağazamn kume, kendi ne kadar isterse o kadar de bulunur ustalıklar göstermişlerdir. maş fiatını gösteren bir kartı da olduFransız devlet tiyatrosu aktörlerin ğundan cürmü meşhud yapılmıştır. vam ediyor, kulaklar öne gelip omuzlar da yerlerine yerleşince, tüyler dü den Dupont, sahnede seyircüere yan Mağaza sahibi, Ticaret Vekâletinin durur, yüzünün o tarafa gelen kısmile. eeliyor, ürperme geçiyordu. yüzde 100 kârla sacışa izin verdiğini de derin bir matem içinde aglarken, öteki Adalelerini istediği gibi kullanmak tarafile, yanındaki arkadaşına güler. iddia etmiştir. Suçlu Cevad Kerim dün akşam cürmü meşhud evraküe berabeı bahsinde rökor kıranlara, şüphe yok maskaralıldar yaparmış! Müddeiumumiliğe verilmiştir. ki. cambazlar ve atletler arasında en Adaleleri istenildigi gibi idare edilefazla tesadüf edilir. Sırası gelmişken miyen uzuvlardan birisi, belki de gözKasabların defterleri tetkik burada bir istitrad yapacağım. dür. İki gözünü ayn ayn oynatmaga ediliyor Yeryüzü mahlukatı arasında. adale muvaffak olan kimseler bulunduğunu lerinin kuvveti itibarile, insanı geride işitmedim. Hayvanlar arasmda da bu Fiat Murakabe bürosu dün umumi bırakan bir hayvan vardır: Kannca. imtiyaza sahib olan, yalnız bukale bir tarama Ue şehrimizdeki mühim peCüssesine nispetle taşıdığı yüklerin a mundur. rakendeci kasablann defterlerini toplatmıştır. Bu defterler almarak dün akşam büroya getirilmiş ve tetkikine başlanmıştır. İlk tetkikler, İstanbul halkının et işinde ne şekilde aldatıldığmı sarahaten meydana koymuştur Kasablann defterlerinden, toptancılarra Bugün matinelerden itibaren karaman etini bile kasablara 70 kuruSaym Halkunızın sabırsızlıkla beklediği. bugüne kadar görülüp işitilen şa kadar sattığı ve halkın eti 75 80 IÜRKÇE filmlerin en fevkalâdesi kuruşa aldığı görülmüştur. Suriye ses kraliçesi Mısırm en büyük yıldızı Fiat Murakabe bürosu hüeleri meyŞ ar k bülbülü dana çıkan toptancı ve perakendeci beynebnilel çohrete malik Dilberler dilberi kasablan bir grup halinde Cumhuriyet raks ve teganni melikesi Müddeiumumüiğine teslim edecektir. Bir bakımdan ilim Bunlar derdlerine asrı denilecek olan cevab verecek eserler bir asırda herkes ianyorlar. Yukanda limle az çok alâkaanlattığımız gibi podardır. Ondan kurpüler eserler olsa tulmak değil, onsuz bunlardan bir kısmı yaşamak bile imkânsız. Bir cemiyeti teşbüyük işe girdiğini anlar, belki daha kil eden ferdlere lâzım gelen ilim hadoğru bir yoldan gider, bir kısmı da mulesini verebilmek için başlıca üç cep ve ikinci tab'ı çıkmıştır. Halbuki yakın işin kendi seviyesile mütenasib olmadıhe üzerinde yürümeÜyiz: zamanlara geUnciye kadar memleketi ğını anlıyarak bu işten vazgeçer. Hele 1. Halk cephesi, mizde böyle bir eser pek satılmazdı. (daimî hareket) çiler, bunlardan neler 2. Mekteb cephesi, (Hayat Ansiklopedisi) gibi eserlerin bü çekiyoruz. 3. Yüksek ilim cephesi. yük mikyastaki saüşı bu talebin büjoikHasılı ilmin halk cephesini teşkil eden Iimin ve bilhassa tekniğin bu kadar lüğünü gösteren canlı birer misaldir. (popüler ilim) neşriyanna, engslleri orileri gittiği bir devirde halkın, hem külRadyoda verdiğim konferanslar ve ya tadan kaldırarak. ne kadar ehemmiyet tür ve hem de maddî menfaaderi ba zılarım dolayısile memleketin muhtelif verilse yeridıir. Bu is de yalnız Maarif famından bir takım ilim ve teknik ham noktalarından birçok mektublar alıyo Vekâletine, daha doğrusu hükumete yüklesile teçhizi zaruridir. Bu maksadm te rum, bazı müteşebbislerin arzu ! arından lenecek bir iş değildir. İlim adamlan, mini için halka bol bo. ilmî konferans haberdar oluyorum: A\Tupa bulıranın Halk Partisi ve kitabcılar bu mühim ceT lar veriliyor ve neşriyat j apıhyor. Po dan ve teşviki sanayi kanunundan isti miyet işine ne kadar ehemmiyet verpüler ilmî neşriyat garbda çok ehem fade etmek istiyen bir takım (araiarın seler yeridir. miyet kazanmıştır. AngloSakson nıem da ümmiler de bulunan) müteşebbisler Bu mevzuu bitirmeden bir noktaya leketlerinde bu nevi neşriyatın roman endüstrinin muhtelif cephelerine müra daha işaret etmek isterim: Bizde (polardan fazla olduğu bildirilmektedir. Bu caat ediyorlar. Boya, ateş tuğlası gibi püler) ilim yazıları için ilim adamlanişte o kadar ileri gidildi ki Jeans ve refraktör maddeler, halita'ıar. birçok kü nın bazı kimselerce tenkid edildiğini Eddington gibi büyük âlimierin pek de çük ve büyük endüstriler üzerinde uğduyuyoruz. Şu muhakkaktır ki popüler öyle olmıyan bazı eserleri bile popü raşmak istiyenler dolu. Avrupa boyalailmî eserler ancak o ilmi iyice kavramış ler addediliyor. Bu noktaya Almanlar rının çabuk kurumasına karşı yaptıkları kimseler tarafından yazılabilir. Garbda da ehemmiyet veriyorlar. Fakat neşri boyaların çobuk kurumaması sebebini neşrolunan eserlere ve yazanlarının hal yatın vüs'ati bakımından en iieri giden araştıranlar, buldukları bir toprakla tercümelerine bir bakmak kâfi. İkinci memleketin Rusya olduğu şüphesizdir. yaptıkları tuğlanın pek yüksek sühunecepheyi diğer bir yazıya bırakıyorum. Bu noktayı Dialectic materyalism'in te dayanmadığı sebebini arayanlar dolu. Salih Murad UZDİLEK esas prensiplerinden biri gibi addeden yeni Rus rejimi garbın ilim ve tekniğe aid en mühim eserlerini dillcrine çeSenenin en büyük kahkaha tufanı.. Bütün sehrin terennüm ve dans virmiştir. Ruslar bu işte çok akılhca haedeceği musiki.. Aylarca oynanmış O P E R E T.. En zengin reket ettüer. Kitabları pek de iyi cins dekorlar... Sennç ve Neş'e... olmıyan kâğıdlara basarak çok ııcuza mal ettiler. Rusça bilen talebe'.erin Yüksek Mühendis Mektebi ihtısas jınıflarına aid cildlerle kitabı on on beş Jira mukabiHnde tedarik eltik'erini biliyoB A Ş R O L L E R D E : ruz. Bunlann asılları dört beş misli fiatla tedarik edilemez. Prof. Salih Murad 5 [*] Yazan: MADAM LUNA LİZZİ WALDMÜLLER Mevsimin en fevkalâde filmi olacaktır. Bu eserlerin tabı adedleri akıllara hayret verici bir miktarda oluynr. Meselâ Rus âlimlerinden Chwalson'un (Fizik) i bir tek kalemden çıkan, hacim itibarile, en büyük eserdir. Bunun atom fiziğine aid son cildinin 500,000 nüsha basıldığını işittik. İngiliz fizikçilerinden Dirac'ın (Kuvanta Mihaniki) adlı pek çetin bir eseri rusçaya çevrilmiştir. Aslının 2000 nüshası İngilterede üç senede tükendiği halde 3000 aded rusçası iki senede satılmıştır. Yeni harfler yüzünden memleketimizde okuyanlar adedinin arttıçı ve okumak zevkini alanların çoğaldığı mııhakkak olmakla beraber neşriyatın pek bati ve sönük gümesinin sebeblerinden biri müteşebbisler adedinin az'ığı ise diğer mühim sebeb kâğıdın pek pahalı olmasıdır. Memleketimizde bu nevi neşriyata umumî arzunun ne kadar çok olduğunu bir misalle anlatayım: Yüksek Mühendis Mektebinia başustalarından birinin (tornacıhk ve frezecilik) hakkındaki bir eserinin 1000 nüshası bir senede bitmiş (*) İlk yazılar 28. 31 ilkteşrin ve 3, 8 ikinciteşrin tarüıli sayılarımızda çıkmıştır PAUL KEMP ve THEO LINGEN Bu Cuma aksamı Sinemasında Bütün Türkçe filmlerin hasılât rekoru kınldı... TAKSİM Sinemasında Piyangodan çıkan dava 30 ağustos Zafer Piyangosunda 5000 lira isabet eden bir biletl Nazaret isimli birisile müştereken aldlğmı iddia eden Besiktaşta bir un fabrikasında işçi Berho, Nazareti bu sebeble dava etmiştir. Fakat, muhakeme neticesini beklemiyerek, Çarşıkapıda berber Ar tınle birlikte, Nazaretin düklcânına gitmiştir. Berho, cbak, bu adam sivil memurdur, benim hisseme düşen paralan hemen çıkan, ver> demiş, Artin de kendisinin sahiden memur olduğunu söylemiştir. Nazaret, şüphelenerek polis çagırmış, işin içyüzü anlaşılmıştır. İstanbul altıncı asliye ceza mahkemesl, Berho ile Artinin üçer ay hapislerine karar venniştir. KADIN KALBÎ (Türkçe sözlü Arabca şarkılı) Büyük hayat romanı, aşk ve ıstırab destanı... Dün İstanbulun her tarafından koşup gelen binlerce sinema meraklılarının coşkun tezahüratına, sürekli alkışlarına mazhar oldu. Izdihama meydan verilmemesi için lutfen tam seans saatlerinde (csrif olunması rica olunur. • ^ ^ M ^ ^ M Cihanşümul sinema romanlannın serefran DEMİRHANE MÜDÜRİ;, nden adapte edilen Piyasada ticarî faaliyet Otedenberi memleketimizde iş yapan Alman firmaları, memleketimizden yapılacak mübayaat ve Almanyadan gelecek malların ithalâtı için aralarında birleşmeler yapmışlardır. Almanların memleketimizden yapacaklan mübayaatı ve ithalâtı müştereken ve mümkün olduğu kadar toplu olarak idare edecekleri anlaşılmıştır. Piyasada bu vaziyete karşı teenni ile hareket e.ülmektedir. Rumanya ile cereyan eden ticaret anlaşması müzakerelerine piyasada e hemmiyet verilmektedir. Rumanya ile daha iyi iş yapılabileceği kanaati mevcuddur. Ticaret Odası Rumanya ile ticarî münasebetlerin tanzimi için piyasının düşünce ve temsnmlerini aksettiren mühim bir raporu Ticaret Vekâletine göndermek üzere hazıılamıştır. Diğer taraftan İtalya Ue de işler yapılmak üzere temaslar vardır İtalyan firmaları birçok malları çok müsaid şartlarla vermeğe talib olmuşlar ve tekliflerini bildirmişlerdir. İtalyan blokajı düşmüş olduğundan şimdi vaziyet müsaid telâkki edilmektedir. Beşiktaş SUAD PARK Sinemasmda f SARLOK HOLMES BAXTER \\1LLER'in KÖPE6İ Ü R K Ç E S Ö Z L Ü GÖRÜNMİYEN ADAM A R A M I Z D A Gary Grant Constance Bennet Sayılması unutulan çocuklar Cumartesi günü yapüan çocuk sayımında, bazı semtlerde evlere memurlann gelmediği, bu suretle bir kısım çocuklann yazılmadığı haber alınmıştır. Maarif müdürlüğü, hiç bir çocugun sayım harici kalmaması için Maarif memurlarına tekrar tebligat yapmıştır. ÇENBERLITÂŞ Sinemasında İlk defa olarak muhtesem Fransız filmi HİCRÂN PIRANDELLO'nun meşhur SON GÜNXERDEN YOLU eserinden İSTİFADE EDİNİZ CUNHURIYET Vüshası 5 knrustur. Idn Hario 1400 Kr. 2700 Kr, 750 > 1450 » 400 > 800 > 150 > Yoktur. Senelik icin bo ne şeraili Türkiye MflRİ K U İ N İ BEDİA MUSEBENİ Isa Miranda Pierre Blanchar Yarın akşam ELHAMRA'da Petrol tevziatı Son zamanlarda petrol tevziatında bazı aksaklıklar görülmüş ve şikâyetler olmuştu. İstanbulun ihtiyacı olan petrol stoku fazlasile temin edilmiş ve mııntazam tevziat başlamışttr. eski karısını mahkemeye vermişti. Çocuğunu barda çalışan bir kadının himayesinds bırakamazdı. Iş bu safhaya dökülmeden önce muhtelif vasıtalara baş vurarak kadını iknaa çalışmış; fakat muvaffak oiama mıştı. Sabahat: «Onu benden ancak Allah alabilir!* diyor ve başka bir §ey demiyordu. Hâkim güzel bir kızdı. Resmî elbise, geniş alnını açıkta bırakan siyah başlık ona çok yakışmıştı. Kor gibi yan an gözlerini genc kadma dikerek icab eden sualleri sormuştu. Sabahat, ufak tefek, kumral ve alımlı idi. Üstünde koyu lâciverd bir palto vardı. lîeremsi bir şapka altından taşan saçları canlı ve çok parlaktı. Makyaj yapmamıştı. Hareketlerinde bir vakar göze çarpıyordu. « Dünyada beni svlâdımdan ayıracak bir kuvvet mevcrud olamaz.' diye sözlerine başlamıştı. Çünkü ben onsuz yapamam. O, benim yalnız çocuğum değildir. Baskı altına alınmıs duygu ve heyecanlarım, arzu ve hayallerim onun varhğı içinde erij'ip kaybolmakladır. O benim yegâne desteğimdir. Şerefimi koruyan, bana enerji ve saadet veren, ümidsiz zamanlarıma nur olan odur. Nasıl ayrılırım ben ondan? Nasıl?s> Sözlerinin burasma g^lince boğazı kurumuş gibi biraz durdu. Eritilmiş iki altın parçasmı andıran gözlerini yumdu. Ucları kıvrık kirpiklerinin gölgesi mat yüzünde titredi ve ekrar başladı: « Bar kadınıyım, diye beni ondan ayırmak istiyorlar. Fakat yaşamağa ve yaşatmağa mecbur bir kadın, elinden daha başka bir iş gelmiyorsa ne yapabilir? Ve acaba bu kadın nasibini niçin barlarda aramağa kalkışmıştır? Beni anlamanız için biraz eskilere dönmeme müsaade buyurunuz bayan ^ A l b aylık Üc aylık Kızım Dııymasın TÜRKÇE Sözlü ARABCA Şarkılı İçtimaî yaramızı neşlerliyen bü>ük bir aile faciası.. Günahkâr bir ananın dinmez ıstırabları.. Masum bir baJrirenin acı feryadlan, mekteb sıralanndan dans salonlarına.. Aile yuvasından, zevk ve safahat âlemlerine... Müşterek temsil ettikleri Şark sinemacılık âleminln en bü>nik zaferi 1 9 1 4 t e i l SOnra Türkçe I ürkçe ELHAMRA'da Mükerrem Kâmil Su Bir aybk Dikkat Gazetemize eönderilen evrak ve yazJaı nesredilsin edilmesin iade edilmez ve rivamdan mes'nlivet kabnl olunmaz. BBBB = Küçük hikâye Bar kadını/... MELEK Sinemasında B U A KŞAM JOAN CRAWFORD ve FREDERIG MARGH f I I, Harikulâde meraklı ve zevkli büyük film. DİKKAT: Numarah koltuklar erkenden aldırıbnahdır.. Telefon: 40868 KORKUSUZ KADIN T Ü R K C E , Tarafındsn mükemmel bir surette temsil edilen hâkim. Ayrılık belki bazı insanlar için mukadder bir şey. Fakat yuva çokünce çok defa zarar gören kadın ve çocuk oluyor. Erkek müşküllerin içinden sıyrılıp çıkabüiyor. İşi v?rdır, kazancı vardır, hareketlerinin hesabın'. kirr.seye vermeyebilir. Gürültülü macsralara dahi kalkışsa, ismi etrafında nihayet alâka toplar; leke asla... Fakat kadın.. Nâmütenahi emellerle atıldığı yuvadan yaralanarak çıkınca çok defa perişan oluyor. Hele elinde bir de çocuğu varsa. Ve hele iş hayatı için hazırlanmamış, yetiştirilmemişse... Evlilik hayatımız bir kaç yıl sürdü. Ona bağlı idim. Her fırsatta kendisinden ne istediğimi ona anlatmağa çalıştım. Açlığa, her türlü mahrumiyete. her şeye razı idim. Yalmz beni aldatmasma dayanamıyacağınu bılmesi lâ zımdı. Ondan ne lüks istedim, r.e ge zinti, ne şu, ne de bu... Beni sevmesi, hislerime ve gururuma hürmet etnıesi kâfi idi. Fakat bunu yapamadı. Moddî bakımdan bir eksiğimiz yoktu. Evimizin her ihtiyacı temin ediliyordu. Lâkin o manen uzaklaşmağa başlamıştı. Yavaş yavaş benim için kayboluyordu. Çok kıymet verdiğim kalbini tekrar kendime çekebilmek için her tedbire baş vurdum. Ama olmadı bayan hâkim. O, bir defa kendini kaptırmışîı. Mevk'i yükseldikçe arzulannm hududları da genişliyor ve zevkleri değişiyordu. Daktilosu ona benden daha cazib görünüyor; onunla başbaşa kalmak için her hileye baş vuruyordu. Kalbine bnstığı ı İhtişamın süslediği... Aşkın çerçevelediği... Kıskançhğın heyecan verdiği senenin ilk güzel Türkçe filmi Yarın akşam L A L E Sinemasında V E \ E O 1 K ZİI\DAI\LARII\pA Salonlarında binbir esrar kavnavan.. Zindaniannda en büyük aşklar yaşanan, enjfizısyon devrinin yaraftığı SÜPER FILM.. DİKKAT : Numarah ver'er simdid?n almmaktadır. Telefon: 43595 kadın ve ebedıyen geçmiyecek bir ya o hayatı henüz anlamadığı için masum raya namzed çocuğu, gittikçe gözünden ışıltılarla gülen gözlere kıyılmıyor. Yasiliniyordu. pamadım bunu... Bilâkis onun için yaİma ile, tatlılıkla ve bazı fedakârhk şamağa karar verdim. Her hangi bir larla bu hâdisenin geçiştirilemiyeceğini işe girmek için elimde diplomam yokhı. anlaymca isyan ettim. Denebilir ki, Denebilir ki, hizmetçilik falan yapamaz Kendisine uzatılan gayrimeşru ellere, mademki evinde rahattın, nldırmamah mıydm? Bar icabmda bir uçurum, bir her türlü tehdide açık alıııla mukabele idin. O erkektir. Azacık müsamahah cehennem değil midir? Fakat genc bir edebilmek imkânını bu küçük şeyden olmalı, çapkınlıklarına faian göz jrumu kadın için hizmetciliğin de az tehlikeli almaktadır. vermelidir. Hayır, ben bunu yapacak olduğu iddia edilemez. Bayan hâkim, siz de evü misiniz? yaradılışta değildim. O kadını, katil Annem yoktu. İki gözü de görmeyen Bilmem sizin de bir çocuğunuz var mı? olmayı göze alacak kadar kıskanıyorbabama akrabalanmdan biri bakıyordu. Eğer anne iseniz beni daha iyi anlayadum. Kime baş vurmakydım? Kime ve ne caksmız. Çocuğumu almaym benden. Büyük bir kavganın sabahmda « ya reye? Şimdi babasmın evine hâkim olan o o, ya ben!» deyince hükmü giydim. Bu, Bir arkadaşım imdadıma yetişti. Ko daktilonun eline, üvey anne bayatma son derece tehlikeli bir şey. Belki bazı terketmeyiniz onu. kadın kalblerinde çocuk kalmış bir cası bir tuluat kumpanyasının başında. memleket memleket gsziyorlardı. Beni Ve gene denebilir ki, bu çocuk hüyüköşe mevcud. Manasız bir güven, budalaca bir cesaret bu... İnsan sanıyor ki, de yanlarına aldılar. Sahr.eye ilk çık düğü zaman ya annesinin nıesleği onu iş bu kadar kat'î bir mahiyet alınca tığım gecenin heyecan ve ıstırabını i tazib edecek olursa.. Oh,bunu şimdierkek vazifesini idrak edecek; macera fade edemem. Rolüm bittikten sonra den düşünmek acele etraek olur. Haya) bitecektir. Hayır, bu pek nadir bir şey kulis aralarında uyuklıyan yavrucu yolu uzun.. Bilinmez ki, belki bir gün.ı galiba! Feda edilen ben oldum. O, ka ğumu göğsüme bastırarak ölü hissini Sustu, bakışları meçhul hir noktayj pıyı yüzüme çarpıp çıkınca ne ettim verecek bir şekilde bayıldıgımı söyle dikildi. kaldı. Sonra emniyetle başını diye düşündüm. Bittim, mahvoldum, di yeyim, yeter. sarsarak: ye çırpındım. Ama artık iş işden geçVe sonra bara geçtim. Düştüm demi«Çocuğuma, azab verdiğimi sezdiğim mişti. O öteki kadına gitmişti. yorum, hayır demiyeceğim de. Çocu gün de sahadan çekilmesini bileceğimîj Söylendiği zaman kolay şey bu! Evet ğumu yaşatmak için alnunın terile ça diye sözlerini tamamladı. bir kadın yüzünden ayrıidık. Lâkin bu lıştığıma kaniim ben. Hâkim evli değildi. Fakat göğsünün hâdise de yeryüzünün zelzele, su bas Barlar... O müthiş gece âlemleri. Ren altmda rakik duygular, şefkatlerle ve kını gibi felâketlerine benzer bir ma ğin, ışığm, kokunun, müz'ğin ve içki iyiliklerle dolu bir kalb çarpıyordu. hiyet taşıyor. nin yarattığı bu bambaşka dünya. Ora Karar vermek, yalnız onun sesini dinO gün küçük kızımı bağrıma bastı da şuuru uyuşmuş, etten, kemikten, lemeğe bağlı olsa mesele yoktu. Fakat ğrnı dakikada ölmek istedim bayan hâ kandan bir kadın, her türiü kaprise ve vazifesi, fakat kanun.... Onun icablarına kim. Yaşamağa cesaretim kalmamıştı. hakaretlere karşı koyrnak cesar^tini göre hareket etmek lâzımdı. Kadının Ölmek, hem de çocuğumla beraber kendisinden istenilen şeyden alıyor. hususî hayatını incelemek üzere celseFakat göğsüme sokulan o güzel başa. Cihad Beyefendi andişe etmesinler. ; nin talikini istedi Bar kadını, ana olduğunu unutmadı, u nutmıyacak da... Onu koruyan kuvvet ilâhidir. Küçük bir yatakta bir kız çocuğu uyumaktadır. Elleri örtülerin üstünde kalmış, saçları dağılmıştır. Dudaklannda tatlı bir gülümseme, göğsü muntazam soluklarla inip yükselir. İşte bu ellerin yabancılara açılmaması, bu dudakların bükülmemesi ve bu küçük göğsün içine ıstırabın sokulamaması için bu anne çalışmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: