6 Şubat 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

6 Şubat 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

C'J::::U:IVET Günün davası umhııriyctin dünkü sayısın* da, ekim seferberliği için Ankarada alınan tedbirlerden bahscuen bir haber çıktı. Bu haberin bir yerinde şöyle deniliyordu: «Bir çok vatandaşlar, bahgelerir.de çiçek yerine sebze ekmek üzere Ziraat Vekâletine müracaatte bulunarak toTıpkı Roma hukubuna mukabil, Mali humluk tedariki hususunda yardım uı» Sayın Nazmi Topçoğluna açık mektub ku gibi, İs'âm hukukî mezhebinin mü temişlerdir. Bu müracaatler tevali etku da muhtelif milessisi (İmam Mâlik) mektedir. Vekâlet, çiçek yerine sebze altın karşılıklı idi; ve 3 şubat tarihli . letlerle merrdeketlein sisteminde Şafi ekmek istiyenlerden Ankarada buîubiz altınıınız olma• Cumhurijet» te f rin âdetlerile an'ailikteki «İcma» esa nanlara Ziraat Enstitüsü ve Atatürk dığı için parasız kal«Türk parasının kıynelerinden, teamülsı mevcud olmakla çiftiığinden tohumluk verilmesini karar dığımızdan korkmea» baş.,klı ya lerile türelerinden aldığı esaslarla teşekmakta, ve Londra beraber, Hanefilikteki Re'y» esasile altına alnııjtır.» zınızı büyük bir cLkkül etmiş bir halita mahiyeUnded.r Bu konferansına dünya «İstihsan» ı andıran bir >Istılah« esası katıe okudum. Bu Ben, keçen sonbaharda, başka bir yerbakımdan tetkik edıldiği zaman, *:pkı İs mütenasib bir manzara göstenr. Bu fü da vardır: «Istılah» demek, «Metin» ahyazı benım gibi, fikir ve iş âlemine ay ışlerini düzeltm^k için altm esasır.ı müŞirketi Hayriyen.n kendi kömürlerini lâm medeniyetlnin Türk, Arab, Hİnd, de yazdıjjım bir yazıda, pek yerinde tuhat ıçinde Arabların Suriyelıler, İ r ; n . kâmınm menfaati umumiyeye göre tam zamanda bağlanmış insanlar iç;n çok dafaa eden bir tezle gitmiş bulunmakca nakle mahsus vapuru ile dün gelen köolan çiçek sevgimizi, bir müddet için, Iran vesaıre kollarına ayrılması gihi, İs lılar, Turkler ve daha birçok mılldtlerie dıl ve ıslahı demektir. idik!. Memlekette altınsızlıktan dolayı mürlerden 700 tonu Kartal çimento fabdikkate d^ğer. Çünkü: kalblerimizde saklıyarak midelerimia lâm hukuku da Müslüman camıasındiki temas etmeleri, OrtaAsyadan Endülü1 Hrrşeyden önce bir iş ve fikir yapılamıyan bir çok işler karşısında al rikasına ve 1000 tonu da Beyoğlu ve KaBu vaziyete göre şu dört mezheb için düşünmek mecburiyetinde olduğumuzu muhtelif ırklarla mületlerin mahallî ve sekadar muhtelif memleketlerde bir ta»damının bügün hepimizi meşgul eden tın aleyhtarı fikrimi ve Türkiyenin mıl dıköy Havagazİ fabrikalarına deniz nak. de en büyük rolü akla veren ve bu su ve bahçelerimizde çiçek yerine sebze yemillî teamüllerile türelerine göre bir ta raftan hayatın şeriate ve bir taraftsn a*tın meseJesi hakkındaki duşuncelerı, yarlarca Hıalık paraya altın olmadan liyat komisyonu emr.le verildığınden kım dairelere ayrılabilir. Umumi manza da şeriatm hayata ıntıbakını en nnüh m retle İslâm hukukunda «Rationalısme'. üştirmemiz icab ettiğini yazmıştım. malik olabileceğini elimden geldiğı ka şirket, bugün için fazla ehemmiyeti h^iz şuphesız nıüstesna bir değer taşır. yoîunu açan en libersl sistem, «Fıkhı rası İtibarile İslâm hukukunun Roms Sonbaharda attığım bu tohumun ilk2 Bu yazıiar ayni zaraanda eskı dar anlatr^ağa çalıştım. 1936 da para ve olmıyan sabah ve akşam ilk ve son pos hukukile karşılaştırabüecek tarafı iş'.e zaruret haline getirmişıır. islâm fıkhı Hanefî» s.stemidir: Bu sisteme nisbetle işte bu zaruretin netıcesidir. Fıklıın ıc Malıkilik ikinci derecede, Şafıiilk üçün bahar gelirken filizlenmekte olduğuna bir devlet adamının fikirlerini de anla inkılâb kkabımla (3) bu davayı herkesin taları tarifede yaptığı bir tad.Iâtla kal bu hususiyeti, yani bu muhtelit mahişekküıü bilha=sa Hicretin ikinci asnn cü derecede ve Hanbelilik de dördüncü görmekle bahtiyarım. anlıyabiİp'.Gği şeki'.de, adeta bir hikâye dırmıya ve öğle postalarından bazılarmı yetidir. tır. Çiçek güzel şeydir. İnsanın gbzünü, dan, yani Arab fütuhatının genişlemesintevhide karar vermiştir. Yarın sabahtan derecede gelir. Medeniyet usullerine uymağa mec mevzuu gibi basitleştirerek ortaya atmak gönlünü, burnunu okşar. Fakat, şiradi, itibaren tatbik edilecek olan tadilât bu Herkes biUr ki Roma hukuku hakikat den İtibarendır. Arabları Yahudi, Hıistedim. bur olduğumuz Avrupa ve Amerikada Türk ırkının İslâm dinini kabul ettik harb buhranı içindejir; bütün hayatunırıstiyah, Türk, Roma ve İra.ı türelerıvekiller devlet işinden çekildikten sonNihaye* altın saltanatı dünyada yıkıldı, küçük noktalardan ibarettir. Şirket mec te Romalılarm milli hukuku değil, eski le karşılaştıran bu fütuhat, Is.pm fık )^n sonra Sünnî mezhebler içınde umu za harb iktısadiyatı hâkimdir. Bu ise. ra neşriyat yaparlar. Vakıâ onlar vekil ve bu yıkılışa biz de hâdiselerin zor:le lısi idaresi Boğaz halkının isiifaiesi için Roma hakimiyetindeki Akdeniz millet hının tedvininde muhtelif memleketler miye'le Hanefıliğe süluk etmesi ve bil bütün kuvvetlerimizin, süsü ve gösterişi oimazdan evvel de uğraşacakları işler inandık. Bcn memlekeürrin en yüksek her türlü tedbiri alrrıya karar vermiş lerinin hukukî teamüllerınden mürek le milletlere aid hukuk telâkkiıerinin hassa Selçukilerie Osmanlıların bu mez bir tarafa bırakarak hep esash ihtiyactir. Şimdilik başkaca postalar kaldınlmı keb ve bu itibarla muhteLt bir sistemhakkında yazı yazmış, fikirleri tanm kürsüsünde sayın Başvekilimin ağzınl.ebi resmen himaye ve iltizam etme larımızı temin yolunda sarfedilmesini yacaktır. dir. Bu beynelnr.lel sistemin yanında bir tesırine yol açmış ve bilhassa Roma humış insanlardır; fakat işbaşma geçtik dan «Para altın değildir; maldır» sözünü, kukunun tesirleri müsteşrik (Goldz: ıleri her halde millî âdetlerile an'anele icab ettirnor. Böyle olunca domatesi de gayet iptıdaî ve barbar b'r «Millî ten ve realite ile karşı karşıya geldik • Yurdda dünyanın en zengin bir alıın Roma hukuku» vardır: Milâddan dört I her) İn tesbit etuği bazı hukuk ıstılah rinin İslâm hukukile en fazla intıbakını güle, patatesi sünbüle tercih etmeliyiı. ten sonra, nazari olçüdeki iıkırleruü madenini keşfettik. müjdesi kadar deMaliye Vekili şehrimizde buçuk asır evvel tedvin ed.len ve on larının lâtinceden arabcaya nakliie ne j temine ancak bu mezhebin müsaid ol Çiçek bahçelerimizi ve boş bırakıbnış hakikatle nasıl telif edebildikleri iş ve ğerli bulurum. Yalnız bu söz bana buMaliye Vekili Fuad Ağralı, diın sa iki tunc levha üzerine yazıldığı için «On ticelenmiştır: Meselâ «Consensus = İc masile izah edilebilır Zaten müst? :k arsalarımızı, küçük ölçüde birer bostan ilim adamları için raerakla beklenir. gun hayat pahalılığından ve altın yükbahki ekspresle Ankaradan şehrimzs iki levha kanunu» ismıle anılan bu vahşi tnâ», «Opinio prudentium = Rey» ve ler de dört mezheb.n coğrafî tev^zzü haline getirmeğe çalışmalıya. Kendi Ondan dolayı da vekiller, işten aynldık selmesinden sıkıntı çeksek dahi, bu du«Responsa prudentium = Fetva* gibi ünü tetkik ederken Hanefiliğin diğerle clunizle yetiştirdiğimiz Sardünyalann gelmiştir. Fuad Ağrahmn şehrimizde kanunun ne saçma sapan bir zulüm mütan sonra haüralarını neşrederler, ki rumdan son derece kazancla çıkacağımız rinden fazla intişannı işte bu Uberal seyrinden aldığımız revki, bahçemize eyyidesı olduğunu anlamak için, otuz ıstılahlar bu kabildendir. bazı mali tetkiklerde bulunacagı anlatablar yazarlar ve bilhassa, sizin yaptı müjdesini vermektedir. Buna inan olurzihniyeüle izah ederler (3). Bu mezhe dikip büyüteceğimiz fasulyalan yerken günde borcunu veremiyen borcluyu alaşılmaktadır. islâm fıkhının tedvininde en mühim ğınız gibi, memleketi veya dünyayı ii sa artık Türkiyenin ilerisinden, yarınm caklıya esir eden ve hatta zincire vu rolleri oynıyan dört İmamın içtihad bin Türkiycden başka Hindistan, Çin, daha fazîasile bulabiliriz. Böylece hem gilendiren bir bahis oldu mu, onun hak cennet Türkiyesinden hiç şüphe kalDünkü Şehir Meclisinde rup satmak hakkını bile veren ve bu usulleri arasında mevzuumuz ıtibariie Malezj'a, Mısır vesairede n»jhtelif ırk kendi kesemize, hem de millî korunmakında gazetelerde fikirlerini makaleler maz. Bu söz bizim için o kadar değerliŞehir Meclisi, şubat devresi ikinci top nunla da iktifa etmiyerek muhtelif ala çok mühim farklar vardır: Bu farklar, larla milletlerden mürekkeb büyük bir nm emrettiği fazla istihsal gayesine hizhalinde halka bildirirler. dir. lantısını dün saat 15 te Faruki Derel: caklılar olduğu takdirde borclunun par dört mezhebin «Bid'at» esasına karşı camia teşkil etmesine mukabil, ikinci met etmiş oluruz. Cumhuriyet'teki yazınız bu bakımdan Görüynrsunuz ki sevgili dostum, sizin nin başkanUğında yapmış, ruznamede ça parça edilmesini emredecek kadar olan vnziyetlerile alâkadardır. «Bid'at» derecede gelen Şafıilikle üçüncü ve dörGeçen yaz, benim bahçemdeki renk avrupai bir iştir. Bu gibi yazıların bir le konuş^cağımız mevzu o kadar mühim, bulunan 13 tekl.f alâkadar encümenlere İleri giden korkunc esaslannı hatırla Islâmiyetin aslında mevcud olmayıp son düncü derecelerde gelen Malikî ve Hanrenk çiçekler yalnız gözlerime hoş gelirdiğer faydası da, bunlara fikir ve iş o kadar hayatidir ki, ben gazeteci olsam havale edilmşitir. mak kâfidir. Fakat şimdıki Avrupa ka radan hâdis olmuş şeydir. Bu vaziyete belî mezhebleri Afnka ile OnAsyanın ken komsumun, bahçesine diktiği sebzeadamlarının gene avrupai ölçüde cevab îıerşeyi bırakır, yalnız bunu yazarım. Kartala bağlı Yeni Karye Ismili kö nunlarında çok mühim tesirleri bulu göre Arab olmıyan milletlerden iııt.kal bilhassa Arab yahud Arablaşmış, cema ler, onun hem gözünü, hem mıdesini, vermelerine imkân vermesidir. Bir in Ben hoca clsam. her ilmi bırakır, yalnız yün su getirmck için hazarladıgı paraya nan •Roma hukuku Droit Romaiıı, etmiş her âdet, her an'ane ve her hu atleri arasında münteşlrdir. Bu vaziyete hem kesesini tatmin ediyordu. Ankarada sana vekil iken yaptığı beyanat dolayı bunu okuturum. Ben hükumet adamı Belediyenin de yardım etmesi tekl fini eski Romanın bu millî ve vahşi kanunu kuk esası .Bid'at» demektir. Müsteşrık göre Hanefilik başta Türk ırkı olmak çiçek bahçelerine sebze ekmek istiyen değildir; Romada bırbirine muvazi iki (Goldzıher) sünnılikteki dört mezhcbi sile cevab vermek, devletin siyaseüne oîsam h3rşeyin üstünde bu para ve al makam tetklk edecektir. üzere Arab olmıyan milletlerin ve di vatandaşlann yaptığim, İstanbulda da, muhtelif kanun teşekkül etmiştir: Biri •Bid'at» e karşı ddrt muhtelif derece uymıyabılir. Fakat iş başından çekildik tın davasına en doğru ve mümkün hal Bir numaralı inıar talimatnameslnin ğer üç mezheb de Arablarla Arablaşmış diğer bütün şehir ve kasabalarda da yaRomalılara mahsus olan ve «Uroit ci" şekhnde göstenr. Bu mezhebleriıı içtiten sonra fikirlerinden emin eski bir çaresi b"!an tedbir peşinde koşarım. tetkik ve tasdikına dair Nafıa ve Muhkütlelerin mezhebleri sayılabilir. palım; hergün durmadan sikâyet ettiğivil = Medenî hukuk, ismi verilen millî had sistemleri arasındaki farklar gozden devlet adamının müsavi şartlarla müna Radyolarım yalnız bundan bahseder; telit encümen mazbatasmm birinc'. miz pahalılığı hafifletmiş oluruz. kanun, biri de «Droit des gens = Mil geçirilince (Goldziher) e hak vernıemek kaşayı kabul etüğıni gösteren bu tarz halkevlerimde yalnız bu konuşulur; soİşte bundan dolayı «Fıkhı Hanefî» maddesi umuml heyetçe vazih görülmeDört be^ sene evvel bir seyahatimde, letler hukuku. derUlen beynelnulel sıs kabil değildir. demek, Arab olmıyan milletlerin islâm yazısı, milletimizin kültür seviyesindeki kaklarda, kahvelerde bu mevzuun hemiş. talimatnamenln Daiml Encümence temdir. kültürü içinde vücude getirdikleri hu Almanyanın Kolonya şehrinde, büyük yüksekliğine de delâlet eder. Bu bakım yecanı dedıkodu zemini olur; hatta catetkikine karar verilmiştir. «Bid'at» e karşı Hanefilıkle Hanbehlik kuk sistemi demektir: Bu geniş siste bir karinonun küçük avlusuna çiçek yedan sizi ayrıca tebrik ederim. milerimde yalnız buna aid vaızlar veriBirbirile hiç bir alâkası olmıyan bu iki zıd kutub vaziyetindedir; diğer iki min İçinde en büyük ve en mühim da rine üzüm kütükleri dikilmiş olduğuna lir. Bisküvi fabrikatorlarının Sayın dostum!. Değeru yazmızdan çok iki hukuk sistemi eski Romalıların kur mezhebden MalİkiLık Hanefıliğe, Şafiilik ire Türk dairesidir: Fetva mecmuaları görmüştüm. Almanyanın sıkı bir ablumemnun oÂdum. Müsaadenizle bunu veİşte onun içindir ki değerli meslektadukları iki muhtelif mahkemede teşek de Hanbeliliğe yakiaştırılabilir. Bu va nın millî kıymeti işte bu dairenin ve kaya rağmen, iki buçuk senedir, aç kalmüracaati siie yaparak sızinle münakaşa elmiş o şım, sizinle bu bahsi konuşacağım. Size kül etmiştir: Bu mahkemelerin biri dcğ ziyeli anlamak için dört imamın 'çuhad sikalarından mürekkeb olmasında gös mamış olmasmın bir anjiH de, her karı» layım. Şu noktayı bilhassa zeki gozleri hitab ederken zaten bildiğiniz şeyleri orBisküvi fabrikatorlan, bisküvi imalâtı judan doğruya Romalılara ve biri ds sistemlerindeki esasları kısaca gozden boş topraça patates ve daha başka sebterilebilir. niz önune koymak isterim. Maksadırn taya atmış olursam, sakın bunu küstah için henüz bir kat'l netice alınmadığın'"yerlilerle ecnebiler arasındaki ihtilâfla geçirmek kâfidir. Ismail hami DANtŞMEND zeler ekilmiş olmasıdır. Sevgili yurdusadece sizinle konuşmak olsaydı, daima lığıma atfetmeyiniz. Maksadım sizinle dan Başvekâletle Ticaret, İktısad ve ra mahsustur. Romalılara aid millî mahmuzun feyizli toprağı, sıcak güneşi, bize Bir kere bu dört sistemin dördünde nezaketinizden ve huzurunuzdan istiîa başbaşa konuşmak değil, fakat size hi Sıhhat Veklâetlerine müracaat ederek kemede mahud «On iki levha kanunu» de «Metin», yani Kur'anla Hadis metni (1) Alâüddin Abdül'AzlzilBuhari, ektieimiz her sebzeyi bol bol geri vereöe imkânım bana bağışladığınıza göre lab etmek vesilesüe bir çoklarımızca ma teşebbüsatta bulunmuşlardır. Dün, bir İle ayni mahiyetteki diğer barbar ve mebde noktası vaziyetindedir. (lmamı ^Keşfiilesrâr», c. 1, s. 2425. cektir. « ^ bu yolu tutar, ve Cumhuriyet sahifele lum olmıyan veya belli olup ispat edi'e heyet, bu hususta alâkadar makamlar ipüdaî kanunlar tatbik edilir, fakat muh Âzam) a göre her hangi bir vaziyette ııni kurarmazdım. (2) «Fetâvâyı Ali Efendi», 1283 İsmiyan hakikatleri ortaya atabilmektir. nezdmde de ziyaretler yaparak sıhhat telit mahkemede hususî bir kanun tat bu noktadan hareketle içtihad» yürütanbul tab'ı c. 2, s. 215. müesseselerinin bisküvi ihtiyacmm kar bik edilmiyerek alâkadar ecnebilerin Fakat benim sözüm size değildir. «Kı Derin saygılarımla. tebilmek için şu üç esasa riayet lâzımşılanması üzermde bazı maîumat ver kendi memleke,tlerindeki örf ve âdetler dır: «Re'y», «Kıyas» ve «İstihsan».., Bun(3) Bk.: Henri Masse, «Llslam». 1937 zım sana soyluyorum, geknım sen anla^ Ahmed Hamdi BAŞAR Altın düşüyor nıiştir. fehvasınca yapmak istediğim, size hitab esas ittihaz edilırdi. Bu mahkemelerin iardan «İstihsan» tercıh manasınadır. Şu Paris tab'ı, s. 97. (1) Iktısadî Devletçilik Birinci kitab Altın fiatlan dün tekrar düşmüş ve vesilesile umumi Türk efkârına kendi •Praetor» denilen hâkimleri yalnız bir halde (İmamı A'zam) içtihadda en büMahkemeye verilen bir Reşadiye altını 35.5 liraya kadar inanlayısıma göre altın ve para işi hak 1931 sene için intihab edilirier ve takib ede yük rolü akla veriyor demektir. Bu va DUN AKŞAM ISTANBULU SARmiştir. Fakat akşam üzeri altın satıcı(2) İktısadî Devletçilik İkinci kitab SAN BİR HAREKETİ ARZ kında fikir vermektir. Daha düne kadar muhtekirler ziyete göre Hsnefî sistemi şöyle hulâsa cekleri hukuk esaslannı sene başında lan talib bulamamışlardır. Külçe altıD EĞ İLD İ. .. • para aliın karşılıksız olur mu?> diyor 1933 birer beyanname ile ilân ederlerdi. Ec edilebiür: «Metin karşısında kıyas filân Kabataşta odun deposu sahibleri Mir.m gramı 490 kuruşa, beşibirarada 178 (3) İktnadi Devletçilik Üçüncü kitab neticeyi verir: Fakat her hangi bir vaduk. Bugün hepımiz birden «altmla panebilere rnafcsus mîihkemede muh.el f sak ve tsmail çam kütüğünden kesik bir liraya inmiştir. ranın alâkası yoktur; para karşılığı mal 1936 Akdeniz milletlerinin âdetlerile an'ane ziyette muayyen bir takım şerait esas çekı odun ihtikârından, Kumkapıda katutularak bu neticeye nazaran filân şedır» diyoruz. Hangisinin doğru olduğuna lerine* Lstinaden her sene neşredilen Bütün tevziatı laşe müdürsab İsmail et ihtikârından Adliyeye vePazar günü yapılacak lik şaşanları bir tarafa bırakalım; fakat «Praetor» beyannameleri asırlar geçük kil (ahsen), yani (mürcccah) sayılabirilmişlerdir. Sinemasında lüğü yapacak ikincinln doğruluğuna inanıyorsak buçe çok büyük bir koleksiyon teşkil et lir.» maçları Beyoğlunda. Ysnişehirde kömürcü Ö§rendiğimize göre, şimdiye kadar nu ispat etmeliyiz. Hakikatler bojlc miş ve nihayet Milâdm ikinci asnndan Bu esasa göre «Bid'at» e karşı en rr.üVartan, mağazasında 500 kilo kömür butevziatı muhtelif makamlar tarafından dünden bugüne bir sözle, yahud bir ka Fenerbahçe stadı: itibaren bu koleksiyon resmen kanun said mezheb, Hanefî mezhebi demektir. Saat 9.30 Galata Halic, hakem Şe lunduğu halde gelen müşterilere «kömür idare edilen büttin tevzie tâbi ithal&t nunla değışmez. Altın ve para telâkkisi mahiyetini almıştır. Bugünkü A\Tupa (İmamı A'zam) ın Arab olmıyan müska'madı» dediği iddiasile muhakeme eve iç piyasa eşyası münhasıran laşe iki kere iW dört eder gibi, ihV.erirrize kib, Halid, Fazal. kanunları üzerinde çok mühim tesiıleri lümanlarca namaz surelerinin kendi dilSaat 11,30 İstanbulspor Beyoglu, dılmistır. İstanbJİ ikinci ashye ceza bulunan •Roma hukuku» Romanın yumüdürlüğünce tevzi olunacaktır. oynadıklan işlemiş mefhumlardan biridir. Bunu yanlerine terceme edılerek okunabileceği mahkemesi, kömürcünün elli lira ağır hakem Şazi, Mueyyed. Zeki. faşe müdürii Ankaraya gitt! lışlığından dolayı söküp atmak istiyorkarıda bahsettiğimiz nııllî hukuku de hakkmda bir fetva vermiş olması (1) Saat 13,30 G. Saray Altıntuğ, hakem para cezısı ödemesine ve dükk&nımn ğil, işte bu beynelmılel teamüllerle anYeni bölge taşe müdürü Mümtaz Rek Eak evvelâ kendimiz buna inanmalıyız. ve bir taraftan da «Yişnâb» denilen vişyirmi gun kapatılmasına karar verşehrimizde yaptıgı tetkiklerden sonra Aksi takdirde evinde her türlü hurafe Rsşad. Bahaeddin, Nihad. anelerden teşekkül eden muhtelit hu ne likörile «Müselles. ismindeki kaynaSaat 15,30 Beşiktaş. . Beykoz, hakem miştir. ler yaşadığı halde dış âlemde lâiklik tasdün akşam Ankaraya gitmiştir. Bölgfl kuk sistemidir. Zaten git.ikçe bu iki mış şarabın sarhoş olmamak şartile apelıyan insan gibi oluruz; sözlerimize ina Selâmi, Feridun, Necdet. hukuk sisteminin birincisi, yani miîLsi ritif olarak içilmesini tecviz etmesi (2) faşe müdürlUfü Ticaret Veklftetile teDomuz avında bir facia Şeref stadındaki maçlar tehir edilnılmaz. filminin yarattığı İkincisine, yani ecnebisine göre tashih işte bundan dolayıdır. masta bulunacabtır. miştir. İzmit (Hususi) Dermcenin İnek edılmeye başlamış ve nihayet millî mahKAHKAHALARDIR... Onun için sizinle konuşmak vesilesi Hanefiliğin bu ak!î esaslarına mukaagılı denilen mevkiinde bir facia olmuş keme, muhtelit mahkemenin kanunlarını Mevsimin kahkahalar filmi. bana altın ve para hakkmda kökü bir bil, Hanbelilikte esas .Metin» dir: (İmam tur. Bir kaç arkada? domuz avma çık aynen. tatbik ederek beynelmi'ol Roma KADIKOY hurafeye bağlanan telâkkimizi saısmak mıştır. Der:ncede oturan 18 yaşmda Re hukuku, millî Roma hukukunu ortadan Ahmed İbnı Hanbel) «Bid'at» in düşmaNüshasi S knrnstnr. üzere her ikimizin de vazife almağa nıdır. Onun sısteminde «Re'y» ancak zaceb ismindeki gencin önüne büyük bir kaldırmıştır. Türkive Hario mecbur bulunduğumuzu hatırlatu. Buna Senenin en muazzam filmi ruret halinde kullanılabilir. Bugün Hidomuz çıkmış, Receb domuzu \nırmuşicüı lein sizin kadar ben de mecburum. Çünkü Sinemasında Bu neticeye göre «Roma hukuku» de caza hâkim olan •Vehhabilik» bile Mitur. Fakat yaralı olan domuz Recebin Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. on iki senedenberi €alün, paraya karşıüzerine hücum ederek aradJfki mesafe mek. muhtelit bir hukuk sistemi den;ek lâdın ön sekizinci asrında Hanbeliuğin Altı aviık 750 > 1450 » lık olamaz: onun karşılığı maldır» diyen silâh atılamıyacak kadar kısalmıştır. tir ve bu sistemin teşekkülünde bi'hns tabiî bir neticesi olarak zuhur elmiştir. 800 • Üc avhk 400 > ve bunu bütün neşriyatında, konferans(İmamı Şafiî) nin sistemi de (İmamı Bu durum üzerme Receb. silâhın dip sa Akdeniz havzasındaki milletlerin RoBiı avlık Yoktur. 150 > lannda ortaya etan adamım. 1931 dc A'zam) dan ziyade (İmam Ahmed İbnı çiğile domuza •v'urmak istemiş ve bu a n . malılardan fazla tesirleri vardır. buğday işi devlet tarafından organize da silâh patlıyarak çıkan kurşun ReAyni vaziyete İslâm hukukunda da Hanbel) e yaklaşır: Şafiilikte «Metin». JOAN BENNETT edilmelidir. konusunu müdafaa yollu bir (Türkçe sözlü) cebin kalbine isabet etmiş ve ölmüştür. tesadüf edilir: Temelleri K'ir'anla Ha «İcmâ» ve «Kıyas» esasları vardır; (İmaGazetemlze eöndprilen evrak ve razılaf kitab (1) çıkardığım zaman buğday karmı Şafiî) Hanefilikteki «Re'y» ve «İsLOUIS HAYWARD Şarkılar: Bıraz sonra da domuz gencin yanına dise dayanan bu hukuk s ^ eminin genesredilsin edilmesin iade edilmez ve çıhklı paradan cesaretle bahsettım. tihsan» esaslannı reddetmektedir. Fakat yatarak can vermiştir. nişlemesi, fütuhat dairesirin tevessüıle MÜNİR NUREDD1N rivs'nrtnıı mps'ıtlivpt kshııl olonmac 1933 te neşrettiğim (2) ikind kitabda eltın saltanatının bütün dünyada yıkılaMÜZEYYEN SENAR fkisi de, oda oda kiıaya verilen, ayni lara giden avuç dolusu paraya acıyordu. cağını ispat ettim. Henüz o tarihte Ameffz=L KüçLk h kâye tarafından. Kemali muvaffakıyetle berhanede oturuyorlardı. Sarac AhGünde bir kaç defa Nefısenin kafasına rikan doları, Fransız frangı gibi paralar devam ediyor med, Nefiseyi, kendi ufak odasıkskılan aş kokusu, bir gece aralarında nın tam karşısma tesadüf eden pencereraiif tertib bir kavgaya sebeb oldu. Sasinde ilk gördüğü gün, e'.indeki İşi tezrac Ahmed, o akşam bir iki kadsh rakı VAKİ OLAN U1MUMÎ İSTEK ÜZERİNE gâhm üstüne bırakmış, pek harikulâds içmiş, eve çakır keyif gelmişti. Yeni albulduğu bu manzaraya hayran hayran dığı bir losyon şişesini karısına uzattı: bakakalmıştı. rünmiyen bir yerde duran tuz gibi, bı iıp bir gün, komşunun kapısını çaldı Ih şey oldu. Burnuna, birdenbire, keskin Al bakahm, dedi. Bu da başka kobir yağ kokusu çarptı. Bu, karısının kol ku. Eğer, yemek kokusuna bu da kâr etİlk gün gördüğü şey, bütün per.cero çak gibi, bez gibi mutfak takımmdan bir tiyar kadmla görüştü. Kızını istedi. Ana kız, çok fakir msanlar oldukları larında, yıllardanberi biriken yemek ko mezse, demek kı bu işden hayır yok! yi örtemiyen, kısa perdenin altınd n se şey almak için ileri uzandıkça, dirsekBu tariz, bardağı taşıran danıla vaziçebildiği bir çift koldu. Yerdeki bir mal lere kadar kıvrılmış, bir elbise yeni de için, kendi gelen bu talibi, daha ilk mü kusuydu. fesi görmüştü. Kadın, şişeyi kocasınıa tızm üstünde soğan kavurmakla meşgul şöyle bir gözüküp kayboluyor; sarac Ah racatinde memnun ve minnettar karşıÖnce hiç bir şey söylemedi. Fakat, o Sineması; bütün bir hayat olan... ve bu bir çift kol. öyle muntazam, öyle be medi bir görüşte meftun eden mrnzara ladılar. Çok gecmeden nikâhları kıyıldı. gece uyku uyuyamadı. Kuyrukvağı. et, elinden aldı; yatagm üstüne fırlattı. umumî heyecan uyandıran emsalsiz Fakat, sarac Ahmed, daha güvey gir soğan, sarmısak kokularının, bu eski ve Ellerini kalçalanna dayadı, ilk isyan yaz, öyle cazibdi ki, sarac Ahmed, on ya, yeni bir hareket, başka b r çeşni vediği gece. uzun, tatlı bir rüyadan uyan küflü halitası, sinsi bir keskinlikle yük avazesini. Saraç Ahmedin hayran sulann sahibini tanmıya, yüzünün nasıl riyordu. şey olduğunu anlarrıya lüzum görmeGünler geçükçe, komşunun penceıesi, mışa döndü. seîiyor, odayı kaplıyor, onun genıini ratına karşı haykırdı: Artık çok oluyorsun, bugüne kadar Maltız başında, sabahtan akşama ka dolduruyor, beynine kadar çıkıyor, oden. bin canla âşık oluvermişti. sarac Ahmed için bir işkence membaı O günden sonra, sarac Ahmed. saba olmıya başladı. Artık işi büsbütün ih dar hareket eden; kâh penceredsn eiren r?da adeta tırmana tırmana yerleşiyor sustum ama, şimdi susmıyacağım. Ben şimdiye kadar senin kokundan şikâyet hın alacakaranhğında, tezgâhın başına mal ediyor; tezgâhın başında, dirsekleri güneşin ışıklrı vurdukça, pembe bir a du. | geçer geçmez, aradaki avlunun biraz u dizlerine dayalı, gözleri karşıda, saat kide şekeri şeffaflığı alan; kâh, loş odaSarac Ahmed, sabahı dar etti. O gün, ettım mi? Sen de leş gibi kösele kokuyı, kendi berraklığıle aydınlatan, kanh, akşama kadar eve dönmedi. Burnundan, vorsun. Hiç sesim çıktı mı? zak düşürdüğü karşıki pencereyi gözle lerce oturup kalıyordu. Fransızca sözlü filminl meğe başhyor; elindeki işindeki işinden Saraç Ahmed, hayretle, kekeledi: Zavallımn u^kuları haram olmıya baş canlı kollar, şimdi birdenbire iki yana o aş kokusu bir türlü gitmiyordu. BİR HAFTA DAHA GÖSTERECEKTİR. Sarac Ahmed. uzak'an ziyade komşunun evile meşgul, eskisinin lamıştı. Geceleri, saallerce, sağma soiu sarkıvermişti. Ben mi?.. Ben... Ben mi kösele koAkşamüstü eve gelirken, yolda rast Baş rollerde: Camilla HORN Maria ANDERGAST dörtte bırı kadar çalışamıyordu. na dönerek uykuyu bin bir azab içinde bakt'kça gözlerin: alan bu cevval kolla geldiğı seyyar bir losyoncudan, en kes kuyorum? Saat 8.30 da Şarkın en mükemmel orkestrası Dükkânı yoktu. Odasmda çalışır. büyük beklerken karşı komşunun pencertsin rın. kendi boynunda daha kıvrak bir sa Evet, sen! Hem, ne kokma. Evlensarac dükkânlarma mal hazırlardı. Onvın deki beyaz kollar, gözünün önünde mü rılışla kenetleneceğini ummuştu. Hsl aldı. Fakat, gece, yatağma yattığı znman, diğimdenberi, tabakhanede yatıyorum için, karışandan, görüşenden âzâde, rkşa temadiyen gidip geliyor, bütün hayatını buki karısı, ayakta olsun, orururken ol bir evvelki akşamı aradı. Bu sefer, aş sanki! Benim yağ kokum, senin leş gibi ma kadar rahat rahat odasmda oturabi kavnyan ve boğan, zehirli bir hayvanın sun, kollarını bezgin bezgin sarkıtıvor; kokusu, o kötü losyon taklidile karışnış, kösele kokunun yanmda gülsuyu kalır. liyordu. lâmiseleri gibi, ona bir dakıka rahat ver eski hareketli günlerin yorğıınluğıınu tahamnıül hududlarım aşan, acaib ve iğ Hem, şikâyet ettiğin benim kokum, hiç toptan gidermeğe karar vermiş gibi dur renc bir şey olmuştu. Şimdi sarac Ah olmazsa aç karmna adama iştiha verir. Gözü karşıki manzaraya takıld'ğı günü miyordu. HAMTŞ: Konser bsşlavmca pişeler karjanacaktır. Tel: 49369 takib eden gün'er, sarac Ahmed, bakışmedin eviilik hayatı mütemadî bir mü Seninki, kırk yıllık açm iştihasını keser! Bir gün geldi ki, sarac Ahmed, bu ha gun ve miskin bir eda takınıyordu. larını bir kaç kere kolîardan ellere gö yatın böyle devam edemiyeceğıni aniaSaraç Ahmed, bu hakarete dayanaSebebini sordu. Öğrenince, hem suku cadele haline gelmişti. Uykusuziukla 1 ŞEHZADEBAŞI GEDİKPAŞA türmüş; tencerenin içinde meşgul bir dı. Buna bir çare bulmak lâzımdı. tu hayale uğradı, hem için için hak ver mücadele ediyor; karısını, yemek pişi madı. Ertesi gün mahkemeye müracaat çift irice elin, kolların beyazlığı bitOnce tahkikata girişti. Karşıki komşu di. Evlenıreden evvel, karısı, o koca ber rirken yağ kokuları içinde oturmaktan etti. Çok gecmeden boşandılar. t:ği yerde, bileklere takılı iki kırmızı nun kim olduğunu, sezdirmeden, etraf hanede oturan bekârlara yemek pişiri menetrr.ek için mücadele ediyor; aş ko Davalan devam ederken, Ahmed, gekoçan gibi durduğunu görmüştü. Fakat, tan soruşturdu. Yatalak nnnesile beraber yordu. kusile ve onu gidermek için her gün bul ne eski odasmda. ayni tezgâhın başınSinemalarında: İki büyük film birden. manzaranın cazibesini bozan bu çirkin yaşıyan, fakir bir kızdı. Mazisi hakkınSarac Ahmed, fakir bir kızın, sabah duğu yeni çarelerle; bilhassa, çeşid ceşid da oturup. karşıki pencere önünde, maleller üzerinde fazla durmadı. Onun gö da fazla bir şey bilen yoktu. Fakat, sa tan akşama kadar ocak başından ayrıl losyonların, kolonyaların, lâvantalarm, tız başında sabahtan akşama kadar dl« zü kollardaydı. Ömründe bu kadar gü rac Ahmed, geçmişi düşünecek halde mamasmdaki bu hikmeti daha evvel dü mutfak hatırası kokulara karışan iğrenc dinen kolları seyrediyor; arasıra, dalzel kol görmemişti. gınlıktan uyandıkça, başını iki yana değildi. Maltız başında kımıldıyan kol şünemiyecek kadar budalalık ettiğine rayihasile mücadele ediyordu. Pencerenin önündeki maltızın üstündo, lar, her şeyi örten, pırıltısı her şeye ga şaştı, kaldı. Evlendiklerinin haftasından İtibaren salhyor; kendi kendine: Tarafından şimdive kadar çevrilen Gangster filmlerinin en eüzeli. kâh uzanan. kâh kıvrıbn. bazan kaybo lib beyaz ve parlak bir perde gibi, göz Kollar, birdenbire. eski manalarını söylenmeğe başhyan kocasının, bu faz'a Tuh! Fv Mlah kahretsin şu ko>i günü akşamı SAVATKÂR NAŞİD ÖZCAN. TTTtAK lup bazan meydana çıkan bu bir çift kol, 'ı>r\ önünden çekilmiyordu. kaybetm.şlerdi. Sarac Ahmed, bu haki hassas:yetinı. kadm bir türlü aklma sı§ kuyu! Hay Allatı kahretsin şu kokuyul SİNEMASINDA büyük müsamere verecektir. ' arada bir, maltızın öte tarafmda, göSarac Ahmed, bütün cesaretini ele a kati öğrendiği günüp akşamı. başka bir dıramıyor; onun şişe şişe taşıdığı koku diye söyleniyordu 41t?ıt ve para dair Yazan: Sehir haberleri Boğaziçi seferleri 6 Şubat 1942 t=TÜRKOLOJİ BAHİSLERİ=İ Fetva mecmualarının === millî kıymeti = = Yazan: * ^ NALINA NA1 MIHINA NAI Çiçek yerine sebze A. Hamdi Başar Yalnız sabah ilk ve akşam son postalar kaldırıldı, tarifede başka değişiklik yok İsmail Hami Danişmend 1 S AR K Hans Moser ve Theo Lingen'in 7 Sene Bedbaht OPERA CUMHURİYET SÂLÂHÂDDİNİ EYYÜBİ D EM I R M AS Abone şeraili nsu Koku Nakieden: Hamdi Varoğlu Bir Doktor'un Romanı İBRAKİM ÖZGÜR ve ATEŞ BÖCEKLERİ'nin C A Z V E T A N G O KONSERİ TUR AN A Z A 1 PERİ KIZI Türkçe sözlü ve şarkılı 2 ÖLDÜRMİYECEKSİN Georçes Rafff

Bu sayıdan diğer sayfalar: