3 Mart 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

3 Mart 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YakındBn yokladığımız takdirde asrırinde durmak ve Tanzimat muharrırlari mızm ilk çeyreğile henüz tamamlanmıaleyhine bir hüküm çıkarmak tamamile yan ikinci çeyreğini birbirinden ayırmak yanlıştır. Yalnız bu devre içinde açılan icab ediyor. İlk yirmi beş yl içinde ünAvrupavâri mekteblerdeki tarih tedrısa celeri Turanizme varan ve siyasî bir matmın, Osmanlı münevverlerinin telâfki na kazanan çok romantik bir miHî tarih sine sadık kaldığını, yani «Âli Osman» ile görüşü, yavaş yavaş «anavatan» ın tabaşhyan bir Türk tarihi okutulduğunu, rihi teşekkülünü izah eden normal bir daha gerilere uzıyan bir miüî tarih görüşe inkılâb etti (5). 1925 ten bugün? görüşünün tatbikatına rastlanmadığım kadar de^am eden ikinci safhada da ayni kaydetmek lâzımdır. Ayni surette tas r.eviden bir tefekkür vetiresinin ceredik edilmesi lâzım bir nokta varsa o da yan ettiğini görüyoruz. Her halde bilbu asrın sonlarında ve Yirminci asrın hassa millî ve siyasi kudretin coşkunluk ilk senelerinde bir nevi millî ihtida hâ ve azameti tesirile olmahdır ki, her türdisesinin vukuudur. 1825 senelerinde bir lü çok geniş bir Türklük telâkkisi tarih vesile ile Oamanhların kendilsri «Türk» tedrisatımıza kadar nüfuz eyledi. Böyle olduğu halde tarihlerini ve kendilerini bir telâkkinin psikolojik ve sosyal sebebTürk addetmediklerini, hatta böyle bir leıile pedagojik neucelerini tahlil eden mensubiyeti şerefsizlik saydıklarını hayaraştırmalara bugün çok muhtacız. Naretle kaydeden Hammer'in bu mütaleasıl asrımızın ilk çejTeğinde ifrattan itisına, karşı, Ham,mer"in Türk mütercimidale, tarih romantizminden realist tarihnin daha 1910 sıralarmda ilâve ettiği şu haşiyeye bakınız: «Filhakika messlâ Na çiliğe doğru bir yürüyüş müşahede ediima'da hatta bazı muahhar kitablarda liyorsa, ayni şekilde günümüze kadar Türk lâfzının İstimali incıticidir. Bc'ki devam eden de\Te içinde de bu romantik zamanımızda bile mensubiyetile müşcr ve siyasî tarih görüşünden, sosyolojik Süveyç kanalı, bütün muhalefetlere ref olduğumuz Türk lâfzmdaki necabeti usulün de takdir edeceği salim bir tarih rağmen 17 sonteşrin 1869 da açıldığı idrak etmiyen hissizler bulunur. Daha realizmine geçiş hâdisesine şahid oluyoraraan, Fransız mühendlsini ilk tebcil bir batın sonra bu idraksizliğin büsbü ruz. Realist böyle olduğu için de ilnu ve eden ve kendisini Londra hemşehriliği tün kalkacağını ümid ederiz (4)». 3e millî olan sınırlı bir tarih görüçünün ünvanile taltife kadar giden gene İngilreket versin ki hakikî bir Türk tarihi belirdiğini siyasî otoritenin de tarih tedtere oldu. Şuurunun merkezini teşkil eden Türk risatına bundan mülhem bir is'ıkamet Eski tıb, kanın damarlarımızdaki celük fikri, kıymetli mütercimin tahmin vermeyi düşündüğünü, Üattâ bu maksavtlânı hakkında, bambaşka bir nszariettiğlnden daha kısa bir zaman zsrfuı da hizmet etmek üzere ilim müesseseleYeni Belediye zamian mer'iyete ; yeye sahlbdi. Bütün dünyada velveleli da, hatta bu tahmıni ileri sürdüğü ayni' rimizde ve ilim adamlarımız arasınd ı girdi pkisler bırakan kat'î teorübe'erile, bu seneler içinde bir takım acayib halk bszı kımıldamalann vücude geldiğini Şehir ifeclisi tarafından kabul edilen günkü doğru nazsriyeyi tesis eden, Wilve kavimlerin Osmanhlık çerçevesine cörmekteyiz. Bu kımıldamalardan bir muhtelif Belediye resimleri zamları, 1 am Harvey oldu. Onun bıı nazariyesinl, 1 isyan ettikleri bir devrede belirmeğe başka vesiie ile bahsedeceğim. dünden ltibaren tatbik mevkiine girmişramamna göre çok iyi. bir doktor olan başladı. Mekanik hâdiselerinde oiduğu tir. Guy Patin balta'amak İstemiş ve nazagibi içtimaî hâdiselerde de derin bir (11 Başlığı «Bugünkü milletlerde tarih riyeyi «tezadlı, beyhude, yanlış, imkânmanası olan aksiyon ve reaksiyan mütelâkkisi» olan bu yazı, Cumhuriyet'in sız, saçma ve zararlu diye tavsif etmişnasebetine yeni bir misal teşkil ederek 12 ikincikânun 1942 tarihli sayısında ti. Guy Patin, bumınla da kalroamış reel bir Türklük fikrini bile aşan siyasî çıkmıştır. Harvey taraftan olanlarm aleyhine de bir milliyet romantizmi doğdu. (2) Bk. Z. F. : Namık Kemal ve ideyürümüş, tek başına, bütün bu heyete Filhakika Yirminci asrın ilk yıllarında olojisi. 1939, sf. 56. mücadele açmıştı. Fakat hakikat sonunbir taraftan iç cemiyet bünyesindekı deda galib geldi. (3) Bk. Hammer: Devleti Osmaniye ğişmelerin zarurî kıldığı, diğer taraftan Türk tarihini ve Türklüğü o zaınanki tarihi, Ata tercümesi, 1329 (1913). C. I, Motör devri yaşıyoruz. Bu devrl açan Türkiye münevverlerinden daha iyi kav sf. 49 da şöyle bir söz var: •Osrnnnlılar Fernand Forest isimli basit bir makirıyan müsteşriklerin ,eserlerine vukuf Türk İken bu ismi muhilli şeref sayarıist. 1888 senesinde, t u günkü teyyare neticesinde kuvvetlenen yeni tarih görü rak red ile aşairi seyyare ve ^kvamı rr, otörlerinin ilk mcdeli olan ye.di sişünün huzjnelerine şahid oluyoruz. Bu vahşiyeye tahsis ederler!» l'ndirli bir motör iC3d etmiş, bunun için huzmeler, Ondokuzuncu asır müeHifler(4) Bk. M. Ata: Hsmmer tercümesi, iMira beratı istemiştl. Ertesi sene, otomiz de dahil olduğu halde ilkönce hanği c I. sf. 49. P^uııinr jçin 6 silindirü bir motör icad kafalarda parladı ve kimlerin kalemile (5) Bu hususta Ziya Gökalpm Sslâdti. Fakat. tam virmı sene beyhude uğraştı, beyhude çırpmdı kimseve sesini ortaya a'.ıldı? Henüz tarihe mal olmıysn nikte 1910 dan sonra başlıyan neşriyatı işittirmeğe, derdlni anlatmağa muvaffak bir.yarım asrın fikir hayatile alâkasın romantik görüşün, Prof. Mükrimin HaCihangirane bir devlet çtkariık olamadı. Bu müddet geçip, ihtıroları dan dolayı bu sorguya soğukkanlıhkla lilin 1915 teki neşriyatı ise realist görü(Baştarafı 1 inci sahifcde' orman görmiye görmiye gözlerim pasbir aşiretten! Smrr.eye mal olduktan sonra, Forest'in sis tabakasım delerek gideceği yeri gö landı» demişti. verilmiş, latmin edici bir cevab bulmak şün vesikalannı teşkil etmektedir. Bk. Mısramdaki telâkkiden hareket ettiiddialarmda haklı o'.duğunu bütün dün ren ve bilen keskin gözleri ve aklı varAnadolu Mecmuası, 1925 sayı: 3, 5, 11. Solumuzda Lublin'i ve sağunızda Prip ğini iddia ederek tenkide kalkışmak, biraz müşküldür. ya anlamış bulunuyordu. Bu büyük mu mış gibi hiç şaşırmadan yolunu bulu jat batakhklarını görüyoruz. Tam Bug kendi kendimizle tenakuza düşmekten cidin, hayatmı kazanabilmek için. son yordu. Uçağın istikamet, irtifa ve mu nehrinin üstünden, oldukça alçaktan ubaşka bir şeye yaramaz. Kaldı ki ne e?.emlerine kadar. küçücük bir tamirat vazene aletleri hep otomatikti. Gide çuyoruz. Pripjat batakhklari Rusyaya Bu Perşembe Akşamı MEVZUUNUN ESRAR VE HEYECANI, Osmanlı müverrihleri, ne de Namık Keatölyesinde eğe sürtmek mecburhetinde ceği doğruluk ve uçacağı yükseklik ev taarruz eden Alman ordulanm şimal SEYİRCİLERİ BAŞINDAN SONUNA mal sadece edebî olan bu formülün kaldığını da ilâve etmeden geçmiyelim. velden kurularak uçak artık kendi ken ve cenub gruplarına ayumıştı. BatakKADAR MERAK İÇİNDE BIRAKAN muhteviyatma objektif surette tâbi olBİR F İ L M... Parisin meşhur Eyfel kulesi, denile dine gidiyordu. Öyle ki, dümeni sağa lığm hemen şimal batısmda BrestLi mamışlardır. Hiç değilse Osmanoğullasinemasında bilir ki, emsali arasında, Istiskalin en veya sola döndürerek uçağı o taraf towsk'la Biyalistok üzcrlerinden geç rmın yavaş yavaş ele geçirdikleri Ana2 CİNAYET... ORTADAN KAYBOLAN BİR KADIN... büyüğüne hedef olrr.uş bir yeniliktir lara elinizle kıvırsanız veyahud dümeni mişti. Birçok yerleri sık ormanlıklarla doluda, Osmanoğullarmdan evvel onlar ESRARENGİZ BİRİ TARAFINDAN ÇALINAN EVRAK... Mühendis Eiffel, kendi adile anılan bu geriye veya ileriye iterek uçağı yük örtülü muazzatn batakhğı yukarıdan gibi Türk olan Kramanoğullan, Ramademlr kuleyi Parisin ortasına dikeceği seltip alçaltsaruz ve sonra dümeni el seyretmek unutamıyacağım bir hatıra zanoğulları, Akkoyunlular... İlâh bu'.un».aman, Fransanın en meşhur kalem sa den bıraksanız göreceksiniz ki uçak, dır. Biyalistok Alman ordulannın Rus duğu, daha evvel de Selçukoğullarının hibleri başta olmak üzere 300 imza ile kendine çizilen doğruluğa gelmek üze lara verdikleri ilk imha ve çevirrre bu ülkede saltanat sürdüğü fikrini açıkhükumete verilen bir protestoda şöyle re tekrar ve kendi kendine döner ve meydan muharebesinin cereyan ett;ği ça reddetmiş değildirler (2). Oyruyanlar: tayin olunan irtifaı bolmak için de tek yerdi. Burada Almanlar bir Rus orduİkinci devrede tarihçiliğimiz, tıpkı sirar ve kendi kendine alçalır veya yük sunu sarıp imha ve artakalanları esir yasî tarihimiz gibi anarşi arzetmekteölünün altın dişlerini selir. Uçağı bu suretle muayyen bir etnıişlerdi. dir. Bununla beraber biri Avrupa tarihH E Y E C A N L I B İ R F İ L M Şarkî Prusya topraklarma girmiştik. istikamet ve yüksekliğe kurmak için sökmüşler çiliğine aid, diğeri dahilden gelme iki istikamet ve irtifa iğnelerini istenilen Burası son rubu asırda, bahusus Büyük Bundan bir ay evvel Kâmile adında rakamların üstüne getirerek her biri Harbden sonra çok mamurlaşmış ve amilin tesiri altında yeni bir tarih telâkkisinin hazırlandığı görülüyor. Bunbir kadının kocası ölmüş ve Eyübe gS nin düğmesini basmak kâfi geliyor. Düğ güzelleştirilmişti. Yukarıdan gördüğülardan evvelkisi, umumiyetle Türk tatnülmüştür. Kâmile, kocası Alinin me meyi geri çekince uçak, el dümenile müz manzara guya muazzam bir çiçek rihi ve Türk kültürile meşgul Avrupah rannı lâhid halinde yaptırmağa karar hareket ettirilmek için serbest oluyor. bahçesinin görünüşü gibiydi. Göler ve âlimlerin geniş bir Türklük âleminin verdiğinden bir kaç gün evvel mezar Düğme içeriye basılınca da bağlanmış ormanlar dışmda ÇEyır veya ekin olmevcudiyetini bildiren çalışmalarile alâBüyük aşk rollerinin ideal ve eşsiz yıldızlan... «REBEKA» ve kazılmış, fakat lâhdi yapacak işçiler bulunuyor. mıyan bir karış yer bile yoktu. Şarkî kadardır. Tarihçilerimizin hâlâ «Devleti « VATERLO KÖPRÜSÜ » filmlerinin unutulmaz ve Prusya çok güzelleşmişti. Ben buralacesedin ağzındaki altm dişlerin sökülGaliçyanın üzerine geldiğimizde yer âli Osman», «Devleti Osmaniye» foiTnülmuztarib aşk kahramanları müş olduğunu görmüşlerdir. Mesele po gözükmeğe başladı. 210220 kilometre rını, daha 1911 yılında, Berlindeki 2 nci lerini kullandıkları, zahire bakıldığı takhassa XJlam süvari alayı Trakenen ve lise aksetmiş ve Eyüb polis merkezi ta sür'atle ilerliyoruz. Saat 12,5 te Lem• dirde sanki «Âli Osman» dan önce bir rafından tahkikata başlanmış, Refet ve berg'e vardık. Bir saat kadar burada Gumbienen at hara ve depolanndan at ı Türklükten bahsedilemezmış hissini vegetirmeğe memur olduğum vakit tanıHasan adında iki sabıkalı bu işle alâ kalacaktık. İndiğimiz alanda bizi şehre i recek surette yazıp çizdikleri bir zamankalı olarak yakalanmışlardır. Fakat iki götürüp gezdirecek bir askerî araba mış ve Danzig'j de o vakit ziyaret et [ da meselâ 1774 te doğan Alman müvermiştim. Yeryüzünde tek bir teferrüatı sabıkalı isnad olunan suçu inkâr etmiş bulduk. 1927 yılında Rumanyadan Varrihi Haramer, meşhur tarihinde kökleri tarafından büyük bir kudret ve dehayi san'atkârane ile yaratılan lerdir. Haklannda yapılan tahkikat ev. şovaya giderken Lemberg'den geçmiş kr.çırmamağa çalışıyordum. O güzel as Ortaasyada olan ve Selçukoğullarmı da falt ve şose yollar. Bütün ormanlarda rakı'e birlikte Refet ile Hasan adliyeye tim. Bu, Yahudisi çok olan büyük ve ihtiva eden geniş bir Türk tarihi esateslim edilmişlerdir. mamur eskj Polonya şehrinin şimdi ne muntazam ve hendesî yollar açılmış. smdan hareket etti (3). Kitabımn ismine Köyler ve kasabalar muntazam ve çok hale geldiğini bir görmeli! Burasmın da • Osmanlı Osmanisch» sıfatım takmaEkmekler 24 saat Odesa ile Nikolayefe benziyen çarşısız temiz. Göl kenarları kaz ve ördek dolu. suıa rağmen içi, ayni tarihlerde yazılan Nihayet göllerin arasına indik. Ve otove pazarsız karanlık ve abus çehreli bir bayatlatılacak türkçe eserlerde asla görmediğimiz deEMSALSİZ AŞK VE ISTIRAB FİLMİNİ TAKDİM EDİYOR. bolşevik şehri olması için iki 5"! kâfi mobillerle cennet kadar güzel bir gö rece ve ehemmiyet'.e «Türk», «Türkler», Ekmek miktannm son defa bir miktar gelmiştir. Her Yahudi erkek, kolunda lün sahilindeki bir yazlık otele indik. «Türkiye.... sözlerüe doludur. Bu huBu akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız. azaltılmasından sonra taze ekmegin b"r ve her Yahudi kadm, göğsünde biıbiH. E. ERKİLET susta Hsmmer'in de İlk olmadığı şüpkıs'm halka ye'işmPdiği anlasıldığından rine geçmiş iki üçlüden (müsellesten) hesizdir. İsterseniz Onüçüncü asır sonbütün, Avrupa memleketlerinde oldugu İzmitte sürgüne mahkum ibaret Süleymanın mührünü taşımakta larmda «Büyük Türkiye» tabirini kuîgibi bizde de ekmeğin 24 saat bayatlatı. ve bu suretle Yahudiler derhal belli ololanlar lanan meşhur seyyah Marco Polo'ya kalarak satılmasma karar verilmiştir. Bu maktadır. Izmit (Hususî) Şehrimizde maruf dar çıkınız ve müteakıb asırlarda yazıkarir galib bir ihtimale eöre yarından Şehrin içini ve dışını gezdikten ve manifatura tüccarlarmdan Salim, vur lan almanca, lâtince, rumca, italysnca sonra şehr'mizde tatbik edrecektir. bir park halinde tanzim edilen Lem gunculuk suçundan 4 sene Kiğiye sür tarih kitablarmdaki «Türke», «TurcaToorak Mahsulleri Ofisi. dün 'fırınlar berg dağmın yarıyerindeki yüksek ve güne, mallarmm musaderesine ve 1000 ' rum» v e «Turco»... gibi tabirleri de hera iki günlük un vermiştir. Bu suretle lira para cezasma mahkum ed'lmişti. saba katınız. Bütün bu kullanışlar, garbgüzel manzaralı terasa çıktıktan sonra f'nnlar b'r fazla gün için ekmek yapaBugüne kadar görülen en nefis ask ve uçağımıza döndük ve saat 13 ü 40 geçe Temyiz mahkemesi bu hükmü tasdik la temas eiden Ondokuzuncu asır Türkibüeeklerdir. etmiş olduğundan suçlu Kiğiye sürül yesinde tesirsiz kalamazdı. Bugün angüzellik şaheseri kalktık. Şimale doğru ilerledikçe yeDiğer taraftan agır işçilere karne ve rin manzarası hayrete değer değişiklik müştür. Gene bir ihtikâr hâdisesinden ladığımız manadaki millî tarih telâkkisi, rilmesi işi ş*rndiHk durdurulmuştur. ler ve güzellikler arzediyor, göller, ba Siirde 2 sene sürgüne mahkum edüen bu suretle «Tanzimat» ın iç bünyesile taklıklar, ormanlar, ekilmiş arazi bir Osman Bayraktar da kaçmış olduğun alâkadar dahilî amillerin de inzımamile Balıkçılann I kuvvetlenen haricî tesirlerin mahsulühalı manzarası veriyordu. Şehirler, ka dan . şiddetle aranmaktadır. te«kilâtlandırılması dür Yalnız bu tarih şuuru, henüz siyasî saba ve köyler kırmızı damlarile bu taMersinde bir muhtekir bir seciye kazanmamıştır. Daha ziyade taşe müsteşar muavini Şevket Sürey biat halısının guya çiçekleriydi. Bu mahkum oldu lisanî ve harsî alâkalarla gözönüne aluıya dün şehrimize gelmiş. Ticaret Oda arazi ile Sovyet Rusyanın bir haftaBüyük bir aşkın... Büyük bir ihtirasın romant Mersin (Hususî) Şehrimizde hır maktadır. Bununla beraber Ondokuzunaında balıkçılann teşkilâtlandınlması danberi dolaştığımız cenub stepleri arasında manzaraca ne azim farklar var davatçılık yapan Ahmed Remzi Gözü cu asır Türk müverrih ve muharrirleİçin yapılan içtimada bulunmuştur. Baş rollerde: sulu, Istanbulda 400 kuruşa aldığı di rini, siyasî mahiyette bir millî tarih teBu İçtimada İstanbulun tanınmış dal dı?! Birlikte oralarmı dolaştığımız Alkiş iğnelerinin paketini nakliye mas lâkkisinden tamamile mahrum addedeyan sahibleri, balıkçılann mümessilleri man subaylarından birisj bana «Su ve rafı ve normal kârile 550 kuruşa sat bilir miyiz? Bir kısım Tanzimatçılar ve konserveciler bulunmuştur. İçtimada [*] Bundan evvelki yazılar 11, 12, balıkçılann teşkilâtlandınlması, tuzlama 14, 15, 17, 18. 21, 22, 26, 27, 28 ikinci ması lâzım gelirken 22 liraya sattığııı «Devleti Osmaniye» yerine «Türkistan ve konseri'eoilere yardım edilerek ihti teşrin ve 1, 4, 5, 8, 10. 12, 13, 17, 18, dan millî korunma kanununa muhj'.if tabirini kullamrken, bu kullanışın icab yaçlarının temini. memleket içerlerine 22, 25, 27, 29 birincikânun, 3, 6, 8, 10, hareketinden dolayı tevkif edilmiş ve ettirebileceği siyasî psikolojiye yabancı bu gün yapılan muhakemesinde 3 ay mıydılar? Etraflı monografilerin yokluM E L E K sineması böyle bir filmle ebediyyen iftihar edebilir. bahk gönderilmesi ve balık ihracatının 13, 16. 18, 21, 25, 27, 30 ikincikjnun ve hapsine, 1 ay mağazasımn kapanrrasmn, ğu, bu hususta tatmin edici bir cevab organize edilmesi mevzuu üzerinde gö 5. 7, 12, 18, 20. 24. 27 şubat tarihli saDİKKAT: Numaralı koltuklar bugünden temin edibneli. Tel: 40868 300^1ira para cezasma ve iŞrelerin rou j vermekliğimize mânidir. Hele Namık Ke | rüşiUmüştür. yüanmızda çıkmıştır. saderesine karar verilmistir. • maHn yukarıya kaydetfiğ'miz mısraı üze ' hiç birisi yoktur ki, ileri sürdüğü nazariye, bulduğu hakilcat, icad ettiği âlet veya vücude geürdiği eser, ilk hamlede insanlar tarafından seve seve karşılanmış ve mal edilmiş olsun. Beşeriyet kendi hesabma çalısıp yorulaniara üvey evlâd muamelesi etmekten zevk duyar. Bu nankörlüğe pek bariz şekilde hedef olan bir kaç büyük başın aşağıdaki satırlan okuyacağınız maceralnrı, kâh nıeslekî rekabetin, kıskanclığın ve haEedin' kâh, körükörüne İddianm, medeniyet dünyasına, neler haybettirmeğe Esvaştığı hakkında topluca bir fik'r verebilecektir. Tarih veya her hangi ihtısas şubesi sırasını gözetmeden, gelişi güzel bir tasnifle, meselâ Süveyş kanalı meselesini ele alalım. Ferdinand de Lesseps, Mısırdan bir yeni Hindistan yolu açmayı tasarladığı ve Süveyş kanah projesini hazırladığı zaman, onun bu teçehbüsünü bozmağa çahşanlar çok olmuştu. Bu arada, bu projenin en büyük aleyhtarı, İngiliz, devlet adamı Lord Palmerstoniu. Leseeps'in kanal projesi hakkında aynen foyle detnişti: «Bu kanal, murdar ve durgun sulu bir handekten başka bir şey olamıyacak ve modern çağm en büyük düzenbazlıklarından birini teşkil edecektir.» Insanlığa bütün faydalı şeyler keşfedildiği açığını zaman «saçma» diye reddolunmuş, muhkapamak için terüer deli yerine konulmuştu Insanlığa yapüksöyleniyordu: «Pari Yazan : Nakil vasıtalarma ları büyük hizmet^N sin, şimdiye kadar lerle tarihte şeel sürülmemiş güzel bazı zamlar refli mevki edinmiş liklerinin hararetli H. Bilgiç olan meşhur adam amatörleri olan biz lcr arasında hemen yapılacak ~ ~ ~ ^ ~ ~ ~ " ^ ~ ~ muharrirler, res Sehir haberleri itıtiralar ve istiskaller Belediyenin I samlar, heykeltraşlar ve mimarlar, baş şehrimizin göbeğine, bu lüzumsuz ve acaib kulenin dikilrrıesini, inkâr edilen Fransız zevki namnıa, tehdide maruz Fransız san'atı ve *=ri'ni namma, bütün kuvvetimizle, bütüiı nefretimizie protesto ediyoruz.» Eiffel kulesi Parisin ortasında yükseldikten sonra da, h'ç bir Fransız Eiffelsiz bir Paris tasavvur edemez oldu. Meşhur Edison'un fonoğrafı Ja, Avrupaya ilk getirildiği zaman, pek gülünç bir istiskalle karşılanmıştı. Amerikalı büyük muhteriin Avrupada mümessili, fizikçi du Moncel'di. 18 : nıart 1878 de, Ediscn'un ses makines ni Fen Akademisine gösterdiği zaman. fonoğraf kovanında mahkuk muhteriin sesine, du Moncel, kendi sesir.İ de i'âve etmiş, cihazı o şekilde dinletmiş^İ. Fakat, Tıb Fakültesi sabık reisi doktor Jean Bouillaud. verdiği rapordg, fonoğraf hakkınd? pek nahoş sözler sarfetti. Doktor, hulâsaten şöyle diyordu: «Mahir bir vantrilog'un hilebine aldanacak değiliz! İnsan sesini madene hâkketmek imkânı yoktur. Bir İşitme galatına aldanıyorsunuz!» 1797 senesinde, Piirislileri odundan ve tsş kömüründen çıkprdığı gazlar aydrnlatmak, hatta ısıtmak iddiasmda bulunan Philippe Lebon, hemşehrileri tarafuıdan deli yerine konulmuştu. İddiasını tetkik etmek ve bir hüküm vermek üzere toplanan âlimlerin raporunda şu satırlar okunuyor: «Philippe Lebon isimli bir kimse, ateş alır bir nevi hava imal ettiğini ve yere gömülü borular vasıtasile bu havayı bütün bir şehre dağıtarak, borunun uclarını caddelerden dışan çıkartmak ve evlere kadar sokmak suretile her tarafta, misli görülmemiş bir aydınlık temin edeceğini iddia ediyor. Fakat, bu da o hulyalardandır ki hakikî âlimlcr, buna karşı da insafsız davranmalıdırlar.» Vali ve Belediye reisi doktor Lutfi Kırdar, dün Ankaradan gelmiştir. Doktor Lutfi Kırdar, Ankarada muhtelif mevzular etrafmda alâkadar makamlarla temaslarda bulunmuştur. Bu arada İstanbul Belediyesile idarei hususiye için yeni varidat kaynaklan bulunması mevzuu da vardır. Belediye için maaş zamlannı karşılamak üzere bir milyon 320 bin liralık ihtiyacı hükumet, diğer vilâyetlerle beraber 942 bütçesinden yardım olarak verecektir. Diğer taraftan iki buçuk milyon lira kadar olan Belediyenin hizmet masraflan açığı da şehirdeki nakil vasıtalanna yapılacak bir miktar zamlarla kapa:ılacaktır. Bu zamlara aid bir kanun hazırlanmaktadır. Belediye. şehirdeki nakil vasıtalannın tarifelerini gözden geçirmektedir. İlkbahar ve yazın ihtiyaçlanna göre yeni tarifeler hazırlanacaktır. Bu hususta hazırlanan esaslara göre: 1 Denizyolları ve Şirketi Hayriye vapurlannın köprüye gelme ve kalkma saatleri şehrin günlük işlerine yarar şe. kilde ayarlanacaktır. 2 Bu vapur idareleri ile banliyö trenleri ve diğer nakil vasıtaları arasında geçecek aktarma biletleri hazırlanması için bir teknik komisyon kurulacaktır. 3 Bu tarifeler şehrin her yerine asılacaktır. 4 Halkm gişelerden sırayla bilet alması işi tanz'm edilecek ve buna aykın hareket edenler şiddetle cezalan CUMHURÎYET 3 Mart 1942 r HÂD İSELER NESEL ELER I Ziyaeddin Fahri Yazan: NALINA MIHINA Zavalh Wavell! ir İngiliz mecmuasında. Czakdoğuda tek kumanda meselesi hakkında şu satırlan okudum: *DiktaXörlüklerdeki doğrudan doğrv.ya kumanda zincirile ölçüldüğü takdir' de, İngütere ve miittejikleri tarafından teşkil edilen kumandanhk belk\ battal, hatta beceriksiz bile görülebilır; jakat vereceği neticeler daha emindir. Şimdiden bu usuller, ilk muvaffakıyetlerini vermiştir. Meselâ General Wavell, şimdi tA.B.D.A. Böîgcsi» başkumandanl'ğına tayin olunmuştur. Birmanya., Holanda Hindistant, Filtpinler, Yeni Gine ve $'malî Avustralyada btılunan Amerikan, İngiliz, Holanda deniz, kara ve hava kuvvetleri, General WoveU'in emrindedir. Böylece, bu harbde, ilk deja olarak birleştirilmiş, hakikî bir kumandanItğa sahib bulunuyoruz. Bu mevkie, Amerika Cumhur Reisinin ısran üzerine İngiliz Generali Archibald WavelVin tayini, dostluk münasebetleri için haytrlı bir alâmettir. Londrada üç esash komite çalışıyor. A.B.D.A. deuletlertnin fcurmay subaylanndan miirekkeb olanzjoint Combined Planning Committeei yani sBirleşik Plân Komitcsi» plânlartnı ıChief of Staff Committee, ye yani tGenelkurmay Heyeti Reisi Komitestt. ne verecektir. Bu ikinci komltc Müttefik hiikumetlerin Londradaki rnum.essillerinden miiteşekkildir. Bu komite de, plâr.ları Britanya, Avustralya ve Yeni Zelanda hükumetlerinin mümessillerinden miirekkeb olan ve İngiliz Eaşw>kihnin reisliğinde bulunan *Pasif:k Konsey>ine havale edecektir. Pasijik Surnstmn müzakere ve kararları Vaşingtona bildirilecek ve kaft emirlcr, bajkummdona, Amerika Cumhur Reisi tarafından verilecektir.y Bu Uzaksark komutanhğı mekanizmasııu okuduğum zaman hayretler içinde kaldım. Daha evvel General \Vavelle yalnız tabiye\î salâhiyetler verilmiş olduğu bakkındaki haber üıerine gene bu sütunda bir yazı yazmıştım. Fakat, • zaman, işin bu kadar karışık kırtasiyecilik usullerine bağh olduğunu aklıma bile getirmemiştim. Ben, o zaman Genetali ayaklan ringin köşe direğine bağlı, yalnız kollan serbest bir boksöre benzetmiştim. Meğer, ravallı General Wavell'in yalnız ayaklan değil, kollan da bağlı imiş. Hiç bir kumandan, isterse dünyanm henüz eşini görmediği bir dâhi de olsa. komiteden komiteye, komisyondan komisyona, şuradan şuraya havalo edilen plânlarla, böyle zincirbend vaziyette, iyi bir sevk ve idare yapamaz. Uzakdoğuda kumandanlığuı tek clde Joplanmasındanberi vaziyette hiç bir de{.işiklik olmayışında, yalnız Japonlann üstünliiğü değil; bu garib başkumandanlık mekanizmasmın kanşıkhğı ve hozukluğu da büyük rol oynuyor, detnektir. 1377 Osmanlı Rus harhinde, cephedeki ordulann Yıldızdan idare edilmesî, n harbin kaybedilmesinde en mühim amil olduğunu söylemîştim. UzakdoğuHaki müttefik ordulann sevk ve idaresi ise. bundan daha fenadır. Çünkü meselâ Plevnede Gazi Osman Paşa, yalnız Yıldızdan idare olunurken General Wavell Cavada, Londra ve Vaşingtonun çifte müdahalesine bağlıdır. Böyle bir sevk ve idare için, mağliıbiyet mtıka<1<1erdir. Bu usulün başka bir mabznnı Haha vardır ki onu da ayrıca göstereceğiz. Türkiyede milli tarih telâkkisinin mazisi Ondokuzuncu asruı millî tarih şuurunu yaratan ve kuvvetlendiren bir çağ, Yirminci asrın da bu şuuru siyasî davalara doğru sevkeden bir merhale o'duğu görülüyorsa bu hal, Türkiye için ne nisbette gerçekleşmiştir? Millî tarih teiâkkisine otoritelerin kıyrrMt vermesi ve onu politikalarının, maarif siyasetlerinin merkezinde bulundurmalan hâdisesi, Türkiyede ne derece gözönüne alınmıştır? Birkaç Avrupa memleketinde syasî ideolojilerle tarih telâkkileri arasındaki bağlılığa işaret eden bir m=kalem:zi tarnamlamak için bu sualler üzerinde düşünmek isüyoruz (1). Çok uzaklara, geniş Türklük fikri bakımından pek gerilere g^tmeğe lüzum görmeden sadece son beş asırhk devre esnasındaki tarih telâkkilerimizin geçirdiği istiha'.eyı düşünelim. Bu düşünce ile şüyle bir sıra yapmak mümkündür: 1 Ondokuzuncu asra kadar millî tarih telâkkimiz; 2. Ondokuzuncu asırda bu telâkkinin geçirdıği değişiklikler; 3. Yirminci asırda millî tarih telâkkimizin arzetîiği hususiyetler; Bunlardan birinci devre için serdedilecek düşüncelerin başında Osmanlı »nüverrihlerinin «Âli Osman» a dayanaıı dar tarih görüşlerinin kaydedilmesı gelır Bu görüşe ilmî manada «miliî» diyebilir miyiz? Şüphesiz hayır! Bununla bercıbcr Onbeşinci, Onaltıncı ve Onyedinci asır hâdiselerini hıkâye eden, büyük Türk ordularınm üç kıt'adaki zaferlerinı sevinerek, hezimetlerini mustarib olarak anlatan, İmparatorluk Türkiyesini terennüm eden müverrihlerimizden «milli» Eifatmı esirgemekte ne mana var! Şu kadar ki sırası düştükçe Türk için nahoş sıfatlar kullanan bu müverrihlerin milliliği, Ondokuzuncu asrın kasdeylediği millilik değildir. Diğer taraftan siyasî otoritenin bu çeşid tarihçiliğe verdiği kıymet, bilhassa zikre değer. O kadar ki tarihçi, devlet memuru bile olmuştur. Otorite tarafından maaş alan bu tarihçi'.erin bitaraflığmı münakaşaya burada lüzum görmeden diyebiliriz ki Osmanoğullan devrinin tarihçiliği, imparatorluk denen içtimaî şeklın her türlü icablarına tamamen uygundur. Bızans tarihçiliğile, Osmanlı tarihçiliği arasında ideoloji, üslub ve ifade azameti bakımlarından münasebetler bulan meşhur Bİzanünist Alman âlimi Grumbacher, haksız değildir. Hulâsa bu devrenin tarih;üiği, zamanmın siyasî psikolojisile, içtimaî sınıflar ve tabakalar arasmdaki Bosyal münasebetlerle ahenktar bir fikir müessesesi halinde tasarlanmalıdır. Yoksa >Ali Osman» düşüncesine dayandığını, yani Namık Kemalin: Bn tarih telâkkisi Biri dış, diğeri iç muhitten gelme iki çeşid sebebin tesiri altında doğup serpilmiştir J \ = Şark cephesinde = GÖRDÜKLERİM Bükreşten Hitlerin umumî karargâhına V R K Dokumacılar kongresinde verîlen kararlar Ankarada toplanan Dokuma, Trlkotaj ve Çorabcılar Kongresine İstanbul ve Trakyadan da giden mütehassıslar Ankaradan dönmüştür. Kongrede verilen en mühim karar bütün memlekettekj el dokuma tezgâhlan ve trikotaj makinelerile çorab makinelerinin mamulâtınm standard bir hale getirilmesi karandır. Bunun için yalnız Istanbulda tatbik olunan dokuma tipleri kabul edilmiştir. Yalnız fantazi kadm kumaşlan ile mahallt bazı dokumalar standard harici serbest bırakılmıştır. Halen haftada bir tezgâha 3 paketten fazla verilemedisinden tezgâhlarda çalışan lşçilerle dokumalan satanlara her paket başma 20 lira prim verilmesi kabul edilmiştir. Korhunc Cece Lola MUTHEL ve Jaspar OERTSEN Bu aksam S Ü N E R sineması LAURENGE OLIVIER ve V I V I A N L EI G H Köpekler tarafından parçalanan adam Üsküdarda İcadlye deresinde. Vartan adında bir adam üstü başı köpekler tarafından parçalanmış bir halde ölü olarak bulunmuştur. Vartanın clvardaM köpeklerin taarruzuna uğnyarak dereye doğru kaçtığı ve sağuktan donarak öldü*ü anlaşılmıştır. ISTIRAB GECESİ MELEK SİNEMASINDA Otomobil, araba çarpışmasi Şoför Kemalin idaresindeki otomobtl, dün sabah Rıhtım caddeslnden geçerken Alinin kullanmakta oldugu tek atlı arabaya çarpmıştır. Çarpışmada araba parçalanmış. Ali otomobiln altında kalarak agır surette yaralanmıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmıştır. Şubeye davet Eminönü Yerli As. Ş. Bşk. dan: Topcu Yb. Ahmed oğlu Asım (31921). Tbb. Yzb. Andon oğlu Mihal 304 (38294), Tbb. Yzb. Mazhar (53510), Sv. Tğm. Fevzi oğlu Hüseyin Adni 318 (30517), P. Tğm. Mustefa ofîu Osman Çokay 324 (48129). Şubeye müracaatleri. AŞK RÜYASI LESLİE HOJVARD • İNGRÎD BERGMAN CUMHURİYET Abone şeraiti Senelik Alü avtık Üo avUk Bir ayhk Nüshası 5 kurustur. Türkiye Haric tcin 1400 Kr. 2700 Kr. 750 > 1450 > 800 > 400 • 150 » Yoktur. n;iri Gazetemize ennderilen evrak ve razılai tıesrcdilsin edılınesin iade edilmeı vs ziyaındaa mes'uliyet kabul olunmaz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: