19 Ağustos 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

19 Ağustos 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 9 Ağustos 1942 yCUMHURÎYET İngiltereden Türfriyeye Mister Churchiirin gefirüen snallar . ^ yeni muvaffakıyeti ok büyük tecrübelcr ve hâdiselerle dolu bir hayat geçi. ren Mister Chürchitlin en bariz meziyetlerinden blri, maneviyat düşüklüğüne sebeb olacak hâdiselerin vukuu sırasında, manevjyatı yüksek tutacak ve yeniden hızlandırarak hâdiseler ve vesüelcr yaratmasıdır. Bn hâdiselerin ve vesilelerin kahramaıu ekseriyetle kendisidir. Kendisi ise, İngilterenin harbi her ne pahasına olursa olsun kazanmak azminin timsalidir. Bu yüzden onun yaşlılığına bakmıyarak büyük maoeralara girişmesi ve büyük hâdiselerin kahramam olmak için ilerl atütnası, bütün İngilterenin, hatta bütün Müttefiklerin onu en derin dikkatle takib etmesine, onun hareketlerinden ve bu hareketlerde bütün azametile göze çarpan encrjLsinden ilham almasına sebeb oluyor. Mister Churchill'in Atlantigin ortasın. da Mister Roosevelt ile buluşması ve Atlantik beyannamesini ilân etmesi onun bu yolda kazandığı ilk muvaffakıyetti. Bu hareket, İngilterenin yapayalnız kaldığı bir sırada Amerika ile elblrligri yapmak ve yalnızhktan kurtulmak iizere olduğunu müjdelemişti. Churchill'in \Vashingtona yaptığı sefer ise İngiltere ile Amerikanın silâh arkadaşlığına şahid oldu ve İngilterenin kınlniak üzere olan maneviyatını blrdenbire sağlamladı. Churchill'in son macerasına geltace, onun şimdiye kadar giriştiği maceraların hepsinden daha çok fazla İngiliz efkârı umumiyesini heyetanlandırdı ve coşturdu. İngiliz efkân umumiyesi Mister Churchill'in yazlık köşküne çekilerck dinlendiğini sanıyordu. İngUizler, onun uzun müddet sessiz kalmasına alışık olmamakla beraber, ondan kısa bir istirahati esirgiyemezlerdi. Fakat tngilizlerin Chur chill'i dinlenmekte sandıklan sırada, kendisi Londradan kalkarak Kahireye gitmiş, orada askerî durumu tetkik etıniş. Marcşal Smuls ile görüşmüş, sonra da Moskovaya giderek Stalinle ve Sovyet ricalile müzakereler yapmış ve mühim kararlar vermiş. Dün sabah ujkularmdan uyanan İngilizlcT, Alraan Sovyet harbinc dair haberlcr bekliyor ve Almanların nerelere vardıklannı anlaraak için gazetelerine bakıyorken, Churchill'in bu macerasına aid haberlerle karşılaşmışlar ve Başvekilin bu macerasını derin bk haz îçinde okujarak gözlerinin onünde ümid verici ufuklar açıidığım hissctmişlerdir. Demek Mr. Churchill dinlenıniyor, belki yaşlı bir insamn yapabileceği se• yahatlerin en tehlikelilerinden birini yapıyor, ve İngiherenin harbi kazanmak azmîni getçekleştirmek için yeni gayretlcr sarfediyormuş. Buylece ~Mr. Churchill, Kafkasyanm Rusyadan tecridi yüzünden neler çıkacağını derin endişeler içinde düşüncn İngiliz efkân umumiyesini yeni bir hamle ile hızlandırdı ve endişeleri bertaraf eden yeni illjamlar verdi. Bunun haddizatında mühim bir muvaffakıyet teşkil ettiği şüphe gütürür ınü? Kaldı ki Mr. Churchill'in Moskovada boş durmı>arak orada da bir taıkm anlaşmalar yaptığı, ve müttefiklerin hazırlıklarını anlatarak, harbi bir kere daha kışlatırsa harfi talihinin bu defa Müttsfiklere döneceğini izab ederek Sovyetlere de yeni bir hız vermeğe muvalfak olduğu şüphe götürmez. Bu yüzden İngiliz ve Sovyet gazetelerinin bugün ileriye daha aydın bir gözle bakan yazılarla çıktığı ve Almanlaıın Sovyet ordusunu imhaya muvaffak olmadıktan başka Rusyanın mukavemetini aksatacak kaynaklara da kat'î malıiyette sayılacak darbeler Indiremedikleri, onun için Sovyet mukavemetinin devam cdeceğini söyliyen yazılavla çıktığı ve düne kadar ortalıği kaplıyan bedbinl'ığin birdenbire zail olduğu göze çarLondra 18 (a.a.) 111942 tarihinden 30 '6/1942 tarihine kadar geçen müd'Jet zarfında sterling grupuna dahil memleketlerden Türkiyeye vaki ithalâtın kıymeti takriben 86 milyon Türk* liranna baliğ bulunmaktadır. Fotin, çadır ve çanak gibi askeri teçhizata aid malzeme haric olmak üzere, askerî teslimat işbu miktara dahıl değildir. Mezkur 86 milyonluk ithalât şu mad Yedek Subay Okuhı... (Başmakaleden devam) yomz, ve Yedek Subay Okulumuzun şimdi temelleştiğidevlet merkezimizdeki bu mükemmel halile bütün memleketçe bilinmesini faydalı buluyoruz. Yedek Subay Okulu kudretli Türk ordusunun en sağlam tenıellerinden birini teşkil etmektedir artık. Aziz Türkiyemizde yedek subaylığı bu kadar iniizamlı ve nıüterakki bir sistem haline koyan askerî dehayı alkışlamak lâzımdır. Samyoruz ki yedek subayla Türk ordusuua a^ılanan kudret kaynağının bulucusu ve yapıcısı Türk Genelkurmayıdır, ve bilhassa Büyük Mareşaldır. Eser, bir değil, pek çok faniye ebedî şeref verecek kadar mükemmeldir. Eserin güzelliğini anlamak için yakın tarihe aid bir iki noktayı haıulamak yeter sanırız. Von der Goltz'un türkçcye de tercüme olunan (Silâhlı Millet) kitabı neşrolunduğu zaman Tiirkiyede İstanbuldan asker alınmıyor, Talebe; ulum adile anılan medrese sakinlerile yüksek mekteblere devam edenler askerlik hizmetiı^den müstesna veya muaf tııtulujorlardı. Bir menıleketi, o memleket halkının topu müdafaa eder fikri nerede, vatanı koruma işini cahiilere bıvakarak münevvcrlcri bu külfctten azade tutan geri zihniyet nerede? A\Tiıpada silâhlı millet fikri tekâmül ederek diğer bİT Alman tarafmdan ifade olunan (Topyekun harb) merhalesine kadar ileri gilti. Biz ise imtiyazlan kaldıımağa çalışan meşrutiyettenberi münevver sınıf için bula bula ancak kısa hizmet usulünde karar kılmıştık, ve geçen Umumî Harbde alelacele yedek subay yetiştiren telâşh hareketlerden sonra yedek subaya ordudaki hakikî mevkiini verecek olan himnıete el atıldığmı görmek için bir hayli zaman beklemeğe mecbur kalmıştık. Kısa hizmete çekidüzen veren bilgili gayretler nihayet Türkiyeyi Yedek Subay Okulile yepyeni ve çok feyizli bir harb mektebile teçhiz etti. İşte şimdiki Yedek Subay Okulunun manası budur: Münevver vatan çocuklaruıı kısa zamanda zabit olarak yetiştiren ve yetiştirdikten sonra kendi işlerine güclerine bırakarak onları yalnız lüzumJu zamanlar için hafızasuıda yedek diye saklıyan yeni çeşid bir harbiye mektebi. Türkiye gibi bir memleketin ordu kadrosunu bir tek Harbiye mektebile çerçevelemek kolay iş değildi, ve bu güçlük bittabi en ziyade sefer zamanında görülürdü. Yedek subay seferî Türk ordusunun kadrosunu çerçeveliyen ve bunun için daha hazarda iken maksada ve ihtijaca uygım şekilde hazırlanan genc ve münevver vatandaştır, ve me*mlekette irfan hamleleri daima artarak yürUdüğüne göre Yedek Subay Okulu Türk ordusuna dainıa fazla miktarda yedek zabit hazırlıyan müessese olmakta devam edeccktir. Bu hayırlı tcsis vücude getirilraiş olmaksızın Türk ordusunun mükcmmelliğinden balısetmeğe imkân olmazdı. Bunu düşünmek, Yedek SuLay Okulunun ehemmiyetini anlatmağa kâfidir. Moskova karariarı Londraya göre Müttefiklerin yakında toplu bir harekete geçmeleri muhtemel Londra 18 (a.a.) Mcskova mülâkatı I tibah timsali vücude getirilinciye kadar .1.1 3 J:T *^U1;a ıjı 1^; 1 1 : :1.': 31 hakkmda neşredilen resmîî tebliğ «!;:: [ yoldaş ve biraderlerimizle mücadeleye görüşmelerin ehemmiyetini göstermektedir. sonuna kadar devam etmek kat'î kararıAnlaşıldığma göre konuşulan strateji ve mızdır.» , askerî ehemmiyette meselelerin o kadar İkinci cepheden artık hayatî ehemmiyeti vardır ki bu hususta bahsedilmemeli ! Britanya yüksek askerî makamlarıle ve Londra 18 (a.a.) Daily Sketch diAmerikan ordusundan General Bradley yor ki: ile istişareler yapılmıştır. Bu askerî Churchill Stalin görüşm.esi ikinci meselelerin mahiyeti etrafında bir çok cephe üzerinde her türlü manasiz müfikirler ileri sürülmekte ise de derhal talealara bir son vermelidir. Çünkü muve en başta akla gelen ikinci cephenin hakkak ki bu mesele Moskovada görüaçılmasıdır. Her nekadar bu husus çok şülmüştür. Artık bundan bahsedilmesine gizli tutulmakta ise de elde edılen ne lüzum yoktur. ticeden Rııslarm memnun olduk'.arı göRuslarda canlanan ünıid rülüyor. Müttefiklerin yakında büyük Vichy 18 (a.a.) Ofi ajansı Sovölçüde toplu bir hareket yaparak Rusla yet hududundan bildiriyor: rın yükünü hafifleteceklerini zannsttireRuslarda ümidin yeni bir canlanmacek sebebler vardır. sı müşahede olunmaktadır. Komünist İngiliz Başvekilinin beyanatı partisinin propaganda şefi Aleksandrof, Londra 18 (a.a.) Moskova radyosu, dün Sovyet erlerine hitab eden bir dedün akşamki yayımında Churchiü' i n şu mecinde, Kızılordunun muzaffer bir taarruzu ihtimalinden bahsetmiştir. beyanatını da neşretmiştir: < Yalnız hayatî ehemmiyeti haiz « Önümüzdeki güçlükler ve ıstırabAlmanları cenubda lar her ne olursa olsun Hitler reiiminin vazife, demiştir, son bakayasmı da yıkıp bir ibret ve in durdurmaktır.» Bindikleri dalı kesiyorlar... O aşe babında düşündüklerimizi, etikefj te feda edecek durumda değiliz. Ben" IJ hepsini demeyim ama bir kısınıtüccarı itham etmekteyim. Bu bir kısım tüccar iaşe işlerinde hiç bir zaman hükumete yardım etmemiş, milleti düşünmemiş, sadece fırsat kollayıp kesesini doldurmağa bakmıştır. Bunu söylemekten çekinmeyiz ve bu fırsat düşkünü adamlardan bahsederken elimize eldiven giymeğe lüzum görmeyiz. Çünkü bundan evvel karaborsada ticaret eden biz değildik. Malları gizli gizli istif edip ateş pahasına satan biz değildik. Sahte fatura ile meşru şekilde satar gibi satıp fazla bedel alan biz değildik ve bunları yapanlar memlekete dışarıdan paraşütle. atlamış kimseler de değildiler. Bana sorsalar piyasayı kontrol işini müstehliklere vermeyi teklif ederdim. Çünkü tüccar hiçbir zaman ziyan etmiş, sıkıntıya düşmüş değildir ki muhtekiri kovalasın! Hani bir hikâye vardır: Şeytanla fellâh ortak olmuşlar. Tarla ekip mahsulü bölüşecekler.. Fellâh şeytana sormuş: Ekinin toprak üstü kısmını mı lstersin? Toprak altı kısmını mı? Şeytan düşünmüş ve: Toprak üstü kısmını isterim, demif. Fellâh o yıl soğan ekmis.. Toprağın iistündc bir şey kalmamış. Altta kalan kısmını da kendisi almıs... Şeytan, kafese konduğuna anlayınca ertesi sene: Toprak altı kıcmını Isterim, demis. Fellâh bu sefer de mısır ekmiş ve şeylanagene bir şey düşmemiş, kendisi ihya olmuş.^ Bugün bir kısım tiiccarın vaziyefi fellâhınkine, halkın durumu da hadisatın garib bir istihzası neticcsi şeytanınkine benzemektedir. BİT kısım tüccar da bindikleri dalı kesınekte olduklarınnı farkında değillerdir. Bakınız: Ben şahsan bundan bir buçuk ay evvel yani yasak devnnde gizli olarak kilosu . 225 kuruştan Turyağı almıştım. Bugün Turyağın kilosu serbest olarak 240 kuruştur. Bilmiyenler öğrensinler: Bu Turyağı denilen şey zeytinyağı ve emsalinden yapılır. Bu yağlaıın da fialları üç aydanberi tespit edilmiştir, oynamazı Yani 100110 kuruştur. Bir kilo yağdan da aşağı yukarı o kadar Turyağı çıkar. Gizli satıldığı zaman kaçak tehlikesi karşılığı da dahil olduğu halde 225 kuruşa satılabilen bu malı şimdi hüıriyet var diye 240 kuruşa satmak reva raıdır? Ve hükumetin fiatları serbest bıraknıaktan beklediği netice bu mudur? Peynire gelelim: Bundan evvel tara yağlı birinci beyaz peynire (120), kaşara (195), taze tereyağınm biıinci kalilcsine de (3S0) kuruş fiat konmuştu ve bu fiatlarda her zaman mal bulunuyordu. Serbestlik baMayınca beyaz peynir 140 hatta bazı yerlerde 160, kaşar peyniri 230 kuruşa ve taze tereyağı 4 liraya çıktı. Demck ki bizim tüccarımız bu scrbostiyi suiistimal ediyor. Ualka kolaylık ve piyasada ucuzluk olsun diye tesıs edilen bu usulü akamete uğratmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Artık bu macerada ne bakkallan, ne sistemi nıuahaze edelim. Suçlu ortadadır. Bütün kuvverile bu sistemleri akamete ıığratmağa çalışan bir zümre vardır. Ben, bu ithamlaTdan kurtulmak istiyen iki tüccarın çıkıp da: Affedersin efendi! Bizde böyle adam yokfur, demesini, yahud: Haklısın! İşte kabahatliler! İçimizden 'fcttık! diye bağırmalarmı bekliyorum. Nasıl var mısınız? Şimdi bu serbest sistemin müspet netice vermesi için tüccarı insafa getirecek başka çareler derpiş etmeliyiz. Başı boş bırakırsak vallahi gömleğimizi sattıracaklar.. Muhtelif maddeleri ihtiva eden bu ithalât yılbaşmdanberi 86 milyon lirayı buldu deîeri ihtiva etmektedir: 12.376 000 Türk liralık hububat, 10 milyon 920.000 Türk liralık lokorr.otif ve vagon, 3.640.000 Türk liralık çelik ve ehemmiyetli miktarda çay, kahve, kakao, sanayi ve tababet için kimyevî maddeler, olomobil lâstikleri ve kauçuk mamulâtı, tabaklanmış deriler, kalay ve galvanizli ve kalaylı çelik levhaları, maden halitaları, sanayi makineleri, büro malzemesi, pamuk ipliği ve njamulâtı, jüt. Uzakşark •iMiiMmıılllllllllllllllNinilllIIIIIÜIIIIÜ'llimilllimıııııın I Salomon adalarıncîa Londra 18 (a.a.) Amerikan Bahı'iye Nazırlığı Salomon adalarında cereyan etmekte olan çarpışmalar hakkmda şu tafsilâtı vermektedir: Amerikan askerleri sahil mevzilerlne tamamlle yerleşmişlerdir. Japonlar buraya havadan taarruz etmişler, fakat 35 uçak kaybederek geri dönmüşlerdir. Tulagi dolaylarındaki gece deniz çarpışmasına aid tafsilât yoktur. Fakat Japon filosunun karadaki kuvvetlere ula§madan geri döndüğü muhakkaktır. ehliği (Baştaratı 1 inci sahifede) Rjev çevresinde düşman muhtelif yerlerde savaş hat'ma büyük sayıda piyade teşkillerile tankları ileri sürerek taaruza geçmiştir. Bütün taarruzlar püskürtülmüştür. Hava kuvvetlerimizle yapılan örnek olacak nispette mükemmel bir iş beraberliğile şiddetli müdafaa savaşları sırasında 30 temmuzdanberi 1068 düşman tankı yok edilmiştir. Cephenin şimal kısmile düşmanın mevziî taarruzları da akim kalmıştır. Fin hava kuvvetleri hava çarpışmalarmda 11 düşman uçağı düşürmüşlerdir. Almanya: 1942 (Bastarah 1 inci sahifede) gıçmış hissini veren o yarı kalabalık öylece sürüp gidecektir. Dükkân vitrinlerinde Alman sanayiinin en güzel eserlerine bakarak içinizi ferahlatabilirsiniz. Fakat Amerikalı bir turist azametile İçeri girip bir şapka, bir şemsiye, bir kıravat almak arzusunu açığa vurmamalısuıız. Tezgâh başındaki terbiyeli satıcı kadın size züphesiz: Almanyanın yarı dünyaya karşı harbde olduğunu unutuyor musunuz? Her fabrikanın, her müessesenin, her işçinin ancak harb ve zafer için çalıştığından haberiniz yok mu? Demiyecek, fakat sirden nokta istiyecektir. Nokta, her Alman vatandaşının senelik giyim, kuşam hakkını gösteren bir kupondur. Bu kuponlardan satıcıya bir miktar verilmek suretile alış veriş yapılabilir ve İhtiyaclar karşılanabüir. Gizli ticarete başvurmak, bir takım fiet oyunlarma girişmek en ağır cezaların tehdidi altındadır. Şurada, burada dükkân kapıları önüne dizilmiş, ellerinde erzak sepeti, gürültüsüzce sıra bekliyen ev kadınları görürsünüz. İaşe teşkilâtı, eldeki imkânlar nispetjnde, ferde mümkün olan her kolaylığı gösterebilmek gayretile işlemektedir. Adam başına günde verilen üç yiiz gram ekmek, onar gramlık kuponlara ayrılmıştır. Bu üç yüz gramı toplu olarak fırından satın alabıleceğiniz gibi, isterseniz bir kısmını lokantada kesilmiş düim halinde yiyebilir. hattâ bir kısmını da büfelerde sandviç olarak alır, cebinize koyabilirsüıiz. Gıda bahsinde bazı maddelerde darlık çekildlği doğrudur. Meselâ şeker, yalnız çocuklara ve hastalara aynlmıştır. Süt ve tereyağı az verilmektedir. Buna mukabil patates ve lahana gibi sebzeler vesikasız satılıyor. Gittiğim yerlerde mariz ve hasta yüzlü İnsanlara rastladığımı hatırlamıyorum. Bütün Almanyada bir tek dilenci görmediğimi iddia edebilirim. Berlin Üniversitesi rektörü saym profesör doktor Kreuz, gıda tahdidatı yüzünden, Almanyada üç senedenberi mide, karaciğer ve barsak hastalıklarının memlekette hissedillr derecede azaldığını, fakat gıdasızlıktan doğan organizma bozukluklarının hiç artmadığını söyledi. Şerefimize verilen ziyafetlerden birini feda ederek bir gün halkla beraber halk gibi yemek istedim. Muayyen vesika"ları yanıma alarak bir lokantaya gittim. O gün etsiz günmüş (üç yüz gram et, haftanm dört gününde veriliyor). Garson iki tane ^atlısu balığı getirdi. Yarunda bol patates vardı. Arkasmdan havuç, bezelye ve fasulyeden yapılmış hafif bir sebze yemeği. Hepsini bıtıre. mediğim çok beyaz gratenli bir makarnadan sonra bir dilim peynir karnımı sıhhî bir şekilde doyurmuş oldu. Gıda maddelerinin kalite bakunmdan harbden evvelisüıe göre farksız olduğunu da söyliyebilirim. Ekmek halis undandır. Tereyağı az veriliyor, fakat verilen miktar öz tereyağıdır. Kahve ve çay yerine geçen erzatz maddesi, sadece renk olarak kahve ve çaya benzeseler bile zararh maddelerden yapılmış değil dirler. Almanyada büyük bir açlık ve sefalet hüküm sürdüğünü yaymıya çalışan propaganda gayretleri hakikate uygun değildir. Bütün varını yoğunu ortaya atarak üç senedenberi bir ölüm kalım mücadelesine girişen, denizaşın diyarlarla alış verişi kesılen, bune rağmen milyonlardan mürekkeb kocaman bir orduyu dimdik ayakta tutan bir memlekette bolluk aramak şüphesiz akılh bir adamm düçüneceği "iş olamaz. Bununla beraber sosyal düzeni en rasyonel bir şekilde çevirebilen devlet, harbin emrettiği milli gayret yükünü bütün vatandaşların sirtına mümkün olabildiği nispette adaletle yükJemeğe muvaffak olmuştur. On sene evvel, Versailles'in zencirlerini ayaklarında sürükliyen Almanyada vesika usulü yoktu. Bir görünüş bolluğu içinde memleket kara sefalet tüllerine bürünmüştü. Sabahlara kadar şarrifiınya âlemleri yapan bir kısım insanlar, güneşin doğduğu saatlerde evlerine dönerken süprüntü tenekeleri arasında geceden kalma kemik parçalarını sıyırmıya çalışan soluk benizli adamları alkolün tesirile belki göremiyor, belki de görmek istemiyorlardı. İstatistikler 6 milyon işsiz. den bahsediyordu. Berlindeki AleXander meydanı kopuklar ve haydudlar yüzünden geceyarısmdan sonra geçilmez bir hale gelmlşti. Bugün cephe gerisindeki Alman va~ tandaşı, harbin doğurduğu zarurî sıkıntıları ötekl vatandaşlarile beraber ve müsavi olarak paylaştığına inanıyor. Haftada altı yüz gram et yiyen bir işçi, büroda çalışan bir banka müdürünün ken'disine nazaran yarıyanya daha az et yediğini biliyor. Ve harbi kaybettiği takdirde her şeyini de beraber kaybedeceğini iyice anlıyan Alman milleti, ileride katlanabileceği muhtemel fedakârlıkları da şimdiden göze alarak gösterişsiz ve sakin, üzerine düşen vazifeyi başarmıya çalışıyor. lşğal edilen yerkr Berlin 18 (a.a.) Kafkasya çevre sindeki muharebeler hakkinda Alman orduları başkumandanlığının tebüğinde de bildirildiği gibi Alman ve müttefik ordulan aşcğı Kuban ve Kafkasynnın şimal batı kısmmda ileri hareketlerine 17 ağustosta da devam etmişlerdir. Nehirlerden, ormaniardan ve dar vadilerden istifade eden düşmanın inadlı mukavemeti kjrılmıştır. Alman piyade tumenlerinin öncüleri kaçmakta olan Ruslann peşine düşnıüş ve bir çok mahalleri işgal etmişlerdir. Amerikalılar yeni süâhlar kullanmi} Londra 18 (a.a.) Londrada tahmin edild^ğine göre, Amerikalılar Salomon adalarında yeni silâhlar kullannuşlardır. Ezcümle bunların arasında bir nevi karada ve denizde hareket edebilen traktörler ve 13 tonluk tanklar vardır. Her haldeAmerikan ve Avustralya paraşütçilleri savaşa iş'.irak etmişlerdir. Washingtondaki Bahrlye Nazırhgı muharebeler hakkmda son derece az tafsilât vermekte ise de Amerikalılann. btitün adalar arazisine üçte bir nispetinde sahib bulundukları iyi bir kaynaktan ögrenilmiştir. Amerikalılar Tulagiyi, Guadalkalar'ı, Floridayı işgal etmekte bulunduklan gibi Saint İsabelle ve Yeni Georgie adalanna da çıkmışlardır. Muharebeler devam etmektedir ve çok şiddetlidlr. Almanlar, Don nehri üzerinde köprüler kurmağa başladılar Stockholm 18 (a.a.) Havas . Telemondial hususî muhablrinden: «Moskova Stalingradın durumunu gittikçe daha vahim bulmaktadır. Alman köprücüleri, Don dirseği içinde 200 kilometre uzunluğunda bir bölgede nehir üzerine köprüler atmağa başiamışlardır. Bu geniş cephenin bir çok yerTokyoyo göre Tokyo 18 (a.a.) Amerikan kuvvet lerinde düşmanın köprübaşları kurmalerinin Salomon adaları dolaylarındaki sının önüne geçile'oilmesi Ruslarca filen iıareketleri tamamile durmuştur. Tulagi İmkânsız gibi görünmektedir. Ve bizim derslerinde hazır bulunmağa ve Guadalcanar küçük adalarında şidvarıncıya kadar her tarafını bütün teferdetli çarpiîmalar devam etmeite ve rüatilc görmeğe çalıştığımız mekleb, haiz buraya çıkanlan Amerikan silâhendazolduğu ehemmiyetle mütenasib veıimli lan ağır kayıblara uğramaktadır. . çalışmalarında muvaffak olan bir müJapon donanmasına mensub hava esscsedir. Bir baba şefkatile muam^le kuvvetleri civar sulan bütün düşman gören Türk gencleri orada konforlu digemilerinden temizlemişler ve halen yebıleceğimiz hayat şartları içinde Türk düşman üırac kıt'aîanna yardımcı kuvmüdafaa kudretinin çelik unsurlan olvetler getirebilecek Amerikan gemilerimak sırlarını öğreniyorlar. Gıpta ettik nin buralara sokulmalarının önüne geçbu gencüğe. Ne mutlu onlara ki emnimişlerdir. Berlin 18 (a.a.) Bildirildiğir.e göre, yet ve selâmetimizi temin eden büyük İsimleri geçen iki küçütf adada çaroıdudaki mevkilerine lâyık olmak için pışan Amerikan kuvvetlerinin durumu 1 ağustostanberi muhtelif deniz harekât sahalarında 42 Alman denizaltısı ceman hayatın en lâzım ve en ileri ilnıi olan ümidsiz olduğu gibi adeta Bataan yanm mücadele san'atını dahi bu kadar itina adasındaki çarpışmalara benzemektedir. 480 bin tondan fazla hacimde 65 gemi ve ihtimamla tahsil ediyorlar. Eurada Amerikalılann nihayet teslim batırmıştır. Mektebin idare, tedris ve talim heyetSon 24 saatte batınlan gemiler olmak zorunda kaldıklan hatırlardadır. lerinin muvaffakıyetli bimmetleri ise her Berlin 18 (a.a.) Resmi tebliğ: övmenin üstünde kalacak veçhile ciddî Hususî tebliğle de bildirüdigi gibi, Alve ileridir. Hulâsa yukarıki bir sözümüman denizaltılan son 24 saat zarfmda ze avdetle Yedek Subay mektebinde münferid hücumlarîa ve kafile arasmda şimdiki kudTetli Türk ordusundan çok olarak Atlantikte, Buz Okyanusunda ve mükemmel bir örnek görmüş olduğumuAkdenlzde yeniden 72.000 tonilâto tuta(Baştarafı 1 inci sahifede) zu tekrar edelim, ve böyle azamî derecerında 11 gemi ile 12,000 tonilâtoluk bir de millî ve mutlu müessesenin talebeleri başlanmıştır. yardımcı kruvazör ve asker taşıyan 2 kadar idare ve talim heyetlerini de canHaklarında tahkikata başlanan kömür römorkör batırmışlardır. dan tebrik edelim. bayileri şunlardır: Büyükada bayilerin. Almanlar 18 günde 480 bin toıtluk gemi batırdılar Kömür satışlarmda yolsuzluk NADİR NADİ den Said Genc, Raşid Abid, Mehmed Hanif, Harun Saffet, Fındıklı bayilerinden FU odun, kömür deposu sahibi Laparta, Fındıklıda Todori. Bu şahıspıyor. Mr. Churchill'in kazandığı Snuvaflakı lar hakkinda yapılan tahkikat ikmal edüince elde edilecek neticeye göre bir yct bu mahiyettedir. B,u muvaffakıyeti, Müttefiklerîn yapa karar verilecektir. Bu arada Millî Korunma Müddeiucaklan ciddî bir hareket takib cdecek mumiliğine şayanı dikkat bir İhbar ya. mi? Bunu hâdiselerden öğreneceğiz. Fakat pılmış ve kömür ordinolarında mühim Churchill, kahramam olduğu son mace bir suiistiıri3İ yapılmakta olduğu bildirilmiştir. Bu mesele hakkinda da ayrıca ra ile İngilizlerin ve müttefiklerin manetahkikata başlanmıştır. viyatını yüksek tutmağa muvaffak olmuştuT. Yeni ve kat'î bir hâdise vuku bulmazsa belki bu hamle harbi gelecek kışa kadar idame için kifayet eder. Karşılıklı hava akınları oldu ömer Rıza DOGRUL Dil Kurultayı Başkanmın teşekküry Ortaşarkta değişen kumandanlar (Baştarafı 1 inci sahifede) gul olmuştur. Ankara 18 (a.a.) Dördüncü Dil Ku*** rultayı başkanlığmdan: General Aelksander'in hayatî Dördüncü Türk Dil Kurultaymın (Cumhuriyet General AleKander. toplanması dolayısile yurdun her taraBaşkumandanlık gibi mühim mevkilere fından gelen kutlama ve tel yazılanndan tayin olunan en genc kumandanlardandolayı Kurultayın saygı ve sevgi duydır. Çünkü henüz elli yaşmdadır. Hingularmı bildirmeye saym Anadolu Adistanın şimEİ, garb tarafında kumanjansmm aracılığmı saygılarımla dilerim. danhk etmiş, 1939 da Fransaya gitmiş, Tapu müdürleri arasında Dunkerkten ayrılan en son ktımandan olmuş, daha sonra İngilterenin Birmantayinler yadaki kuvvetlerine Japonyaya karşı Ankara 18 (Telefonla) Tapu ka kumanda etmiş, Birmanya harekâtmın dastro tefciş heyeti reisliğine Sıdkı Nec nihayet bulması üzerine İngiltereye meddin, merkez kadastro müdürlüğüne dönmüştür. Ankara kadastro müdürü Seyfeüdin, Edirne tapu müdürlügüne Diyarbakır müdürü Rahmi, İstanbul tapu azası NiYunan Başvekili, Hariciye yazi Varen Seyhana tayin edildiler. Ankara 18 (a.a.) Yunan Başvekili ve Hariciye Nazırı Emanuel Tusuderos farafmdan Numan Menemencıoğlunun Yerli Mallar müesses'esine yurdun Hariciye Vekilliğine tayini dolayısile her tarafında gösteriien umumi rağbet gönderilen pek dostane tebrik telgrafma üzerine müessese; henüz satış şubesi Hariciye Vekili teşekkürlerini telgrafla bulunmıyan bazı vilâyetlerimizde birer bildirmiştir. mağaza açmağa karar vermiştir. Bu aIraka gelen şekerler rada, Antakya ve Balıkesirde t«isi kaBağdad 18 (a.a.) İnşilizler tarafınrarlaştırılan satış mağazaları evvelki j dan Irak'a gönderilmiş olan 10 bin ton gün merasimle açılmıştır. Diğer taraftan bir kaç güne kadar şeker karaya çıkarılmıştır. Br^ka vaEskfşehir ve Zonguldakta da birer satış purlarla da bir miktar şeker daha gel tirilecektir, şubesi açılacaktır. Yerli Mallar idaresi Antakya ve Balıkesirde iki şube açtı Vekilimizi tebrik etti Berlin 18 (a.a.) Resml tebliğ: (Baştarafı 1 İnci sahifede) Dün gece İngiliz hava kuvvetleri AlSınaî müesseselerle banduğunu gördük. Sür'atle geçen tayyare lan da ilâve ediyor: manya batısındaki topraklara taarruz « Bugün dünden daha lyiyiz. Biluzak ufuklara doğru kayıp gitti. etmişlerdir. Sivil halk kayıblara ugraka, banker ve sigorta hassa o dünkü vaziyeti de tashih ettik. (Bas tarafı 1 inci sahifede) Biraz sonra Yeşilköy uçuş alanında mıştır. Osnabruk şehrinde ikametgâh istedikleri gibi hareket edeceklerini öne •Türkkuşu» kampırun hâkl üniformah Yarın yeni bir safhaya gireceğiz.» şirketlerine, ithalât mahallelerinde hasarlar olmuştur. Buömer lnönüne sordum: sürmektedirler. öğretmenlerile görüşüyoruz. Bize kamrada üç İngiliz bomba uçağı düşürül tacirlerine: Havacılığı seviyor musunuz? Yapılan tetkiklerde çivi, karton hattâ puı kuruluş sebebinden bahsediyorlar: müştür. « Hem de pek çok, diye cevab verkâğıd gibi bazı itlaalât madde'.erinin « Bu kamp mühendis mektebinin Alman hava kuvvetleri dün gündüz ve tevzi esasından ayrılarak serbest bıradi ve sonra hemen ilâve etti. Eğer uçhavacılık sanayii şubesine ayrılacak gece İngiltere cenub kıyısüe cenub ba kılması daha muvafık görülmektedir. masaydım kendimi yarım kalmış telâktalebenin pilot olarak da yetişmeleri tısmdaki önemli askeri tesisleri yangm Birlikler umumî kâtibliği de ayni tek. . j ı a r . K ampa Ömer ki ederdim. Bizim nesil ve daha sonrası ç i n k u r u l d U ) d i y o r muhakkak uçacaktır.» ve infilâk bombalarile bombalamıştır. lifi yapmaktadırl Başta manifatura oiInönü «1» numara ile iştirak etti. Beş Hangara doğru üerlerken o anlatıyor: Buralarda yangınlar ve hasarlar ol mak üzere diğer bazı maddelerin vazialtı gündür uçuş talimleri yapıyor. İyi « Bilseniz, diyor, bu sabah uçuşlan muş'ur. yeti henüz düşünülmektedir. Maamafih bir pilotun yüz saat uçması lâzımdır. ÇIKMIŞTIR. ne İyi oluyor. Şimdi yalmzım. Fakat bikat'î hiç bir karar verilmiş değildir. İtalya üzerinde uçan Fransız Fakat bu ilk derslerde genc talebemiz zim mektebden daha yedi arkadaş muYazan: Ticaret Vekili öğleden sonra iki yiize büyük bir istidadla İşi kavramış bulu ayeneleri İkmal olunur olunmaz kampa tayyaresi! NİHAB ÂLİ ÜÇİÎNCÜ yakın tacir ve esnafı kabul ederek ken nuyor. Bunu gelişigüzel söylemiyoruz gelecekler. İlk olarak benim muayenem *Roma 18 (a.a.) İtalyan tebliği: 500 sahife, 14 nümune, fiaü 6 Udilerile görüşmüştür. Vekil fabrikator Çünkü Omer İnönünde şimdiye kadar yapıldı ve hemen kampa geldim. Bir kaç Dün saat 17 den sonra, milliyeti meçradır. İstanbulda Cihan, Üniverların bundan uzun bir müddet evvel tesadüf etmediğimiz bir meziyet bulduk: gün içinde kalabalıklaşacağız.» hal bir uçağın uçaksavar toplarımızın site, İnkllâb Kitabevlerinde diğer Ticaret Ofısi tarafından alınan, fakat Kampa gelmeden havacılık hakkinda tesir sahasma girmesi üzerine Romada Bu ekzersizlere daha ne kadar dekitabcılarda, Ankarada Akba Klbedeli el'an verilmemiş olan 120 ton hazırlanmış ve devamlı olarak da bu hava tehlike işareti verilmiştîr. Avcıla kauçuğun geri verilmesi hakkındaki ditabevinde satllmaktadlr. nazarî bilgisini artırmıştır. Sonra oto vam edeceksiniz, diye sorduğum suale rımız süratle havalanmışlar ve bunun ieklerini haklı görmüş, bu kauçukların mobil kullandığıııdan motöre dair rnalu Ömer İnönü ellerile sonsuzluğu ifade bir Fransız uçağı olduğunu görmüşler İadesi için emır vermiştir. Zeytinyağ matı tam olduğundan İş pek kolaylaş eden bir işaret yaparak: dir. Bu sahada daima öğrenilecek bir tacirleri, teneke farkınm bakkaÜ3ra ve mış oluyor şeyler var, dedi. İstanbulda kaldığım rilmesi usulünün kaldırüması sayesinde Biz tTürkkuşu» öğretmenlerile konukiloda sekiz kuruş bir ucuzluk temin şurken 50 dakikahk uçuş müddeti ta müddetçe buradaki kampta kalacağım. Receb Pekerin tamimi Eğer Ankaraya gitmek mecburiyeti ha. edileceğini söylemişlerdir. mamlanmıştı ve tek satıhlı F. W. tipi sü olursa orada her halde bırakacak Ankara 18 (a.a.) Dahiliye Vekili Manifaturacılar, büyük bir Türk şir tayyare, inmek üzere bulunuyordu. Biz Receb Peker yeni vazifesine başlarken keti kurulmasmı teklif etmişler ve bazı de tayyarenin durduğu noktaya doğru değil im.» aşağıdaki tamimi göndermiştir: Bu sırada kendisine dünkü «Cumhudileklerde bulunmuşlardır. ilerledik. Önde bulunan muallim bir «Dahiliye Vekili olarak bugün işe Dcğirmenciier, Toprak Mahsulleri O îşaret vererek manevrayı Omer İnö riyet» in kendisine dair yazısım gösterbaşladım. Vekâlet vazifeleri arasında fisinuı değirmenlerı bizzat çalıstırma nüne bıraktığmı bildirdi. Ve genc tale dim. Hocasile beraber tetkik ederken: « Ne iyi! diyordu. Bakınız bunları dahilî emniyet meselesi her zaman her sından ise değirmenleri kontro! altmda be tayj'areye duracağı yeri tayin edebilmiyordum. Mühendis talebesine piişin başmda gelir. Bunun yanında dev tutarak değirmencilere verilecek buğ rek orada durdurdu. lot brövesi almak mecburiyeti konulunletçe alınmış olan iktısad tedbirlerinin dayın kendileri tarafından kırılması bize düşen kısımlarmm tatbikı ve bu takdirinde bu günkü gecikmelerin zail ı Hocasınm kanad• •üzerine inmesini> ca en kısa zamanda çok pilot yetişecek. .. , , x j • • J * J ı Sonra gözlerini. Yeşilköy ufuklarmda yolda yapılacak mahallî işler günün «,,^s, gibi devlet için daha ffaydalı muteakıb Omer Inonu de tayyaredeki olacağı «w j»vi«f M~ ^ w , a^=l, mevkiinden çıktı ve çevik bir hareketle gezdirerek ilâve .etti: şartları içinde en mühim vazifelerimizi olabileceğini söylemişlerdir. yere atladı. Şimdi hem paraşütünü çı« Havacı mühendisler!.. teşkil eder. Bir yandan diğer işleriır.izi Bir çok esnaf teşekkülleri mümessilgörmeğe devam ederken çalışmalarımızı leri muhtelif maddelerin ithalini te kartıyor, başlığmı gevşetiyor, hem de FAİK GÜNERI bilhassa bu esaslar üzerinde toplayıp menni etmiş ve tevziat şeklinin ibkasını bizimle konuşuyor: € Motöre karşı esasen çok meylim sıklaştırmak bütün mes'uliyet arkadaş istemişlerdir. larımdan ilk ricamdır.» Ticaret Vekili akşam 18 de Ticaret vardır, diyor. Uçak motörü muhakkak Muamele vergisi tenzil edilen Ofisine giderek geç vakte kadar Ofiste ki bunun en mükemmel şekli. Insanı yeni bir madde RAŞİD RIZA TİYATROSÜ Kaymakam tayinleri meşgul olmuş, umum müdür Ahmed bir spor olarak da daha fazla tatnıin Ankara 18 (Telefonla) Muamele ediyor. Kaldı ki seçtiğim meslek şubeHalide Pişkin beraber Ankara 18 (Telefonla) Cihanbeyli Conktsn muhtelif mevzular üzerinde sinin alâkası ve bilhassa yurd müdafa vergisinden tenzile tâbi tutulan iptidaî Harbivede. Belvir bahçesirun Alaturka kaymakamı Şükrü Kırkpmar kayma izahat almıştır. maddeler tenzilât listesine mukavva kuBehçet Uz, bu sabah Bursaya gidecek . ası bakımından ehemmiyeti daha ön kamhğına. Kırkpınar kaymakamı Hilmİ kısmlnda bu eece saat (21.30) da tular içinde satılan gaz idrofillcrin i'â' plânda yer alıyor.» Cihanbeyliye, Keşan kaymakamı Ce ve orada ipek koza mubayaa işleri ve Y U M U R C A . K vesi ve tenzilât nisbetinin yüzde 6 olaG j mal Çankaya kaymakamlığma tayin fiatlarını tetkik edecek, yarın şehrimize j Bu esnada hocası Hikmet Yay, genc rak tayini kararlaştı. , Vodvil 3 perde 1 talebesinin elini sıkarak ayrıhrken şun YUNUS NADÎ Havacı mühendislerin Ticaret Vekili oncusu B. FELEK MUAMELE VERGİSİ VE TATBİKAT! İLE ŞERH VE İZAHLARI 3O AÛUSTOŞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: