9 Ekim 1942 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

9 Ekim 1942 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUlVİİiL;ri ı 9 Birincitesrin 1942 İstihsal davamız t=TÜRKOLOJİ Esrarlı bir ölünt Bir gencin sarhoş olduktan sonra dövülerek olduruldugu söyleniyor Şimdiye kadar göz den geçirdiğimiz elçi raporlarıyla sefaretretname ve seyahatname şeklindeki ecnebî menbâlarında i ve bu menbâlan te'yid eden Avrupa müverrihlerinin eserlerinde Tanzimattan ev\elki Osmanh tiyatrosu hakkında gördüğümüz mâlumatı, temsil tarihlerine göre, şöyle sırahyabiliriz: 1 On altmcı asuda (Kanunî) nin şehzadeleri için yapılan sünnet düğünleri münasebetiyle «At meydanı» nda Macaristan zaferlerini gösteren askeri temsiller verilmiştir: Böyle temsillere Avrupa tiyatro tarihinde de tesadüf edi BAHİSLERİ^ Tıpkı (Ahmed Resmi Efendi) de c?l<iuğu gibi (Evliya Çel«bi) de de «taküî» tâbirinin «Farce» ve «mnkallid» tâbirinin de «acteur» mânasma kullanıldığını görüyoruz. (Çelebi) bize İstanbulun On yadinci asır oyun kollarmdan bahsederken Yahudilerden mürekkeb «Samurkaş kolu» nun temsil ettiği bir . t a k l i d = Farce» mevzuunu şöyle anlatır (10): «... Bunlar Çingânelerle faasm oldııkIarından ikisi bir araya gelüp rağîmâne fasl iderlerse garib temâşâ olur. Emmâ Yahudilerin bu Çingânelere taklidleri vardır ki görüp istimâ' iden temâşâcıların gülmeden akh zail ola yazar. Çingâneler ayı oynatmakla meşhurduılar. Yahudiler de oynarken onlara gunagun söz atarlar. Bir Çingâne avretini bir Yahudi ile tutup her ikisine de işkence ile ikrarı cürm ettirmeleri garib, acib bir (emâşâdır. Çingâne karısına necisü işkembe giydirüp, ters eşeğe bindirüp, yahudi dahi diğer bir eşek üzre siyaset için geçtiklerinde öyle bir hâyuhuyı taklid olur ki âdem gülmeden kalır». Spora dair I Almanyaya gidecek futbol takımını nasıl seçmeli ve nasıl hazırlamalı? Almanyaya davet edilen futbol takımımızın İlk İdmanı bu gibi işlerden anlıyanlan. tatmin etmekten uzak kaldı. Seyahate çağırılan futbolcularımızın maç yapacakları Ahnan şehirlerinde teknik ve çetin rakiblerle karşılaşacaklarma İnanmamız lânmdır. Çünkü Almanların son zamanlara kadar mühim millî futbol temaslan yapacak kadar serbest veya yanserbest elemana malik olduklarını gazetelerde okuyoruz. Macar, İsveç millî takımlarile karşılaştıkları gibi İtalyan futbolile de şehirlerarası ve millî müsabakalar yapıyorlar. De . mek oluyor ki, bu seferki AJmanya seyahatini futbol kuvveti itibarile normal zamanlardakine yakm bir temas olarak kabul etmemiz icab ediyor. Bizim futbolun elemanlan çok ve seyahatler için daha olgun zamanlarında kulüb temaslan şeklinde yaptığımız Almanya turnelerinin büyük farklı yenilmelerle neticelendiklerini de hatırlamak gerektir. Spor davetlerinde davet edilen tarafuı seyahat eden takundan «hatırşinaslık veya dostluk da hesaba alınmak şartile» muhakkak yüksekce bir maç kabiliyeti beklediği muhakkaktır. Nitekim bizde de, dostluk teması maksadile çağırdığımız takımlar çürük çıktığı vakit umumî bir inkisar olmuyor mu? Şu halde göndereceğimiz takımm bu günkü İmkânlar İçinde en kuv\retli ve en maç kabiliyetlisini seçmek bizim için olduğu kadar davet edenler için de elzemdir. Seyahatin bu tarafını daha fazla incelemeden doğrudan doğruya hazırlamakta bulunduğumuz takıma geçelim: Böyle meselelerde açık konuşmak daima hayırlıdır. Ben bu seferki takımın seçilişinde; her sehayat arifesinde olduğu gibi, bir basma kalıbhk, bir yenilikten çekingenlik sezdim. Vakıa idareciler için dedikodulu, münakaşalı ve alestikiyeti çok olan futbol takımı teşkili işinde eskidenberi adet edilmiş usullere r i ayet etmek, tenkid kapılaruım çoğunu kapamak bakımından avantajlıdır. Fakat bu gibi eski usullerle maksada vasıl olmanm güç olduğunu blldiğimizden bu seferlik olsun ufak tadilli bir iş yapmaları için idarecilerin medenî cesaretlerine müracaat ediyoruz. Seçilecek elemanlann ekseriyetini başta gelen kulüblerden almak doğru" dur. Çünkü onlar sıkı maçları daha ziyade 'görmüşler, seyahatlerin âdâbma daha fazla alışmışlardır. Ama üç meşhur kulübün münhasıran meşhur oyuncularını «kulüblerin hatırlan gözetilerek aşağı >ukarı» müsavi sayılarda takıma almağa çalışmak hatalıdn. Bazı kulüblerin millî temaslarda şöhretlerini yapmış oyuncuları var ki, bugün onları ciddî maçlara kendi kulübleri dahi almakta tereddüd ediyorlar. Bu gibi oyuncuların başlıca kusurları arasında bezğinlikleri ve nasıl olsa bir müsabakada İyi gözükecek şeyler yapanm İddialan vardır. Bu iki manevî aksakhk ise, oyun sistemleri disiplinli, enerjiye dayanan Alman futbolcularına karşı mühim farklar doğurur. Almanyaya seçilecek elemanlar hakkında her bakımdan hakikî ve samimî malumat alabilmek üzere kulüblerin baş kaptanlarını da seçme kombinesine davet etmek ve işin İstanbul futbolunun haysiyetile alâkasını anlatarak o başkaptanlann en ufak bir rekabet hissine kapılmıyacak halis ka naatlerini temin etmek faydalıdır. O zaman takımları teşkil eden elemanlann hakikî iç vaziyetleri anlaşılır. Cem'î kudretin artırılması ise, öyle üç beş kerelik İdmanla temin olunamaz. Bunun için bize uygun çare, bazı memleketlerde vakit vakit tecrübe edilen bir şekli hatırlatmak isteriz. O tarzda en kuv\etli takımı esas olarak alıp o takımı takviye etmekten İbarettir. Böyle yapıhrsa müsavi adedlerde üç kulübden alınacak futbolculardan mürekeb takımdan daha insicamlı bir teşekkül meydana çıkabilir, Şunu da ilâve edeyim ki. seyahatlere meşhur kulüblerin çok meşhur olmuş ve çok seyahat etmiş elemanlarından fazla yeni yeni meşhur olmağa başlıyan gene elemanlan alınırsa, hem gencler teşvik edilmiş, hem de takımm enerjisi artırılmış olur. Bu günkü futbolun yarısının da enerji ile oynandığmı unutmamak gerektu:. Kış ekimi başlarken Köylü zer'iyatına fazla bel bağlamıyarak devlet vasıtasile geniş ziraat yapmamız doğru olur = Yazan: • = Eski Osntanlılarda tiyatro ı Yazan: İsmait Danişmend Feridun Osman ziyâdesi mufasavver değil idi: HindiiSindln, ArabuAcemin cem'î maskharalan ve erbâbı lub'uhüneri mevcud idi» Müellif bu «mudhikât. hakkmda «hâsılı tahsil», yâni «malumu i'lâm» etmemek için tafsilât vermediğini söylüyor (6): «Her gün etrâfı memâlikten gelen nedimler ve maskharalar ve turfe mudhikler ve fişenk kal'eleri ve havaî tarıaLaların hengâmeleri ve canbaz ve ciindîler ve hayalbaz ve zurbazlar temâşâlan ve çekilen envâ'ı taâmm ve ziyafel olunan havâssuavâmın tafsili haddi ta'rifutavsiften bîrundur. Bu babda ıtnâb hâsılı tahsil kabîlinden olmağın iksâr olunmadı» Fatihte Hocaüveys mahallesinde KoDevrin ağırlıklan ruhunda puslananlar sa bile memleket buğday lstihsali gene casinan caddesinde cturan yirmi beş Için, güz aylarında, yeni bir ümid mev 2 milyon ton etrafmda toparlanabilir. yaşmda Sotiri, geceleyin hasta bir halde 6İminin şevkli kapıları açıhr Sonbahar En geniş tevzi kıstasile 18 milyon va evine geldikten bir müddet sonra ölyağmurlarını içine sindire sinddre iirperip tandaşm herbirine 300 gram buğday ek müştür. Sotirinin fazlaca balık yediği, kabarmış tarlalann doru benizli sırtla meği verdğimizi düşünsek yıllık yekun rakı içtiği ve bir Ikavgada şiddetlica 2 On yedinci asırda (Dördüncü Merında, saban, en kuvvetli hayat felsefe 1,900,000 tonu geçmez. Halbuki bizim dövüldüğü bahis mevzuudur. Dolayısile hemmedj in oğlu (Şehzade Mustafa) nin buğday ekmeği tevziini taahhüd ettiği öiüm sebebint kai'iye:le tespit etmek Edirnede yapılan sünnet düğününde bir ginin satırlannı dizmeğe başlamıştır. 1943 ün kaderi anavatan topraklannda miz nüfus miktan belki 8 milyonu bul üzere, cesed morga kaldırılmıştır. cBallet pantomimc. temsil edilmiştir. filizlenirken, geçen yılın hasılalarmda maz. Demek oluyof ki umumî iaşe j İddiaya gore bir meyhanede fazlaca 3 Gene ayni tarihte Sadrıâzam yarına dair belirtiler bulmak ve bunlar İşlerimizi nıuntazam yürütmek üze ı balık yiyen ve rakı içen Sotiri, eve dön (Köprülü zade Fazıl Ahmed Paşa) Veüzerinde gayretlerimizle ümidlerimizin re muhtac olduğumuz zahire mik '! nedik Balyosunun delâletiyle İtalyadan tan ekimin yüzde 50 azalmasma meden, akrabasmdan Tanaş isimli bi sahne makinacıları getirmiye teşebbüs yekununu düşünmek mümkündür. rinin bahçesine gitmistir. Tanaş SotiriBuhran, bize, sağlam bir sosyal bünye rağmen gene yüzde 100 fazlasüe is ; nin geçende ölen annesinin mirasındau etmiştir. nin, verimi bol ve rahat işler ekonomi tihsal olunmaktadır. Hükumetin dörtte j hisse istiyormuş. Aralan bu yüzden a4 On sekizinci asırda (Üçüncü Musşahdamarlanna bağlı olduğunu bir defa birine el koyduğu hububat yekunu,«ya | ç'.kmış ve. bahçede tazelenen kavgada, tafa) uın oğlu Şehzade (Selim) in dorıyarıya eksik farzlle dahi dört milyon j daha ispat etÜ. Tanaşla iki adamı, fasulye sırıklanm ğum şenüklerinde devlet erkânını tehzil Biz içtimaî yapımızı, beşerî uzviyetimiz dan yukarıdır, 4 5 milyon nüfus İçin | dik tutmağa yanyan demir çubuklarla eden siyasî komediler temsil edilmiştirVe bağlantılanmız üzerinde, daha riyade lüzumlu zahire ise 4 500,000 tondanj 5 Gene On sekizinci asırda (ÜçünSotiriyi dövmüşlerdir. Sotiri' güçlükle çuur zenginliğimizle ölçmeğe alısmışızdır. ibarettir. O halde buğday rekoltesinden . cü Mustafa) nm kızı (Hibetullah Sulyürüyerek evine kadar gelebilmiş, Çetin, fakat kısa intikal devrelerinin bir buçuk milyon, umumî hububat is | fakat aradan bir müddet geçince, hâdise tan) ın vilâdet şenliklerinde âşıkane koçatlaksız ruh kudretile, bütün bir iman tihsalinden üç buçuk milyon ton mahölümle neticelenmiştir. Tanaşla adam medilerle siyasî «farce» lar temsil edil*birliğile arızasız atiatıldığı doğrudur. Ya sul nereye gldiyor? miştir. ları hakkında tahkikat yapılmaktadır. *lnn tarihimizde bunun en iyi örneklerini Resmî istatistiğe dayanarak çıkarılan 6 Gene ayni asırda (Birinci Abdül"tiz verdik. T^lrin bugünkü sürekli fırtı şu hesab ikl hakikati İsbat eder: hamid) in kızı (Râbia Sultan) ın doğum oa tamamen başka sebebler ve »artlarla İktısad Vekili gitti 1 Hububat istihsall, umumî istlhşenlikleri münasebetiyle saray kızları doğdu. Maneviyatımızı dik ve diri tutan lâkten az değildir. Evvelki gün hususî işleri jçin şehrimi tarafından Padişahın huzurunda Padişatpillî müdafaa azml içinde bir de tabiate 2 İstüısalin büyük kısmı, resmi ze gelen İküsad Vekili S ı m Day Anka hı tehzil eden bir «farce. temsil edilmişVe kendi kendimize karşı Bavaşmai giW otoriteden kaçınlarak geniş sızıntılar raya dönmüştür. tir. bir iç cephe davası peşindeyiz. halinde kara borsa ambarlarına toplan7 On sekizinci asrın sonîannda ve [ 15 bin ton odun ve kömür Türkiyede yaratalan mill! birliğin aza maktadır. (Üçüncü Selim) devrinde «Kapdanı O halde dava, lstihsali artırmaktan j jnetini, yabancı füdr topluluklanna akderyâ» damad (Küçük Hüseyin Paşa) nın vagon bekliyor Eeden aydın gölgesinde daha iyl seyrede zlyade İstihsale sahib olabümek meselesi Odun ve kömür tacirleri Trakyada konağında Rus sefareti şerefine verilen biliyoruz. Bu muhteşem terkibi yaratan şeklinde kendini gösteriyor. Bütün ham Sinekli, Çerkesköy ve Kabakça İstas ziyafeti müteâkıb bir «farce» temsil edilİdrakteki mucize mayası, her~vatandaşın maddelerln rençber elinden ilk el piyayonlarında ve civannda 15 bin ton o miştir. tıyni emele tıpkı canını verir gibi ken saya geçtikten sonra pahalandığı bir On altmcı asrın başlanndan On sekidun ve kömürün vagon beklediğini, semütearife olduğuna göre, bu şartlarla flisdni vermesindendir. kiz bin tonun da istasyonlara gelmek zinc asrın sonlarma kadar (Kanunî), Yazık ki aynl cephenin iktısad bölü lstihsali bir misli daha çoğaltsak, çiftçi üzere olduğtmu öne sürerek yağmur ve (Dördüncü Mehemmed), (Üçüncü Mustnünde bu ruhun kemalinden mahrumuz. emeğinin ucuzlamasına rağmen, hüku kar bastırmadan bunlar İçin vagon te tafa), (Birinci Ahdülhamid), (Üçüncü Jkfanzaraya, müspet ilimlerin kuru, ta metin istihlâk edeceği yekun pek de Selim) gibi muhtelif Osmanh padişahla! darik edilmezse istifade edilemiyeceğini rınm cSurı HUmayun» larında muhtelif rafsız mantıkile bakıldığı zaman, İktısad artacak değildir. bildirmişlerdir. ve İaşe davamızın vaktile niçin çapraz Bu kanaate yer verildiği İçin olacak Geçen kışın Vfirdiği tecrübelerden ecnebî şahidlerin kendi gözleriyle bizzat kurulduğunu daha iyi anlıyoruz. Dava ki, Ziraat Vekâletimiz, çiftçi kredileri I sonra bu odunlarla kömürlerin Istan görüp «BaHetpantomime., «Comedie» nm mahiyeündeki millî ödev karakterine nin artırılmasma tavassut etmekle be . bula bir an evvel nakli kat'î bir zaru ve «Farce. nevilerine ayırarak resmî ranekadar yüksek doz verirsek verelim; bu raber daha zlyade devlet ziraî mües : ret halinde görülmektedir. Diğer taraf porlarma, sefaretnamelerine ve seyahatruhî ahenk haricinde binbir menfaat ce seselerinde yapılacak geniş istihsale bel; tan kömürcüler, mangal kömürü nar namelerine kaydettikleri bu çeşid çeşid reyanlarile çalkanan geniş ham madde bağlamış görünüyor. 23 eylul tarihli • eski Osmanlı temsillerini gözden geçirir kaynaklan piyasa münasebetlerinde gazetelerde okuduğumuza göre, bu nevi kının kaldınlmasını istemiş, çünkü Trak geçirmez ?u iki mukadder suâle cevab ya şehirlerinde kömür fiatı daha yükdaha ziyade katı, iltimassız hesaba da" müesseselerle çiftliklerde ve tohum is , vermek mecburiyetinde kalırız: yanmamız lâzım geliyor. lah lstasyonlarında 400 bin dönüm kış •sek olduğundan İstanbula gelecek mal1 Ecnebî menbâlarında bu kadar çok ların oralarda satıldığını da İlâve etÇünkü millî birlik çatımızın altında lık zer'iyat yapılacaktır. Bu gayret, bahsedilen bu temsiller hakkında Osmislerdir. iakışan hayatî iktısad manzumelerinin kalbimize ferahlık veren özlü sebeblermanh menbâlarında hiç mâlumat yok Fiatları yükselen* gıda mizacı evleviyetle ticaridir. Millî bünye den biridir. Ancak Ziraat Vekâleti teşnıudur? nin şuuru mutlak feragate, fakat piyasa kilâtının çalışma usullerile verimi hak2 Neden dolsyı bu türlü türlü temmaddeleri ların hele bizimki gibi kozmopolit olan kında, bugüne kadar müsbet bir fikir Dün bazı maddeierin fiaüannda ye ( sillerden elimizde hiç bir piyes ialnıaların şiarı mahzı kâra dayanır. Bu edlnmiş değiliz. Yeni Vekilimiz sayın niden kuvvetli bir yükselme görülmüş mıştır? günkü piyasa rezaletleri bunu kâfi de Şevket Raşid Hatiboğlu da bu faaliyetin Bu iki noktayı sıra ile tetkike girişınetür. Bühassa sabun îiatı on kuruş yukrecede ispat etmiştir. Bunun lçindir ki hakikî karakterile verimini, bizim gibi, selerek yüz kuruşu geçmiş, fasulye 95 den evvel, her ikisiyle de alâkadar üçünönümüzdeki hasaddâ öğrenecektlr. bütün dünya memleketlerinde piyasalar kuruşa ve nohud 80 kuruşa. kadar yük cü bir noktanın tavzihine mecburuz: kendi başına bırakılmıyarak güclümlü Biz, maalsef yanhş örnek sayılabileEvvelce de gördüğümüz gibi, eskiden tiharb ekonomisine bağlanmış ve ancak bu cek bazı hâdiseleri hatırhyoruz. Meselâ selmi§:ir. yatro san'atı umumiyetle istihfaf ediliı Buretle millî birliğe hizmet eder hale Vekâletin Muğlada üç beş yüz bln dö Zeytinyağı piyasası kontrol ve meselâ eski Romada aktörlük «nanıusgetirümiştir. Bizde de bütün nuUetçe nümlük bir Dalaman çiftliği vardır. Gesuzluk. sayılojğı gibi, Hıristiyanlıktan edildi tereddüdsüz ve nifaksız kurup yaşattığı çen yaz bu müessese kuruluş hallnsonra da Avrupada lâik tiyatro aleyhine mız millî bünye'nin ayaklan arasında, deydi. Ben 1941 eylulünde Muğladay Belediye riyasetinden verilen emir ü p?.pazlar din ve ahlâk gayretiyle vaızlaı millî şuuru mücerred hesaba ve kâra ken, asırlardır çiftlikte kökleşmiş 1516 zerine Belediye İkîısad müdürlüğü düu verirlerdi U)! Bu zihniyet bizde de vardayanan bir piyasa yaşamaktadır ki onu parça köyü çıkarmağa uğraşıyorlardı. bütün murakabe teşkilâtile zeyıinyağı dı: Oyuncunun «dchânı hezeyan» mdan kendi vicdanına bırakmıyarak bizim Çiftlik ve haplshane binalarını yapacak piyasasını kon:rol etmij ve bir çok za *saçma. çıkar, bu saçmalar «sebebi empoze edeceğimiz hesablarla ve cezrî galiba 200 kadar da mahpus gönderil bıtlar tutulmuş'.ur.. Bu kontrol bilhassa terki hayâ> olur, oyun kolu «güruhı Inzıbatla İdare etmemizden daha tabiî ne mişti. Bir ay sonra, Son Posta gazete eski yağların yeni faturalarla satıldığı mekruh» sayıhr ve işte bu telâkkiden olabilir? Sİne Vekâlet adına yapılan beyanaîta hakkmdaki iiıbarlaı üzerine yapılmış ve dolayı (İkinci Mahmud) devri oyuncubu mesele üzerinde durulmuştur. larmdan (Galatalı Kanbur Es'ad) m ölü1941 hasadından evvel ve sonra, buğ ise, Dalamanda 250 bin dönüm kuru mahsul ekildiği bildiriliyordu! Bu İki mü «dehânı hezeyânı şed ve dünyâyı İthalât eşyası serbest day fiatında, hububat satın alma şekilyüz duvar amelesine ektirilen 250 bin denîden keffi yed» şeklinde kaydedilip ierinde tutulan yanhş, emniyet vermeksatılacak dönüm ekinin ne olduğunu hâlâ merak zavallı san'atkâr sanki mintarafillâlı ten uzak prensipler ve usuller denilebilir ederlm! Dalamanla, bir zamanlar çiftlik İLhalât e§yasının yeni satış rejimi dün cehennem'e mübeşşermiş gibi «heman ki istihsal kaynaklarile istihlâk kanalları komsusu olduğumuz için İyi bilirim. j alâkadarlara bildirilnıiştir. Yeni şekle cenâbı Rabbi Gafur kanburı mezbuarasındaki ilk büyük çatlağı husule geNahiye merkezi Çakalhkla Çiftlik de göre evvelce yüzde ellisi Oiis emrine a run zünubunu mağfur ve uyubunu mestirmiştir. Diğer sızıntılann, otoriteden nilen bir yer arasındaki şosenin İki takaçınmağa çalışan muhtelif istihsal tera rafında Hidiv devrinden kalma ökalip lınan bütün manifatura, yünlü menshcat, tur eyleyüp.»» diye bir nevi «günah çıkümlerinin genişlettiği bu çatlak, bugün tüs ağaclan vardı. Kışın, Türkıye demir ve çelik, saç ve tel, kâğıd ve kar karma» duâsma kalkışılırdı (2)!.. sadece fiat vahidlerini değil, bizzat is Ziraat Vekâletinin faaliyetinden n ü tcnun satışı tamamen serbesf.ir. Yalnız Osmanlı müverrihleriyle vak'anüvistihsal bütününü de muamma haline ge muneler verilirken bu iki sıra kart mekteb defterleri kâğıdları birlüierce ierüıin hepsinde bugün bizim «tiyatro. defter haline konulacak ve büâhare tirmiştir. dediğimiz güzel san'ata karşı işte bu zihağaiın «Dalamanda bir ökaliptü3 or tevzii yapılacaktır. 194041 yıllarında harb potansiyeline manı niyet vardı ve işte bu umumî zihniyetten vüiude getirildiği» tarzında Ham kauçuk, kalay, teneke ve o'.oaıo dolayı «lchvulub. hakkında fazla tafdayanan bir güdümlü istihsal ele alın muazzam bir mana aldığını hayretle mamıştı. Bir taraftan ekim unsurları gördüic. Geçen kış sütlük hayvanlarra bil lâstiği yalnız Ofis tarafUKİan tevzi silâta girişmek âdetâ müverrihlik ve ve malzemesi azalırken, diğer taraftan dan mühim bir kısmını kaybeden gene olunacaktır. vak'anüvislik çâmna nakise sayılırdı Onun için «Surı Hümayun. lardan bahyalnız İstanbul piyasasmda 8000 den faz ayni çiftliğin, bütün bölgenin süt ve Şeker saklıyan bakkallar sedilirken muh'elif eğlenceler içinds lası kaydedilebilen on binlerce tücca yogurdunu toplajnp yağ yaparak kendi İstanbulun muhtelif semtlerindeki n n bütün rekolteleri üç beş defa elden damgası altmda merkeze gönderildiğini bakkallar, bir kaç gündenberi şeker al temsil oyunlarına da bazan şöyle böyle geçirerek, Istihsalâtımıza ateşten bir zırh duyuyoruz. Gayretlerin hedefi gösteris mak için gelen ınüşterileri «şeker kal temas edilir ve hattâ bazan da hiç temas giydirmesine Imkân verilmiştir. olmaktaa çıkarılarak rasyonel bir me madı ve gelmedb lâkırdısile karşılamak etmeden geçilirdi. Fazla olarak Türk öri Köylü aslında masumdur. Köylü nefes todla çahşılmazsa, hasılalar üzerinde ta adeta ağız birliği etmiş gibidirler. ve âdetlerini kendi milletine anlatmak alır gibi istihsal yapmağa mecbur bir şimdiden tereddüde düşmemek kolay Şehremininde Saraymeydanır.da bakkal için Türkiyede ne görürse hepsini kaydeden ecnebi dipiomatiyle seyyahmm gınıftır. Emeğinin mahsulüne değerini değildir. Kumamn dükkâmnda çırak Hikme: Ko her hâdiseyi hatideden geçiren tetkik vermezsek mağdur olur, fakat mal birikluk da, bir müşieriye dükkânda şeker zıhniyetiyle örf ve âdet mevzuuna mecUsuller tanzim edilse bile. devlet vatirmek ve ihtikâr yapmak kabiliyetinden, bulunmadıgını söylemiş, müşterinin şitabiaten mahrumdur Çünkü, tıpkı küçük sitalarile yapılmakta olan ziraat, zaru kâyeti üzerine aranan dükkânda otuz bur olmadıkça temas etmiyen Osmanlj esnaf gibi, emeğinin mahsulü eline geçer reti karşılamaktan gene uzaktır. Bugün 3'edi buçuk kilo şeker ele geçmiştir. Dün vak'anüvisinin bilhassa askerî, siyasî ve geçmez derhal satmak zorundadır. Mil' üzerinde çahşılmakta olan ekim bize ni İstanbul İkinci Millî Korunma mahke idarî sahalarda dolaşan zihniyeti ai'aletin ekonomi sosyal durumunu iyi bi hayet 6 0 7 0 bin tonluk bir yekun geti mesi, bakkalın çırağı Hikmet Kolugun smda da tabiî çok büyük bir fark vardı. lenler; istihsale tasarruf ederek büyük rebilir. 'Halbuki hükumetin iaşe darhk yirmi lira ağır para cezası ödemesini, İşte bundan dolayı Osmanlı müverrihiyle piyasalarla münasebete girişen zümre larını geniş çapta bertaraf ve devlet dükkânın on beş gün kapatılmasmı ve vak'anüvisi memlekerte her zaman görünin büyük çiftçi ile kasabalardan büyük îhtiyaclarınm hiç olmazsa yarısını temin Dükkânda ele geçen otuz yedi buçuk len şeylerden ziyade görülmemiş ve daha doğrusu ilk defa görülmüş şeylerden merkezlere doğru kanallarını kurmuş ilk edebilmesi için vasatî bir milyon dö kilo şekerin musaderesini karar altma bahsetmeyi tercih ederdi. Meselâ «Sülcyel piyasa olduğunu da bilirler. Şımank nümlük araziyi ekim sahasma ilâve et almıştır. Diğer taraftan, dün akşam da mannânıe. ismiyle (K=nunî) devrinin Ve başına buyruk piyasalardan ekin tar rcemiz lâzımdır. Haricden getirmemiz şeker saklamaktan Millî Korunma müdtarihini yazan (Karaçelebi zade Abdül' lalarına kadar cemiyetj bürüyen ahlâk muhtemel hubdbata mukabil, hükumet deiumumiliğine verilen bazı bakkallar Aziz Efendi) cSurı hıtânı Sultan Selim. bozgunu köylü ruhunda da kaypaklık elindeki unsur ve vaatalarla bunun bir hakkında takibat icrasına girişilmiş:ir faslmda Macaristan zaferlerini gösteren yaratü İse, tedbir marazî tahassüslerle kaç mislini kendi topraklanmızdan kalternsi'lerden bile bahsetmiyerek: «Her onu itham etmekte değildir. Teşhis gene dırmak mümkündür. Fenerbahçe bugün Mersine ıuz bir gune seyrütemâşâ ve her şeb tarafsız mantıkla konulmah, tedaviye Böyle müstesna bir rekolte elde edllbir nev'i zevkusafâ ile bezmi âlemde gidiyor gene maddî, hesaba müstenid usullerle mesi hem hükumeti piyasayla boğuşdemler sürülüp berağmi a'dâ istîfâyı Bayram günlerinde Mersinde iki maç gidilmelidir. Büyük piyasalardaki ufunet maktan kurtaracak, hem de köylü islezzâtı hayât ohmdu. demekle iktifa depolan boşaltılmadıkça şahdamarlan tihsalinin istihJâk pazarlarına dalıa ta yapacak olan Fenerbahç* takımı bugün eder (3>: Bu ibaradeki «seyrütemâşâ» geniş bir kadro ile Mersine gidecektir. Bu ıcızı temizlemek güçtür. biî şartlarla sürülmesi imkânlannı har.edir? Tabiî (Hanımer) vesaireyi açmca münasebetle pazar günü yapılacak Fe bunun ne demek olduğunu anlarız. Tıpkı *** zırlıyacaktır. Her halde kışlık ekim devresine nerbahçe Beykoz maçı tehir edilmiş (Karaçelebi zade) gibi (Solakzade) de İstihsalimizin yarıya indiğini iddia etir. Osmanlı tarihinin bu muhteşem düğündiyoruz. Eğer bu doğru ise, piyasayı kon başlarken elemanı, vasıta ve malzemesi şüphesiz hâlâ eksik olan köylünün zerMersinde pamuk mahsulü lerindeki askerî temsillerden hiç bahsettrol etmedikten başka bir misli azalmış mez; yalnız" «farce» lar hakkında ehembir mahsul tutarınm tevziinde, bir misli İyatına geniş mikyasta bel bağlamamayağmurdan zarar gördü miyetsiz imâlarda bulunduktan sonra fazla tüccarın oyun oynamasma müsaade mız daha doğru olur. Mersin 8 (Hususî) Mersin bölgesl «At meydanı» nda kendi kendine yürüedersek ahnacak neticeyi garibsememeFeridun OSMAN nin her tarafma bugün yağan şiddetli yen bir srafcaya ehemmiyet verir (4): liyiz. yafmurlardan tarlalarda heneüz toplanKaldı ki, üzerinde 18 milyon nüfus Bakırköy Halkevinin büyük «. OI fezâyı pürsafâ garib maskaramamış pamuklann yüzde seksen nispeyaşatan Türk vatanının az çok hesabı lar ve tuıfeguy mudhikler ile dolup tinde hasar gördüğü ve zararm iki milgüreş müsabakaları tutulabilmiş verimi ile, hayat seviyecâbecâ canbazlar ve kâsebazlar senâyi' Bayramın ikinci günü 13 teşrinievvel yon küsur lira olduğu tahmin edilmekte. ve bedâyi'den hâlî olmadılar. Cümlcden mize göre tahmini kabil sarfiyatımız dir. arasındaki mukayese, bizim her şeye tarihinde Bakırköy Barutgücü Sosyal biri bir harifi zarif araba üzerinde bir rağmen büyük blr İstihsal istihlâk Yardım kolu menfaatine yaglı ve serbest köşk peydâ idüp kendüsü köşkün içine Ramazan 28 Cuma tezadı içinde bulunduğumuzu da İsbat güreşler tertib edümiştir. Bu güreşlere girüp arabayı içerusünden tahrik eyieTekirdağh Hüseyin, Mülâyim, Kasım, etmekten uzaktır. yüp yürüttü.» B Devlet statistik yjllığı 1939 1940 Ali Ahmed ve diğer tanınmış pehlivanBu fıkrada bahsi geçen «pürsafâ garib J3 mahsul senesinde 4,067,950 ton buğday, lar olmak üzere 18 pehJivan iştirak edemaskharalar ve turfeguy mudhikler, in 2,249.314 ton arpa, 481,850 ton çavdar, cek, derece alanlara büyük para mükâ«mudhike. ler temsil ettiklerini de (Pe39 20 11 1 f> l? 12 757,309 ton mısır ve 72,874 ton pirinc Tatlan verilecektir. Bakırköyüne gidiş çevî) nin ayni şenlikler hakkmdaki şu •tititititvav (10 1 80 10 47 ifadesinden anlıyoruz (5): istihsal ettiğimizi yazar. 1941 hasadmda için trenler Istanbuldan saat 13.15 ve 14 6 20 9 33 ^ bu miktarm yüzde 50 düjtüğü farzolua, tediç f Gene (Kanunî) devrinde ve Hicretin 15 Keceb 946 tarihinde Şehzade (Bayezid) in sünnet düğününü (Peçevî) şöylt anlatır (C. 1, S. 218): (Evliya Çelebi) nin bu fıkrasında iki «... Sair. şehzadcler sünnetlerindeki defa tekrar ettiği «taklid» tâbiriyle mevüslub Uzre muuhikler ve envâ'ı san'atlar zuunu bile anlatarak bahsettiği oyunun, temâşâ olunup on üç günde itmâma Avrupa tiyatro tarihinde bir zamanlar erişti». çok rağbet bulduğunu ve boydan boya Tabiî bütün bu «mudhikler. in oyna Garb ellerinde temsil edildiğini gördüğüdıklan «nmdhikeler. le «lu'b. lerin ma müz kaba «Farce» nev'inin bundan asırhiyetlerini tamamiyle tenvir için bunları iarca evvel «taklid., «mudhike» vesaire ecnebi sefaretnameleriyle seyahatname gibi isimlerle bizde de rağbette olduğunu lerinin şimmye kadar gözden geçirdiğimiz gösterir. Onun için umumiyetle «taklid», şehadetleriyle karşılaştırmak kâfidir. «lu'b. ve mudhike» tâbirleriyle «ComeBütün bu Osmanlı müverrihlerîyle die» ve «Farce» mefhumlan ve «mukalvak'anüvisleri, Avrupa diplomatlarıyla iid», «mudhik», «maskkara. ve «bâzenseyyahlarmın «Comedie. ve «Farce. de de» tâbirleriyle de «acteur» mefhumu dikleri oyunlan hep «mudhike», «lu'b», ifade ediliyor demektir; bilhassa bunlann •hikâyet., taklid», ve hattâ son zaman içindeki «taklid» ve «mukaliid» kelimelarda yalnız Karagöz. mânâsma kulla lerini mutlaka bugünkü mânalarma almlan «hayal» isimleriyle andıkları gibi, mak, tarihî vesikaların sarahatine muecnebîlerin «acteur. dedikleri san'atkâr gayir hareket etmek demektir. lardan da «bâzende., «mukaliid», «maskZaten bundan sonraki etüdümüzde bu hara. ve «oyuncu. tâbirleriyle bahse seriye nihayet verirken gözden geçirecederler. Bu muhtelif tesmiye şekillerinin ğimiz vesikalar bu noktayı büsbütün teniçinde iltibasa en müsaid olanlar «hayal> vir edecektir. ve «taklid» tâbirleridir. «Hayal» kehmesi îsmaü Hami DANlŞMEND umumiyetle «Karagöz» mânasma kullanılırsa da «tiyatro. mânâsma bile kulla(1) Andre Boll, «Theâtre, spectacles et nıldığını gösteren tarihî kayıdlar da vardır; meselâ (Üçüncü Mustafa) devrinde fetes populaires dans l'histoire., 1942 elgilikle Viyana ve Berün şehirlerine gi StAmand tab'ı, S. 34 ve 75. den (Giridî Ahroed Resmî Efendi) nin (2) Hafız Hızn İlyas Efendi, «Vekayii sefaretnamelerinde bu şehirlerdeki tiyat letâifi Enderun., 1276 İstanbul tab'ı, Sro san'atından bahsedilirken «Komedya 187, 347, 354, 496 ve 497. ta'bir olunur hayalhane. ve «Opera ve (3) Karaçelebi zade Abdül'Aziz Efenkomedye ta'bir olunur hayalhane» şek di, «.Süleymannâme», 1284 Bulak tab'ı, lindeki izahlara tesadüf ettiğimiz gibi (7), S. 106. (Üçüncü Selim) devrinde Berline giden (4) .Solakzade taribi., 1297 İstanbul (Ahmed Azmi Efendi) nin sefaretnametab'ı, S. 476. sinde de «Opera» ile «Comedie. hakkında (5) «Tarihi Peçevî», 1283 İstanbul gene ayni sHayalhane» tâbirine tesadüf ediyoruz C8) Bu vazıyete göre müver tab'ı, C. 2, S. 73. rihlerle vak'anü\islerde görülen «hayal» (6) Ayni eser, C 1, S. 155. ve «hayalbaz. kelimelerinin medlulleri (7) Giridî Ahmed Resmi Efendi, «Berüzerinde acele hükümler vermemek çok lin sefaretnâmesi», 1303 İstanbul tab'ı, ihtiyatlı bir hareket olur. (Ahmed ReEmî S. 49 ve • Viyana sefaretnâmesi», 1304 Efendi) Berlinde seyrettiği oyunların İstanbul tab'ı, S. 3132 ve 36. aktörlerine «mukaliid. ve oyunlarma da (8) Ahmed Azmi Efendi, «Berlin sefa«hikâyet» ismini verir (9): retnâmesi», 1303 İstanbul tab'ı, S. 38. (9) Ahmed Resmî Efendi, «Berlin se«... Mukallidler lisanında aşkumahabbet ve âşıknma'şuk miyanında faretnâmesi», ayni nüsha, S. 49. teshili maslahata dair vesâtat ve kıyâ(10) «Evliya Çelebî seyahatnâmesi», det hikâyeleri...» C. 1, 1314 İstanbul tab'ı, S. 648649. İstanbul Belediyesi ŞEHİR TİYATROLARI DRAM ve KOMEDİ kısımları Uzakta oturanlara bir kolaylık olmak üzere GUMâRTESİ GÜNLERİ SAAT 15,30 da BİR MATİNE DAHA YAPACAKTIR. TAKSEM Smemasmda itibaren: Bugün matinelerden Ölmez bir hayat faciasl... İhtirasla dolu bir aşk romanı... Hasret ve sevgi ile yanan bir kalbin acı feryadmı... İstlrab ve elem içinde klvranan bir kalbin heyecanınl... Saadete susamlş sevgi için titriyen bir gönülün en yüksek nağmelcrini terennüm eden ZEYNEBİN ASKI TÜHİCOE SÖZI ü TÜRKOE ŞARIC1L1 Musiki b c t c k â n Kemani Baş rolde: Elmacı Güzelij filminin baş artisti I Okuyanlar: Eşref ŞEFÎK Universiteye rağbet Bu sene Universiteye yazılmak üzere müracaat eden talebe 600 ü geçmiştir. Talebeler en fazla Hukuk, Edebiyat ve İktısad Fakültelerine girmek istemektedirier. Bu yaziyetin, Tıb ve Fen Fakültelsrine imtihanla talebe alınmasından ileri geldiği zannedilmektedir. SADİ IŞÎLAY AZİZE EMİR I SUAD GÜN SETTAR KÖMKÜKÇÜ 40 kişilik küme saz heyeti, ayrıca 25 kişilik koro heyeti Rekorların rekoru: 1 hafta Lüks telgraf kâğıdları Çocuk Esirgeme Kurumu tarafmdai hususi surette hazırlanmış olan (LÜKS) telgraf kâğıdları her postane merkezinde bulunmaktadır. Telgraf müsveddesinin bir köşesine (Lüks) kelimesini ilâve etmek ve telgraf ücretinden aynca 15 kuruş fazla vermekle bu arzunuzu yerine getirmiş olursunuz. Bayram tebriğinizi (LÜKS) kâğıdla göndermekle hem Kurumumuz himayesindeki yoksul yavnılann bakunına yardım, hem de muhatabanıza karşı zarafetinlzi göstermiş olursunuz. • 20! m kişinin canü gönülden fakdir ettiği Arabamm k z Baş artisti, Şark Rakkası H E I N R I C H GEORG Bayan ADALET * Büyük rejisör Geza Von Bolvary'in en büyük harikalar faciası: KISMET garketmekte Görülmemiş bir coşkun rağbet karşısmda •En katl yürekleri bile göz yaşlarına tezahüratiie karşllanmaktadlr. alklş vs takdir CUMHURÎYET Nfishası S Abone şeraifi Senelik Alb aylıb Üc ayhk Bir aylık turnştur. Haric lcln 2700 Kr, 1450 . 800 > Yoktnr, JL ŞARK sinemasında Devam edecektir Bir kaç gün daha 1400 Kr 750 • 400 • 150 • Gazetemlze eönderilen evrak ve yasnlar neşredilsin edilmesln iade edilmeı ve adyaınd§p tneş'njiyet kabnl olnnmaz, Dîkkat

Bu sayıdan diğer sayfalar: