16 Temmuz 1945 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

16 Temmuz 1945 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 Temmuz 1945 CUMHURIYET MüfsîSerarası Anayasa ve Amerika merikan Cumlıur Başkanı Mr. Truman'ın Mareşal Sta Baştarafı 1 inci johlfcıi» Berlin* harekst etmişlerdir. lin ve Mr. Clıurchill ile Av rendiğini söylemektedir. Almanlann tehciri ve Balkan ropayı ve dünyayı ilgilenöiren en müObserver muhabiri, bu meselerdn de, meseleieri hinı mescîeleri görüşerek dünya snlhuYalte'dan sonra. Polonya meselesinin Londra 15 (a.a.) Times, Üçler nu deslekliyecek progranH hazırlamaga aldığı şekil gibi dikenli ve pürüzlü bir konferansı hakkında şunlan yazıyor: başlamasmdan önce, Anıerikan Ayan hal alma'mm imkânsız olmadığmı ilâAlmanya hakkında takib olunacak meclisinin Dış işleri encümeni, milletve etmektedir. müşterek bir siyaset en âcil bir meselerarası auayasayı kabul etnıiş ve mecİran meselesine gelince, yabancı kuv ledir. Istikbaldeki Alman sınırları ve lis gcnel heyetinin de aııayasayı kabul vetler tarafındEn işgal devresinin uza Almanların Çekoslovakyadan, doğu ermesini tavsiye eden raporunu heyete göndermişür. 3u yüzdeıı genel heyetin ması, bu memlekette güçlükler doğur Prusyadan, batı Pomeranyadan, Silezyadan, başka bolgelere tehcir edilip ede bir iki hafta içinde aııayasayı kabul maktadır. Times gazeteslnln eskl başmuharrlri dilmiyecekleri ve bu tehcirin nasıl yaetnıesi ve böylcce bu vesikamn Amevika tarafından kesin bir kanun olarak ve maruf siyasl yorumcu Wickham pılacağı hakkında aralarmda ilk müStood, Sunday Chronicle gazetesinde zakereler cereyan ed«ceği muhakkak tanınması beklenmekledir. şunlan yazıyor: tır. Esusen Âyan Dış işleri eııcümeninin <Üç büyüklerin vereceklerl kararlarla Üç büyük şef, Almanya meselesi dıbu vesikayı kabul etnıiş bulunması. 5eni bir harbln doğabilmesi endişesine şında, Avrupayı memleket memkket gpride kalan muamelenin de hiç bir karşı 'ÂOJTIP koymıyacaklan noktası da gözden geçireceklerdir. Anlaşamamaz engele uğramadan tekemmül edeceğini ima akla gelen bir sualdir. Bu sualln lıklara sebeb olan her bölge ve her sibelirtmeU*e olduğundan artık bu işe bir cevabı ancak, Potsdam'da verilebilecek yaset üzerinde, diğer tarafların fikri kâclup bitti nazarile de baknıak müm tlr. Üç büyükîerden her hangi biri ta fi derecede sorulmadan hare'Âet edil kündiir. rafından mefruz bir tecavüze karşı da miş meseleler hakkmda ve bilhassa üç Bn iki talihsizlik, Balkanlan işte AvHr.ıli^e, herşeyden önce, bundan 26 ha tam bir emni}et saglanması istegl büyük devletin Balkanlardaki kontrol Scne önce Birinci Dünya Harbinin en ileri sürülürfe, acaba ne olacaktır? komi?,Tonlarınm memnuniyet vermekten rupaya aid hava değişmelerini kayda meşhur simalavından Mr. Wilson ile BiLfarz Rusya, Karadenizle Akdeniz uzak olan çahşmaları üzerinde derin in yarar biçare bir barnmetre rolünden Amerika âyanı arasmda vuku bulan ve arasında geçidlerin açık tutulmasmı is celomeler yapılacaktır. ingiliz ve Ame bir türlü çıkaramamaktadır. Onun için, Mr. Wilson'un mağlub olmasile netice tiyebilir ve bunun açık kalacağı hakkm rikahların, Balkanlar meselesinde ken büyük devletler arasmdaki komışma lenen bir çekismevi hatırlatmaktadır. da teminat da taleb edebillr. Türklyenin dilerine danışılmadan harekete geçilmiş ve tartışmalar devamlı bir anlaşmaya Mr. 'VVilson, Amerikaya Milletler Cemi bağımsızlığma riayet şartile böyle bir bulunulduğu hakkında daha evT,el bir yol açıp da dunılmadıkça buralarda yeti ınis2kını kabul ettirmek için uğ isteğin im'ransız olabileceğlne geniş dü çok defalar şikâyet etmiş oldukları ha sükunot beklemek boştur. rağmış, fakat Âyan meclisi onun sun şünceli hiç bir İngiliz lnanmak istenıez. tırlardadır: NADfR NADİ duğıı vesikayı tasdik etmemiş ve bu Akden;ze açılan Boğazlarla limanların Mareşal Stalinin son günlerde yaptıyü/dsn Wilson ömrünün en feci mağlu milletlerarası hale getirilmesi belki de ğı gibi, batılı ve doğulu Müttefikler abiyetine uğramıştı. iyi bir şey olacaktır.Bu limanlardan bir rasmdaki andlafmalarm tekrar tetkikiBuna mukabil 1945 te Amerika Ayan çogu, meselâ Trleste gibi olanı, muhte ni telkin etmesi ihtimali de vardır . Baştarafı 1 inci sahiiede meclisinin Dış Heri komitesi, mü'letler lif milletlerin tlcaretinin sağlamlanmaüzerinde cereyan etmiştir. Bunu müteAmerikan heyeti arası anayasayı kabul ederek onun bü sına hizmet etmektedir. Bütün bunlar, akıb Dış işleri komisyonu Dış işleri Berlin 15 (O.W.I.) Başkan Trurrnn Bakanlığında tün Âyan meclisi tarafından kabul bu meselelerin hangi görüş noktasmdan bir toplantı yapmıştır. Potsdam'a Greenwich saatüe 12.15 te Başbakan Selâniğe seyahati sebeblenni edilmesi için zemin haarlamaktadır. gözden geçirilece£ine bağh kalmaktadır. Araba sebeb ne? Bunîar şu veya bu millete taviz olarak varmıştır. Cumhur Başkanına hususî izah etmiş ve kruzey Yunanistan askerî İki vesika arasmdaki idealizm ve re mi, yoksa bütün milletler arasında daha Kurmay Başkaıu Amiral Leahy refakat ve sivil makamlarile yaptığı temasiarın aYnm farkı nıı? Yoksa aradaki 26 yıl triiyük Işbirligini temin lçin mi istene etmekte idi. inübalarını belirtmiştir. Şimdi kuzey Dış İşleri Bakanı M. Bymes, başka hududları muhafız kuvvetlerinin yanıîçinde diinyanm geçirmiş olduğu deği cektir? Öyle tahmin ediyorum kl, eğer Uç bü'.Tikler kendi emniyetlerini, yeni bir uçakla Başkan Truman'dan 15 da na mükemmel teçhiz edilmiş ingiliz şiMikler mi? kika evvel Potsdam'a gelmiştir. Gene kuvvetleri de katılmış ve bunlara YuBazı dikkatH müşahidlere göre Wil lcadlarla meydana getlrilecek bir strateji şeklinde telâkki ederlerse, henüz ral Eisenhower, Potsâam'da cereyan e nanistan hududuna karşı tahriksiz olascn'un en büjük hatast, bugüniin diindecek olan müzakerelerin bir kısmma rak girişilecek her tecavüze karşı koyyasilc yarının dünyasını birbirine bağ çekirdek halinde bir banş konferansı iştlrak edeoektir. mak emri verilmiştir. lamak istemesi, yani Miüetler Cemiye olan bu toplantı kendisinden beklenen neticeleri veremiyecektir.> Moskova ne diyor? Komünistler haric obnak üzere her ti misakını sulh muahedesine bağlaması Moskova 15 (a.a.) Pravda gazetesl, partiye mensub gazeteler, Başbakanuı ve böylece Milletlcr Cemiyetini, sulh Londranuı endişeleri üç büyüklerin önümüzdeki toplantılari nutkunu tasvib eden yazılar neşretmekmuahedcsini tatbika memıır bir teşekLondra 15 (a.a.) «Reı^tsr»: nı incelerken çunlan yazmaktadır: tedirler. kiil haline getirmesidir. Onun bu şekilPotsdam konferansının toplanması «Üç büyük demokrat devlet şefleri ade hareket etmekle ve mııahede ile karşısında fena birer hâdiîe teşkil etElas mensublarından 11 cani cemiyeti birbirine bağlamakla varmay» miş olan ve bir tesviye tarzı beklemek rasmdaki şahs! temaslann ne derece clüme mahkum edildi ehemmiye'.li oldugu harb seneleri içinnmduçu netice, muahedenin, yabud btiAtina 15 (a.a.) Solcu Elas siyasî te devam eden Tanca hakkındaki müzade kat'î olarak meydana çikmıştır. Altün sulh nruahedelerinin tatbikından kereler RusTürk müzakereleri ve hattâ grupunun özel polisine mensub 11 kişi, dolayı ortaya çıkacak biitün ihtilâfların Yakınşark durumu arka plâna geçmiş manyanın mağlubiyetl ve kayıdsız, şart dün Atinada yapılan yargılanma sonunsız teslim oluşu, Tahran ve Yalta koncemivet tarafımlan kanun ve adaM lerdir. Potsdam konferansı bu meseleler da ölüme mahkum edilmişlerdir. Başgcrekleri dairesinde hallolunmasi, si iizerinde bir fren vazifesini görmüş ve feranslannın tarihl manalarını göster ka 9 sanık müebbed kürek cezasma yasl ve ikhspdî mal.iyetteki hataların tabmin edildiğine göre, üç büyük dev miştir. çarptırılmışlardır. Bunların hepsi sayıÜç büyükler, şimdl tamamile yeni sız cinayetlerle suçlandırılmış bulunııgit.çide ve eeste ceste dosralanması idi. letin bu meseleler karşısındaki hareket Eu telâkkinin yanhş olnp olmadıgı hatları tebellür edinciye kacar mesele şartlar altmda buluşacaklardır. Onlar, yorlardı. bir tarafa bırakılırsa bn defaki mil lerin mahallî müzakereleri duracaktır. sadece Avrapa harbinin tasflyesi ile 11 Eulgar vat^n cephesinin programı let!erara«n yasanın, bu bakımdan. MilTürk Dış işleri Bakanı Hasan Saka gili meseleieri değll, fakat ayni zamanSofya 15 (a.a.) Anadolu ajansınm letler Cemiyeti misakmdan tamamile ile Anthony Eden arasındaki konuş da saglam ve devamlı güvenlik temelle özel muhabiri bildiriyor: Ryrılımş olduğu göze çarpar. Çünkii bu malarm, inceleme mahiyetini aşmıj ol rine dayanan barışçı bir Avrupanın yaVatan cephe3İ yakmda yapılacak s^ratılması meselesinl de halledecekleryasa bir sulh muahedesine bağlı değil ması şüphelidir. çimlerde kendı durumjnu belirten ve dir.> dir. Hattâ bu yüzden onu temelsia ve Potsdamda Başkan Truınan, Mareşal aşağıda ana hatları göstenlen şu tebliği köksÜ7 bir varlık sayanlar da vardır. Stalin ve Churchill'in iktısadî meseleyaymlamıştır" Fakat bunlarm da telâkkiierini bir ta lerle meşgul olmaları beklenebilir. «Dış siyasette: Kabul vs riayet edirafa bırakarak yeni anayasanın miinAvrupadaki hayat seviyesi önümüzdelebilir bir barış yapılması, Balkanlarda hasıran sıılha bağlı olduğunu ve sulhu ki kış daha felâketli bir hal aldığı tak Bajforafj I inci sahıjede sürekli barış durumunun sağlanmasma dcsteklediğinl, bu yüzden ortaya çıka dirde hududlara müteallik maselelerle, tlr. Mareşal demlştir ki: iştirak, Birleşmiş Mille'.ler anayasasma cak biitün meselelerin de gizli veya demokrasi hürriyetleri ve hükumetlerin € Bu harbin tahribatını tamir et iltihak, Sovyet Rusya ile ebedî dostluk, asikâr konuşulmasına imkân verdiğini serbestçe intihabı meseleieri hiç bir mek için senelerce çalışmak lâzımdır. yeni Yugoslavya ile sıkı yakmhk ve kabul etmek lcab eder. kıymet ifade etmiyecektir. Bundan sonra harb olmıyaoağma ina ittifak, diğer Balkan memleketlerile işMeselâ Almanyayı idare etmek, bfilÜç Büyükler'n seyahati nanlardan degilim. Fakat harb tehlike birliği ve i>"i komşuluk münaîebetleri, gelere ayırmak, bu ayrı ajn bölgelerLondra 15 (a.a.) Başkan Truman'ı sini azaltabiliriz. Saa Franclsco'daki eşit haklara dayanmak suretile bütün deki idareyi ahenkleştirmek, Almanya Avrupaya getirmekte olan Augusta çalışmamızın hedefi buydu. Burada ol Slav milletler arasmda yakmhk ve ittiyı yeriiden terbiye etmek, yeni Alman kruvazörü, re.rakatinde İngiliz ve Ame dukça realist bir anayasa haarlamağa fak. ne«;li yetistirmek, tamirat meselesinl rikan harb gem ileri bulunduğu halda muvaffak olduk. 28 sene evvel, Birinci Iç siyaset: Slavlarla Balkan milletleri k»rarlaştırmak, mandalar. iisler, hava bu sabah Anvers limanma gelmiştir. Dünya Harbi bittikten sonra işlenilen arasmda dostluk zihniyetile milletin yolları, petrol, gümrük tarifeleri mese General Eisenhower, Başkanm karaya başlıca hata, büyük ve küçük milletlere terbiye edilmesi.> lelerini netlcelendirmek, Rhur ve Rhin çıkışından birkaç dakika evrel rıhtıma ayni suretle muamele etmekten dog Mareşal Tito anlaşmayı bozdu! havzalannın nasıl ve ne kadar zaman gelmiş bulunuyordu. Başkan, General muştur. Küçük devletler çok haviıyaLondra 15 (a.a.) Daiîy Mail gakuUanılacağına dalr karar vermek, U ve refakatlerinde bulurianlar doğruca bilirler, fakat o kadar şîddetle ısıra zetesinin yazdığma göre, Mareşal Tito, zakşark harbine Sovyetlerin iştirakini Bruxelles yakınmdaki Melberdeck ha mazlar. San Francisco'da yaptıgımiz A Ingiltere ile Trieste hakkında akdetmiş saşlamak veyahud bu isten vazgeçmek va meydanma gitmişler ve Başkan Tru merika. İngütere ve So^Tetler Birllğinin olduğu anlaşmayı, buraya siril kıyafette pibi biitün meseleler sulh muahedesi man buradan derhal bir uçakla Berline blze polislik etmeslni kabul etmek oU unsur sokmak suretile bozmuştur. Gayapılmadan evvel görüşülecek ve kararmuştur.> zete, bu sızışı harbden evvel Almanlahareket etmiştir. la^tırılacakhr. Biitün bunlar bugüniin Mareşal Stalin ve Sovyet Dı? îşlert Mareşal asksrlere, Ueride kendilerlnl rm Danzig'e nüfuz edişlerine benzet me?ele'eridir ve bugünün gereklerine Halk Komiseri M. Molotov da dün bekliyen ödevlerden bahsetmiştir. Ma me'\tedir. göre halledilecek, yarının gerekleri dureşal bugUn güney Afrikaya hareket erumu değistirecck olursa, o zaman da Moskovadan ayTilmışlardır. Diğer taraftan Başbakan Churchill, decektir. Trakyada bereketli ona göre tedbir almacaktır. Fakat bütün bunların milletler yasası ile bir il Potsdam'a gitmek üzere bu sabah Boryağmurlar daberry şatosundan ayrılmıştır. gisi yoktur. Eöirne 15 (Özel) Bugün şehrimi;? Ekonomi Bakanı Mr. Eden'le Mr. Attlee de Potsdam'a Amerikan Âyan meclislnîn yeni ans gitmek üzere uçakla Londradan bu saGemlik lö(Özel) Ekonomi 3aka bereketli yağmur yağmış ve çiftçinin ı olan vesikalan ko bah ayrılmışlardır. İngiliz heyetinin <Ji nı Fuad Sirmen, beraberinde Bakanhk yüzünü güldürmüştür. Son günlerde yasavı ve ona layhkla kabul cderek 26 sene evvel yap ğer iiyeleri de başka bir yolcu uçağile Teftiş Heyeti Reisi Tahsin Nahid, Sanayi Kırklareline de yağan yağmur yazlık tığı gibi Ctunhur Başkanım yapayalnız * Tetkik reisi Süreya, Sümerbartk U.MÜ mahsulâta çok faydalı olmuştur. bırkmamasının hikmetini bu noktada dürü Hulki Alisbah, Bölge Müdürü Almanyada tevkifler aramak icab eder. Yani bu defa mil bfitün milletlere ömek olacağını söyle Necdet, Kömür Tevzi Müessesesi MüParis 15 (O.Wİ) S o n İyi ay zarletlerarası anayasa, bir sulh muahede miş ve anayasayı âyana takdim edcrken dürü Şefik olduğu halde buraya şeldi. fında Amerikan emniyet kıt'alan tarasinin icra vasıfası değildir. Ve yalnu bu nokta üzerinde de durmuştu. Bekdiyede halkın dileklerini dinledi ve fından 50,000 e yakın n a d tevkif edilsulhu yaşatan, sulhu destekliyen. sulhu Âyan meclisi Dış işleri komitesi va zeytinciliğimizin daha verimli olması çamiştir. Tevkiflere devam edilmektedir. teskilâtlandıran yasarfır. zifesini yapmakla Cumhur Başkanmın releri üzerinde durdu; sabun ve prina Bunlar arasında harb mücrimleri, GesMr. Truman Amerikamn her millet bu arnısumı frerçekleştirmiştir. fabrikalarını gezdikten sonra Istanbula tapo mensubları ve emniyeti tehdid eten önce bu anayasayı tasdik ederek debllecek başka kimseler vardır. öıtıer Rıza DOĞRUL hareket e t t i A Uçler Konferansı aeıhyor Başmakaleden devam unsurlar btiyük devletler elinde her zaman oyuncak olmağa hazırdırlar. Almanyanın bir göz kırpnıası üzerine kendilerini büyük Cermen împaratorluğunun eşit hafclara malik bir müttefiki. bir ortağı farzederler. Alman ordusuna topraklarından geçid hakkı vermekle, Alman askerleriue çarah sunmakla övünürler. Bütün bunlan yaparkcn uşaklıktan başka bir vazife görmediklerinl farkedemezler. Derken Kuslar kulaklannı büker. Bu scfer kendilerini Slavlık dünyasınm öncüleri yerine koyarlar. Birkaç kişinin boynunu uçurmakla kendilerini temize çıkardıklanna kanidirler. Yeni politikaya dair ateşli mıtuklar söylerken, sörferinîeki samimiyete kendilerile beraber yeni müttefiklerini de Inandırdıklarjna emindirler. Hareketlerinin baştanbaşa saçma ve manasız olduğunn' bir an düşünemezler. Düşünemezler ki, üzerinde yaşadıkian toprağın gerektirdiçi şartlara göre hareket etmedikçe yeryüzünde oyuncak olmaktan kurtıılmalanna imkân yoktur. Balkanlı'arın müşterek malı olan yanmada üzerinde komşularına kıyasla daha üstün haklar arkasmdan koşlukça mütemadiyen ezileceklerini idrak edeme?ler. Avrupnın barometresi Düııkti maçta Beşiktaş HddJse/er/lrâstnda 40 galib geldi Incelemeler.. ir anket açılsa veya bir tistik tutulsa şu son, hele en son seneler çok kallanUanj sözlerin ve işlerin başmda «incelemeler» geldiği görülür. Etrafımıza dikkat edersek çoğumuzun kendine gbre bir inceleme ile meş gnl olduğiınn ve her işin altmdan biı inceleme fırsatı çıktığını gönnemet kabil değildir. Nedir bu incelemeniaj sırn? Bir yerde bir suüstimal haber verili Tabiî ilgili memurlar incelemelere larlar. Ekmek tipinin degiştirilmesi icab e | der, haftalarca incelemesi sürer. Kumaş dağıtım işi derin bir incelemey gerektirir. Falan kararnamenin tadil incelenir. Tramvay meselesi inceleniri otobüs incelenir, vapur incelenir. Yeni bir Bakan gelir, incelemeler başlar. Bir miidür değişir işi inceleme ister. Bir hâdise olur, yerinde inceleme ye giderler. Birliklerin akıbetl incelenir, ticaretia şekli incelenir, ulaştırma davası ince lenir. Ee bn inceleme, ne zamana kadar ı recektir? Biı elimize aldıŞJımiz şeyi 1 le günlcrce, haftalarca lncelemeden rip çeviremiyeoek miyiz? Ba sözlerimle tetkiksiz, tahkiksiz ijj yapüsın demiyornm. Fakat işlerimizi gayesi kayboMu. Asıl Iş yerine incelemı maksad oldu. Bir Bakanlığın, bir ı diirlrigun, bir dairenin işleri şahsî ğildir. O bir vapura benzer. Naaıl kaptanlar vardiya değiştirirken gemiyi baştan aşağı incelemeı ise bunlann böyle olması lâ^m^'r. Bir dairede büyuk bir mekanlzma vi o mekanizmanın nasıl ve niçin işliyeceğine dair bir sürtt mevruat vardır. Bunlann fcuruluş ve konuşunda icab eden incelemeler yapılmıştır. Büyük işler bunlara gore yürür. Kuçuk işler için de en salâhiyetli zatın uzun uzun inceleme külfetlne ginnesi fazla zahmet olor. Yani denecek şu ki, bu incelemeler biraz mubalâğa anetmeğe başladı. Tuttu£n İşi tanıyan bir adam, önüne gelen meseienın enlni boynnu nemen karrar. Alacağı kararı knvretlendirecek âmilleri kısa bir camanda toplar ve fşi düğümler. Uzon İncelemeler tereddüd ve kararsobk teslri yapıyor. Bana, ilâve olarak şorayı da ortaya atmaya şayan bulurum: Her Bakanlıgın, her müdürlügün merkezde ve mülhakatta teşkilâtı vardır. tşler bu tcşkilât arasında taksim edilmiştir. Mülhakatta bir iş lçin merkezdeki teşkil barekete gecmez. Blzde böyle olmamakta ve en küçüfc Işlere kadar en büyük salâhiyet sahibleri yerine kadar gidip incelemeler yapmaktadır. Bu hem emek, hem para bakımından kiilfetlidlr. Ya teşkllâttakj adamlara itimad vardır. Onlara bn işleri yaptırınz, yahud yoktnr, onlan değiştiririî. Hepslni ben föreyim ve yapayım arrusa ne kadar sambnî olursa olsun içinden çıkümaz bir merkezilife ?">1 açaf Iri bir idare mekanizması için çok »ararlı vi mahzurludur. Bu Wr taraftan mes'uiiyetin ortadan kalkmaaına, bir taraftan ihtısas re salâhiyetin sıfıra inmesine ve bütün işlerin bir kişinin omuzlanna yüklenmesine sebeb olnr. Ne kadar faal, ne derece kuvvetli olursa olsrun, bir müdür böyle teferrüatla yıpratılırsa asıl kendisindeö istifade edilecek zaman yorulmuş bulunabilir. Bunn biraz tadil etsek de, her tnemnra kendi hududu içinde salâhiyetler ve ona muvazi olarak mes'uliyetler versek, sanıyonrm ki makine biraz daha çabuk işllyecek, büyük salâhiyet üniteleri daha aa yorulmuş olacaklardır. Balkanlarda Yunanlı misafirlerimiz şu kızgm temmuz ayında futbol oyrıamak için Istanbula gelirken, Ateş Ilahı Ifestos'a yalvarmış olacaklar ki, dün gece epey devamlı yağmur yağdı. Gökten inen o su sayesinde etrafa biraz serinlik dağılmıştı da futbolcular bayılmadan oyuna devam edebildiler. Silmesine dolu Şeref stadına, Baş'oakanımız Saracoğlu ile beraber maçı seyretmek üzere ingiliz büyük elçisi ve Valimiz de gelmişlerdi. Hk maçı Galatasaraylılar Beyoğluspora karşı oynadılar. Ve kendi hatalsrie, şalısî ve inadcı oynamaları jüzün den oyunu 32 kayb^ttiler. Vakıa Galatasaray kadrosunda, Salim, Mustafa ve Erdoğan gibi esaslı oyuncular yerlerini başkalarma bırakmıştılar. Fakat dünkü kadrosile de Galatasaray galibi yeti değilse bile beraberliği kurtarabiirdi. Beyoğluspor Galatasaray maçmdan sonra sahaya alkışlarla giren misafir takımm kadrosıında değişiklik oldu unu haber aldık. Dci takım şu tertiberde dizildiler: Olimpiyakos: Tavlos Zakos, Mura tis Mimarpos, Hehnl, Vayankos, Depuntis, Simonidis, Vazos, Vasili, Apostolos. Beşiktaş: Etem Yavuz, Yani Hüseyin, Ömer, Çaçi Vecdi, Hakkı, Kemal, Şeref, Faruk. Hakem Feridun Kılıçın idjıresinde başhyan ojnınun ilk tesirli akmını O limpiyakoshılar yaptılar. Bu akını çeviren Beşiktaşhlar, bilhassa üç orta muhacirain hazırladığı ve sürdüğü akınlarla gözle farkedilir derecede bir üstünlük temin ettiler. Misafirlerimiz topu kendilerinden daha iyi kullanan Bejiktaşldar karşısında deplasmanh bir üslubla oynamağa çalışıyorlardı. Yunan takımınm Beşiktaş hücumlarının ağırIığına kapıldığı sıralarda en çuurlu çahşan e'.emanı menkez mua\ritüeriydi. Hücumda olduğu kadar müdafaada. da sağlam bir tevzi • merkezi gibi çalışan misafir merkez muavini Besiktaşın rakıb sahaya girerken kazandığı hızı oldukça kesiyordu. Sekiz dakikada Olimpiyakos kalesi önüne bir kaç kere gelip golsüz dönen Beşiktaşlılar ilk sayılarını doku:uncu dakikada yaptılar. Olimpiyakos kalesinin ağzı Beşiktaş muhacimlerile karışmış Yunanlı müdafilerle dolu iken Beşiktaş merkez muavini Ömer sıkı bir füt çekti. Om«rin şütü Olimpiyakos müdafiiııin dizinden falso alarak kaleye girdL Bu birinci golden sonra Beşiktaş hücum hattı ile muavinleri Lrasındaki uzun paslı anlaşma daha güzel görünmeğe başladı. Rütubetli ve boğucu sıcakta ^atbolcudan fazla top koşrurma tarzını Eiyahbeyazlılar muvaffakıyetle tatb,ik etüler. l Açığa vurulan endişeler Nizami: «Sus aman.. Aman Yarabbi ne şirret şey!> sözlerile radyoyu kapadı. Canzi, deminki parlayışından utanmiş gibi uysal bir eda takınarak yavaşça «yıkıcı A\Tupa ruhu!» dedi. Sonra iki kadm başbaşa verip alçak sesle konuşmağa başladılar. Nizami ile ben, radyo dolabı yarundaki koltuklarda pipclarımızı yaktık, beton dozlarının tertibine, kontroluna ilgili bir meslek bahsine daldık. Garson sofrayı topluyordu. Ben Nizami ile meşgul olduğum halde kadmlarm fısıltısına kulak kabartmaktan kendimi alamıyordum. Haşmetten bahsediyorlardı. Kıskançlık illeti, tefrih devresinde bile insanı perişan eden bir hastalık gibi daha o zamar.lar varlığımı bürümüştü. Bunun nasıl dalbudak salıverec?ğini, beni ne deliliklere, alçakhklara süreceğini henüz bilmiyordum, Dünyayı ve kendimi görecek gözüm olsaydı bazı hallerim, meE«lâ yeni türeyen muvazenesizliğim tehl.keli uçurumlara ysnaştlğımı barıa haber verirdi. Fakat ben o zamanlar bütün kontrolu kaybetmiştim. Nizamiyi yüzüstü bırakarak şuursuz bir halde kad:nl?rın üzerine uğî'adım: «Bizoen çizii nc konıışuvorsunuz?» diye baeırdım. Bu defa Belkis korktu. Nizami de uygunsuz bir şey sezinlemis gibi yanımıza seğirtti. Içi'.nizde sükunetini muhafaza eden yalnız Canzi kalmış, fakat o da sofr?Hnkı neşesini kaybederek sararıp durgunlaşm'.^tı. Belkia kanape üzerinde büzüiüvor, donuk k>rkak göîlerlo bana bakıyor Nizp.mi kadmlsrîa ararna "irmsk ister gibi bir tavır takınıyordu. Canzi yerinden kalkıp hizmet eden iki kuruma bagışladım. Bunu kimse, hattâ Canzi bile bilmedL K.endi vicdanım müvacehesinde aşkıma ihtiram göstermek isteyişlm bana yurd ödevimi de yaptırmıs oldu. SAF1VEEROL Şimdl geçmisi gözden geçlrirken 43/44 yılbaşındaki bagişlamanun hatırasi derdli ruhumu sükun ve teselU ile sanp yanımda durdu buhran geçirdiğiınl an hasisliktir. Hasisliğin adı bile senl u sarrnalayan biricik rahatlığımdır. lamıştı her halde samimi bir aglr baş tancmdan yerlere geçiriyor. Evet, şimdi 2 lılıkla: «Haşmetten şikâyet ediyordum> hatırlıyorum. Geçen giin bana ailemizin dedi. Tekrar bağırdım: hikâyesini anlatan bir kitab yazmakta Güvercinler ve leylekler Aynldı'. gitti. Haşmetten daha ne olduğunu söylerken, sevdiğl Cangüzel diyarı Hanım namına çaşme yaptıran Mustafa şikâyetin olabilir? Nizami bir kadma karşı gösterdigim Durakçayı ne kadar övmüştün. cEskiYurdum dedikçe göziimün önüne ler, ganl yürekli insanlarmış. Sevdiklebu dik muameleden incinerk: hep güvercinler ve leylekler gelir. Carinin namını kutlamak için hanlar, çeşçeşmelerinden, Turhan ne yapıyorsun kendine meler yapürırlarmış. Buçünküler sahi milerÜKİen, şadırvan hamamlarmdan, hanlarından ziyade gel. Sarhoş musun yoksa? dedi. den o adnmlann nesli mi? İnanmak Belkis. kadınlara vergi, bir çabuk kav güç. Türk erkeği cömerd diye belledik. kuşlarmın kalbime yuva yapması nerayışla toparlannıış, Canzi ile aramda Halbukl.. herkes nekes oldu galiba.> dendir bilmem. Belki yurduma bağlı binbir hatıra ve efsaneyi bana hatırlatarkadaşlıktan fazla bir şey hüküm süryavrumuD bu sözlerinl hatırlaymca bkları için. «Evvel zaman içinde kaldüğiinü anlamıştı. Kocasma, sen karışma, der gibi bir işarette bulunduktan yatışıverdi. •. Zihnimde anl bir kajar bur saman içinde..» sözlerile başlanabidcğdu. Nizami, taksi aramak lçin soka lecek bütün o masallar veya hakikatler sonra beni yatıştırmaya davrandı. ga çikmıştı. Belkis kürkiine şalına bü farkı ne ki değil mi geçmiş! aşk ve Hflşme*, Canziden eşya ve para isründii, holde bekledik. Yılbaşı gecesl güzellik, esrar, macera, kahramanhk dotemiş. Onu konuşııyorduk. için davet"! olduğumuz Mi^ter W nin ludur. Işte hep biliriz ki giivercin sevCanzi artık ne diyeceğini şaşirmiş gi Bomontideki evine hep beraber gitmek da, leylek de esrar kıışvıdur. bi .laygılı bir yurgunluk içinde bannı üzere sözleştik. Ben, zihnimde tasarlaYurdum, tarih boyunca kâh şarkın eferek: «Haşmet son derece hasistir> dığım işe dalmış bulunduğum lçin, Nikâh garbın davasını benimsiyen Trakdedi. Bu sözleri söylerken yüzünün kı zamılerden çabuk aynldım. larm jurdudur. Silâhları, atları, zevkle zardığmı, kızartının kulakları yanmdan Ertesl sabah derhal karanmı yerine Işîenmiş gümüş kupalan ve hepsinden inip boyııundan süzüldükten sonra dekoltC3inin içine kadar aktıgım gördüm. getirmpge koyuldtım. Ben Haşmet cln ziyade Omiros, Orfoys, Tamiris gibi, Aramızciaki tıl?ımın bir an için kopar sindcn bir Tilrk erkeji deâildim; ben esatire göçen saz şairlerile ün aimış gibi olduğunu zanaetmis. deliye dön Mustafa Dufakca soyundandım. Banka olan o harikah kavmin toprağlnda bir müsHlm. Baktım ki tılsım yerli yerin mevduatımın dörtte üçünU; büi mille kasaba... Ismi de Keşandır. de'îir. ZavaHı yavrum! D3mek senin timiTi sağlik kalkmmasına, diğeri öksiia ror) lçin de yeryüzündeki zâfların en çirkini Türk çocuklajının tahsil ve terbiyesine CİGERDELEN Uzun paslar sayesinde sık sık Oliaıpiyakos nısıf sahasına girip çıkan Beşiktaş muhacimleri on dönrüncü dakikada ikinci gol fırsatını da buldular. Şereften soia aktarılan topu Faruk güzel bir kafa çıkışüe alarak ikinci golü de yaptı. Birinci devrenin sonuna kadar Besiktaşın oynn tarzmdan kurrulmağa çalışan misafirlerimiz iki kere gol mesafelerine girdiler. Fakat ortada isabetli şütlü oyuncuları olmadığından sayı yapamadılar. 2 0 biten birinci devre içinde Hakkınm epey yorulduğu farkediliyordu. Nitekim ikinci devreye çıkarlarken H3kkı yerini Raufa, sağaçık Vecdi de Ahmede terketmiştiler. ikinci devrenin başlangıcmda teşebbüsü kendi taraflarma alan Beşiktaşlılar, dördüncü dakikada sağiç Raufun bir kafa vuruşile üçüncü gollerini kazandılar. On beşinci dakikaya doğru Hakkı tekrar takıma girdi. Fakat maçın bi rinci devresinde olduğu gibi, topu takib ve enerjİli çıkışlar itibarile futbol derecesi hayli zayıfladı. Besiktaşın on dakika kadar devam eden bu gevşekliği sırasında, çektikleri mahrumiyetlere ve cefalara rağmen atletik kabiliyetlerini muhafaza etmiş olan misafirlerimiz canlı çahştılar. Yukarıda da kaydettiğimiz gibi, sıkı şütlü, girgin hücjm ele manları olmadığından bir netice alamadılar. Yirmi birinci dakikada Kemal şahsî denebilecek bir şahısla d ö r d u c ü Beşiktaş golunü de yaptıktan sonra oyunun ibresi tekrar Beşiktaş tarafına döndü. Son dakikalarda misafirlerimize esaslı bir fusat düştü. Faydalanamadılar. Beşiktaş da biri Şerefin kalecinin vurdugu yere çektiği şütle, di&ert de dışan vurulan iki gol imkânından lstifade edemediler. Dün, Beşiktaşlılar dört gol farkla kazanacak kadar ağır bastılar. Misafirlerimiz ,ilk gördüğümüz Galatasaray naaçında da yazdıgimız gibi, rahat paslaşan bir oyun oynuyorlar. Fakat üeride netice alacak oyuncular arasmda seçkin, girgin ve sıkı şütlü bir İki futbolculan olmadığından gol çıkaramıyorlar. Yalnız şu taraflannı takdir etmek pek yerinde olur: Futbol mevsiml bitmiş ve çok cefa çekmiş bir milletin çocukları olduklan halde idman kıvamlarını hâlâ muhafaza ediyorlar. na stard yüzünden birinciliği kuvvetle beklonen (Çiçek), üçüncülüğü beklensn (Bürücük) ile yer değiştirmek zorunda kaldı. Çifte bahsin ve üç bahsin ikinci ayağuu teşkil eden Arab taylarının (1600) metrelik koşnsnnda (Nurcan) iki boy ara ile (Yund) u geride bırakarak günün ikinci sürprizini yapmış oldu. Çifte ve üçlü bahsin son ayağını teşkil eden büyük İngilizlerin 2000 metrelik koşusunda (Diken) günün favorisi (Destegül) ü mağlub ederek günün üçüncü sürprizini yapmış oldu. Koşuların teknik neticeleri: Birinci koşu: T«îah<iud kazanch üç yaşındaki safkan İngiüzler, mesafesi 1800 metre. Bu koşuya kayıdh bulunan iki attan (Elanvital) koşturulmadığından Kara Meh mede aid bulunan (Gelincik) birinci addedilmiştir. İkincl koşu: (Satış koşusu) Dört ve daha yukarı yaştaki safkan Arablar. Mesafesi 2000 metre. İzzet Eriklinin Borası 64 kilo, binicisi Cemal birinci, Mehmed Bedülün Hergülü 64 kilo, binicisi Hasan ikir.ci, Fahri Hhanuı Ceylân'ı 64 ki'.o, binicisi Arkadi üçüncü. Müddet: 2,26 dakika. Bitirişteki fark: tJzak, uzak. Bahsi müşterek ganyana: 110 kuruş verdi. Bu koşuya kayıdlı bulunan (Demir Buldan) koşturulmadı. Ayni koşu üzerindeki ikili bahis de 125 kuruş verdi. Üçüncü koşu: (Yalova koşusu) iki yaşında, hiç koşu kazanmamış yerli saf kan Iflgiliz taylan. Mesafesi 1000 metre. Kara Mehmedin Bürüceki 56 kila, binicisi Filipis birinci, Prens Halim Saidin Nevkizi 54,5 kilo, binicisi Da\ud ikinci, Fehmi Simsaroğlunun Çiçeği 54,5 kilo, binicisi Horvart üçüncü. Müddet: 1,04 dakika, bitirişteki fark: İki boy, dört boy. Bahsi müşterek ganyana: 600 kuruş verdi. Bu koşunun ikili bahsi de 25,30 kuruş verdi. Koçuya kayıdlı bulunan (Aşk) koşturulmadı. Dördüncü koşu: (Hanclikap) Üç yaşındaki yerli yarım kan ingiliz taylan. Mesafesi 1400 m., M. Turgudun Burgazı 70 kilo, binicisi Ahmed birinci, Prens Halim Saidin Sabareftan 62 kilo, binicisi Davud ikinci, Z. Fescioğlunun Torosu 53 kilo, binicisi Haluk Güçlu üçüncü. Müddet: 1,32 dakika, Bitirişteki fark: Üç boy, uzak. Bahsi müşterek ganya na: 1,30 kuruş, ikili bahis de 165 kuruş verdi. Bu koşuya kayıdlı bulunan Sülün) koşturulmjadı. Beşinci koşu: Uç yaşındaki saf kan Arab taylan. Mesafesi (1600) metre. A. Pekacarın Nurcan'ı 54,5 kilo, binicisi Yula birinci, Ahmed Kesebirin Yund'u 62,5 kilo, birücisi Ahmed ikinci, Ihsan Ozkaşıkçmm Kovboy'u 56 kilo, binicisi Horvart üçüncü. Müddet 1.54 dakika. Bitirişteki fark: iki boy, uzak. Bahsi müşterek ganyana: 700, plâselçr: 310 100 kuruş verdi. Bu koşu üzerindeki ikili bahis de 900 kuruş verdi. Altıncı koşu: Uç ve yukarı yaştaki saf kari ingiliz atları. Mesafesi 2000 metre. Halid Gülenın Diken'i 58 kilo, binicisi Nazım birinci, Prens Halim Saidin Elanvital'i 53 kilo, binicisi Davud ikinci, Fehmi Simsaroğlunun DestegüTü 60,5 kilo, binicisi Horvart üçüncü. Müddet: Verilmedi. Bitirişteki fark: B. FELEK Yarım boy, bir boy. Bahsi rrüşterek ganyana: 720, plâseler: 250240 kuruş verdi. Bu koşu üzerindeki ikili bahis de Kayseri bölgesinde sıcaklar 22,5 lira verdi. Develi 15 (a.a.) Birkaç gündenberi Beşinci ve altmcı koşular arasındaki ilçeıniz çevresinde şiddeth" sıcaklar hüsürmektedir. Sıcaklık derecesi çifte bahiste (Nurcan Diken) kombi küm nezonu 43,70; üçüncü, dördüncü ve al gölgede 3840 arasmdadır. tmcı koşular arasmdaki üçlü bahiste (Bürücek Burgaz Diken) kombine Almanlarla konuşma yasağı zonu da 59 lira verdi. kaldırıldı Reşad Kuran Kind Müslümanları niçin kabul elmediler? Baştaraft 1 mci İcra kurulunda temsil hakkı verilmesi hususunda Müslüman birliğinin gösterdiği müşkülpesendlik, görüşme ve müzakerelerin akim kalmasına se'beb olmuştur. Mareşal WaveH'in, konferansı, içinde, çalkanlığı asabıyet ve heyecan havası arasında derhal bilâmüddet talik hususunda vermiş bulunduğu karar, her türlü anlaşma ümidinin., suya düştüğü manasını değil, ancak tatbikı istenilen plânm kifayetsiz olduğunu ve tamamile başka yeni bir sistem bulunması gerektiğini ifade eder. , Müslüman birliği başkanı Jinnah, ICütübhanenizde bulundurmakla övüne basın toplantısuıda şöyle demiştir: ceğiniz ve asırlarca yaşayacak olan « WaveH'in plânını kabul etmis ol dünyamn en güzel muazzam şaheseri saydık, ölüm hükmümüzü kendi eliTakımı 6 lira. mizle imzalamış olaeaktık. Bu plân, ARİF BOLAT KİTABEVİ Müslüman birliginin Pakistan'm kabulü ve icra komitesinde eşit temsil hakÖlüm kı hususundaki taleblerini tatmin etmiAvukat muaUlm Falk Şevket ve yordu.> rada tüccaxdan Müfid Şevketln annelert V9 Londra 15 (a.a.) Mareşal Montgomery genel karargahından neşredilen bir tebliğde Almanlarla arkadaşlık edilmemesi hakkında evvelce verilmiş bulunan kararın geri alındıgını bildirmekte ve şöyle denmektedir: tingiliz silahlı kuvvetleri mensublari'» nın, soxaklarda ve umumî yerlerde Al; man halkı İle görüşüp konuşmalanrj lüzumlu ve zarurl bulunduğuna hükme dilmiş ve bu hususta İngiliz kuvvetle ne gerekli talimat verilmiştir.> General Eisenhower de kendl komn tasında bulunan kıt'alara buna emirler göndermiştir. VE SiYAH Eşref Şefik Dün yapılan kürek teşvik müsabakası Baştarajı 1 inci sahlfedg müstakbel statüsünün bahis mevzuu edildiği söylenmektedir. Bir yandan müzakereler cereyan ederken, öte yandan, Çin Millî Savunma Bakanı Çungking'de, Çinin kuzey doğu eyaletlerini ve bu arada Mançurya'yı eîe geçirraeğe hazırlanmakta bulunduğunu söylemiştir. General sözlerine şunları ilâve etmiştir: c Çin mukavemeti kuzey doğudan Dün Veliefendi koşu yerinde yapılan başlamıştır. Kuzey doğu 'nıllî topraklar İstanbul ikinci hafta at yarışları büyük arasmdadır ve böyle kalacaktır.> sürprizlerle geçti. Koşu yeri geçen hafSoong tekrar Moskovaya laya nazaran daha kalabalıktı. Koşuladönecek mi? rın eksemi güzel ve heyecanlı geçti. Londra 15 (a.a.) Dün SDvyet başÇifte ve üçlü bahsin ayaklarını teşkil 'eden koşular sürprizle neticelendi. Üç kentini terkeden Çin Başbakanı Mr. lü bahsin ilk ayağım teşkil eden İngiliz Sopng'un üç hafta sonra tekrar dönetaylarının 1000 metrelik koşusunda fe ceği Moskovadan bildirllroektedir, Su sporları ajanlığınm hazırladığı kürek teşvik müsabakalan dün Samatya sahilinde yapılmıştır. Galatasaray, Demirspor ve Taksim kulüblerinin iştirak ettigi bu yarışlann kıdemlilerinde Galatasaray, kıdemsizlerde Taksim, bayanlar arasındaki müsabakalarda da Demirspor ekipleri birinci otaıuçlardır. Çin flus göriişmeleri niçin kesildi? İstanbul Beledlyesl Harlta şubesl müdürtt jüksek mülıendls Gallb BUginln kayınvsUdesl ve Selânlk eşrafından merhum Şevfeet Beyln reflkası Bayan ALÎYE ELBtR irtüıal etmiştir. Cenazesl bugün 8fle narr.azından Eonra TeşTiklye camllnden kaldırılarafe Ferlköy kabrlstanına delnedllecektir. Gerlde kalanlaıına taziyet ederlz Güzel Sanatlar Akademlslnln otuı yıllılt emektarı CÇaruş) namile marul ISMAIL FELEK Haffanın at yarışları sürprizli oldu 14/157945 tarlhlnde Hakiın rahmetlno kaTuşmuştur. Cenaaesl, 167945 pazartesl günü sa»t 11 de FındıSlı Tramvay caddesiadekl haneslnden kaldınlaralt Beyazıd ranııinde namazı kılındıktan soara Edlrnekapı şehldliğlndekl ebedl lstlrahatgâiıına tevdl edUecektir. Antranlfc Taşçıoglu vo evl&dlan, zevoe ve annelert, bulunan: Bayan Araksi Taşçıojlu'nun tefatmı keder ve teessllrie beyaa ederler. Cenaze tferenl bugün saat 16,30 da Beyoglu. Balıkpazar Ermeni Üç Horan lclliseslnde İcra edllerek Şlşlldekl alle kabrlst&n'na delnedUeıektlr.

Bu sayıdan diğer sayfalar: