27 Haziran 1946 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

27 Haziran 1946 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

27 Haziran 1946 CUMHURIYET SON Atlama usulii ortaya atıyor, ve bir üçüncüsü ttalya A»Ti3tnrya veya ttalya Fransa hududuno bahis mevznu ediyor. Bn lihniyet, «esele halledecek bir rlhniyet de&il, Jneseleleri çatıştrracak ve çatıştırmaga d'vam edecek bir zihniyettl. Fakat tutulan hareket tarzı bu mahiyeltcdir ve bu yüzden hiç bir kimse, Dörtlerin bir neticeye varmalanna ihti. ınal vermemektedir. Bununla heraber, bir neticeye varılrnaması takdirinde ne olacağını diişün. mek. yani çaresizlikten çare yararmak meselesi var ki bunun en son dakikada bir uyanıklık doğnrması ve çıkmazdan loırrulmak için bir vesile teşkil etmesi umulıtyor. Bunun böyle olup olmıyacağını kestirmek elimizde de|ildir. Fakat DörUerin ya ayrılmak veya işin içinden çıkmak şıklarile karşılaştıklan şüphe Bürürmez. Aynlmak, bir felâketin kesin haşlangıeıdır. Fakat dün Mr. Eden'in dediiip gibi bir kimsenin de bile bile felâkete sürüklcnmPk isteğinde ve kııd. retinde olmadığı muhakkaktır. O halde anlaşmaktan başka çare yokrur. Ve bu çnrrmin gerçekleşmpsi için pazarlık dev. rinin son bıılmasuu beklemek lâzımdır. Acaba bu devir ne zaman bitecek? örtlerin geçen mayıs konferansını akamete ufratan en belli başlı sebeb "esaslı bir meseleyi ele alıp halletmemek, bir meselenin araetligi güçlük karşısında derhal başka bir meseleye atlamaktı. Dörtler, başaramadıklan meselelerl atlaya atlaya en sonunda atlanacak bir mesele kalmadığını görmiişler ve işi, giicü bırakarak dinletımeyt tercih etmişlerdl. Haziran konferansmın başlaması tizeLondra 26 (B.B.C.) Paristen bildiririne Dörtlerin esaslı bir meseleyt tuta liyor: Dört devletin Dış İşlerj Bakan'.arı rak halletmeleri ve böylece bir netice bugün gayriresmî bîr o'ağanüstü toplan. ye varmaları,. o neticeye daha başka tıya davet olunmuşlardır. Toplantıya neticeler eklemeleri beklenlyordn. Onun yalnız Bakanlar ile başlıca müşavirîer için Dörtlerin hangi meseleyle işe baş iştirak etınişlerdir. Bu toplantda îtalya layacakları mühim bir münakaşa teşkl andlaşmasma aid on bellibaşlı meseleleetmiş, bu münakaşa sırasında bir hayli rin konuşulmuş olduğu söylenmekte. ve fikirler yürütülmüş ve sonunda en mü bu yüzden yeni bir ümid havası esmek. him nıeselelerin biri Almanya ise öteki tedir. M. Vichinsky'nin Trieste mesenin de Avustnrya oldağu üzerinde karar lesini bir bütün olarak konuşmak üzere kılınmış, Müttefiklerin bu meselelerden Bakan muavinlerini konuşraağa davet birile işe başlayarak onn halletmeleri etmesi ümidleri az çok kuvvetlendirmişbeklenmişti. Çünkti bu esas meselelertir. Umumî telâkkiye göre konferansm den birinin halli, Müttefikler arasmda muvaffakıyet ve akameti bu oturumun tam bir anlaşma havasmm, şüphe yerine güven esasının hükttm sürmesine neticesine bağhdır. itnkân rerecekti. Fakat Dörtler bu defa Dünkü toplantıda Mr. Byrnes Oniki da gene atlama usulünü tntmuşlar ve bu Ada ile Fransız İtaîyan hududu meseyüzden iki hafta zarfmda bjç bir mese leleri üzerinde bir karara varılmasını isleyi hnlledememişlerdir. Hâlâ da halle tediği halde Molotov bunun yerine Tuna demenıektcdirler. Çünkti her meseleyi, meselesinin incelenmfcsini iştemiş, ve di£cr meseleye karşı bir silah pibi knl Oniki Ada meselesi için bir formül halanıyor, ve birbirlerine karşı dikilmij zırladığmı, İtalya Fransa hududu mepördiikleri bn silâblan ne teker teker selesinin daha fazla zamana muhtac olortadatt kaldırabiliyor, ne de toptan duğunu söylemiştir. Molotov daha sonra bertaraf edebiliyorlar. Onun lçln Dört sömürgeler meselesirun süratle hallirn lerin biri İtalya meselesinden bahse istemiştir, derse, di|eri Tnna havzası meselesinByrnes ile Molotov arasmda dün de den dem vnruyor, biri tavizat meselesini :leri sürerse öteki Oniki Ada meselesini toplantıdan ev\ el çok uzun süren, hattâ Dörtler dün olağanüstii bir toplantı yaptılar nin incelendiği tahmin edilmektedir. Inönünütı Ankara Üniversitesi Rektörtine mektubu Ankara 26 (a.a.) Cumhur Başkanı îsmet tnönü Ankara Üniversitesi Rektörlüğüne seçimi ve bu vazifeye başlaması münasebetile Rektör Şevket Aziz Kansuya aşağıdakl mektubu göndermişlerdir: Pariste yeni bir ümid havası esiyor, Londranın kanaati ise konferansın kritik bir safhaya girdiği merkezinde Ord. Prof. Dr. Şevket Kansu Ankara Üniversitesi Rektörü Yüksek vazifenizi devraldığınız bugünde size tebriklerimi ve yürekten dileklerimi ifade etmek isterim. Memleketin haline ve geleceğine büyük ve hayırh tesiri olduğuna inandığımız Üniversi^emizin sizin zamanımzda çok gelişeceğini ve y'ükseleceğine güveniyorum. Size oturumun açılmasını yarım saat gecik elimizden geldiği kadar yardımcı olmatiren bir görüşme yapılmıştır. Bu görüş ğa çalışacağım. me M. Molotov'la, Mr. Byrnes arasında İyi ve samimî duygularımı kabul bubir hafta içinde yapılan üçüncü görüşyurunuz. meyi teşkil etmektedir. Îsmet Înönü Görüşme esr.asında, Trieste meselesi Londrada hüküm süren kanaat Londra 26 (a.a.) Anodolu Ajansının b'zel muhabiri bildiriyor: Bugün Londrada Paris knnferansının kritik bir safhaya girmiş olduğu kanaati hâkim bulunmaktadır. Şimdiye kadar esaslı bir meselede kâfi bir anlaşmaya vanlmamış bulunmasma rağmen konferansın AngloSaksonîarla Rusya arasında bir görüş ve fikir teatisi şeklinde tecelli ettiği ehemmiyetle bunun her dört kaydedilmekte ve devletin konferansı sekteye uğratma. mak hususundaki arzu ve azimlerinden düşür.ülmekteydi. Fakat bir ileri taraftan Bevin ve Byrne?, diğer taraftan Molotov arasmda cereyan eden son şiddetli tartışmalardan sonra konferansın bundan bir ay evvel görüşmelerîn irJcıtaır.a sebebiyet veren çıkmaza tekrar saplaTidığı düşüncesi yeniden ortaya çıkmıştır. > Eskişehirde Emin Sazakın nütku •ııımıtııraılıımilllllimillNllllllllIllfflmilllHIHIIIIIIIIMiııııııııiM. Hikmel Bayurun yeni demeci Boşfaraft 1 inci sahifc.âe alır, yiyecek, giyecek ve bütün ıhtiyaclarını hayatın yüzde beş yüz oaha'.ılaşmış olduğu bir ülke içinde sağiar. Yetiştirdiği mallar ise pek geniş ölçüde ihracat malıdır. Bur.ları hayatın aşağt yukarı ancak yüide elli pahaî'.laşt'.gı tngiltere, Amerika, İsviçTe ve Isvoç gibi memleketlere satmak zorundadır. Dolayısile ne işe yatırdıklan serrr.ayenin, ne de emeklermin karşı"i&mı a!amamakta ve mütemadiyen ekonomik bakımdan elimizde çöküntüye doanı şitmektedirler. Üzümcüler bu fctisadî durumda en çok zarar görenjerdir. Bu güne kadar gerek başcıların, gerek Ege müstahsillerinin bu durum içinde ayakta durabilmelarini ve her«esin eTneği karşıhgı clarak beklediŞi kaıancı elde etmesirj sağlıyacak "eibir'Pr nlınmamıştır ve alınmakta oldağunu 5ö=teren deliller de yoktur. tngiliz lirası ve dolara verilen prim İngiliz lirasına ve dolara veri'.er. Bn devrhı faala uzayacağıru sanmak prim bu paralarm amelî deŞerini karbeyhudedir. Belki bugün. belki yann bu şılaınsdığına ben bu yolla o'.sun Eşe dmir son bulacak ve hakikat kendini o müstîhsiünbı ağır durumunu hafifetzaman gösierecektir. mek işi de sağîanamamaktadır. Fena idareden maksad Mesele giin meselesidir. ömer Riza DOĞRUtl Bu yıl mahsul çok bereketli Baştarafı 1 inci sahifede day ihrac edilecek ve bu ihraçta ön plânda Çukurova mahsulünden faydalanılacakhr. Bu ihracat hükume*..imizin Unrraya yapacağı yardımlardan tarnamile ayrıdır ve memlekete büyük miktarda döviz sağhyacaktır. Halkla temasımda: «Bu idarenin dı ğişmesi lâzımdır» dediğimden bahsediyorsunuz. «Fena idareden mak?ad> her ş^yden ev\Tel işlerin gerektiği ölçüde kifayetli oimıyan ellerde bulunması, yani, pek mühim işlerde sık sık ysnlış ve eksik tedbirler almmasıdır. Pek çok işte ve pek çok mahsul. mamul hakkmda alman yanhş ve eksik tedbirleri saymağa lüzum yoktur. Bunları herkes bilir. Bunlar hep fena idaredir.> Sovyet Rusya Kırınt Ödemişliler Başbakana Tatarlarım başka bağlılıklarını bildirdiler yerlere naklediyor Moskava 26 I.A.1'.) Bugün resmen açıklardığma göre, harb zamanında yaptıkları hiyanetler yüzündar., Rusya evvelce muhtar birer Cumhuriyet olan «Kırım» ve «Chechcnı İngush» hükumetlerini lâ|vetmeğe ve oralarda oturan halkı Sovyet Rusyanın başka bölgelerine nakletmeğe karar "ermiştir. Bu hususta neşredilen beyanatta şöyle denilmektedir: «Alman ajanları tarafmdan aldıkları talimat üzerine, çeteler teşkil eden oır çok Chechen ve Kırıra tatarları, Alm?n ordularile birlikte Kızaîorduya karşı hıicuma geçmişlerdir.» Her iki cumhuriyette aşağı yukarı bir auçuk milyon insan yaşamaktadır. Ankara, 26 (Telefonla) İzır.ir millervekili Ekrem Uranın Ödemişte verdiği bir mıtukta Demokratların Saracoşlu hükumetini yıkmak istediğinden bahsederek halka: «Buna razı olur masunvız?» sualini sorduğu ve halkm da sükut ettiği, syni suaiin ikinci defa da cevabsız kaldığı ve halkm sessizce dağıldığı İzrair gazetesinde yaznmıştı. Ötiemişten buraya gelen telgraflarda bu haberin kat'iyyen doğru olmadığı. bilâkis Ekrem Uranm Başbakammız haV:kındaki sözlerinin halk tarafmdan sürekli alkışlarla karşılandığı, Ödemiş'ilerin b.emşerüeri Şükrü Saracoğluna bütün sevgi ve saygılarla bağlı olduklan büdirilmektedir. Büyük, küçük ne kadar adam tanıyorsa hepsinin muameîesi kendisine karşı değiştiğine emin gibiydi. Hattâ, hâlâ yüzüne gülenler, etrafındakiler de ağzmı arıyor, kujTisunn kazıyor, üzerine çullanmağa hazırlaruyor. Her söylediklerinde bir mâna var, her baKişları p.rkasında hareketinin hesablı oir teftişi seziliyor. Bu kısmen hakikate dayanan sabit fikir etrafmdaki en küçük bir harekete muazzam bir mâna veriyor. Âzıcık gayret etse. bütün devlet mekanizmasmın Şaşırtmacm ayağını kaydırmak için işlediğine inanacak, Sertmanm, kendisinden bir cüzzamlıdan kaçar gibi kaçıp gitmesi autlak SayÖzden kendisine dair kötü bir haber almış olmas.ndan ileri geliyordu. Şimdi âcil olan şey. ne kadar uzak olursa olsun, ne kadar bir sürü tavşanyürekli panik yapan heriflerin muhayyelesinden çıkarsa çıksın. gene de serin kanla düşünmek, henüz şekil almıyan tehlikejd bertaraf için bütün tedbirleri hazrrlamaktı. Bir an içinde, kendi işlerine taalluku olan meseleleri ve neticeîerini yamlmadan tartan hia oğlu hin Şaşırtmaç oluvermişti. Şaşırtmacm bütün varlığını sarsan bu tehlike nereden geliyordu? Hiç şüphe yok ki eephelerde silâh sesi kesileliberi ortahkta bir huzursuzluk başlamıştı. Bir sürü ipsiz sapsız, meteliksiz ve hasud herifler zenginlere diş göstermeğe baş'.amışlardı. Bu umumî olmakla beraber, Şaşırtmacm bütün harb zenginlerini cebinden çtkaracfğı hakkındaki kanaat, şahsmı herkesten fazla tehlikeye atıyordu. Gazeteci, cebi Baştarajı 1 inci sahifede olması sebebile bulundukları yerlerde birleşerek, vakit geçirmeden, Partimizin müteşebbis heyrtlerini kurmaları çok temenniye şayandır. Çünkü böylece seçimlerde millî iradenin tecellisi yolünda reylrini kanaatlerine göre kullanmakta daha geniş imkâna sahib olacaklardır. Bu vesile ile temas etmek istediğim bir cihet var: Milletvekili seçilmek için kendilerinde kuvvet ve 'iyakat gören Partimiz mensublarırun Partimizce adaylıklarmm ilânı için en kısa zamanda • müracaatlarını rica etmektir. Zamanımız çok daralmıştır.» Gazetecilerden biri Celâl Bayardan scrmuştur: Istanbulda birçok vatandaşlar sayın Mareşal Fevzi Çakmak'ın müstakillen adayhğını koyması için teşebbüs* geçmişlerdir. Demokrat Parti Mareşalin müstakillen adaylığı konduğu takdirde ne vaziyet alacaktır? Celâl Bayar şu cevabı vermiştir: « Mareşal Fevzi Çakmak bütün hayatını memleket hizmetine bağlarmş mümtaz bir şahsiyettir. Evinde işsiz güçsüz oturması yazık olur. Yüksek üya. katinden, geniş tecrübesinden millet menfaati namma faydalanmak lâzım gelir. Kendilerinin müstakil olarak milletvekili seçilrnesi için saym halkımızın olduğu teşebbüsten çok mütehassis olduklarmı. mitlet iradesinin tek tecelligâhı olan Büyük Miliet Meclisinde çahşmaktan asla istinkâf etmiyeceklerini biliyo. rum. Istanbulda olduğu gibi Ankara ve İzınirde de kendilerinin aday göîterilmeei için cereyanlar vardır. Demokrat Par. ti. bu büyük asker ve devlet adamını müstakil aday olarak iistesine alacak ve bütün demokrat'.ann kendilerine rey vermelerini sağiayacaktır. Bu konud3 saym Maresalımızla mutabıkız,> Gazetecüer a>Tilırken Celâl Bayar şunları söylemiştir: « Sözüme son verirken demokrasi i'olundaki mesud gelişmede Türk basu nınm ve Türk gazetecüerinin büyük şeref hisselerini zikretmeği bir borc sayarım. Mületçe açılan V.cr güzel ve jyi adımda olduğu gibi, Türk basını içinde bulunduğumuz yeni hareketin de öncüsü ve destekleyioisi olmak serefini kazanrruş bulunuyor. Tarihin bu hakikati lâyık olduğu ehemnniyetle kaydedeceğinde şüphem yoktur.» Öğrendiğlmize göre Ce'âl Bayar yarın şehrimizden tayyare ile Ankaraya gidacek. orada bir gün kaldıktan sonra şer.e tayyare ile Adanaya hareket edecektir. Gelâ! Bayar şehrimizde Eskişehir 26 (Hususî) Demokrat Parti mensubları burada faaliyetlerini arttırmışlardır. Bu arada Demokrat Parti erkânından milletvekili Emin Sazak yer yer hitabelerde bulunmaktadır. Bugün yapılan bir toplantıda Emin Sazak çok kalabalık bjr halk kütlesine hitab ed«n bir nutuk söy:eBundan sonra Reşidin avukatı Celâl miş ve alkıjlanmıştır. Yüzlerce dinleyici Derr.okrat Parti l«hinde tezahürst Yardımcı tevsii tahkikat için şunları söyledi: ta bulunmuşlardır. Reşidin AnkaradaM hali ile bugünkü durumu arasmda gece ile gündüı kadar fark var. «Dün öldürdüm> dedi, bugün «Ben katil değilims dlyor. Ankaradaki şahidlerden bir kısmı burada Ankara. mahkemesinde söyîediklerinin tam ak Baîfaraft I inci sahifede sini söylediler. fzrflt burada hakikati Birsen ile Ebululâ Mardin, Yönetim söyledi. «Bana tabanca çeken bu de. Kunıluna da Ali Fuad Başgil, Hüseyin ğildir> dedi. Şapka Residin kulağma Nail Kubah ve Recai Galip Okandan geçti. Reçete vaziyeti malumdur. Rüyet şahidi olan T e ^ k suçlunun Haşmet olseçilmişlerdir. duğunu söyledi. Fen Fakültesinin dekan seçimi çok Ankarada dinlenilsn şahidlerin burakısa sürmüş ve neticede eski cekan ya oelblerlni rica e&iyorum. Burada Fahir Yeniçay tekrar dekanlığa getiril karşılaştırılmalıdırlar. Hâdise huzurumiştir Fen Fakültesinin senatoşu Ke nuzda daha ziyade aydınlanacaktır. rim Erim ile Hamid Nafiz Pamir'den, Eğer Ankara şavcısı Haşmetin evini Yönetim Kurulu da Heilbronn, FetTuh cinayet günü mühürletseydi burada ciŞemin ve Zuberth'den müteşekkiHir. nayete aid krokileri bulacak, el yazuile İktısad rakültesindeki seçim de çok katilin kim olduğunu anlayacaktı . çabuk neticelenmiç, eski dekan Ömer Celâl Sarç ittifakla yeniden seçilmiştir. Senato, Ömer Lutfi Barkan ile Refii Haşmetin avukatı Ankaradaki şahidleŞükrü Subladan, Yönetim Kurulunda rin celbine lüzum olmadığım söyledi. Ziyaeddin Fahri Fmdıkoğlu, Neumark ve Ahmed Ali Özekenden miirekkeb Residin avukatı: tBendcnizce Reşid katil değildir. Katil suçundan mevkuf tudir. tu'.amaz. Tahliyesini rica ederim. Yaptığı Eedebiyat Fakültesindeki seçimde ş yalnız katilin kendı olduğunu söyleHâmid Ongun 10 muhalif reye karşı 22 mekle zabıtajT ve adliyeyi aldatmaktır» reyle dekanlığa getirilmiştir. dedi. Haber aldığımıza göre tstanbul Üniversitesi genel sekreteri Ferid Zühtü Örücü, temmuz başında Ankaraya giderek muhtariyetine kavyşan Üniversiteye aid Millî Eğitim Bakanhğmdaki Bunun üzerine savcı da hâdisemn dosyaları teslim alacaktır. aydınlanması için tahkikatın genişletilCumhur Reisimizin Rektöre mesini istcdi ve uzun uzun izahatta buverdiği cevab lunarak ezcümle dedi ki: Doktor Naciyi c'düren şahıs Ab. Üniversitedeki Rektör seçimi âr'ıayısile Cumhur Başkanımız înönü yeni düllâtifle beraber assnsörle dordüncü Rektörün telgrafına şu cevabı gönder kata çıkıyor. Katil. doktorun evine giriyor. İrfan Titize raslayor. Sultan ksmiştir: pıyı açıyor. Katile biraz beklemesini Ord. Prof. Sıddık Sami Onar söylüyor. Doktor yargıtay üyesi Faizle İstanbul ÜniveTSİtesi Rektörü konuşmaktadır. Ce'.âdet geliyor. Kat ; l Yüksek vazifenizi devraldığınız bu odadadır. Tevfik ve kârısı katille konııgünde size tebriklerimi ve yürekten şuyorlar. Doktor katile cbuyurun içer > dileklerimi ifade etmek isterim. Mem divor. Bu sırada doktorun odasından güleketir. halir.e ve geleceğine büyük ve rültü geliyor. Faiz silâh sesleri duyuyor. hayırlı tesiri olduğ"ina inandığımız U Sultan «Doktoru öldürüyorlar> diye baniversitemizin sizin zamanmızöa çok ğırıyor ve katil Tevfiğe silâh çekerek kayuyı açıp gidiyor. gelişeceğine ve yülîseleceğine güveniyoBu kadar hâdiselsr oiduktan sonra bu rum. Size elirr.izden geldiği kadar yardımcı olmaya çalışacağım. İyi ve sami şahidlerin hakikati aydınlatacak şeki'.de ifade vermemelerinden bahsederek va. mî duyg\ılarımı kabul buyurımuz. tandaşların hakikî katil olduğunu görİsmet tnönü dükleri ve tanıdıkları şahsı bırakıp da onun yerine görmedikleri ve tanımadıkları masum şahsa parrr.aklarmı uzatarak «katil budur» diyeceklerine ve ebedî ve cehennemî bir vicdan azabmı göze İkramiyeli Aile Cüzdamnızı alacaklarma asla ihtimal vermiyoruz. Bu henüz almadınız mı? itibarla katilin şahsiyetj üzerinde şüphe ıe tereddüdlerin izalesi ve hakikate vüsulü için bu sekiz şarndin toplu bir halHer üç ayda bir de celblerini ve nnuvacehelerini istiyoç e k i 1e n rum, dedi. Tîtinci sahlfeden deuam miyorlar?> dedi. Mektublarm birinde Haşmetin tanıdığı Selmadan bahsediliyordu. Reis bunun kim olduğumı sordu. Haşmet dedi ki: Birkaç sene evvel nişanlanmak istedik. Anlaşamadık. Bir doktorun kızı ise de babasmın adım bilmiyorum! Mektublarm birlni de Çarşıkapıda mukim Lâtif isminde biri yollamıştı. Bunda bu kabil cinayetleri masonlarm yaptır. dıklarını. doktor Nacinin de bir çok adamları öldürdüğünü yazmakta ve masonluk hakkmda uzun tafsilât vermekte idi. Gazete muharriri Zeki Tük'rin mek tubu okundu. Bunda doktor Nacinin babası İsmaili ziyareti esnasmda söyledi.ği sözlerden bahsedilmekte, doktorun ölümünden evveT hâdiseyi bildiği ve babasma «beni öldürecekler> dediği kavdedilerek doktoıun babası olan İsmaiHn dinlenmesi tavsiye ediliyordu. Aynca Haşmet'.n Amerikaya kaçmak istediği de kaydediliyordu. Haşmet, dcktorun babasını tanımadu ğını, Amerikaya ksçmak niyetinde de olmadığım, yalnız Ankara Valisinin Amerikaya göndermek istediği bir kız için tayyarede ye ralmak üzere sefarete müracaa ettiğlni anlattı. B o k d a k i mukakeme! .rin ziyaretleri! ftl ! Reşid, bu krokinin Haşmet tarafındari yapddığmı ve doktor Nacinin evini göstermeğe deiâlet ettişini söyledi. Haşmet de bu krokinin doktor Nacinin evt içm olmadığım. keiidi evinin plânı olduğunu ve kendisinin makine mühendisi olduğundan böyle bir piân hazırladığını söyledi. Liib nanl mis ır e Residin avukalı konuşuyor bah mahrutî şekilde bir mermi getirilerek muhakemede yapılan tatblkat neticesile bu mermi de dahll olmak üzere dl&er dört çekirdeğin incelenmek üzere Ankara AdlJ Tıb tşleri Müdürltltüne gör.deTllmesine, 3 Reşid Mercamn arkadaşlanndan Füruzan Büyüğün İstanbulda Mehmed Gökderizin. Ankarada ve bunlarin konuçmalarından haperdar olduju bilinen SaJahacdinin de gene Ankarada dlnlenmelerine, 4 sanık Reşid hakkındakl Ankarada doktor Behçet Kamay tarafmdan verilmiş bilcümle raporların tetkiki İçin Adll Tîb İşlerine gönderiltnelerirıe, 5 Ankara Valisi. Emnlyet Müdürti, Vali muavir.lerinden Tahsin, Rauf. Belediye Yazı İşlerinde Taki ve müfettlş Cemilin dinleıjmelerl İçin Ankara Asliyesine talünat yazılmasma, 6 Maktül doktorun İstanbulda bulunan babası İsmail Arzanin ve 3on Telgraf muharrirlerinden Zeki Tükelin bu zatla olan konuşmaları etrafinda malumatının alınması için İstanbul Ağırcezasma talimat yazılmasım, 7 Reşid Mercana aid reçetenın yaptırılmak için kimin tarafmdan eczasıeye getirilmiş oldugunun Ankarada Sebat eczanesi sahibl Muzafferden so8 Doktor İrfan Titlz, 9ultan, Celâdat, Tevfik. İzset, AbdüUâtif. Faiz ve Meleğln Böluyâ celb ile çimdilik dlnlenmelerinc lüzum olmadığına, 9 Sanıkların me^kufiyet hallerinin devamına ve duruşmanın 17 temmuz çarşimbaya talikına oy birliğlle karar verildL Baştarajr 1 inci sahif'ie * muhtelif kuiselerden başpapazlaria Papanın Türkiye mümessilihin bir deiegesi de hazır bulunmuştur. Beşars ElHuri, bu kilisedc yatan Lübnan prer.slerinden Brşare ElŞahap'ın mezarna mukaddes sudan serpmiş ve dua et miştir. Gene tnerasimle oradan ayrı. mış ve öğleden sonra Perapalas otelinCelse tatil edildi. Heyeti hâkime ka de şehrimizdeki ecnebî gazetecileri karar odasına çekildikten bir müddet son bul ederek beyanatta bulunmuştur. Akgamüstü de Kapalıçarjıyı ve Ay»scfya ra şu kararı bildirdi: 1 Bundan önceki oturumda Bo!u müzesini gezmişlerdir. Sulh Yargici Kasım Boztepenin nihayeLübnan Başbakam tstanbul tinde tatkikine karar verümis. olan gazeteciler cemiy«tihde maktül doktora aid reçetedeki yazıların Saat 15,30 da Lübnan Başbaxam Sayekdiğerlerine ve protokol defteriridekl adi Mulla, beraberinde Lübhanın Arıyazılara benzeyip benzemedikleıi husu kara maslahatgüzan, hâriciye encümesusu tesblt. edilmiş ve ehli vukuf raporu ni reisi Habib Bey ve Riyâseti Cumhur bu sabahfci oturumda okunmuş olmai yaveri olduğu hald^ İstanbul Garotec:: la beraber meziur reçetelerin bir de LCT Cemiyetine gelerek orada bulunan Güzel sanatlar Akademisl mütehassısgazetecilerle görüşmüş, yakmda Istan lanndan beş kîşilik bir heyet tarafmdan bulda bir konsolosluk açacaklannı ve inceleDmesinîn temini için İstanbul ATürkiyede gördükleri misafirpeTverliâi ğırcezasına yazı yazümasına, unutamıyacakiannı söyleraiş ve ccmiye2 AnVara Savcüığından geien ve tin haüra defterine flıtisaslarraı vazmışbundan önceki oturumda mahkemernlzlardır. ce ne olduğu sorulan galranizli mermiLiibnan C u m h » Başkanuun raesajı nin Ankara. Savcılığımn mıizekkeresinBaşbakan bu zîîtreti esnasmda, yerli de yaaılcığı gibi, emanet eşyalan arasında bulunmadığı görülmekle bu sa ve yabancı Karar Üniversitede dün dekan seçimi yapıldı Reşid icin tahliye talebi Savcının tevsii tahkikat talebi Fuad Duyar Haşmet nişanlisı fle evlendi mi? Bolu 26 (Sureti mahsıısada giden arkadaşımızdan) Haşmetin nışanlısı bugünlerde buraya gelmiş, bir müJdet kaldıktan sonra geri dönmüştür. Bu seyahatin Haşmetle nikâhlarımak n:aksadile yapıldığı yolunea dolaşan şayialar üzerine suçlu ile konuştum. B&na dedi ki: Nişanhm ile beraet ettifim takdirde evleneceğim. Söylen a nifrin a.ch yoktur. Evlenirsem düğünüme tabü sizi de çağıracağım. mesajuıi okumuştur: «Ankaraya yaptı|wı ve unutulmaz hâtiiasın daüna saklayacak olduğum refjml ziyaretten sonra, İstanbulu tekrsr gormekle fevkalide bahtiyar oldum. Istanbulöa gencllk hitıralarımı buMım. Fakat ne deği»iklikler • ve ne teraksıler bulduîR. Bu gtttel ?ehrln blae bu derîce nezaket ve lbtimam gösteren Vali ve Belediye Başkani ?aiısl eevimlUiâini Tstanbulun cazibeslne ilâve etmişür. Doktor Lutfi Kirdara teşekkürlerimfel bildirmekls bahtiyanz.. İstanbulu zij'aretimden istifade edereic Yeni Türkıyeyi kuran Gazi'nin abidesine bir çelenk koyium. B\ı âbidede Türkiyenm mukadderatını idare etmckte olan Büyük Şef îsmet Tnönünün ca heykeli bulunmaktadır. Gene İstanbulu ziyaretimden faydalanarak Lübnanı uzun zaman idare etükten sonra 1850 de istanbulda &l«n ve Br,oğlundaki Ermeni kilisesinde gömülü olan Err;ir Beşara Şahap'ın da mezarına bir çelenk koydum. Sözlerimi bitirirken, Türkiyeye zi"aretimizi çok iyi karşılayan ve mütılsası günlük zevkimiri teşkil etmiş "o an Ankara ve İstanbul basmına teşekkür ederim. Ekselâns îsm«t İnönüne, hükuım'ine ve Türk milletine minnettarlı|ımızı büdirmenizi rica ederim. Türkiycden ayrılırken kendilerine refah, saadet, teali dilerim \ MİJafirlerimlz, bugün Ankara yoîile mfmieketlerine döneceklerdir. Öğrendiğimize göre Lübnan heyetinden iki kişi şehrimizde kalarak, Ga'atadaki Errneni katolik kili^osinde rr.edfun bulunan Lübnan pTenslerindîn Beçare ElŞahap'ın kemiklerini Lübrana götüreceklerdir. Tesekkür Mallye Vekâleîl Hazlne Kontrolu Hayatl Konutogltınun valldeii denlz mızıka»ı ögrDtmenlerinden Ihsan Görk'ün vç Eayıştay baîmurakiblerlndsn Ali NemXinin hemşlr>sl Naime Konntoğlu Karafcryalı 1^ ha~ ziran 91 fi cutna gunü AUahın rabmctino • telsrnt ve raektubla acımızı paylaşaa 73. C?na?e törenine bUhassa tştırak edca ve Fuad Duyar tı. rtortlarırmz» teşettürterimizl bildirirl^. Ojlu ve Görk ailesl Beş bin liralık kuraların para ikramiyeli en yalonı Eylul'de.... Haşme! de tahliyesini isliyor Haşmet, kendisinin katil olmadığı halde mevkuf olduğunu, halbukl, Residin Ankara Ağırcezasmca katil sanıldığı halde avukatınm, tahliyesini istemesini J>ahis mevzuu ederek: Ben daha ziyade tahliyemi istemek zorundayım, dedi. Bundan sonra Reşidden istidasmia jahsettiği krokinin ne olduğu soruldu. yeltenen bir bahar seziliyor, bütün tabiat bir ay sonra yaylanacak, ^encükle kayr.ıyacak... Ayşenin içinde birdenbire harekete geçen bir tabiat yayı var gibi... Onun temasta olduğu oğlanlar da yaylı nıı? Nasıl olsun? Ayşe, oda arkadaşlarını, yaşlı patronu, tanıdığı erkekleri zihninden geçirdi, güldü. Isesine lâzım onun bu gibi yaylar? Onun hayatınm yayları bamhaşka şeylari harekete getiriyor... Muhaberat, iikrî konuşma, arkadaşlık, saire vesaire. Tramvaja, mevcudiyetini kabul etmediŞi bir eksiklik. bir kuruluğun verdiği boşluk ve sızı ile bindi. O gün, öğleden sonra patron, Ayşeyi odasma çağırdı. İbarelerin arkasında gizli mânalar seçilen bir U.kım mektublar dikte etti ve hepsins uzun uzun listeler ilâve ettirdi. Bunlnr, ithalâtı hariçte idare eden bazı şirket ajanlarına yazılıyordu. Bu mek^ubların bir kısmı ecnebi memleketlerde, ticaret sahasmın haricinde mevkileri olan scnebilere yazılıyor, hepsine şirketin ajanları tarafmdan müracaat edi'eceği söyleniyor, ve ayni zamanda ^irketin kendi ajanlarına da talimat veren mektublar gönderiliyordu. Bu ecnecilerin türkçe bildikleri, umumiyete, Türkiyede doğmuş ve büyümüş (levar.ten) unsurlar olduğu anlaşılıyordu. Fakat ajanlara verilen talimat, Ay;;eye rtantıksız, hattâ mârıasız geldi. DartKfür.uittra tabllye şubesl llk tız meBabanv.z Salim Pmarin ölüm îunlarır.dan ve orta tedıisat öğrettnen'?rina mune raslayan ' 2 hazlran önümüzdelci den sabıic Isparta mebusu merhum Hafıa cuma pünü Teşviklye camünde ögle nama Seyfullah B»y ker'.raesl nnı müteakıb mevlud ofcuBaeaktır. MerhuENISE $AK1R m"j sçvenjerln ve arzu ederüerln teşrlflsrtnl havatınıu bahar.cdanb?r! ç'kmekte olduvlca ederlz. Su devanâr>ezir derdden kurtulamayıp lTcii Otulları Mehmed Leblebl ve err.rı celUine Lebbyrk dlyereS b^fc» darma Ibrahim Pmar Irtihaı etm'.ştir. Na'fl mafflret nakşl dün Beyaz.dda SoğanaŞ* mahaüesladekl evic. den alle dortlarının hürmetiâr ellert Us. tünde kaidırılaral: ŞehidllSte deflni h&Sl gufran kıiınmıştır, RaiıımetuUahı r&hmstra v»*la * * * Şehrlmtzle Mersin taccarlar.ndan Hüseyin Ergtrtn oğ".u; A'.! Erglrı Murad Ergir, Şlnasl Erglr Ş*ref ve SaJâiıaddln Genc'in ysğenlerl olup geçen sene Tırsu? Am»rik?.n Ko.ejinl iltihar listesinde Xayıdlı olaraS Jkmıı: edea ve Hukuk FaMltesl talebeslndc:ı oian Mevlud ölüm Devlet Havayolları UCAKLARI Halkın" yaptırdığı carni Akyazı <Hususî) Kasabarmzm înönü mahallesinde Mudurnu caddesinde halk tarafmdan yaptırılai yeni bir camiin inşası bitmi^tir. 30 haziraıi pazar günü, civar ha'kımn da iştir.ikile Mevlud okur.acak ve canü halka açı lacaktır. i Ankaradan tstanbuldan tstanbula Ankaraya FEYYAZ ERGtR ylrml gündenberl tutuldufu hastalıktan kurtulamıyarak hayata gBzlerUil kapam'ştır Cenazesi bugiln saat 12.30 da TaksiTi Frânsız hastaneslnden kaldınlıp Beyiz:d camllnde ö|le naraazım müteaSıb cenaza nemazı küındiktan sonıa Merkezefendj mezarlıgma defneaüeoektlr Mevlâ raümet eyliye. * * * MiUl 88vjn!T.a Bakanlıgı Vsterlner Dalresl rlyafrticden emekll Allahın rahmetine kavuşmuştur, Cenazesl bugur.kü çarşanıba günü Erenköyde Etemefenil caddesiade Köprübaşmda. 43 BUınaralı hanesirsden kaldınlıp K a d ı k ö r i a * 8 Osmacafa camlinde 8ğle namazmı müteakıb cenaze namazı kılınarak tbrahirr.ağa mezaxl:Şındaki aile makb?restne defnedilecektlr. MevlS raiımet eyliye. Bn h a f t a sonunu g e ç i r m e y i n i z . YAPI ve KREDİ BANTCASI A. Ş. ÂYNI GUNDE Gidip dönmek imkânı vermektedir. Bilgi ve bilet almak için 70 delik müne\ver. memur, amele ve şyak takımı hepsinin gözü Şaşırtmacm servetine dikilmişti. Ser\'et ve refah düşmanlığı o dereceyi buimuştu ki, iki binlerin toplandıkları yerlerde bile. daha dün en yüksek karaborsa daiaverelerinde parmakları olanlar, servet aleyhinde koriuşmağı. günün modası diye âdet edinmişlerdi. Bazan bu bahis aîarurka musiki münakaşalarmı biîe susturuyordu. Hattâ bazıları, kazançlarının membaını sormak, herkesin "»arfiyatüe gelirini konrrol etmek gibi gülünç şeyler teklif ediyorlardı. Yazan: Halide Edib Adıvar milyonu Şaşırtmaç kendi elile hariee çıkarmıştı. Dahildeki servet ve emlâkine gelince hepsi karısınm ve kızınm namır.a yazıîıydı. Pek başı sıkışırsa şeytanm hatırına gelmiyecek yoîlardan kaçabilmek için lâzım gelen tertibatı düşünmüştü. Şimdiîik yapacağı tek iş ker.dinden fazla bahsettirmemek, daıkavuk makulesi heriflere arada bir öksürüp kendini göstermek... Yavaş yavaş başının içini saran, gözlerini bu'andıran bulutlar zail oldu. Artık gidip sultanlara lâyık eğlenecekti. Şimdi, »Glorya» ya uğrayacak, Sürmeli Zehraya, Ahu Saimeye birer kutu çikolata yapŞaşırtmaç bir sigara daha yaktı ve tırdıktan sonra haydi bakalım Çıkgüldü. Kendisi, meydanda olan servemaza.... tinin kuruşuna kadar nasıl meşru kazanç'.ara dayandığını gösteren vesikaSaat onbirde Sertman «Refahpalas> m lar hszırlatmıştı. Meydanda oimıyan, zilini çaldı. Karısı, Emine Hammın okaraborsanm en murdar ve muzır ta dssmdaydı. Mutadın hilâfma Emine raflarma gelince, Şaşırtmaçla a'âkası Hanıma saygılarmı sunmağa cıtmedi. olanlar, hattâ afyon meselesi bile çok Hizmetçiye biraz rahatsız olAığunu, meharetle saklanabilecek bir vaziyette karısını çağırmasını söyliyerek odasıidi. En çok teşhir edilebilecekler, teh na çekild:. likeye maruz olanlar cürmün en korEmine Hamma bu biraz garib geldL kunç tarafmı yüklenmişlerdi. Eİ3 geç Bu rahatsızlık bir bahaneye benziyortikleri takdirde hiçbiri ağzını açıp Şa. du. Be'.ki bir kıskançlık hâdisesi. Sedişırtmacı lekeiiyemezdi. rin üstüne bağdaş kurdu, iskambil faÇok şükür, bu sayede kazandığı beş lı açmağa başladı. Kızı odasına çokil mişti, fakat Emine Hanım kocasmı geç saatlere kadar beklemeğe o kadar a'.ışıktı ki... Kapı açıldı. SaüNaz ağhyarak Eminerün boynuna ahldı: «Yann sabah gidiyoruz. Nihadm başı ağndığı için eğlentiye gitmemiş, Fatihe uzanmış. Annesi hastaymış, dönmeden onun yanmda kalmak istiyor. Sizin iyiliğinizi hiç unütmıyacağım, bana analık ettiniz... Beni bilseniz relerden kurtardmız!» «Bu, siz diye konuşmak nereden çıktı SafiNazım? Yüzün kıpkırmızı, yüre ciğin öyle atıyor ki... Dur biraz çi;ek suyu içireyim...» «Hayır, hayır, belki sabah erke:ı gideriz diye vedaa geldim.» ANTALYA Umumî Nakliyat T. A. Ş. Seyahat Bürosu Galata, Rıhtım caddesi No. 41. Tel: 40329. Aalbay NAFtZ BtKİM MARMARA YAT KULÜBÜNÜN 29/6/1946 Cumartesi akşamı Yapılacak Olan xra Üç oğlan, bir kız ACILIS BÂLOSUMA Dikkatine : İştirak Edec^klerin Nazarı Ayşe, çarşamba günü CerrahPaşa yokuşunu inerken, ekseri, «cunıa geceleri hürroetine, ölülerinizin ruhu için> diye topalhyarak düenen bir ihtiyarın «Oğlan yaylı, kız yaylı» diye bir eski türkü mırıldanarak yokuşu çıktığmı gördü. Ayağma çuval parçaları sarmış. arkasmdaki eski ceketinin yırtıklarmdan vücudü görünüyor, saç sakala karışmış, fersiz gozlcri yerde yürüyen bu inîan harabesi, deiikanlılık gür.lerinin hangi «yaylı» ve canlı bir hatırasmı kovahyordu acaba? Acaba bir gün Ayşeyi hatırlıyarak «Oğlan yaylı, Ismarlanan eşya arasmda birbi kız yaylıs diye gözlerinin feTİni kaybettiği günlerde böyle bir türkü söy rinden çok başka. ilâç, pabuç, save daha neler varliyecek insan olacak mıydı? Tektük at, kumaş kuru ağaçlann dallarında yeşillenmeğe dı. (Arkası var) 29'6 1946 cumartesi akşamı îstanbuldan : 1 Ksraköyden Vagonlinin önünden hususî motör 21,30 da hareketle doğru MODA iskelesine ve gene aynı iskeleden 10,10 da kalkarak kulübümüze gelecektir. (9,30 dan evvel teşrif etmek istiyenler Köprüden 20.45 te hareketle doğru Caddebostanı iskelesine muntazaman işliyen Devlet Denizyollarırun vapuruna binebilirler.) 2 Modadan iştirak edecekler fazla olduğu takdirde kulübümüzle Moda iskelesi arasmda motör işletilecektir. (Bu cihetin telefonla Kulüb Müdürlüğüne bildirilmesi lâzımdır.) 3 BÜYÜKADADAN; Yat Kulübü iskelesinden saat 21,30 dî hareketle dogru kulübümüze gelinecektir. 4 Dönüş, gerek İstanbulla Mcdaya s?rekse Büyükadaya gene aynı hususî motörlerle temin edilecektir 5 Baloya iştirak edecek olanlar davetiyelerini önceden Kulüb Müdürlüğünden tedarik etmeleri rica olunur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: