8 Temmuz 1947 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

8 Temmuz 1947 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 Tenrmuz 194T 55 \C Paris fı 1 inci tahifede bul ediknesi ijin en sağlam destek «ayılıyor. yaset testoit etmek üzere kendi aralannAvrupa İktisadî Komisyonunda amdan gelen haberlere göre da görüşmektedirler. Cenevre 1 (A.P.) Avrupa iktisadî diin Suriyede genel seçim Böylece on beş devlet daveti kabul komisyonunun bugün öğleden sonra yapüımş ise de neticeler, bu eüniş bulunmaktadır. Fakat bu raks yaptığı oturumda söz alan Sovye* desatırları yazdığımız ana ka dar. henüz anlaşılmamıştır. Seçimin mın bir miktar daha kabarması da legesi Valerian Zorin, Ingiltere ile Fransanın Avrupa iküsadiyatına hâ en mühim hususiyetleri şimdiki Suriye muhteımeldir. hükfcaetinin mühim bir muhalefetle Diğer taraftan Pariste hazırlıklar de kim olmağı tasarladıklarını ileri sür karşılaşması ve büyük Suriye projesi vam etmekte ve Fransa Hariciye bina müştür. ingiliz ve Fransız delegelermin Marsnin ilk deia olarak bir millî dava sıfa sımn zemin katındaki L'Horloge sahall teklifir.e karşı memlekftlerinin dutile bahis mevruu olmasıdır. Umumi lonu konferans için hazırlanmaktadır. rumu ile Paris Konferaası hakkındaki yetle sanıldığına göre seçim esnasmda Amerikadan akseden haberleıre gö reyler teşetrüte uğrayacak ve bu yüz re, Avrupaya yardim aleyhinde bulu bayanlarma cevab veren Zorin, bst'. Müttefiklerine atefttiği tasavvunı şidden hükumet kazansa da, çok kuvvetli nanlar^ gittikçe. azalmaktadır. Kongre detle tenkid ederek, Sovyetler Birliğibir muhalefetle karşüaşacaktır. Şimdiki Suriye hükumeti aleyhinde nin sonbaharda hususî bir toplanh ya rinf «A\Tupa memleketlerinin iç işle çalışan en mühim amiller, iktisadî güç parak yardam projesini tetkik etmesi ie rine müdahaleyi bariz bir şekilde gözlüklerle Suriye basmında daima bahis hindeki cereyan gittikçe kuvvetleniyor. önünde tutan böyle yanlış bir siyasetıe mevruu olan fena idaredir. Bunun bir Bu şekilde hareket yardun plânımn ka iştirak edemiyeoeğirü beyan etm^tir. ili!!!IIHI!llll!l!l ııı IUU.,, misab Şamda ekmeğin fiatıdır. Şam buğday ihrac eden bir memleketin başçehri olduğu halde, burada ekmeğin fiab. Beyruttaki fiatın iki mislidir. Hal. buki Beyrut, buğday ithal eden bir memlekettir. Şam halkı aradaki bu Bafta.ra.ti 1 inci sa/ıifede Ankara 7 (Telefonla) Dün gece mühim farkı hükumetinin idaresizliğine Başbakanm demeıcinden sonra da 5'arısından sonra feci bir kaza olmuş. atfetmekte ve bu yüzden bükumete karşı geniş bir memnuniyetsizlik bes lumhur Başkaru Inönü ile muhalif par Ses tiyatrosundan çıkan halkın bindiği lemektedir. İdaresizliğin, daima sebe ti Başkanı arasmdaki temaslar devam otobüslerden biri tutuşmuştur. 60 kabiyet verdiği bir töhmet. irtikâb ve irti etmiş ve Demckrat Parti Genel Baş dar yolcu ile tıklım tıklım dolu olan fadır. Bu da Suriye halkı tarahndan kanı Celâl Bayar, bu akşam da saat 51 numaralı otobüsün motörü, çürük geniş bir ölçüde bahis mevzuu olmakta 18 e doğru Cumhur Başkanhğı köşküne kablonun kontakt yapması yüzJ.inden ve halkın hükumete karşı hoşnudsnz davet olunmuştur. Bugünkü mülâkat bir alev almış ve araba bu şekilde 200 metre gitmiştir. Otobüs, Fidanlığm örnine luğunu artnnnakta, hattâ hükumetin saatten fazla sürmüştür. C.H.P. Üe ilgili çevrelerin bu mülâkat geldiği zaman, benzin deposu büyük zâfını hisseden baa unsurlar, bir takun aynlma temayülleri izhar etmekte, lar etrafında yaptığı yoruın'.ara göre, bir gürültüyle patlamiş ve ağaca çar. bilhassa'Dürzilerin ve Alevilerin bu son görüşmeler, Cumhur Başkanınm pan araba durmuştur. fikri besledikleri anlatümaktadır. Bu neşredeceği teblifile alâkahdır. SöylenHâdise esnasında, yolcular arasmda nunla beraber şimdiki Cumhur Başkanı diğine göre Cumhur Başkanı, yann şeh büyük bir panik olmuş, ancak tek kanı rirr.lze gelmesi beklenen Başbakan RsŞükrü Kuvvetli Beyin, bütün Suriye açılabildişi için halk ker.disini pencehalkı tarafrndan derin saygi gördüğü oeb Pekeri de kabul ederek, kendlslle ge relerden dışarı atmıştır. Bu arada, ve şahsî nezahetile tanınnuş bir şahsi ne bu mevzuda blr görüşmede buluna dördü ağır olmak üzere yaralanan 13 yet olduğu için seçünin cereyanı üze caktır. kişi Nümu'.ıe, 6 kişi de Gülhane h3Staİki taraf da görüş ve mütalealarmı r.esine kaldınlmıştır. rinde büyük bir tesir icra etmesi beklebelirtmls olduğundan, ihtilaia müdahale nir. Bu arada kimya fakültesi SğrencleBu defa Suriyede yapılan genel se itmlş olan Deviet Reisi, müşaheOe ve rinden Özbey Elginerin, boyun kemiktavsiyelerinl ihtlva edecek beyannameçimin sebeb olduğu bir hoşnudsuzluk, leri kınlınış ve muhtelif yerlerinden çıkanlacak mebus sayısı bakunından slni, hafta sonuna doğru umumt ef ağır yaralanmış olduğundan, kurtulkâra teblig edecektlr. Ancak su günHalebi, Şamın madunu yapmasıdır. masma ihtimal verilmemektedir. YaraÇünkü bu defa Şam 21 mebus çıkaraca lerde Demokrat Partl Genel Başkanı lılar arasmda Rukiye Fırat adında 8 fi halde Haleb yalnız on beş mebus çı Celâl Bayarla Başbakan Receb Peke aylık hamile bir kadm da vardrr. Tahkarabüecektir. Bunun sebebi, yapılan rin, Cumhur Başkanı Ismet İnönünüa sin Til, Berrin Sunder, Orhan Sunder genel sayımda Şam nüfusunun Haleb nezdinde son bir görüşmede bulunma ve Neclâ Tolluoğlu, ağır yaralılar ara. fcüfusundan fazla olduğu belirmesidir. arı ihtimali kuvvetle ileri BÜrülmekte sındadır, Halbuki 1938 de Halebin nüfusu, Şara dir. C.HP. mutedil çevrelerinde de, Urdün Kralı, Türk hava dan fazla idL Bu hâdîse. Şam ile Haleb arastnda mühim münakaşalann kop «kendini hissettirir şekilde> mevcudiheyetini kabul etti masına sebeb olmuş ve Haleb, hükume yetüıden bahsedildiğinden şu sırada en tin muhalefetten korktuğu için Haleb hâd şeklini bubnuş olan ihtilâfm, daha Amman 7 (a.a.) Ürdün Rralı Abnüfusunu azabruş gibi göstermek yolu. ziyade hükumetle muhalefet partisi a dullah, Amman ile Ankara arasmda hava rasında olduğu görülmektedir. Cumhur au tutmuş olduğuna dair bir takım soylentileri esirgememişrir. Bunun yapılıp Başkanı tarafından verilecek olan teb seferlsri hattınm açılmasmı müzakere yapılmıyacağını söylemek tabiidir ki iğin, bu bakımdan da hususî bir alâ etmek üzere burayı ziyaret eden Tü.k bize aid değildir. Fakat bu da Şam ile a ile beklendiği sezilmekte ve ardı ar heyetini kabul etmiştir. Haleb arasındaki rekabetin ehemmiyet duıa çıkarılan şayialar, biraz da bu seVebaya karşı tedbirler bebden doğmaktadır. ve şiddetini açıklamağa yeter. Ankara 7 (a.a.) Hayfada 9 veba Büyük Suriye projesinin bir seçim vak'ası görüldüğü haber almmı§ ve Sağkonusu olarak araya girmiş olmasi. lık ve Sosyal Yardım Bakanlığmca, ılşüphe yok ki, seçim savaşına hararet gili sahil valiliklarile, hudud ve sahiller verecek ve Suriyedeki eumhuriyetçUiksağlik teşkilâtına, vebaya karşı mücale kraliyetciük cereyanlaruıın tartışroaNewYork 7 (a.a.) Bütün Ameri delede gösterilmekte olan teyakkuz ve sına imkân verecektir. Gerçi bir müddet mukaddem büyük kada jfünün başlıca meselesi halini alan ihtimamın arttınlması, pire ve fare Suriye projesinin artık tarihe mal ol esrarengiz «uçan daireleri» kovalamak mücadelesine hızla dcvam edilmekle duğuna dair bir takım sözler söylenmi? üzere Kaliforniya hava üslerinde bu beraber gemici ve sahil personellerüı ve bu projenin bundan sorsra bir daha unan tepkili Amerikan harb uçakla den aşılanmamış kimse bırakılmaması bahis mevzuu olnuyacağı Ueri sürül rının havalanmağa hazır bulundukları ve evvelce aşılananların aşılarmın teimüştü. Fakat hâdiseler bunun zıddını teyid edilmektedir. Amerikan askerî ha rarlanması hususunda gerekli tebagat ispat etmekte ve Suriye. Ürdün, Filisün berler dairesi, âlimlerin bedbin davran yapılmıştır. ve Lübnanın bir kısmından müteşekkil malarma rağmen tahkikat açılmasra Iznik köjîülerine yardım büyük Suriye projesi Suriyelilerin ha ernretmiştir. yaÜni cezbetmektedir. Bazı İngiliz kay Amerikan hava kuvvetleri başkomuyapılacak naklarına göre Lübnan dahi, hıristiyan tanı General Spaatz, cUçan dairelerin> tznik 7 (Trîusust munablrtmlzden) hüviyetini korumak üzere halihazırda tesbit edildiği Pasifik kuzeybatı bölBüyui bir sel ve dolu felâietı geçiren işgal etmekte olduğu ülkelerini boşalt. ;esinde bulunmaktadır. kazamız çevresinde tetkikler yaprnak ve mağa ve yalnız kendi sahasında yaşaAskerî hava dairesinden yüzbajı Tom yardıma rriUhtac halkm ihtiyaclarını mağa ran bulunmaktadır. Bunun aslı 3rown demiştir ki: tesbit etmek üzere Bursa milletvekill olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat bü< Bu işte herhalde bir şeyler varyük Suriye projesinin durup dinlen dır. Fakat bunun ne olabileceğinde he Talât Siimer, buraya gelmiş, ilçe başkameden yol aldığı goze çarpnıaktadır. nüz hiç bîr fikrimiz yoktur. Almaoak nı, Kuılay başkanı ve 24 klşilik bir eElhasü Suriyede yapılan genel se bütün haberler tesbit edilip araştırma kiple lelâkete u&rayan köyleri gezmişçimin neticeleri bir hayli mühim neti ar yapılacaktır. Bazı şahidlerin iddia tir. Hükun:etçe, zarar gören köylülere celer verecek gibidir ve bu neticeler ettikleri gibi saatte 1800 kilometre sü yaxdım yapılacaktır. aynca tetkike lâyıkhr. ratle gidebilecek vo radyo ile idare ediUrlada bir mandanm ömer Rıza DOĞRUL lebilecek bir merminin Amerikada veya yaptıklan diğer bir memlekette yapıhnış olduğunu sanmıyoruz. Biz, bu hâdiseleri Izmlr 7 (Teleîonla) TJrlanm Kaaizah edebilecek tecrübelerde bulunmu ba mevkünde gaıit» bir hâdlse olmuştur. yoruz. Bu gibi teorübeleri, olsa olsa an Necati Börekçioğlun'Jn tarlasında çalıcak bir tek hükumet yapmakta olabi şan bir amelenin 10 11 yaşlarındaid Baştarafı 2 inei ssTa/ede lir. Mütehassıslanmız da bizim kadar çocuğu bir mandanın sırtım okşarken hayvan ürkmüş, kuvvetle salladığı kuygöze alarak Rodosa kaçmışlar, Rodostan hayrettedir.ı ruğu ile çocuğu yere seraıiş, dudagını Türkiyeye geçme çarelerini aramışlar, Bununla berabeT Dış Işleri Bakan patlatmıştır. Kuyruğunu çocuğun boynihayet oradan da aynı şekilde yola lığı bu dairelerin bir yabancı devlet nuna dolayarak olanca hızlle koşmağa çıkarak Bodnıma gelebilmişlerdir. tarafından atıldığı hakkındaki şayiaları başlamıştır. Mandanm taynığıında blr Mallarını, mülklerini adada bırakarak şiddetle yalanlamıştır. çocuk olduğu hal<Je kudurmuş gibi koşkaçan bu ırkdaşlar, İstanköy Rumlarıtuğnnu gören blr kadm evine koşup blr nın Türk ahaliye dayanümaz işkenceTürk uçağı Şamda balta almış ve mandayı kovalamaga lerde bulunduklarını anlatmaktadırlar. Ankara 7 (a.a.) Buraya gelen ma başlamıştır. Nihayet yetlşlp baltayı Hükumet, mültecilerin kabulüne karar vermiştiı. Öğrendiğime göre Dış Işleri lumata göre Türkiye, Suriye ve Irak mandaya in<îirerek kuyruğunu koparBakanlığı, ileri sürülen bu kötii mua arasmda yapılacak hava seferlerini tan mış, baygm btr halde yere serilen ç o mele iddiaları dolaj'isile Yunan hüku zim etmek üzere tecrübe uçuşuna çık cuk kendislne gelebilmiş ise de, görülen metinm dostane bir şekilde nazarı dik mış olan uçağımız, bu sabah Beyrut'tan lüzum üzerine İzmlr memfeket hastanesine Şama hareket etmiştir. katini ceYbedecektir. T Hiyanet değil de nedir? Suriyede genel seçim ) i Kıymetli bir arkadaşı daha kaybettik Ba$taraf\ 1 inei tahijede rak müessesemize girmiş ömrünün ren arkadaşımız, gazete fotografçıhğın. geri kalan yıllarını, büyük bir feragatle da bir merhale yaratmış, Türk matbu bu mukaddes mesleğe vermiştir. Sanatkâr olarak eşsiz değerile, arkaatında «Namık Görgüc Ekolü» diye adaş ve insan olarak üstün meziyetlerile, nılmağa seza bir çığır açmıştır. Cumhuriyet gazetesinin, yirmi beş bilhassa aile babası olarak parmakla gössenelik neşir hayatmı takib eden kari terilecek faziletile basın ve memleket lerimiz, zaman zaman, Foto Namığm, tarihine intikal eden arkadaşımıza, Alkâh bir fırça eseri kadar ilham taşıyan, lahtan mağfiret, geride bıraktığı eşi ile kâh fotograf tekniğinin bir şaheseri sa biricik kızma ecrüsabır dileriz. Gazeteciler Cemiyetinin tebliği yılacak derecede ışık ve gölge cümbüşile dolu, bazan da, gene bu tekniğin İstanbul Gazeteciler Cemiyetinden: en hurda teferruatını didiklercesine Cumhuriyet gazetesinin foto muhabiri içine sığdırmiş özlü eserlerini çok iyi meslektaşımız ve kıymetli arkadaşımız hatırlarlar. Namık Görgüc, iki aydanberi tedavi edilYirmi küsur sene evvel girdiği mat mekte olduğu Cerrahpaşa Hastanesinde, buat âlemine, son nefesine kadar bü müptelâ olduğu hastalıktan kurtulamıtün gayreti, bütün enerjisi, bütün var yarak dün sabah saat 7 de Hakkın rahlığile hizmet eden, sirası geldiği zaman, metine kavuşmuştur. hayatmı hiçe sayarak en büyük tehliCenazesi bugün Cerrahpaşa Hastanekeleri bile göze almak suretile mesle <;inden kaldirılarak B^yand camiine «etiğinde daima ön safı tutan Namık Gör rilecek, öğle vakti, namazı eda edildikgücü, Türk basınının sadece bir emek ten sonra merasim yapılacak ve bilâtarı değil, fedaisi olarak anmakta hata hare Divanyolunu tekiben, meslek Jıayayoktur. tmın 23 senesini vakfettiği Cumhuriyet Namık Görgüc, 1311 senesinde, İstan g2zetesi idarehanesinde bir jhtiram vakbulda doğmuştur, Mücellidbaşı zade Nu fesinden sonra Ankara caddesini (Babıreddin Beyin oğludur. Tahsilini Vefa âli) taki'r>en Eyübdeki makberesine tevdi İdadisinde yaptıktan ve ilk Cihan Harbine ihtiyat zabiti o'arak iştirak ettil:Bütün arkadaşlara ve merhumun keten sonra, Şehremanetine intisab etmiş, derli ailcsine başsağlığı diler ve üyeleCumhuriyet gazetesinin kuruluşundar. az rimizin cenaze mera=iminde hazır bubir zaman sonra da, foto muhabiri cîa lunmalarını hassaten rîca ederiz. Pariiler arası ihfilâfta Ankarada feci bir ofobüs mühim değîşiklikler kazası otdu j Gazetelet haber verdi, vermescler de • emsalile öğrenmiş bulunuyoruz: Bir • takım madrabazlar, malları ucuzla; masın diye denize döküyorlarnuş.• Domates bu yüzden doksan kuroşf. : çıkmış. Halbuki iki ay ev\el altnuş : beş kuruşa yiyorduk. j Vaktile babkçılar, sonradan yumurI tacılar piyasayı bozmamak için mal; larını denize dökmüşlerdi. Bu bir hi• yanettir. : Bu memleketin nimetleri, halkın İ malıdır. Tutanlar ve yetiştirenler on• lara, ancak halka satmak veya verj mek şartile temellük edebilirler, de• nize döküp imha etmek için değil. • Memleket mahsullerini iınha eden• leri, halkı bu nimetlerden mahrnm • bırakanlan hiç değilse esnaf ca: miasından atmak. elinden ruhsatiye• sini almak gerektir. • Her adım başında esnaf zümresinin • düzensizliği ve vicdan kayıdlarile olan • alâkasızlığı göze çarpıyor. Çekip çe• virmek, ama ciddî şekilde çeîrip çe! virmek zamanı gclmiştir. Şehir oto: riteleri uyanmak gerek! Yeni Paris konferansının arifesinde Başmakaleden devam Uçan dairelerin esrarı araşlırılıyor İstanköyün Tiirk halkına ztılmediüyor olduklan ve başka türlü hareket etmelerine imkân bulunmadıği malumdur. Fakat bu defa bunlann da, hiç oltnazsa bir kısmı, mühim bir inıtihan geçirecek, karar vermek hususunda bir takım sıkıntılarla karşılaşacaklardtr. İskandinavya devletlerinin bunlar arasmda olduğu anlaşılıyor. Çünkü İkinci Dünya Harbiııin netict'ierinden biri de İskandinavyanın bİT Rus nüfuz bölgesi olarak görünmesidir. Rusyanın İkinci Dünya Harbi sonlannda Norveçi kurtarmağa yatdun etmesi bu neticeyi dcsteklemiş ve bu yüzden bu halis muhlis demokrat memleketlerin başucunda bir Demokles kılıcı peyda olmuştu. Gerçi bu memleketler Sovyet nüfuzuna karşı gelmek hususunda geri kalnuyor ve bağımsızhklannı korumak yolunda hiçbir teşeübüsü ihmal etmiyorlar, fakat Rusyanın bir aralık Spitzberg adalarında üsler kunnak isteraesi onun bu bölge hakkında hakikî niyetlerini açıklanuş ve bu devletlerin durumunu bir hayli nıüşkülleştirmişti. Bununla beraber bu devletlerin şimdiki fırsatı ganimet sayarak Rusyanın nüfuzuna karşı kesin bir mukavemet gösterrnek istemeleri ve batı devletlerine daha sıkı bağh olduklannı belirtmek suretile işlerini düzenlemeleri beklenir. Gerçi yirmi iki devletten teşekkül etmesi beklenen konferansuı bütün bu devletleri tolpaması mümkün değildir. Çünkü Rusyanın tazyikmı hesablamak zorunda olan devletler, kendi arzu ve iradelerini belirtemiyecek durumdadırlar, fakat bunlann dışındaki bütün devletlerin konferansa iştirak edecekleri zerre kadat şüphe götürmez. Nitekim günün haberlerine göre on devlet konferansa iştirak edeceğini bildirmiş bulunmaktadır. Bu sayının daha fazla artacağına hattâ Sovyet nüfuzuna bağh gibi görünen bazı devletlerin de konferansa şu veya bu şekilde iştirak etmeyi, iştirak etmemeye tercih edeceklerine muhakkak nazarile bakılıyor. O halde Pariste aym onunda toplanacak olan konferans, Rusya gibi düşünmiyenlerin ve Rusyanın yolunu tutmıyanlarm konferansı olarak çalışacak, belki de Rusyanın kendi nüfuz çevresi içindeki nüfuzunun sağlanı ohnadığını belirtmeye yarayacaktır. Konferans işlerini süratle bitirerek yardun projesini Amerikaya takdimc imkân bulduğu takdirde, Rusyanın son durumundan, şüpheleri biisbütün artan ve ona karşı umumî bir kal Baştarajı 1 i?ıcl sahifed» Vall vekili İnsan Aksoy, Sıkıyönetim iomutam Korgeneral Asım Tmaztepe, Merkez Korautanı General Eşref AMoğan. Mmtaka komutanı General As^m Ulusoy. C.H.P. İstanbul Müfettişl Dr. Pazıl Şerefeddin BUrge, Partl Başkanı Atıf Ödü!. Emnlyet MUdürü Demir, Vall muavinlerl, Partililer ve Basın mensublan tarafından ugurlanmıştır. Ba^bakanla beraber Başbakan yardımcısı Mümtaz Ökmen de aynı vagonıa Ankaraya hareket etmiştir. Receb Peker, hareketinden evvel basın mensublarma seyahati etraf.nda şunları söylemiştir: < 12 temmuzda Pariste toplanacak olan konferans etrafmda Bakanlar Kul rulu toplantısında' hazır bulunmak üzere idiyorum. Bu gldişimin başka hiç bir hâdise ile ilgisl yoktur. Sevgili misafirimlz Amiral Kelly"nin de aynl trenle gittiğini memnuniyetle ögrenmiş bulumıyorum. Amirale Ankarada bir kokteyl partl vereceğlm.> Gazetecilerin, kabinenin değişeceği rivayetlerinin doğru olup olmadığı hakkında sorduklan suale, Baîbakan şu cevabı vermiştir: < Sizler, aklı başmda. düşünen, gören insanlarsımz. Böyle bir çeyin aslı yoktur. Bunlar günün dedikcdularidır.> Receb Peker, hareket ederken, kendisini teşyi etmeye gelen Bakanlara: < Çarşamba günü bepinizi kurul toplantısında beklerim. Akşam tekrar İstanbula dönersiniz> demiştir. Başbakan, perşembe sabahı tekrar tstanbula gelecek ve yıllık mezurdyetini ;eçirecektir. Genel Sekreter de Ankaraya döndü C. H. Partlsi Genel Sekreteri Hilml Uran dün Ankaraya harekeî etmiştir. Başbakanm dün akşam Şahsî feşebbüsiin inkiİstanbuldan hareketi şaf! için çaiışmıyorsunuz» Tarım Bakanımız Kahirede Kahire 7 (a.a.) Anadolu Ajansının özel muhabiri bildiriybr: Türkiye elçisi Ayaşlı Tarını Bakanı Faik Kurdoğlunun şerefine bir ziyafet vermiştir. Dün Kurdoğlu> tarım müzesmi gezmiş ve heyet, skşamüzeri Parise gitmek üzere, uçakla Londraya hareket etmiştir. kınma hareketine yardun etmek temayiilü kuvvetlenen Amerikan efkân umumiyesinin, yardun projesini bu yıl İçinde onaylaması beklenir ve bu vaziyet, iki netice verebilir: Birincisi: Rusyanın inaddan vazgeçerek yardım projesinden faydalanmak istemesi, tkmcisi: Rusyanın inadında devam etmesine karşı bütün Avrupanın ona mukabele edebilecek hale gelmesi. Bu neticelerin îkisinm de Araerikan yardımmuı Avrupa için hayırb olacağına delâlet ettiği aşikârdır. Yeni Paris konferansının arifesinde durum bu mahlyettedir. *** Ha.. Sut ondan kirli olduk^arma hükmettiniz.. Efendim biz çamaşıriarımıa sabun çok pahalı olduğu içdn külîe yıkara da.. Belgraddaki ilk hayal kmklığı orada geçirdiğim aylarda hep hâkim oldu durdu. Şimdi, Kalemeydan, Topçular, Teraziya gibi bizden kalma cadde, meydan ve sayfiye yerleîi isimlerile büyük küçük hemen her kahvesinde sabahtan akşama ve akşamdan geceyansına kadar durmadan çalan Çigsn mızıkalarının sesinden, Pasiçt Radiç gibi bir iki diplomat adından başka bir şey hatırlamıyorum. Oradan Sofya! Görüyorsunuz yaı beni adım adım metnlekete yaklaştırıyorlar. Nitekim öyle oldu. Tekrar Ankaraya aldılar. Bu sefer başkâtib olarak Viyanaya gidiyorum. Fakat hep pürüzlü işler beni buluyor. Mtitarekedenberi kapalı kalmış bir sefaret. Gldip açacak, temizliyecek, yeniden tesis edecek ve işletmeğe başîıyacağız. Vakıa müsteşar ve üçüncü kâtib benden e\iel ailelerile birlikte gitti ler amma^ gene başarılması güç teşebbüslerin beni beklediğine kaniim. Büyük elçi Sadrettin Paşanın bugünlerde gelmesi pek kabil olamıyacak galiba... Arzu ettiği kadar yol tahsisatı vermeğe razı olmaz gibi görünen hariciye vekilini sık sık ziyaret edip mahmuzlarını şıkırdatarak, kamçısmı çizmesine şak şak vurarak sıkıştırıp duruyormuş. ArJcası var «CUMHURİYET» in Tefrikası: 3 Vabâna Ifadın Bunisıı evvcl çıkmış olan kısımların hulasası (Trenle Viyanaya vazlfesi başına gittcekîe olan genc Türk elçilik kâtibi, Bulgar hududunda pasaportların ve eşyaların muayene edildiği sırada genc ve güzel ecnebi bir kaâınla tanışıyor. Ka;lın, memurîara karşı kâtible birlikte seyalıat ettiği hissini veıecek şekilde hareket ediyor. Bunun üzerine memurlar onun bavullarını da yoklamaya lüzum görmeden ge>!İp gidiyorlar. Dostluk ileıliyor. Fakat yatma zamanı pelince ikisi de kendi kompartımanlarına çekiliyorlar. Kendisini bir türlü uyku tutmıyan kâtib çociîkluk zamanlarını, hayata atıidıği andan itibaren başından geçen tiirlu türlü macerVıarı düşünüvcr ve nihayeı Hariciye VeKâletinds iken şahid oldnğu bazı garib ve tuhaf vakaları liRİırlıyor.) Müfettişin de giderken aynı mallardan sandık sandık götürdügünü sonra. dan haber alıp hayret ve dehşet içeri6İnde kalmıyalım mı? Kohrmershalm maclahatgüzannın iır?. pasaportlar satmıştı. Israr ettiler. Kırgmlığa sebebiyet veVekâlet, doğrusu adama ağn bir ce ririm de ilerlememe engel olurlar diye za verdi: Bir daha para işlerile ilgili zoraki kabul ettim. Fakat tahmmimde hizmetlerde kullanılmamak üzere tKe aldanmadığımı oraya gider gitmez anlât> başkâtibliğine tahvüini karar altına ladım. Şu anda Londra hafızamda ?eraldı. Dayanamadım: çektekinden çok daha koyu sislere bat İyi, dedim, para işlerile ilgili hlz miş bir hayalden başka bir şey değil.. metlerde kullanılmasını önlemek esaslı Times adeta simsiyah akıyor. O dev ş«bir tedbir ama, mademki satmağa aJış hirde geçirdiğim münzevi hayattan armış, bu sefer de şifreyi satar.. takalan hüzünlü intıbalar, bakın hâlâ Sıra ile bunları nasıl da hatırladun, varlığıma hâkim.. Yazan: AHMED HİDAYET REEL bilmem.. boşuna zihin yorup duruyoOnlar da anladılar.. İki buçuk ay rum, bizim Hariciyenin dedikodusu bit içinde zaten hakkım olan ikinci klla bir <taam ziyafeti» verdiğinden bah mez ki.. hoş.. hangi hariciyenin dediko tibliğe terfi ettirdiler. Fakat Belgrada seden raporuna hayli gülduk. Luzern dusunun ardı arkası gelir. Fransız atmsk şartile.. başkonsolosunun bir gümrük andlaş Quai d'Orsay'mda cereyan etmiş acaYugoslavya başkentmin Istasyonu masmın imzasında kullanılan «alât ve ibüklere dair kaç cild okudum, şu anda beni pek fazla korkutmadı. Fakat, eski edevatın umumî evrak mahzenine ko sayısmı bile tayin edemiyorum. Ah.. nulduğunu» yana yakıla tasvir ed:n dimağım biraz sükunat bulabilse.. azı bir Fordla epeyce dik yokuşu ürmanıp tezkeresi ise dillere destan oldu. Fran cık uyusam.. beynime hücum eden bu «Moikova otelinde benim için hazırlasızca cLes instruments» kelimesini yan başıbozuk bir sürü hatıradan kendimi nan odaya glrdiğim zaman genclik, teclış anlaıruş olmasmdan dolayı biçarenin kurtarsam.. hayır İTr.kâm yok.. o ince rübesizlik yüzünden Londrada kalmaadı «Instrument Şekib» kaldı. Hattâ, zarlı, hafif lüzucetli maddeden yapıl makta inad edişimin cezasını çekmeğe bir kaç ay sonra bir başmuharririn ma mış bir çok girintili çıkmtılı minimini mecbur olduğumu anladım. Şöyle yas. tık yüzlerine, yatak çarşaflarma bakkalesinde bu acıklı ve gülünc hikâyeye makine durmadan işliyor. tim. Esmer değil, adeta habeşimsi idi. temas eden satırlar okuduk. Tren de Sivilingraddan kalktı. Te Ablak yüzlü, iriyan hizmetçi kıza: Daha neler de neler!. Çat pat konuş kerleklerin tek ahenkli gıcırtıları, va Rica ederim, dedim, bunlar çok tuğu fransızca ile vekili ziyarete gelen gonun fasılasiz sarsılışı dalmama değil, kirli, herhalde değiştirmeyi unutmuş yabancüarla anlaşamayınca bizim kapı gözlerimi kspamsma dahi mâni oluyor.. olacaksmız yı açıp: Kendimi Londrada görüyorum. Oranın ücüncü kâtibliğini bana yalvara Inkâr kabul etmez hakikatleri mü Mercredi çarşamba mıydı? Suaüni soran hususî kalem müdür yakara kabul ettirmişlerdi. Dilini azbu dafaa edenlere mahsus hidd«tle gözieleri, âmirleriiie nalm çevirip havlu tu çuk bildiğim, cemiyet hayatmın ihtişa rini açarak üzerime yürüdü. Bozuk a!tan maiyet Tnemurları.. hangi birini an mını, şatafatmı bir masal gibi dinle rnancası büsbütün çetrefilleşti: diğim Ingiltere Krallığının ve Hindistan i Affedersiniz, yanılıyorsunuz.. Bunlatayım. Kar.bera başkonsolosu, vaktlie Os Imparatorluğunun msrkezinde şahîî hrı bir saat evvel kendi elceğizimle domanlı, Iran ve diğer şark devletleri bir gelirim ds olmaymca yabıız dev htdan çıkarıp serdim.. şehbenderlerinin keşfettikleri bir usulü k':in verdiği mütevazı ayhkla nasıl Peki ama, neden renkleri bu kadar tatbik ederek boyuna tebaa yazmış ve j öteye beriye girer çıkar, memlekete siyah.. hcr birine yükîok bir ücret kar?'''.ğ! I faydası dokunacdk bir iş görcbilirdİT.?' Geai§ bir nvtes alarak Baftarafr 1 inei gdhifeda * dır. Bu kulüblerde senenin muayrof zamanlarmda profesyonel konferansçtJ lar konuşmalar yaparlar ve konferaaj başına 100 dolardan 500, hattâ 1000 dolara kadar para alırlar. İsmet Sanh, Kolej tahsilini Amerikada yaparken, küçük gruplara hitab et« mekle işe başlamış, bir ara tekrar Tür» kiyeye gelmiş ve 1938 senesinde, bir seri konferans verroek üzere Amerikaya dönmüştür. İşte bu sırada harb patla« miş ve İsmet Sanlı, tam dokuz yıl» memleketten uzak kalmıştır. Dokuz yıl memleketten uzak kalaa bir insanın, yurda kavuşur kavuşmaa ilk intıbaları hakikaten garib oluyor. îsmet Sanlı da bunu teslim ediyor v» gülerek: « Adeta bir turiste döndüm, diyor. Her şeye hayran oluyorum. Şu canrm Boğaz, şu minareler, şu şahane şehir^. Fakat aynı zamanda, pek çok şeyi d« garibsiyorum. Bakın size bir şey anlatayun: istanbula geUnce, bir dosta. telefon etmern icab etti. Kataloğda ismini aradım, bulamadım. Halbuki mutlaka gö^ rüşmem icab ediyordu. Sonra, başka bi» isim araxkent onun adına tesadüf etÜID. Tesadüf ettim ve kendinve de bdr hayli güldüm. Ben, gayet tabiî olarak ahbabımın soy admı aramıştım; hal • > buki kataloğ, küçük isimlere göre taa« zim edilmiş. Doğrusunu ister^niz bu, seksen sene haünma gelmezdi.» Ismet Sanhyı şa;ırtan baska bir nok^ ta dat Istanbulun şoförleridir. « Onlar, ne müthiş insanlar, diyor. Baştarafı 1 inci sahijede Amerikayı baştan aşağı otomobille doyapılacak esaslı bir yardım ana gaye laştım; buna rağmen sire yemin ede« lere müessir şekilde kullanüdığı tak rim ki, Istanbulda bir arabayı iki adımdirde, sizi yolunuzda geciktiren mania hk yere götüremem. O ne sürat o'n» lardan çoğunun ortadan kalkması veya gürültü ve o ne kadar lâkayd tyolcu» hud azalması mümkün dür. Raporumuz lar. Amerikada, beş yaşmdaki çocuk da bu kanaatimizi çok kuvvetli delillar, kaldırımdan kaldırıma geçerlerken lerle destekliyerek tebarüz ettireceğim. iki taraflarına bakarlar. Burada caddeYollarınızın ve diğer münakale vasıtala rınızın vaziyeti, ziral inkişafın modern nin ortasında dolaşan insanın iki adım ve maksada kâfi bir şekilde gelişebil gerisine geliyorsunuz da, otomobüinizl : mesi için lüzumlu sulama sistemleri ve farketmiyor. başka mübrem ihtiyaclarınız, diğer bü Amerikarun bir şehrinde bu kada» tün sahalarda ilerleme temponuzu, ka sürat!. Ne münasebet... Orada( nizanj çmılması imkânsiz bir şekilde tahdid e hızı yarım mil aşsanız, cezayı yersiniz, den eğitim ve âmme sağlığı programla Hem cezalar da, öyle bir iki dolar d<H rınız, raporumuzda tebarüz ettireceğimi ğildir, ha...> I söylediğim kanaatimi desteklemek hu Ismet Sanlı Amerikadaki konferanssusunda çok kuvvetli birer delü vazifesi ları hakkmda da malumat veriyor. Bir görecektir. İTürk, Amerikalılara neden bahseder?) Organizasyon meseleleri, iktisadî ana Elbetteiki Türkiyeden. işte Ismet Sanh lizler mal satın alma, mal satabilme me da tarihimizden, İstiklâl Mücadelemiz^ seleleri ve milletlerarası ticaret işlorile den; inkılâblarımızdan, millî siyaseti • « ilgili bir sürü meseleler gibi modern mizden Amerikalılara bol, bol bah • iktisadi idarede, işletme sisteminin inki eetmiş ve adamakıllı muvaffakıyet ka« şafında karşılaşılan bazı manialar da mü zanmış. Bu, ilk Türk profesyonel konşahede ettik. Memleketimizde biz de, feranscı: hâlâ, bu ve buna mümasil diğer birçok Benim Türk olduğuma bir türlü sahalarda kendimize göre meselelerle inanamıyorlardı, diyor. Bir gece, konkarşılaşmaktayız. Fakat bizim eskiden ferans vereceğim bir yere erken gitmiş» geçirdiğimiz tecrübelerden bir kısmı. tim. Kulübden içeri girdim ve bir 1ÎÖ« Türkiye için faydalı olabilir. | şeye oturdum. Konferansın başlamasma Bununla beraber, sadece şhasıma aid pek az zaman kala, durmadan saatina bir fikir olarak, şunu da söylemek iste bakan ve mütemadiyen gezinen bir ka, rim ki, birkaç aydanberi yapmakta ol dın peyda oldu. Nihayet yaıuma geldl duğum tetkikat ve müşahedelerim neti ve «Rica ederim, konferansçımu geoikcesinde, Amerikada bizim «hususî te ti. Ben şu pencereden bakacağım, siz de şebbüs» dediğimiz, teşebbüs faaliyetle kapıya gözkulak olunuz. Kendisi bir rinin burada terakki etmesini Türkiyenin istediğine dair ortada deüller göre Türk kadınıdır. Eğ«r acayib kılıklı, aca« medim. Şu ciheti tebarüz ettirmek ıste yib hareketli, acayib bir insana rastrim ki, hususî teşebbüsten, sadece bir larsanız, lutfen bana haber verin> dedi. kaç açıkgöz iş adammın zengin olma Kendisine, «o acayib insan» uı ben olsını mümkün kılacak bir faaliyet slste duğumu söyleyince, kadın az kalsm hay« mini kasdetmiyorum. Kasdettiğim sis retten dilini yutacaktı. Ona sordum: ' Hiç Türkiyeye gittiniz mi? tem, devlet eline bakaiaktansa, hcrkesin Hayır. kendi enerji ve kabiliyetine dayanarak Hiç bir Türkle tanıştınız mı? iktisaden inkişaf edebilmesi keyfiyeüchr. Hayır. Hiç, Türkiye hakkında esaslı Hükumet. hususî teşebbüse prensip itibarile muhaliftir demek istemiyorum. kitab okudumız mu? Sadece, daha evvel de söylediğim gibi, Hayır. hükumetin hususî teşebbüsü Türkiye O halde. Türklerin «acayib> olnin iktisadî istihalesinin mübim bir duklarını nereden biliyorsunuz? amili olarak inkişaf ettirmek arzusunda veya niyetinde olduğunu gösteren delilKadın cevab veremedi ve bunun, şimleri göremediğimi anlatmai istemekte diye kadar duyduklarmdan, aldığı umuyim. mî kültürden ve ondan hasıl olan ka« Bu gibi delillerin mevcud olmayışını naatten ileri geldiğini söyledi. İşte, Amemanldar bulmaktayım. Çünkü, Türkiye rikalı «sokak adamı> bizi böyle tanınin muayyen bir inkişaf programı tat yor ve biz malaesef, onun bu kanaatini bik ettiği sahaların hepsinde kuvveUİ değiştirmek için hiçbir şey yapmıyoruz. bir azmin delillert gözukmektedir. DoHalbuki, Amerikahlar Türkiyeye karşı layısile, Türkiyede şahsi teşebbüsün Jn büyük bir alâka duyuyorlar ve bizi takişafına niyetli olunduguna dair ortada mdıkları zaman çok seviyorlar. Bakın, emars bulunmayışı böyle blr niyetln bir gün trende bir askerle ahpab olduk, mevcud olmadıgını tazammun etmekte beraber sigara içtik, çiklot çiğnedik. Asdir. ker, bana hanşi milletten olduğumu sorTürkiyedeki en büyük tabiî zenginlidu. «Türküm» deyince, dona kaldı. Adeğin, Türkün kendisi olduğuna lnanmaktayım. Ancak, Türkün ferdl inisyatifini, ta, dostluğunruzun ortadan kalktıŞmı kabUlyetini, kuruculugunu inklşaf et zannettim. Meğer o Türkleri, hiç de öyl« tlrmek suTetUedir ki, Türkiye, ve her zannetmiyormuş. Fakat trenden inerken, Türk, Blrleşmiş Amerlka gibi zengin ve bu basit Amerikah bana şöyle dedi: kuvvetli olacaktır. Ben, güzel konuşmasını, Dariak Müll ekonominln Inklşafı İçin hazır cümleler TaP™asını bilmem. Fakat eğer lanan 8 senelik planlarda, 18 milyon bütün Türkler sizin gibi ise, siz çok Türkün teın^l ettigl muazzam ferdi «şeker bir milletsiniz.» lnisyatil kaynatmın gözönünde tutulduîşte mesele, «çok şeker bir millet olgunu gösteren bir seyl,er görmedlm. duğumuzu Amerikalılara anlatmaktır.» Devîet tahvlllerine ve tasarruî hesaiıIsmet Sanlı, bizim bu bakımian u« larına vesaireye yatırılan paralardan 800.000,000 llra kadar olduğu anlaşılan kadar hareketsiz olduğıımuzdan acı acı ve atıl bir vaziyette durmakta olan hu derd yanıyor. Amerikan yardımı tasarısı susl sermayeden hiç bir şekilde bahse hazırlanırken, gazeteler daima «Türkiyo dildiğirj göremedim. Halbuki, bu mik ve Yunanistana yardım» dan bahseditar, taleb etmek niyetinde olduğnnuz yorlarmış. Fakat, orada propaganda teşpara yardunmın iki mlsline yaklaşmak kilâtları bulunan Yunanlılar, öyle bir faaliyet göstermişler ki artık gszeteler tadır. Türklyedekl şahsl teşebbüs inkişaf et «Yunanistana yardım» deyip, Türkiyetirilmedikçe, Amerikan hususî teşebbü nin admı bile anmıyorlarmış. sünün Türkiyede yeri olamıyacagı pek Ismet Sanlı diyor ki: tahüdlr. Çünkü, errelâ mülî kabillyet« Konferanslarım esnasınd'a, bana lerin hepsir.den hakküe istifade edilmeneler sormuyorlardı ki... Nasıl giyindiği 11 ve ancak bundan sonra ecnebi yardımiz, neler yediğimiz, nasıl oturduğumuz, mından faydalanmak yoluna gidilmelidir. Türkiyede, evvelâ Türklerin men âdetlerimiz, tabiatlerimiz, daha neler nefsatlne hizmet edilmeli ve ancak bun ler.., Bizim için bir Senegalli ne ise, bia dan sonra ecnebi menfaatlertn gelişme de Amerikalüar için işte oyuz.» sine saha açılmahdır.> İsmet Sanlı, sonbaharda büyük bir konferans turnesine çıkmak üzere tekÇakırbeyli davası karara kaldı rar Amerikaya dönecek ve hemen her Aydın 7 (Telefonla) Çakırbeyli da gece bir konuşma yapmak üzere bütün vasına Aydm Ağıroeza Mahkemesinde Birleşik Devletleri teker teker dolaşabugün de devam edildi. Müdahil avukat caktrr. Allah, kendisinin yardımcısı olŞahab Türkel, geçen oturumda iddia sun. smı yapmış ve sanık Mehmsd BardakçıM.T. mn idamını taleb etmişti. Savcıhk mıkamı da, esas hakkındaki mütaleasıru Bayan REZZAN ÇAHA bildirerek, aynı yolda ceza dileğinde buüe lunmuştur. Bu celse, sanık müdafaasını yaptı ve on sahifelik müdafaa dilekçeYzb. FAHRİ DİLMAÇ sini başkanlığa verdi. Muhakeme, bir Nikâhlandılar. hususun tahkiki için baska günî bıraİstanbul, 8/7/1947 kıldı. Amerikada 9 sene konferans veren Tiirk kadını

Bu sayıdan diğer sayfalar: