17 Ekim 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

17 Ekim 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Viyana at koşula- rında Türkiye dördüncü oldu Ingilterede Grimbesy mevkinde dünyanın en büyük “Balık bavuzu" tamamlarmış ve 17.000.000 İngiliz lirasına mal olmuştur. Bu havuz, esasen dünyanın en büyük balık ihracat limanlarından biri olan bu limanda, daha kolaylıkla balık av- | Bu limandan geçen sene 186 bin ton Balık çı karılmıştı.. y LNŞ el ze a a t | el hareketine bir yay gibi yerinden lanmasını temin için yapılmıştır. ESN Esnat çocukları okuyabilmelidir Ortaköyde seyyar satıcı Meh - met efendi ne anlatıyor: “Eskiden küfe sırtımda mahal- le maballe dolaşacağım diye çok AF Lâstik Fabrikasın- da çalışan işçiler Gazlıçeşme lâsti l çilerinden beş kişini dığımız ve Cümf zasiyle al- nektupta Halk Fırkasının VE IŞÇİ | fabrikası iş- ı Her parçası ayrı bir heyecanla okunacak macera, aşk ve seyahat ramanı kıskançlık, kuvvet, ASLANLI HÜKÜMDAR SÜLEYMANIN OĞLU € Tefrika No. 63 — Hayır.. Beni çok iyi tanıyor- sunuz.. Yamyamlar Kralınm ha- zinesini ele geçiren aslanlı adamı tanımadığını söylersen buna kim- se inanmaz.. — Emin olun tanımıyorduk, — Bana niçin yalan söylüyor- | sun.. Bu yalanlarında daha devam edecek olursan, etin, aslanıma gü- | ri, dişine göre bir av elde edeme- | dik.. Karnı zil çalıyor Aslanlı hükümdar, Vanduya bunları söylerken aslana başını çe virerek: — Bora! Diye seslendi. Anlaşılan Bora aslanın adı ola- caktı. Vahşi hayvan koca kafasi ü zerinde nisbeten küçük kalan iri gözlerini efendisine çevirdi; fa- kat yerinden kıpırdamadı. Aslanlı hükümdarın küçük bir dört senc süren inşa faaliyetinden sonra Şi | fırlıyarak seğirtti. Vandunun mevcudiyetinden ha bersiz gibi görünüyordu. Aslanlı hükümdar, onun iri pençelerini | göğsüne dayıyarak pürüzlü di- liyle ellerini yalamasına müsaade etmişti. b Sonra hayvanı perciminden ya- |Fabrikalardan ceza| | usulü kaldırılmalı! Fındıklı Kumaş Fabrikasında çalışan Bobinci Avni Efendiden bir mektup aldık. Bu mektupda iş- çi, evvelce çalıştığı Süreyyapaşa kalıyarak yere itti. Aslan efendisinin bu hareke- tinden müteessir olmuş gibi, yüzü ne bile bakmadan gitti, evvelce zel bir yem olur. Zaten dünden be | | radıktan sonra Manzay* | söylemek için koşup git 4, W e Urr' | kati söylemeyi şimdi bir rak duyuyorum. — Nedir bakayım? — Aslanlarınızın hüet — Manza da kim? — Kralımız.. — Ya.. Sonra?. i — Aslanlı hükümdar?” | na uğradığımızı söyledil la dost olabilecek birisif” cudiyetine inanmak istef” zineyi böyle bir yalanla " mek istediğimi sandı. *? mevcut olsanız da, olm&*” Idama mahküm ettiğini Fakat... — Fakat.. İ — Sizin mevcut oldi nanırsa, ölümümün beni ha şerefli olacağını bildil ma iki nöbetçi katarak yorulurdum.. Fakat bu yorgun - l iyet h luğuma karşılık her vakit az çok mukbilini gördüm. Şimdi bu gördüğünüz merkeple iş yapıyo - rı dik eelbediliyor: 1 — Geçen sene 80 kuruş yev- | miye alan bir işçi bu sene 60 kuruş * | yayı alamadığını yazıyor ve diyor | Fabrikasından istihkak ettiği pa- | ki: | — “Tahminen 929— 930 seneleri arasında, Balatta — Süreyyapaşa oturduğu yere tekrar, aynı şekilde uzandı. Vandu kendisinden geçmiş bir halde onları seyretmişti. O kadar rum. Çok şükür bir merkep ala - bildim de, biraz olsun yorgun - luktan kurtuldum. Eskiden delikanlı — idik, yola dayanıyorduk. Ama şimdi öyle mi ya.. Yaş ilerledi.. Ne yapa- | lım ihtiyarlığımızda da bu mer - kep bizi geçindirecek... “Ailem var. Çocuklarım var.. İyi, rahat yaşıyabiliyoruz. Fakat benim büyük bir üzüntüm var: O da iki erkek çocuğumu çok okut- mak istiyorum... Fakat okadarına da gücüm yet- miyor. Ne yapayım bilmem. O- kutmasam, onlar da benim gibi olur — diye korkuyorum.,, HABER: Eskiden fakir çocuk- larınm okutulması için evkaf var- dı. Fakat bu evkaf, daha mahalline sarfedilsin — diye asri bir teşkilâta raptedildi. bu asri teşkilât da arzu — edildiği şekilde işletilmiyor. Yoksa, bu memleketin kendi oçcuklarını o - kutacak imkânları yok - değildir. Türkiyede her vatandaş tahsil e - debilmelidir. Öz Türkçe ilk roman Savaştan Barışa Yazanlar: (Vâ-Nü) ile Çürüksulu Meziyet Yeni çıktı Fiyatı : 5S0 kurüş fazla | Henüz | | yevmiye —almaktadır. Bununda Fyebebih tü leika müdirüne sordu- | gğumuz zaman hükümet | zam koydu. kaucua Biz de sizin yevmi - ediyoruz. Yev- koysak hü- î kümet kazanç ve muvazene vergi- si alır. Fazla yevmiyeyi ne yapa- caksınız? Cevabında bulundular. 2 — Geçen sene sabah saat 7,30 da iş başı başlar, paydosu yapılır; sonra saat birde tekrar iş başı başlardı. Ve saat 5,30 da mesai hitam bulurdu.. | Fakat bu sene 5,30 dan sonra işçi- nin paydos yapmasına imkân yok- tur. Yani gece işinde biz amele- yelerinizi tenzil miyelerinize — zam bir saat öğle leri saati 5 kuruş — mukabilinde cebren çalıştırıyorlar. Ve gece işi- ne kalmıyan işçiye (Yarın işe gel- meyin!) diyorlar. Gece işînde: kaldığımıza göre geçen seneki gi- | bi yarım gündelik vermiş olsalar canımız feda.. Fakat bir saate 5 | kuruş ücret verilmektedir. 3 — Bir işçi, işinde ufak bir kusur yapmış olsa 25 kuruş ceza kesilmektedir. tayım gece işine tahammülüm yoktur; çalışamam!) demiş olsak pı dışarı gidersiniz!) diye cevap vermektedirler. 4 — Cümhuriyet kanunlarının adaletine sığmıyan bu hallere ni- hayet verilmesini ve mecburi olan | | ve Hıfzıssıhhat mütchassısı Faraza (Ben has- (jl (Hastanım burada ne işi var? Ka- | gece işinin biran evel ortadan kal- I Fabrikasında çalışmak üzere kayt dalmış, o kadar kendisinden geç- ve kabul edildim. Bir hafta gece mişti ki, aslanlı hükümdarım suali- | ni anlayamamıştı. Aslanlı hüküm- dar: ve bir hafta gündüz olmak üzere 15 gün usul ve kaidelerine göre bedava çalıştım. Bu müddet zar- fında sadakat ve sebatla uğraştım. Fakat 933—Mart—9 da işime ni- hayet verdiler. Buna sebep olarak da şunu gösterdiler: Bir işçi arka- daşımla öğle paydoslarında âdi yapağlardan top yaparak vakit ge çirirken, bu hareketim hoş görül- memiş.. Pek âlâ.. Başka fabrika yok değil ya!.. Ben cezama razı oldum ve çe- kildim. Fakat benim hakkım neye verilmedi? Fabrikada benim 22 | buçuk lira alacağım vardır. Bu pa- —Sana söylüyorum, diye tek- rarladı. Senin adın ne?.. Elinde olmaksızın cevap verdi: — Vandu! Aslanlı hükümdar, tasavvurun fevkinde bir kızgınlık hareketi gösterdi: — Vandu mu? O, inkâr edemedi. Hakiki adını vermesi hiç fe iyi olmamıştı. Şim- di nerdeyse sırrı onlaşılacak ve bi- çıkacaktı. Fakat bir defa iş işten ranım içinde fabrikaya girerken geçmiş, farkında olmadan asıl adı vermiş olduğum on İira depozit | l.ğızdım;:n :'k'j“â zl:::“;:lğtu.. Te- ası da dahildir... | vilde bir fayda görmedi: Koskoca fabrika benim hakkı | — — Evet Vandu, dedi, mı yer mi? Ben hakkımı istiyo- — Benden o halde ne diye be - ni tanıdığını sakladın.. Sen, bu ma ğaranın, bu hazinenin bekçisi de- &|1 miydin? — Evet.. — Niçin yalan söyledin?. — Hakiakti söyleseydim, de- min düştüğün şüpheye haklı ola- rak kapılmış olacaktın. — Yani.. — Yeni seni pusuya düşürmek par: rum!,, k Emrazı dahiliye Doktor Muallim ;; Şekip Habip : Avrupadan dönmüştür, Hastala- |Ş rını Ayasofya, Yerebatan cadde! No. 43 Hacı Süleyman Efendi apar- tımanında kabul ediyor. Cumarte si, Pazartesi, Perşembe günleri öğ- İ » | SK ge Telefon: 23035 j! 'çin geldiğimize... ğ leden sonra.. Bammemmmnnmnaziü (3677) Hanermn” kilde güldü: — Şüphemde haksız mıyım.. İ z aH VC | dırılmasını can ve gönülden iste- riz. raz evvel yalan söylediği ortaya | ı ya başlamıştı. r.vp. | aslanla başbaşa - bri d ü Aslanlı hükümdar garip bir şe-| dan tam çıkacağı ılfJ" — Evet haksızsın.. Sana haki - | ya kadar sürükletti. Se lüm., Sizi uzaktân göstef sözümün doğruluğunu * | etmiş olacaktım. — Böyle mi? — Tamamiyle.. — Sana inanmak istel kat üzerime yürüdükleri da kendini ölmüş bilmel onlardan çekindiğimden nin yol göstermendendi!" — Onları size hücum ! kırtmış değilim.. — Göreceğiz.. Vandu cevap veremiy? kü Manza'nın bakır haf geçirmek için muhakkât | aslanlı adama hücum | kanidi. Fakat, bunu, bilha! bahsetmek kendi hayati likeli olacaktı. Susmaytı kin bir zamanında me yı muvafık gördü. Belki içinde de kaçabilmesi bulabilirdi. Vandunun cevap ve aslanlı adam kuşkulan” mafih ona hiç bir renk '* Bilâkis gayet sakin gör” | rip bir ıslık çalmakla Arada sırada da Bora$? ji yor ve onun dargınlığ! ye lay ediyordu. ' Bora mağa kapısın!!? 4 bekçisiydi. Kat'iyyet oynıyacağa, kımıld miyordu. Ü Vandu bu vaziyet kaçabilmek imkânınt? man eline geçmiyect , gitti. Fakat g'ıderk'“,gıı nim yelelerinden 14 ef B * yu göstererek bir $©7 | mıştı.

Bu sayıdan diğer sayfalar: