19 Kasım 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

19 Kasım 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam Postası —— Ellı bın kuruşa “satılan bir şehir: Belgrat Marsilyada vurulan Sırp kralı Aleksandrın. ceddi Karâ Yorgi Belgradı nasıl zaptetmişti” 1216 hicri senesindeyiz. Bal- kanlar gene kan ve gürültü içinde, Sırplar Osmanlı devletine isyan w etmişlerdir. Belgrat muhafızı Mus tafa Paşa bir kaç sergerde tarafın- fiın idam edilmiş ve Belgradım idaresini “dayı,, denilen bir takım adamlar ele almıştı. Dağa çıkan Sırp çetelerinin en ehemmiyetlisine Kra Yorgi (1) denilen biradam kumanda edi- | Yordu. Kara Yorgi fevkalâde zeki, kurnaz ve cüretkâr bir adamdı. İndiği köylere, kasabalara: “Mustafa Paşayı öldüren dayı- lara Padişah gücendi ve onların terbiyesini Sırplıya havale etti. Buna dair ferman da geldi.,, di- Yor ve kendisine tabi olmıyanları öldürüyor, evini ve malmı yakı- yordu. Bu suretle Kara Yorgi az bir zamanda etrafına çok büyük bir kalabalık toplamağa muvaffak ol- muştu. Nihayet 1219 senesinde bü Yyük bir kalabalıkla Belgradı mu- hasara etti. Dayılar bu vaziyeti — görünce müthiş bir telâşa düştüler. Sağa sola haber gönderip imdat istedi- ler. Fakat Kara Yorgi kurnazca vaziyeti idare ediyor: “Sırplı âsi değildir. Fakat Da- yılar Padişahın bir vezirini kat- letmiş olduklarmdan onun intika- mını âlmak isterler, Asi Belgrat- lıdır.,, diye bir takım haberler neş rediyor ve ahaliyi böylelikle büyük bir tereddüde düşürüyor- du. Hattâ bu haber İstanbula ka- dar gelmiş ve sarayı ciddi bir me- raka düşüreceği yerde bilâkis se- vindirmişti. Kafası büyük, Fakat içi boş olan saray ve Babiâli erba - bı: — Oh olsun, siz Padişahın bir vezirini katlettiniz, âsi oldunuz. Dinsizin hakkından imansızın ge- leceği misillu sizi de Sırplı terbiye €tsin de görün. Biz nasıl olsa Bel- gradı almak için bir çare buluruz. diyorlar ve “Belgrat elden gide- tek, Rumeli gidiyor.,, diye feryat- 'ara kulak asmıyorlardı. HABER Akşam Postası TASTANBUL AN KARA CADDESİ Telgrat adresii İSTANBUL HABENR Telafon — Yazı: 28819 — Tünros 24270 ABONE ŞERAINTI ı » 8 12 ayak Türkiye; 120 850 660 1250 Ka Benebi: 150 Ho H6 1610 İLÂN TARIİFESİ Ticaret Hüninrının aatırı 12.84 Resmi Ulular 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: HASAN RASİM yeri (VARIT) Matbasaı Nihayet vaziyetin vehamet kes- betmesi üzerine Bosna Valisi Ebu Bekir Paşaya ihtilâlin bastırılma- sı havale edildi. Ebu Bekir Paşa da derhal 2000 | askerle birlikte Belgrada doğru hareket etti. Diğer taraftan Go- | şancalı Halil Ağa da bir miktar | askeriyle birlikte Kara Yorginin muhasarasını yararak Belgadın önüne geldi. —Onun da maksadı, Belgratta derebeylik yapan Dayı- ları ortadan kaldırmak ve Belgrat Serhat beyi olmaktı. Belgratta dört tane Dayı var- dı, Her biri de Belgradın bir kapı- sını müdafaa ediyorlardı. Dayılar vaziyeti görünce Bel- grat ahalisini topladılar: — Belgrattan çıkmamıza razı mısınız? diye sordular. Fakat a- hali: — Hayır.. Biz. sizden hoşnu- duz. Kaleyi âsilere karşı beraber- ce müdafaa etmeğe hazırız. diye cevap verdiler, Hattâ bu yolda bir mazbata yapıp Ebu Bekir Pa- şaya göndermeğe karar verdiler. Bu esnada Halil Ağa maiyetile Birlikte kalenin İstanbul kapısına doğru ilerliyordu. Dayılar kendi- sinin yardım için geldiğini düşün- düler, derhal kapıyı açtılar. Ahali yollara birikerek kendisini karşı- lamağa hazırlandı. Fakat Hal'l Ağa ve askerleri şehire dahil olur olmaz derhal kı- lıçlarını çektiler ve dayıların üze- rine hücum edip esir ettikten son- ra şehiri zaptettiler. Gene Belgrat üzerine gelmekte olan Süleyman Paşa da bu haberi işitince o da Halil Ağa ile birlik oldu. Dört Dayıyı: “Devlet sizin suçunuzu affeltti. Lâkin İstanbula gitmeniz lâzım- | dır.,, diye Ada kalesine gönderdi. Diğer taraftan Ada kalesi muhafı- zı Recep Ağaya da ayrıca bir mek tup gönderilerek dört Dayıyı idam etmesi bildirilmişti. Recep — Ağa geceleyin Dayıyı huzuruna çağırdı: dört — İIstanbuldan emir aldım, Sizi en kısa yoldan İstanbula gönder- mem icap ediyor. Bunun için dör- dünüzün de kafasını kesip bir tor- La)ı ilka ve sevkten başka çare iyorum, dedi. Ve hakikaten d: ği gibi yaplı. Dört kesik dayı kafası İstanbu- |la gidedursunlar, diğer taraftan Kara Yorginin Belgrat etrafında yaplığı muhasara bir türlü kaldı- rılamıyordu. Halbuki Kara Yorgi sözde Dayıları ortadan kaldırmak behanesiyle etrafına asker - topla- mış ve Belgradı muhasara etmişti. Bu vaziyet hakiki bir endişeyi mu- cip oldu. Ve nihayet Kara Yorgi Belgradın müuhasarasından vaz- geçmediği gibi etrafındaki Se- mendre, Sokul, Özice kalelerini de muhaıqrı eu, ve 1220 seneıiıı- kendis'ne de “Gospodar,, ünvanı- | nı taktı. Rusya da Kara Yorgiyi | teşvik ediyordu. Fakat nın istiklâlini ne Napolyon ne de Osmanlı devleti istemiyordu. Bu- nun için Rusyanın israrına rağ: men istiklâl hükümsüz ilân edildi Diğer taraftan Kara Yorgi ge- ne işi kurnazlığa dökmüştü. Sü- leyman Paşaya gizlice bir mektup gönderdi. Bu mektubunda şöyle diyordu: *“Haşa, biz âsi değiliz. Yalnız bir iki arzumuz var. Bunlar yapıl- dığı anda derhal muhasarayı kal- dırıp silâhlarrmızı size teslim ede- ceğiz. Arzularımız şudur: 1 — Siz asil bir paşasınız. Hal- buki Halil Ağa bir haytadır. Sırplı kendisini kat'iyyen sevmez. Sizin valinize canı gönülden razıyız. Halil Ağanın maksadı bir fırsatını düşürüp sizi yerinizden atmak ve Belgrada hâkim olmaktır. İşte bü- tün Sırplılar bunu bildiklerinden ve kendisini sevmediklerinden mu hasaraya devam etmekte ısrar e- diyorlar. 2 — Belgradın dört dayısı da öldürüldü. Fakat bunların bir çok taraftarları bilâ Belgrat şehrinde bulunuyorlar. Hali! Ağa el altın- dan bunlara gizli gizli yardım edi- | yor. Bu adamlar da muhakkak su- rette Belgrattan uzaklaştırılmalı- dır. Bu takdirde biz de derhal da- irej itaate girmeğe hazırız.,, Süleyman Paşa bu mektubu o- kudun $ tdaü ktaonra emföyp kuduğu zaman hakikaten Halil Ağanın Belgrat ve kendi istikbali için zararlı olduğuna kanaat * ge- tirdi, Ve konuşmak üzere Halil Ağayı huzuruna çağırdı. Halil Ağa derhal davete icabet etmişti. O da Süleyman Paşadan gayrı memnundu. Kara Yorgin'n üstüne hücum emtek istiyor, fakat Süleyman Paşa mafevki olduğu i- çin kendisinden müsaade alma- dan bunu yapamıyordu. Halbuki Süleyman Paşa buna kat'iyyen muhalifti. O Kara Yorginin sözle- rine tamamiyle kapılmıştı. Halil Ağayı asık bir suratla kabul etti: — Ne dersin ağa? Sırplı seni istemiyormuş, — Devletlim bunu nereden an- lamışlar? — Kulağıma böyle sözler geldi. — Hiç zannetmem. —Sonra bir şey daha duydum. Sen burada eski dayıların adamla- riyle pek sıkı fıkı konuşuyormuş- sun. Bu halin de Sırplının hiç ho- şuna gitmiyor. — Devletlim anlaşılan bir ta- kım garezkârlar beni lekelemek is- | ki| temişler. Fakat emin olunuz böyle bir şey kat'iyyen vaki olma- mıştır. Zaten Belgratta sayei sey- | finizde eski dayı taraftarları da kalmadı ki bunlarla iştirakim ve temasım mevzuubahs olsun. — Ben onu bunu bilmem.. tiklerimi söylüyorum. — Acaba nereden öğrendiğini- zi öğrenebilir miyim, — Hayır.. Orası bana ait gizli | İşit- | Kübik bin alara artık veda ediliyor! | Şimdi de “O,, şeklinde binalar yapmak modası başladı Sırbista- | HY TR ee baamdesi N7 ıııeuııııuıı'u———-_ 2 * Avrupanın en mühim — sanayi ve inşaat merkezlerinden birinde, Kübik adı verilen, garip ve türlü türlü şekiller — almış ev yapışına decek yeni bir ev yapış tarzı mey- dan alıyor. İngilterenin Liverpol şehrinde “O” biçimi evler yapmağa baş - lanmak üzeredirler. Herkesin ağzında — dolaşan (Kübik) lâfı, artık, alfabe harf - lerinden — “O,,harfine dönecek, “O,, biçimi evler ve belki döşeme- ler yapılacak; tenvirat, yarın ö » bürgün otemobil ve şehrin diğ mahalleri ve eşyası da “O,, biçi mine girecektir. Liverpolda yapılmak üzere bu- lunan “O,, biçimi evin, şimdilik on katlı olması kararlaştırılmış - tır. Harici görünüşü itibariyle bir gaz deposuna benziyor. — Fakat, re yapılmış binalardan artık veda ediliyor. Belki Avrupa- | nın diğer şehirlerine de sirayet e- | “Kübik,, denen tarzı mimarı üze- | daha az | z ='“v feııi_ ıııdem binalardan biri çirkin değildir. . 10 katlı “O” binası 38 metre uzunluğunda olacaktır. ortası tıpkı bizim — harikzedegân apartmanlarında görüldüğü giti Binanın | avludur. Her katın etrafı çepe - çevre minare şerefesini andıran balkonlarla kaplanmaktadır. İngiltere Sıhhat nazırı, binanın plânını görmüş ve sihhate muva- fık, oturulabilir bir ev olabileceği- ne hükmetmiş, müsaade vermiştir. Her kat, diğer şekil evlerden daha çok güneş alabilmektedir. Yapı- lış masrafı, aynı mikyastaki diğer şekil evlerden yüz de yirmi azdır. | Ve işgal ettiği arazi itibariyle di- ğer şekil evlerde 200 kişi iskân e- dilebiliyorsa bunda — ferah ferah 230 kişi oturabilmektedir. Liverpoldaki bina muvaffakı- yetle neticelenir ve hakiki itibarı- nt bulursa İngilterenin diğer yer- lerine de “O,, binaları sırayla ya- pılacaktır. GELVENEROCERAEEKEESUNN KBA MA KU K ARERAR AU ANARA KA NA CK AY KAKELERERN YNU KK KSS KUENELEKE bir husustur. — Devletlim. Dayıları ben orta- dan kaldırdığım için Sırplının be- | ni seveceğin; zannediyordum. — Kat'iyyen.. Sırplı eğer sen Belgradı terk edersen terki silâh diyor. — Anladığıma nazaran Kara bazı dolaplar çevirmiştir. — Hayır, dolap değil Kara Yor- gi hakikati söylüyor. Sen beni çe- kemiyorsun. Yerime göz dikmiş- sin, —Asla böyle bir şey vaki değil- dir. Kara Yorgi iblisi beni kaleden çıkarmak ve siz zaif kalınmca bir hücum ile kaleyi zaptetmek isti- yor, Bunun için bir manevra yapı- yor. —Kim demiş? Sen beni kandır- mak mı istiyorsun. Kara Yorginin hiç de böyle bir fikri yoktur. — Pek âlâ. Madem ki sözlerime inanmıyor ve benden — şüpheleni- yorsun, Tez vakitte Belgradı terk ederim. Süleyman Paşa hiç cevap ver- medi. Hali! Ağa dışarı çıktı. | — Kara Yorgi Belgradı zaptetmek için her hileye baş vuruyordu. Ni - hayet bir kurban bayramı arifesin- de şehrin muhafızlarından olup Arnavut ve Sekbanlara kumanda eden binbaşı Aziz Beyi el altından 1 elde etti. Kendisine elli bin kuruş vererek kale kapısını açtırdı. Ve kurban bayramının ilk günü saba- hı müslüman halk kurban bayramı edip dairei itaate gireceğini vade- | Yorgi gene sizi iğfal etmek için | namazını kılmak üzere camie git- ! tikleri bir anda on beş bin kişiyle birlikte içeriye girdi. Ahali Sırplıları görünce fevka- lâde şamrdı. Camilere girerek mü - dafaaya başladı. Şehirdeki tüfek seslerini işiten Süleyman Paşa ilk önce ahali bayram yapıyor sandı. | Fakat seslerin muvakkat olmayıp | devamlı olduğunu ve bir - ihtilâle benzediğini görünce derhal aske- riyle birlikte Belgradın iç kalesine kıpımiı. Diğer taraftan Kara Yorgi şeh- rin bütün hâkim noktalarını tut- muştu. Ahaliye ilişmiyerek evleri- ne gitmelerine müsaade etti. Sü- leyman Paşa hatasını — anlamıştı. Fakat çok geç.. Süleyman Paşa hâlâ Halil A- ğaya ısrar ediyor. Ve Belgrattan çıkmasını söylüyordu. Halil Ağa- da bir gece adâmlariyle birlikte gemilerle Belgrattan hareket etti ve bir çok tehlikeler — atlattıktan sonra sağ salim Vidin'e vasıl oldu. Kara Yorgi bundan sonra müs- lüman halkın silâhlarımı toplattı ve gerek Aziz Beyi, gerekse Süley man Paşayı birer behaneyle şehir« den çıkardı ve bir pusuda her iki- sini şehit etti. Ve böylece Belgrat kalesine tamamiyle sahip oldu. (1) Kara Yorgi, son Marsilya suikastinde öldürülen kral Alek- * sandr sülâlesini meydana getiren adamdır. Bunun için bu aileye Kral Yorgiyeviç denir. Murat Selâmi

Bu sayıdan diğer sayfalar: