December 4, 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

December 4, 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MA * l Evlenme merasimi (Baş tarafı 1 incide) dukları halde orada uyudukları, sabahleyin orada kahvaltılarını al dıkları görülmektedir. Bununla beraber, genç kızların giyinişinde, evlenecek olan Prense sin son zamanlarda çıkardığı mo- dalar göze çarpmaktadır. Bir çok genç kızlar “Prnses Ma- rina,, nn ismine uyarak “Mari- na şapkaları,, adı verilen şapkalar "an giymişlerdir. Vestminister kilisesinin dışı ge- çilemiyecek derecede halkla dol - muştur. Birara bütün nakliyat durdurulmuştur. Kilisenin içinde geçen ayin dı- şarda oparlörlerle dinleniyordu. Baş rahibin, Prens ve Prensesin sesi ve birbirlerine sadakat sözleri hep işitildikten sonra bir ara, âyi - nin diz çökme safhası gelmiş ve dışarda, ahali de çamur içine çök- müştür. İ Kilisede ortodoks baş rahibi de bulunuyordu. Gerek Prens gerek Prenses için izdivaç masasının üzerinde duran taçlar, her ikisinin de başıma kon- muş, sonra üç defa değişt'rilmiş, nihayet gene her biri kendi tacını giymiştir. Kilisenin mihrabı üç defa dola- şılmıştır. Kral, Kraliçenin, dua anmda gözlerini mendille sildikleri görül Bütün kabine âzası kilisenin balkonunda resmi elbiselerini giy- miş oldukları halde hazır bulun - ır. Bir koro heyeti Rumca ilâhiler söylemiştir. Aga Han fesle gelmiştir. Telsiz muhterii Markoni de ka- rısıyle evlenmede hazır bulunu - yordu.! u Kenterburi baş rahibi evlenmek üzere olan çifte mutat hitabesini söylerken: “Fennin yeni bir ihtiraile, bin- lerce kişi bu merasime iştirak edi- yor,, diyerek telsizin yardımıma i - şaret edince, muhteri Markoni ol duğu yerde karısına dönerek gü - lümsemiştir. Bir muhabir, evlenmeye davet- li gelen Krallar arasmda en uzun boylu Kral olarak Danimarka Kra hnı gördüğünü yazıyor. Ptenseş Marinanın babası Prens Nikola resmi üniforma giymişti ve nişanları arasında, İngiltere Kralmın evlenme dolayısile yeni verdiği bir İngiliz nişanı da göze çarpıyordu. Bir diğer muharrir, sinema rez jisörü Ernest Lubiç'in bu izdivaç merasimini Holivut filmlerinden daha parlak bulduğunu söylüyar. Eski Yunan kral ailesinden o- lan Prenses Marina, İngiltere Kra- İmm küçük oğlu Prens Jorj, yahut yeni ünvanile “Kent Dukası,, na warmak suretile, “Kent Düşesi,, ünvanmı almış bulunuyor. Slav kızı gene sahnede Londra — Prens Corcun düğü- nü esnasında büyük adamlara kar- $1 yapılacağı bildirilen bir kaç sui- kastı idare edecek kadının hüviye- ti tespit edilmiştir. Bu kadın Mar- silya suikastında, — suikastçılara bomba ve silâhlarını getiren güzel slav kızı Marya Vudrof'tur. Fa- kat zabıtanın bütün araştırmaları- duğu anlaşılamamıştır. Düğünden bir gün evvel Paris. te ve Lomndrada gene bu maksatla| pılmış ve 120 kişi nezaret altına a- hınmıştır. Ankara, 3 (A.A.) —B.M.M. bugün Kâzım Özalpın başkanlı - ğgında toplanmıştır. Kâzım Özalp, toplantıyı açar- ker vilâyetler hususi idareleri ka- nunu ile belediye orman ve sefa- in kanunlarını görüşecek muhte - lit encümenler teşkilini tleri sür - müş ve onaylanmıştır. Bundan sonra İç Bakanı Şük - rü Kaya söz alarak gizli nüfusun yazılması hakkındaki kanunun i- ki defa müzakeresi esnasında iş- ler dolayısiyle mecliste bulunmadı ğı cihetle bazı mebuslar tarafın - dan ileri sürülmüş olan mütalea - ları kısaca gazetelerde okunduğu- nu ve zabıtlar henüz basılmamış olması itibariyle ileri sürülen bu fikirleri kavrıyamadığını söyliye- rek, müsaade ederseniz demiştir, arkadaşlarımın — mütalealariyle birlikte tekrar dahiliye encümeni- ne iade edilsin, — arada bir daha müzakere edilerek huzurunuza gelsin. Bu teklife Dahiliye encümeni de iltihak — ettiğinden kanunun tekrar encümene verilmesini Mec- lis kabul eylemiştir. Bundan sonra tekrar kürsüye gelen Şükrü Kaya, şu sözleri söy- lemiştir: * — Baylar, büyük inkılâbı - mızın temellerinden biri de lâik olmaktır. Lâik olmak demek dev- let işlerinde ve ulus işlerinde dini tesiratı kaldırmak demektir. Biz Cümhuriyetin kurulduğu günden beri buna dair ehemmiyetli ka - nunlar yaptık, kararlar verdik. Hilâfetin ilgası, mahkemele - rin birleştirilmesi, şeriye mahke - melerinin kaldırılması, — tevhidi tedrisat, medreselerin kaldırılma- sı, tarikatların ilgası, kanunu me- deni ve buna müteferri — bir çok kanunlarımız vardır. Fakat tatbi- katta görüyoruz ki, ve bilhassa B. M. Meclisinin bize verdiği di - rektiflerden anlıyoruz ki, inkılâ- bımızı ölmez kılmak ve korumak için yeni bazı kanunlar vermek zamanı gelmiştir. Büyük arzunuzu yerine getir - mek için bugün bunlardan birini daha takdimen, tercihan, müsta - celiyetle müzakeresini kabul bu - yurursanız şimdi o kanunun ko « nuşmasını yapabiliriz. (Önay ses- leri). h Şükrü Kayadan sonra — Kılıç Hakkı (Kocaeli) söz alarak tek - Kf edilen kanunun inkılâbın ya - rattığı kanunların en mükemmeli olduğunu ve bütün hür fikirleri sevindirdiğini söylemiş — ve artık bir manası kalmamış olan müftü- lerin de kaldırılması için bir ka - nun teklif edilmesini istemştr. Kanunu icap ettiren sebeb Şükrü Kaya söz alarak demiş- tir ki: “— Bu kanunu icap ettiren se- bebin aşlı, mahiyeti inkılâbın emr- ettiği bir zarurettir. « Türkiye Cümhuriyetinin, ha Türkiye Devletinin bakas'yle alâ- kadar bir nizamı amme meselesi. dir. Lâik devlet — bu zaruretleri gözetirken şu veya bu dinin ah - kâmiyle alâkadar olarnaz. (Okay sesleri) Bu kararları verdiren se- HABER — Akşam Postast bepler doğrudan doğruya milletin menfaatinin icap ettirdiği maddi sebeplerdir. Şu dinde bu kıyafet vardır, bu dinde şu kıyafet vardır, hakika- ten lâyik olan hükümetimizin ak- fından böyle bir endişe geçme - miştir. Bu yürüyen ve yürümesi lâzrm gelen canlı inkılâbımızm eseridir. İnkılâp yapıldığı zaman onun gösterdiği zaruretler takip edilmez ve inkışafma yardım edil- mezse o inkılâp * geri kalır, hattâ geriye döner. İnkılâp geriye dön- düğü vakit bu Türk camiasının na- sıl bir akibete dücar olacağımı tah- min etmek gayet kolaydır. İnkı- Tâbm emirlerini yapmamak irticaa hizmet etmek, mürteci olmak de- mektir. İmparatorluğun kendi eliyle bu millete hazırladığı aki - betleri tekrar hazırlamak demek- tir. Bizim içimizden asla böyle bir adam çıkmayacaktır. (Okay sesleri, şiddetli alkışlar.) Bu kanun, şu ve yahut bu fer- de, şu ve yahut bu teşekküle karşı alınmış bir tedbir değildir, umumidir ve zamanın, inkılâbın icap ettirdiği bir zarurettir. Yani bu tedbir bugün almmazsa mem- leketin asayişi, akibeti vahim ne - ticelere uğrar. Onun için Bugün bu kanunu almak zarureti hasıl ol- muştur. Onün için meel!si âliniz- den bunun müstacelen müzakeresi rica edilmiştir. (Bravo sesleri.) Kanunun birinci maddesi bu- dur. İkinci maddesi ondan daha mühim ve memleketin nizamı âm- mesi ile alâkadar olan bir madde- dir. Memleketimizde halkımızım, milletimizin gerek lâik ruhunu ge- Fek millici ruhunu, gerek istklâl aşkmı rencide Ltmiyecek esbabı muc'beyi hazı lamak lâzımdır. Her şeyde hattâ memleket bir gün fena vaziyetlerde kalrp da devlet ve hükümetimizi müşkül vaziyette bırakmamak için bu lâ- zımdır. Hükümet etmek demek, atiyi görmek ve icahını yapmak demektir. İtimadmıza mazhar ©- lan hükümetiniz bunu yapmadığı gün itimadınızı kaybetmiş demek- tir. Onun içindir ki memleketin düçar olabileceği bütün akibetleri nazarı dikkate alarak bu birinci ve ikinci maddeleri huzuru âlini- ze takdim ettik. Bunun haric'n- de olan mesail bugünkü mevzuu muzun tamamen dışındadır. Eğer inkılâp bunu da icap ettirirse hü- kümet'niz onda memleketin me- nafiini görürse derhal huzurunu - za böyle bir kanun getirir. Ricam, kanunun çerçevesi da- h'linde müzakerede bulunarak hükmünüzü vermenizdir. Hükü- metin vazifesi hükmünüzü yerine getirmektir.,, -Turgut (Man'sa) — İnkılâp umdelerinin en medenilerinden biri olan lâyikliğin tatb'kat saha- sında en esaslı ve itinalı bir suret- te tatbk'ne yarayacak olan kanu- nu kutlulamış ve hükümlerinin derhal tatbikine başlanmasmı is - temiştir. Ibrahim (İsparta) dem'ştir ki: — İnkılâbımızın mana ve mef- humunu Kılıç oğlu Hakkıdan din- Tersek hepimiz cayır cayır yanarız. Amma devletimizin samimi ve / hildiren mektuplar göndermi! yüksek ricalinin ağzından dinle - diğimiz de — ki buna Şükrü iSa- ya da dahildir — o zaman bütün canımızı veririz. Bunun üzerine kürsüye gelen Şükrü Kaya demiştir ki: “— Evet, nazariye ister ki bir devlet kurulduğu vakit, bir sistem tutulduğu vakit onun bütün icaba- u hattâ akibeti birden tam ve mü- tekâmil kanunlara ve kararlara raptedils'n. Fakat devlet her gün yaşayan bir uzviyettir. Her gün ayrı ayrı ihtiyaçları olan bir uz - viyettir. Eğer bunda gecikilmiş ise ihmalden dolayi değil, vaktin gelmemiş olmasındandır. (Çok- güzel sesleri, alkışlar.) Hükümetin bazı amme hiz- metlerine taalük etmek itibariy - le aldığı salâhiyet — çok cüz! bir şeydir. Ve bu salâhiyetin arkasın- da da büyük bir mesuliyet vardır. Eğer hükümetlere tatbik edecek- leri büyük işler için bazı salâhi - yetler verilmezse onun vazifesini tamamiyle yapabilmesi müşkül o- lur, Ricam şudur ki, bu kanunda gerek müddet ve gerek ufak bir salâhiyet için hükümetin istediği- ni ne bu hükümetten ve ne de baş- ka hükümetten lütfen diriğ bu- rmayınız. Büyük arzularınızın aa b için be Haalr” ” Lâiklik hakkında “söylenilen, iki arkadaş arasında geçen bahse gelince, her halde lâiklik ve inkı- lâba merbutiyetin hassasiyetinin yüksek bağlılığından ileri gelmiş- tir. Ben de arkadaşları olmak iti- bariyle bunlardan sevindiğimi ar- zetmek isterim.,, Bundan sonra kanunun heyeti umumiyesi üzerindeki görüşme - ler kâfi görülmüş ve maddelere geçilerek birinci — madde okun - muştur. Bazı mebuslar maddenin izah edilmesini istemişler ve bunlara karşı Şükrü Kaya demiştir ki: “ — Madde gayet sarihtir, va- zihtir. Müsaadenizle bendeniz de bir defa okuyayım.,, Her hangi din ve mezhebe — mensub olursa olsunlar ruhanilerin mabet ve â - yinler haricinde ruhani kisve taşı- maları yasaktır.,, (Güzel sesleri). Lütfi Müfit (Kırşehir) — İkin- ci fırka. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya (Dönelerk) — Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve âyin haricinde dahi rubani kıyafetini taşryabilmek için muvakkat mad- deler verebilir. Zannediyorum ki, madde çok sarih ve açıktır. Hükümet kendi- sine böyle bir salâhiyet almak is- tiyor. Demin arzettiğim gibi bunu verirseniz kanunların tatbikmda vusat vermiş olursunuz. Refik Şevket İnce, (Manisa) — Mabed ve âyinlerden bahsedili « yor. Her gün bizim bilmediğimiz, | onlarca âyin telâkki edilebilecek bir hâdise çıkarabilirler. Bunu ne ile tesbit edeceğiz? Mustafa Şeref Özkan (Bur - dur) — Her dinde âyinler sabit '—Yînimt_iîmnunîı çıktı — Stanbul Radyos | e SAT T L ERN P P -Din adamları kisvelerile yollarda gezemiyecek Spor teşkilâtının da elbise ve alâmetleri zaptı rapta alınıyor 4 Birinci Kânun 1934 A y (Baş tarafı I Radyo çığırtganı, ev. ' gı yayımına yardım olsun diy* ” olmazsa plâklarm adlarını söyle yiverse kötülük mü etmiş , Belki bu plâklarr dinliyenlerd birisi sever de alır, — bleki bi komşusuna över böylece o P& P ya alıştırılmış olur? 4 Okuyucularımızdan bir çok şiler radyonun bu eksikl Ku n di. » OĞ | Bu cuma günü de kendisint " Bi bakımdan inandığımız bir daşmız geldi, radyodan bıkt! yana yakıla anlattı. Radyonun eski zamandaki vul yerine geçtiği, bu kurumu! " li dinleyicileri hiçe saymak doğr” B olur iş değildir. İstanbul rad3” , çaldığı plâklarm isimlerini söY” Bi Ş se, dinleyicilerin anlayışlarına *" Bk dım eder.. İşini baştan savmâ " ğil, benimsiyerek görürse hem leyicileri sevindirir, hem batı © B * & gısının barımını yapar. Böylect '" , * üzerine almış olduğu işi olur. a şeylerdir. Şükrü Kaya (Muğla) — dinin dünya işlerine karışmas! lü bitmiştir. u Bundan sonra kanunun hei” umumiyesi alkışlar arasında e: bul edilmiştir: ; “Her hangi din — ve meı”y, mensub olursa olsunlar A rin mabed ve âyinler hanc“'. ruhani kisve taşrmaları y l_ Hükümet her'din ve mezhöf den münasip göreceği yalnız * rühaniye mabed ve âyin h: de-dahi ruhani kıyafetini taği bilmek için muvakkat müsa ler verebilir. Bir müsaade mü tinin hitamında onun ayni rahâ ni hakkında yenilenmesi vey8 ? başka ruhaniye verilmesi caiZi” Türkiyede kanuna tevfikaf " şekkül etmiş ve edecek olan WE lik ve sopreuluk gibi topluluk e cemiyet ve klüp gibi heyt'ii ve mektepere mahsus kryafet #4 met ve levazım taşımak istedik'? rizaman nizamname | veya ” matname ile muayyen tipler? ” gun kıyafet, alâmet — ve levâf taşıyabilirler. Türkiyede bulunan ve yabancıarm, yabaner m ketlerin siyaset, askerlik ve #” teşekkülleri ile münasebetli F” fet ve aâmetlerini ve levasi”” ğ taşımaları yasaktır. k Benebi teşekkül - mensuplbf e' nın kendi kıyafet, alâmet ve İ7) 4 J) zımları ile Türkiyeyi zi j meleri, icra vekilleri — hey*” 4 tayin olunacak mercilerin P adesine tabidir. / Türkiye devleti nezdinde mur bulunanların kwated'fi nelmilel meri âdetlere tabidir Müsaadei mahsusa ile yabancı memleketler karâ» Ü7 hava kuvvetlerine mensup j lerin resmi üniformaların! " ç4 lerde ve ne zaman taşıyabi'” çi leri icra vekilleri heyeti * tayin olunur. d Bu kanunun — tatbik pal 3 gösterir bir nizamname Y eti Birinci maddenin hÜf 4 bu kanunun neşri tarihin' a gö baren altı ay sonra ve dÖt ği delerin hükümleri kanunu? tarihinden itibaren meridif” (, Meclis Çarşamba günü " —— nacaktır. n ut

Bu sayıdan diğer sayfalar: