13 Aralık 1934 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13

13 Aralık 1934 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

M $ Birinci kânun 1934 HABER — Akşçam Postası İBatıl itikatlar insanı felâkete sürükler! K, d | Sen kırmızı saçlı kucağında öleceksin!,, 'elM*fıpet bilgilerin bütün ilerle- Uq::n' vağmen insanlar hâlâ bir bayy “fevkalbeşer!,, dedikleri &lerin tesiri altında bulun- & lı'M'lırlnr. Bunların en büyüğü Te yok ki telkindir. %Teı_kînin insanın üstünde yap- 3i ı’f'Yül: tesirleri anlatmak üze- Bt iki misal söylenir: biş Tansada idama mahküm olan İ âdam kiyotin altına getirildik- M'“Ma enseşine sıcak su akıtılı- ıiı. Mahküm bu sıcak suyu kendi ! ve başınım kesilmiş olduğunu ettiğinden derhal ölüyor. €ne idama mahküm bir ada- M koluna saf su şırmga - edili- “.ve kendisine bunun müthiş bir l#n:' U.İduğu. iki dakika sonra ı isini öldüreceği — söyleniyor, ::ıl'e mahkümun gözü önünde SÜİ üyor, Tam ki dakika geçer *©mez mahküm kıvranıyor, kıv- ©r; kanına hakiki zehir ka- Strılan bir hastanın ayni arazı- Rösterdikten sonra tam vaktin- S ölüyor. , Gene bu cümleden olmak üze- asağıdaki fevkalâde vak'a kay- "mîştir: Fransa ordusuna mensup bir it umum? harp esnasında Suri- ı»* dolaşırken bir gün civarda K kalâde bir faler bulunduğunu ©' verirler. | Bir çok arkadaşlarıyle birlikte ten sonra bir gün karı koca bir o- pera seyrine gitmişler. Tesadüfen sahnede birinci kadın rolünü ya- pan artist te kırmızı saçlıymış. Bu kadın zabiti fevkalâde tehyiç et- miş ve bütün oyun esnasında gö- zünü kendisinden ayırmamış. Ertesi gün işinden evine. dön- düğü zaman müthiş bir vaziyet karşısında kalmış. Kapıyı kendisi- | ne açan karısının saçları kıpkır- marzı olmamış mı? — Saçlarının bu rengi ne? diye sorduğu zaman karısı kendisine şu cevabı vermiş: | — Dün gece operada - oynıyan | kızıl saçlı artiste pek dikkatli ba- kıyordun. Kırmızı saçtan hoşlan- | diğini zannederek ben de bu gün | saçlarımı boyattrm. | — Kat'iyyen ben kırmızı saçtan | nefret ederim. Çabuk hazırlan be- raberce Kuvaföre gidelim. Saçla- rına tekrar eski rengi versin. | Karısı bu vaziyet karşısında şa- şırmış. Fakat kocasını fevkalâde asabi gördüğünden ısrar etmeği luzumsuz bulmuş, dorhal giyinmiş. Fakat bu sefer kocası karısına: — Ben fena oluyorum demiş. Sen yalnızca git saçlarını boyat. Fakat sakmm boyatmadan geri dön- me! Bir şey anlamıyan karısı buna da itiraz etmemiş ve yalnızca Ku- vaföre gitmiş. Pöabit te merakını yı ğ rı saçlı olarak falcıya gider. %ımı hakika- " Falcı fevkalâda tipik bir adam- | ten hasta bulmuş. Kocası karısını sarışın görünce derin bir nefes al- maş ve kendisine gelmiş. Aradan bir kac sene geçtikten | ** tekilde öleceğini bilmdktir!, | sonra bir gün eski zabit arkadaş- “Miştir, Bu sözler diğer arkadaş- | larından biri şatosunda büyük bir Zabitler içeri girer girmez a- ıhı' kalkmış: X £ £ — Benim mehâretim herkesin ıüm"'l tesir ettiğinden hiç biri ö- | eğlence tertip etmiş ve bu eğlence- | ğ lerinin ne şekilde olacağmı | ye zabitle karısını da davet etmiş- | i"mııı:ğe cesaret edememiş, yal- | tir. Fransada bu nevi — eğlenceler Zabit buna muvafakat etmiş. | bilhassa sonbaharda yapılır, — bir ! ö üzerine falcı, zabiti ip-| şatoda toplanan Bir çok aileler k_ İze ederek uyutmuş. Ve bu uy- | haftalarca birlikte av vesair — eğ- _ü:'nuındı, zabit bir rüya gör- | lencelerle vakit geçirirler, eğlenir- R ler. Rü" da şu: Zabitle karısı da bu davete ica- " disi kırmızı saçlı bir kadı- | het etmişler. Hep birlikte gezil- ğında ölü yatıyor. İki ço- | miş, eğlenilmiş, ava çıkılmış. Ni- a kırmızı kadın da: hayet son gece ev sahibi bir temsil ı.,N Baba!, Kocacığım! diye bağ- tertip etmiştir. Temsilde bir çok t q'lr ve o esnadaçalar muziğin | davetlilere rol verildiği gibi zabi- N.""ılıı bir adam kalkarak yan ' te de rol verilmiştir. Oyunda bir | fa doğru yürüyor. | şövalye rolü yapacak ve son sah- | büy, bit uyandığı zaman gördüğü | nede br kadınım kucağında ölecek- Ayı falcıya anlatmış, falcı da | ti. e 'Ün üstüne ölümünün bu şekil- Yaki olacağını söylemiş. hl?: sözler zabitin üstünde fev- '“'h: tesir yapmış. Ve mukadde- k l"ü.ı karşı gelmek için evvelâ &vl ZI saclı kadınlarla kat'iyyen Tüş Memeğe ve tanışmamağa ka- :";:î!— Bu yüzden evlenmesi YTap,, “ENtemel olan gayet zengin, 4 ı:k:: fakir kırmızı saçlı bir kadı- —%ddeüerek derhal fakir fakat | Tn bir kadınla evlenmiş. bit ayni zamanda iyi bir res- Kadın rolünü yapacak artistin ismi bir sürpriz olmak üzere giz- leniyordu. Son dakikada bu kadım meydana çıktı. Kadın, meşhur o- pera artistlerinden olup zabitin üç dört sene evvel gördüğü kırmı- zı saçlı artistti. Zabit rol icabı bu kadının kucağında ölecekti. Zabit beraber oynryacağı kadı- nın kırmızı saçlı olduğunu görün- ce büyük hir heyocan geçirmiş. Biran rolü kabul etmemeği düşün- | müş, fakat neticede bunun ne ka- 'kîşüblduğımd.u falcıdayken gör- | dar gllluı:ıç ulduğu'ntı düşüfıünce | k. d YÜyayı aynen bir tabloda can | VaZgeçmiş ve kendisine telkin e- îli A | derek bu sonsuz azaptan kurtulb- Mıiştı, Kırmızı saçlı kadm, | n h ı,_:n""ı'. kendisi, muzikacıların | mak için bu rolü yapmağa karar ! pi i'ndan kalkarak yürüyen adam | vermiştir. Rol icabı olarak kırmızı saçlı kadımın kucağında ölü rolü aynen mevcuttu. Zabit va- yapacak, ve ölmiyeceği için falcı- oA aa |lamış, Nihayet sıra son sahneye Mesiyle bu tabloyu da bir nmn telkininden kurtulacaktı. a '“!e'e b"lkmı;kır. | Yadan iki sene kadar geçtik- Herkes toplanmış. Tiyatro baş- Hayvanlar bir kadının | Karıkoca kavgalarının önüne y grommz öi YG alemi nde geçmek çaresini fokbalıkları bulmuşlardır! Bir dişi Fok balığı aile yurasında! Fok balıkları şimal memleketle- rimizde yaşıyan insanların en çok işine yarayan hayvanlardan biri- dir. Bilhassa göz alabildiğine uza- yıp giden buzlar içinde yaşamağa mahküm Eskimolar için Fok balı- ğt tabiatın yarattığı bulunmaz bir nimettir. Eskimolar Fok balığının siyah ve sert olan etini seve seve yerler. Vücutlarımı kızıştıran ve bu suret- le şiddetli soğuklara karşr barına- bilmek imkânı veren yağını büyük bir lezzetle içerler, Isınmak ve ten virat için de bu yağı kullanırlar. Su geçmeyen ve çok sıcak tutan derisinden elbiseler, bağırsakla- rından ipler, kuyruk kemiklerin- den de çocukları için bin bir çeşit oyuncaklar yaparlar. gelmiş. O esnada gene bir sürpriz olarak ev sahibi tarafından gizle- nen orkestra meydana çıkmış ve son sahnede ağır bir hava çalmağa başlamış, Gerek kırmızı saçlı. artist, ve gerekse zabit rollerinde fevkalâde muvaffak olduklarından sahneler | büyük bir heyecanla seyrediliyor- İ du. Nihayet meş'um ölüm sahnesi | gelmiş. Zabit kendisinin karısı ro- Kinü yapan kızıl saçlı artistin ku- cağına yıkıl-.ş, çocukları rolünü yapan iki çocuk kosarak üstüne ka panmışlar, “Baba! Baba!,, diye | haykırmağa Faşlamışlar, diğer ta- | raftan kırmızı saçkı artist te saç- | larını yolmağa ve haykırmağa koa- yulmuş ve tam bu esnada muzika- | cılardan biri ayağa kalkarak yan tarafa doğru yıirümüş. Perde alkışlar arasında kapan- | dıktan sonra sahneden bir - feryat | | daha duyulmuş, sahneye koştuk: ları zaman zakbitin yerde ölü ola- rak yattığını görmüşler. Tabii bu hâdise büyük bir he- yecan uyandırmış. Fakat asıl he- yecan vasiyetnamenin ve tablonun | meydana cıktığı zaman olmuş. * Çünkü zabitin ölmeden evvel yap- tığı tablo, hakikaten öldüğü sah- | neye şayanı hayret bir. — şekilde | benziyormuş! M. $S. kuşların dört tane yavrusu bulu - rinden korkarlar ve yanlarına ya- | naşmağa cesaret edemezler. Bu yolda ufak bir teşebbüs bile şid- detli kavga ve muharebelsre — se- bebiyet verir. Hiç bir erkek yek- tur ki bitmek ve tükenmek bi yen bu kavgalar neticesi yaz n yetine doğru vücudu yara ve berc- lerle dolu bulunmasın. Nazlı ve edalı dişiler Hazirana doğru kurulan yuvalarına yerleş- meğe gelirler. Bunları karşılenak için kocaları tâ deniz ortalarına kadar giderler. Dişilerin muvasa- let haberi yayılınca yeniden çok şiddetli muharebeler başlar. Eki aydan beri hasretini çektikleri dişilerine kavuşan er- keklerin sevincine payan yoklur. Fok balığının di ca yavaş yavaş yaklaşlım, Ve bir kavga ve isi de çok iyi İşte şu kısa izahattan da anlaşı- | İryor ki Fok balığı Eskimolar için çok luzumlu bir. hayvandır. Her hususta işlerine yarıyan bu fay- dalı hayvanların başkaları tara- fından avlanmasını pek de hoş görmezler. Fok blıklarının yaşayış tarzları da başlı başına tetkike değer eğ- lenceli bir mevzudur. Sürüyle en çok “Bihring,, denizinde yaşıyan bu balıklar Nisan nihayetine doğ- ru civardaki adalara hicret eder- ler. Dişilerine nazaran daha büyük ve daha kuvvetli olan erkekler ön- ce adaya gelirler bir kaya veya ko (£ | | vuk seçerek burasını aile yuvası ' yaparlar. Temelini kurduğu bu yu- vayı tâ Teşrinisani ayına kadar Fok balığı ağzına bir lokma koy- madan büyük bir sadakatle muha- | faza ve müdafaa eder. Aile reisleri çok kıskançtırlar. 'Bekârları hiç sevmezler ve bun- larla daimi surette mücadele ha- lindedirler. Bekârlar dişileri bulu- nan erkeklerden daha zayıf ve çe- | Iimsiz olduklarından aile rcişle- büyük engerek yılanının Viyanadaki gazhanenin beşinci kuruluş yıldönümü vesile- sile, orada bir sergi açılmıştır. Bu otuz sergide, gazhanenin türlü türlü Ffaaliyet safhalarını gösteren ve- simler yer tutmuştur. Resimlerin zavallı | Bekâr erkadaşına hucuma hazir- lanmış bir erkek Fok! nan yuvasına doğru başını uzattı- ğınt anladım. Hemen yılanı öldür- düm. Düşmandan kurtulan biçare neş'esini zaman hayvanların sevinç ve görseydiniz bunu hiç bir hatırmızdan çıkaramazdınız. Ken di lisanlarile teşekkürlerini anlat- mak için etrafıma uçuşarak ve cı- vıldayarak bana epeyce müddet arkadasşlık ettiler.., çoğu fotoğraf değildir. Viyaralı ressamlar tarafından yapılmıştır. Yukarda, resimde Josef Karhan ve Hans Hirl taraflarından yapı - | lan iki tabloyu görüyorsunuz!,

Bu sayıdan diğer sayfalar: