11 Mart 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

11 Mart 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gizli bir çete Pavrs isminde zengin bir Polis Hafiyesi (X: 9 ) | . ciüürp öi şvandir zemiyi zartrd 4 Türk matbuatında bir yenilik olarak sayılacak bu raman- birınci için yatını elde ediyorlar. Polis hafiyesi X 'ela “HABER,, de çıkıyor. Bu romanı bir sinema seyreder gibı takib bu işin peşindedir. Tayyare ile yetişip "-J » LA kurtarıyor, Asıl şefi bulmak için de Pav! edecek, heyecandan heyecana düşeceksiniz. kardllmun Yadlra dözüyek ŞEF 3iTİ GÖRMEK d İSTEMİYOR. BAŞKA $ ğ TERk , | 5 g n YUŞ DÜRLÜ HESAPLA. HEPSİNİ GE. Ği A f , | ŞAÇA ız! TLARME VAL- ü * l Ş NIZ DEKS$. Ç TERI... - KORKMAYIN. Si? EVDE KA LACAKSINIZ; DEKSTERİ ŞEFE GÖTÜRECEĞİM, UŞAKLA $İMDİ HESAPLA » DUM., BUNU KENDİ $ SAKLIYACAĞIM, BEN , ŞEFİ BULMAYA Gl01- TAÇ oLDUĞU - MU GiİLsE.. 162?0 Z halde burada kalmak taraftarı değil- | sin?.. Maga kederli bir sesle: — Değilim! dedi. Yola çıktılar. Yarım saat son- va Paniye Fiöri oteline vardılar, — 1s- yıda Kapya orada avluda bekliyordu. men bütün vak'ayı ve BRagastanın hkendisine söylediklerini onlara anlat- t Makyavel sordu: — Fakat Şövalye şimdi nerededir? — Zannedersem köyde dolaşıyor. Onu bulmak kolaydır. — İspada Kapya'.. Onu mutlaka Hubaalı, bizim burada bulunduğumu - zıu ve yesimizden ölmek üzere olduğu- muzn kendisine söylemelisin !.. — Pek âAlâ., Gidiyorum. Ispada Kapya derhal gözden kay- boldu. Ve biraz sonra geriye döndü. Makyavel sabırsızlıkla : — Şöyalyeyi gördün mü?.. dedi. — Sizi kilisenin meydanında bekli- yor. Çabuk efendiler.. Bana yardım e- diniz!., İspada Kapya arabaya seğirterek tekerleklerini otla sarmağa başladı. Rafael ile Makyavel işi anlamışlardı. Hemen otlar da yardıma koyuldular.. Makyavel: — Arabhayı istemesine göre herşey hazır !, diye düşünüyordu. Bir kaç da- kika sonra iş bitti. Magayı arabaya yindirdiler. Rafael: -- Faydi bakalım!. dedi. Araba otelden çıktı, İki dakika gonra kilisenin meydanına varmışlar- d.. . Makyavel: — Kimseler yok!. dedi. Rafael ce - vap verdi: — İçeriye girelim!. İkisi de hançerlerini çekerek kilise- mİn kapısını İterek İçeriye girdiler. Kil'sede hiç kimse yoktu. Bir kaç a - dıma attılar. Mum işıklarının — aydın- Tattığı tarafa vardılar. Makyavel, Ra- BORTJTYA faelin elini tuttu. Tabutun önünde diz çökerek uğraşan Ragastanı gösterdi. Rafael ileriye sıçrıyarak, tam cena « zeyi tutup kaldıracağı sırada elini Şö- valyenin omuzuna koydu. Ragastan, elindeki avı alımmak is- tenen bir aslan gibi, bütün hızı * ile genç kızı bırakıp hançerini çekti. Fa- kat Rafacli tanır tanrmaz gurur dolu bir gülüş donuk yüzünü aydınlattı — Tam vaktinde yeltişliniz aziz dostum ! Cesedi alınız, Çünkü kocası SİZSİNİYİ Ragastan bu sözlerle beraber - bir kaç adım gerilemişti. Rafael Rozitayı sevgi dolu bir bakışla süzdükten son- ra geriledi. Ve gözlerile Ragastana genç kızı işaret etti. Ragastan san'atkârın büyük fikri- ni anlamıştı. Rafael karısını kaldır- mak şerefini, yalnız başına başladığı bu isi gene yalnız başına — bitirmeği kendisine bırakıyordu. Bumun üzerine eğilerek genç kızı yakaladı. İki eliyle kaldırdı. Ve ara - baya Radar götürüp Maganın kuca » ğına brraktı. Rafael söz söylemek, sevincini an- latmak, teşekkür etmek istiyordu. Fikrini altüst eden bir çak düşünce- Terini hıçkırıklarla anlattı. İkt arka- daş içlerinden kopup gelen bir yakın- lıkla kucaklaştılar, Sonra Ragastan Tâzım gelen emirleri verdi: — İspada Kapyal!. Benim atımla seninkini al, bu efendilerinkini de a - hırda birak, Ispada Kapya fırladı. — Makyavel! Sen de arahaemm yerine otur! Zannedersem araba kul- lanmasını bilirsin. NASER Makyavel gülerek: — Evet Generalım!, dedi. Rafaele gelince bu daha evvel ara- baya atlıyarak eğilmiş olduğu halde Maganm karısına içirmiş olduğu ilâ. cın tesirini bekliyordu. Ispada Kapya bu sırada geri dön- HALA HABER Yok, oWA COK İ#TİYA- S7 ZARETA — Za e YORUM.SIZ Hü- SAPLAŞIN! TELEFON ÇALMAYA SAŞLAS MÜŞ Ti a ” BORJİYA 163 ——— — müştü. Ragdstan hemen atına atladı. Araba yürümeğe başlıyarak Tivoli - den yavaş yavaş geçip sonra dört na- Ja yola koyuldu. Bu suretle gece yarısı bir aat ka- dar dağdan indiler. Doğrudan doğru- ya Floransa yoluna çıkmağa çekini- yorlardı. Bir saat sonra durdular. Makya - vel yerinden atladı. Ragastan da atım- dan inmişti. Bu sırada arabanın kapı- sı açıldı, Rafacl sevinçle kollarını a - çarak: — Dostlarım!.. Dostlarım! diye ba- Bırarak arabayı gösterdi. İçeride Ro - zita, her ne kadar henüz bembeyaz ise de gördüklerinden hâlâ hayrette olarak baygın ve dalgın bakan gözle- rile tapılacak bir melek kadar güzel görünüyordu. Rafael son dereceye varan bir he- yecanla: — Rozita!.. Bu gördüklerin benim en sevgili arkadaşlarım olan Şövalye dö Ragastanla Makyaveldir. — Sana sonra hor gşeyi anlatırım. Bunların ne kadar fedakâr arkadaşlar oldukları - nı öğrenirsin.. dedi. Rozita gülümsedi., Ellerini uzata - rak: — Benl sevgili Rafaelime kavustu- ran sizleri de Allah mes'ut etsin! Ben çok mes'udum. Ve bu iki kardeşimi hiç bir zaman unutmıyacağım.. Sözle- < Tİni söyledi. Rafael bağırdı: — Kardeş mi dedin?.. İşte şimdi bu kelimeyi en güzel yerde kullandın, sevgili Rozitacığım ! Ragastan: — Kardeşlik hakkının bana verdi- #i viedan hürriyeti ile kucaklaşma - mızı İsterim! dedi. Rozita yanağını v- zattı. Ragastan onu kucakladı. Heye- canını saklamağa boşuna uğraşıyor - du: — Mes'ut ol.. Kardeşim., diyebildi. Sıra Makyavele geldi. Sayısız yıl- dızlarla süslü gökün altında, dağ çi- çeklerinin serin kokusuna bürünen rüzgârın okşadığı bu dört kişi arasın- da, unutulması imkânsız bir saadet havası esiyordu. Rorita ile Rafael yeniden arabaya bindikleri zaman bir hayret sayhacığı koparmaktan kendilerini alamadılar. Çünkü Maga ortadan kaybolmuştu. Rafael: — Eyvah!.. Demek ki Maganın ka- rarı değişmezmiş. Rozitanın göz yaş « ları bile onu alıkoyamadı. Daha Ro « mada iken bile bizimle beraber gel - mesini kendisine söylemiştik. Fakat hiç bir faydası olmamıştı. Zavallı Ro- za ana!. dedi. Rorita sessizce ağlıyordu. Makyavel: — Haydi gidelim artık.. dedi. — Gidelim, Araba yürüdü. Uzaklaştı. O zaman Maga saklanmış olduğu çalıların ar « kasından çıkarak gecenin içinde — bir hayal, bir gölge gibi gittikçe kaybo - lan arabayı yaşlı gözlerile takip etti. Sabaha karşı, araba oldukça sarpa yerlerden geçerek Floransa yoluna çıktı. Ragastan Makyavele durmasınt işaret etti. Ve: — Dostlarım.. Artık ayrılacağız. Yol tehlikesizdir. Siz doğruca Floran- saya gidin. Benim bu memlekette yas pılacak işlerim daha bitmedi, dedi. Rafael ile Makyavel bir ağızdan! ' — Birbirimizden ayrılacak mıyıf?. diye haykırdılar. Şövalyeyi kandır * mak için çok uğraştılar. Fakat hepsi boşa gitti. Nihayet çaresiz razı oldular, V© son derece bir teessür içinde Ragas « tanla vedalastılar. Rarita ağlrvar Kendisini kurtaran kahraman Şövalk yeye hülâ beraber gelmesi için 1srar ediyordu. Ragastan kısa bir zaman — sönra Floransaşa geleceğine dair yemin Te

Bu sayıdan diğer sayfalar: