4 Temmuz 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

4 Temmuz 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BIR ŞE iye erek YASIN UZİ YAPLIMAZ ; RINDE Üç amca BIRAZ İMAHLUK Mİ TŞENMAN HER AKŞAM Suriyede pek fazla rağbet bulan rakkase Anjel'in iştirakile beş kişiden mürekkep | Arap saz heyeti ve ayrıca Çiftlik Parkının * 15 kişiden mürekkep muazzam sazı İcrayı terennüm edecektir © Sanatkârlardan bazıları: Bayan Fikriyenin iştirakile, Kemani NUBAR piyanist ANJEL, tan. * e buri FAHRİ, cümbüş HASAN, klârnet ŞÜKRÜ, kemençe ANASTAS nısfiye NİHAT, hamende: 1B- vi Bayan Fikriye RAHİM, NİHAT, NUMAN bayan MÜZEYYEN, ŞÜKRAN, NEZİHE, PERİHAN vesaire... Bayan Anjei Küçük Çiftlik Parkı Istanbulun en nezih aile yuvasıdır Masalarınızı evvelden tedarik ediniz. Telefon: 41992 1 Ürolog Operatör DOKTOR Doktor Kemal özsan Süreyya Atamal Ürelog — Operatör Muayenehane: Beyoğlu * Parmak Bevliye Mütehassısı kapı tramvay durağı, Roma oteli Kraköy — Ekselsiyor o moğazası yanmda 121 birinei kat 3—8 yanında. Her gün öğleden sonra Her gün 15 — 20 ye kadar. | 2-den 8 * e kadar. Tel: 41285 a A 7. Ve RAD, Doktor | Ömer Abdürrahni Cildiye mütehassısı Muayenehanesi , Ka rsısınd # önüsokağı numara8 het beşten dokuza kadar. ? Ratip Türkoğlu İ “Oteli K caddesi Meserret Meşhur Sünnetçi başı Haleplinin torunu i oteli Karşısı numrara (88) Suhan Ahmet Cağaloğlu caddesi No. 41 Tel: 20136 ve 56 — 37 474 “FAUSTA Jemiyor muydunuz? — Prens Farnez ve Metr Klod ba!... Ah, ah!... Pardayan, Moröverin zindanda iken bu iki kişiden bahsettiğini ha- tırladı. Şarl tekrar: — Evet! Farnez, Viyolettanın babası ve şu, Viyolettayı kızı gibi seven esrarengiz yabancı Klod... dedi. — Demek ben, Prens Farnez ve Metr Klod ile birlikte sizi Sen Pol kilisesinde bekliyecektim ha!.. Size orada bir randevu vermiş ol- duğumu söylüyordunuz? — Evet, haberci olarak gönder- diğiniz Madam dö Binye böyle söylemişti. * O zaman Pardayan, Moröverin söylediklerini hatırladı. Farnez ile Klodun, Faustanm sarayında açlıktan ve susuzluktan ölüme mahküm o'duklarını düşün. dü. Şarl'de kendini ziyaret etmiş olan madamı düşünerek, ondan sonra başından geçen bütün hâdi- seleri gözünün önünden geçirdi. Nihayet Sen Pole kadar geldi. Pardayan: — Monsenyör, şimdi size iki şey haber vereceğim. Evvelâ Mon- martr manastırımdan sonra ne! Prens Farnezi ve ne de Metr K'o.| du gördüm. Grev meydanında siz- den ayrıldıktan iki saat sonra De- viniyerde muhasara altın alın- dım, Ve orada tevkif edildim, O. nun için size hiç bir yerde rande vu vermeme imkân yoktu. dedi. Şarl; — Demek aldatıldım, tuzağa düşürüldüm ha! diye bağırdı. — Sonra, maskeli ve jantiyom kılığına girmiş olan güzel ve se- vimli Madam, kat'iyyen dö Binye ismini taşrmayordu. Şarl titriyerek: — Peki, ya kimdi? diye sordu. Pardayan sakin bir tavırla: — Fausta! cevabını verdi. — Fausta mı? — Evet, amma siz bu isimden bir şey anlamazsınız. Sabrediniz, yakında bu ismi taşıyan o kadmın kim olduğunu ve ne gibi işler yap- tiğını anlarsınız. — Demek o dö Binye değil? — Hayır, o bir Borjiya'dır. Bor. jiyaların kim olduğunu bilir mi- siniz, monsenyör? — Pardayan, ne yazık ki ailem arasmda Lükres Borjiyadan daha uğursuz ve daha mel'un bir kadın vardır ki o da Dokuzuncu Şarl ile Üçüncü Hanrinin anneleri olan Katerin dö Mediçi'dir. — Evet, büyük Katerin denilen bu kadın en müthiş bir cani, bir haindir. Şu cehennemi bir kud. ret taşıyan öbür kadınla da ben tanıştım ve yakından görüştüm. Fakat geçen gece zindanda dost- larımdaa (1) biri beni ziyaret eb FAUSTA ” 478 .—. tiği zaman a birkaç söz, ona karşı beslediğim hayret ve takdirim birkaç misli arttı. Eğer| Prensesle bir daha görüşemezsem rahat edemiyeceğim. Şarl: e — Onun hakkında neler söyle- diler? Onun size nasıl bir zararı dokundu? dedi. — Nasıl bir zararı mı?... Şimdi ondan bahsetmiyoruz. Eğer Kate- rini şu Borjiya ile mukayese eder. sek ihtiyar kraliçe bu genç kadı- nın yanında bir mektep talebesi gibi kalır. Monsenyör, Faustadan çekininiz Gerçi onun birkaç eme- lini biliyorum. Fakat bütün bunla” rın fevkindeki asıl idealini anlı yamadım. Fakat birkaç gün evvel büsbütün bana karanlık gelen bu meseleyi bugün biraz sezer gibi o- luyorum. Evet, Viyolettanın Bel- goder tarafından kaçırılması, Vi- yolettanın Furkod isminde dinsiz bir kız yerine darağacına gönde rilmesi hep onun işleridir Dük Dangulem boğuk bir sesle: — Oh, o halde bü kadının işi bitmiştir. dedi, Pardayan yalva” rYırım, şu yırtıcı mahlükü bulalım, onu kendi ellerimle boğmak iste- rim... — Sabretmek lâzım... Onu, um” duğunuzdan daha evvel ele gesi- receğiz. Yalnız dikkat ediniz sizi ziyaret ederek düşürmüş olduğu tuzağa bakarak onun ne ayarda bir düzenbaz olduğunu anlamalısr” nız! — Eğer bu uğurda ölmek bile lâzım gelse, gene intikamımı ah mağa çalışacağım. — Oh. mesele ölümden ibaret olsa, bundan kolay ne olabilir?... Halbuki mesele yaşamak ve sev gilinizi de yaşatmaktır. — Evet, doğru... li — Buaun için de, Moröveri ele geçirmek lâzımdır monsenyör! — Oh Pardayan, gözümün önü” ne serdiğiniz bunca işten hangisi" ni düşüneceğimi, bunca engelden hangisiyle uğraşacağımı ben de şaşırdım. Üstelik Moröverin bu işle ne alâkası olduğunu bir türlü anlıyamıyorum. Pardayan, arkadaşma merhamet dolu bir bakış fırlattı ve kendi kendine: — Zavallı çocuk! Ah, eğer ni” şanlının Moröverin karısı olduğu" nu bilsen acaba ne dersin? diye düşündü. Sonra yüksek sesle: — Evet, Moröveri yakalıyalım, diyorum. Çünkü o, Faustanm elin” de bir tahrip âletidir. Onun vasr tasiyle birçok şeyler öğrenebiliriz. Moröveri elde etmekle, Faustayı en mühim bir yardımcısından mah rum etmiş, birçok işlerini yarıdâ8 bırakmış oluruz. — Niçin ona doğrudan doğru” ya hücum etmiyoruz? Görmiyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: