2 Ağustos 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

2 Ağustos 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Güzide neden benden sırlarını saklı yorsun? Bük ben sana Bak topraklar hiç kımıldamıyorlar.| Su olmadığı zaman kum, çöl haline-ge”| Hiyor, halbuki inu öyle değildir. . Daima| akar, kımıldar, ses verir. ! — Sizin memlekette su azdır değil, mi? i — Evet, buralarda daha çok su var. Daha çok yağmur yağıyor. Bana kü- çükken ders aldığım hocalarım anlat - muştı. Eskiden, çok eskiden bizim mem, Jeket de tıpkı burası gibiymiş. Suyu! bolmuş, çok çök yağmur yağarmış. Sonralar: sular yavaş yavaş çekilmiş, memleketimiz kurumağa yüz itutmuş. Bunun üzerine büyük kumandanlarımız ggarbe doğru akın ctmeğe, daha sulak yerler arâmağa koyulmuşlar. ,Nitekim hâlâ böyle yapiyorlar. — Güzide neden benden kendi sır. larını saklıyorsun? Bak ben sana her şeyimi, her şeyimi söyledim. Babam . dan, ailemden nasil nefret ettiğimi, Hü- seyin denilen âdi muhafız zabitini sev. diğimi bile söyledim. Yeni evlenmiş ve karısını seven “bir adama karşı duydu- Zum bu aşkım memnu olduğunu da bi. Yiyorum. Fakat ne yapayım. Sevmemek ddimde değil. 14 Yine sana söylediğim gibi Hüseyini delice sevmeme rağmen bunu neon ne de senden başka her hangi bir kim-| seye söy. :miş değilim ve söylemiyece | ğim de. Madem ki o başkasını seviyor.| Ve sevdiği ile evlenmiş, mesut olmuş-! tur, benim için yapacak yegâne şey sus mak ve bu aşkı hiç kimseye söylemeden ömrümün sonuna kadar taşımaktır. Buna mukabil, içimi, kalbini sana bu kadar aşınama sağmen sen her geyini — Hayır bu değil. Bir defa 'ben hiç yalan söylemem. Sana gu bhakikati'bütün kalbimle söylüyorum ki seni gok beğe niyor we gok seviyorum. Bana her şeyi sor, söyliyeyim. Yalaz ailemi, kim oi duğumu sorma! Bunu (O söyliyemem. Çünkü söylemeğe mezun değilim. Eğer benim kim olduğum duyulsa bana inar nm ki o kadar sevdiğim (sen de dabil olduğun halde mahvolursunuz. Onun için yalvarırım sana! Sorma bana bunu! Başka ne istersen sor! Sana cevap vermeğe hazırım. — Hislerini anlıyor ve sormuyorum. Anlıyorum ki sen çok büyük bir aileye mensubsun. Terbiyen bir çok lisanlara yâk:£ olman bunu açıkça belli ediyor. Babanın duyulmasından ve isminin yer” lere düşmesinden çekiniyorsun. Kimhir Tir, belki baban bir (o bhüklümdardır. Bir hükümdarın kızının bir esir, bir çariye olduğunun duyulması o herhalde hoşa Ritmez bir şey. Büyük bir skandal. 23 Kendine doğru savrulan tehditler rasi gölerek biraz konuğtuk. karşısında kurşun yemiş gibi gendele. di ve ellerini yüzüne kapıyarak geri geri evine girdi. Ne oluyordu? Neden herkes ora bücum ediyordu?. Zovalir zavallı talihsiz kuğn! Yı riilerdem. iki adam hışımla iler. ledi: — Çocuğunu z»hirliyen bu ksdın doktoru da öldürmüştür. Müddejumumi bu çift ittikamın kar mısımia hayretle sordu: .— Nasıl, kelli biliyorsunuz, öyle mi? — Evet, dün akşam, kırlara doğru giderken doktor Remzi Beye her şeyimi söyledim. Gözlerinden #özlerimin © kadar yar daş olmadığını okuyorum. Ne“ işe, sene başka gey. sorayım. €cn hiç “sevmedin mi? — Sevdim. — Kimi? — Bir genci. — İsmi nedir? — Alet! — Aykut, Aykut! Tuhaf isim. Fakat ne güzel bir ahengi var. Herhalde yük- sek mevkide bir şahıs olacak, Kimbilir, belki de bir'prenstir. > Mayır. O, sadece basit bir adam Bir silâhgor. — Garip'şey, — Neden garip (olsun? Sen de bir prenses bir sultan olduğun halde aleli| de bir muhafız zabitini seviyorsun. | “Doğru? Hayat ve #alilerimizin tu” haf'bir benzerliği var. Güzide .acı acı güldü: — Aman 'bu benzeyiş daha fazla Ter- lemesin! — Beki.nöreğe bu sevdiğin delikanlı? — Bilmiyorum. Fakat herhalde peşim dedir. Onun günün birinde önüme çıka” cağına ve-beni kurtaracağına derin bir imanım var. Esasen beni yaşatan biricik kuvvet budur. — Ümüt etmek, © edebilmek, ne iyi şey! Sen benden dâha “bahtiyarsın 'Gü- side! Hiç olmazsa © sevgilinle bir gün buluşacağını, onun olacağını ümit ede biliyorsun. Halbuki ben. Tam bu sırada Eymen içeri girdi. İ- ki genç kız konuşmalarını kestiler. Ey” men yere eğilerek Zübeydeyi selâmladı: — Halife hazretleri Güsidenin batarken Münetcimbaşt Ubeytin daire- sinde bulünmasım emrediyorlar.” Zübeyde sordu; — Neden, ne war? — Cariyeniz bundan ımalümattar de” gildir. Güzide şüphe İle evvelâ Eymenin sonra Zübeydenin yüzüne baktı. — Müneccimbaşınm dairesi nerede- dir? — Bahçenin öbür tazafında.. «o Demek şu halde bahçeye çıkaca” ğım. — Evet. — Halbuki bunu bana . şiddetle me" netmişlerdi. Aylar var ki ayağımı top- cağa basmadım. Bunun için (o bahçeye sıkmak, toprak üstünde yürümek beni sevindirecektir. Acaba orada me kadar kalacağım? Eymen cevap verdi: — Bilmiyorum. Belki beş dakika, bel ki de bir saat. Celâl Beyin evine uğradığı ni orada acıklı bir vek'eya şahit ol. dına rastladık. Deliler gibi koşuyor . du. Hem de kendi kendine “dol her yerde çocuğumu zehirledim diye yayacak. İştemem, istemem. diye söyle! niyorlu. Gayet iyi işittik. Harap de. girmen yoluna doğru gittiğini gördük.| İş bu rengi alınca haber vermek mec» buriyetindeydik değil mi efendim? — Iyi ettiniz. Polisler yavaş sesle birbirlerila ko. nuştular, güneş | yabeni.orada km el Hatıralarım anlatan ? BEDAN TALAT (Dakikalar geçtikçe endişem ve heyeca gum artıyordu. Olgimde muhtelif hisler biribiriyle mücadele haliadeydi. Bir ta- iralta uzun, meşakkatli ve tehlikeli işlet rin werdiği heyecan we iztirap, diğer «a iralta, oOArtik Oesatet ve (o felâket ten (okurtuluş (günlerinin (yaklaş makta olduğunu ima eden son .bâ* Giselerin verdiği çılgınca sevinç. Ayakta, gece karanlıkta .ne ;kadat beklediğimi “bilmiyorum. Düşüncelere dalmış, hayli vakit geçirmisim. Hâlâ irfan sreisden ses sada yok. Biraz iskeleye doğru ilerlemek istiyo gum. Fakat daha “iki adım atmadan aşağıdan doğru birkaç kişinin ayak s€s- Jerini duyuyorum. . Süratle geri döne- rek dıyar dibine “güzülüyor. karanlığın işine sinmeğe çalışıyorum. Ayak 56s- leri gittikçe yaklaşıyor. Üzerimedoğru geliyorlar. Mümkün olsa dıvarı delipi üçeri gireceğim,Onlar gittikçe yaklaşıyor. Jar. “Fakat'kim olduklarını göremiyo- gum. hayaletihalinde (ilerliyorlar. we gittikçe yaklaşıyorlar. Seslerini duyu- yorum. İngilizçe konuşuyorlar. Eyvah. Devriyeler,. :Şimdi ne yapmalı.. Saklan- dığım yerden çiksam şüphelenip yaka- yacaklar.. Öyle ya gecenin bu saatinde burada ne işim var?.. Meydana çıkmasam yakalarlarsa bu da kötü. Neyapmalı? Ben daha karar vermeden iki metre kadar önüme geliyorlar, Biri duruyor. Acaba beni gördü. mü? yavaş: ça tabancamı « .kiyorum. Artık ne olursa olacak.. Bir kibrit yanıyor ve hetif eğile. rek piposunu “yakıyor. “Kırmızı “yüzlü, iri yarr'bir İngiliz neferi.. (o Piposunu yaktıktan sonra arkadaşlarına yetişmek için acele acele ilerliyor. Bir kere daha kurtuldum. Hâlâ hatırladıkça o dakika da geçirdiğim heyecanı aynen duyarım, İngiliz devriyelerinin ayak sesleri kesildikten sonra kulak kabaettım. ranlıkta deniz tarafından doğru bir fışır- & geliyordu. Biraz dikkat edince bunun kürek sesleri olduğunu arladım. bu gelen bizim İrfan vet: mi idi? İske- leye doğru yürümeğe başladım. Ben İs- keleye vardığım zamani biraz ileriden, denizden, bir karaltınm o karaya doğru süratle yaklaşmakta olduğunu gördüm, Sandal çok geçmeden önüme geldi. Ge. İen İrfan reisti. Heyecanla sordum: — Ne var, ne yok? — Bu âdelmların sözleri Gelip €-) fendinin dediklerile mulabık geliyor. Demek cinayet hu civarda olmamış. — Fakat cesedi buraya sürük'iye vetinım arttığı, umulmadık işler yap tığı melümdur. — Bu kadmı görüp, İstinlak etme. M., İki jandarma çağırdılar Pembe ©. vi işaret ederek: — Bu evi hekleyin, şayet içindeki kadın çıkmak istiyecek olursa mani olun. Biz gelinceye kadar bir yere kımıldamasın. Artık yerlilerin arasında bu kana at kat'ileşmişti; Şadiye çocuğunu öl. dürdükten sonra cirayeti meydana çık masın diye ihtiyar doktoru da yok etmişii. Ekseriya »ir olhüyeti başka bir cwayet takip eder! Doktor Remzi Eeyin evi araştırıl:| dığı vakit, müddetumumiliğe yazdığı, ikin yollamağn vakit bulmadığı rapor! da meydana çıktı. Artık tereddüde Bu seferki taarruz İngilizleri" tamamen £elaşlandırmış, harekete getirmişti — Hayırlar beyim. Emrini yaptım. Arkadaş sağ salim karşı sahile çikti — Eyvallah İrfan reis! “İrfan reise karşı (imdi rük teş kilâtı muhafaza memurudur) duyduğum minnettaclığın hadâi hedkbı yoktu. 'Ni-! hayet işlerin en mühim kısmını tehlike sizce atlatmıştık Selimi, ne yapar, ne € der Üsküdardan Kıztitoprağa aşarıdı. İrfan tsisin hizmetini manevi bir! kıymeti vardı onu made: bir karşılar ödiyemezdim. Fakat, şüphesini de cer betmek istemiyordum. Çikarıp bir Ma verdim. Almak istemedi. İsrar çettim.| Kahul etti. İskelede birihirimize veda et- tik. O kayıkhanesine gitti. Ben de neş<€ içinde carldeye doğru ilerlemeğe başla”| dım.Artık korkacak hir şey. yok demekti. | Caddeye çıkınca bir otomobile atlıyarak| Beyoğluna çiktim. (Keokerden gece mey hane we barları kontrol için ayrılmıştım. Binaenaleyh, Ertesi günü bunun rapo- runu da vermek Jâzımdı. Bu rapora mev zu bulmalı. Bunun için vaktin çok gecik miş olmasma rağmen Beyoğlunda birkaç yere girdim, çıktım. Krokerc döndüğüm zaman sabah hayli yaklaşınıştı. Geçirdi- ğim heyecanı saatler ve yorgunluk! beni hayli hırpalamışi. Yatağıma uzandım. vip “ EŞ İNGİLİZLERİN TELA Gözümü açtığım zaman, sabah olal: hayli olmuştu. Saate baktım: Dokuz. Mesai saati başlıyalı epey olmuş.. Kaik- tım. Yukarı çıkarak yüzümü Oo yıkadım. Nöbetçiye Balların odasını gelip gelme- diğini sordum, gel söyledi, Şimdi bütün derdim Selâmiden.bir haber almak ta idi. Acaba ne yapmıştı. Doğru polisle rin odasına giğerek kapıdan baktım. .*- Jâmi yoktu. Yerime dönerken “korgişer muavini Ali Salbe rast geldim. Ona sör-, dum: — Selâmi bugün izinli mi? — Hayır. — Daha gelmemiş. — Geldi, İrtibat komiserliği kapısın- da möbet bekliyor. Aşağı kata indim. Selâmi, kömiser Halukun kapında — nöbet bekliyordu Beni görünce sevincle yanaştı. Kimsenin duymaması icin fışıldıyacak konuştuk -i — Ne haber Selimi? mabal yoktu, Şadiye mutlak inceden inceve istintak edilmeliydi. —8— Küşke döcünce Ferruh #ey'adesi | ma kapandı. Goç vakte kadar meyda. | na çılımadı. Suratı asik. aköam üs | til bahçeye çıktı, bes aşağı beş yüke. rı dolaşmağa başladı. Kı>5 duruyor; uzun uzun düşlinüyor, sora yine piva sasıma başlıyordu. Nihal içerde misafir gelen köme! hanımlarla günün hâdisesi hakkmda hararetle münakaşa ediyordu. Dir a ralık Mahir de uğca:ı. Genç kadın ilk fırsatta yavaşca sordu: , — Gittin mi, gördün mil, me yapı. yordu? — Çok csgur. Polişlerle konuştu. İzahat verdi, > Halinde şaşkınlık var mıydı? — Biraz... Bihassa Ahmet Beyin korucusu ifade verdiği zaman adeta fenalaştı. — Hasan Çavüş ne deği? — İyi işitemedim. Yavaş konuşu. yorda. Her halde mühim bir şey ola. pak ki Forruh Bey helecun içindeydi. #ii sa İ| seviniyorlardı, Bizim * nl eri Yasam 7 5 ; » — Usküdara çıkınca yar” gö Kızltoprağa vardım. Esat VE) rarak mektubu verdim. OKU kendisini yarın sabah görürÜğ” kür ettiğimi ve gözlerinde SE ö dedi, “ — Peki sonra konuşuWÜ. Derhal biribirimizden #3 ki konuştuğumuz yer bizim.$' bir yerdi." İrtibat komiseri her nedense — benim tu şeki” lartımı hoş görmüyor. Banâ' cek yerde müşkülât çık o naleyh ., “Selâmi ile kapasiMii bizi burun buruna görünse Si belki bunun sararır da Selâm gaktı. - Ben odama döndüm. * muştum ki kapı açıldr. E içeri girdi. — İşler nasıl ? — İyi setendim. —Dün gece seni arattır” —'Bar, «meyhane we m9” panma saatlerini «teftişe çık i — Sehirde asayiş nasi? © —İyi Ben şimdi Harbiyeye gidi) neral “Haringtofun ii yon toplanacak. Orada « Ballar-o gün Yapılacak İŞİ” da bana talimat verdikten #5 tL < Bizim Kolonelin halinde ©” g delik verd Hele, Haring! i tinde toplanacak olan o «9 ehemmiyet veriyordu. Bütün” rın Anadoludan gelen yen 4 neşet ettiği pek âlâ anlaşılıy , Şimdiye kadar Anedoluğf veğlerimizle Yunanlılar mi muharebeler olmuştu. BU arruzlarda kâh bizimkiler, ei dar kazarıyorlard. Fakat yetler mevzi? kalıyordu. y ii kazandığı haberi geldiği gari” haberi şayi olduğu zaman İs* göstermiyorlar, lâkayt W. hafâza ediyorlardı. Çünkü doludaki Türk ordusunun » arrizda, betti müdafaa VAP” muvatfate 'olamıyacazına 4d 4 #İGEĞİ, mişlerdi ri ei Susup gittikten sonra bat bir nefes aldı. . — San ne dersin” yeti eğen izledi? — Bilmem, çok bir #ürlü işi enlemi tünde bin Mina park koperp almışlar. “Alak allahı, VaR .cağım! Hiç bir seye pükÜ sum — Gidiyorum. Beni sin Asha iyi. — Yok canım, dur Ni kal, onunla yalnız ors yi rum, ; Hava kararmıştı Fe ri girdi, meyuğ bir t il pi selâmlâdı. Delikanlı? miyetle sıktı, 4 — Felâketten habar i — Evet, doktor müş. e Boğmuşlar, hen # pis erişimine: kadar tai Ayrdır ayrılmaz başm& Onu soymak için l U

Bu sayıdan diğer sayfalar: